29 Nisan Pazartesi 2024
1 yıl önce

Metro karanlığa gömülünce CHP'li seçmen Ekrem İmamoğlu'na isyan etti: 'AK Parti yönetiminde böyle mağdur edilmedik'

Bakımsız İETT otobüslerinin arızalandığı, vatandaşların otobüsleri ittirdiği görüntülerin ardından İstanbul’da yeni bir skandal daha patlak verdi. M4 Kadıköy-Tavşantepe metro hattı, sabah saat 9:56’da Yakacık-Adnan Kahveci ve Kartal durakları arasında bozuldu. Bozulan metro, 10:08’e kadar hareket edemedi. VATANDAŞ İŞİNE GEÇ KALDI Ekşi Sözlük’te bir kullanıcının paylaştığı bilgilere göre; yaklaşık 3-4 defa teknik arıza anonsunun geldiği metroda ışıklar defalarca açılıp kapandı. Ne olduğundan habersiz bekleyen vatandaşlar, işine geç kaldı. HER FIRSATTA ZAM YAPMAK İSTEYEN İBB, BAKIMLARI USULÜNE UYGUN YAPTIRIYOR MU? Ekşi Sözlük’te başlığı açan kullanıcı, kendisinin de CHP’li Ekrem İmamoğlu’nu desteklediğini söyleyerek, AK Parti döneminde ulaşımda böylesine mağdur edilmediğinden yakındı. Kullanıcının, ‘’Her fırsatta İETT ücretlerine zam yapmak isteyen İBB, otobüs ve tren bakımlarını usulüne uygun yaptırıyor mu? Bu kadar sık arızanın sebebi nedir? AKP yönetiminde ulaşımda böylesine ardı ardına mağdur edilmedik; benim de desteklediğim, İmamoğlu varsa çözüm var diye gelen belediye başkanının popülist hareketlerine son verip ulaşım sorunlarına son vermesi de en büyük temennim kendisi için.’’ sözleri ise dikkat çekti. İşte rezaletin görüntüsü:

1 yıl önce

Semra Güzel'e arka çıkan HDP'den şaka gibi açıklama: Sevdiğini kaybetti mağdur oldu

Adıyaman’da 2017 yılında etkisiz hale getirilen PKK'lı teröristin cep telefonundan fotoğrafları çıkan HDP'li Semra Güzel, yurt dışına kaçmak üzere İstanbul'dan Edirne'ye giderken İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile MİT'in ortaklaşa operasyonuyla kıskıvrak yakalandı. Silivri'de bir dinlenme tesisinde yakalanan Güzel, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. HDP'DEN DESTEK AÇIKLAMASI GECİKMEDİ HDP'den PKK'nın kamplarında ve teröristlerle boy boy fotoğrafları bulunan Semra Güzel'e destek açıklaması geldi. HDP Merkez Yürütme Kurulu tarafından yapılan açıklamada, Güzel'in mağdur olduğu ve gözaltına alınmasının gayri meşru olduğu öne sürüldü. "GÖZALTINA ALINMASI GAYRİ MEŞRUDUR" HDP'den yapılan açıklama şu şekilde oldu: "Dokunulmazlığı kaldırılan Diyarbakır Milletvekilimiz Semra Güzel’in gözaltına alınması gayri meşrudur. Milletvekillimizin gayri ahlaki bir şekilde gözaltına alınmasını, bu operasyonun iktidar tarafından düzeysiz ve çirkin bir dil ile propaganda malzemesi yapılması iktidarın acziyetinin göstergesidir. Semra Güzel’in bu şekilde gözaltına alınması, halk iradesine yönelik AKP tarafından sürdürülen darbenin devamıdır. "ÇATIŞMALARDAN DOLAYI SEVDİĞİNİ KAYBETTİ" Öncelikle milletvekilimiz Semra Güzel yaşanan çatışmalardan dolayı yakınını ve sevdiğini kaybetmiş, sorunun mağduru olmuş ve seçilmiş bir siyasetçidir. İlk günden beri gayri ahlaki her türlü söylem ve yöntemle milletvekilimizin Kürt ve Kadın kimliği hedef alınmıştır. Partimizi kriminalize etmeye çalışan, yarattığı mağduriyetlerin kurbanlarını sorumlu gibi gösteren bu anlayış tarihin çöp sepetine gitmeye mahkûmdur. "PERUK TAKTIĞI, KENDİSİNİ KAMUFLE ETTİĞİ DOĞRU DEĞİL" Milletvekilimizin dokunulmazlığının kaldırılması sürecinde kamuoyunu yanıltmaya yönelik iktidar temsilcilerinin dolaşıma soktuğu yalanlar gözaltından sonra da devam etmektedir. Milletvekilimiz, iddia edildiği gibi Edirne’de değil İstanbul’da gözaltına alınmıştır. Peruk taktığına, kendisini kamufle etmeye çalıştığına ilişkin haberler gerçek dışıdır. Bugüne kadar her türlü saldırıya karşı direnmiş, cesaretle mücadele etmiş hiçbir arkadaşımızın mücadeleden ve onun gerektirdiği bedellerden kaçması söz konusu değildir. Elbette bu iktidarın denetiminde olan, siyasallaşan yargıya güvenmiyoruz, elbette bu yargının tarafsız, bağımsız ve vicdani bir karar vereceğine inanmıyoruz. Ancak AKP zihniyetiyle mücadele ettiğimiz gibi onun her türlü aparatıyla da mücadele etmeyi ilke edinmiş bir siyasi partiyiz."

1 yıl önce

İcraat yok! İşi gücü mağdurum edebiyatı! Türk Hava Yolları, Ekrem İmamoğlu'nun iddialarını böyle çürüttü: Tek tek yanıtladı

Türk Hava Yolları (THY) 2009 yılından beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile yapılan sözleşme çerçevesinde kiracı olarak elinde bulundurduğu Fehime Sultan ve Hatice Sultan Yalıları ile ilgili olarak Ekrem İmamoğlu’nun 3 Eylül 2022 Tarihinde İBBTV’ de yaptığı açıklamalara cevap verdi. THY Basın Müşavirliği'nden yapılan açıklamada hâlihazırda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin mülkiyetinde olan ve THY'nin 2009 yılından beri 'Kiracı' sıfatıyla elinde bulundurduğu Fehime Sultan ve Hatice Sultan Yalıları ile ilgili olarak, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 03 Eylül 2022 tarihinde İBBTV' de yayınlanan açıklamalarında yer verdiği gerçek dışı, hukuki durumu doğru yansıtmayan, yer yer itham ve hatta iftiraya varan açıklamaların hayret ve esefle izlenmiş olduğu ifade edilerek fiili ve hukuki gerçeğe aykırı hususların tek tek cevap verilmesi zarureti doğduğu kaydedildi. Sabah gazetesinde yer alan habere göre, Türk Hava Yolları'nın açıklaması şöyle: YANLIŞ: "HALKIN MALI OLAN YALILAR, KİM OLDUKLARI, NE OLDUKLARI, HANGİ AİLE MENSUBU OLDUKLARI BELLİ OLMAYAN KİŞİLERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR." DOĞRUSU: Şirketimiz THY DO&CO İkram Hizmetleri A.Ş., Yalıların 2009 yılından bu yana kiracısıdır. Şirketimizin iki ana ortağı: bayrak taşıyıcı havayolu şirketimiz Türk Hava Yolları ("THY") (%50) ve DOCO İstanbul Catering Restaurant Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.'dir (%49,997). Şirketimiz, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip olan havayolu şirketimiz Türk Hava Yolları başta olmak üzere havayolu firmalarına ikram hizmetleri sunmaktadır. YANLIŞ: "3 YIL İÇİNDE RESTORE EDİLECEKTİ, 13 YILDIR BİTİRİLEMEDİ." DOĞRUSU: 2009 yılındaki kira sözleşmesine göre, yanmış ve yer yer yıkılmış vaziyetteki tarihi Yalıların restorasyonunun 3 yıl içinde bitirilmesi ve işletmeye açılması gerektiği doğrudur. Ancak, otel olarak turizme kazandırılacak tarihi Yalıların ihtiyacını karşılayacak otopark kapasitesi bulunmadığı için Yalıların altına, deniz seviyesinin de altında ve İstanbul Boğazı'nın hemen yanında bir yer altı otoparkı yapılması İBB tarafından talep edilmiş, böylesine zor ve maliyetli bir iş, mülk sahibi kamu otoritesi tarafından şirketimize yüklenmiş, 25 yıllık kira süresinin 31 yıla çıkartılması karşılığında şirketimiz bu büyük yükün de altına girmiştir. Dolayısıyla, 3 yıl içinde hizmete açma yükümlülüğü ortadan kalkmıştır. YANLIŞ: "13 YILDIR ÇÜRÜMEYE TERKEDİLDİ." DOĞRUSU: Boğazın iki incisi ve kültür mirasımızın eşsiz iki örneği olan Yalılar, bu niteliklerine uygun şekilde yangın ve yıkıntılardan sonra elde kalan unsurları, uluslararası en iyi uygulama standartlarında korunarak ve aslına uygun şekilde rekonstrüksiyon çalışmaları yapılarak ilk günden beri ihya çalışmalarına devam edilmektedir. İhya ve inşa çalışmalarının beklenenden uzun sürmesinin başlıca sebepleri şunlar olmuştur: *Her şeyden önce, projede bulunmayan ve altından ancak kamunun kalkabileceği bir yatırım maliyeti olan deniz seviyesinin 5 kat altında bir yer altı otoparkı yapılması İBB tarafından istenmiş, bu yatırım şirketimize yüklenmiş, kültürel mirası ihya etmek ve Boğaza bir değer katmak anlayışıyla şirketimiz bu yükün altına girmiştir. *Bulunan tarihi eser ve temel kalıntıları, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na bildirilmiş, kurumun karar ve talimatları beklenmiş, projede bulunmayan seyis evi, hamam gibi müştemilat yapıları da ihya edilerek asıllarına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir. *Şirketimizin hizmet verdiği havacılık sektörünü doğrudan etkileyen bir takım müessif ve menfur hadiseler (Sultanahmet saldırısı, İstiklal caddesi saldırısı, Ankara'daki saldırılar, Beşiktaş stadyum saldırısı, Paris ve Brüksel saldırıları, Atatürk Havalimanı saldırısı ve en son hain darbe girişimi) zaman zaman ihya ve inşa çalışmalarını da yavaşlatmış, son olarak sokağa çıkma yasaklarının dahi uygulandığı Covid-19 salgını tüm faaliyetin uzunca bir süre mecburen durmasına sebep olmuştur. Tüm bunlara rağmen, kira bedelleri mülk sahibi İBB'ye aksatılmadan ve düzenli olarak ödenmiş, her hangi bir ihtilaf çıkmamıştır. YANLIŞ: "13 YILDIR KAMU ZARARI OLUŞMAKTADIR." DOĞRUSU: Yalılar'da Şirketimize gelir getirici bir faaliyet başlamamış olmasına rağmen, kira sözleşmesinde öngörülen kira bedelleri (aylık 3,6 milyon TL), öngörülen artışlar düzenli olarak yapılarak hiçbir aksamaya yer verilmeden 13 yıldır ödenmeye devam edilmektedir. Kamu zararı ile ne kastedildiğini anlamak mümkün değildir. Kira bedellerinin yanı sıra, kamuya ait tarihi eserlerin ihyası ve deniz seviyesinin altına otopark inşası için şirketimizce 13 yılda 130 milyon ABD dolarına yakın bir yatırım yapılmıştır. Aslında kamusal bir kazanım olan bu yatırımdan kamu zararı diye bahsetmek hayret vericidir. YANLIŞ: "SÖZLEŞME MAHKEME KARARIYLA FESHEDİLMİŞTİR" DOĞRUSU: Sözleşme mahkeme kararıyla feshedilmemiştir. Aksine ortada Şirketimiz aleyhine açılan bir fesih ve tahliye davası bile yoktur. Yalılar mevzuat gereği İl Genel Meclisi kararı ile Şirketimize verilmiş ve yine İl Genel Meclisi kararı ile otopark yatırımı karşılığında kira süresi uzatılmış iken; şimdi İstanbul Belediye Meclisi'nin herhangi bir fesih kararı olmadan, Sayın İBB Başkanı talimatı ile şirketimiz Yalılardan hukuksuz ve usulsüz bir şekilde tahliye edilmek istenmektedir. YANLIŞ: "KAMU KURUMLARI KARŞI KARŞIYA GELMEKTEDİR." DOĞRUSU: İBB yetkilileri ve zabıtası, ortada kira sözleşmesinin feshi yönünde bir belediye meclisi kararı olmaksızın, Yalıların tahliyesi yönünde herhangi bir mahkeme kararı da olmaksızın, Sayın İBB Başkanı'nın talimatıyla hukuksuz ve usulsüz şekilde şantiye basma girişimlerinde bulunmuş, ayrıca suç teşkil eden bu tür girişimlerin önlenmesi için Şirketimizce mahkemelerden alınan ihtiyati tedbir kararları doğrultusunda yetkili kamu kurumlarına müracaat edilmiş, yetkili kamu kurumları da bu tür fiili müdahale ve mütecaviz eylemlere müsaade edilmemesi için gerekli tedbirleri almıştır. Kamu kurumlarının karşı karşıya gelmesi değil, Sayın İBB Başkanı'nın kanuna ve kamu düzenine karşı gelmesi söz konusudur.

1 yıl önce

Akşener yine gerçek bir mağdur bulamadı: Faturasından dert yanan çiftçinin beş yıldır kaçak elektrik kullandığı ortaya çıktı

Dicle Elektrik, Şanlıurfa’da İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in önünü keserek elektrik faturasından şikayet eden çiftçi Abdulhadi Karakeçili ile ilgili açıklama yaptı. Şirket, Karakeçili’nin 2017 yılından bu yana tüm uyarılara rağmen abonelik sözleşmesi yapmadığını ve elektriği farklı yöntemlerle kaçak kullandığının tespit edildiğini bildirdi. Dicle Elektrik tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu bilgilere yer verildi: “Abdulhadi Karakeçili, 2017 yılından beri yaklaşık 600 dekardan fazla tarlasında mısır ekimi yapmaktadır. Bu tüketicinin şirketimize abonelik başvurusu yoktur. Kendisi tarımsal sulama amacıyla ihtiyaç duyduğu elektriği bu nedenle her defasında farklı yöntemler deneyerek kaçak kullanmaktadır. Kendisinin açtığı 400-500 metre derinlikteki kuyulardan su çekmek için kullandığı ve bedelini ödemediği elektriğin miktarı, 250 meskenin tükettiği elektrik miktarına eşdeğerdir. Ekiplerimiz tarafından yapılan denetimlerde kaçak kullanımı tespit edilip, abonelik yapması konusunda defalarca uyarılmasına rağmen kayıtsız tüketimde ısrar etmeye devam etmiştir. Yasal mevzuattan kaynaklanan yetkilerimize dayanarak tüketimlerinin takip edilmesi amacıyla sayaç montajı yapılmıştır. Sayaçta tüketilen enerji miktarına göre kaçak faturaları düzenlenmiştir. Tespit edilen kaçak tüketimlerin gecikme cezasıyla birlikte toplam tutarı 4,2 milyon liradır” "Konu suistimal ediliyor” Dicle Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Memet Atalay ise, konuyla ilgili açıklamasında, kurumun hizmet bölgesine ziyarette bulunan siyasi parti liderlerinin gündeminde elektrik konularının sıklıkla yer aldığına dikkat çekti. Atalay, “Ancak özellikle tarımsal sulama abonelerinin bu ziyaretlerde elektrik faturalarına ilişkin siyasi parti liderlerine verdikleri bilgiler ne yazık ki ciddi eksiklikler içeriyor. O an için konuyu detaylıca bilmeyen ve araştırma imkanı olmayan siyasi parti temsilcilerini ve milletvekillerimizi suistimal etmeye yönelik olduğunu üzülerek görüyoruz. Örneğin son örnekte ilgili tüketicinin hat kayıtlarına baktığımızda 2017 yılından beri birikmiş borcunun 4,2 milyon liraya ulaştığı ve ciddi bir kaçak tüketiminin bulunduğu ortaya çıkmıştır” diye konuştu. Atalay, bölgenin elektrik dağıtım şirketi olarak tarımsal sulama aboneleri başta olmak üzere 2 milyon aboneye mevcut ekonomik şartlar altında en kaliteli hizmeti mümkün olan en düşük fiyatlardan vermekte olduklarının altını çizdi.

1 yıl önce

CHP’li tosuncuk Saim Diken şoke etti! Mağdurlar 1 milyar TL’nin peşinde

Piyasayı 1 milyar lira dolandırdığı iddia edilen CHP’den İstanbul milletvekili, ilçe belediye başkanlığı ve ilçe başkanlığı adayı Saim Diken’in mağdur ettiği isimler savcılığın yolunu tuttu. Saim Diken’e para kaptıran mağdurlar, savcılığa başvurarak dolandırıldıkları iddiasıyla şikâyetçi oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Saim Diken hakkında başlatılan soruşturmanın ayrıntılarına ulaşıldı. Diken’in yurt dışından ucuza altın getirdiği, burada yüklü miktarda karla sattığı ve işlettiği para sonrası faizi mağdurlara anapara ile verme iddiasıyla dolandırıcılık yaptığı ortaya çıktı. “PARA TOPLAYARAK ÇALIŞTIRDIM” Sabah’taki habere göre; savcılık tarafından ‘şüpheli’ sıfatıyla ifadeye çağırılan Saim Diken, aile dostlarından ve yakın çevresinden para toplayarak çalıştırdığını ve 3 ayda bir kar dağıttığını öne sürdü. Diken, “Benden şikâyetçi olan mağdurların paralarını işlettim ve kar adı altına aldığım parayı fazlasıyla iade ettim. Kimseyi dolandırmadım” diyerek kendisini savundu. “600 BİN LİRA VERDİK” Mağdur isimlerden özel bir bankada müdür olan Bayram Göbel, “Kendisine güvendim. Yurtdışından altın getirdiğini ve yurt içinde satarak büyük paralar kazandığını isterse bu konuda kendisine yardımcı olabileceğini söyledi. Ben 100 bin lira, kardeşim Elem Göbel yarım milyon para verdi. Bunun karşılığında bize senet imzalayarak vermişti. Bir süre sonra paramızı geri istedik paranın yurtdışında blokeli olduğunu söyledi. Hatta özel bir bankanın sahibinin kendisine 4 milyon Euro para verdiğini o paradan da faiz alacağımızı söylemişti biz ondan da vazgeçmemize rağmen bize paramızı iade etmedi” dedi. CHP EYÜP TEŞKİLATINDAYKEN TANIŞMIŞ Mağdurlardan Galip Meydan da aynı yöntemin kendisine uygulandığı belirterek, “Kendisine 1 milyon 300 bin lira para verdim. Kar payını düzgünce ödedi. Ardından paramın tamamını istediğimde kendisine ulaşamadım. Milyonlarca lira verdik geri alamadık” diye konuştu. Mağdur Pembe Hokka ise Diken’i CHP Eyüp ilçe Başkanlığında faaliyet göstermesi nedeniyle tanıdığını ve aynı vaatleri kendisine de aktarması nedeniyle inandığını aktararak, “Kendisine 500 bin lira para verdim. İlk zamanlarda bana 30 bin Türk lirası gibi bir kar payı ödedi ardından herhangi bir ödeme yapmadı” dedi. CHP’DEN AKTİF SİYASET YAPTI 56 yaşındaki Saim Diken, CHP’de aktif olarak görev yapan bir isimdi. İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı oldu. Seçilemeyince 2019 yerel seçimlerinde Eyüpsultan Belediye Başkan aday adayı, 2020’de Eyüpsultan CHP İlçe Başkan Adayı oldu. Ancak çok az bir oy farkıyla yine seçilemedi. Diken, iddiaya göre CHP içerisinde girdiği her yarıştan mağlup ayrılırken, CHP’li bazı milletvekilleri, İl Başkanları ve yardımcıları, Belediye Başkanları, Meclis üyeleri ve partili müteahhitlerden tüm bu seçim çalışmaları sırasında yaklaşık 1 milyar topladığı öne sürüldü.

1 yıl önce

CHP'nin ‘tutuklu gazetecileri raporu’nda "mağdur gazeteci" gibi gösterdiği 13 terörist daha var

CHP’nin 2013’te hazırladığı Tutuklu Gazeteciler Raporu gündemdeki yerini koruyor. Mersin’de Polis Sedat Gezer’i şehit eden PKK’lı terörist Dilşah Ercan'ın adının, CHP'nin hazırladığı raporda yer aldığı ortaya çıkmıştı. Aynı raporda CHP'nin “masum gazeteci” olarak lanse ettiği başka örgüt mensupları da yer alıyor. Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, PKK, DHKP-C ve MLKP mensubu bu kişiler de bombalı ve silahlı saldırı, banka soygunu ve gaspın yanı sıra terör eylemlerinde boy göstermiş. İşte CHP'nin serbest bırakılmasını isteyip kalkan olduğu o teröristler: - Erdal Süsem: Eylül Hapishane Dergisi editörü. MLKP terör örgütü mensubu ve hükümlü. 28 Mayıs 1999’da Maltepe’de bulunan kıraathane ile Sinop Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ne bombalı saldırı gerçekleştirdi. - Hatice Duman: Atılım gazetesi sahibi ve yazı işleri müdürü. MLKP terör örgütünden hükümlü. 31 Ocak 2001’de Kadıköy’e bomba koyulmasına gözcülük etti. 24 Ocak 2003’te Eyüp’te banka soygununa katıldı. 17 Ocak 2003’te Maltepe’de gasp olayına karıştı. - Ferhat Çiftçi: Azadiya Welat gazetesi Gaziantep temsilcisi. Bebek katili PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının yıl dönümü gerekçesiyle 16 Şubat 2011’de Gaziantep Vatan Mahallesinde düzenlenen yasa dışı gösteride örgüt propagandası yaptı. Ayrıca tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak ve genel güvenliği tehlikeye düşürmek suçlarını işledi. - Kenan Karavil: Radyo Dünya yönetmeni. KCK/PKK/DYP terör örgütü mensubiyeti nedeniyle hükümlü. 2008'de bir kişiyi PKK eylemlerine katılması için tehdit etti. Adana’da PKK’nın sözde Çukurova cephe birimi içerisinde faaliyet yürüttü. - Cengiz Doğan: Azadiya Welat gazetesi muhabiri. KCK/PKK/DYP üyeliğinden hükümlü. - Erol Zavar: Odak Dergisi yazı işleri müdürü. Ankara Abidinpaşa’da bir müteahhidin 12 bin 800 dolarını silahla gasp etti. Sahte polis kimliğiyle yakalandı. Cezaevinde hükümlü bulunuyor. - Fatih Özgür Aydın: Artı İvme Dergisi Yazı İşleri Müdürü. DHKP-C terör örgütü soruşturmasında “silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek” suçundan yargılanıyor. - Mahmut Gülecan: Özgür Halk Dergisi çalışanı. 17 Temmuz 2010’da Van’da gözaltına alındı. Yasa dışı örgüt propagandası yapmaktan tutuklandı. 7 Ocak 2011’de serbest bırakıldı. - Nuri Yeşil: Azadiya Welat Tunceli temsilcisi. PKK’nın 21 Mart 2010’da düzenlediği Nevruz kutlamalarında tanınmamak için yüzünü puşi ile kapatarak terör yandaşlarını sevk ve idare etti. 22 Ekim 2008’de Doğubayazıt’ta güvenlik güçlerine taşlı sopalı saldırıda bulundu. PKK kapsamında hüküm giydi. - Seyithan Akyüz: Azadiya Welat gazetesinin Adana temsilcisi. 9 Ağustos 2009’da Adana’daki korsan gösteride taşlı-molotoflu eyleme katıldı. PKK mensubiyeti nedeniyle ceza aldı. - Miktat Algül: Mersin Mezitli FM ve Ulus Gazetesi çalışanı. Suç işlemek amacıyla çek-senet tahsili yapan suç örgütünün lideri. Örgüte çıkar sağlamak için para topladığı belirlendi. - Musa Kurt: Yürüyüş Dergisi muhabiri. DHKP-C soruşturması kapsamında Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu. - Ömer Çelik: DİHA muhabiri. KCK/PKK/DYP terör örgütü mensubiyeti nedeniyle İstanbul’da yargılanıyor. Cezaevinde tutuklu bulunuyor.

1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu, ikinci ‘Erdoğan’ olma hayalleri peşinde! Tek amacı mağduriyet…

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu'nun İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun davasına bakan eski hâkimin "İmamoğlu'na iki yıldan fazla ceza vererek, onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi" dediğini iddia ederken Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi köşesinde bugün  “İmamoğlu'na siyasi yasak gelecek mi?” sorusunu ele aldı. Selvi, "İmamoğlu'na siyasi yasak gelecek mi?" başlıklı yazısında şunları kaydetti: 11 Kasım Cuma günü Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine, “ahmak” dediği için yargılandığı davanın duruşması var. İmamoğlu, 4 yıl 1 ay hapis talebiyle yargılanıyor. Eğer 1 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılırsa İmamoğlu’nun siyasi yasaklı olacağı ifade ediliyor. Bu durumda İmamoğlu’nun belediye başkanlığı düşürülecek. Belediye Meclisi’nde çoğunluk AK Parti’de olduğu için yapılacak seçimle AK Partili bir isim belediye başkanı olacak. Her duruşma öncesinde Ekrem İmamoğlu, kamuoyunu harekete geçirecek bir adım atıyor. Geçen sefer kitleler Anadolu Adliyesi’nin önüne yığılmıştı. Bu kez de “Ahmak” diye bir video hazırlatmış. AHMAK VİDEOSU Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığı denilince iki şey ön plana çıkıyor. Biri sürekli olarak polemiğe girmek, ikincisi ise mağduriyet oluşturmak. Duruşma öncesinde hazırlatılan videoyu izleyince İmamoğlu’nun yeni bir mağduriyet peşinde koştuğunu görüyorsunuz. Bir defa videonun adı “Ahmak”. Videoda o kadar çok “ahmak” vurgusu yapılıyor ki adeta mahkeme heyetine sübliminal olarak mesaj veriliyor. “Ben ahmak dedim ve bana bundan dolayı bir ceza verin” gibi bir ısrar hissediliyor. Her İmamoğlu olayında olduğu gibi burada da bir de algı operasyonu yapılıyor. Sanki davayı AK Parti açtırmış gibi bir hava veriliyor. Oysa İmamoğlu hakkında suç duyurusunda bulunanlar, YSK üyeleri. YSK eski Başkanı Sadi Güven, “İmamoğlu’nun sözlerini savcılığa ben bildirdim. O konuşmayı kurula karşı yaptığını düşünerek böyle bir ihbarda bulunduk” demişti. MAĞDUR ROLÜ İmamoğlu’nun siyasi yasak getirilip AK Parti tarafından koltuğu elinden alınmış bir İstanbul Belediye Başkanı rolünü oynamak istediği çok belli. Erdoğan da bir şiir okuduğu için İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan alınıp hapse atılmış, oradan Cumhurbaşkanlığı’na kadar yükselmiş bir lider değil mi? İmamoğlu’nun da ikinci Erdoğan olma hayalleri peşinde koştuğu düşünülebilir. Ama Erdoğan’ın hikâyesi farklı, İmamoğlu’nun hikâyesi farklı. BAŞKA YOLLAR VAR Ancak şunu söylemek isterim. İmamoğlu 1 yıldan fazla hapis cezası alsa da mutlaka siyasi yasaklı olacak diye bir zorunluluk yok. Hukuk içinde birden fazla yol var. Adli para cezası verilir ya da hâkim hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar verirse siyasi yasak söz konusu değil. HAYAT ÖPÜCÜĞÜ OLUR Ayrıca Erdoğan hapisse hapis, siyasi yasaksa yasak... Bunları yaşadı. Bu çözüm değil. Siyasetçinin cezası siyaseten olmalı. Parti liderlerinin grup konuşmalarını izlediğimizde “ahmak” sözü onların yanında hafif kalıyor. Bu durumda hepsine ceza verecek olsanız her salı günü bir parti liderinin hapse girmesi gerekir. Ayrıca bu tür cezalar ters teper. İstanbul seçimlerinde bunu gördük. Milyonlarca İstanbullunun oyunu alan bir belediye başkanının yargı kararıyla önünün kesilmesi vicdanlarda ters teper. Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı Necati Özkan, İmamoğlu’nun hikâyesini yazdığı kitaba, “Kahramanın Yolculuğu” ismini vermişti. Belli ki İmamoğlu, yolunun siyasi yasaklardan geçerek gerçek bir kahramana dönüşmesini çok arzu ediyor. Siyasi yasaklı olması demek İmamoğlu’na hayat öpücüğü gibi gelir.

1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu'dan TOGG'a 'ön sipariş' algısı! Tek derdi mağduriyet oluşturmak

CHPli İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ekrem İmamoğlu, son olarak yerli araç TOGG'u hedef aldı.  Gemlik'te seri üretim fabrikası açılan TOGG, üretimle ilgili her aşamasını da sosyal medya hesabından paylaşıyor.  Ekrem İmamoğlu, şimdi de 100 tane TOGG sipariş vermek istediğini, ancak TOGG'un Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sparişi dışında bir talep almadığını duyurduğu yazıyı paylaştı.  https://twitter.com/ekrem_imamoglu/status/1591454856555945984?s=46&t=W-wML_sV9sMlapimmU6NXA İmamoğlu'nun bu provokasyonuna sosyal medyadan tepki yağarken, TOGG'a hayal diyenler sürecin en başından bu yana emek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siparişini hedef gösterdi.

1 2 3 4 5 6 7 8 9