29 Nisan Pazartesi 2024
1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor”

Küresel Parlamenter Göç Konferansı’nda konuşan TBMM Başkanı Şentop, “Düzensiz ve zorunlu göç olgusu bugün ülkelerin veya bölgelerin sorunu olmaktan çıkmış; bütün dünyanın sorunu haline gelmiştir. Göç meselesi bize bütün insanlığın kaderinin, geleceğinin ortak olduğunu gösteren bir meseledir” dedi. Konferansa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video mesaj ile katıldı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Sayın parlamento başkanları, kıymetli milletvekilleri, değerli misafirler sizlere en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Siz kıymetli parlamenterleri medeniyetlerin ve kıtaların kavşak noktası güzel İstanbul'umuzda ağırlamaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Konferansın icrasına destek veren, katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor, kendilerini tebrik ediyorum. Gerek burada yapacağınız istişarelerin gerekse gerçekleştireceğiniz görüşme ve temasların başarılı geçmesini diliyorum. Parlamentolar arası birlik, farklı siyasi sistem ve düşüncelere sahip parlamenterler için önemli bir diyalog zemini işlevi görüyor. Halklarımızın temsilcileri olan parlamenterlerin görüşlerini ve tecrübelerini birbirlerine aktarmalarına imkân veren birlik küresel sorunlara çözümler geliştirilmesine de katkı sağlıyor. EKONOMİK SIKINTILAR TÜM DÜNYADA YABANCI KARŞITLIĞINI KÖRÜKLÜYOR Parlamentolar Göç ve Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakatlar' temasıyla düzenlenen küresel Parlamenter Konferansı'nın bu bağlamda önemli bir ihtiyacı gidereceğine inanıyorum. Son iki buçuk yılımıza damga vuran Koronavirüs salgınıyla beraber nefret söylemlerinin küresel ölçekte ürkütücü boyutlara vardığını görüyoruz. Ekonomik sıkıntıların başta batılı ülkeler olmak üzere tüm dünyada yabancı karşıtlığını ve Mülteci düşmanlığını körüklediğini gözlemliyoruz. Bununla eş zamanlı olarak salgının tetiklediği ekonomik krizle birlikte daha fazla insan yurt ve evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Şu an dünya genelinde göçmenlerin sayısı 275 milyona, yerlerinden edilen kişilerin sayısı 85 milyona, mültecilerin sayısı ise 30 milyona yaklaştı. Rusya, Ukrayna arasında devam eden çatışmalarla beraber mevcut mülteci sayısına 5 milyon kişi daha eklendi. Bu insan hareketliliğinde maalesef içimizi acıtan pek çok manzarayla da karşılaşıyoruz. GÖÇ VE MÜLTECİLER MESELESİNDE YÜKÜ BİZİM GİBİ ÜLKELER ÇEKMEKTEDİR Zulümden, baskıdan, açlıktan kaçarak, güvenli bir gelecek kurma ümidiyle çıkılan yolculuklar, kimi zaman felaketle neticeleniyor. Geride bıraktığımız dönemde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmen Akdeniz'de hayatını kaybetti. Avrupa'ya sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun ise nerede olduğu, kimler tarafından kaçırıldığı, akıbetlerinin ne olduğu bilinmiyor. Hemen her gün Yunan güvenlik güçleri tarafından zulmedilen, soyulan, darp edilen hatta katledilen mültecilerin dramlarına şahit oluyoruz. Esasen göç ve mülteciler meselesinde yükü; sesi çok çıkan gelişmiş toplumlar değil, kriz bölgelerine komşu bizim gibi ülkeler çekmektedir. İNSANİ KRİZLER KARŞISINDA HİÇBİR SORUMLULUK ÜSTLENMİYORLAR Birleşmiş Milletler rakamlarına göre yüksek gelirli ülkeler 1000 kişi başına ortalama 2,7, mülteci barındırırken, orta ve düşük gelirli ülkeler ise. 5,8 mülteciye ev sahipliği yapıyor. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan bir ülke olarak göç olgusu tarih boyunca beşeri ve sosyal hayatımızın bir parçası olmuştur. Engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere son 500 yılda zulme uğrayan milyonlarca insana kapılarımızı açtık. Kafkasya'daki kardeşlerimiz de Balkanlar'daki soydaşlarımız da başları dara düşünce güvenli liman olarak hep Türkiye'ye sığındı. TARİHİMİZİN BİZE YÜKLEDİĞİ BU GÖREVİ YERİNE GETİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ Birinci Körfez Savaşı'nda, Irak'tan kaçan yüz binlerce Kürt kardeşimize sahip çıktığımız gibi, Suriye'deki çatışmalardan kaçan 3,6 milyon Suriyeli sığınmacıyı da topraklarımızda kabul ettik. Kapımıza gelen hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü, meşrep ve mezhebi sebebiyle geri çevirmedik. Son 7 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz. Tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın bize yüklediği bu görevi inşallah bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük insan hareketliliğinin yaşandığı günümüzde hiç kimse sorumluluklarından kaçamaz. Uluslararası toplum göç olgusunun temelinde yatan sorunlarla yüzleşme cesareti göstermedikçe bu meselenin önüne geçilemez. Konferans çerçevesinde yapacağınız tartışmaların ortaya koyacağınız fikirlerin sorunun çözümüne katkı sağlamasını temenni ediyorum.

1 yıl önce

Müjdat Gezen hakkında yakalama kararı bulunan Gezi davası firarisi Mehmet Ali Alabora ile Yunan adasında buluştu

Oyuncu Müjdat Gezen, Gezi Parkı davasında hakkında yakalama kararı bulunan ve yurtdışına kaçan Mehmet Ali Alabora ile Yunanistan'ın Rodos Adası'nda görüştü. RODOS ADASI'NDA BİR ARAYA GELDİLER Yargılanma süreci devam ederken Türkiye'den kaçan ve "Ben artık Gallerliyim" diyen Memet Ali Alabora ile görüştüğünü yazarı olduğu Cumhuriyet'ten duyuran Gezen şu ifadeleri kullandı: "Memet Ali Alabora ile Anadolu toprağına 40-50 kilometre uzaklıktaki Rodos Adası'nda görüştük" Gezen, Alabora ile birbirlerine sarıldıkları bir fotoğrafa da yer verdi. Gezi olaylarının başlamasında etkili olan isimlerin başında yer alan Alabora firar etmesinin ardından "Fark ettim ki, benim aidiyet duygum biraz daha geçişkenmiş. Şimdi aynı zamanda bir Gallerliyim" açıklamasında bulunmuştu.

1 yıl önce

Mahkeme kararını eleştiren Kılıçdaroğlu'na Pınar Gültekin'in ailesine 'davadan vazgeç' diyen CHP'li Girgin hatırlatıldı

Muğla'da yaşayan 27 yaşındaki üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i vahşice öldüren Cemal Metin Avcı'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası 'haksız tahrik indirimi' ile 23 yıla indirildi. Duruşmada tutuksuz sanıklar kardeş Mertcan Avcı, anne Ayten Avcı, baba Selim Avcı, boşandığı eşi Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan'ın ise beraatine karar verildi. Mahkemenin kararı tartışma ve tepkileri beraberinde getirirken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da partisinin grup toplantısında konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, ''Adalet yoktur dedik ama, Pınar Gültekin vakası var. Önce yakılan sonra parçalanan Pınar Gültekin'e, yargıç haksız tahrik indirimi sağladı. Müebbeti 23 yıla indirdi. Hangi vicdan kabul eder? Kadınların susmaması lazım'' ifadelerini kullandı. KILIÇDAROĞLU'NA 'GİRGİN' HATIRLATMASI Kemal Kılıçdaroğlu'nun Pınar Gültekin ile ilgili açıklamaları sonrası sosyal medyada yeni bir tartışmanın fitili ateşlendi. Kılıçdaroğlu'na, Gültekin ailesine davadan vazgeçmesi için telefon eden CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin hatırlatıldı. CHP'Lİ GİRGİN 'DAVADAN VAZGEÇ' DEMİŞTİ Pınar Gültekin'in babası Sıddık Gültekin, CHP'li bir milletvekilinin kendisini telefonla arayarak "davadan vazgeç" dediğini öne sürmüş daha sonra o ismin CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin olduğunu açıklamıştı. Pınar Gültekin'in babası Sıddık Gültekin, CHP'li bir milletvekilinin kendisini telefonla arayarak "davadan vazgeç" dediğini öne sürmüş daha sonra o ismin CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin olduğunu açıklamıştı.

1 yıl önce

Pınar Gültekin kararına itiraz: İstinaf Mahkemesi'ne taşınacak

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020'de kayboldu. Soruşturma kapsamında 5 gün sonra gözaltına alınan eski sevgilisi Cemal Metin Avcı, çıkan kavgada Gültekin'i boğarak öldürdüğünü, cesedini bağ evindeki varile koyup yaktığını, üzerine de beton döktüğünü itiraf etti. Avcı'nın gösterdiği yerde bulunan varilde, Gültekin'in kısmen yanmış cesedine ulaşıldı. Adliyeye sevk edilen Cemal Metin Avcı, ''canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme'' suçundan tutuklandı. Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı'nın telefon sinyallerinden ağabeyiyle aynı zamanda bağ evinde olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Mertcan Avcı da tutuklandı. Mertcan Avcı, 15 Şubat 2021'deki duruşmada, imza atma yükümlülüğü ve yurt dışı çıkış yasağı konularak tahliye edildi. Pınar Gültekin'in ailesinin avukatı, sanık Cemal Metin Avcı'nın annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı eski eşi Eda Karagün ile ortağı Şükrü Gökhan Orhan'ın da 'delilleri yok etme, gizleme ve değiştirme' suçunu işlediğini iddia ederek şikayetçi oldu. Muğla Cumhuriyet Savcılığı, 2 Ekim 2020'de şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Karara yapılan itirazın Muğla Sulh Ceza Hakimliği de kesin olarak reddine hükmetti. Ailenin avukatı Rezan Epözdemir, Muğla Sulh Ceza Hakimliği'nin verdiği kesin kararın Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Başsavcılık, kararı bozup 4 şüpheli hakkında iddianame hazırlanmasına karar verdi. Savcılık tarafından hazırlanan yeni iddianamede, şüpheliler Selim Avcı, Ayten Avcı, Eda Karagün ile Şükrü Gökhan Orhan'ın ''kasten öldürme'' sonrasındaki zaman diliminde olay mahalline birlikte gidip, suç delillerini yok ederek gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğuna kanaat getirilip ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edildi. MAHKEME 2 DOSYANIN BİRLEŞTİRİLMESİNE KARAR VERDİ Davanın 24 Ocak 2022'de görülen 9'uncu duruşmasında savcı, mütalaasını açıkladı. Savcı, Pınar Gültekin'in hayattayken yangına maruz kaldığının oy birliğiyle kabul edildiğini belirterek, Cemal Metin Avcı'nın 'canavarca hisle öldürme' suçundan cezalandırılmasını talep etti. Mertcan Avcı'nın da 'suç delillerini gizleme ve değiştirme eyleminde bulunması', Cemal Metin Avcı'nın eski eşi Eda Karagün, iş ortağı Şükrü Gökhan Orhan, annesi Ayten ve babası Selim Avcı'nın da 'suç delillerini yok etmek ve gizlemek' suçlarından cezalandırılmasını istedi. Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, adli kontrol şartıyla daha önce serbest bırakılan Mertcan Avcı'nın tutuklanması amacıyla bir kez daha savcılığa başvurdu. Mertcan Avcı, 21 Şubat'ta 'canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçuna iştirakten tutuklandı. MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ Muğla Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ali Cenk Düzgün tarafından hazırlanan iddianamede, Mertcan Avcı'nın, Pınar Gültekin'in bulunduğu varildeki yangını önleyecek, sonlandıracak ve ağabeyini engelleyecek hiçbir eylemde bulunmadığına yer verilerek, 'canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçuna iştirak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. MAHKEME İDDİANAMEYİ İADE ETTİ İddianame, Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme heyeti, suça doğrudan etki edebilecek nitelikteki delillerin toplanmadan hazırlandığı gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verdi. Muğla Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Ali Cenk Düzgün, iade kararına itiraz etti. Düzgün, itirazında Mertcan Avcı hakkında yürütülen soruşturmada, mevcut verilerle toplanabilecek tüm delillerin toplandığını, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturacak delil elde edildiğini anlattı. SAVCILIĞIN İTİRAZI KABUL EDİLDİ Savcılığın itirazını değerlendiren Muğla 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul etti. Kararda, itirazın kabulünün gerekçesi için "Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nda Pınar'ın kesin ölüm sebebi ile zamanının belirlenmesi için mevcut veriler bağlamında mümkün olan tüm tespitler yapılarak iddianamenin düzenlendiği kanaati oluştuğundan, yeniden rapor alınmasının artık mahkemenin takdirinde olduğu, iddianamenin iade kararının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır" denildi.

1 yıl önce

Diyarbakır anneleri… Diyarbakır’da evlat nöbetini kararlılıkla sürdürüyor

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi, 1023. gününde devam ediyor. Kızı Zübeyde için oturma eylemi yapan anne Esmer Koç, evladının 9 yıl önce dağa kaçırıldığını, o günden bu yana ondan haber alamadığını söyledi. "Evladım için buraya geldim. Kızımı istiyorum. Evladımın dağda ölmesini, öldürmesini istemiyorum. Yeter evladımı bana göndersinler. 40 senedir PKK, biz Kürtleri öldürüyor. Kürtlerin çocuklarını dağa götürüp öldürüyor." ifadelerini kullanan Koç, kızına güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu. Van'ın Gürpınar ilçesinden oğlu Mikail'e kavuşmak için eyleme katılan baba Yusuf Erdinç ise evladını almadan eylemini sonlandırmayacağını belirtti. Oğlunu onlar için büyütmediğini aktaran Erdinç, evladının peşini bırakmayacağını kaydetti. Baba Erdinç, oğlunun güvenlik güçlerine teslim olmasını istedi.

1 yıl önce

Şahan Gökbakar provokasyona başladı: Kara müdahalesi gereken yangın için 'Uçaklar nerede' isyanı

Komedyen Şahan Gökbakar, geçen yıl yaşanan orman yangınları sırasında Türkiye’nin yangınları söndürmekte “aciz olduğu” algısını yaymak için “Help Turkey” (Türkiye’ye yardım edin) başlığıyla sosyal medyada başlatılan kampanyanın önde gelen savunucularından biri olmuştu. YİNE AYNI PROVOKASYON Gökbakar, bugün Marmaris'te çıkan orman yangını sonrası yine aynı provokasyona başvurdu. Yangının fotoğraflarını Twitter hesabından paylaşan Gökbakar, "Bakın henüz hava aydınlık iken bu halde yanan bir yangın... Havadan uçakla müdahale edilir mi? Edilir! Nerede bu uçaklar? Uçaklar nerede? Bu yangın yine o adar büyük bir alanı yok edecek ki! Yazık! Kış boyu bu anı söyledim .Nerede bu uçaklar?" dedi. "İNSANLARIN MORALİNİ BOZMAYIN" Gökbakar'a yanıt doğa programları yapımcısı Güven İslamoğlu'ndan geldi. "Uçak helikopter yangını söndürmez... Dip örtü yanıyorsa kara müdahalesi önemli..." diyen İslamoğlu şu ifadeleri kullandı: "Alanda mücadele eden insanların moralini bozmayın.... Ben söylemiştim ne demek ????? 20 uçak 55 helikopter var...2 görüntü ile yorum yapmayın. Yangını İHA'lar termal kamera ile tespit etmiş..."

1 yıl önce

Yeşil vatan için seferberlik: Marmaris'teki yangına havadan ve karadan müdahale sürüyor

Marmaris’in Amazon Koyu’nda kızılçam ağaçlarıyla kaplı ormanda saat dün akşam 20.00 sıralarında yangın çıktı. Yangın, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede geniş alana yayılırken alevler Otluk Koyu istikametine hızla ilerledi. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Twitter hesabından yaptığı ilk açıklamada, yangının 20.02’de başladığını ve 20.10’da ilk müdahalenin yapıldığını duyurdu. Kirişci, "Devletimiz tüm kurumlarıyla teyakkuz halinde yangına müdahale ediyor" ifadesini kullandı. 'MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ' Yangın söndürme çalışmalarına helikopterle verilen desteğe havanın kararmasıyla ara verilmişti. Bakan Kirişci, sabah saatleri 14 uçak ve 20 helikopterle alevlere havadan müdahalenin yeniden başladığını bildirdi. Orman Genel Müdürlüğü'nden "Günün ilk ışıklarıyla birlikte 20 helikopter, 14 uçak olmak üzere toplam 34 hava aracımız, sabaha kadar mücadele eden kara ekiplerimize destek vermek için göreve başladı. Son ateş sönene kadar karada ve havada inançla mücadelemizi sürdüreceğiz" açıklaması yapıldı. BİNLERCE PERSONEL VE EKİPLER SEFERBER OLDU AFAD’ın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda “Burdur, Aydın, Denizli ve Antalya'dan AFAD ekipleri görevlendirilmiş; Afyonkarahisar, Kütahya, İzmir ve Uşak'taki AFAD ekipleri teyakkuz haline geçirilmiştir" denildi. Ayrıca İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre; bölgede devam eden çalışmalarda bin 494 personel, 363 kamu aracı ve 39 iş makinesi görev yapıyor. BAKANLAR ANINDA BÖYLEGE GİTTİ Gelişmeleri anbean takip eden Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yangına yönelik çalışmaları yerinde incelemek üzere bölgeye ulaştı. Yangın bölgesini önce helikopter ile havadan denetleyen Bakanlar ardından Muğla Orman Bölge Müdürü Yasin Yaprak’tan brifing aldı. 'ALEVLER 200 HEKTARA YAYILDI' Ardından Bakan Kirişçi şu açıklamayı yaptı: “Milletimize ülkemize geçmiş olsun diliyoruz. Sayın Süleyman Soylu Bakanımızla birlikte Ankara'da önce kendi merkezimizde, yangının başladığı saat 20.00'den itibaren, takip ettiğimiz hadiseyi bir yerinde görelim, inceleyelim, tespitlerimiz ona göre yapalım düşüncesiyle, önce Dalaman Havalimanı'na iniş yaptık. Oradan da helikopterle yangın sahası üzerinde tur yaptıktan sonra yangının olduğu yere yer araçlarıyla erişmeye çalıştık. Yaklaşık 200 hektarlık alanda meydana gelen yangın özellikle şu anda yer araçlarıyla söndürülmeye ve kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Havanın kararmasıyla birlikte maalesef hava araçlarımızı 45-50 dakika gibi helikopterimizi uçurabildik. Sabah gün ağardığında 20 tane helikopterimiz, 14 uçağımızla müdahaleye başlayacağız." "MANZARA ÇOK KORKUTUCU DEĞİL" "Bu arada gerek arazöz, gerek dozer ve iş makinesi başta olmak üzere çok sayıda aracımızla ve de bin 600'ün üzerinde insan kaynaklarımızla müdahalemizi sürdürüyoruz. Helikopterle yukardan izlediğimizde gördüğümüz manzara çok korkutucu ve ürkütücü bir manzara değildi. Sahada gördüklerimiz elbette yerleşim yerlerini de dikkate alarak daha dikkatli daha tedbirli olmamız gerekiyor. Şu anda arada 3,5- 4 kilometrelik bir mesafe var yerleşim yerlerine. Yangının başladığı andan itibaren kontrol altına almaya yönelik yol açma çalışmaları da orman ekiplerimiz tarafından yürütülüyor." 'SABOTAJ DEMEK İÇİN HENÜZ ERKEN' Yangının çıkış nedeni hakkında bilgi veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Hem ormandaki arkadaşlarımız hem jandarma ve emniyetteki arkadaşlarımız değerlendirmelerini yapıyorlar. Sabotaj mı yoksa doğal neden mi bunlar değerlendiriyor" diye konuştu. MSB: DERHAL DESTEK GÖNDERİLDİ Marmaris yangınıyla ilgili Milli Savunma Bakanlığı'ndan da bir açıklama geldi. Açıklamada, "Deniz Kuvvetlerimize ait İHA tarafından Marmaris Yedi Adalar bölgesinde tespit edilen yangın hemen Orman Genel Müdürlüğü'ne bildirilmiş, Muğla Valiliği'nin talebi üzerine yangın söndürme çalışmalarına destek için iş makinesi, yangın söndürme araçları ve personel görevlendirilmiştir" ifadeleri yer aldı. ALEVLERİN TEHDİT ETTİĞİ 30 EV TAHLİYE EDİLDİ Yangın devam ederken, alevler yerleşim yerlerini tehdit etmeye başladı. Bördübet ve Değirmenyanı bölgesinde alevlerin tehdit ettiği 30 ev, görevlilerin uyarısıyla tahliye edildi. Marmaris yangınını söndürme çalışmalarına, Muğla Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki 7 TOMA’nın da katıldığı, 12 takviye TOMA’nın ise söndürme çalışmalarına katılmak üzere çevre illerden yola çıktığı öğrenildi. İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'NDAN DEZENFORMASYON UYARISI Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Twitter hesabından yapılan açıklamada, "Marmaris'te süren ve devletimizin tüm imkânlarıyla, kurum ve kuruluşlarımızın en üst düzeyde koordinasyonuyla müdahale ettiği yangın üzerinden kamu düzenimizi hedef alan her tür dezenformasyon, provokasyon ve manipülasyona karşı resmi kanalların takip edilmesi önem arzetmektedir" denildi. ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ: DİKKATLİ OLALIM Orman Genel Müdürlüğü de "Yangınların ardından sosyal medyada yayılan yanlış ve spekülatif bilgilere karşı dikkatli olalım. Vatandaşlarımızı, sadece resmî ve yetkili makamların açıklamalarını dikkate almaya davet ediyoruz" açıklamasını yaptı. “TÜM KURUMLAR ŞU AN TEYAKKUZ HALİNDEYİZ” Yangın sonrası Marmaris Kaymakamı Ertuğ Şevket Ersoy, Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay bölgeye gelerek çalışmaları yakından takip etmeye başladı. Tüm kurumların teyakkuz halinde olduğunu ifade eden Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, yangın bölgesinde yaptığı açıklamada, “Maalesef almaya çalıştığımız tüm önlemlere rağmen, bir yangını daha yaşıyoruz. Rüzgarın şiddetli olmasından dolayı yangını kontrol altına almakta zorlanıyoruz. Tüm kurumlar şu an teyakkuz halindeyiz. Rüzgarın hafiflemesi ile kontrol altına alırız diye ümit ediyoruz. Şu ana kadar yangının ne kadar alanda etkili olduğunu kestirebilmek zor. Hep birlikte yangını söndürmek için konsantre olmuş durumdayız” dedi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Prens Selman ile görüştü... Dikkat çeken ortak bildiri! Karşılıklı ticaret ve yatırım vurgusu

Türkiye'nin 28 Nisan'daki Cidde ziyareti ile Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinde yeni bir dönem başladı. Yaklaşık 2 aylık aradan sonra Riyad yönetiminden iade-i ziyaret gerçekleşiyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’ı taşıyan uçak, Ankara Esenboğa Havalimanı’na iniş yaptı. PRENS SELMAN RESMİ TÖRENLE KARŞILANDI Prens Selman’ın bulunduğu makam aracını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önündeki caddede karşılayan süvariler, araca protokol kapısına kadar eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Veliaht Prens Selman’ı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin ana giriş kapısında karşıladı. Erdoğan ve Selman’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından, 21 pare top atışı eşliğinde iki ülkenin milli marşları çalındı. Veliaht Prens Selman, Muhafız Alayı Tören Kıtası'nı selamladı. Törende tarihte kurulan 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı. İki ülke heyetlerinin takdimi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Veliaht Prens Selman, merdivenlerde Türkiye ve Suudi Arabistan bayrakları önünde tokalaşarak gazetecilere poz verdi. Karşılama töreninde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ankara Valisi Vasip Şahin de hazır bulundu. İKİLİ GÖRÜŞME SONRASI ORTAK BİLDİRİ Erdoğan ve Selman, baş başa görüşme gerçekleştirdi. Görüşme yaklaşık 2 saat 10 dakika sürdü. Görüşmenin ardından ortak bildiri yayınlandı. Bildiride şu ifadeler yer aldı: "Resmi görüşmeler iki ülke arasındaki mükemmel ilişkilerin derinliğini bünyesinde barındıran samimiyet ve kardeşlik ortamında gerçekleşti. Taraflar, iki ülke arasındaki karşılıklı ticaretin kolaylaştırılmasını ve yatırım fırsatlarının araştırılmasını el aldı." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, nisan ayında Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş ve birçok konuda görüşmeler gerçekleştirmişti.

1 2 ... 138 139 140 141 142 143 144 ... 316 317