18 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Selin yıktığı Bozkurt’ta 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkuyla kutlandı!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katıldığı törenlerde selin hasar verdiği caddelerde, yürüyen askerlerin omuzlarındaki Türk bayrağıyla attığı “Vatan sana canım feda” sloganı izleyenleri duygulandırdı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan Bozkurt'ta 20'nci gün paylaşımı: El birliğiyle çalışmaya devam

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından Bozkurt'taki çalışmalara ilişkin paylaşımda bulundu. Bakan Soylu, "20. Gün Kastamonu Bozkurt'tayız... Bir tarafta, çamurun kaldırıldığı temizlenen sokaklar; diğer tarafta, eski haline dönmeye başlayan dükkanlar, Ezine Çayı'nda devam eden ıslah çalışmaları... El birliğiyle çalışmaya devam... Bu Millet, Büyük Millet" açıklamasında bulundu

2 yıl önce

Emine Erdoğan Bozkurt'u ziyaret etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, ilk ziyaretini afetzedelerin konakladığı Kredi Yurtlar Kurumuna ait Abana Öğrenci Yurdu'na yaptı. Çocuklara oyuncak dağıtan Erdoğan, afetzedelerle sohbet etti. Daha sonra Bozkurt ilçesine geçen Erdoğan, yürütülen çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı. Emine Erdoğan, bölge halkına geçmiş olsun dileklerini iletti. 'Gerçekten büyük bir felaket' Büyük bir felaket yaşandığına işaret eden Erdoğan, "Gerçekten büyük bir felaket. Öncesinde televizyonlarda da izlemiştik. Çok üzüldük, onlarla birlikte gerçekten çok ağladık" dedi. Dere yataklarına ev yapılmaması gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Bakanlarımızın ifadelerine göre, en çok dere yataklarına yapılan evlerin yanlış durumlarından dolayı bu felaketin olduğu. Tabii ki bu felaket her zaman olan bir şey değil ama bunlar da bunu hızlandırdı maalesef" diye konuştu. "Kurumlarımız üzerine düşeni çok kısa zamanda yapmış" Devletin vatandaşların yaralarını kısa sürede sardığını vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: "Devletimiz, belediyelerimiz, STK'larımız çok kısa zamanda buralara ulaşarak, gereken her şeyi en kısa zamanda, hatta Avrupa'da yapılamayan şeyleri de ilk defa Türkiye'de yaptık. Hem insan hem mekan hem de sokakların temizliği açısından kurumlarımız üzerine düşeni çok kısa zamanda yapmış. Ben de bire bir bunu burada teşhis ediyorum." Halkın mağdur edilmediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Yurtlarda kalan vatandaşlarımızla bire bir görüştüm. Yapılan hizmetten çok memnun olduklarını söylediler. Ben de memnuniyetle bunu görme fırsatı elde ettim. İnşallah bundan sonra bütün bunlar göz önüne alınarak, bakanlıklarımız gerekli araştırmaları yaparak şehirleşme nasıl olur en güzel örneklerini gösterecekler. Allah bir daha böyle bir afeti hiç kimseye yaşatmasın. Halkımız rahat olsun gereken her türlü ihtiyaçları gideriliyor. Bunu burada görmek beni memnun etti. Bütün bakanlıklarımıza, belediyelerimize, STK'larımıza, gönüllülerimize çok teşekkür ediyorum. İnsanüstü bir gayretle burada hizmet verdiler. Gece günüz demeden bu hizmeti yaptılar." Askerlere teşekkür etti Daha sonra esnaf ziyaretlerinde bulunan Erdoğan, vatandaşların taleplerini dinledi. Ardından çalışmalara katılan askerlerle bir süre sohbet eden Emine Erdoğan, özverili çalışmaları dolayısıyla askerlere teşekkür etti. Yeni yapılacak dükkanların temel atma törenine de katılan Erdoğan, Afet Koordinasyon Merkezi'ne geçerek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Bozkurt Çok Programlı Anadolu Lisesi bahçesinde afetzede çocuklara okul çantası, oyuncak ve bisiklet hediye eden Erdoğan, çocukların aileleriyle de bir süre sohbet etti. Emine Erdoğan'a İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum eşlik etti.

2 yıl önce

Yunanistan’ın ölüme terk ettiği 166 kaçak göçmen kurtarıldı

Sahil Güvenlik Komutanlığı, 28 Ağustos saat 09.20 sıralarında Dikili ilçesi açıklarında içerisinde kaçak göçmenlerin bulunduğu lastik botun makine arızası nedeniyle sürüklendiği ve yardım talebinde bulunulduğu bilgisini aldı. İhbar üzerine bölgeye ulaşan ekipler bahse konu lastik bot içerisindeki 36 kaçak göçmeni kurtardı. Aynı gün içerisinde yine Dikili açıklarında lastik bot içerisinde denizde sürüklenen 33 kaçak göçmen ile Çeşme açıklarında 36 kaçak göçmen ekipler tarafından kurtarılarak, kıyıya çıkarıldı. Sahil Güvenlik Komutanlığı 29 Ağustos günü Dikili açıklarında 8, Seferihisar ilçesi açıklarında 53 kaçak göçmeni kurtardı. Kıyıya çıkarılan kaçak göçmenler, İl Göç İdaresi Müdürlüğü'ne teslim edildi.

2 yıl önce

Ersin Tatar, sel felaketinden etkilenen Bozkurt’ta

Bozkurt ilçesine varan Cumhurbaşkanı Tatar’ı Afet Koordinasyon Merkezi’nde Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu karşıladı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Bakan Soylu tarafından yapılacak sunum sonrası basına açıklama yaptı ve krizden etkilenen bölge halkı ve esnaf ile de bir araya geldi.

2 yıl önce

Sultan Şenyazar | Bozkurt: Bir afet ve Türkiye Fotoğrafı

DEVLET ÇALIŞIYOR MU?   Eğer ben “çalışıyor” yazarsam ve siz de orayı görmeden okursanız, muhtemelen benim hakkımda “iktidar yanlısı” diyeceksiniz. Gerçi iktidar yanlısı olduğum doğru ama bu yorumun onunla ilgisi yok. Bozkurt’a giderseniz, siz de bana hak verirsiniz. Çalışıyor mu, evet çalışıyor. Organize mi, evet, gerçekten iyi organize.   Malum, 2020’nin başından beri ülkemizin ana gündemi afet yönetimi oldu. Önce Elazığ Depremi ile başladık, sonra Van’da deprem ve çığ, Bingöl’de deprem, İzmir’de deprem, Rize’de, Balıkesir’de seller, Kartal’da durup dururken çöken apartmanlar ve daha niceleri. Hatta bu arada bir de pandemi yönettik. Ve hepimiz biliyoruz ki –daha doğrusu bütün bilim insanları söylüyor ki- Marmara’da veya Ege’de büyük bir depreme doğru adım adım ilerliyoruz. İçişleri Bakanı’nın ilginç bir tesbiti var, “her afette hem afetle mücadele ediyoruz, hem de dezenformasyon afetiyle mücadele ediyoruz” diyor. Haksız mı adam? Her afette aynı şeyleri yaşamıyor muyuz? Aynı mahfillerden aynı açıklamaları, aynı tweetleri görmüyor muyuz? Oturduğu yerden enkaz kaldıranları, yangın söndürenleri bilmiyor muyuz?   Bozkurt’ta şunu gördüm: Bu iki yıllık sürede, ülkede bir afet yönetim ekibi oluşmuş. Her afette biraradalar ve artık hem kurumlar hem de kişiler birbirlerine aşina olmuşlar. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ekip başı. Bakan yardımcısı İsmail Çataklı Afad ve Göç meselesinden sorumlu olması hasebiyle her afette yanıbaşında. Afad’dan daire başkanları, yetkililer. Afet tecrübesi olan kaymakamlar, onlar da her afette afet bölgelerine görevlendiriliyorlar. Hatta Afad başkan vekili Önder Bozkurt, böyle bir profil. Aynı şekilde Bozkurt kaymakamı olarak atanan Murat Atıcı, bu özelliğinden atandı. Daha önceden Rize Dereli kaymakamıydı, yine aynı sebepten. Sel nerede Murat Atıcı orada.. Keza Kızılay yöneticileri, Anda yöneticileri, İhh yöneticileri, Jandarma komutanları, Emniyet müdürleri, Sahil Güvenlik komutanları, Genel Müdürler, Genel Komutanlar, valiler, kaymakamlar, hepsi birbiriyle aşina olmuşlar. Teşbihte hata olmaz, afet yönetimi sırasında izci kampı gibi yaşıyorlar. Kimi bir karavanda, kimi bir otelde ama hepsi her akşam aynı masada: Afet Koordinasyon Toplantısı.   Bu toplantılar ilginç. Twitter üzerinden hemen hemen aynı görsellerle (bir masa etrafında toplanmış yöneticiler görüntüsü) ve hemen hemen aynı metinle (Sayın Bakanımızın başkanlığında Afet Koordinasyon Toplantısını gerçekleştirdik vs.) paylaşılıyor ve böyle birşey olduğundan haberdar oluyoruz ama aslında toplantının içeriği çok renkli ve asla tekdüze bir faaliyet değil. Hemen hepsi, bir bakanın başkanlığında gerçekleşiyor. Afetin durumuna göre İçişleri Bakanı, Çevre Şehircilik Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı, Sağlık Bakanı katılıyorlar. Süleyman Soylu, Afad kendisine bağlı olduğu için bunların neredeyse tamamında yer alıyor. Bazen iki bazen de üç bakanın katılımıyla gerçekleşiyor.   Bu masanın etrafında afette çalışan tüm birim ve kurumların temsilcisi var. Afad’dan, Kızılay’dan, Ukome’den, Aile Bakanlığı psikososyal destek grubundan, Çevre Bakanlığı’nın hasar tesbitçileri, İtfaiye, Jandarma , Emniyet vs. Önce bir sunumla başlıyorlar. Genelde Afad yapıyor sunumu. Mevcut durumu anlatıyorlar. Sonrasında her kurum temsilcisi söz alıp, o gün ne yapıp ettiklerini anlatıyor: “Şurada şu işimiz vardı, onu hallettik, şöyle bir talep geldi, üzerinde çalışıyoruz” gibi. Bu açıklamalar sırasında Bakan bey tek tek soruyor, “şu sokaktaki iş ne oldu, vatandaşa ödemeler ne alemde, şuradan bir şikayet gelmişti ne yaptık”.. Muhatapları söz alıp cevaplıyor veya  tartışılıyor.   Bu masanın güzel tarafı eldivensiz konuşulan ve hızlı çözüm üreten bir masa. Devlet saygısı içinde ama herkesin söz alabildiği, sahada görevli bir memurun bakanına “sayın bakanım, bakın işin aslı şu şekilde..” diye rahat rahat bilgisini ve fikrini paylaştığı, konunun rahatça tartışıldığı ve hemen bir karara bağlandığı bir masa. Prosedürlerin, bürokrasinin hızlıca aşıldığı bir masa. Konu ile ilgili bir karar verilip talimat alınınca, hemen not alınıyor. Ertesi akşam, ilgili birimin sorumlusu kalkıp “dün akşam aldığımız karar / verdiğiniz talimat uyarınca şu şu şu yapıldı” diye işin sonucunu söylüyor. Hiçbirşey askıda kalmıyor yani. Dolayısıyla, afetin yönetimi, aslında her akşam yapılan Afet Koordinasyon Toplantısı’nda gerçekleşiyor.   Bu masa aynı zamanda bir okul olmuş. Herkes neyin nasıl yapılacağını öğrenmiş. Bir belediyeden iş makinesi mi istenecek, bir yerden ödenek mi gelecek, ödenek bir yere mi aktarılacak, hepsi orada hallediliyor ve o ekip artık bu konuda uzmanlaşıyor.   Afet bölgesinde aslında hiçbirşeyin eksikliği çekilmiyor fakat çalışma sahası önemli bir konu. Orada 500 veya 1000 kamyon çalıştırılabilir ama önemli olan kamyonlara çalışma sahası bırakabilmek. Dolayısıyla “daha çok gelsin” demek verimli değil. Bunu da planlıyorlar. En optimum araç sayısında çalışılmak zorunda. Aynı konu, orman yangınlarındaki uçak ve helikopterlerle ilgili de geçerli. Yangın bölgesinin hava sahasında uçak çalıştırmanın, hava trafiği kısmını herkes ıskalıyor ve “daha çok uçak” diyor ama iş o kadar basit değil.   İnanılmaz bir insan işgücü çalışıyor sahada. Jandarma uzman erbaşlar, büyük bir disiplin içindeler ve bu disiplin çok işe yarıyor. Bir binanın temizliğine 50 tane jandarma veriyorsunuz ve ellerinde kazma küreklerle makine gibi çalışıp görevlerini tamamlıyorlar. Yanlarına bir amirleri veya bakan geldiğinde kazma küreklerini bir tüfek gibi dik tutup hazırolda selam durmaları, hayran olunası görüntüler ortaya çıkarıyor.   İlçenin her sokağında üzerinde AFAD veya bir başka yelek olan insanlar vızır vızır çalışıyor. AFAD, çatı kuruluş. Çok ciddi bir personel ve ekipman kapasitesi var ve diğer kurumlarla koordinasyon mükemmel. Hani genelde olur ya, çay sohbetlerinde birbirlerini çekiştiren tipler vardır. Açıkçası işler yürüyor, sağda solda gezerken olan bitenden şikayetçi kimseye rastlamadım.   Ve Süleyman Soylu.. 50 metre mesafeyi tam bir saatte yürüyor. Yavaş yürüdüğü için değil, herkes kendisiyle fotograf çektirmek istediği için. Onun haricinde bir de derdini anlatmak için gelenler var. Onları da mutlaka dinliyor. Ya hemen talimat veriyor, ya da dinlenmesi gereken bir konuysa ilgilisine yönlendiriyor. Yanında tek malzemesi var, sabır. Hiçkimseyi geri çevirmiyor. Fotograf çektirmek isteyeni de konuşmak isteyeni de reddettiğini görmedim. Hatta bakanlığın bürokratları, imzaların attırmak için Bozkurt’a geliyorlar.   Yani özetle; büyük bir acının yaraları, profesyonelce sarılıyor. Her zaman birarada çalışan bir kriz ekibi oluşmuş Türkiye’de ve bu iyi birşey. Ama öte yandan milletçe hazır olmalıyız çünkü afetin büyüklüğü artarsa buna ihtiyacımız olacak. Devlet ne kadar organize olursa olsun, milletin yapması gerekenler var. En önemlisi de panik yapmamak, sakin olmak ve devletin kriz yönetimine sabrıyla yardımcı olmak. Onun haricinde herkes ne yapması gerektiğini biliyor ve yapıyor.   Ben gördüklerimi anlattım, takdir sizin.  

2 yıl önce

Bozkurt'ta sel felaketinin ardından ilk kez pazar kuruldu

Bozkurt'ta 11 Ağustos'ta şiddetli yağışın ardından Ezine Çayı'nın taşması sonucu iş yerleri, çok sayıda ev su ve balçık altında kaldı, bazı binalar yıkıldı ve can kayıpları yaşandı. Sel felaketinin ardından yaraların sarılması için yoğun bir çalışma başlatıldı. Selde zarar gören iş yerleri temizlendi, yıkım kararı alınan yapılar yıkıldı. Zarar gören iş yerlerinin yıkılmasının ardından bir taraftan temel atan ekipler diğer taraftan kullanılabilir durumdaki iş yerlerinde de tadilat işlemlerini sürdürüyor. Yaşanan sel felaketi nedeniyle ilçede okulların 20 Eylül'de açılmasına karar verildi. Bu kapsamda okulların yeni eğitim öğretim yılına hazırlanması için çalışmalar aralıksız sürüyor. Bozkurt'ta önceden her perşembe günü Ezine Çayı kenarındaki Yunus Yorulmaz Caddesi'ne kurulan ilçe pazarı, selde bölgenin kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle 11 Ağustos'tan bu yana ilk kez Tevfik Kocabaşoğlu Sokak'ta kuruldu. Yavaş yavaş hayatın normale dönmeye başladığı ilçede pazarcı esnafından Fahri Madenci, AA muhabirine yaklaşık 25 yıldır Bozkurt'ta pazarcılık yaptığını söyledi. Pazarın kurulmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Madenci, "Bugün şu pazar kuruldu, insanlara ve bize moral oldu. Burada pazar arkadaşlarımızı görüyoruz, arkadaşlarımızı görüyoruz neşemiz yerine geliyor. Devletimiz yanımızda, devletimiz 10 numara çalışıyor. Gördüğümüz şeylerden çok üzgünüz. Bazı arkadaşlarımızı kaybettik, Allah onları rahmet eylesin." dedi. Tatlı satıcısı Zafer Özdemir de 2017 yılından beri her perşembe Bozkurt pazarına geldiklerini kaydederek "Felaketin yaşandığı gün de Abana ilçesindeydik. Bu bölgeden geçerken mahsur kaldık. 1 ay sonra ilk kez pazara geldik. Keşke hiç can kaybımız olmasaydı. Üzgünüz ama Allah'tan geldi, yapacak bir şey yok." diye konuştu. Balık satıcısı Mehmet Şanlı da pazar kurulduğu için mutlu olduklarını söyledi.

2 yıl önce

Papa: Kürtaj bir cinayettir

Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, Macaristan'ın başkenti Budapeşte ile Slovakya'yı kapsayan dış gezisinden dönüşünde uçakta seyahatini takip eden gazetecilere açıklamalarda bulundu. Ruhani lider, kürtajın sorundan daha fazlası olduğunu ve burada konunun insan hayatını ilgilendirdiğini belirterek, "Kürtaj bir cinayettir. Kürtaj yapan öldürür. İnsan hayatına saygı duyulmalı, bu çok açık. Bir sorunu çözmek için insan öldürmek doğru mudur? Bir insanı öldürmek için kiralık katil tutmak doğru mudur?" dedi. Eşcinsel evliliklerle de ilgili konuşan Papa, bir erkek ve bir kadın arasındaki evliliğin kutsal olduğunu ve kilisenin bu kutsallığı değiştirme yetkisi bulunmadığını söyledi. Papa Franciscus, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşılarına yönelik karşıtlığa değinerek, "Kardinaller arasında da aşı karşıtı olanlar var. Bunlardan bir tanesi zavallı, Kovid-19'dan hastaneye kaldırıldı." dedi. Vatikan içinde hemen hemen herkesin aşılandığını ve aşı yaptırmayan küçük bir grup kaldığını, onlara da nasıl yardım edilebileceği üstünde çalışıldığını söyledi.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 30 31