28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

Suriyeliler barınma merkezinde bayrama hazırlanıyor

Suriye'de 10 yılı aşkın süredir iç savaş nedeniyle binlerce insan hayatını kaybederken milyonlarca kişi de ülkelerini terk ederek başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelere sığındı. Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen ve Kahramanmaraş'taki konteyner kente yerleştirilen Suriyeli aileler, bir bayramı daha geçirecek olmanın buruk sevincini yaşıyor. Suriyelilerden çocuk, kadın, yaşlı, öksüz ve yetimlerin de bulunduğu yaklaşık 10 bini kişi, yaşamlarını sürdürdükleri alanlarda bayram temizliği yapıp gıda ve temel ihtiyaç malzemelerini de kamptaki marketlerden temin etti. Ülkelerine dönebilmenin umuduyla yaşayan Suriyeliler, Kurban Bayramı için hazırlıkları tamamlarken kamp yönetimi de STK'lerin katkılarıyla misafirlerine destek veriyor. Suriyeli Celili Şagri, savaşın şiddetini artırması sonucu yaklaşık 10 yıl önce ailesiyle Türkiye'ye sığındığını söyledi. Şagri, uzun zamandır akrabalarının birçoğundan haber alamadığını ve bayramı birlikte geçiremediklerini ifade ederek bundan sonraki bayramları ülkesinde geçirmek istediklerini dile getirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kendilerine her türlü desteği verdiğini anlatan Şagri, "Türkiye'den çok memnunuz ama vatan gibisi yok. 20 bayramdır buradayız. Dileğimiz gelecek bayramları inşallah kendi memleketimizde geçirebilmek. Tüm kalbimle Türkiye'ye teşekkür ediyorum. Burada da bayram güzel geçiyor ama memleketimi çok özledim." diye konuştu. Yasin el-Ali de iç savaşın ardından sığındıkları Türkiye'de yaşamlarını sürdürdüklerini söyledi. Ali, 9'u kurban olmak üzere toplam 18 bayramı ülkesinden ve yakınlarından ayrı geçirmenin üzüntüsünü yaşadıklarını dile getirerek şunları kaydetti: "Yıllardır buradayız bize şu anda tek destek çıkan ve koruyan Türkiye Cumhuriyeti devleti olmuştur. İnşallah en kısa zamanda bulunduğumuz durumdan kurtuluruz da kendi memleketimize evimize döneriz. Allah Türkiye'yi her türlü kötülükten, kazadan beladan korusun. Allah Türkiye'yi korusun çünkü o her zaman için mazlumlarla beraberdir. Bize tek destek çıkan ülke odur." Hatice Neccar da yaklaşık 8 yıl önce geldiği Türkiye'de bir bayramı daha sevdiklerinden uzakta geçirmenin üzüntüsünü yaşadığını belirtti. Çocuklarının geleceği için ülkesini terk etmek zorunda kaldığını anlatan Neccar, savaşın sadece ülkesini değil gelenek ve göreneklerini de ellerinden aldığını söyledi.

2 yıl önce

ABD merkezli Chrest Vakfı resmi sitesinde, Türkiye'de fonladığı basın kuruluşlarını açıkladı

ABD'nin fonladığı medya kuruluşları arasında 140Journos, Medyascope, Serbestiyet ve P24 öne çıkıyor. Vakıftan milyonlarca lira hibe alan Medyascope stajyerlere para vermemesi ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne firar eden Sedat Peker’i gündeme getirmesiyle bilinirken, Serbestiyet de Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan yanlısı haberler yapan gazeteler arasında yer almasıyla dikkat çekiyor. Vakfın kendi internet sitesinden açıkladığı listede Türkiye'den birçok kuruluş var. On binlerce dolarlık destek alan kurumlar arasında Anadolu Kültür Derneği, Hrant Dink Vakfı, Filmmor Kadın Kooperatifi, 140Journos, Mezopotamya Vakfı, IKSV, Serbestiyet, Hafıza Merkezi, Sivil Sayfalar, Sabancı Üniversitesi, Bağımsız Gazetecilik Platformu P24, Mekanda Adalet Derneği, Mor Çatı Kadın Derneği, Ekonomi ve Dış Politikalar Merkezi (EDAM) ile TESEV, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV), Yurttaşlık Derneği ve Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) bulunuyor. NEDİR BU CHREST FOUNDATION Medyascope başta olmak üzere Türkiye’deki kuruluş ve derneklere binlerce dolarlık “hibe” desteği veren söz konusu dernek, Amerika Birleşik Devletleri Irving, Texas'da kurulmuş bir vakıf olmasıyla tanınıyor. Chrest Vakfı, 1999 yılında gazeteci ve yazar Jeff Jensen ve Lou Anne King Jensen tarafından Teksas, Amerika’da kuruldu. Bağışçılık geleneği olan ailelerden gelen Jeff ve Lou Anne Jensen; ABD’de dezavantajlı çocuklar, diyabet araştırmaları ve sosyal girişimler gibi alanlara yönelik mali desteklerine 2001 yılında uluslararası bir boyut katarak Türkiye’deki STK’lara mali ve teknik destek vermeye başladı. Türkiye ile ailece yaptıkları bir seyahat ve Mısır’da katıldığı bir uluslararası toplantı sonucunda tanışan Chrest Vakfı kurucusu ve başkanı Lou Anne King Jensen, vakfın mali desteklerini Türkiye’ye yönlendirme kararını şöyle açıklamaktadır: “Vakfımızın kaynakları sınırlı olduğundan, var olan kaynakları birden çok ülkeye dağıtmak yerine tek ülke üzerinde yoğunlaşmanın daha etkili sonuçlar yaratacağını düşündük. Desteklerimizi tek bir ülkeye yönlendirerek ülkenin dinamiklerini daha iyi anlayabileceğimize, o ülkede yaşayanlarla daha yakın ilişkiler kuracağımıza ve toplum tarafından belirlenen sosyal hedeflere ulaşılmasına daha fazla katkı sağlayacağımıza inanıyoruz.” Yapılan açıklamaya göre Chrest Vakfı Yönetim Kurulu, hibe almaya hak kazanan projeleri, proje bölgelerini yakından tanıyan Türk danışmanlarının desteği ile belirliyor. Hibe alan kuruluşların çalışmaları ve projelerin etkisi ise faaliyet raporları ve finansal raporlarla takip ediliyor. İzleme ve değerlendirme için kullanılan bir diğer yöntem ise, vakıf yetkililerinin yaptığı saha ziyaretleri olarak belirtiliyor. Vakıf tüm bu süreçlerin ardından hibe desteğine karar veriyor.

2 yıl önce

Van'da geri gönderme merkezinde göçmenler Avrupa’ya ders verecek koşullarda misafir ediliyor

Sınır güvenliğini en üst noktaya taşıyan Türkiye’nin yakaladığı göçmenleri ülkelerine iade süreci de Avrupa’ya fark atıyor. Van’ın İran sınırında ve kent merkezinde güvenlik güçlerince yakalanan düzensiz göçmenler, ilk olarak Van İl Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığı ile Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü’ne getiriliyor. Burada, yüz tarama sistemi ve parmak izleriyle kontrol ediliyorlar. Terör bağlantısı veya bir suça karıştığı tespit edilenler hakkında işlem yapılıyor. Göçmenler, ülkelerine iade edilmeden önce Avrupa’ya ders verecek koşullarda misafir ediliyor. Ön kabulün ardından 48 saat içinde Van’da bulunan 750 kişi kapasiteli Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edilen göçmenlere 24 saat sağlık hizmeti veriliyor. Merkezde bunun yanısıra psikososyal destek, 3 öğün yemek hizmeti, çocuk oyun alanları, spor salonu bulunuyor. Göçmenlere Türkçe dil kursu ve el sanatları kursu da veriliyor. Ayrıca ülkelerine geri dönüşlerinde meslek sahibi olmaları için meslek eğitimi sağlanıyor. MAKSİMUM 12 AY Merkezde maksimum 12 ay süreyle misafir edilen göçmenler için ilgili ülke konsolosluklarıyla irtibata geçiliyor. Ardından göçmenlerle mülakat yapılıyor. Seyahat planı belirlenen göçmenler önce İstanbul’a ardından da uçaklarla ülkelerine gönderiliyor. Halen 7 bin 500 Afgan göçmenin Kabil Havaalanı’nın rutin faaliyetine başlamasıyla gönderilmesi bekleniyor. YÜRÜYEREK 2 AYDA GELDİK Göçmenler, Afganistan’dan İran’a, İran’dan da Türkiye’ye içler acısı geliş hikayelerini anlattı. Taliban zulmünden kaçan anne Benevşe Mirzai, eşi Gulan Kadr Mirzai, çocukları 4 yaşındaki Reyhan ve 2 yaşındaki Rehimullah ile zorlu yolculuklarını şu sözlerle anlattı: “Ormanlardan, dağlık alanlardan geçerek 2 ayda Türkiye’ye geldik. Can güvenliğimiz tehlikede olduğu için Afganistan’dan kaçtık. Türkiye’nin Müslüman bir ülke olması ve güvenli olması nedeniyle buraya geldik. Avrupa’ya gitme gibi bir niyetimiz yoktu. İran’dan geçiş çok zordu. Yolda hırsızlarla karşılaştık, paramızı çaldılar.” GÖÇÜN TARİFESİ BİN DOLAR Fehim Musevi, “2014’ten 2016 yıllarına kadar Afganistan’da ABD’lilerin ve Türklerin şoförlüğünü yapıyordum. Taliban’ın kara listesindeydim o yüzden kaçtım. Afganistan’da kaçakçılarla 4 kişi için toplam 4 bin dolara anlaştım” ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

BBC'den ‘mülteci merkezi’ yalanı: Türkiye'nin adı bile geçmiyor

Türkiye'ye yönelik algı çalışmalarıyla sık sık gündem olan İngiliz yayın kuruluşu BBC Türkçe, önceki gün İngiltere'nin Afgan mülteciler için Türkiye ve Pakistan'da iltica merkezi kurmayı planladığına yönelik bir haber servis etmişti. TÜRKİYE'Yİ KENDİLERİ EKLEDİLER BBC bu haberini, bir başka İngiliz medya kuruluşu Daily Mail gazetesine dayandırmıştı. Daily Mail gazetesi ise bu iddiasını İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace'nin makalesine dayandırıyordu. Ancak İngiliz bakanın söz konusu makalesinde ne Türkiye'nin ne de Pakistan'ın adı geçiyor. İlgili makale ve haberler incelendiğinde Türkiye'nin isminin haberlere BBC Türkçe ve Daily Mail tarafından eklendiği görülüyor. Ancak İngiliz bakanın söz konusu makalesinde ne Türkiye'nin ne de Pakistan'ın adı geçiyor. İlgili makale ve haberler incelendiğinde Türkiye'nin isminin haberlere BBC Türkçe ve Daily Mail tarafından eklendiği görülüyor. Öte yandan, Dışişleri Bakanlığı bu iddiaların tamamını yalanladı.

2 yıl önce

İngiltere Savunma Bakanı, 'Türkiye'de mülteci merkezi kurulacağı' haberlerini yalanladı

İngiliz Savunma Bakanı Ben Wallace, Times gazetesinde yer alan 'Türkiye'nin tepkisi nedeniyle İngiltere'nin Taliban'dan kaçan Afganlar için bölgesel merkezler kurma planlarından vazgeçtiği, mültecileri komşu ülkelerden getireceği' şeklindeki haberine Twitter üzerinden cevap verdi. Wallace, "Haberin hiçbir temeli yok, tamamen spekülasyon. Bölge genelinde bir dizi işleme merkezi kuracağımızı söyledik. Bunu, bölgesel merkezin Türkiye'de olacağı şekline siz getirdiniz" diye yazdı. https://twitter.com/bwallacemp/status/1429939253446942721?s=21 Ne olmuştu? Mail On Sunday gazetesi, Savunma Bakanı Wallace'ın bir yazısına ver vermişti. Yazıda İngiltere'nin üçüncü ülkelerde sığınmacı kabul merkezleri oluşturacağı söylense de isim verilmemişti. Buna karşın gazete ayrı bir haberde Türkiye'nin adını bu ülkeler arasında göstermiş, benzer bir haber Guardian gazetesi tarafından da yayımlanmıştı. BBC Türkçe ise Wallace'ın yazısında Türkiye'den bahsetmemesine rağmen, "İngiltere Savunma Bakanı Wallace: Türkiye ve Pakistan gibi ülkelerde mülteci merkezleri planlıyoruz" başlığıyla bir haber yayımlamıştı. Daha sonra habere ilişkin sosyal medya paylaşımını silen BBC Türkçe, 'atıf hatası yaptıklarını' belirterek özür dilemişti.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Merkez Bankası rezervlerimiz şu an 109 milyar dolar seviyesindedir.”

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar: Değerli il başkanlarımız, kıymetli belediye başkanlarımız, değerli yol arkadaşlarım sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Kuruluşundan bugüne partimizde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. AK Parti geçtiğimiz 20 yılda kazandırdığı eserlerle vatanın her karışına damgasını vurmuş bir partidir. Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamının 3 katı 5 katı 10 katı hizmetlerle Türkiye'ye çağ atlattık. Herkesle savaşa savaşa milli iradenin üstünlüğünü kabul ettirdik. Bugün Türkiye egemenlik haklarını gerçek anlamda kullanabilen az sayıda ülkelerden biridir. Biz ülke olarak önümüze çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmenin çabası içindeyiz. Bu özgüvenin gerisinde 19 yıllık iktidarımızda ülkemize kurduğumuz sağlam altyapı vardır. Salgın döneminde bu altyapının önemini hep birlikte tecrübe ettik. Bazen birileri karşımıza çıkıp 19 yılda ne yaptınız diyecek cüreti gösterebiliyorlar. Yalan ve iftiranın ötesinde olan bu tür ithamlara karşı vereceğimiz en güzel cevap 19 yılda yaptıklarımızı anlatmaktır. Türkiye'nin yıllık ortalama büyüme oranını yüzde 1'in altından aldık, yüzde 5.1 seviyesine getirdik. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık, geçtiğimiz yılı 170 milyar dolarla kapattık. Bu yıl inşallah 20 milyar doların üzerine çıkarmış olacağız. Merkez Bankası rezervlerimiz şu an itibariyle 109 milyar dolar seviyesindedir. Önümüzdeki, günlerde 115 milyar doların üzerine çıkacak. "SÜREKLİ VİZYON GENİŞLETİYORUZ" Bir miktar düşen milli gelirimizi inşallah en kısa zamanda trilyon doların üzerine çıkaracağız. Türkiye son 19 yılda 9 milyon vatandaşına iş bulmuş, istihdamını 9 milyon artırmış bir ülkedir. Türkiye gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında en düşük kamu ve özel sektör borçlanması oranına sahip devletlerden biridir. Geleceği ipotek altında olmayan bir ülke sıfatıyla sürekli vizyon genişletiyoruz. Yaşadığımız afetlerin ve benzeri krizlerin süratle üstesinden gelebiliyor, başkaları gibi ciddi savrulmalarla karşılaşmıyoruz. Ülkemize kazandırdığımız hizmetlere geçmek istiyorum. Eğitimde 2002 yılında bütçemiz 10,3 milyar lira iken 2021 bütçemiz 2 bin 12 milyar liraya ulaştı. Bugüne kadar 693 bin yeni öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Eğitim kademelerini 4+4+4 yaparak zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardık. 44 farklı ülkede 349 okul, yüksek öğretim kurumu, 42 yurt ile eğitim öğretim faaliyetleri yürütüyoruz. Sağlıkta hastane yatak sayımızı 164 binden 255 binin üzerine çıkardık. Hizmete aldığımız toplamda 22 bin 604 yatak kapasiteli 17 şehir hastanemizle hizmet kalitesini artırdık. 13 şehir hastanemizin inşası sürüyor. Gençlik merkezi sayımızı 9'dan 376'ya çıkardık. Yükseköğrenim yurtlarındaki yatak kapasitemiz 717 bine ulaştı. Aile ve sosyal hizmetlerde son 19 yılda toplam 431 milyar lira tutarında sosyal yardım yaptık. 360 sosyal hizmet merkezini hizmete açtık. Çalışma ve sosyal güvenlikte 2002'de 184 lira olan asgari ücret bugün 2 bin 825 liraya ulaştı.  "25 GERİ GÖNDERME MERKEZİ OLUŞTURDUK" Mahalli irade sistemimizi güçlendirmenin yanında daha katılımcı bir yapıya kavuşturduk. Vatandaş-muhtar işbirliği için muhtar bilgi sistemini kurduk. Göç dalgaları için 16 bin kişi kapasiteli 25 geri gönderme merkezi oluşturduk. Gönüllü Suriyeli sayısı 455 bini geçmiştir. Güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok ettik. Karayolu tünel sayımız 83'ten 447 adede, tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 617 kilometreye ulaştı. İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu yatırımlarıyla karayolu yolculuğunun standartlarını yükselttik. Marmara Bölgemizi otoyolla sarmış olacağız. Bu yatırımlar gelecek nesillere miras bırakacağımız eserlerimiz olacaktır. 11 bin 590 kilometre uzunluğundaki demir yollarımızı neredeyse tümüyle yeniledik. Havayollarında 26'dan devraldığımız havalimanı sayımızı 56'ya çıkardık. İstanbul Havalimanı'nı hizmete sunduk. Yat bağlama kapasitemiz 8 bin 500'e 18 bin 545'e çıktı.  Çevre ve şehircilikte son 19 yılda atık su arıtma hizmeti verilen belediye nüfusu yüzde 35'ten yüzde 90'a ulaştı. 79 ilde 369 adet millet bahçesi projesini hayata geçirmek için kolları sıvadık. 76 adedini tamamladık. TOKİ eliyle 1 milyon 100 bin konut ürettik. Son 19 yılda çiftçilerimize 165 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Orman varlığımızı 22,900 milyon hektara çıkardık. Savunma sanayi projelerimizin bütçesi 75 milyar dolar dolara ulaştı. Sanayi ve teknolojide organize sanayi bölge sayısını 325'e çıkardık. 79 teknopark kurduk. Milli uzay programımızı belirledik. 2023 yılında kendi otomobilimizi yollarda göreceğiz. Enerjide toplam kurulu gücümüzü 98 bin 162 megavata yükselttik. TANAP'ı ve Türk Akımı'nı tamamladık. Karadeniz-Sakarya havzasında Tuna-1 kuyusunda 405 milyar metreküp toplam 540 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettik. Restore edilen eser sayımız 46'dan 5 bin 548'e yükseldi. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlar sayesinde dünyada mağdurların, kimsesizlerin yanında olduk. "EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI 5 BİN 700 LİRAYA YÜKSELDİ" Dün imzalanan kamu çalışanlarına yönelik toplu sözleşmenin ülkemize ve kamu çalışanlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Gerek bakanımızı, gerek bu noktada Memur-Sen tarafını, tüm işçi ve memur kesimini, 2022-2023 yılları için memur maaşlarındaki artış oranı ortalama yüzde 31,2 ve miktar olarak 1352 lira olarak gerçekleşmiştir. En düşük memur maaşı 4 bin 348 liradan 5 bin 700 liraya yükselmiştir. 1000 yıldır vatanımız, özellikle birçok çilelerden geçti. Biz de korumak için, nice fedakarlıklar yaptığımız bir coğrafyada bulunuyoruz. Anadolu'nun kapılarını milletimize sonuna kadar açtığımız Malazgirt'ten İstiklal Harbi'ne kadar nice önemli hadisenin yıl dönümü Ağustos ayı içindedir. "ORMANLARIMIZIN KÜLLERİNDEN DOĞDUĞUNU GÖRECEĞİZ" Son dönemde yaşadıklarımızı sizler de görüyorsunuz. Güneyimiz orman yangınlarıyla kavruldu, kuzeyimizde sel felaketleriyle boğuşuyoruz. Bu afetler sadece ülkemize mahsus değildir. Yangınların bir kısmında PKK terör örgütünün sabotajı olsa da afetle karşı karşıya olduğumuz gerçektir. Bu devlet güçlü, bu millet güçlü ve biz bunu başaracağız. Yanan evleri yeniden yapacak, adeta küllerinden ormanlarımızın doğduğunu göreceğiz. Tarım ve hayvancılık zararlarını karşılayacağız.  Görev alan tüm Bakan arkadaşlarımın hepsini kutluyorum. Şu anda da yine dün günübirlik buraya geldiler ve hemen ardından hemen şehirlere gittiler. Bu hafta da bu çalışmalarımıza devam edeceğiz. Çünkü işimiz var, bunları bitireceğiz. Dün MKYK'ya planlamamızı yaptık, geniş ölçekli bir heyetle arkadaşlarımız Karadeniz ve güneyde çalışma yapmak üzere görevlendirmeleri dün gerçekleştirdik. Arkadaşlar bunu diğerlerinde görmek zor. Bizim kadrolarımız bunu yapıyorsa bunun bir sebebi var. Bu bir iman işidir, inanç işidir. Süratle bütün caddeler, sokaklar, her yer şu anda temizleniyor. Alt yapı çalışmalarımız devam ediyor. Dağların tepelerine helikopterlerle jeneratörler indirildi. Bunlar yapıldı. Bu iktidar bunları halletti. Muhalefet ne der, ne demez, yok. Allah ne der. Biz buna baktık ve bunu yaptık. Biz engel tanımıyorduk, bu imkanlar elimizde olduğuna göre bunu yapmak da bizim görevimizdi. Ve hala da hiç aksatmadan, bir yerde su mu kesildi? Hemen oraya anında su ulaştırıldı.  Her fırsatta 2023'ün önemine işaret etmemizin sebebi işte budur. 2023 Haziranına kadar gece gündüz çalışmamız gerekiyor. Önce kendi içimizde birliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirmeli, milletimizin tamamının gönlünü kazanacak şekilde hep sahada olmalıyız. Yarın Ahlat'a gidiyoruz, Malazgirt, gidiyoruz, oralardayız. Devlet beyle beraber törenlerimizi yapacağız ve Malazgirt'teki halkla buluşmamızda ve ondan sonraki programımızla birlikte dönecek ve döndükten sonra Doğu Karadeniz'den programlarımızı devam ettireceğiz. Hem felaketten kalan nedir, Artvin'de durum nedir? Bunları yerinde görelim diyoruz. İkizdere Tüneli'nin de açılışlarını yapacağız. Yapılan bu güzel yatırımların da açılışlarını yapmak suretiyle yola devam edelim istiyoruz. Bartın, Sinop, Kastamonu, buraları şöyle bir yerinde heyetlerimizle dolaşacağız. Antalya, Muğla ve planladığımız gibi buraları dolaşacağız. Sembolik olarak bitirilen evler var, belki bu evlerin açılışlarını yapacağız. Kendimiz ve evlatlarımızın geleceği için bu süreci başarıyla neticelendirmemiz gerekiyor. Bu imtihanı da alnımızın akıyla vereceğiz. 

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu “mülteci merkezi” yalanında ısrar ediyor

İngiliz basınının 23 Ağustos'ta Türkiye'den özür dileyerek düzeltme metinleri servis etmiş olmasına rağmen söz konusu yalana sarılmaya devam eden Kılıçdaroğlu, 25 Ağustos'ta (bugün) yaptığı konuşmada şunları kaydetti: "İngiltere diyor ki, Türkiye'de kamplar kuracağız. Sonra oradan seçeceğiz, bazılarını kendi ülkemize alabiliriz. E diğerleri? Para verelim, buraya gelmesinler." İNGİLTERE SAVUNMA BAKANI WALLACE "BAŞTAN AŞAĞI SPEKÜLASYON" DİYE NİTELENDİRMİŞTİ BBC News Türkçe'nin yanı sıra Mail on Sunday, The Times ve The Guardian gibi gazeteler tarafından köpürtülen "Türkiye'de mülteci merkezi" haberi, bizzat İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace tarafından "baştan aşağı spekülasyon" denilerek yalanlanmıştı. DEĞİL ÖZÜR DİLEMEK, PAYLAŞIMLARINI BİLE SİLMEDİLER CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İngiliz basınının özür dilemesine ve İngiliz bakanın söz konusu iddiaları açık bir dille reddetmiş olmasına rağmen yalan haber üzerinden manipülasyonu sürdürerek paylaşımlarını silmedi. BBC Türkçe'nin paylaşımını alıntılayan Meral Akşener, haberin geri çekilmesinin ardından boşa düştü. BBC Türkçe, söz konusu haberi için özür dileyerek paylaşımını sildi. Bu paylaşımı alıntılayan Meral Akşener'in Tweet'inde yer alan "Tweet, yazarı tarafından silinmiş" ifadesi bile ne Kılıçdaroğlu'nu ne de Akşener'i bu haberin yalan olduğuna ikna edebildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Merkez Bankası rezervleri 118 milyar doları aştı

Son Kabine toplantımızdan bu yana ülkemiz ve milletimiz için çok önemli programlar icra ettik. Açışlar gerçekleştirdik, temeller attık. Çok sayıda ülke yöneticisiyle telefon görüşmeleri gerçekleştirdim. Bu temaslarda ülkelerimiz arasındaki ikili ilişkiler ve bölgesel sorunlar hakkında fikir teatisinde bulunduk.  'ÜLKEMİZİ SAVUNMA SANAYİNDE EN ÜST LİGE ÇIKARMAKTA KARARLIYIZ' Türkiye Belediyeler birliğinin düzenlediği sergide de ülkemizin 4 bir yanından gelen gençlerimizle kucaklaştık. Bu tür programların gençlerimizin yaşadıkları şehirlerin kültürel alt yapısından spora kadar yakından ilgilenmesine vesile olduğuna inanıyorum. Yine gençlerimizle hasret giderdiğimiz diğer programları Ahlat ve Malazgirt'te inşa ettik. Ahlat'ın tarihimizdeki önemine binayen burada Van gölü kıyısında Cumhurbaşkanlığı Külliyesini milletimize kazandırdık. Uzunca süredir düzenli olarak katıldığımız Malazgirt Zaferi'nin törenlerini de 26 Ağustos'ta gerçekleştirdik. Ertesi gün Balkanlardaydık. Bosna Hersek'e, 27 Ağustos'ta Karadağ'a yaptığımız ziyaretlerde pek çok hususu muhataplarımızla ele alma fırsatı bulduk. Bu ziyaretlerde oralarda yaşayan kardeşlerimizin bize gösterdiği samimiyetin hala kalbimizin birlikte çarptığının örneğidir. Akıncı'nın TSK'ya teslim törenini yaptık. Akıncı sayesinde bu teknolojiye sahip aracı bu sistemi üreten 3 ülkeden biri haline geldik. Halan devam eden projelerimizi de hızla neticelendirerek ülkemizi savunma sanayinde en üst lige çıkarmakta kararlıyız. 'YARGIYA VERDİĞİMİZ DESTEĞİ SÜRDÜRECEĞİZ' Bu yıl 99. yıl dönümüne ulaştığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı töreninin ardından Ay Yıldız projesinin temelini attık. Ordumuzu tek çatı altında yönetebileceğimiz, çevre hassasiyetiyle öne çıkacak dünyanın en modern savunma hizmetlerinden birine sahip olacağız. Bu temel atma törenin ardından Kara Harp okulumuzun törenine katıldık. Üniversitemiz 5 yılda ordumuzun insan kaynağa ihtiyacını istenilen standarta gelmiştir. Eğitimlerini tamamlayan karacı teğmenlerimizi buradan tebrik ediyorum. Bu sene adli yılı inşası tamamlayana yeni Yargıtay binamızı da açtık. Sadece bugünün değil geleceğin de ihtiyacını karşılayacak şekilde inşa ettiğimiz 10 bloktan oluşan yeni binamızın burada görev yapan hakim savcılarımızın da kalitesini artıracağına inanıyorum. Önümüzdeki süreçte de yeni reformlarla yargıya verdiğimiz desteği sürdüreceğiz. Milli Eğitim Bakanlığı'mızın 20 bin öğretmen atama törenini 3 Eylül'de icra ettik. Ataması yapılan öğretmenlerimizin her birini tebrik ediyorum. Bu törenin hemen ardından da yangın ve sel afetlerinde maruz kalan illerimizden Rize'ye hareket ettik. İlk olarak Avrupa'dan gelip Rize-Mardin hattındaki İyidere İkizdere ve Hurmalı Tünellerini hizmete açtık. Cumartesi de Rize için Salarha töreninin açılışı ile merkezdeki kentsel dönüşüm projesinin temel atma töreninde hemşerilerimizle bir araya geldik. ORMAN YANGINLARI VE SEL FELAKETLERİ Kabine toplantımızda da salgından, güvenliğe, afetlerden yeni turizm sezonuna etraflıca istişare ettik. Bu ülkenin geleceği ve milleti için çalışan üreten herkesten razı olsun. 2023 hedeflerimize ulaşarak bu gayretleri taçlandıracağız. Salgınla mücadelemizin sürdüğü bu dönemde afetlerin yol açtığı can ve mal kayıplarının acısını hissettik. Güney sahillerimizde etkili olan orman yangınlarının yanı sıra, hayvanlar evler seralar da tahrip oldu. Yangınların söndürülmesinin hemen ardından zararların telafisi için çalışmalar başladı. Şimdiden tamamlanıp teslim edilen evler var. Amacımız 1 yıla kadar inşa edilecek yapıları bitirip hak sahiplerine teslim etmektir. Hayatını kaybeden 82 vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Halen kayıp olan 15 vatandaşımızın arama çalışmaları devam ediyor. Bozkurt'ta ilçeye normalde 1 yılda yağan yağış sadece 2 günde düştü. Bu olağanüstü durum yüksekliği 5 metreyi bulan sel baskınlarına neden oldu. AFET BÖLGESİNE 287 MİLYON TL ÖDENEK Yaşanan felaketle mücadele için tüm bakanlıklarımızın, belediyelerimizin sivil kuruluşlarının imkanlarını seferber ettik. 10 binin üzerinde personel ve ihtiyaç olan araç gerçekle felaket bölgelerine adeta çıkartma yaptık. Avrupa ülkelerinde yaşanan sel felaketlerinin ardından aylarca atılamayan atıkları 1 ayda temizledik. Vatandaşlarımızın çoğu sel baskının ardından bir daha asla geri dönemeyecekleri binaları, sokakları devlet işbirliği ile tekrardan yaşanabilir hale getirdik. İçişleri Bakanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız ihtiyaca göre diğer bakanlarımız afet bölgesine adeta kamp kurmuştur. Su ve elektrik altyapısı neredeyse tamamen çalışılır hale getirilmiştir. Selden etkilenen 3 ilde 509 milyon zarar ortaya çıkmıştır. Bugüne kadar afet bölgesine 287 milyon ödenek aktarılmıştır. Yardım kampanyasında toplanan meblağ 345 milyon lirayı buldu. Hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeden bu felaketin izlerini silmekte kararlıyız. Temel gıda maddelerinden barınmaya insanımızın her ihtiyacı anında karşılanmıştır. Sel bölgesinde zarar hemen tespit edilip proje ve inşa aşamasına geçilmiştir. Yaşadığımız yangın ve sel olayları ülkemizin afetlere karşı daima en üst seviye hazır bulunmasının önemini göstermiştir. Afetlerin tamamen ortaya çıkmasını engellemek insan boyutunu aşıyor. Türkiye gerçekten kapsamlı ve işler afet müdahale planına sahiptir. Bu plan yaşanan her tecrübe ile geliştirilmektedir. Son yıllarda yaşanan afetlere son dönemde daha hızlı ve etkin müdahaleyi elimizdeki plana borçluyuz. 'TÜRKİYE KESİNTİSİZ BÜYÜMESİNİ SÜRDÜRDÜ' Geçtiğimiz sene dünya her türlü ekonomik açıdan oldukça zor bir dönem yaşadı. Krizin etkilerini azaltmak için genişleyici politikalara yöneldi. Böylesine zor bir dönemde Türkiye salgının olumsuz etkilerine karşı son derece başarılı oldu. 2020 yılında 1,8'lik büyüme kaydederek G20 ülkeleri arasında bu başarıyı elde eden bir kaç ülkeden birisi olduk. Türkiye ekonomisi küresel krizden bu yana iç ve dış konjonktürde yaşanan tüm sıkıntılara rağmen kesintisiz büyümesini sürdürdü. Yılın ilk çeyreğinde yıllık 7,2 ikinci çeyrekte 21,7 oranında büyüme rakamına ulaştık. Türkiye bu rakamlarından ardından dünyada İngiltere'nin ardından 2. sırada yer aldı. Bu dönemde sabit sermaye yatırımlarımızın %3 oranında büyümesi oldukça sevindiricidir. Bu yatırımlar üretim kapasitemizi artıracaktır.   'DÖVİZ REZERVİMİZ 118 MİLYAR DOLARI AŞTI' İhracatımızın rekor kırmaya devam ediyor. Ağustos ayında ihracatımız 207 milyar doları aştı. Seyahat gelirlerimizin yıllık %31 oranında artarak cari işlemlerin iyileşmesinde önemli rol oynadı. Uluslararası rezervlerimiz belirli şekilde artıyor. Döviz rezervlerimiz özellikle ana muhalefet buraya iyi baksın; 27 Ağustos itibariyle 118 milyar doları aşmış durumdadır. Bu yılın ilk yarısında artan istihdam 1,5 milyon kişiye çıkarak salgın öncesi dönemini aşmıştır. Programlarımızı, hedeflerimizi sürekli güncelliyoruz. Önümüzdeki 3 senenin orta vadeli programımızı Resmi Gazete'de dün yayınladık. Programda temel amacımız yüksek katma değerleri önleyerek ülkemizin büyümesini artıracak politikalara hız vermektir. ERDOĞAN AÇIKLADI! BÜYÜME HEDEFİ YÜZDE 9 Büyümenin finansmanını ise yurt içi tasarruflar ve doğrudan uluslararası yatırımlarla yapmaya çalışıyoruz. Enflasyonun tek haneli rakamlara düşmesini hedefliyoruz. Büyüme Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasının temel şartıdır. Bu yılı %9 civarında büyümeyle kapatmayı ümit ediyoruz. Ekonominin yıllık %5,3 oranında büyümesini öngörüyoruz. Bu büyümenin kaliteli kapsayıcı ve sürdürülebilir olması için makro ekonomik dengeleri gözeden bir kalkınma modeli uygulayacağız. Sanayi sektöründe teknoloji seviyesi yüksek sermaye yatırımlarını ve doğrudan yabancı yatırımları özendireceğiz. Teknoloji odaklı sanayi hamlesi destekleyerek yenilikçi finansman modelleri gözeteceğiz. KOBİ'lerin dijital dönüşüm projelerine daha çok katkı sağlayacağız. Yeşil mutabakat eylem planı doğrultusunda gereken adımları atacağız. 'İHRACATTA UZAK ÜLKELER STRATEJİMİZİ GENİŞLETECEĞİZ' Program dönemi boyunca istihdamın yıllık 170 bin kişi artmasını, işsizlik oranının kademeli olarak gerilemesini hedefliyoruz. Biz gücümüzü genç ve nitelikli insan kaynağından alıyoruz. Eğitim istihdam üretim ilişkisini güçlendirmek için sektör işbirliklerini artıracağız. Ülkemizin beşeri sermayesini güçlendirmek için okullar arası başarı farkını azaltarak eğitimde fırsat eşitliğini tahkim edeceğiz. Enflasyon hedeflemesi uygulamasına devam ederek arz yönlü yapısal sorunlara odaklanacağız. Şeffaflık ve rekabet uygulamalı durumları genişleteceğiz. Ekilebilir ve sulanabilir alanların artırılması için çalışmaları hızlandıracağız. Tarım sanayi entegrasyonunu hızlandırmak maksadıyla sözleşmeli programları genişleteceğiz. Program dönemi boyunca ihracattaki artışın devam etmesini bekliyoruz. İhracatın 2021 yılı sonunda 211 milyar dolar, program dönemi sonunda ise 250 milyar doları aşacağını tahmin ediyoruz. Türkiye'ye coğrafi olarak uzak ancak ihracat potansiyeli yüksek ülkelerle ihracatımızı güçlendirmek için uzak ülkeler stratejimizi genişleteceğiz. Yurt dışı lojistik merkezler üzerinden ihracatçıların potansiyel pazarlara katılımlarını hızlandıracağız. Program döneminde mali disipline kararlılıkla devam ederek kaynakların verimli kullanılmasını temin edeceğiz. Bu yıl bütçe açığı hedefimizi sene başında %3,5 olacak şekilde revize etmiştik. Sözümüzde durarak bu hedefi rahat bir şekilde yakalayacağız. Salgınla mücadele kapsamında esnafımız, çiftçimizin tüm vatandaşlarımızın da mağduriyetine imkan vermeyeceğiz. Faiz dışı dengesinde program dönemi sonunda %0,3 fazlaya dönmesini bekliyoruz. Program sürecinde harcamaları gözden geçirmeye devam edeceğiz. Yürüttüğümüz borçlanma politikamızı Türk Lirası öncelikli hale getirerek yurt içi döviz ve altın borçlanmasını daha da artıracağız. Orta vadeli programımızla kamu kurum kuruluşlarımızın bütçe hazırlanmasına yönelik yasal süreci başlatıyoruz. Meclisimizden de onay aldıktan sonra da 2022 yılında yapmayı hedeflediğimiz işler için kolları sıvayacağız.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 28 29