17 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Almanya’da Müslüman kadının vatandaşlık başvurusuna erkek yetkiliyle tokalaşmadığı için ret

Avrupa genelinde artan İslam karşıtlığı ve Müslümanların yaşamlarını yönelik baskı her geçen gün artıyor. Bu duruma son örnek Almanya’da yaşandı. Baden-Vürtemberg eyaletine bağlı Rastatt kasabasında geçtiğimiz hafta meydana gelen olayda, Müslüman bir kadının vatandaşlık başvurusu erkek yetkiliyle tokalaşmadığı için reddedildi. DİNİ İNANCI GEREĞİ 2019 yılında Alman vatandaşlığına başvuran, kabul belgelerini de teslim eden kadın, sıra mülakata geldiğinde dini inancı nedeniyle erkek kabul memuruyla tokalaşmak istemedi. Bu duruma anlayış göstermeyen Alman makamları, kadını vatandaşlığa kabul etmedi. "ALMANYA'YA UYMUYOR" Hazırladıkları gerekçe mektubunda da “Erkeklerle tokalaşmayı reddetmenin Alman yaşam koşullarına aykırı olduğu ve temel Alman değerleriyle bağdaşmadığı” belirttiler. KEYFİ KARARLAR OLASI Alman yargısına göre, “köktenci bir kültür ve değerler anlayışı” temelinde el sıkışmayı reddeden herkes “Alman yaşam koşullarında bir sınıflandırmayı” reddetmiş oluyor. Ancak “köktenci bir kültür ve değerler anlayışı” ifadesinin belirsiz sınırları keyfi kararları mümkün kılıyor.

2 yıl önce

Emine Erdoğan: Yeşil kalkınmanın öncülerinin kadınlar olacağına canıgönülden inanıyorum

Emine Erdoğan, Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) tarafından ‘Daha iyi bir dünya için çalışmak’ temasıyla düzenlenen 12. Boğaziçi Zirvesi kapsamındaki ‘Kadın, Ekonomi, Bilim ve Hukuk’ başlıklı panele bir video mesaj gönderdi. Panelde, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin ile eski Lübnan Enformasyon Bakanı Manal Abdel Samad de yer aldı. ‘Kalkınmanın ön koşulu kadınların ekonomiden sosyal alana kadar tüm sahalarda güçlendirilmesidir’ Daha iyi bir dünya beklentisinin çok boyutlu temalar içeren bir konu olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Elbette ekonomiden siyasete, kültürden çevreye birçok alanda gayret sarf etmemizi gerektiriyor. Fakat en başta şunu söylemek isterim ki 'daha iyi bir dünya'nın inşasında kadınlara büyük roller düştüğü inancındayım. Maddi ve manevi kalkınmanın ön koşulu, kadınların ekonomiden sosyal alana kadar, tüm sahalarda güçlendirilmesidir. Kadınların dönüştürücü gücünü bir potansiyel olmaktan çıkarıp, aktif bir güç haline getirmek ise bir dizi reformu gerektiriyor. Kadınların ekonomik ve sosyal olarak güçlenmesi ve karar mekanizmalarında yer alması ile dünyada adaletin ve iyiliğin artması arasında somut bir ilişki mevcut. El birliğiyle bu bağlantıyı görmek ve başkalarının da görmesini sağlamak için çalışmalıyız." Erdoğan, dünya tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan Kovid-19 salgınında 2 senenin geride kaldığını dile getirerek, 2 sene önceki dünyaya kıyasla bambaşka bir gerçeklik içinde yaşanıldığını söyledi. ‘İklim değişikliği konusu, öncelikli meselelerimizdendir’ Hızlı değişimin, hayatın her alanında kendini gösterdiğini ve yeni bir geleceğin temellerini attığını belirten Erdoğan, "Bu noktada geleceğin getireceklerine maruz kalmak değil, geleceği herkesin adil yaşayabilmesi için şekillendirmek durumundayız. Bu çerçevede etkisini hemen her alanda gördüğümüz iklim değişikliği konusu, öncelikli meselelerimizdendir. Zira yaptığımız tüm planlar, kurduğumuz tüm hayaller ancak elimizde yaşanabilir bir dünya varsa gerçek olacak" diye konuştu. ‘Kadınların sosyal ve politik olarak iyi konumda olduğu ülkelerde düşük karbon emisyonu gözlemleniyor’ Erdoğan, Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli'nin son raporunun, insanlık için "kırmızı alarm" niteliğinde olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Bu raporun en önemli sonucu, iklim adına yaşadığımız felaketlerin temelinde insan kaynaklı faaliyetlerin bulunmasıdır. Buradan hareketle yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş, önümüzdeki seçeneklerden biri değil zarurettir. Dolayısıyla daha iyi bir dünyaya, doğa için daha iyi politikalar üreterek kavuşabileceğiz. İşte bu noktada, yeşil ekonominin işin çözümünde anahtar olduğu tartışmasızdır ve yeşil ekonominin hızla hakim güç olması için de kadınların desteği kuşkusuz en önemli etkendir. Birçok araştırma, kadınların karar mekanizmalarında yer almasının, doğanın korunmasıyla ilişkili sonuçlar doğurduğunu ortaya koyuyor. Mesela kadınların sosyal ve politik olarak iyi konumda olduğu ülkelerde düşük karbon emisyonu gözlemleniyor." Emine Erdoğan, ekonominin kadın liderlerine, "Çevreye sıfır olumsuz etki ilkesiyle büyüyen, sürdürülebilir şirketler olma yolunda lütfen sektörlerinizi çevre dostu hale getirin. Böylece daha iyi bir dünyanın mimarı olun" çağrısında bulundu.

2 yıl önce

Dünyanın en güçlü kadınları 2021 listesinde 2 Türk: Özlem Türeci ve Güler Sabancı

Dünyanın 'en güçlü' kadınlarının sıralandığı uluslararası listeye Türk bilim insanı Özlem Türeci ve iş insanı Güler Sabancı adını yazdırdı. Forbes dergisinin 18 yıldır yayınladığı 'Dünyanın en güçlü kadınları' listesinde bu yıl 40 CEO ve 19 ülke lideri yer alırken listenin ilk sırasındaki isim de çok uzun bir aradan sonra değişti. Listede yer alan 2 Türk isim, Kovid-19 aşısını geliştiren isimlerden olan ve BioNTech kurucularından bilim insanı Özlem Türeci ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı oldu. Türeci listede 48. sırada yer alırken Sabancı, listeye 77. sıradan girdi. Türeci'nin eşi bilim insanı Uğur Şahin'den de bahseden Forbes, "Batı Almanya’da Türk göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Türeci’nin kaderi bilim ve sağlık alanında bir kariyerdi: Annesi biyolog ve babası cerrahtı" diye yazdı. Öte yandan Güler Sabancı’nın Türkiye’nin en büyük gruplarından Sabancı Holding’i yöneten ilk kadın olduğunu vurgulayan Forbes, Güler Sabancı’nın Sabancı Üniversitesi’nin kurucu başkanı ve Sabancı Vakfı’nın da başkanı olduğunu hatırlattı. Forbes dergisi listede yer alabilme koşullarıyla ilgili olarak, "Sadece paraya veya güçlü bir konuma sahip olmak yeterli değil. Bir kişi servetiyle, duruşuyla veya bulunduğu konumda ‘bir şeyler yapıyor’ olmalı" notunu düştü.

2 yıl önce

HDP’nin ‘KHK yüzünden’ dediği Fatma Demirel intiharında iğrenç detaylar! PKK sempatizanı Mihemed Ronahi hem kadına hem de çocuğuna tecavüz etmiş…

SES KAYITLARI ORTAYA ÇIKTI Kısa bir süre evvel Diyarbakır’da hayatına son veren ve sosyal medyada Evin Güneş olarak tanınan Fatma Demirel’i intihara sürükleyen isim olduğu iddia edilen Mihemed Ronahi’nin tüm çirkef yüzünü meydana çıkaran ses kayıtları sosyal medyaya düştü. İlgili ses kayıtlarında Fatma Demirel’e küfür, tehdit ve hakaretler savuran Mihemed Ronahi, Fatma Demirel tarafından clubhouse sesli sohbet ortamında ‘çocuk tacizcisi’ ve ‘kadın düşmanı’ olarak ifşa edilmiş. İddiaya göre belli bir dönem beraber olan Mihemed Ronahi ile Fatma Demirel’in birliktelikleri Mihemed Ronahi’nin Fatma Demirel’in 15 yaşındaki kızına tecavüz etmesiyle son bulmuş ve süreç savcılığa taşınmış. HDP, EVİN GÜNEŞ’E SAHİP ÇIKMAMIŞ PKK Sempatizanı Mihemed Ronahi hakkında çocuğa tacizden dolayı savcılığa suç duyurunda bulunulduğu, Mihemed Ronahi’nin bu şikayetin geri çekilmesi için şikayetçi Fatma Demirel’i uzun süredir tehdit ve taciz ettiği öğrenildi. Bununla da yetinmeyen Mihemed Ronahi bazı akrabalarını Fatma Demirel‘in üzerine salarak ‘Kafana sıkarız‘ diye tehdit ettirerek şikayetini geri çekmesi için zorlamış. Bu süreci Fatma Demirel bir arkadaşına şu şekilde anlatmış:

2 yıl önce

Terör örgütü PKK'nın sözde kadın birimi komutanı Kocaeli'de yakalandı

Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, PKK/YPG silahlı terör örgütünün Suriye yapılanmasında, kadınlardan oluşan 15 kişilik bir ekibin sözde komutanı olduğu belirlenen A.Ş.M.'nin Darıca ilçesinde saklandığını tespit etti. Zeytin Dalı Harekatı öncesinde Türkiye'ye yasa dışı yollarla girdiği belirlenen şüpheli, saklandığı evde gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemleri tamamlanan A.Ş.M. adliyeye sevk edildi.

2 yıl önce

Sosyal medyadan kadınları tehdit eden iki göçmen sınır dışı edilecek

Yabacı uyruklu iki kişi, Türkiyeli bir erkekle sosyal medyada yaptıkları görüntülü görüşme sırasında kadınlara yönelik taciz ve tehdit söylemlerinde bulundu. Videoda iki kişinin kadınlara tecavüz etmekten bahsettiği görüldü. Soruşturma başlatan polis ekipleri, iki şüpheliden M.E.A.´yı İzmir'de, K.S.A.´yı ise Aydın'ın Didim ilçesinde gözaltına aldı. Polis merkezindeki işlemlerinin ardından 2 erkek, adliyeye sevk edildi. İfadeleri alınan şüpheliler, savcının talimatıyla sınır dışı edilmek üzere Aydın İl Göç İdaresi'ne teslim edildi. Kamu düzenini bozup, infial yaratmak suçlarından Türkiye'ye giriş yasağı da getirilen 2 şüphelinin yarın sınır dışı edilecekleri bildirildi.

2 yıl önce

Teröristlerce iki kardeşi katledilen kadın dağa götürülen oğlu için gözyaşı döküyor: 'Allah bu zulmü kabul etmesin'

Çocuklarının terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Vanlı aileler, 27 Şubat 2021'den bu yana perşembe günleri, partinin il başkanlığı binası önünde oturma eylemi yaparak seslerini duyurmaya çalışıyor. 19 yaşındayken İstanbul'da kandırılarak dağa götürülen oğluna kavuşmaya çalışan 9 çocuk annesi Aycil, Van'ın Başkale ilçesinden gelerek annelerin eylemine destek verdi. Oğlundan geriye kalan fotoğraflara bakıp acısını hafifletmeye çalışan anne, aynı durumdaki tüm aileleri yanlarında görmek istiyor. "Allah bu zulmü kabul etmesin" Aycil evladına kavuşma ümidiyle Vanlı ailelerin başlattığı eyleme katılma kararı aldığını söyledi. Oğlunun kandırılarak dağa götürüldüğünü anlatan Aycil, şunları kaydetti: "Oğlumu İstanbul'a abisinin yanına çalışmaya gönderdim. Askerlik çağına gelmişti. Askere gidecekti. Onu İstanbul'da kandırdılar, zorla dağa kaçırdılar. Kendi rızasıyla gittiğine inanmıyorum. Evladımı 6 yıldır her yerde arıyorum, gitmediğim yer kalmadı. Defalarca HDP'ye gittim. Diyarbakır'da evlatları için oturma eylemi yapan aileleri televizyonda izledikten sonra evladımı aramaya karar verdim. Oğluma kavuşana kadar eylemimi sürdüreceğim. Öldürseler çocuğumu aramaktan vazgeçmeyeceğim. Allah bu zulmü kabul etmesin. Bizden ne istediler. Oğlumu öldürdülerse ölüsünü versinler. Ne hakla oğlumu benden kopardılar. Evladımdan haber almak istiyorum." "Kardeşlerim PKK'lılar tarafından boğazları kesilerek öldürdü" Başkale ilçesine bağlı Yurttepe Mahallesi'nde, yaklaşık 30 yıl önce terör örgütü PKK tarafından iki kardeşinin katledildiğini anlatan Aycil, "Güvenlik korucusu Halil ve Mehmet Gezgin kardeşlerim PKK'lılar tarafından boğazları kesilerek öldürdü. Babamın evini yakıp yıktılar. Tüm köylülere zulmettiler. Köyümüz yakıldı. Bazılarını katlettiler, bazılarını ise dağa götürdüler. Bize tarif edilmeyecek acılar yaşattılar." diye konuştu. Oğluna teslim olması için çağrıda bulunan acılı anne Aycil, "Servet, oğlum 6 yıldır sana ulaşmaya çalışıyorum. Sana PKK'lıların katil olduğunu, iki dayını acımasızca öldürdüklerini sürekli söylüyordum. Biz onlardan uzak insanlarız, sana yalvarıyorum onlara uyma, gel devletimize teslim ol. Senin özleminle yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Yılı Yol Haritası Toplantısı… İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Bu yıl hedefimiz erkekler”

Toplantıya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Sağlık Bakan yardımcısı Sabahhattin Aydın katıldı. Dört bakanın katıldığı toplantıda, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda 2022 yılında izlenecek yol haritası hakkında bilgilendirmeler yapıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türkiye’deki bütün erkeklere aile içi ve kadına karşı şiddet konusunda neler yapmamaları gerektiğini anlatan kolluk birimlerimizle, girilmedik yer bırakmayacağımız bir çalışmayı başlatıyoruz” dedi. Soylu, “Yıllara göre yaptığımız çalışmalar ve ortaya koyduğumuz eylem planları bizim bu konuda hem atacağımız adımları hem yol haritamızı hem de ödevlerimizi çok önemli bir şekilde ortaya koymaktadır. Hepimizin sorumlulukları var ve bunları yerine getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Kadına şiddetle mücadele ve aile içi şiddetle mücadelenin yalnızca Türkiye’de sadece bir kesimin veya dünyada bir kesimin meselesi olmadığını söyleyen Bakan Soylu, “Sadece burada bir kesimin içi acımıyor. Bir kesimin sorumluluğu var da bizim yokmuş gibi davranışı ortaya koymak son derece hem insanlıkla bağdaşmayan hem de çağımızla uyuşmayan davranış modelidir. Yargıtay başkanımız bu konuda hem Türkiye’yi hem dünyayı ölçümleyen bir değerlendirme yaptı. Söylenmedik söz bırakılmadı. Bir hukuk insanın bu konuda yapmış olduğu değerlendirmeyi neredeyse ‘siz bu konuya nasıl girersiniz? Bu konuda nasıl değerlendirme yaparsınız’ diye linç girişimiyle karşı karşıya kaldı. Bu konuda maalesef bunu siyaset alanının bir parçası olarak değerlendiren ‘acaba ben buradan nasıl bir siyaset üretirim de mevcut siyasi anlayışını yıpratırım’ anlayışı söz konusu. Bunlarla birlikte yol alabilmenin mümkün olmadığını da ifade etmek istiyorum” açıklamasında bulundu. KADES uygulamasının uluslararası bir ödül aldığını hatırlatan Bakan Soylu, “Bizim ödülümüz bu konuda sıfır hadisenin olmasıdır. KADES yaklaşık 3 milyon 52 bin kadınımız tarafından indirildi. Bugüne kadar 279 bin ihbar oldu ve bunun 159 bin ihbarı gerçek ihbardı” ifadelerini kullandı. 81 ilde aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddete yönelik mücadele büroların kurulduğunu bildiren Soylu, “Bunların toplam sayısı bin 102 ve hem polis hem jandarmadan oluşuyor. Geçmişte müracaat eden ve ben bu işten vazgeçtim diyeni de karar olsa da olmasa da takip eden, hal hatır soran ve sürekli sahayı takip eden bir anlayışla karşı karşıyayız. Bunu da sürekli devam ettireceğiz. Mümkün olduğunca sahadaki vakaların takibini gerçekleştiren bir anlayışa büründüğümüzü ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu. Bakan Soylu kadının korunmasına yönelik önemli adımlar atıldığını ve atmaya da devam edildiğinin altını çizerek şunları söyledi: “Bu yıl biz bir uygulama başlattık. Bu yıl hedefimiz erkekler. Adım adım Türkiye’deki bütün erkeklere aile içi ve kadına karşı şiddet konusunda neler yapmamaları lazım geldiğini ifade eden ve bunları anlatan kolluk birimlerimizle girilmedik yer bırakmayacağımız bir çalışmayı başlatıyoruz. Bu konuda inşallah kolluk birimlerimiz el birliğiyle tüm paydaşlarımızla birlikte önemli adımlar atacağız.”

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 29 30