17 Mayıs Cuma 2024
3 yıl önce

Millet İttifakı’nda HDP anlaşmazlığı: Dokunulmazlığın kaldırılmasına CHP ‘hayır’ İYİ Parti ‘evet’ diyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Eş Başkanı Pervin Buldan ile grup başkanvekillerinin de aralarında bulunduğu HDP’li 9 kişi hakkında, Kobani soruşturması kapsamında fezleke hazırlamıştı. 28 suçtan dokunulmazlığın kaldırılması isteniyor Kobani olayları sırasında yaşanan terör eylemlerinden “azmettirici” sıfatıyla sorumlu tutulan 9 HDP’linin, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” dahil 28 suçtan dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor. Meclis'te oylama yapılacak Meclis’te HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik yapılacak oylama öncesi, Millet İttifakı üyeleri Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti arasında anlaşmazlık yaşanıyor. İYİ Parti destekliyor Gara’da vatandaşlarımızın PKK terör örgütü tarafından şehit edilmesi sonrası İYİ Parti’de "terör kırmızı çizgimiz olmalı ve bunun için evet demeliyiz" görüşü hakim olurken, bu doğrultuda partililerin dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde oy vermesi bekleniyor. CHP karşı çıkıyor CHP kulislerinde ise HDP ile kurulan temasların zarar görmemesi görüşü hakim. Bu kapsamda Fezlekeler oylanırken, CHP’nin hayır diyeceği belirtiliyor. Dokunulmazlıkları kaldırılması için fezlekeleri hazırlanan HDP’liler arasında "Hakkı Saruhan Oluç, Serpil Kemalbay Pekgözegü, Sezai Temelli, Pero Dundar, Fatma Kurtulan, Garo Paylan, Hüda Kaya, Meral Danış Beştaş ve Pervin Buldan" bulunuyor.

3 yıl önce

Van Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP'li 5 milletvekili hakkında soruşturma başlattı

AA'nın haberine göre, HDP'li 5 milletvekili hakkında "Türk milletini Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama", "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından soruşturma başlatan Başsavcılık, dosyaları "görevsizlik" kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosuna gönderdi.

3 yıl önce

Eski Başbakan Tansu Çiller 28 Şubat sürecini anlattı: Millet ne yaptı? Bizleri tasfiye etti ve AK Parti iktidarına şans verdi

DARBELERİ TAZELİĞİNİ KORUYOR Türk siyasi tarihinde "postmodern darbe" olarak bilinen, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifasını getiren, bin yıl süreceği iddia edilen ve "demokrasiye balans ayarı yapıldı" şeklinde lanse edilen 28 Şubat'ın üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen toplumsal, siyasal ve hukuksal alanda oluşturduğu darbeler hala zihinlerde tazeliğini koruyor. Yeni Şafak’a 28 Şubat'a giden süreci değerlendiren dönemin Başbakan Yardımcısı Çiller, 1995'in sonlarına doğru ekonomik sıkıntıların, terörün tırmandığını hatırlatarak, "kartel" olarak nitelendirdiği medya ile Gümrük Birliği'nden rahatsız olan iş dünyasının kendisine karşı bir klik oluşturduğunu söyledi. REFAH PARTİSİNİN GELMESİ İSTENMİYORDU Çiller, bütün bunların yanında Refah Partisinin İstanbul dahil birçok belediyeyi almış olmasından bir rahatsızlık oluştuğunu vurgulayarak, şunları anlattı: "Refah Partisinin gelmesi istenmiyordu. Bunun için adeta bir strateji oluşturuldu. Dendi ki, 'Anavatan ile Doğru Yol bir koalisyon kursun, hangisi daha yüksek oy alırsa başbakan o partiden olsun ki Refah Partisi ile koalisyon olmasın. Bu Türkiye'nin lehinedir ve bizim desteklediğimiz budur.' Bunun üzerine çalışıldı. Bütün baskılar bizim Anavatan Partisi ile koalisyon kurmamız içindi. Darbelerin, merkez sağı nasıl böldüğünü görmüştüm. Bu nedenle Anavatan Partisi ile koalisyon kurmak ve sağı birleştirmek istiyordum. Daha fazla milletvekilimiz olmasına rağmen feragat ettik ve başbakanlığı Anavatan Partisi'ne verdik ve bir azınlık hükümeti kurduk. Ancak tavanda yapılan birleşmenin, taban ve teşkilatlar tarafında da kabul edilmesi gerekiyordu. Ancak tabanda iki parti arasında bütünleşme sağlanamadı. İki sağ partiyi birleştirmek istesem de yapılmasının zor olduğu çok açıktı. Anayol Hükümetini kurmanın önemli bir misyon olduğunu düşündüğüm için milletimin önünde, 'Refah Partisi ile hükümet kurmayacağım.' demiştim ve çok da samimiydim. Ancak işlemeyince, Refah Partisi ile bir koalisyon kurduk." BİZE 'ASKER AYAKTA' MESAJI İLETİLDİ Tansu Çiller, Refah Partisi ile koalisyon kurulmadan önce çeşitli uyarılar, tehditler geldiğini dile getirerek, "Sayın Cumhurbaşkanı Demirel tarafından bana ve Sayın Erbakan'a 'Asker ayakta' şeklinde mesajlar iletilmeye başlandı. Hatta bu tehditler öyle boyutlara geldi ki evlatlarım, ailem hedefteydi. 'Ne yapacaksanız bana yapın, ipim cebimde' dedim." şeklinde konuştu. DEMİREL İLE KONUŞMASINI ANLATTI Refah Partili bir belediye başkanı tarafından düzenlenen Kudüs Gecesi'nin ardından Refahyol Hükümetince o başkanın derhal görevden alındığını, gecede laiklik karşıtı konuşma yapan İran Büyükelçisinin ve İstanbul Başkonsolosunun sınır dışı edildiğini hatırlatan Çiller, buna rağmen Refahyol Hükümeti'nin laiklik karşıtı eylemleri desteklediği algısının yayıldığını kaydetti. Bu algı üzerine kendisi de darbelerden büyük zarar gören dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e gittiğini vurgulayan Çiller, şöyle konuştu: ASKERLER BİZİ SEVER DEDİ "Demirel'in bize destek olacağını düşündüm ve kendisine, "Bu hükümetin laiklik karşıtı hangi eylemini görüyorsunuz?' diye sordum. Tam biz bu konuyu görüşürken Sincan'dan tanklar geçti. Sayın Demirel'e, 'Sincan'dan tanklar geçiyor, eğer bu hükümete bir uyarı ise bunun yasal bir dayanağı yoktur ve bir işlem yapılmak zorundadır. Bunun için de Devlet Denetleme Kurulunun (DDK) konuyu araştırması ve yasal süreci başlatması lazım.' dedim. Kendisi ise bana 'Komuta zincirini bir daha bozdurmam. Sen Güreş Paşa'yı bir defa aldın, komuta zinciri bozuldu, senin aklında ne olduğunu biliyorum. Bu komuta zincirini bozdurmak doğru olmaz' dedi. Zira ben komutanları almaktan bahsediyordum. Bunun üzerine Sayın Erbakan'a gittim. Kendisi çok kibar ve zarif bir insandı. Millete hizmeti öncelikli hedef olarak almıştı. Her geldiğinde darbe oluyordu ve milleti mağdur etmek istemiyordu. Askerle uzlaşmak istiyordu. Kendisine, 'Bunu teftişe götürelim, yasal bir dayanağı yok' dedim. O ise bana, 'Bunu abartmadan geçirelim, askerler bizi severler, ülkeye de iyi hizmetlerimiz oluyor. Bu hizmetler sekteye uğramasın." diye cevap verdi. Biz bu işi geçiştirdik ama geçiştirmeyle kapanacak bir konu değildi. Asker, ülkenin ve benim göz bebeğimdir ancak bazı şeylere de 'dur' demek gerekir." ERBAKAN İKTİDAR OLMAYACAK Çiller, o dönemde kurulan Batı Çalışma Grubu'na değinerek, "Bu fişlenme bilgisi bize gelince ilk olarak Sayın Erbakan ile görüştük sonra konuyu Sayın Demirel'e ilettik. Bunun bir darbenin hazırlığı olduğunu belirterek, araştırılmasını ve konunun DDK tarafından ele alınmasını, gerekirse ondan sonra Genelkurmaya gönderilmesini dile getirdim. Sayın Demirel, 'Asker zaten ayakta' dedi. Sayın Erbakan da bir uzlaşma arıyordu. Ama buna rağmen Sayın Demirel, konuyu hemen Genelkurmay'a gönderdi. 28 Şubat sürecine bakıldığında abartılar varsa bile zamanın ruhuna bu senaryo yazıldı. Yani Sayın Erbakan, iktidar olmayacak, olursa da bir şekilde durdurmak gerekecek." diye konuştu. BİZİ KİM İSTİYOR? Tansu Çiller, Necmettin Erbakan'ın istifasının ardından hükümeti kurma görevinin kendisine değil de Mesut Yılmaz'a verilmesini o dönemde bir "Çankaya darbesi' olarak nitelendirdiğini anımsatarak, şunları söyledi: "Bu durum, 'bizi üzmedi' desem doğru olmaz. Mesut Yılmaz'a görev verilince bize geldi ve 'Ben başbakan olmayabilirim, sen olabilirsin' dedi. 'Kim istiyor bizim koalisyonumuzu?' diye sorduğumda, omuzlarını gösterdi yani apoletliler demek istedi. Kendisine 'Milletin olmadığı bir yerde ben olmam' dedim. Anasol-D hükümeti kuruldu sonunda. Bizim koyduğumuz adla, 'Derleme Toplama Partisi' ile mecliste milletin iradesi ile oluşmuş çoğunluk azınlık haline getirildi, azınlık bir güç tarafından çoğunluk haline getirildi. Bir hükümet, hükümet edemez hale getiriliyor bu aslında darbenin tanımlarından bir tanesi. Bunu eğer kelepçe ile yaparsanız bu darbenin ta kendisi. Eğer bunu korku imparatorluğu, şantaj ve baskı ile kanırta kanırta yaparsanız, bunun adı da darbedir. Milletin şuurunda ipe yürüyen bir Başbakanın son bakışı vardır. O bakış aslında yakın dönem siyasetin ve siyasetçinin şuurunda saplanmış bir hançerdir. O korku refleksi vatandaşta da vardır. 'Darbe geliyor, askerin dipçiği geliyor' algısı. Bu korku mecliste ve millette çok yaygın bir biçimde vardı. Milletvekilleri, 'Refahyol'dan ayrılmazsak aynı şeyler bizim de başımıza gelecek' korkusunu çok ciddi biçimde hissetmişti." AK PARTİ DARBELERİ BİTİRDİ Çiller, tankların Sincan'da yürümesinin ardından Necmettin Erbakan ile aralarında geçen konuşmayı şöyle aktardı: "Sayın Erbakan'a tavsiyem, "Biz, Genelkurmay Başkanı'nı ve kuvvet komutanlarını derhal görevden almalıyız' şeklinde oldu. O da, 'Cumhurbaşkanı bunu imzalamaz' dedi. Ben de 'İmzalamasın ama tarih önünde bunu yapalım. Millete bunu anlatalım.' dedim. Sayın Erbakan, Meclis'ten seçim de çıkmayacağını belirterek, 'Bizi kapatırlar' dedi. Oysa zaten süreç başlamıştı. Ekonomi iyi gidiyordu yaklaşık yüzde 8 büyüme elde etmiştik, o yüzden Erbakan, 'Sen başbakan ol ben istifa edeyim' dedi. Oysa Refahyol Hükümeti devam etseydi bu bir hizmet kervanı olacaktı. Refah Partisi ile uyum içinde çalışıyorduk. En muhafazakar kesimden en büyük demokratik açılımlar çıkıyordu. Bu ne kadar büyük bir uzlaşmayı, ayrışmadan bütünleşmeyi getirecekti. Bütün bunları Türkiye bir darbe ile kaçırmıştır." Tansu Çiller, 28 Şubat'ın bir koalisyon olduğunu, bu koalisyonun, medya, STK, iş dünyası, siyaset ve askeri ayağının bulunduğunu ve Amerika'nın, PKK'nın kurucusu terörist elebaşı Abdullah Öcalan'ı Bülent Ecevit'e teslim etmesiyle dış ayağının da görüldüğünü dile getirdi. 28 Şubat sürecinin ardından ülkenin ekonomik anlamda ağır bedeller ödediğine vurgu yapan Çiller, "28 Şubat'ın ardından batan bankalar, Türkiye'yi büyük krize soktu. Bu krizin maliyeti 291 milyar dolar. Bunları, gençlerimiz darbelerin maliyetini anlasın diye anlatıyorum. Bugün gençliğin en önemli sorunu işsizlik. Bu 291 milyar dolar ile gençlerimizin işsizlik sorununu çok büyük ölçüde çözebilirdik. Mağdur edenler ve mağdur olanlar hepimiz aynı platformda buluşup, demokrasinin evrensel değerleri üzerinde anlaşabilirsek, ülkemizi sadece muasır medeniyetler seviyesine çıkaramayız aynı zamanda bu ülkeyi büyük bir aşamadan geçiririz. Nihayet millet ne yaptı? Bizleri tasfiye etti ve AK Parti iktidarına şans verdi ve onlar da darbeleri bitirdiler. Vesayet dönemini bitirdiler. Şimdi bize düşen yine demokrasinin yüksek platformunda birleşmek burada, herkese yer var. Darbeleri, vesayet dönemini bitirdik ama henüz birleşmedik, topyekun birleşmeyi yine burada yapabiliriz. Çünkü hepimiz için tek bir Türkiye var." değerlendirmesinde bulundu.

3 yıl önce

CHP Denizli milletvekili Teoman Sancar, partisinden istifa ettiğini açıkladı

Teoman Sancar’ın, Muharrem İnce’nin kuracağı partiye geçeceği tahmin ediliyor. CHP Denizli İl Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu da Sancar'ın istifasını doğrulayıp, "Kendisi beni telefonla arayıp, partiden istifa ettiğini bildirdi" dedi.

3 yıl önce

CHP’den istifa eden milletvekili Teoman Sancar: Bana komplo kuruldu!

Dün sosyal medya hesabından "Cumhuriyet Halk Partisi üyeliğinden istifa ettiğimi kamuoyunun bilgisine saygılarımla sunarım." paylaşımında bulunan ve istifa gerekçesini açıklamayan Denizli Milletvekili Teoman Sancar'dan yeni bir açıklama geldi. İstifası sonrasında 'eşcinsel olduğu için istifaya zorlandı' şeklinde iddialar ortaya atılan Sancar, kendisine komplo kurulduğunu söyledi. "KOMPLO VAR, BU KOMPLOYU BOZACAK OLAN DA BENİM…"  Şifre Haber Genel Yayın Yönetmeni Bülent Öztürk’e açıklamada bulunan Sancar, "Komplo var, bu komployu bozacak olan da benim…" dedi. Tecavüz, İstanbul - Bodrum - Kuşadası üçgeni yolsuzluk iddiaları ve eşcinsellik iddialarının hepsini duyduğunu kaydeden Sancar, "Danışmanımın adını, ahlaksızca ve adi bir şekilde karıştırıyorlar, iftira atıyorlar…" ifadesini kullandı. Sancar, açıklamasında şunları söyledi: "Ne oldu da Melih Gökçek çıktı bu işlerin içinden, kendini ortaya attı… Bunu insanlar biraz düşünmeli. Evet, Kaset var diye, baskı oluşturuldu… Gerekli yerlere şikayetimi yaptım… Her türlü iftiraya, ayrı ayrı belgeleriyle cevap vereceğim… Komplo var, bu komployu bozacak olan da benim… Bir kaset falan ortaya çıkarsa, çıktığında da tüm bu ahlaksızca saldırılara karşı, en kısa zaman içinde öyle yazılı açıklama yaparak da değil, medyanın karşısına çıkıp tek tek cevap vereceğim." BİR KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Öte yandan, Milletvekili Teoman Sancar’ın şikayeti üzerine Denizli polisinin, operasyon için düğmeye bastığı, şantaj çetesinin önemli bir isminin yakalandığı, diğer üyelerine yönelik de ciddi bir operasyonel sürecin de yürütüldüğü gelen bilgiler arasında.

3 yıl önce

CHP milletvekilleri kaymakamı hedef gösterip toplum sağlığını hiçe saydılar

CHP milletvekilleri Engin Özkoç ve Ali Mahir Başarır, 3 Ay önce Zonguldak'ta vakaların zirveye çıktığı dönemde Kdz. Ereğli’de kaymakam tarafından yapılan denetimi bugünmüş gibi servis ederek kaymakam İsmail Çorumluoğlu’nu hedef gösterip, toplum sağlığını hiçe saydılar.

3 yıl önce

AK Parti Kadın Kolları Başkanlığına Düzce Milletvekili Ayşe Keşir aday gösterildi

Kandemir, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti: "8 Mart Pazartesi günü gerçekleştireceğimiz 6. Olağan Genel Merkez Kadın Kolları Kongremizde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tensipleriyle Düzce Milletvekilimiz Ayşe Keşir Hanım adayımız olarak belirlenmiştir. Görevi devredecek olan Genel Merkez Kadın Kolları Başkanımız, Ankara Milletvekilimiz Lütfiye Selva Çam Hanım'a bugüne kadar göstermiş olduğu emek ve gayretleri için teşekkür ediyorum. Partimize hayırlı olsun."

3 yıl önce

Naif Analiz - Ali Naif Çakar | Bir Anne, Bir Evlat ve Bir Millet  

"Rabb'im cennetiyle cemaliyle müşerref kılsın bizleri. Sevgili Habibi'nin Livaü'l hamd ismiyle müsemma sancağı altında toplanmayı nasip eylesin. Servet Annemiz, şu anda bu millete, bu memlekete, bu vatana hizmet eden bir evladı da yetiştirmiş olmanın bahtiyarlığı, mutluluğu içerisinde. Ben böyle inanıyorum. Zira sevgili Peygamberimizin hadis-i şerifinde de buyurduğu gibi insanlar ölür, ondan sonra hayırlı bir evlat, yaptığı bu dünyadaki hizmetler onun için hep kalıcıdır ve bu hizmetler devam ettiği sürece de onlarla hayırla yad edilirler, anılırlar. Şimdi Servet Annemiz de hem böyle bir evlat, evlatlar yetiştirmiş olmanın inanıyorum ki bahtiyarlığı, güzelliği içinde Hakk'a yürüdü, yürüyor. Hep birlikte şu anda onun cenaze namazında biz de diyoruz ki ya Rab bizleri sevgili Habibinin Livaü'l hamd ismiyle müsemma sancağı altında buluştur, bir araya getir.".

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 54 55