07 Mayıs Salı 2024
1 yıl önce

Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın taziye dilediği PKK’lı Emine Kara, Kandil’de gömüldü

Fransa’nın başkenti Paris’te Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne düzenlenen saldırı sonrası PKK’lı olduğu ortaya çıkan 3 terörist hayatını kaybetmişti. KANDİL DAĞINDA GÖMÜLDÜ Ölenlerde birinin ise PKK/KCK terör örgütü Yürütme Konseyi Üyesi Emine Kara (Evîn Goyi) olduğu belirlenmişti. Emine Kara’nın (Evîn Goyi) cenazesi Kuzey Irak’a getirilip Kandil dağında gömüldü. https://twitter.com/malikejder47/status/1611775812289843200?s=46&t=FKPYoxhEESZTGgjhP6ddEQ DAVUTOĞLU VE BABACAN TERÖRİSTE TAZİYE MESAJI YAYINLAMIŞTI Terörist Emine Kara için, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan taziye mesajı yayınlamıştı.

1 yıl önce

HDP’nin gönlü olsun! 6’lı Masa’nın Ortak Mutabakat Metni: Kandil’e çalışan belediyelere kayyum uygulamasına son vereceğiz

2023 seçimleri yaklaşırken, siyasi gündemde hararet artıyor. Seçimler için 14 Mayıs tarihi beklenirken, Millet İttifakı'nda halen aday belirsizliği hakim. Aday açıklaması beklenen 6'lı masa, bugün Ortak Politikalar Metni'ni açıklayacak. 6’lı masa liderleri, üzerinde anlaşma sağladığı mutabakat metnini kamuoyuna duyuracak. 9 ana 73 alt başlık Söz konusu metinin 9 ana, 73 alt başlıktan oluşan 2 bin 500’e yakın madde ve vaatlerin sıralanacağı ve yaklaşık 200 sayfa olacağı belirtildi. Mutabakat metninde bulunan 9 ana başlığın, “Hukuk Adalet ve Yargı”, “Kamu Yönetimi”,  “Yolsuzlukla Mücadele, Şeffaflık ve Denetim”, “Ekonomi, Finans ve İstihdam”, “Bilim, AR-GE, Yenilikçilik, Girişimcilik ve Dijital Dönüşüm”, “Sektörel Politikalar”, “Eğitim ve Öğretim”,  “Sosyal Politikalar”, “Dış Politika, Savunma, Güvenlik ve Göç Politikaları” olacağı belirtildi. "Seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz Bir diğer yandan, metindeki "kamu yönetimi" maddeleri dikkat çekti. İçişleri Bakanlığı'nın terör örgütü ile bağlantılı olan belediye başkanlarını görevden alıp, yerine atadığı kayyumları Millet İttifakı yeniden atacağının sinyalini verdi. Bu karar, en çok HDP'yi sevindirdi. Türkiye Varlık Fonu'nun kapatılacağı, bakan yardımcılarının kaldırılacağı ve müsteşarlık sisteminin kurulacağının ifade edildiği metnin ilgi çeken kısmı ise kayyum atamaları konusu oldu. Millet İttifakı, maddelerine "yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz" notunu düştü. Mutabakat metninin geri kalan detayları; Hukuk, adalet ve yargı . Etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem için Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçeceğiz. . Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni doğrultusunda yapılması gereken anayasal ve yasal değişiklikleri ivedilikle hayata geçireceğiz. . Bir yasama yılında en az 20 gün, gündemi muhalefet tarafından belirlenen genel görüşme açılabilmesini sağlayacağız. . Devlet sırrı ve ticari sır kavramlarını, Meclis’in bilgi edinme ve denetim yetkilerini engellemeyecek şekilde yeniden tanımlayacağız. . Milletlerarası sözleşmelerden geri çekilme yetkisinin Meclis’e ait olduğunu anayasal güvence altına alacağız. . TBMM’de başkanı ana muhalefet milletvekilleri arasından seçilen Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Cumhurbaşkanı 7 yıl süreyle bir dönem seçilebilecek . Kanunlar üzerinde tanınan veto yetkisini kaldırarak Cumhurbaşkanına sadece ‘geri gönderme yetkisi’ tanıyacağız. . Cumhurbaşkanının 7 yıl süreyle bir dönem seçilebilmesine, seçildikten sonra partisi ile ilişiğinin kesilmesine ve görev sonrasında aktif siyasete dönmemesine ilişkin düzenleme yapacağız. . Olağanüstü hal kararnamelerine son verecek, OHAL süresini altı aldan iki aya düşüreceğiz. . Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturacağız. . Çoklu baro sistemine son vereceğiz. . Tutuklamanın istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirleri alacağız. . Düşünce, kanaat ve ifade hürriyetlerini güçlendireceğiz. "Seçim barajını yüzde 3'e düşüreceğiz" . Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerinden kaynaklanan mağduriyetlere son vereceğiz. . Seçim barajını yüzde 3’e düşüreceğiz. . Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davaların açılmasında TBMM’nin iznini zorunlu hale getireceğiz. Yolsuzluklarla mücadele . TBMM’de ‘Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’ kuracağız. . Yolsuzluktan elde edilen ve yurt dışına kaçırılan gelirleri ülkemize geri getirecek, bu çerçevede ‘Malvarlıklarının Geri Alınması Ofisi’ni kuracağız. . Mali Eylem Görev Gücü (FATF) standartlarına tam uyum sağlayacak ve ülkemizi ‘gri listede’den çıkaracağız. . Vergi cennetleri listesini ve kara paranın aklanması aracı olarak kullanılmasını engelleyeceğiz. . Siyasi Etik Kanunu’nu çıkaracak, TBMM bünyesinde Siyasi Etik Komisyonu kuracak, Grubu bulunan siyasi partiler bünyesinde siyasi etik kurulları oluşturulmasını düzenleyeceğiz.

1 yıl önce

Altılı Masa'da HDP şakşakçılığı hız kesmeden sürüyor! Kandil bakanlık hayali kurmaya başladı

Altılı Masa koltuk umutlarını terör örgütü PKK'nın Meclis şubesi HDP'ye bağladı. HDP'nin Türkiye'yi bölmeyi amaçlayan ‘Tutum Belgesi'nin güdümüne girmek üzereler. Kandil ise şimdiden bakanlık düşleri kurmaya başladı.

1 yıl önce

Kandil'den Kılıçdaroğlu'na övgü yağıyor: "Tutumu umut aşılıyor"

Bölücü terör örgütü PKK'nın 'gizliden' destek verdiği 6'lı koalisyonun adayı Kılıçdaroğlu'na PKK elebaşlarından Duran Kalkan da destek verdi. CHP liderinin tutumunun antifaşist çevrelere umut aşıladığını söyleyen Kalkan, CHP'ye de çağrı yaptı.

1 yıl önce

Kandilli Rasathanesi 'deprem erken uyarı sistemi çalışmıyor' iddialarını yalanladı

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, İstanbul'un erken uyarı sisteminin çalışmadığını öne sürmüştü. Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden bu açıklamaya cevap verildi. "SİSTEM SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE ÇALIŞMAKTADIR" "Sistem sağlıklı bir şekilde çalışmaktadır" denilen yazılı açıklamada," Ülkemizde hali hazırda 'halka yönelik' bir erken uyarı sistemi bulunmamaktadır. Kamuoyunda dolaşan 'Deprem erken uyarı' sistemi, düşünülenin aksine depremi önceden bildiren bir sistem değildir. Deprem erken uyarı sinyali bir radyo istasyonu gibi yayın yapan bir sistem değildir. Böyle bir erken uyarı sinyali de maalesef yoktur. Enstitümüzdeki mevcut erken uyarı sistemi, meydana gelen bir deprem sonrasında ikincil afetlerin (doğal gaz kaynaklı patlamaların önlenmesi, elektrik üretim tesislerinin devre dışı bırakılması, ulaşım sistemlerinin güvenli bir şekilde durdurulması vb.) önlenmesine yönelik hizmet vermektedir. Erken uyarı sisteminin kurumlardan gelecek talep doğrultusunda hayata geçmesi için, erken uyarı amaçlı kullanılacak eşik seviyelerinin ayrıntılı teknik çalışmalar neticesinde belirlenmesi ve bu seviyelerin önceden test edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, deprem erken uyarı sinyalini kullanacak kurum veya kuruluşların, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile sinyalin kullanım amacına göre öncelikle kendilerine uygun eşik seviyesinin belirlenmesi çalışmalarını gerçekleştirmesi gerekmektedir. Eşik seviyesi kurumların faaliyet alanı, kullanılan cihazlar, verdiği hizmet alanı gibi birçok faktör ile birlikte değerlendirilmelidir. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, deprem erken uyarı sinyaline ihtiyaç duyan tüm kurum ve kuruluşlarla iş birliğine hazırdır. Konunun önemine karşın, bugüne kadar çok az sayıda kurum veya kuruluştan erken uyarı sinyali talebi gelmiştir" bilgilerine yer verildi. "YEDEKLİLİK PRENSİBİ UYGULANMAKTADIR" Açıklama şöyle devam etti: "Ülkemizde enstitümüz tarafından çalıştırılan İstanbul Deprem Erken Uyarı Sistemi, 2001 yılında, Kuzey Anadolu Fay Zonu yakınlarında, kıyı şeridi boyunca ve Prens adaları olmak üzere 10 farklı konuma yerleştirilen 'kuvvetli yer hareketi' istasyonlarıyla kurulmuştur. Bu 10 adet kuvvetli yer hareketi istasyonu yanında, 5 adet deniz dibi sismograf sistemi kurulmuş; ayrıca, Marmara Denizi çevresinde günümüzde deprem erken uyarı amacıyla kullanılabilen çok sayıda kuvvetli ve zayıf yer hareketi istasyonu kurulmuştur. Böylece, Marmara bölgesinde erken uyarı amacıyla kullanılabilecek kuvvetli ve zayıf yer hareketi istasyon sayısı 100'e ulaşmıştır. Bu kapsamda, deprem erken uyarı sistemindeki istasyonlar gerçek zamanlı olarak sürekli izlenmektedir. Aynı zamanda, deprem erken uyarı sistemindeki veri akışı sürekli denetlenmekte ve gerekli durumlarda anında teknik müdahaleler yapılmaktadır. Veri akışının sürekliliğini sağlamak için yedeklilik prensibi uygulanmaktadır. İstasyonlardan bazılarının teknik veya farklı sebeplerle hizmet veremiyor olması, sistemin çalışmıyor olması anlamına gelmemektedir. Mevcut sistemin işleyişinde herhangi bir sorun bulunmamaktadır"

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu Kandil ve Pensilvanya'nın taleplerini seçim vaadi olarak sıraladı

7'li Koalisyon Cumhurbaşkanı Adayı olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti ziyaretleri ve FETÖ ve PKK'yı sevindirecek açıklamalara devam ediyor. HDP'YE ZİYARETİN ARDINDAN DESTEK GELDİ Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde terör örgütü PKK'yla olan ilişkisini hiçbir zaman gizlemeyen ve sık sık terör örgütüne destek açıklamalarında bulunan HDP'yi ziyaret etmişti. Bu ziyaretin ardından ise HDP tarafı cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceklerini ve Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini belirten bir açıklamada bulundu. Kılıçdaroğlu'nun HDP ile kirli pazarlığı ise tartışmalara neden oldu. DEMİRTAŞ, KAVALA, FETÖ... Sık sık cumhurbaşkanı seçildiği taktirde terör örgütü yandaşlığı nedeniyle cezaevinde bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala gibi isimleri serbest bırakacağı ifadelerini kullanan Kemal Kılıçdaroğlu bu sözlerini Halk TV ekranlarında yineledi. Üstelik Kılıçdaroğlu bu kez PKK'nın yanında FETÖ'ye de gül uzattı. Demirtaş, Kavala ve Gezi olaylarının mimarlarını serbest bırakacağını tekrarlayan Kılıçdaroğlu, FETÖ ilişkileri nedeniyle görevden alınan KHK'lıların da görevlerine iade edileceğini söyledi.   HAMZA DAĞ TEPKİ GÖSTERDİ Ak Parti Genel Başkan yardımcısı Hamza Dağ, sosyal medya hesabından Kılıçdaroğlu'nun Kandil ve Pensilvanya'nın taleplerini vaat olarak sunmasına tepki gösterdi.  https://twitter.com/avhamzadag/status/1638984038907101184?s=46&t=kgYu0XH04hCo9hDKdwyLsQ

1 yıl önce

15 Temmuz şehidinin ailesinden 7'li koalisyona tepki: FETÖ ve Kandil'den emir alıyorlar

15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul'da hainlere direnirken şehit olan Samet Uslu'nun Trabzon'da yaşayan anne ve babası, 6'lı Masa'nın HDP ile yaptığı işbirliğine ve 6-8 Ekim olaylarının sorumlusu Selahattin Demiraş ile hapisteki FETÖ'cülerin serbest bırakılacağı yönündeki açıklamalara tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı adayı olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu gösteren ittifakın terör örgütlerine karşı bir duruş ortaya koymadığını söyleyen şehit babası Hüseyin Uslu, "CHP'nin cumhurbaşkanı adayı için 5 sağ parti bir araya gelip 6'lı koalisyon çetesi kurdu. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Amerika'ya neden gittiği de belli oldu. Çünkü emirleri de Pensilvanya'dan alıyorlar. Şimdi de açık açık HDP ile ittifak kurup, Kandil'den talimat almaya başladılar. HDP de aba altından sopa gösteriyor. Kandil'deki hainler de 'Seçimlerde CHP'yi destekliyoruz ama seçim sonrası Abdullah Öcalan'ı, Selahattin Demirtaş'ı ve KHK'lıları serbest bırakacaksınız' talimatı verdi. Benim askerime, polisime kurşun sıkanlarla nasıl el altından ittifak yaparlar. Yüreğimiz yandı. Şehit oğlumun kemikleri sızladı" ifadelerini kullandı. AMAÇLARI TÜRKİYE'Yİ PARÇALAMAK Sabah'ın haberine göre, Baba Uslu, "15 Temmuz'da FETÖ'cüler, Amerika'nın talimatıyla insanımıza, yavrularımıza, askerimize, polisimize kurşun sıktılar, bomba attılar. 250'yi aşkın kişi şehit oldu. Onlardan birisi de oğlum Samet'ti. Darbe girişimini başarsaydılar, Pensilvanya'daki o baş hain buraya gelip, ülkenin başına geçecekti. Ama Türk halkı buna izin vermedi. Başaramadılar, ülkemizi yıkamadılar. Vatanını savunurken şehit olan Samet Uslu'nun babası olarak diyorum ki; amaçları Erdoğan'ı devirmek ve Türkiye'yi parçalamak. Cumhurbaşkanımız, FETÖ'cülere ve PKK'lılara göz açtırmadı, mücadeleye devam ediyor. Türk halkı ve şehit aileleri olarak biz bunlara cevabı sandıkta vereceğiz" diye konuştu. 'CEVABI SANDIKTA VERECEĞİZ' Şehit annesi Gönül Uslu ise, "Onların amacı FETÖ, Amerika ve dış güçlerin emrinde, ülkeyi bölüp parçalamak. Erdoğan'ı gönderelim ülkeyi bölelim mantığı güdüyorlar. Daha seçim olmadan CHP ve 6'lı koalisyon çetesine HDP/PKK'dan talimatlar gelmeye başladı. Bebek katili Apo'yu, Demirtaş'ı ve oğlumu şehit eden FETÖ'cü hainleri serbest bırakacaklarmış. Hainlere arka çıkıyorlar. Oğlum o hainlere karşı çıkarken şehit düştü. FETÖ'cüleri serbest bırakmak, teröre destektir. Hakkımı onlara helal etmiyorum. Yazıklar olsun. Her zaman diyorum, Allah Cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik etmesin. Her zaman devletimizin yanındayım. Onlara en güzel cevabı sandıkta vereceğiz ve susturacağız. Rabbim bunlara fırsat vermesin, bayrağımızı ve devletimizi korusun" dedi.

1 yıl önce

HDP'li Sırrı Süreyya Önder'in mesajları ifşa oldu: Kandil'e gidiyorum 10 gün yokum

Kobani davasında hazırlanan mütalaada, Sırrı Süreyya Önder'in PKK-KCK silahlı terör örgütü üyesi olduğu, buna ilişkin eylem ve örgütsel faaliyetlerinin bulunduğu ve Kobani olaylarında ise organizasyon içerisinde bulunarak diğer sanıklarla birlikte olayların meydana gelmesini sağladığı anlatıldı. Önder'in örgütün hiyerarşik düzeni içerisinde yer aldığı, örgüt üst düzeyindeki kişiler ve sanıklarla birlikte aynı amaç ve irade ile birlikte fiili hakimiyet içerisinde örgütün amaçlarını bilerek bu doğrultuda hareketle devletin birliği ve ülkenin bütünlüğünü bozmak ve diğer sanıklarla birlikte adam öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, mala zarar verme, yaralama gibi amaca ulaşmak için gerçekleştirilen suçlarla cezalandırılması istenildiği kaydedildi. 'BENİ TERSLEMEYE BAŞLADI' Sabah'ın haberine göre; Mütalaada, Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ele geçirilen mektup şeklindeki dijital dokümanda Önder'in bir örgüt mensubu tarafından PKK'ya şikayet edildiği ortaya çıktı. Söz konusu mektupla bağlantılı olduğu tespit edilen M.Ç.'nin Önder'le bir süre gönül ilişkisi yaşadığı, kendisini terslemeye başlayınca Azad isimli şahısla birlikte PKK'ya şikayet ettikleri belirlendi. M.Ç. Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde verdiği ifadesinde, "2014'te Azad isimli şahıs ile birlikte bu mektubu yazdık. O dönem HDP milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile TBMM'ye gittiğimde tanıştım, aramızda gönül ilişkisi oldu, telefon numaralarımızı aldık ve bu şekilde birbirimiz ile iletişime geçtik ve sevgili hayatı yaşamaya başladık. Her seferinde kendisi aradığında görüşüyorduk, bu görüşmeler Ankara'da oluyordu, mektupta da belirtildiği gibi o dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı olduğu için dışarıda çok fazla görüşmez genelde telefonla görüşürdük. 2 defa kendisi ile birlikte olduk, sonrasında ise benim telefonlarıma cevap vermemeye açtığı zamanda ise terslemeye başladı" dedi. 'MEKTUP YAZIP ÖNDERLİĞE VERELİM' Önder'in başka kadınlarla birlikte olduğunu öğrendiğini ve gururuna yediremediğini söyleyen M.Ç., "Şanlıurfa'da Azad olarak bildiğim kişiyi samimi gördüğüm için durumu anlattım. Azad bana 'Sırrı Süreyya Önder PKK ile ilişkilidir, biz bunu PKK'ya şikayet edelim ve bunu da mektup yazarak önderliğe bildirelim' şeklinde beni yönlendirmeye başladı. Azad beni telefonla arayarak, Diyarbakır'a gelmemi söyledi ve senin bu konunu çözeceğiz dedi, bende aynı gün Diyarbakır'a gittim. Gittiğimde Azad ve Baki isimli kişiler vardı, birlikte bir eve gittik, bu gittiğimiz evde Azad 'Biz Sırrı Süreyya'yı şikayet edelim sana yaptıysa bunu herkese yapabilir' dedi ve o esnada Sırrı Süreyya'yı aradı, konuyu anlattı ve mektup yazacaklarını söyledi. Sonrasında Sırrı Süreyya'yı yanımıza çağırdı fakat o gelmedi" ifadelerini kullandı. PKK'YA VERMEK İÇİN MEKTUP HAZIRLAMIŞ M.Ç. bu kez Önder'i kendisi arayarak çağırdığını, bir otelin lobisinde baş başa görüştüklerini kaydederek, "Azad ile yanında bulunan şahsın mektup yazacağını, şikayet edeceklerini söyledim. Kendisi de bana 'yazmayın böyle bir mektup, sana zarar gelir sana zara vermeye çalışıyorlar, seni kullanarak da bana zarar vermeye çalışır' dedi ve yanımdan gitti. Ben tekrardan eve geçtim ve Azad kendi eli ile mektubu yazdı. Azad'a bu mektubu nereye vereceksin diye sorduğumda 'PKK önderliğine vereceğim' dedi, mektubu yazdı okudum, beni tekrar Şanlıurfa'ya gönderdiler ve benden haber bekle dedi" diye konuştu. 'KANDİLE GİDİYORUM 10 GÜN YOKUM' M.Ç. ve Önder'in SMS ile mesajlaştıkları, Önder'in M.Ç.'ye "İyi Diyarbakır, Adıyaman ve Kandil'e gidiyorum şimdi. 10 gün yaklaşık yokum. Ne yapacaksan ben yokken yap" şeklinde mesaj gönderdiği tespit edildi. M.Ç. söz konusu mesaja ilişkin, "Milletvekili olduğu zamanda illeri geziyordu ayrıca da Kandil e gidiyordu. Mesajda Kandil'e gideceğini söyledi, daha önceleri de gitmişti, ne amaçla gittiğini ve orada kimlerle görüştüğünü bilmiyorum, yanında HDP'den bazı milletvekilleri ile gidiyordu" dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8 9