19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe: İstanbul 25 yıldır böyle bir beceriksizlikle karşılaşmadı

AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, TVNET Genel Müdür Yardımcısı Serhat İbrahimoğlu ve Yeni Şafak İnternet Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik'in sorularını yanıtladı. Kabaktepe'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Marmara'da müsilaj sorunu Dünya Çevre Günü'nde bu konuyu konuşmak anlamlı fakat bu sorunu konuşmak üzücü. Marmara Denizi'nin etrafına akıtılan suların arıtılıp arıtılmaması ve hava durumuyla alakalı bir sorun. Sıcaklığı kontrol etme şansımız yok. Belediyelerin Marmara'ya akıttıkları sulardaki azot ve fosforları minimize etmeleri lazım. Şehir yaşar, eğer durursanız, şehir çevreden ulaşıma boğulursunuz. Marmara Denizi etrafındaki tüm belediyelerin atık suların arıtılmasıyla ilgili, gerekli ölçülerle yapmaları lazım. 301 noktada var olan artıma tesislerinde kontroller yapılacak. Gerekli artıma işlemlerinin yapılıp yapılmadığına bakılacak. Bugüne kadar neden karşılaşılmadı? Bir, Marmara'ya atık olarak verilen tesislerin kapasiteleri yeterli şekilde kullanılıyor mu? İki, şehir dinamik bir şehir. Her dönem aynı şekilde gelmez. İBB'yi aldığımızda 4 tane arıtma tesisi vardı. Biz bunu 21'e çıkardık. Bir tesis yapmadığınızda birimlerde oynama olabilir. Teknik ölçümler yapılamadığı için bir şey diyemiyorum. İstanbul'da, İBB'de temel atmama törenleri yapıldı. Buradaki temel sorun şu; bir şehri yönetiyorsanız, burada yatırımı durduramazsınız. Herhangi bir yatırımda gecikme, önünü alamayacağınız bir çevre ve sağlık felaketini sonuç olarak ortaya çıkarabilir. Bu yatırımların yapılmaması, günlük yaşam kalitesini değil, çevre ve su kalitesini de düşürecek. Buradan çağrı yapıyoruz; başta İBB olmak üzere, gelin hep birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığının öncülüğünde, "temel atmama" törenlerini temel atma törenlerine çevirin. Mevcut tesislerin gerektiği şekilde çalışmadığına dair vatandaşlardan şikayetler var. İstanbul'da üç kademeli deşarj sistemi var. İncelemelerimizi arkadaşlarımız yapıyor. Tespitlerimiz son aşamasına geldi. Bu sorunu biz çözebiliriz ama yarın veya 10 yıl sonra yaşanmaması için İstanbul'un ihtiyacı olan arıtma ihtiyaçlarını karşılamak için tesislerin yapılması lazım. İBB'yi şu an yöneten iradenin, İstanbul'un sorunlarının dışında bir politika izliyor. İstanbul'un içinde bulunduğu sorunları önceleyen bir politikanın gerçekleştirilmesi lazım. Fotoğrafınızın duvara asılması dışında yönettiğiniz işareti nedir? Yaptığınız görevler sizin hizmetlerini anlatmalı. Ürettiğiniz eserler bunu ispatlamalı. İstanbul gibi bir kentte hizmet ve yatırım bütçesini yüzde 32 kısarak bu kenti geliştiremezsiniz. Bizim İBB yönetimine çağrımız, gelin kenti yönettiğinizi sadece duvara astığınız fotoğraf ile değil ürettiğiniz eserler ile gösterin. Yıllar sonra geldiler, bu yıllar arasında İBB'yi kimler yönetmiş diye bakacaklar. Aradaki yıllar içerisinde İstanbul'u yönettiğinizi lütfen sadece fotoğrafla ispatlamayın. Atacağınız temeller, güzel tesislerle bunu taçlandırın. İstanbul'un fotoğraf belediyeciliğine değil, hizmet belediyeciliğine ihtiyacı var. Sancaktepe-Yenidoğan metro hattının inşaatına hafriyat dökülerek kapatılması İstanbul'un yaşadığı en önemli sorunlardan birisidir bu. İBB'yi kazanmanın amacı İstanbul'a hizmet etmektir. İki aydır söylediğim guguk kuşu siyasetiyle mi karşı karşıyayız? Buna en önemli örnek bu metro hattı. Bir belediye İstanbul'a yatırım kararı almak isterse alır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ya da bakanlıklardan izin almasına lüzum yoktur. Bunları bilmeyen bir yönetim İstanbul'u yönettiği için bir takım yeteneksizliklerle karşı karşıyayız. Yenidoğan metrosu, bunlar AK Parti döneminde ihaleleri yapılmış çalışmaları başlamış metro hatlarıdır. AK Parti belediyesi olarak biz, 2018'de başlattık. Dış kredi talebinde bulunacaksanız, onunla ilgili Ulaştırma Bakanlığına yazı yazıp, Strateji Başkanlığına gidersiniz. "Şu an para yok, Cumhurbaşkanı kabul etmedi" deyip naylon algılarla doldurulan hizmet anlayışı var. Biz 2015'de yaptık bu başvuruyu. Bu metro öz kaynakla yapılmalı diye bir geri dönüş aldık. CHP'li İBB bu hattı borçla yapmak istedi. 2021 yılı içerisinde Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin de taleplerine henüz cevap verilmedi. İstanbul'a has bir durum değil bu. Kartal-Kaynarca hattını öz kaynaklarımızla yaptık. CHP'li İBB iradesine soruyorum; siz AK Parti dönemi aldığı cevabı bile almadınız henüz. İlgili izinleri almadan talep gönderiyorlar. Bizim hakikatimiz, bu İBB yönetiminin naylon algılarını patlatacak diyorum. CHP yönetimi Strateji Başkanlığı'na aynı başvuruyu yapıyor. AK Parti'yi reddeden başkanlık CHP'yi reddetmemiş. "Dosyanızı güncellemeniz lazım" demiş. Koskoca, dünyanın 120 ülkesinden büyük İstanbul'un belediye yönetimi, evrak hazırlamayı beceremiyor. İstanbul 25 yıldır böyle bir beceriksizlikle karşılaşmadı. İBB yönetimi görevini yapmak yerine balon algılara sarılıyor. Petrol kuyularını petrol yok diye kapatan zihniyet neyse, metro inşaatına da beton dökmek aynıdır. İBB'nin bütçesi 10 tane bakanlıktan fazla. İstanbul'un para sorunu yok. Biz öz kaynaklarımızla bir sürü iş yaptık. Belki de bunlar bilerek yapılıyor. 3 kilometrelik 6 hatlık bir metroyu yapamayan bir İBB ile karşı karşıyayız. Astığınız reklam pankartlarının parası bile o metro hattını yapar. İstanbullular müsterih olsun. İstanbul'umuzun tıkanan noktalarında yasalara, hukuka, özgürlük anlayışına halel getirmeden pozisyon almaya devam edeceğiz. İBB yönetimi, reddedilen bir kredi başvurusu olmadığı halde, böyle bir algı balonu ortaya çıkardı. Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Halkımız bunu değerlendirecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İBB Başkanı olduğu dönemde temizlediği, balık tutulacak hale getirdiği Haliç'i kendiniz yapmış gibi yeniden açıyorsunuz. İstanbullular yapılan hizmetleri değerlendirir. Sandıkta da gereken davranış biçimini gösterir. İBB himayesinde kaybolan atlar Çok basit bir soru. 978 ata ne oldu? Cevabı çok basit. İBB iradesi bu soruya hala cevap vermedi. Bizim bulduğumuz yanıtlar şu; 200'den fazla atın bir takım hastalıklar nedeniyle öldüğü biliniyor. Atların, bakımlarından gömüldükleri yere kadar raporlanması lazım. Temin edebildiğimiz kadarıyla, 978 atın 400'ünden fazlası hakkında bir bilgi yok. Bir at var. Hollywood setlerinde mi çekilmiş bilmiyorum. O sahnede sergilendiği gibi bir bakımın olmadığını biliyoruz. Burada da bir algı balonu oluşturarak Tarım Bakanlığına atılıyor. Çip uzaydan takip işlemi değil. Basit bir künye işlemi. Bakanlığın kime vereceğinizi belirleme, nakliye gibi sorumlulukları yok. Atlar öldü deniyor, öldü belgesi yok. İBB'ye soruyoruz; Hangileri hala yaşıyor, nereye gitti, hangileri kayboldu, kaybolmalar gerçek mi, ölümler gerçek mi? 40 kuruma verildi deniyor; kurumlara sorduk, haberleri yok. Biz zan ile hareket etmeyiz, hakikat ile ilerleriz. İSKİ'nin su zammı talebi Bizim de anlayamadığımız bir durum var. İnsani su hakkı denilen bir yaklaşım var. Hem bunun iptali isteniyor hem de yeni bir zam isteniyor. AK Parti döneminden beri uygulanan indirimi kaldırmak istiyorlar. Bu kaldırıldığında da otomatikman zam olacak. İkisi toplandığında yüzde 50'lilik bir durum var. İSKİ'nin masraflarının yüzde 90'ında değişiklik yok. Melen projesi misal, su ihtiyacının yarısını karşılıyor. Yatırım, maliyet girdilerinde bir değişkenlik yok. Kasım ayından bu yana beşinci kez zam talebinde bulundular. Bu konunun kasım döneminde konuşulması gerekir, 3-6 ayda bir zam talebi gelmemeli. İBB, Türkiye Cumhuriyeti yasalarında aykırı olan yeşil alana temel atarken kanunu görmüyor. İBB Meclisi kararlarını görmüyorlar ama Sayıştay'ı görüyorlar. İBB'nin kilosu 392 TL'den baklava satın alması İBB faaliyet raporu açıklandı ve bu rapora ilişkin meclis toplantısı yapıldı. Buna karşılık olarak bize dair herhangi bir usulsüzlükten bahsetmelerine gerek yok. AK Parti dönemine ait belgeler varsa dava açsınlar. Dosyaları versinler biz götürüp teslim edelim. CHP'li meclis üyeleri de buna tam inanamadıkları için ittifak yaptıkları partilerin üyeleri bunları gündeme getiriyor. AK Parti ne yaptı denirse, çok şey sayılabilir; ama 2019'dan bu yana yok. Soruyoruz; bugüne kadar 139 milyar liradan fazla bütçe kullandınız, bu parayla ne yaptınız? Oyun yapımcılarına sesleniyorum. Üç aşamalı bir oyun geliştirin. AK Parti'nin yaptıkları, CHP'nin yaptıkları ve CHP'nin karşı çıktıkları olarak üç farklı yol olsun. Çamlıca Kulesi'nin giriş ücretleri Bu ücretlerle ilgili görüşmelerimizi yapalım. Dünya standartlarında nasıl bakalım. İlgili kurumlarla görüşeceğiz. Çamlıca Kulesi hem bir çevre projesi hem de dünya standartlarında bir dijital radyo ve seyir kuledir. İyi bir turizm noktası olacağını düşünüyoruz. Eser ve hizmet siyasetine devam edeceğiz. AK Parti icraatlarını Z kuşağına anlatabiliyor mu? Gençlerin AK Parti'ye ilgisini değerlendirdiğimizde AK Parti birinci parti. AK Parti ilk girdiği seçimde yüzde 34 milyon oy aldı. AK Parti'nin en son seçimde aldığı oy ortalama yüzde 45. Bu yeni gelen yeni seçmenden hatırı sayılır bir oy aldığımızın işareti. 20 yıllık seçim sonucu gösteriyor ki; AK Parti gençlerin birinci partisi. Türkiye'nin iki gücü var, gençler ve dijital evren. Gençleri dijital evrene yönlendirebilirsek; büyük sıçrama yapabiliriz. İBB'nin hiç olumlu bir işi yok mu? Asfalt döküldü 5 bin ton hoşumuza gitti. Süt dağıtıldı, güzel bir şey ama maliyetleri sormamız gereken bir şey. "Engelleniyoruz" algısı var ya, biz İBB'nin Meclis'e getirdiği dosyaların sadece yüzde 2'sini geri çevirmişiz. Arıtma, ulaşım, metro ile ilgili bir şey yok. Başlattığımız metro inşaatlarında iki durak ilerlemişler. Tebrik ediyorum. İki durak için açılış yaptılar demek ki 8 tane daha tören yapacaklar. Tebrik ediyoruz.

2 yıl önce

MHP'li Büyükataman'dan Emin Çölaşan'a: Vatanın ve milletin selametinden başka karşılık bekleyenin kanı kurusun mu?

Büyükataman, açıklamasında şunları kaydetti: 1- Yazacak gazete bulamayınca Sözcü’ye sığınan başarısız kalemşor Emin Çölaşan, geçirdiği nevrozlarla kaleme aldığı açık mektuplarına devam etmiş. Her zamanki seviyesizliği ile kendini oturttuğu bilirkişi koltuğundan pozlar kesen Çölaşan’ın bilmesi gereken tek şey haddidir. 2- Hayatı boyunca Ülkücü Hareket’in karşısında yer almış bu ismin bugün “Acaba bir menfaat elde eder miyim?” düşüncesiyle ve Ülkücülükten geçinen bir grup kaçkınla olan sıkı diyaloglarına dayanarak “Ülkücü taban”ın duyarlılıklarından dem vurması, acınası hâlinin delilidir. 3- Bu şahıs, Ülkücü Hareket’te tavan-taban kavramlarının bulunmadığından habersizdir. Sayın Genel Başkanımızın ifadesi ile “Bizde taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır. Bizde tavan yoktur, Ülkücü şuur hakimdir.” Hâl böyle iken Çölaşan hangi ezberi okumaktadır? 4- Çölaşan da Özgür Özel ile aynı yerin kumanyacısı olduğu için çok sayıda AK Partilinin bazı yakışıksız sözler söylediğini iftira etmiştir. Özel’in şerefine emanet edip cevap alamadığımız gibi Çölaşan’ın da bu AK Partililerin kimler olduğunu açıklaması kendi şerefine emanettir. 5(son)- Kraldan çok kralcılık, sizin camianın yemlenme usulüdür. Bizde vatan, millet, din, devlet uğruna vazifeye atılma şuuru,bedel ödeme cesareti vardır. Menfaat için vatanı satacak olanlara soruyorum: Vatanın ve milletin selametinden başka karşılık bekleyenin kanı kurusun mu?

2 yıl önce

The Wall Street Journal: Karşınızdaki dedelerinizin Türkiye’si değil

The Wall Street Journal gazetesinde, Walter Russell Mead tarafından “Burası dedenizin Türkiyesi değil, Ankara, soğuk savaştaki gibi sadık bir şekilde Batı yanlısı değil, ama yine de önemli bir müttefik” başlıklı bir yazı yayımlandı. Biden yönetiminin Türkiye’ye karşı nasıl bir politika izlemesi gerektiği üzerinde durulan yazıda, şu ifadelere yer verildi: "Türkiye ABD'ye en çok zorluk çıkartan müttefik" Türkiye, Amerika'nın en önemli müttefiklerinden biridir, ancak ABD'ye diğer NATO üyelerinden daha fazla zorluk çıkarmaktadır. Başkan Biden, bu ayın sonlarında Erdoğan ile ikili görüşmeye hazırlanırken, bu önemli ilişki hakkında yeni bir düşünme biçimi geliştirmesi gerekiyor. "Türkler ABD'nin darbe girişimini desteklediğine inanıyor" Türkiye cumhurbaşkanına yakın bazı milliyetçiler ve İslamcılar, ABD'nin 2016'da Erdoğan hükümetini sarsan ve 251 Türk'ün ölümüne neden olan darbe girişimini desteklemiş olabileceğine veya en azından sempati duyabileceğine inanıyor. "ABD Türkiye'ye karşı yeni vizyon geliştiremedi" Türkiye ve çevresi, ABD-Türkiye ilişkilerini hem daha önemli hem de daha karmaşık hale getirecek şekilde değişti, ancak Washington henüz yeni bir ortaklığın nasıl çalışabileceğine dair bir vizyon geliştirmedi. "Ankara'nın dış politikası daha bağımsız" Ankara'nın dış politikası daha bağımsız ve daha az öngörülebilir olmaya devam edecek. Washington, Türkiye'nin Hollanda, Norveç veya İspanya gibi davranmasını beklerse, ilişki her iki tarafı da hayal kırıklığına uğratır.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: PKK ve DEAŞ'a karşı varlık gösteren ilk ülke biz olduk

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Bölgemizin ve dünyanın meselelerini konuşmak, çözüm yolları üretmek için buradayız. Foruma Antalya'nın ev sahipliği yapması tesadüf değildir. Tıpkı Akdeniz gibi farklı kültürlerin ortak yuvasıdır.  Antalya Diplomasi Forumu'nun inşallah zamanla küresel diplomasinin kalbinin attığı bir zemine dönüşeceğine inanıyorum. Buradan vereceğimiz mesajlar tüm dünyaya dalga dalga yayılacaktır.  2020'de 16 milyon turisti sorunsuz bir şekilde ülkemizde ağırladık.  Diplomasi insanlığın toplu halde yaşamaya başladığı tarihlerden beri kullanılan bir tabirdir. Bugün diplomasi deyince sadece devlet ve hükümet yetkilileri arasında kapalı kapılar ardından yapılan görüşmelerden bahsetmiyoruz.  Artık siyasetçilerle birlikte STK', iş dünyası, medya ve üniversiteler arasındaki mesajlar da dış politikayı şekillendiriyor. Dijital diplomasi de bu dönemin kazanımlarındandır. Dönem, sorunların suhuletle çözümünde diplomasiyi daha fazla devreye alma dönemidir. Sıkılı yumruklarla musafaha olmaz. Sıkılı yumrukları gevşetecek en etkili yol hala diplomasidir.  Dünyadaki değişimi doğru okuyan vizyoner bir diplomasi trafiğini hakim kılmamız gerekiyor.  ANCAK 100 GÜN SONRA GÜNDEMİNE ALDI Koronavirüs salgınında bu ihtiyacı hepimiz bir kez daha hissettik. Uluslararası toplum salgının yıkıcı etkilerini yönetmekte iyi bir imtihan veremedi. BM salgını ancak 100 gün sonra gündemine alabildi. Salgın karşısında işbirliğini yerini rekabetçi politikalara bıraktı. Afrikalı, Asyalı kardeşlerimiz kaderlerine terk edildi. Bir çok ülkede toplumsal huzursuzlukların nüksetmesi, Akdeniz'de ölümlerin artması bunun en çarpıcı örneklerindendir. AŞI MİLLİYETÇİLİĞİNE FIRSAT VERİLMEMELİDİR Dünyanın dört bir yanındaki dostlarımızın imdadına koşmaya çalıştık. 158 ülkeye ve 12 kuruluşa sağlık malzemesi gönderdik. Sığınmacıların sağlık hizmetlerine erişimini sağladık. Aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi önemlidir. Şantaj, baskı, politika dikte aracı olarak kullanılması yanlıştır. Kullanıma hazır hale gelince yerli aşımızı inşallah tüm insanlıkla paylaşacağız. Eskinin alışkanlıklarıyla günümüzün sorunlarına çözüm bulamayacağımız açıktır. Küresel sistemin üzerine inşa edildiği ana yapılar mevcut haliyle çözümün değil sorunun bir parçasıdır. Dünya 5'ten büyüktür demeye devam ediyoruz. 8 milyar insanın kaderi BM üyesi 5 ülkenin insafına bırakılamaz. 190 ülkeye bir süreliğine masada oturma hakkı veren, kendi kaderleriyle ilgili söz hakkı tanımayan bir sistem adalet üretemez. Güvenlik Konseyi'nin daha kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Reform taleplerini dile getiren ülkeleri dışlamaya yönelik gizli - açık baskılar da olabilir. Türkiye ile ilgili son dönemde sık sık tedavüle konulan eksen tartışmaları, hazımsızlığın işaretidir. Tüm insanlık adına hakkı ve adaleti sağlamaya devam edeceğiz. Bunun uzun bir süreç olduğunun bilincindeyiz.  DEAŞ'IN 4500 MENSUBUNU ETKİSİZ HALE GETİRDİK Türkiye 252 dış temsilciliği ile dünyanın en geniş 5. büyük diplomatik ağına sahip ülke konumundadır.  Barışa, istikrara katkı sağlamak için çaba harcıyoruz. Suriye'de halkın iradesini yansıtacak bir siyasi çözümün olması için var gücümüzle çalıştık. 10 yıldır  4.5 milyona yaklaşan Suriyeli kardeşimizi misafir ediyoruz. Suriye'de faaliyet gösteren PKK, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı sahada varlık gösteren ilk ülke biz olduk. DEAŞ'ın Suriye'deki varlığına büyük ölçüde son vererek Avrupa ve dünyanın güvenliğine katkı sağladık. Şu an itibariyle DEAŞ'ın 4500 mensubunu etkisiz hale getirdik. Gerek terör örgütleriyle mücadelede uluslararası toplumdan beklediğimiz desteği alamadık. DEAŞ'la mücadele kılıfı altında güney sınırımız boyunca terör devleti kurulmaya çalışıldı. PKK'nın haraç toplamasını engelleyecek bir kaç göstermelik operasyon dışında hiç bir kararlı adım atılmadı. Terörün her türlüsü ile mücadele herkesin görevidir. Suriye'de barışın sağlanması sadece Türkiye'nin değil hepimizin sorumluluğudur.   KKTC'nin iki devletli çözüm önerisini destekliyoruz. Doğu Akdeniz Konferansı önerimiz hala masadadır. Enerji kaynaklarının işbirliğine vesile olması bizlerin elindedir. Yunanistan'la son dönemde yakaladığımız ivmeden memnuniyet duyuyoruz. Eski devlet geleneği demek eski diplomasi kültürü de demektir. Afro-Avrasya ülkesi olan Türkiye'nin 3 kıtayı kuşatan geniş bir vizyonla yürütülmektedir.  Salgınla beraber vahim bir hal alan İslam karşıtlığı ile mücadelede en ön saflarda yer alıyoruz. 2008'de İstanbul'da, 2014'te  olmak üzere iki kez Türkiye - Afrika Ortaklık Zirvesi düzenledik. 28 Afrika ülkesini ziyaret ettim. Somali'yi bundan 10 yıl önce eşimle birlikte ziyaret eden ilk dünya lideri olduk.  3. Türkiye - Afrika Ortaklık zirvesine inşallah Eylül ayında Türkiye'de ev sahipliği yapmayı arzuluyoruz. Önümüzdeki dönemde pergelin bir ayağını Türkiye'ye sabitleyip diğeriyle Afrika'dan Latin Amerika'ya Pasifik'ten Asya'ya tüm coğrafyalarda iş birliğini artırmak istiyoruz.

2 yıl önce

Uğur Şahin: BioNTech aşısı Delta varyantına karşı etkili

BioNTech Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Şahin, şirketin çevrimiçi yıllık genel toplantısında yaptığı konuşmada kendi ürettikleri korona aşılarının yeni ortaya çıkan varyantlar karşısında da etkili olduğunu belirterek, "Şu anda aşımızı mevcut varyantlara uyarlamanın gerekli olduğuna dair bir kanıt yok" dedi. DW'nin aktardığına göre, Şahin, BioNTech'in teknoloji, üretim ve onay alanlarında esnek süreçler üzerinde çalıştığını söyledi. Şahin, mevcut aşıları yenilemek veya yeni ortaya çıkan bir virüs türüne uyum sağlamak için üçüncü bir dozun gerekli olması durumunda buna hazırlıklı olmak ve hızlı tepki vermek amacıyla aşının yeni varyantlara karşı etkinliğini sürekli analiz ettiklerini kaydetti. 'Üç milyar doz aşı üretmeyi planlıyoruz' Koronavirüsün yeni varyantları hakkındaki edindikleri bilgilerin gün geçtikçe arttığını söyleyen Uğur Şahin, aşılananların bağışıklığının zamanla azaldığı ve bu süreçte yeni varyantların ortaya çıktığını vurguladı. BioNTech kurucusu, "Üçüncü doz aşının bağışıklığı yenilemek için yüksek bir değere sahip olabileceğini varsayıyorum. Ancak, (üçüncü doz) takviye aşılamanın ne zaman ve ne sıklıkta gerekli olacağını henüz bilmiyoruz" dedi. Şahin ABD'li ortakları Pfizer ile bu yıl üç milyar doz aşı üretmeyi planladıklarını belirterek, gelecek yıl ise bu rakamın daha da artacağını söyledi. BioNTech, söz konusu aşıların en az yüzde 50'sini kendi üretmeyi planlıyor. Almanya'da salgınla mücadeleden sorumlu Robert Koch Enstitüsü (RKI), Delta varyantı ile oluşan enfeksiyonların, hastalığın daha ciddi seyrine yol açtığını varsayıyor. RKI, daha kolay bulaşan Delta varyantının (B. 1.617.2) baskın hale gelmesi durumunda, Almanya'da enfeksiyon sayısının tekrar artabileceği uyarısında bulunuyor. Delta varyantı İngiltere'de yüksek aşılama oranlarına rağmen, birkaç hafta içinde baskın hale geldi. Portekiz'in başkenti Lizbon, hafta sonu Delta mutantı nedeniyle kapatıldı. Rusya'nın başkenti Moskova'da Delta varyantının yol açtığı yeni enfeksiyonlar en yüksek seviyeye tırmandı.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu’nun o sözünün karşılığı terör devleti mi?

Teröristbaşı Fetullah Gülen’in iade sürecini değerlendirirken, “Amerikalılar beni aradı. Türkiye Gülen’i usulüne göre istememiş” diyen, ancak bu ABD’lilerin kim olduğunu açıklamayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, benzer bir çıkış daha yaptı. Önceki gün grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, sözü Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılara getirerek çok konuşulacak sözler sarf etti AB FİNANSE EDECEK İktidara geldiklerinde tüm Suriyelileri ülkelerine göndermeyi vaat eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: Buradan bütün vatandaşlarıma sesleniyorum: Allah’ın izniyle milletin takdiriyle iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden birisi Suriyelileri Suriye’ye kardeşçe göndermek olacaktır. Irkçılık yapmıyorum. Onların evlerini yapacağız, yollarını, köprülerini, hastanelerini, her şeyini yapacağız. Bizim müteahhitler yapacak, hepsini yapacaklar. Kim finanse edecek? Avrupa Birliği’nden alacağız. Bana söz verdiler. O zaman davulla, zurnayla kendi ülkelerine göndereceğiz.” TÜRKİYE DEFALARCA ÖNERDİ CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Suriye iç savaşının 11. yılı yaşanırken dillendirdiği projeyi, Türkiye daha önce defalarca masaya getirdi. Avrupa Birliği (AB) ile yürütülen müzakerelerde “Avrupa Birliği’nin taahhüt ettiği 6 milyar euroluk yardımla Suriyeli sığınmacılar için Türkiye sınırına yakın bölgelerde güvenli şehirler kuralım” önerisi sunuldu. YARDIMI ŞARTLI YAPTILAR Ancak taahhüt ettiği yardımın sadece yarısını serbest bırakan AB, gönderilen yardımların da Türkiye sınırları içerisindeki sığınmacılar için harcanmasını şart koştu. Aynı öneri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, Mart 2019’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da gündeme getirildi. Erdoğan, Suriye’de 480 kilometre uzunluğunda ve 30 kilometre derinliğindeki bölgenin teröristlerden temizlenmesini, buraya 5 bin nüfuslu köyler ile 30 bin nüfuslu ilçeler inşa edilmesini önerdi. Tüm sosyal donatılar ve buraya yerleştirilecek insanlara gelir sağlayacak faaliyetlerin de düşünüldüğü proje kitapçık yaptırılarak dünya liderlerine dağıtılmıştı. Ancak tüm girişimlere rağmen ne AB ne de ABD’den bu konuda net bir destek gelmedi. LİBYA’DAN ÇEKİLME KARŞILIĞINDA MI Tüm bu süreç ortada dururken, Avrupa Birliği’nin defalarca reddettiği proje için ana muhalefet partisi liderine hangi sıfatla ne karşılığında söz verdiği merak konusu oldu. “AB, YPG’yi terör örgütü olarak görmeyen Kılıçdaroğlu’na Suriye’de kurulacak terör devletini tanıma karşılığında mı söz verdi?”, “AB için Kılıçdaroğlu’dan ‘ne işimiz var’ dediği Afrin, Libya ve Doğu Akdeniz’den çekilme sözü mü aldı?” sorularını akıllara getirdi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadına Karşı Şiddetle Mücadele İstişare Toplantısı'na başkanlık etti

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi. Toplantıya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu Başkanı, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı, AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, milletvekilleri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

2 yıl önce

AB'den Rusya'ya karşı 'yeni yaptırım seçeneklerini değerlendirme' kararı

Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nin ilk günkü bölümü tamamlandı. İlk günün ardından zirve bildirisinin Rusya ile ilgili bölümü açıklandı. AB Konseyi, Rusya yönetiminin daha yapıcı ilişki sergilemesi, ayrıca AB ve AB üyesi ülkelerle üçüncü ülkelere karşı eylemlerini durdurması yönündeki beklentiyi bildirdi. Bildiride, AB'nin tavrında değişiklik olabilmesi için Rusya'ya Minsk anlaşmalarını uygulaması çağrısı yer aldı. "AB üyeleri sağlam karşılık vermeli" Rusya'nın "zararlı, yasa dışı ve yıkıcı" faaliyetlerine karşı AB üyelerinin sağlam ve koordineli karşılık vermesinin öneminin altı çizildi. AB'nin ortaklarıyla koordinasyon içinde elindeki araçlardan tam olarak faydalanması gerektiğine vurgu yapılan bildiride, "Bu amaçla AB Konseyi, AB Komisyonu ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisini ekonomik yaptırımları da içeren ilave kısıtlayıcı tedbir seçeneklerini sunmaya davet etmektedir." denildi. AB liderleri ayrıca Birlik'in doğusundaki ülkelerle iş birliğinin geliştirilmesinin ve Orta Asya ile ilişkilerin derinleştirilmesinin önemini vurguladı. "Rusya'nın temel özgürlükleri sınırlandırılmalı" AB'nin, çıkarlarının bulunduğu alanlarda Rusya ile "seçici ilişki" kurulmasına açık olduğu belirtilen bildiride, özellikle iklim ve çevre, sağlık ile İran nükleer anlaşması, Suriye, Libya gibi uluslararası meselelerde şartları ve kozları da içerecek somut seçenekler geliştirilmesi için AB Komisyonu'na ve AB Yüksek Temsilcisine çağrı yapıldı. Bildiride, "AB Konseyi, bu kapsamda Rusya ile diyaloğun şartları ve formatlarını araştıracaktır." İfadesi kullanıldı. AB liderleri, Rusya'da temel özgürlüklerin sınırlandırılmasını ve sivil toplumun alanının daraltılmasını kınadı.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 55 56