02 Mayıs Perşembe 2024
3 yıl önce

Merkez Bankası, CHP’nin şova çevirdiği ‘128 milyar dolar nerede’ sorusunun cevabını vermeye hazırlanıyor

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, CHP'nin Merkez Bankası rezervleri üzerinden başlattığı '128 milyar nerede' tartışmasını 'şov malzemesine' çevirdiğini savunarak, "Belli ki, algı operasyonlarıyla karalama kampanyasına devam edecekler. Tabii, AK Partililerin ilk baştaki sessizliği de onların işine yaradı. CHP'liler yalan yanlış bilgilerle kamuoyu oluşturmaya başladıklarında, AK Parti'den birileri çıkıp işin aslını anlatsaydı, meseleyi bu kadar köpürtebilirler miydi? Bence, hayır…" dedi. 'YİNE DE ÇOK GEÇ SAYILMAZ' Güngör, bugünkü yazısında "Maalesef, bu konunun 'öyle değil, böyle' şeklindeki açıklaması da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a düştü. O açıklamalardan sonra AK Partililer topa girmeye başladı. Halbuki devlette devamlılık esastır. İlgili bürokratlar o dönemde çıkıp işin aslını anlatabilirdi. Yapmadılar! Neyse yine de çok geç sayılmaz. Öğrendiğime göre, meselenin sahibi Merkez Bankası bu konuda bir hazırlık yapıyor. Enflasyon Raporu toplantısının ardından rezervlerdeki azalmanın nedenini, paranın nerelerde kullanıldığını, muhalefetin iddia ettiği gibi bir durumun olmadığını kamuoyuna anlatacaklarını duydum. Bu son derece yerinde bir karar…" ifadelerini kullandı. 'MUHALEFETİN YAPMAYA ÇALIŞTIĞI SİYASİ ŞOVLARDAN ÖTE BİR DURUM VAR' Güngör ayrıca, "Zira muhalefetin şu anda yapmaya çalıştığı siyasi şovlardan öte bir durum var. 91 yıllık devletin kurumunu, hem de attığı adımların hepsi internet sitesinde yer alan, şeffaf, belki de Türkiye'de kurumsal yapısı en köklü ve oturmuş bir mekanizmayı sokaklara afişler asarak, siyasete sakız ederek yıpratmaya çalışıyorlar" dedi.

3 yıl önce

Bakan Elvan'dan Merkez Bankası 128 milyar dolar açıklaması

* (Rezerv tartışması hakkında) Merkez Bankası Başkanımız teknik açıklama yaptı. Merkez Bankası'nın 2006'dan bu yana enflasyon hedeflemesi rejimini kullanıyor. Kısa vadeli faiz oranı temel politika amacı olarak belirlendi. Merkez Bankası bu rejim çerçevesinde finansal istikrarı sağlamak için 2 türlü enstrümanı kullanmak zorunda. Zorunlu karşılıklar ve döviz alım satım işlemleri... Geçmişteki alım satım işlemlerinde de 2 yaklaşım görüyoruz. Döviz alım satım ihaleleri ve doğrudan döviz alım müdahaleleri... Döviz alım satım ihalelerinde önceden açıklanmak koşuluyla ihale gerçekleşiyor. Ne kadarlık alım satım gerçekleştiği paylaşılıyor. İkincisi Merkez Bankası olağanüstü bir durumla karşı karşıya kalınca doğrudan alım satım müdahalesi yapıyor. 15 gün sonrasında ne kadar alım satım yapıldığını paylaşıyor.   * Bu yöntemlere ilave 2017'den itibaren Hazine Müsteşarlığı ve MB arasında protokol imzalanıyor. Bu protokol yasal mıdır. Türk parasının dolaşımı ve istikrarı için politikaları Merkez Bankası'yla birlikte oluşturmak ve uygulamak. Yetki verilmiş yasal olarak. Merkez Bankası kanununun 4. maddesinde Hükümetle birlikte Türk Lirasının iç dış değerini korumak için gerekli tedbirleri almak, yabancı paralar ile altın karşısındaki tespit için kur rejimini belirlemek. TL'nin değerinin belirlenmesi için dövizin alım ve satımı, TL ile değişimi, bankanın temel görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. İşlemler tamamen yasaldır. Yasalara aykırı durum söz konusu değildir.  * Merkez Bankası Başkanımız açıkladı. Ama biraz detaylara girmek istiyorum. Süreç nasıl işlemiştir... Hazine hesapları üzerinden döviz alım satım işlemi MB tarafından gerçekleştirilmiştir. Bir muhabir banka aracılığıyla alım satım işlemlerini elektronik platformda gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bu platformda yerli yabancı piyasa yapıcı bankalar yer alıyor. Herhangi bir şahıs yok. Bir diğer soru, peki bu döviz alım satım işleminde taraflar birbirini biliyor mu? Hayır kesinlikle bilmiyorlar. Kimin ne kadar aldığını karşı taraf bilmiyor. İşlem tamamlanınca görüyorsunuz.  * Bankalar elektronik işlem platformunda bir TL likiditesi söz konusu oluyor MB'de. Bunu da görebiliyorsunuz. Günlük olarak rahat bir şekilde görebiliyorsunuz. Ne kadarlık döviz alım satımı yapılmış bunların hepsini görüyorsunuz. Bunun örnekleri de var. Böyle ülkeler var. Özellikle Uzak Doğu başta olmak üzere var. Kasım ayından bugüne döviz alım gerçekleştirmesi söz konusu olmadı zaten. MB kayıtlarında zaten tüm bunlar yer alıyor. Bu yöntemi tartışabilirsiniz ama kimseyi yolsuzlukla suçlayamazsınız. Bir yolsuzluk yapması söz konusu değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından talimat verildiği gibi iftiralar yer alıyor. Usulsüzlük yapıldığı şeklinde yaklaşımlar doğru değil. Elbette tartışabilirsiniz ancak yolsuzlukla suçlayamazsınız.  * (Döviz işlemlerine ilişkin veriler hakkında) Merkez Bankamızın uygulamalarında şunu görüyoruz. Döviz alım satım müdahalelerinin kamuoyuna açıklandığını görüyoruz. Geçmişe yönelik swap verilerinin yayınlandığını görüyoruz. Özellikle bilgi kirliliği söz konusu, siyasi malzeme olarak kullanılması söz konusu. Bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması açısından bu verilerin yayınlanmasında fayda görüyorum. Takdir Merkez Bankası'nın.  * Kullandığınız her kelime her cümle yatırımcılar tarafından doğrudan karşılık bulabiliyor. Ülke riskine yönelik değişik algılara yol açabiliyor. Büyük özen ve hassasiyet gösterdim. MB bağımsızlığına müdahale edici kavram ve söylem içinde olmadım. Bu meseleyi de değerlendirdiğimde şunu düşündüm. Merkez Bankası gerçek sahibidir bu işin. Merkez Bankası açıklama yapmadan benim açıklama yapmamın Merkez Bankası'nın bağımsızlığı üzerinde gölge oluşturur diye açıklama yapmak istemedim.  * Yöntemler özet olarak elbette konuşup tartışabilirsiniz. Yapılmasaydı ne tür durumlarla karşı karşıya kalırdık bunları da konuşmak lazım. Yolsuzluk söz konusu değil, gelen para swap üzerinden bankalara kullandırılmıştır.  * (Dünya ekonomisi hakkında) Pandemi tüm dünya ekonomilerini sarstı. Sürece baktığımızda tüm ülkelerin sorunlar yaşadığını görüyoruz. Çok yüksek oranda borçlanmaların gerçekleştiğini görüyoruz. Toplam borç 24 trilyon dolar artıyor. Kamu maliyesinde 16 trilyon dolarlık harcama görüyoruz. Dünyada bazı şeylerin bu süreçte farkına varıldı. Tedarikteki kopukluklar, emtia fiyatlarındaki artış... Pek çok konuşulmayan konu ortaya çıktı. Güçlü bir büyüme bekliyoruz. Türkiye'ye pozitif yansıması olacak. Aşılamaya bağlı olarak covid sürecini gözlemleyeceğiz. Dünya çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldı. Borçlanmada, bütçe açıklarında tüm ülkeler önümüzdeki yıllarla bunlarla mücadele edecek.  * Ülkelerin genel anlamda borçlanmaları söz konusu. Ciddi sorunların ortaya çıkacağını düşünüyorum. Tedarik sorunları artık özellikle tedarik zincirlerinde bölgesel tedarik noktalarının oluşması gerektiğini gösterdi. Çin, Uzak Doğu merkez değil de çok merkezli tedarik noktaları kurulmalı. Türkiye önemli konuma sahip. Güçlü bir altyapıya sahip. Bu sorunların giderilmesi ülkelerin tek alacağı kararlardan oluşmuyor. Uluslararası işbirliği, bölgesel birliktelikler, birlikte hareket etmeli ve ortak kararlar alınmalıdır.  * Hükümet olarak sürdürebilir hareket etmeye çalıştık. Uyguladık, uygulamaya devam ediyoruz. Sağlıklı ve nitelikli büyümeyle sağlanır. Enflasyona yol açmayan, hane halkında aşırı bir borçlanmaya neden olmayan, istihdam, yatırım, üretimin arttığı bir ortam aslında sağlıklı büyümeyi ifade eder. Sağlıklı büyüme hangi oranda gerçekleştiğinden çok sürdürülebilir olması önemli. Temel problem büyümenin finansmanında yatırıyor. İç tasarruflarımız yatırımlarımız için yeterli değil. Bu da cari açıkla karşımıza çıkıyor. Dış tasarrufların akışında aksaklık olduğunda kurlarda oynaklık görüyorsunuz. Bu oynaklık enflasyona baskı yapıyor. 2020'ye gelince. 2020'de G20 ülkelerinde 1,8 rakamıyla Çin'le birlikte büyüyen tek ülkeyiz. 2. çeyrekten itibaren iç talepte canlılık oluştu.  * 2020 zor bir yıl oldu. 2021'e bakınca iktisadi faaliyetler canlı başladı. İhracat potansiyelimiz iyi gidiyor. Ocak-Mart döneminde 50 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. İlk çeyrekte öncü göstergelere baktığımızda yüzde 5,0 civarı bir büyüme öngörüyoruz. İkinci çeyrekte baz etkisiyle çift rakamlı bir büyüme söz konusu olacak. 2021'in büyüme açısından daha olumlu yıl olacağını düşünüyoruz. Kontrollü ılımlı yaklaşımda da hareket etmeliyiz. 

2 yıl önce

İran'da tansiyon yüksek: Özür diledi ama tepkilerin ardı arkası kesilmiyor!

İran'ın dini lideri Ali Hamaney, Öğretmenler Günü münasebetiyle yaptığı konuşmada, 18 Haziran'da düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Zarif'in sızdırılan ses kaydıyla ilgili değerlendirmede bulundu.  Zarif'in sızdırılan ses kaydını yayınlayan medya organlarını "İran karşıtı ve düşman medya" şeklinde nitelendiren Hamaney, şöyle devam etti:  "Bazı ülke yöneticilerinden işitilen sözler hayret ve üzüntü vericidir. İnsan bu sözleri duyunca üzülüyor. Bu sözlerin bazıları düşmanlarımızın konuşmalarının tekrarıdır. Bunlar ABD'nin sözlerinin tekrarıdır." BU BÜYÜK BİR HATADIR Hamaney, ABD'nin İran'ın bölgedeki nüfuzundan rahatsız olduğunu ve Kasım Süleymani'yi bu nedenle öldürdüğünü savunarak, "İran'ın manevi nüfuzunun faktörü olan her şey onlar için kötüdür. Kudüs Gücü ve Şehit Süleymani ile ilgili onların sözlerini tekrarlamamalıyız. Kudüs Gücü İran'ın Batı Asya'daki siyasetini gerçekleştiriyor ve İran'ın buradaki en etkili gücüdür" diye konuştu. Batılıların İran dış siyasetinin kendilerine meyletmesini ve Dışişleri Bakanı'nın da onların bayraktarlığını yapmasını istediğini ileri süren Hamaney, Çin ve Rusya ile ilişkileri geliştirdiklerinde bu yüzden rahatsız olduklarını söyledi.  Ülkenin dış siyasetinin birçok üst organ tarafından belirlendiğini belirten Hamaney, şu değerlendirmelerde bulundu:  "Dünyanın hiçbir yerinde dış siyaset Dışişleri Bakanlığı'nda belirlenmez. Dış siyaset, ülkenin üst organları tarafından belirlenir. Dışişleri Bakanlığı karar alıcı organ değil bunu icra edendir. Bir taraf diğer tarafı yok saymamalıdır. Bu büyük bir hatadır, İranlı yetkililer bu büyük hatayı işlememelidir. Ülkenin siyasetine inanmadığımız ya da kabul etmediğimiz anlamına gelecek ifadeler kullanmamalıyız. Dikkat etmeliyiz, düşmanı mutlu etmemeye de dikkat etmeliyiz."  ADAYLARI DA ELEŞTİRDİ Seçimlerle ilgili olarak da adayları denetleyen Anayasayı Koruyucular Konseyi'ne (AKK) yönelik eleştirilere tepki gösteren Hamaney, "Bazıları sonuçlar kendi istedikleri olursa seçimleri kabul ediyor. Arzuları gerçekleşirse seçimleri doğru görüyorlar ancak istedikleri sonucu elde edemedikleri takdirde seçimi düzenleyenleri ve diğer kurumları suçluyorlar" dedi.  Hamaney, seçimlere katılan adayların bazılarını isim vermeden "programsız, temelsiz vaatlerde bulunan, ülkenin imkanlarını dikkate almayan ve aldatan" şeklinde suçlayarak, "Seçimler önemli bir fırsattır ve halkı bundan soğutmamalı. Bazıları istediklerini elde edemeyince 2009'da olduğu gibi bazen kaos çıkarıyorlar. Suçlamalar insafsızlık ve kaos ise suçtur" diye konuştu.

2 yıl önce

Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul’dan Gaziantep’te tehlikeli provakasyon!

Alparslan Kuytul’un yönettiği Furkancıların provokasyon denemeleri devam ediyor. Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul’un “İtikafı yapacağız, buyursunlar engel olsunlar” açıklamasının ardından Furkan Vakfı üyeleri tam kapanma kurallarına meydan okuyarak camilerde toplu ibadete kalkıştı. Furkan Vakfı başkanı Alparslan Kuytul, Ramazan’da ‘kendini ibadet etmeye adama ve dünya işlerinden uzak durma’ anlamına gelen ‘itikaf’ı yapacaklarını dile getirdi. Kuytul’un “İtikafı yapacağız, buyursunlar engel olsunlar” açıklamasının ardından, Gaziantep’te bir camide toplanan Furkan Vakfı üyelerine güvenlik güçleri müdahale etti. Gaziantep’teki müdahalenin ardından Furkan Vakfı’ndan 8 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. 15 Temmuz’da ne demişti? Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul, 15 Temmuz darbe girişimini canlı yayında öğrenmiş ardından “Darbenin Müslümanlara hayırlı olması” temennisinde bulunmuştu. Kuytul, darbe girişiminden bir gün önce, yani 14 Temmuz’da paylaşılan konuşmasında “Erdoğan’ın kalemi kırılmıştır, yakında işi bitirilecektir” ifadelerini kullanmıştı. Diyanet İşleri Başkanı ve AK Parti hükümetini hedef aldı Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul, “O kadar Diyanet İşler Başkanı geldi geçti, birinin itikafa girdiğini görmedim. Eğer tarihe itikafa engel olan AKP hükümeti olarak geçmek istiyorlarsa buyursunlar itikafa engel olsunlar” sözleriyle Diyanet İşleri Başkanı ve AK Parti hükümetini hedef alan sözler söylemişti.

2 yıl önce

Kastamonu’da mutasyonlu virüs alarmı: 30 kişi karantinaya alındı

Cide Devlet Hastanesi'nde danışma görevlisi olan Yusuf Türkoğlu ile ilçede esnaflık yapan Erkan Çakmak isimli 2 arkadaş, 2 gün önce rahatsızlanınca hastaneye giderek Covid-19 testi yaptırdı. Açıklanan testlerinin sonucunda İngiltere varyantlı koronavirüs taşıdığı anlaşılan 2 arkadaş, evlerinde karantinaya alınarak tedavilerine başlandı. "BİZİMLE TEMAS KURAN HERKES TEST YAPTIRSIN" Sağlık durumlarının gün geçtikçe kötüye gittiğini ifade eden Yusuf Türkoğlu ile Erkan Çakmak, son durumlarını sosyal medya hesabından duyurarak temas kurdukları kişilerin önlem almalarını istedi. Durumuyla alakalı açıklamada bulunan Erkan Çakmak, "Arkadaşım Yusuf'la birlikte kendimizi kötü hissedince test yaptırdık. Test sonuçlarımız maalesef İngiltere varyantlı pozitif çıktı. Yakın temas kurduğum herkesi arayarak bilgi verdim. Arkadaşım Yusuf ile birlikte sağlık durumumuz gün geçtikçe daha kötüye gidiyor. Kimse bu salgın 'bana uğramaz' demesin ve lütfen önlemini alsın" dedi. Testleri pozitif çıkan 2 kişiyle temaslı olan 30 kişinin de önlem amaçlı evlerinde karantina altına alındığı öğrenildi.

2 yıl önce

Alparslan Kuytul’un kurucusu olduğu Furkan Vakfı gönüllüleri bu kez de Adana’da provokasyon peşinde

Gaziantep'teki cami provokasyonundan bir gün sonra bu kez Adana'da, 3 Mayıs gecesi Alparslan Kuytul ve yanındaki kalabalık grup da sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal edip dışarı çıkarak 22 camide toplanmaya çalıştı. Polis ekipleri Kuytul ve yanındakileri evlerine dönmesi konusunda uyardı. Ancak uyarıları dikkate almayan Kuytul ile yaklaşık 400 kişi, polis tarafından gözaltına alındı. Veryansın TV'nin haberine göre, Gaziantep’teki cami provokasyonuyla ile gündeme gelen Furkancıların bu kez hedefinde Adana var. Furkancılar, Adana’daki gözaltıların ardından sosyal medyada “AdanaEmn Müdürüİstifa” etiketiyle paylaşımlar yapıyor. Gözaltılar ve nezarethane videolarıyla propaganda yapan Furkancılar koronavirüs kısıtlamalarını da hiçe saymaya devam ediyor. Adana Emniyet Müdürlüğü önünde Alparslan Kuytul’u bekleyen kalabalık kameralara yansıdı.

2 yıl önce

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker'in arkasındaki ülkeyi açıkladı!

Mısırlı gazeteci Sabır Meşhur, organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddiaları ile ilgili YouTube hesabından çarpıcı bir video yayınladı. Süleyman Soylu'yu hedef alan Peker'in arkasında BAE olduğunu belirten Meşhur, "BAE istihbaratı çok başarılı bir iş yapmış, Peker de bunu çok iyi şekilde uyguluyor" dedi. "TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK İSTİYORLAR" Analizinde, mafya lideri Peker'in videolarında hangi iddialarda bulunduğunu anlatan Mısırlı gazeteci, çete liderinin hem açık hem de gizli mesajlar verdiğini kaydetti: "Verdiği gizli mesajlar, Türkiye içinde din mensupları ve ırklar arasındaki çekişmeleri körüklüyor. Şunlardan bahsediyor: Bir, Aleviler zulme uğramışlar. "Diyanet İşleri Başkanı Alevi olabilir mi?" diye soruyor. Türkiye'deki medyayı takip edenler, solcu komünistlerin devlet içindeki makamların ırk ve din esasına göre ayrılmasını gündeme getirmeye başladıklarını görecektir. Yani Müslümanların bir payı, Alevilerin bir payı, Kürtlerin bir payı ve şu ırkın bir payı vs. olmasını söylüyorlar. Amaç Türkiye'yi bölmek. Bildiğiniz üzere Suriye, Irak ve Sudan'ı böldüler. Türkiye devleti güçlü harekete ederek buna cevap verebilir. İki, PKK ile iş birliği yapmamız gerektiğini söylüyor. "Hepsi kötü değil ve bazılarıyla iş birliği yapabiliriz" diyor. Bu Türkiye'yi bölmek isteyen ve CHP'yi ele geçirmiş bir hareket. Yaklaşan başkanlık seçimlerindeki adayı ise İmamoğlu. Üç, "Türkiye'de Kürtlere yer yok" demiş. "Türk milliyetçiliğine ve Türk dünyasına inanıyorum, Türklerin dışında hiçbir kimsenin Türk dünyasında bulunmasına izin vermeyeceğiz " diyor. Peki Kürtler nereye gidecek? Yani iç savaş çağrısı yapıyor. Konuşmasının içinden anlaşılan ve gözümüze ilişen, tabii bunu BAE İstihbaratı onun dilinden açıkça söylemiyor, prensip olarak Türkiye'yi, "Müslüman Türklerin, Kürtlerin ve Alevilerin Devleti" şeklinde bölmek istiyorlar. Bu, sözde kışkırtma çağrıları arasında verdiği gizli mesajlardan biri." "İMAMOĞLU'NUN ADINI AÇIKÇA SÖYLEMİYOR AMA..." Analizine İmamoğlu üzerinden devam eden Mısırlı gazeteci Sabır Meşhur, şu ifadeleri kullanıyor: "Sedat Peker'in en önemli ve tehlikeli söylediği şey ise, bilinçaltına verdiği mesajdır. Türk halkına, adını açıkça zikretmiyor ama "İmamoğlu'nu seçin diyor. Peker ne diyor; "Erdoğan'ı düşürün. İktidardaki AK Parti başarısız, defol ve yönetimi bırak" diyor. Düşmanlığı sadece Erdoğan'a karşı değil. Tüm AK Parti ve milliyetçi MHP'ye de düşman. Onlara "iktidarı bırakın" diyor. Peki neden açıkça "İmamoğlu" demiyor? Eğer "Ben sizi İmamoğlu'na destek vermeye çağırıyorum" dese, tüm saldırı ve oklar İmamoğlu'na yönelecek. BAE İstihbaratı çok başarılı bir plan yapmış ve İmamoğlu'nu herhangi bir saldırıdan koruyorlar. Peker de bunu çok iyi bir şekilde uyguluyor." "SOYLU UYUŞTURUCUYA DARBE VURDUĞU İÇİN HEDEFTE" Meşhur, sözlerinin devamında, Süleyman Soylu'nun televizyona çıkarak gerekli açıklamayı yaptığını ve iddiaları yalandığını söyledi: "Soylu şiddetli bir saldırıya maruz kaldı. Neden? Çünkü "Afganistan'tan gelen uyuşturucu hattını kestik" dedi. "AB yılda 9.7 milyon ton kokain imha ederken biz 18.5 ton yani katı imha ediyoruz" dedi. Soylu, "Benden önceki dönemden ben sorumlu değilim" dedi. Soylu aracılığıyla dünya derin devletinin uyuşturucu ağını çökerten Türkiye, şimdi o derin yapıların hedefinde."

2 yıl önce

Merkez Bankası Başkanı'ndan faiz değerlendirmesi

Kavcıoğlu'nun mesajlarından satır başları şöyle: "Son dönemde aşılamaya dair olumlu gelişmeler, turizm başta olmak üzere salgından olumsuz etkilenen sektörlerde iktisadi faaliyetin normale dönmesine ve cari dengedeki süregelen iyileşmeye önemli ölçüde katkıda bulunacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve 2023 yılında orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizini, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, gerçekleşmiş ve beklenen enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edeceğiz. Piyasalardaki haklı bir gerekçeye dayanmayan erken gevşeme beklentilerinin tümüyle ortadan kalkması gerekiyor. Merkez Bankası kanunla kendisine verilmiş fiyat istikrarı amacına bağlıdır."

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 70 71