01 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

'MEB'in kapısının kilitlenmesini Kılıçdaroğlu’nun koruması talep etti' diyen Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, belge paylaştı

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun KPSS'deki sözlü mülakatlar hakkında randevu alamadığını söyleyerek Milli Eğitim Bakanlığı'na gitmesini eleştirirken, kapıya zincir kilit takılmasını, Kılıçdaroğlu'nun korumasının talep ettiğini öne sürmüştü. Selvi, "Belgesiz konuşmam" demişti. CHP'den gelen cevapta ise iddianın 'hayal ürünü' olduğu belirtilerek Selvi'den söz konusu belgeyi yayınlamasını istemişti. 'İlgili bölümü yayınlıyorum' Selvi bugünkü yazında, "Dünkü yazımda Kılıçdaroğlu’nun korumasının kapının kilitlenmesini istediğini yazmıştım. Kılıçdaroğlu o belgenin açıklanmasını istedi. Ben de kamu görevlisi olan korumaların sıkıntıya girmemesi için o belgeyi yayınlamadığımı söylemiştim. Ama Kemal Bey’in talebi üzerine ilgili bölümü yayınlıyorum" dedi. "Bu arada CHP Genel Merkezi tarafından yapılan “Hayal mahsulü” açıklamasını ise size havale ediyorum. Hayal mahsulü hangisiymiş peki?" diyen Selvi, şu belgeyi paylaştı: Selvi, yazısının devamında "Ben Kılıçdaroğlu’nun istediği belgeyi açıkladım. Şimdi sıra Kemal Bey’de. Danıştay kararı var demişti, ben de kendisinden Danıştay kararını açıklamasını bekliyorum" ifadelerini kullandı. Öte yandan Selvi, KPSS tartışmalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanı Özer ile yaptığı konuşmayı da köşesinde aktardı: 'Bakan hassas' Mülakat konusundaki hassasiyetim nedeniyle Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’le dün tekrar konuştum. KPSS puanıyla mülakat arasındaki ilişkiyi sordum. Milli Eğitim Bakanı önce yöntemi anlattı. “Atama sürecinde öğretmenlerimizin KPSS başarıları ile sözlü mülakattaki başarıları arasındaki uyumu iki ölçüt üzerinden değerlendirdik. Bu ölçütlerden ilkinde, öğretmenlerimizin KPSS’den aldıkları puanlar ile sözlü mülakattan elde ettikleri puanlar arasındaki korelasyonu hesapladık” dedi. Bakan bu konuda hassas olduğu için ayrıntı verdi. “Mülakata gelen tüm adaylarımızı dikkate aldığımızda puanlar arasındaki korelasyonun 0.93 olduğunu belirledik. Korelasyonun en yüksek değerinin 1 olduğunu göz önüne aldığımızda, bu sonuç öğretmenlerimizin KPSS puanları ile mülakat puanları arasında oldukça güçlü bir ilişki olduğunu gösteriyor. İlişkiye dair daha detaylı bir inceleme yapmak için KPSS puanlarını 50-60, 60-70, 70-80, 80-90 ve 90-100 aralıklarına ayırarak bu kategorilerin her birinde korelasyon katsayısını tekrar hesapladık. Sonuçlar, farklı kategorilerde de korelasyon katsayılarının 0.81 ile 0.97 arasında değiştiğini gösterdi” Peki bu ne anlama geliyor? Bu sonuçlar neyi gösteriyor? “Bu sonuçlar da alt puan kategorilerinde de KPSS puanları ile mülakat puanları arasında güçlü ilişkiler olduğunu ortaya koydu. Yaptığımız ikinci incelemede, KPSS puanları az önce ifade ettiğim puan aralıklarındaki öğretmenlerimizin mülakat sonuçlarının da aynı puan aralıkların bulunma oranlarını belirledik. Elde ettiğimiz oranların, yüzde 93.1 ile yüzde 100 arasında değiştiğini gördük. Özetle, yaptığımız her iki incelemenin sonuçları da KPSS puanları ile sözlü mülakat puanları arasında büyük bir uyum olduğunu açıkça gösterdi.” Bu verilerden memnun oldum. Elbette mülakatta elenen gençlerimiz üzüldü. Ben de isterdim öğretmen olmalarını ama burada işin içinde bir kayırma, torpil ve adaletsizlik var mı? Ona baktım. O nedenle Milli Eğitim Bakanı Özer’in açıklamasını ayrıntılı olarak paylaştım. Milli Eğitim Bakanı’nın bu konuda benden daha hassas olduğunu görmek ise sevindirdi.

2 yıl önce

Kur korumalı mevduata katılım 84 milyar lirayı geçti

Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli'nin detayları ve 2022 yılı beklentilerine ilişkin değerlendirmede bulundu. Türkiye Ekonomi Modeli ile kalıcı makroekonomik istikrarın sağlanması, yüksek katma değerli üretimin teşvik edilmesi, üretim ve istihdamın büyütülmesi ve ihracatın artırılarak cari açığın düşürülmesinin amaçlandığını ifade eden Nebati, "Güvenli yatırım ortamının tesis edilmesi modelimizin nihai hedefine ulaşması için önemlidir. Bu nedenle ilk etapta finansal istikrarın devamlılığını sağlayacak adımlar atıyoruz." diye konuştu. Nebati, piyasa beklentilerini iyileştirip, yatırım ve üretim kararlarına engel olabilecek belirsizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla "Kur korumalı TL mevduat hesabı", ihracatçılara "Türk lirası uzlaşmalı vadeli döviz satımı" gibi araçları uygulamaya aldıklarını söyledi. Kur korumalı mevduat hesabını teşvik için bir dizi tedbir açıkladıklarını anımsatan Nebati, finansal istikrar yönünde atılan adımların önemine dikkati çekti. Nebati, bu amaçla devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) stopaj oranını yüzde sıfıra indirdiklerine işaret ederek, "Temettü gelirlerine uygulanan stopaj oranını yüzde 15'ten yüzde 10'a indirdik. Yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması için önem arz eden hurda altın değerleme sisteminin işlerliğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesini temin amacıyla hurda altın değerlemesinde kullanılacak asgari milyem değerlerinde değişiklik yaptık." ifadelerini kullandı. YENİ DÜZENLEMELER YOLDA Gelecek dönemde yapılacak çalışmalara ilişkin de bilgi veren Nebati, şunları söyledi: "Önümüzdeki dönemde de yastık altındaki altınların finansal sisteme aktarılması yönünde diğer çalışmalar yapılacaktır. Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) devlet katkısı yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkarılacaktır. Kurumlar vergisi oranı rekabetçi hale getirilecektir. Katma değer vergisi sadeleştirilecektir. Yatırım fon ve ortaklıklarından elde edilen kar paylarına istisna uygulanacaktır. Gelire endeksli senetler ihraç edilecektir. Öncelikli Sektör Kredilendirme Programı hayata geçirilecektir. Yatırımların teşviki için uzun vadeli kredi ve kefalet imkanı Kredi Garanti Fonu paketi olarak geliştirilecektir. Proje bankacılığı yaygınlaştırılacaktır." "VATANDAŞLARIN KUR KORUMALI TL SİSTEMİNE İLGİSİ YÜKSEK" Bakan Nebati, kur korumalı TL vadeli mevduat hesabına geçişlere ilişkin güncel bilgileri de paylaşarak, "Uygulamanın henüz başlarında olmamıza rağmen vatandaşların kur korumalı TL vadeli mevduat/katılım fonuna ilgisinin yüksek olduğu görülmektedir. Bankalardan temin edilen geçici son verilere göre, bankacılık sektöründe 84,05 milyar lira kur korumalı mevduat/katılım fonu bakiyesi bulunmaktadır." dedi. Teşvik sisteminde öncelikli olacak sektörlerin detaylarını da anlatan Nebati, şöyle konuştu: "Cari açığa doğrudan etki edecek, ileri teknolojiye ve yüksek toplam faktör verimliliğine sahip enerji, savunma sanayisi, havacılık, ilaç gibi stratejik sektörlerle tarım ve hayvancılık gibi yaşamsal öneme sahip sektörler yerli ve katma değerli üretimi teşvik etmek üzere desteklenecektir." "KDV'NİN SADELEŞTİRİLMESİNDE YASAL ALTYAPI ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR" Katma değer vergisinin (KDV) sadeleştirilmesi kapsamında ilgili kanunda etkinlik, adalet ve basitlik ilkelerini sağlamaya yönelik çalışmalar yaptıklarına dikkati çeken Nebati, KDV istisnaları, oranları ve iade süreçlerine ilişkin konularda yasal altyapı çalışmalarının sürdüğünü dile getirdi. Nebati yapılacak düzenlemelerle kayıt dışı ekonominin boyutunun azaltılması, kayıtlı mükellef sayısının artırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, ihracatın özendirilmesi ve firmaların KDV iadesi yoluyla finansmana hızla erişiminin planlandığını bildirdi. "ENFLASYONU AZALTACAĞIZ" Bakan Nebati, beklentileri iyi yönlendirmenin döviz kuru üzerindeki etkisini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 Aralık'ta açıkladığı önlem paketinden sonra gördüklerini belirterek, "Döviz kurunun enflasyon üzerindeki geçişgenliği hepinizin malumudur. Bu sistemde, beklentileri iyi yöneterek ve Türk lirasının cazibesini artırıcı yeni kur korumalı mevduat hesabı gibi enstrümanlar geliştirerek enflasyonu azaltacağız." değerlendirmesinde bulundu. Para politikasının etkisinin sınırlı kaldığı arz şokları durumunda devreye girmesini öngördükleri bir yapının daha söz konusu olduğunu bildiren Nebati, 28 Aralık 2021'de ilk toplantısını gerçekleştirdikleri Fiyat İstikrarı Komitesi'nde bu çerçevede hayata geçirebilecekleri adımları ele aldıklarını söyledi. Nebati, "Önümüzdeki dönemde de enflasyonla mücadele konusunda kurumlarımız tam uyum içinde koordineli hareket edecektir. Nihai amacımız enflasyonda kalıcı düşük seviyelerin yakalanmasıdır." ifadelerini kullandı. "KURDA ZAMAN İÇİNDE İSTİKRARLI BİR SEYİR OLUŞMASINI BEKLİYORUZ" Türkiye ekonomisinin dinamik yapısıyla, karşılaştığı çok ciddi şokları geçmişe göre dahi minimum hasarla atlattığını vurgulayan Nebati, "Son dönemde finansal piyasalarda görülen oynaklıkların ekonomik aktivite ve güven üzerindeki etkisinin geçici ve sınırlı olmasını bekliyoruz." dedi. Bakan Nebati, 2022'ye ilişkin enflasyon, kur, politika faizi ve büyüme beklentilerine değinirken şunları kaydetti: "Döviz kurları serbest piyasada belirlenmektedir. Bu sebeple herhangi bir döviz kuru hedefimiz bulunmuyor ancak finansal piyasalarda ekonominin temelleri ile uyumlu olmayan hareketlere seyirci kalmadık. Finansal piyasalardaki hareketlere yönelik alınan tedbirlerin etkisini 2022 yılında daha net göreceğiz. 2022 yılı için daha dengeli bir büyüme performansı ve artan istihdama ek olarak güçlü ihracat ve turizmin olumlu katkısıyla cari dengedeki olumlu görünümün sürmesini öngörüyoruz." Döviz kurlarında son dönemde yaşanan artışa da değinen Nebati, "Açıkladığımız aksiyon adımlarının etkisiyle bu geçiş sürecinde gerçekleşen dalgalanmaların zaman içinde azalmasını ve kurda istikrarlı bir seyir oluşmasını bekliyoruz." diye konuştu.

2 yıl önce

Bakan Nebati: Kur korumalı mevduata 300 bin kişi katıldı, mevduat tutarı 126 milyar TL'ye ulaştı

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyonun Ocak ayında pik noktaya ulaşmasını, buna karşın dünyadaki gelişmeler, gıda ve enerji fiyatlarındaki gerilemeyle birlikte mayıs ayından itibaren düşüş yaşanacağını, kasım ve aralık ayı enflasyonlarının bazdan çıkmasıyla sene sonunda da anlamlı bir düşüşün geleceğini söyledi. Nebati, "Ben seçime tek haneli enflasyonla gideceğim 2023 Haziran ayında." dedi. Nebati, Bloomberg ile gerçekleştirdiği mülakatta yeni ekonomi modelinden, kur korumalı mevduat uygulamasında gelinen noktaya; planlanan yeni adımlardan ekonomideki beklentilerine kadar bir dizi konuda soruları yanıtladı. Yıllık enflasyonun kurdaki yükseliş, ücret artışları, yeniden değerleme oranı kapsamında yapılan artışlar gibi etkenlerle ocak ayında pik noktasına ulaşmasını öngördüğünü anlatan Nebati, bu noktada kurun stabil hale gelmesinin ise bir avantaj olduğunu söyledi. Nebati, "Biz şu anda aralık ayının kamburunu taşıyoruz. Yazın gerek gıda fiyatlarındaki gevşeme, ki şu an dünyada bir enflasyon da var, bu ikisinin etkisinin azaldığı bir döneme giriyoruz. Enerji ihtiyacımızın azalması, gıda fiyatlarındaki normalleşmeler bizim artık yeni bir patikaya girdiğimizi gösteren en önemli aylar olacak." dedi. Bakan Nebati, Merkez Bankası'nın ilk çeyrekte gevşemenin etkisini izleme kararını desteklerken de "Merkez Bankası'nın nasıl karar alacağını bilmiyorum. Benim görüşüm, ocak, şubat ve mart ayını şöyle bir görmemiz lazım." değerlendirmesini yaptı. Nebati, 2022 için büyüme beklentilerinin sorulması üzerine de "İddialı bir şey söylüyorum; büyümeyle ilgili de ben piyasadaki iştahı görüyorum" dedi. Nebati aynı süreçte büyüme için de tek haneli bir rakam öngördüğünü söylerken, "Tek hane olacak zaten de, ben iyi bekliyorum. Türkiye'ye kendi halinde bıraksanız bile 5 büyür." diye ekledi. "KUR KORUMALIDA DTH'LARDAN YÜZDE 15 GELDİ" Kur korumalı mevduat uygulamasından çarşamba akşamına kadar yaklaşık 300 bin kişinin yararlandığını anlatan Nebati, "Buradan aldığımız miktar dün gece (Çarşamba) itibarıyla 126 milyar lirayı geçti. Şunu gösteriyor; günde ortalama 10 milyar TL sisteme dahil oluyor. Bunun yaklaşık yüzde 15'i DTH'lardan geliyor. TL'den Dövize gidecekler artı, dövizden buraya gelenler var, bu çok önemli ve iyi bir para." dedi. Benzer yeni enstrümanların da zamanla devreye alınacağını anlatan Nebati, "Bunlar özümsendikten sonra oraya da farklı kanalları geliştirmemiz lazım. Bir enstrümanı tam bitirmeden ikincisiyle ilgili açıklama yaptığınız zaman bir kararsızlık olabiliyor." diye konuştu. Nebati, sisteme giren paraların tekrar dövize dönüşmemesi ya da gereksiz harcanmaması için bir dizi önlem alınacağını söylerken de "Üretim odaklı, proje odaklı destek vereceğiz. Şimdi KGF'yi getiriyoruz mesela. Çalışıyoruz, fazla bir süresi yok. Bitiririz bu ay." dedi. Bakan Nebati'ye mülakatta bir süredir kamuoyunda tartışılan süper bono, KDV düzenlemesi, kamu bankalarının sermayelerinin artırılması gibi konular da soruldu. "Süper bono yok. Öyle bir şey yok. Böyle bir şeyi doğru bulmuyoruz" diyen Nebati, "Bizim sadece ve sadece yapacağımız şey, tedbirler paketinde açıkladığımız alanlarda adımlar atmak." diye ekledi. Bakan Nebati, kamu bankalarının sermayelerinin artırılması ile ilgili çalışmanın da bu ay bitmeden sonuçlanacağını duyurdu. "TCMB VE PİYASA FAİZLERİ YAKINSAMAYA BAŞLADI" Piyasa faizlerindeki patika ve finansal aktarım mekanizmasında görülen kopukluğa ilişkin de değerlendirmeler yapan Nebati, uyumsuzluğun başlangıçta "Merkez Bankası dayanamayacak, faiz artıracak" söyleminden kaynaklandığını ancak "oluşan güvenle" birlikte bu farkın da kapanmaya başladığını söyledi. Nebati, "Şimdi baktığınız zaman mevduat faiz oranları da Merkez Bankası'na yakınsamaya başladı. Dolayısıyla birbiriyle dengeli bir döneme girildiğini ben görüyorum" ifadesini kullandı. Kurdaki yükselişlerin önlenmesinin ardından Türkiye'nin ekonomideki yeni hedefinin enflasyonla mücadele olduğuna işaret eden Nureddin Nebati, şöyle devam etti: "Şimdi biz enflasyonu çözeceğiz. Ondan sonra 2022 yılı tam bir dönüş, istikrar ve işlerin oturduğu bir yıl olacak. Önümüzdeki yıl bu sohbeti yaparsak, yapacağımız sohbette faizde, enflasyonda ve kurdaki bütün olumlu değişimlerin nasıl gerçekleştirildiğini siz bana soracaksınız. Çünkü enflasyon denilen şey üç günlük bir iş değil ki, faiz oranlarının inmesi, çıkması hızlı bir etki gösterir ama kur ataklarının Türkiye'deki etkisini yadsımak, görmezden gelmek, kur ataklarının bu kadar hızlı etkili olduğunu görmezden gelmek kadar tehlikeli bir şey olabilir mi?" "LONDRA'DA DA İZLEMİYORLAR, TÜRKİYE DE İZLEYİCİ OLMAZ" Kamu bankalarının dolar kuru 14'e yaklaştığı zamanlarda satış yaptıkları iddiası da Nebati'ye sorulan sorular arasındaydı. Nebati, bu konuda "Biz şu anda izliyoruz" demekle yetinirken, Türkiye'nin olumsuz gelişmeler karşısında izleyici kalmayacağı yönündeki sözlerini yineledi. Nebati, "Sen git bak bakalım Londra'da hükümet oturuyor mu, Washington'da, Berlin'de, Moskova'da ne yaptıklarını zannediyorlar? "Hiç bir şey yapma izle." Eee? İstedikleri gibi dövsünler, istedikleri gibi seninle oyun oynasınlar, ben serbest piyasayım... Yok öyle bir şey. Türkiye Cumhuriyeti askeri alanlarda ihtiyaç duyulduğu zaman nasıl adımlar atıyorsa, ekonomisinin de kendisiyle ilgili atılacak adımlarda her türlü enstrümanı kullanma hakkı ve yetkisi vardır." ifadelerini kullandı. "CARİ AÇIK-FAZLA'YI LİTERATÜRDEN ÇIKARDIK" Hazine ve Maliye Bakanı, bakanlık olarak artık "cari açık", "cari fazla" gibi kavramları "literatürden çıkardıklarını" söylerken, bunun gerekçesini de Türkiye ekonomisinin büyüklüğüne bağladı. Nebati, "Bu kadar büyük bir ekonomide 5 milyar dolar fazla vermişsin, 3 milyar dolar açık vermişsin bunun bir karşılığı yok. Onun için arkadaşlara diyorum ki, cari denge terimini kullanalım." dedi. "KDV'DE ÇOK HEYECANLIYIM" Nebati'yle röportajın son gündem maddesi de KDV oranlarıyla ilgili bakanlıkta bir süredir devam eden çalışmalardı. "KDV ile ilgili hakikaten çok heyecanlıyım" diyen Nebati, sadeleştirmenin yalnızca oranlarda değil, sektör içerisindeki farklı oranları da kapsayacağına işaret etti. Nebati, "Vatandaş ne ödediğini bilecek çünkü yüzde 1, 8, 18 gibi farklı oranlar var. Daha önemlisi üretici, imalatçı, satıcılar bununla ilgili bir sıkıntı yaşıyorlar bunu düzenlemiş olacağız. Üçüncüsü KDV iadeleriyle ilgili sorun yaşıyoruz, 1 ile alıyor 8'le; 18 ile alıyor 8 ile satıyor. Burada da sadeleştirmeyi sağlayacağız." diye konuştu.

2 yıl önce

Kişisel Verileri Koruma Kurulu, veri ihlali nedeniyle Yemeksepeti'ne 1 milyon 900 bin lira ceza verdi

Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVKK), veri ihlali nedeniyle Yemeksepeti'ne 1 milyon 900 bin lira ceza verdi. Kararda veri sorumlusu şirkete ait web uygulama sunucusuna, sunucudaki açık sebebiyle uygulama kurarak ve komut çalıştırmak suretiyle erişildiği, bu ihlalden 21 milyondan fazla kullanıcının etkilendiği kaydedildi. Kullanıcı adı, adres, telefon numarası, e-posta adresi, şifre ve IP bilgilerine yönelik erişim ihlalinden etkilenen kişi sayısının çok fazla olması ve neredeyse tüm müşteri veri tabanının sızdırılmış bulunması dikkate alındığında ihlalin çok büyük çaplı olduğu ifade edildi. “Yemek Sepeti Elektronik İletişim Perakende Gıda Lojistik AŞ veri ihlal bildirimi hakkında” Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 23/12/2021 tarih ve 2021/1324 sayılı Karar Özeti Şu Şekilde: Veri sorumlusunun Kuruma intikal eden veri ihlal bildiriminde; 18.03.2021 tarihinde kimliği tespit edilemeyen şahıs/şahıslar tarafından veri sorumlusuna ait bir web uygulama sunucusuna erişildiği, Normal şartlarda yetkisiz bir erişim olduğunda uyarı veren araç üzerinde sorun kaydı oluştuğu ancak bir aksaklık nedeniyle yetkisiz erişimin o an fark edilemediği, 25.03.2021 tarihinde gelen alarmlar incelediğinde şüpheli bir davranış olduğunun tespit edildiği, Aynı tarihte yapılan incelemede Yemeksepeti’ne ait bir web uygulama sunucusu üzerindeki açıktan yararlanmak suretiyle uygulama kurulduğu ve komut çalıştırılarak sunucuya erişildiği, İhlali gerçekleştiren şahsın/şahısların eriştiği sunucu üzerinde kullanıcı oluşturarak farklı araçlar vasıtasıyla veri toplamaya çalıştıkları ve uzaktaki sunuculara Trafik gönderdiklerinin de ayrıca tespit edildiği, Saldırganların veriyi Fransa’da bulunan bir IP adresine/sunucuya ilettikleri ve bu iletilen trafiğin firewall (güvenlik duvarı) üzerinde izlerinin olduğu, İhlalden 21.504.083 Yemeksepeti kullanıcısının etkilendiği, İhlalden etkilenen kişisel verilerin kullanıcı adı, adres, telefon numarası, e-posta adresi, kullanıcı şifresi ve IP bilgileri olduğu ifadelerine yer verilmiştir. Veri ihlal bildiriminin Kurumun yetki ve görev alanı çerçevesinde incelenmesi neticesinde; Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 23/12/2021 tarih ve 2021/1324 sayılı Kararı ile; Veri sorumlusuna ait bir web uygulama sunucusu üzerindeki açık sebebiyle uygulama kurarak ve komut çalıştırmak suretiyle sunucuya erişildiği, İhlalden 21.504.083 Yemeksepeti kullanıcısının etkilendiği, Etkilenen kişisel verilerin kullanıcı adı, adres, telefon numarası, e-posta adresi, şifre ve IP bilgileri olduğu, İhlalden etkilenen kişi sayısının çok fazla olması ve neredeyse tüm müşteri veri tabanının dışarı sızdırıldığı dikkate alındığında ihlalin çok büyük çaplı olduğu, İhlalin boyutu, sızdırılan verinin büyüklüğü ve sızdırılan kişisel verilerin niteliği dikkate alındığında, ihlalin ilgili kişiler açısından kişisel veriler üzerinde kontrol kaybı gibi önemli riskler oluşturacağı, Sisteme giren kişi ya da kişilerce, zararlı yazılım ve araçlarla sisteme giriş yaptıktan sonra diğer sistemlere de erişilerek bilgi toplandığı, sisteme zararlı yazılımların yüklenip, çalıştırılmasının veri sorumlusunca 8 gün boyunca fark edilemediği dolayısıyla bilişim ağlarında hangi yazılım ve servislerin çalıştığının kontrol edilmesi ve bilişim ağlarında sızma veya olmaması gereken bir hareket olup olmadığının belirlenmesi noktasında veri sorumlusunun kusurunun bulunduğu, 18.03.2021 tarihinden itibaren güvenlik yazılımlarında alarmlar oluştuğu, oluşan bu alarmların üçüncü parti firmalar tarafından izlenen ürünlerde Yemek Sepeti Güvenlik Ekiplerine ilgili bildirimler yapılamadan ve gerekli aksiyonlar alınmadan kapatıldığının ifade edildiği, 25.03.2021 tarihinde iletilen alarmın Yemek Sepeti Güvenlik Ekiplerince incelenmesi sonucu siber saldırının farkına varıldığı dikkate alındığında bu durumun veri sorumlusunun hizmet aldığı üçüncü parti firmalar üzerinde etkin bir denetim mekanizmasının bulunmadığının ve güvenlik yazılımlarının takibi ile güvenlik prosedürlerinin kullanılması noktasında da eksiklerinin bulunduğunun göstergesi olduğu, Saldırganların veri sorumlusundan elde ettikleri veriyi Fransa’da bulunan bir IP adresine/sunucuya ait lokasyona ilettiği, sistemden çıkan 28.2 GB’lık verinin/dışarı giden trafiğin veri sorumlusu tarafından fark edilemediği ve bu veri trafiğinin firewall (güvenlik duvarı) üzerinde izlerinin olduğu dikkate alındığında; firewall üzerinde izlerin olmasına rağmen bu boyutta verinin dışarı sızdırılmasının fark edilememesinin veri sorumlusu tarafından güvenlik kontrolleri ve veri güvenliği takibinin düzgün bir şekilde yapılmadığının göstergesi olduğu, Açıklık bulunan sunucunun sızma testinden geçen bir sunucu olduğunun ifade edildiği dikkate alındığında bu durumun veri sorumlusu tarafından sızma testlerinin etkin bir şekilde yapılmadığını/yaptırılmadığını gösterdiği, Büyük miktarda kişisel veri işleyen veri sorumlusunun bu boyutta bir ihlal yaşamasının ve müdahalede geç kalmasının mevcut risk ve tehditleri iyi belirlemediğinin göstergesi olduğu hususları dikkate alındığında, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası hükmü çerçevesinde veri güvenliğini sağlamaya yönelik gerekli teknik ve idari tedbirleri almayan veri sorumlusu hakkında Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca ihlalin boyutu, kabahatin haksızlık içeriği, veri sorumlusunun kusuru ve ekonomik durumu da göz önünde bulundurularak 1.900.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.

2 yıl önce

Özel koruması Aliya İzetbegoviç ile Erdoğan'ın son buluşmasını anlattı: Bosna'yı ona emanet etti

Bosna Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç'in özel koruması Nurudin İmamovic, Bosna Hersek'in 2003'te yaşamını yitiren ilk Cumhurbaşkanı'nın o dönemde başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ile son görüşmelerini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ilk kez 1996'nın sonlarında, Bosna Savaşı'nı sona erdiren Dayton Barış Anlaşması’nın imzalanmasından sonra tanıma fırsatı bulduğunu belirten İmamovic, "Erdoğan'ı resmi ziyaret için geldiği Saraybosna'da gezdirme şerefine nail oldum." dedi. İmamovic, 1996'daki bu ziyaretten yaklaşık 20 yıl sonra Erdoğan'ın başbakan olarak Bosna'yı ziyaret ettiğini belirterek ziyaret sırasında hastane tedavi gören Aliya İzetbegoviç'in yanına gittiğini anımsattı. İzetbegoviç'in kendisini hastanede ziyaret eden Erdoğan'a "Evladım Tayyip, sana çok daha ileri mevkilere geleceğini söylemiştim. Hatırlıyor musun? İstanbul'da belediye başkanıydın. Şimdi ise Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanısın." dediğini aktardı. "Aliya daha fazla yaşamayacağını söyledi ve Bosna'yı Erdoğan'a emanet etti" İmamovic, "Aliya daha fazla yaşamayacağını söyledi ve Bosna'yı Erdoğan'a emanet etti. Bu sözlerin ardından Erdoğan, gözyaşları içerisinde hastane odasından ayrıldı ve uçağına gitti. Bu, Aliya'ya hastanede yapılan son ziyaretti. Ertesi akşam vefat etti." dedi. Aliya İzetbegoviç'in Erdoğan'ı oğlu, Erdoğan'ın da Aliya'yı ağabeyi, babası gibi gördüğünü söyleyen İmamovic, "Türkiye bizim dostumuz. Bize çok yardımları dokunuyor. Hem savaş zamanı hem de savaştan sonra destekleri bizden eksik olmadı." diye konuştu. Aliya İzetbegoviç kimdir? "Bilge Kral" olarak tanınan ve Bosna Savaşı'nı bitiren Dayton Antlaşması'nı Bosna halkı adına imzalayan Aliya İzetbegoviç, Bosna-Hersek'in kuzeybatısındaki Bosanski Şamats şehrinde 1925'te dünyaya geldi. Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı olan İzetbegoviç, sağlık sorunları nedeniyle 2000 yılında Devlet Başkanlığı Konseyindeki görevinden istifa etti, partisinin 2001'deki kongresinde de genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. Bosna Hersek halkına uluslararası arenada tanınan, bağımsız ve egemen bir devlet bırakan Aliya İzetbegoviç, 19 Ekim 2003'te başkent Saraybosna'da hayatını kaybetti. Vefatından önce Aliya'nın son görüştüğü devlet adamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Cenazesine farklı ülkelerden 150 binden fazla kişinin katıldığı Boşnak lider, vefatından önce "şehitlerin arasında mütevazi bir mezara defnedilmek istediğini" vasiyet etmesi üzerine Saraybosna'daki Kovaçi Şehitliği'ne gömüldü. Fikir adamı kişiliğiyle de tanınan Aliya, ardında "Doğu ve Batı Arasında İslam", "İslam Deklarasyonu", "Özgürlüğe Kaçışım", "Tarihe Tanıklığım" ve "Köle Olmayacağız" gibi eserler bıraktı.

2 yıl önce

İmamoğlu destekçisi gazeteci Deniz Zeyrek’e Kemal Kılıçdaroğlu’nun korumalarından saldırı

Millet İttifakı’nın güçlendirilmiş parlamenter sistemi açıkladığı toplantıyı takip eden Sözcü Gazetesi Yazarı Deniz Zeyrek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ağır eleştirilerde bulundu. Kılıçdaroğlu’nun danışmanının üzerine yürüdüğünü anlatan Zeyrek, “Sayın Kılıçdaroğlu hep ‘liyakat’ diyor ya. Bu konuda önce çuvaldızı kendine batırmalı” dedi. Zeyrek, geçtiğimiz günkü toplantının yaklaşık beş yıldır davet edildiği ilk etkinlik olduğunu söyledi. “Aynı dönemde, CHP’ye küfreden birçok gazetecinin davet edildiği, benim çağrılmadığım onlarca CHP toplantısı olmuştu” diyen Zeyrek, “Bu yasakların mimarı olan CHP’li danışmanlara hak ettikleri mesafeyi koymuş, kendileriyle muhatap dahi olmamıştım” ifadelerini kullandı. KILIÇDAROĞLU’NUN KORUMASI ÜZERİNE YÜRÜMÜŞ! “Altılı zirvede, istemeden bir CHP’li danışmanla muhatap olmak zorunda kaldığını” kaydeden Zeyrek, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bu durumdan duyduğum rahatsızlığı kendisine yansıttım. Aman Allah’ım, beyefendi tam bir kabadayı çıktı. ‘Sen kimsin’ diye bağırmalar, yanında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir koruması olduğu halde arkamdan gelip, üstüme yürümeler… Sanırsınız korumayla bir olup beni oracıkta dövecekler. Cürete bak!”   KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİ: BU MU LİYAKAT? CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Zeyrek, şu ifadeleri kullandı: “Sayın Kılıçdaroğlu hep ‘liyakat’ diyor ya… Bu konuda önce çuvaldızı kendisine batırmalı. AK Parti’nin sistemin dışına ittiği, işsiz bıraktığı, ağır bedeller ödemiş o kadar nitelikli, deneyimli duayen gazeteci dururken, kendisinin bu tercihi insana ‘bu mu liyakat’ dedirtiyor.  Muhalefetteyken bunu yapanlar, bir Cumhurbaşkanı’nı arkalarına alırsa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u bize mumla aratırlar. Benden söylemesi!”

2 yıl önce

Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanı Aziz Koçal uyardı: Fırsatçılar temel gıdaya bu kez Ramazan bahanesiyle zam yapıyor

Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte gıda fiyatları yükselişi gündemde. İftar ve sahur sofralarının vazgeçilmez ürünleri olan et ile hububat, bakliyat ve kahvaltılık gibi temel gıda ürünlerine Ramazan öncesi zam yapan fırsatçılara fırsat vermemek için vatandaşlara da bazı görevler düşüyor. Fırsatçıların ekmeğine yağ sürmemek için tüketicilerin bilinçli davranması gerekiyor. Vatandaşların Ramazan ayında daha fazla gıda alışveriş yaptığını bilen spekülatörlerin, bu durumu fırsata çevirmek için pusuda beklediğini belirten Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, ihtiyaç fazlası ürün almanın gıda spekülatörlerinin işini kolaylaştırdığını belirtiyor. İHTİYACIMIZ KADARINI ALALIM Ramazan ve Bayram gibi özel zamanlarda gıdaya yüklenmenin ve stok yapmanın doğru olmadığını vurgulayan Koçal, bir ürünün ihtiyaçtan fazla alınmasının tüketicinin ekonomisine zarar verdiğini kaydetti. Koçal, “Bunlar piyasada fiyatların spekülatif artışlara da neden oluyor. Örneğin, bir paket makarna ihtiyacınıza karşılık 10 paket alırsanız ve bunu 100 kişi bir anda yaparsa o ürüne fiyat artışı gelecekmiş ya da ürün kalmamış gibi bir algı oluşturuyor. İhtiyaç kadar gıda almak gerekiyor” dedi. Bu tuzağa düşmeyin Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin ise "İnsanlar şu an pusuya yattı neye zam gelecek? Nerde kıtlık olacak? hemen gidip alayım derdine düştü" diyerek, vatandaşlara panik yapmamaları konusunda çağrıda bulundu. Şahin, "Bu tuzağa düşmekten spekülasyona alet olmaktansa bilinçli bir toplum olarak ihtiyacımız kadarını almayı öğrenebilirsek bu işler çözülür” dedi. Özellikle Ramazan ayında israfın en aza inmesi gerekirken bu dönemde daha çok arttığına dikkat çeken Şahin, “Sakın Ramazan'da gündüz oruçluyken ya da normal zamanlarda açken alışverişe çıkmayın. Bize zamlarla ilgili vatandaşlardan şikâyet gelmeye başladı. Biz de diyoruz ki o zaman dolaplarınıza bakın elinizde size bir ay kadar yetecek yiyecek var. Marketlerde fiyatları aşağı çekmek zorunda kalacak. Talep artınca da fiyat artıyor" tavsiyesinde bulundu.

2 yıl önce

AK Partili Hamza Dağ: Ağaçları korumak yerine keserek sorunu çözdüklerini düşünüyorlar

Kültürpark Dokuz Eylül kapısından girildiğinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı binasının önündeki yolda bulunan 72 palmiye ağacı kesildi. Büyükşehir Belediye ekipleri tarafından kesilen ağaçlardan geriye kökleri kaldı. Ağaçların bir süre önce palmiye kırmızı böceklerinin istilasına uğradığı ve bu nedenle kesildiği iddia edildi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ağaç kesme skandalıyla ilgili şu ifadeleri kullandı: "Yine bir ağaç kesme hadisesi… Bu sefer İzmir BB ve kesilen 72 palmiye ağacı. Ağaçları korumak yerine keserek sorunu çözdüklerini düşünüyorlar. Beceriksizliklerine kılıf bulmada da çok mahirler. Çevreci STK’lar mı? Onlar ağaçları kesenin kimliğine göre tepki verirler." https://twitter.com/avhamzadag/status/1507777064400736262?s=21&t=sqxc-3LMt5zJQgXXF2Znqw

1 2 3 4 5 6 7 8 9