19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan TÜSİAD'a çok sert tepki: Hükümete saldırmanın değişik yollarını aramayın bizimle mücadele edemezsiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Vakfınca Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 2021 İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde, ödül sahiplerini tebrik etti. Kendisinin de İlim Yayma Cemiyeti'nden hizmet aldığını ve o hizmetle yetiştiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Rahmetli Menderes'in hakim kıldığı demokrasi ve özgürlük ikliminde, cemiyetimizin öncülüğünde ülkemizin ilk imam hatip okulu açılmıştır. Vakfımızın kurucularından birinin de rahmetli Turgut Özal olduğunu hatırlatmak isterim. Nesiller boyunca elden ele taşınan bu hizmet bayrağı inşallah bizden sonra da aynı şekilde dalgalanmaya devam edecektir. Bugün de cemiyetimiz öğrenci yurtlarıyla eğitim merkezleriyle burslarıyla ödülleriyle yerli ve milli duruşuyla ülkemiz sivil toplum kuruluşları arasında öncü bir role sahip. Mutluyum, özellikle de büyük ödülü, herhangi bir torpil söz konusu değil, Prof. Dr. Zekai Şen hocamızın almış olmasından dolayı da mutluyum. Zira İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Zekai Şen hocamızdan İSKİ'de çok istifade ettik. Zira Veysel Eroğlu hocamızla birlikte onlar da o zaman İSKİ'yi gerçekten tırmandırdılar ve susuz İstanbul'u suya kavuşturdular. Kendilerinden Allah razı olsun." İki gün önce Türkiye Afrika Liderleri Zirvesinin kapanışının yapıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "İstiyorduk ki bu buluşma, bu birliktelik, bu dayanışma nasıl ki buradan farklı bir şekilde hitama erdi yine buradan ayağa kaldırdı. İnsanlığın asırlardır türlü şekilde karşısına çıkan vahşetle, zulümle, sömürüyle, riyakarlıkla, adaletsizlikle yüzleştiği bir dönemde bu elbette çok büyük sorumluluktur. Nitekim attığımız her adımda bu ağır yükün kimi zaman gönül ferahlatan, kimi zaman can acıtan tezahürleriyle karşılaşıyoruz. Mazlum ve mağdurların gözlerinde beliren umut ışığı bizi ne kadar ferahlatıyorsa çarpık düzenden nemalanan zalimlerin pervasız saldırıları da o derece canımızı yakıyor." "Ekonomik sancılar salgınla birlikte hızlandı" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ziya Paşa'nın şiirindeki "Bir abd-i Habeş dehre olur baht ile sultan/Dahhakın eden mülkünü bir Gave perişan/İkbaline idbarına bel bağlama dehrin/Bir dairede devredemez çenber-i devran/Zalim yine bir zulme giriftar olur ahir/Elbette olur ev yıkanın hanesi viran" dizelerini seslendirerek, insanlara zulmedenlerin o çok güvendikleri evlerinin bir gün viran olmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Tarihin kendini dünyanın ve insanlığın hakimi sanan nice kudret budalasının hüsranına şahitlik ettiğini belirten Erdoğan, bugün o kifayetsiz muhterislerin isimlerini kimsenin hatırlamadığını söyledi. Erdoğan, günümüzün zalimlerin sonunun da farklı olmayacağını dile getirerek, şöyle konuştu: "Küresel yönetim ve ekonomi düzeninde bir süredir zaten yaşanmakta olan sancılar salgınla birlikte hızlanmıştır. Bizim de tek gayemiz işte bu süreci yani dünyanın devranının dönüşündeki değişimi mazlumlar ve mağdurlar lehine yönlendirebilmektir. Elbette bu mücadelenin çok derin ve geniş bir arka planı bulunuyor. Coğrafyamızda Anadolu'nun kapılarının ecdada önce güneyden sonra doğudan açılmasıyla başlayan çok çarpıcı bir hikayemiz var. İstanbul'un fethiyle çağ açıp çağ kapatacak mahiyet kazanan bu hikaye Yavuz'un hilafeti devralmasıyla birlikte oldukça farklı bir seviyeye ulaştı. Anadolu'daki varlığımızı Haçlı seferleriyle başlayıp Çanakkale Savaşlarına, Milli Mücadelemize ve nihayet günümüze kadar uzanan nice badirelere rağmen sürdürmeyi başardık. Çok çile çektik, çok fedakarlık yaptık, çok bedel ödedik ama hamdolsun mücadele sancağını asla yere düşürmedik. Bilhassa son iki asrımız sürekli bir uçtan diğerine savrulduğumuz arayışlarla geçti." Erdoğan, İlim Yayla Cemiyetini kuranların ve onlardan bayrağı devralanların yüreklerini yakan ne kadar mesele varsa hepsinin de yaşanılan bu savrulmaların eseri olduğunu kaydetti. Kudüs davasından, geçtiğimiz yılın temmuz ayında nihayete erdirilen -Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin müzeye çevrilmesi konusuna kadar bunun pek çok örneğin sayılabileceğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Bizim düşmana karşı verdiğimiz mücadele vatan topraklarıyla birlikte tüm kutsallarımızı koruma mücadelesiydi. Bizim vesayete karşı verdiğimiz mücadele tarihimize, kültürümüze, değerlerimize sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim darbecilere karşı verdiğimiz mücadele varlığımızın gayesi olan özgürlüğümüze, geleceğimize, haysiyetimize sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim emperyalizme karşı verdiğimiz mücadele hakkı, adaleti, hukuku, hakkaniyeti üstün tutma, insanlığımızı koruma mücadelesiydi. Hangi unvanı taşırsak taşıyalım, hangi görevde bulunursak bulunalım amacımız buydu. Bugün de aynı mücadeleyi veriyoruz. Yarın da inşallah aynı yolda yürümeyi sürdüreceğiz." "Türkiye'nin son 19 yılı yeni bir safhaya geçişin sembolü" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 19 yılının Cumhuriyet tarihinin de ötesine geçen kadim bir mücadelede yeni bir safhaya geçişin sembolü olduğunu vurgulayarak, ülkede sadece demokrasiyi güçlendirmekle, sadece hak ve özgürlükleri genişletmekle kalmadıklarını aynı zamanda asırlık özlemleri de dindirdiklerini söyledi. Attıkları her adımla bu ülkenin insanlarının inançlarıyla değerleriyle kültürleriyle vatan topraklarında var olma azminin asla bitmeyeceğini gösterdiklerini belirten Erdoğan, ülkede eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, şehircilikten spora kadar her alanda kurulan güçlü altyapıyla milleti hak ettiği hayat standartlarına kavuşturduklarını anlattı. "Aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer artık Türkiye küresel krizlere karşı bu derece dayanıklıysa krizleri fırsata çevirme konusunda bu derece özgüven sahibiyse gerisinde işte bu güçlü altyapı vardır. Şimdi aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz. Aslında son 8 yıldır yaşadığımız her hadisenin bir tarafında ekonomi hep vardı. Gezi olayları sırasında ağaç bahanesiyle hedef alınan projelerimizi tüketmeyin, ekonomiyi çökertin kampanyalarını ekranları başında bizi izleyenlere söylüyorum, hatırlayın. O gün yine ekonomi demiyorlar mıydı? FETÖ ihanet çetesinin 17/25 Aralık'tan 15 Temmuz'a kadar başlattığı tüm darbe girişimlerinde ekonomimizi sinsice kıskaca alma çabalarını hatırlayın. Terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz sınır ötesi harekatları engellemek için uluslararası alanda ekonomimize kur ve faiz üzerinden kurulan kumpasları hatırlayın. Ülkemizin diplomatik ve güvenlik hassasiyetlerini savunduğumuz için ekonomimize mahvetmek amacıyla alenen savrulan tehditleri hatırlayın. Büyüme rakamlarımızla üretimimizle istihdamımızla ihracatımızla bütçe dengelerimizle tüm göstergeler ülkemiz bakımından küresel çapta bir başarıyı işaret ederken kurda yaşanan dalgalanmaları da bu çerçevede değerlendirmemiz gerekiyor. Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu." Erdoğan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin faiz rakamları ile enflasyon rakamları arasındaki fark 10 katı bulmuşken, yaptıkları sınırlı faiz indirimlerinin bu tablonun gerekçesi olamayacağını vurgulayarak, "Amerika'ya bakın, Avrupa'ya bakın. Hepsinde durum bir felaket. Coğrafyamızdaki iki asırlık kavganın gerisinde ne varsa, bugünkü gelişmelerin gerisinde de o vardır. Cumhuriyetimizin bir asra yaklaşan tarihindeki kalkınma hamlelerimizin önünün kesilmesinin sebebi neyse, bu gelişmelerin sebebi de aynıdır." ifadelerini kullandı. "19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz, enflasyon bu durumda değil miydi? Buydu" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Biz, aldığımız kararlarla attığımız adımlarla faizi de enflasyonu da ve hatırlayın 6 sıfırı attığımız zaman bana karşı çıkanlar 'Taksim Meydanı'nda anırırım' diyen köşe yazarları şimdi yine aynı şeyleri söylüyorlar. Anırdılar mı? Hayır. Ama bunlar şu anda hala köşe yazarı. Aynı şeyleri bunlar yine yazıyorlar. Anırsalar da anırmasalar da elhamdülillah biz doğru yoldayız. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar hükmü bize öyle sıradan gelen bir hüküm değil. Diğer ülkeler hayata geçirdiğinde alkışlanan her adım, Türkiye teşebbüs ettiğinde akıl dışı bir saldırıyla karşılaşıyor. Ülkemizin yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla büyümesi yerine, sanayisiyle, teknolojisiyle, finansıyla, alt yapısıyla dışarıya bağımlı kalmasını isteyenler, var güçleriyle direniyor." Bu kadar altyapı, üstyapı çalışmalarıyla 19 yıldır bir mücadele verildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda attığımız adımları bir yere koymak mümkün mü? Havalimanları, 26 havalimanından 56'ya çıkarken artık Anadolu'dan evine yarım saat mesafede gidebilme imkanını yakalama lüksüne ulaşmış bir Türkiye varken, kimse bunu konuşmuyor. Türkiye büyüyor, kimse bu büyümeyi konuşmuyor. Sıkıntılar var ama unutmayın ki Allah'ın yardımı ve milletimizin ferasetiyle bu mücadeleden de alnımızın akıyla çıkacağımızdan ben şüphe duymuyorum." dedi. "Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum..." Erdoğan, daha önce vesayetin kirli oyunlarına, dün sınırlara dayanan terör örgütleri üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan karanlık senaryolara hangi inanç ve iradeyle direnildilerse bugün de ekonomide aynı mücadeleyi verdiklerini dile getirdi. Fiyat artışlarının, insanların günlük hayatları üzerinde yol açtığı sıkıntıyı elbette bildiklerini ifade eden Erdoğan, "Kurdaki dalgalanmanın, fiyatlar üzerinde oluşturduğu istikrarsızlığın ve bunun yol açtığı belirsizliklerin elbette farkındayız ama vesayete, terör örgütlerine, darbecilere, küresel güç baronlarına nasıl direndiysek, bunlara karşı da direneceğiz. Şimdi buradan sesleniyorum, çekinme yok. Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum, tek göreviniz var; yatırım, üretim, istihdam, büyüme. Siz bunda ne yapıyorsunuz? Önce onu ortaya koyun. Kalkıp da hükümete saldırmanın değişik yollarını, versiyonlarını aramayın, bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibilliyetinizi de gayet iyi biliyorum. Sizin derdiniz başka ama bizim derdimiz bambaşka. Biz, vatan sevgisiyle, millet sevgisiyle yürüyoruz. Siz ise 'Acaba biz bu hükümeti nasıl çökertir de isteyeceğimiz, sömüreceğimiz bir yönetimi iş başına getirtiriz.' bunun için gayret ediyorsunuz. Bu millet size bu fırsatı vermeyecek." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dün millet olarak kendi canımız ve kanımız pahasına, ülkemizin istiklalini ve istikbalini korumuştuk. Bugün de malımızla, paramızla aynı fedakarlığı yapacağız. Koronavirüs salgını esnasında bu söylediğim kurum, kuruluşlar acaba ne kadar milletin yanında yer aldılar? Acaba kaç tane hastane kurup da devlete yardım ettiler? Biz, en zor anda bile şehir hastanelerimizi kurduk. Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar bunları yaygınlaştırdık, acaba bunlar ne yaptı? Hiç." Türkiye'nin ekonomide olağanüstü hale ihtiyacı olabileceği değerlendirmesinin akıl karışıklığının ötesinde bir durum olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu ülkeyi, emperyalistlerin çizdiği haritaların cazibesine kapılıp bölmeye çalışanların silahlarından çıkan kurşunlara terk etmedik ve terk etmeyeceğiz. Bu ülkeyi 1 dolar karşılığında vatanlarını satanların ellerine de bırakmadık bırakmayacağız. İnşallah bu ülkeyi döviz kuru üzerinden yeniden şekillendirmek isteyenlere de teslim etmeyeceğiz. Bu vesileyle, sorunsuz açıklamalarla, milletimizi karamsarlığa sürüklemek, yalan yanlış haberler yayarak piyasaları korkutmak isteyenlere itibar edilmemesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum." ifadelerini kullandı. Hükümetin uyguladığı ekonomi politikasının, kur tarafındaki konjonktürel dalgalanmalar dışında tamamen belirledikleri doğrultuda ilerlediğinin altını çizen Erdoğan, Türk ekonomisinin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun şekilde yoluna devam edeceğini kaydetti. "Döviz kurundaki istikrarı, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız" Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Aynı şekilde kontrollü 'Kambiyo rejimi' gibi zırvalıkları gündeme getirenleri de asla masum görmüyoruz. Döviz kurundaki istikrarı, bu tür zırva yöntemlerle değil, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız. Ekonomide bir kural vardır, dere yatağında akar ve bizim de şu anda takip ettiğimiz yol budur. Buradan tüm vatandaşlarıma, ekonomide verdiğimiz mücadelede devletlerinin ve hükümetlerinin yanında daha güçlü şekilde yer almaları çağrısında bulunuyorum. Geldiğimiz noktada sırf daha çok kazanç hırsıyla, fiyatları şişirmekle, stokçuluk yapmakla, dün ülkemizi darbe ile esir almaya çalışanlara destek çıkmak arasında bir fark kalmamıştır. Cuma gününden beri bir dedikodudur almış başını gidiyor. Pazartesi gününden itibaren, ciddi manada finans dünyasında sıkıntılar yaşanacakmış. Ya bunu ancak ihanet içinde olanlar söyler. 'Biz nasıl ayakta dimdik duracağız' demiyor, pazartesiden itibaren bu tür sıkıntıların olacağından bahsediyor. Bunlar aynı zamanda keramet ehli galiba. Merak etmeyin, böyle bir durum söz konusu değil, biz dimdik ayaktayız." Göreve geldiklerinde, Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu hatırlatan Erdoğan, o dönem Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardık. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum. Cumhurbaşkanıydım. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum, Cumhurbaşkanıydım. Şimdi yeniden 100 milyar doların üzerine döviz rezervimiz çıkmış vaziyette. Toparlayacağız, daha yukarılara bu rakam çıkacak. Herhalde George, Hans bunlar gelip de bizim Merkez Bankamızın döviz rezervini yükseltmeyecek. Biz yükselteceğiz, bundan hiç endişeniz olmasın. Nasıl 27,5 milyar dolardan döviz rezervini alıp buralara getirdiysek şimdi yine aynı şekilde daha yukarılara bunu çıkaracağız ve çıkarıyoruz. Bizim kasamız boş değil, kasa mevcudumuz gayet iyi. Türkiye'ye karşı oynanan oyunun en etkili silahı haline gelen döviz kurunu dengeye oturtmak da fiyatları makul seviyede tutmak da bizim elimizdedir. Şayet bugün, her birimiz üzerimize düşeni yaparsak emin olun birkaç ay içerisinde çok daha güçlü, büyük, müreffeh Türkiye'nin kapılarının önümüze açıldığını göreceğiz. Biz buna yürekten inanıyoruz. Bize inanan, bize güvenen her vatandaşımızı da seferberlik ruhuyla ülkemizin gelecek yarım asrının, bir asrının belirleyicisi bu vizyona sahip çıkmaya davet ediyoruz."

2 yıl önce

AFAD uyardı: Zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayın

Afad'dan yapılan yazılı açıklamada, Balkanlar üzerinden gelmesi beklenen soğuk ve yağışlı havanın bugünden itibaren batı kesimlerden başlayarak yurt genelinde etkili olmasının tahmin edildiği belirtildi. Pazartesi gününden itibaren ise Türkiye'nin, Karadeniz üzerinden gelecek daha soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına gireceği belirtilerek, "Tüm yurtta kuvvetli, yer yer yoğun kar şeklinde yağışlara neden olacağı tahmin edilmektedir. Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'da perşembe gününe kadar zirai don tehlikesi bulunmamakta. Doğu kesimlerimizde kar örtüsü bulunan yüksek ve dik kesimlerde bu hafta beklenen kuvvetli ve yoğun kar yağışları ile birlikte çığ tehlikesi söz konusu. Aşırı soğuk hava, yoğun kar yağışları, çığ tehlikesi ve zirai don için vatandaşlarımızın ve yetkililerin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün güncel hava tahmin ve uyarı raporlarını takip etmesi önem taşımaktadır. AFAD Başkanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Merkezi, valilerimizin başkanlığında il afet ve acil durum yönetimi merkezleri ve ilgili kurum ve kuruluşlarımız, bu kapsamda tedbirlerini alarak gelişmeleri takip etmektedir" denildi. 'ZORUNLU OLMADIKÇA DIŞARIYA ÇIKILMAMALI' Vatandaşların buzlanma ve don tehlikesi ile çığ tehlikesine karşı alabileceği önlemler ise şöyle sıralandı: "Zorunlu olmadıkça dışarıya çıkılmamalı. Dışarı çıkmadan önce hava tahmin raporları takip edilmeli. Devam eden bir tedavi ihtiyacı bulunan vatandaşlarımız, durumlarını bağlı bulundukları illerdeki İl Sağlık Müdürlüğü ile sağlık kuruluşlarına bildirmeli. Çatılarda oluşan buz sarkıtlarından uzak durulmalı. Vücudu sıcak tutacak elbiseler tercih edilmeli. Kayarak düşme tehlikesine karşı yürürken eller cepte tutulmamalı. Küçük ve dengeli adımlarla yürünmeli. Tabanı kaygan olmayan ayakkabılar tercih edilmeli. Cep telefonları bataryası ve varsa mobil şarj ünitesinin şarjları dolu tutulmalı, radyo ve el feneri için yedek pil bulundurulmalı."

2 yıl önce

AFAD: Zorunlu olmadıkça dışarıya çıkmayın

AFAD tarafından yapılan açıklamada, ülke genelinde yaşanan aşırı kar yağışları nedeniyle kapalı bulunan yolların açılması ve vatandaşlara yardım ulaştırılması için AFAD koordinasyonunda Karayolları, Emniyet, Jandarma, 112, belediye, İl Özel İdare, Türk Kızılay, UMKE ve STK ekiplerinin çalışmalarının aralıksız devam ettiği belirtildi. Vatandaşların zorunlu olmadıkça yola çıkmaması istenen açıklamada, “Gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında ilgili çalışma gruplarından toplamda 72 bin 81 personel, 33 bin 450 araç, makine ve teçhizat görevlendirilmiştir. Düzce, Bolu, Sakarya, Aksaray, Şanlıurfa, Erzincan ve Sivas’ta olumsuz hava koşulları nedeniyle 6 bin 750 vatandaşımız yurtlarda misafir edilmiştir. Yurt genelinde 4 bin 603 kişinin mahsur kaldığı yerden alınarak güvenli bölgelere sevki sağlanmıştır. Bin 340 sıcak yemek, 32 bin 95 içecek, 15 bin 480 kumanya ve 20 bin 680 ikramlık dağıtımı yapılmıştır. Vatandaşlarımızın meteorolojik uyarıları takip ederek, bu uyarılar doğrultusunda zorunlu olmadıkça yola çıkmaması önem taşımaktadır. Olumsuz hava koşullarından etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Gelişmeleri takip ediyoruz” denildi.

2 yıl önce

CHP'li belediye başkanından işçiye nasihat: Çocuk yapmayın, az yiyin, yürüyün

CHP'li Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı ücreti veremeyeceğini söyleyerek işçilerine tepki çeken nasihatlerde bulundu. 'ALDIĞINIZ PARAYLA AYIN SONUNU GETİRMEYİ ÖĞRENİN' Akif Kemal Akay, "Çocuk yapmayın ya da bakabileceğiniz kadar az çocuk yapın, az yemek yiyin, taşıt kullanmak yerine yürüyüş yapın. Bu sağlığınız için de önemli. Aldığınız parayla ayın sonunu getirmeyi öğrenin" dedi. Çukurova Metropol Gazetesi'nde yer alan habere göre, kamu zararı ve usulsüzlüklerin yaşandığı belirtilen Seyhan Belediyesi'nde başkan zam bekleyen personeline tepki çeken ifadeler kullandı. REKLAMA 10 MİLYON LİRA Belediyenin sadece açık ihalelerde reklama 4,5 milyon lira bütçe ayırdığı; 21/F ve 21/B ile yapılan harcamalarla, bu bütçenin 10 milyon lirayı bulduğu belirtildi. Belediyede çalışan işçiler de reklama ayrılan bütçenin kendilerine zam olarak ödenmesini talep etti. 'İŞÇİNİN HAKKINI VERİN' Belediyenin hiçbir hizmetini görmediğini belirten Seyhan halkı da, "Hizmete harcamıyorlar bari işçinin hakkını ödesinler" diye tepki gösterdi.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı’ndan Türk vatandaşlarına uyarı: “Mecbur kalmadıkça Ukrayna’ya seyahat yapmayın”

”YAKINDAN TAKİP EDİLMEKTEDİR” Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Ukrayna’daki güvenlik durumu ülkemizce yakından takip edilmektedir. Bu çerçevede, vatandaşlarımızın Ukrayna’nın doğu sınırındaki bölgelerine mecbur kalmadıkça seyahat etmekten imtina etmeleri tavsiye edilmektedir. Vatandaşlarımızın şahsi güvenlikleri için mümkün olan tüm tedbirleri almaları ve mecburi seyahatleri öncesinde Kiev Büyükelçiliğimiz ile temas etmeleri önerilmektedir. Acil durumlarda Kiev Büyükelçiliğimiz (+380632114765; +380632557748) ve Bakanlığımız Konsolosluk Çağrı Merkezi (0312 292 2929) ile irtibata geçilmesi mümkündür” denildi.

2 yıl önce

Dağdan gelip vekillik yaptığımız için meclisten atmayın eylemi! HDP'li vekiller Semra Güzel için TBMM'de yürüyüş yaptı

TBMM gündeminde HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlık görüşmesi var. Güzel'in, 2017 yılında Adıyaman’daki operasyonda öldürülen PKK’lı terörist Volkan Bora’yla çektirdiği fotoğrafları ortaya çıkmıştı. DOKUNULMAZLIK FEZLEKESİ GÖRÜŞÜLECEK Büyük yankı uyandıran ve gündeme bomba gibi düşen fotoğrafların ardından Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılıp yargılanması için hazırlanıp Meclis’e gönderilen fezleke, TBMM Genel Kurulu'na sunuldu. Yakın zamanda görüşülecek dokunulmazlık fezlekesi öncesi TBMM, bugün HDP'li vekillerin protestosuna sahne oldu. VEKİLLERİ İÇİN YÜRÜYÜŞ YAPTILAR HDP Grupbaşkanvekili Meral Danış Beştaş'ın da aralarında bulunduğu HDP'liler, Semra Güzel için Meclis'te yürüyüş düzenlendi. HDP'li vekiller "Semra Güzel halkın iradesidir, İrademe vekilime dokunma" gibi dövizler taşıdı.

2 yıl önce

Dertleri ‘insan’ değil Hristiyan! Ukraynalı Müslüman Kırım Türkleri Avrupa’ya alınmayınca Türkiye’ye sığındılar…

Saçları sarı, gözleri mavi ve Hristiyan olmadıkları için AB sınırlarından içeri alınmayan Ukraynalı Kırım Türkleri, zorlu bir yolculuğun ardından Türkiye’ye geldiler. Avrupa’nın geri çevirdiği Kırım Tatar Türklerinden kadın ve çocuk ağırlıklı ilk kafile dün Kapıkule Sınır Kapısından Türkiye’ye giriş yaptı. Kırım Tatar Türklerini Edirne Vali Yardımcısı Ali Uysal, İl Göç İdaresi Müdürü Musa Aşılıoğlu ve yetkililer karşıladı. “EŞLERİMİZ CEPHEDE” Suzan Mambiyetava, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kiev’de patlamaların başlamasının ardından kentten ayrıldıklarını söyledi. Eşi ve üç çocuğuyla Liviv’e giderken bombaların atıldığına şahit olduklarını anlatan Mambiyetava, Türkiye’nin desteğiyle güvenli bölgelere getirildiklerini ifade etti. Eşinin Ukrayna’da kaldığını belirten Mambiyetava, şunları kaydetti: “Çocuklar ve kadınlar çıkarıldı. Bizi sınıra kadar getirdiler. Oradan Türkiye Büyükelçiliği, Konsolosluk ve Diyanet Vakfı bizi karşıladı. Sıcak çorba ikramında bulundu, ısınmamızı sağladı. Ardından buraya geldik. Çok teşekkür ediyorum. Eşlerimiz orada kaldı. Yol boyunca eşlerimizle konuştuk. Birçoğumuzun eşi cephedeler. Eşlerimiz, kadın ve çocukları bombardıman yapılan yerlerden çıkarmaya çalışıyorlar.” “HASTANEDE ÇOCUKLARI ÖLDÜRDÜLER” Hanife Kurtseyit ise Türkiye gelmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Eşlerinin Ukrayna’da Ruslara karşı savaştığını belirten Kurtseyit, “Savaşın başladığı beşinci gün bombalardan hiç uyumadık. Aslında kalmak istedik ancak çocuklarımız için çıktık ve 4 günde Türkiye’ye geldik. Ukrayna halkı çok sakin ve barışçıl bir halk, ülkelerini savunuyor. Rusların nasıl bir savaş açtığını dünya görüyor. Kiev’de bir hastanede çocukları öldürdüler.” diye konuştu. Kurtseyit, Türkiye’nin her zaman Kırım Türklerinin yanında olduğunu vurguladı. Türkiye’ye teşekkür eden Kurtseyit, “Türkiye Cumhuriyeti hep bizim yanımızda. Hem sürgünden kaçış zamanında hem işgal zamanında Türkiye hep bize destek oldu. Her zaman bize en yakın onlar oldu.” dedi. Edirne Vali Yardımcısı Ali Uysal da Ukrayna’da çıkarılan ilk Kırım Türkü kafilesinin yurda giriş yaptığını söyledi. Gerekli tüm hazırlıkların tamamlandığını belirten Uysal, “Onlara hoş geldin diyoruz. Onlar bizim soydaşlarımız. Çok uzun bir yolculukla geldiler. Hepsinin özel odaları hazırlandı. İlk etapta 45 kadın ve çocuğumuz geldi.” dedi. ‘MASAL’ DA EDİRNE’DE Dışişleri Bakanlığının organizasyonuyla Ukrayna’dan getirilen aralarında kadın ve çocukların da olduğu 45 kişilik grup, Kapıkule Sınır Kapısı’ndan girişlerinin ardından Dr. Sadık Ahmet Mesleki ve Teknik Uygulama Oteline yerleştirildi. Çocukları ve kedileri Masal ile Türkiye’ye gelen Hanife Kurtseyit, yolculuğun uzun ve yorucu geçtiğini söyledi. Türkiye’ye girince sevinç yaşadıklarını belirten Kurtseyit, “Savaş çok üzücü. Her yerde patlamalar oluyor. 4 günlük yolculukla Türkiye’ye geldik. Gelirken en büyük hazinemiz kedimiz Masal’ı da getirdik. Şimdi misafirhaneye yerleşiyoruz. Türkiye’ye teşekkür ediyoruz.” dedi. Niyara İzicin ise savaşın başlamasıyla zor günler yaşadıklarını dile getirdi.

2 yıl önce

Rusya Federal Güvenlik Servisi, Ukrayna'nın Odessa'ya döşediği mayınların İstanbul Boğazı ve Akdeniz’e sürüklenebileceğini iddia etti

Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı saldırıların ardından Rus güçleri, Azak Denizi dahil olmak üzere Ukrayna'nın birçok Karadeniz'e kıyısı olan noktada kontrolü ele geçirmişti. Rusların saldırılarına karşı Ukrayna ordusu ise ülkenin Karadeniz kenti olan Odessa açıklarına mayınlar döşemişti. Son gelişmelerin ardından Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) tarafından yapılan açıklamada, Odessa kenti açıklarına döşenen mayınlar için önemli bir risk ihtimaline değinilerek, Ukraynalılar tarafından Odessa açıklarına döşenen mayınlarda kopmalar başladığı ileri sürüldü. FSB'nin Halkla İlişkiler Birimi tarafından yapılan açıklamada, "Rusya tarafından özel bir askeri operasyonun başlatılmasının ardından Ukrayna Donanması, Odessa, Özi, Çornomorsk ve Yuzhne limanlarına ve açıklarına yaklaşık 420 eski tip mayın tarlası oluşturdu. Bu mayınlar 20. yüzyılın ilk yarılarında üretildi. Fırtınalı koşulların başlamasıyla birlikte denizin dip ankrajlarına bağlanan kablolarda kopmalar meydana geldi. Karadeniz'in batı kesiminde mayınlar rüzgar ve akıntıların etkisiyle serbestçe hareket etmeye başladı" ifadeleri kullanıldı. İSTANBUL BOĞAZI TEHLİKEDE İDDİASI Ukrayna'nın döşediği mayınlarla ilgili yapılan açıklamada, İstanbul Boğazı'nın risk altında olduğunu da belirten FSB'nin Halkla İlişkiler Birimi, "Ukrayna'nın listelenen liman bölgelerinde güneye doğru yüzey akıntılarının baskın olduğu göz önüne alındığında, mayınların İstanbul Boğaz'ına ve Akdeniz havzası sularına sürüklenme ihtimali göz ardı edilmez" ifadelerini kaydetti. Açıklamada, Ukrayna'nın denize mayın döşemesinin uluslararası anlaşmaların ihlaline neden olduğu vurgulanarak, "Bu, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin bir kez daha uluslararası hukukun temellerini tamamen hiçe saydığını ve Avrupa Birliği (AB) vatandaşları da dahil olmak üzere insan hayatını hiçe saydığını gösteriyor" vurgusu yapıldı. Açıklamanın sonunda ise, "Rus Donanması'nın Karadeniz Filosu, mayın tehlikesini dikkate alarak 18 Mart 2022 tarih ve 116 sayılı ilgili kıyı uyarısını yayınladı" denilerek, mayın tehlikesinin resmi kayıt altında kamuoyuna aktarıldığı belirtildi.

1 2 3 4 5 6 7 8