27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

Kısa çalışma ve işsizlik ödemeleri 5 Temmuz'da yatırılacak

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, mayıs ayına ilişkin kısa çalışma ve işsizlik ödeneği ödemeleriyle ilgili açıklama yaptı. Ödemelerin banka hesaplarına yatırılacağını, IBAN bilgileri bulunmayan veya hatalı olan vatandaşlara da PTT üzerinden ödeme yapılacağını anlatan Bakan Bilgin, "Haziran ayına ilişkin Kısa Çalışma ve İşsizlik Ödeneği ödemelerini 5 Temmuz'da yapıyoruz" dedi. 

2 yıl önce

Mahir Ünal: 'Kayıp silahların gündeme getirilmesi 15 Temmuz'u itibarsızlaştıran argümanları içeriyor'

AK Parti'li Ünal, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 5'inci yıl dönümünde, açıklamada bulundu. Ünal, 15 Temmuz'u siyasi tartışmanın malzemesi yapmanın son derece yanlış olduğunu söyleyerek, "Çünkü; o geceyi bu Meclis'te CHP'lisi, MHP'lisi, AK Partilisi birlikte yaşadı. 15 Temmuz'da bir millet mutabakatı oluştu. Bu millet mutabakatı aslında 7 Ağustos Yenikapı mitinginde de mevcuttu. O millet mutabakatının içerisinde CHP de vardı. Ama 7 Ağustos'tan sonra ne oldu bilmiyoruz. CHP, 15 Temmuz'a 'kontrollü darbe', 'tiyatro' demeyi seçti. Bu gecede millet çıplak elleriyle, istiklaline, devletine, geleceğine sahip çıktı" dedi. 'İYİ NİYETLİ AÇIKLAMALAR DEĞİL' Ünal, devletin hukuk temelinde verdiği kararların siyaset malzemesi yapılmasının yanlış olduğunu belirterek, "15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde CHP'nin, CHP'nin yandaş medyasının hem KHK'lıları gündeme getirmesi, hem kayıp silahlar konusunu gündeme getirmesi, bunun da 15 Temmuz'un yıl dönümüne denk gelmesi, 15 Temmuz'la ilgili millet nezdinde ve uluslararası alanda oluşmuş olan meşruiyeti yaralayan, itibarsızlaştıran argümanlar maalesef içeriyor. Kayıp silahlar iddiası daha önce FETÖ'cü hesaplar tarafından ortaya atıldı. Türkiye'de de hemen bazı hesaplar bunu alıp kullanmaya ve yaymaya başladılar. Bunları iyi niyetli açıklamalar olarak görmek mümkün değil" diye konuştu. 'BİRİLERİNİN GERÇEĞİ UNUTMAMASI GEREKİYOR' Ünal, 15 Temmuz sonrası her türlü hukuki yolun, OHAL İzleme Komisyonu'na varıncaya kadar kurulduğunu, hukuk devletlerinde olması gereken bütün mekanizmaların oluşturulduğunu bildirdi. Mağduriyetlerin oluşmaması için her türlü hassasiyetin gösterildiğini vurgulayan Ünal, "OHAL İzleme Komisyonu'na yüz binin üzerinde başvuru oldu. Bu başvuruların birçoğunun, yaklaşık 50 binin üzerinde başvurunun tek bir kalemden çıktığı, sadece altındaki imzaların değiştirildiği açık bir şekilde ortaya çıktı. OHAL İzleme Komisyonu bütün bu başvuruları en ince detaylarına kadar inceledi. Herhangi bir mağduriyet oluşmuşsa, bunların geri dönüşlerine ilişkin hukuki alt yapıyı oluşturdu. O yüzden burada birilerinin Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu gerçeğini unutmaması gerekiyor" ifadelerini kullandı. 'BUNUN ADI MUHALEFET MİDİR?' CHP'nin, özellikle yargılama süreçlerinin bitmesi ve Türkiye'deki iç hukuk yollarının kapanmasından sonra, bu davaların Avrupa İnsan hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşınmasını amaçladığına işaret eden Ünal, "Yani AİHM'de görülecek davalara ilişkin, Türkiye aleyhine oluşturulmak istenen bir altlık var. İkincisi, o dönem Kemal Kılıçdaroğlu mahkemelerle ilgili çok kötü açıklamalar yaptı. Türkiye'deki yargılamanın gayri meşru olduğunu, o gece suçüstü yakalanmış darbecilerin yargılandığı mahkemeleri bile gayri meşru ilan etti. Savcıları 'satılmış savcılar, satılmış hakimler' ifadeleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargı sistemini tartışmaya açtı. Bütün bu söylemler aslında Türkiye'nin uluslararası alanda yalnızlaştırılması, tecrit edilmesi, Türkiye'deki hukuk sisteminin meşruiyetinin yara görmesine zemin hazırladı. Bu çalışmalarıyla da AİHM'e dönük bir altlık oluşturmayı amaçladılar. Peki bunun adı muhalefet midir? Muhalefet, 'Türkiye'de mal ve can güvenliği yok' diyerek, aslında uluslararası alanda Türkiye'ye karşı uygulanan tecrit, Türkiye'nin tam bağımsızlık mücadelesine karşı uygulanan o tecrit politikasının bir aparatı ve parçası haline geldi" dedi.

2 yıl önce

Erol Olçok o gece vatandaşları 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne yönlendirerek darbeci hainlerin durdurulmasında önemli bir rol oynadı

15 Temmuz darbe girişiminde 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip Olçok ile birlikte 15 Temmuz Şehitler Köprüsü üzerinde şehit olan Erol Olçok, diriliş destanının sembol isimlerinden biri oldu. AK Parti'nin akıllara kazınan reklam filmlerinde imzası bulunan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Yol Arkadaşım' diye bahsettiği Olçok, o gece Altunizade'deki evinde bulunuyordu. Darbe girişimini haberini alan Olçok, kendisiyle köprüye gitmek isteyen oğluna "Evde kal." demesine rağmen, "Ben de geleceğim" şeklindeki ısrarlarına dayanamadı. VATANDAŞLARI KÖPRÜYE YÖNLENDİRDİ Oğluyla Recep Tayyip Erdoğan'ın Kısıklı'daki evinin önüne giden Olçok, vatandaşları, darbecilerin yoğun olarak toplandığı köprüye yönlendirdi. Kısıklı'dan 15 Temmuz Şehitler köprüsü'ne giden Olçok ile oğlu, darbeci askerlerin açtığı ateşle vuruldu. ERDOĞAN ANLATIRKEN HIÇKIRIKLARA BOĞULDU Orada hayatlarını kaybeden Olçok ile oğlunun cenazeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gözyaşlarıyla Karacaahmet Mezarlığı'na yan yana defnedildi. "NİCE DÜĞÜMLERİ BERABER ÇÖZDÜK" Öte yandan Erol Olçok isimli kitapta da Olçok ile dostuğundan bahseden Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: "Çeyrek asırlık arkadaşlığımın, dostluğumun, kardeşliğimin olduğu Erol Olçok'u ve oğlu Abdullah Tayyip'i bir kez daha rahmetle, hasretle, sevgiyle yâd ediyorum. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Erol'un verdiği tepki, gösterdiği önderlik, sergilediği cesaret ve yiğitlik, tam da onu yansıtan, onu ifade eden bir tarzda olmuştur. 1993'ten beri hiç ayrılmadık, hep beraber yol yürüdük; nice zaferleri beraber tattık, nice sancıları beraber çektik, nice krizleri beraber göğüsledik, nice düğümleri beraber çözdük." Erdoğan darbe girişimi sonrası yaşananları ise şöyle anlattı: "Darbe girişiminin duyulduğu andan şehadetine kadar geçen hadiselerin ayrıntılarını öğrendiğimde, bir yandan gözyaşlarıma engel olamazken, diğer yandan da iç dünyamda 'Evet, bu bizim Erol' diyordum. Erol'un hesapsızlığının, hasbiliğinin, inandığı doğrular söz konusu olduğunda yapabileceği fedakârlıklarda sınır bulunmadığının en güzel ispatı, 15 Temmuz gecesi mücadeleye, canından öte tuttuğu, gözünün nuru oğluyla birlikte çıkmış olmasıdır. Abdullah Tayyip de, o gece darbeci hainlerin karşısına cesaretle dikilirken, babasının oğlu olduğunu ispatlamıştır."

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 15 Temmuz yazısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin 5. yılında Yeni Şafak Gazetesi'ne özel kaleme aldığı yazı: Ülkemiz 15 Temmuz 2016'da darbe görünümlü bir işgal girişimine maruz kaldı. Esasında bu darbe teşebbüsü, FETÖ'nün devleti ve hükümeti ele geçirmek için türlü kumpaslarla milli iradeyi hedef alan saldırı zincirinin en kalleş halkasıydı. Devletimizin mücadelesi ve milletimizin desteğiyle hain planları defalarca bozulan FETÖ, 15 Temmuz 2016'da son çare olarak darbe girişimine başvurdu. Milletin, namuslarına emanet ettiği silahı, tankı, uçağı millete doğrultan FETÖ'cüler, o gece karşılarında bir kez daha halkımızı, güvenlik güçlerimizi ve tüm kurumlarıyla devletimizi buldu. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla tam bir seferberlik ruhu içinde omuz omuza kahramanca mücadele eden aziz milletimiz, 251 evladını şehit verme pahasına büyük bir zafere imza attı. Darbe ve işgal girişimini püskürttüğümüz bu şanlı zafer, aynı zamanda tüm dünyaya bağımsızlığımızı, milli iradenin hâkimiyetini ve demokrasinin haysiyetini korumak için neler yapabileceğimizi gösteren çok önemli bir ders ve mesaj oldu. Hainlere karşı iman dolu göğsünü siper eden vatandaşlarımızın kahramanlıklarını anlatacak her cümle, her yazı, her hitap eksik kalır. Çünkü milletimizin 15 Temmuz'da yazdığı destan, sadece bir darbe teşebbüsünü bastırma hikâyesi değildir. O gece milletimizin vatanı, bayrağı, istikbâli ve istiklâli için 1071'de Malazgirt'teki, 1453'te İstanbul'un Fethi'ndeki, 1915'te Çanakkale'deki iradesi tekrar tecelli etmiştir. Ölümü öldürenler, gerektiğinde çıplak elleriyle tanklara meydan okuyanlar var olduğu sürece, Allah'ın izniyle ezanımız susmayacak, bayrağımız inmeyecek, istiklalimize ve istikbalimize kastedenler hedeflerine ulaşamayacaktır. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle, "Türkiye geçilmez" diyerek 15 Temmuz 2016'daki terör saldırısına karşı koyarken şehit olan kardeşlerimi bir kez daha rahmetle yâd ediyor, gazilikle şereflenen vatandaşlarıma sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum. O gece derin bir basiretle vatanına, bayrağına ve iradesine canı pahasına sahip çıkan milletimin her bir ferdini saygıyla selamlıyorum. Recep Tayyip ERDOĞAN Türkiye Cumhurbaşkanı

2 yıl önce

FETÖ'cülerin hazırladığı 15 Temmuz’u karartma belgeselinde Kılıçdaroğlu ve Baykal’a kumpas detayı

Yurt dışında firari olarak yaşayan FETÖ'cü hainler, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili bir propaganda belgeseli hazırladı. Darbe girişiminin 'tiyatro' ilan edildiği, cuntacılara direnen halkın ise 'vahşi topluluk' olarak gösterildiği belgeselde FETÖ'nün medya ayağının önde gelen isimlerinden; Bülent Korucu, Cevheri Güven, Tarık Toros, Levent Kenez, Adem Yavuz Arslan ve Sevinç Özarslan'ın konuşmaları yer aldı. Kılıçdaroğlu belgesele konuşmuş gibi yayınlandı Bir diğer FETÖ üyesi Bedrettin Uğur'un hazırladığı belgeselde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz’dan bir yıl sonra başlattığı Adalet Yürüyüşü sürecinde verdiği röportajdan bir kesit de yer alıyor. Kılıçdaroğlu belgesele konuşmuş gibi kurgulanan bölümde, CHP lideri şunları söylüyor: “Erdoğan’ın bir kariyeri yok ki. Diktatörlerin kariyeri mi olur? Darbecilerin kariyeri mi olur? 20 Temmuz’da sivil darbe yaptılar. Şu anda Türkiye bir darbe süreci içinde.” Kaset kumpasçısı Güven ile Kılıçdaroğlu ‘tiyatro’da buluştu 15 Temmuz’u karartma belgeselinde firari FETÖ’cülerden Cevheri Güven’in sözleri dikkat çekiyor. 15 Temmuz’un hükümet tarafından kurgulandığını söyleyen Güven devamında Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘kontrollü darbe’ teziyle örtüşen ifadeler kullanıyor. Cevheri Güven, Deniz Baykal’ı kurulan kaset kumpasının medya ayağını yöneten isim olarak biliniyor. Deniz Baykal’ın görüntülerini yayınlayan Habervaktim.com sitesinin sahibi Yener Dönmez, kaset kumpası davasında verdiği ifadede Cevheri Güven’in ismini vermişti. Dönmez ifadesinde görüntülerin kendilerine Cevheri Güven tarafından ulaştırıldığını ve kendisini ile sabaha kadar birkaç kez görüştüklerini itiraf etmişti. Cevheri Güven 3 Kasım 2015’te Nokta dergisinin kapak haberi nedeniyle ‘Halkı Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı bir isyana tahrik’ suçlamasıyla tutuklandı. 29 Kasım 2015’te tahliye olan Güven ardından Türkiye’den firar etti. FETÖ’nün sözcüsü Norveçli Lorentzen ve Henri Barkey bağlantısı FETÖ’cülerin belgeseline konuşan Jorgen Lorentzen ismi dikkat çekiyor. Norveçli gazeteci ve film yönetmeni Lorantzen, Türk yapımcı Nefise Özkal Lorantzen ile evli. Firari FETÖ’cülerin yayın organlarında sık sık demeçleri yayınlanan Jorgen Lorantzen, Pensilvanya’daki terörist Fetullah Gülen’in 15 Temmuz’un arkasında olmadığını savunuyor. Bu doğrultuda sık sık demeçler veren Lorentzen 15 Temmuz akşamı Türkiye’de olduğunu açıklamıştı. Lorentzen çifti 2019 yılında FETÖ’nün tezlerini destekleyen bir de belgesel yayınladı. Norveç’in başkenti Oslo’da gösterimi yapılan belgeseli salonda izleyen isimler arasında eski CIA danışmanı Henri Barkey de vardı. Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Osman Kavala ve yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey hakkında hazırlanan iddianamede, Barkey'in 15 Temmuz darbe girişiminde rol aldığı belirtilmişti. 15 Temmuz’dan önce sık sık Türkiye’ye gelen Barkey’in 3 Temmuz 2016'da Türkiye'den çıktığı ve 15 Temmuz 2016 günü sabah saatlerinde darbe girişimini takip etmek amacıyla Türkiye'ye tekrar giriş yaptığı da iddianamede yer almıştı.

2 yıl önce

15 Temmuz’un sembol ismi Turgut Aslan’a büyük saygısızlık: Konuşma yaparken CHP’li Meclis üyeleri salonu terk etti

Türkiye, 15 Temmuz 2016’da, FETÖ kanlı darbesi ile karşı karşıya kaldı. Asker ve polis kıyafetli hainler darbe yaparak, ülke yönetimini ele geçirmek istedi. Ancak 251 şehit ve 2 bin 734 kişi yaralanarak darbe girişimini bastırdı. HAİNLER TEM MÜDÜRÜ TURGUT ASLAN’I BAŞINDAN VURDULAR! FETÖ’cü hainler, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanı Turgut Aslan’ı darbe girişimi gecesi Jandarma Genel Komutanlığı’nda rehin alınarak, başından vurdu. Öldü diye bırakılan Aslan’ın korumasıysa başından vurularak şehit edildi. Geçirdiği operasyonlarla hayata tutunan Aslan, 103 gün sonra komadan çıktı, beş ay sonra tam olarak gözlerini açabildi. Aslan, daha sonra yaptığı açıklamasında “15 Temmuz için FETÖ’nün ihanetine kanıt aranıyorsa kanıt benim” ifadelerini kullanmıştı. Aslan’a 15 Temmuz’da milli irade ve demokrasiyi savunmak için gösterdiği kahramanca mücadeleden ötürü Devlet Övünç Madalyası verildi. SEMBOL İSİM TURGUT ASLAN’A ANKARA’DA BÜYÜK SAYGISIZLIK! superhaber.tv’nin haberine göre; Gazi Turgut Aslan, 15 Temmuz darbe girişiminin 5. yıl dönümü kapsamında Gölbaşı Belediye Meclis toplantısına katıldı. CHP'li Meclis üyelerinin Turgut Aslan'ın konuşması sırasında Gölbaşı Belediye Meclis Salonu'na girmediği öğrenildi. AK Parti Gölbaşı Belediye Meclisi Grup Başkanvekili ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Osman Karaaslan, CHP'li Meclis üyelerini kınadı. Osman Karaaslan, Turgut Aslan'ın Gölbaşı Belediye Meclisi'ne yapacağı konuşma öncesinde CHP'li üyelerin salonu terk ettiğini söyledi. Karaaslan, sosyal medyadan yaptığı açıklamada "Gölbaşı Belediye Meclisimizde konuk ettiğimiz 15 Temmuz gecesi kahramanlarımızdan Sayın Turgut Aslan'ı protesto ederek Meclis Salonuna girmeyen CHP'li meclis üyelerini kınıyorum. Darbeyi TV'den izleyen CHP Genel Başkanının partisinin meclis üyelerine yakışan da meclise girmemekti" dedi.

2 yıl önce

Türkiye'nin 23 Temmuz koronavirüs tablosu açıklandı: Vaka sayısı yükselişte

Sağlık Bakanlığı, 23 Temmuz corona virüs tablosunu paylaştı. Tabloya göre  son 24 saatte 219 bin 528 Kovid-19 testi yapıldı, 11 bin 94 kişinin testi pozitif çıktı, 60 kişi hayatını kaybetti.  BAKAN KOCA'DAN TEDBİR ÇAĞRISI Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda tedbir çağrısı yaparak, "Yarın bugünden daha iyi olsun istiyorsanız tedbirlere uyun. Aşınızı olun. Verilen emekler milletçe hepimizin emeğidir" ifadelerini kullandı. 22 TEMMUZ KORONAVİRÜS TABLOSU Sağlık Bakanlığı, 22 Temmuz corona virüs tablosundaki test sayısını 214 bin 196 olarak açıklarken, 9 bin 586 vaka tespit edildiğini bildirmişti. Koronavirüsten 52 kişi hayatını kaybetmiş, iyileşen sayısı ise 5 bin 093 olarak açıklanmıştı.

2 yıl önce

İBB, 1 Temmuz’a kadar Hamidiye su diye kuyu suyu satmış

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) vatandaşlara 'kaynak suyu' adı altında kuyu suyu sattıklarını kabul etti. Hamidiye A.Ş.'nin Şile'de ormanlık alandaki bir kuyudan su çıkaran taşeron firmayla 12 ay boyunca çalıştığını duyuran İBB, bu şirketle sözleşmenin 1 Temmuz 2021 tarihi itibariyle sona erdiğini bildirdi. Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İBB'nin skandala ilişkin açıklamasında "Hamidiye A.Ş., bu tarihten sonra bahsi geçen firmadan su satın almamıştır" ifadesi kullanıldı. Orman yangınları sonrası jandarma ekipleri Şile'deki ağaçlık araziyi kontrol ederken Ulupelit mevkiinde su varilleri ve borular olduğunu fark etmiş, daha sonra bu boruların 'kaynak suyu dolum fabrikası'na gittiğini tespit etmişti. Kaçak açıldığı belirlenen kuyudan çıkarılan su İBB'ye ait Hamidiye A.Ş.'ye satılıyordu. Şile'deki su dolum tesisinin 31 Mart seçimlerinde CHP'den Eyüpsultan Belediye Başkan adayı olan Emel Bilenoğlu'nun eşi Cafer Bilenoğlu ile ortağı Murat Tükenmez'e ait olduğu ortaya çıkmıştı. Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ekipleri, yaptıkları incelemede, kuyu suyunun arıtılarak kullanıldığını, firmanın yapı ve arıtma düzeneğinin de ruhsatsız olduğunu tespit etmişti. Skandalın duyulması sonrası olay yerine intikal eden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri tesisteki damacanalardan örnekler almış ve kaçak işletme hakkında soruşturma başlatmıştı. Su dolum tesisinin 2 yıl kadar önce faaliyete başladığı ve suyun İBB'ye ait Hamidiye Su markasıyla vatandaşlara satıldığı ortaya çıkmıştı. Tesisin faaliyetlerine son verilirken konuya ilişkin açıklamasında İBB, bahsi geçen firmanın doğal kaynaklardan su aldığı, fakat suyu yetmeyince kuyu sularını da kullanmaya başladığı mazeretine sığındı. İBB, yandaş firmanın arkasında durarak 'tesisteki üretim faaliyetlerinin Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Valiliği tarafından periyodik olarak denetlendiğini' de ileri sürdü.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 12 13