04 Mayıs Cumartesi 2024
3 yıl önce

Koç Holding Montrö bilidirisinin neresinde?

Bildirinin hedefin Montrö ve irtica bahanesiyle Kanal İstanbul üzerinden yeni bir karşıtlık oluşturmak olduğuna vurgu yapan Övür, durumun Koç Holding ile ilgisine de değindi. Bildiriye imza atan Ramazan Cem Gürdeniz, Kadir Sağdıç ve Hakan Eraydın'ın da aralarında bulunduğu 8 amiralin ortak noktasının Koç Vakfı Denizcilik Forumu üyesi olmalarının tesadüf olmadığını kaydeden Övür, "Mavi Vatan konusunda hassas olduğunu söyleyen amiraller, nasıl oluyor da Mavi Vatan'a en çok sahip çıkan, içeriden ve dışarıdan saldırılar karşısında dik duran siyasi iktidara parmak sallıyor?" dedi. Yazısında imzacı amiraller arasında olan Bülent Bostanoğlu'na da değinen Övür, "Ama en acı olanı, 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü darbecilerden kaçıp Ataköy Karakolu'na sığınan o günün Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu'nun imzacılar arasında yer alması." ifadesini kullandı.

3 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: "Türkiye Montrö Anlaşmasını harfiyen uyguluyor. Bundan ne Rusya'nın ne başkasının bir endişesinin olmaması lazım"

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias bugün Ankara'da temaslarda bulunacak. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Dendias, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile TSİ 15.00'te bir araya gelecek. Dendias ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TSİ 18.30'da ortak basın toplantısı düzenleyecek. Mevlüt Çavuşoğlu NTV'de yer alan röportajında bugün gerçekleşecek bu önemli görüşme ve Doğu Akdeniz, Kıbrıs konusu, Libya ve Yunanistan anlaşması, Karadeniz ve Mısır'la diplomatik ilişkilerin durumu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. MISIR'LA 8 YIL SONRA BAŞLAYAN TEMAS Mevlüt Çavuşoğlu Mısır'la devam eden diplomatik ilişkilerin durumu konusunda şunları söyledi: "Süveyş Kanalı kazasından sonra onları arayıp kurtarma gemimiz olduğunu söyleyip teklifte bulunduk. kendisi ihtiyaç olunca döneceğini söyledi ve Ramazan'dan sonra arayıp teşekkür etti ve Ramazanımızı kutladı. Şartlar olgunlaştı, görüşmeler sürebilir. İnşallah ilişkilerimizi istediğimiz düzeye getirebiliriz. Her zaman Mısır halkının bizim kardeşimiz olduğunu söyledik. Umarım ilişkiler daha iyi noktaya gelir. Mayıs ayında bir heyet Türkiye'den Mısır'a gidecek." DENDİAS GÖRÜŞMESİ Çavuşoğlu bugün gerçekleşecek kritik Dendias görüşmesiyle ilgili olarak da şu ifadeler kullandı: “Yunanistan ile 5 yıldır var olan mekanizmaları işletemedik. Siyasi istişareleri gerçekleştiremedik. Bunları Yunanistan’ın olumsuz yaklaşımı sebebiyle gerçekleştiremedik. İstikşafi görüşmelere ara verilmişti. Daha sonra Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan politika sonrası ilişkiler gerildi. Devreye AB ve farklı ülkeler girdi. Biz Yunanistan ile masaya oturmaya hazırız. Yunanistan'la görüşmeye hazırız ancak görüşülecek konuların tek seferde hallolmayabileceğini de biliyoruz. Amacımız bir politik zemin oluşturmak ve süreç içinde sorunlarımızı çözmek için adımlar atmak. Şimdi Dendias Türkiye'ye geliyor, bu görüşme dün gerçekleşecekti ancak kendisinden bugün gelmesini bizzat rica ettim; devam eden NATO toplantıları yüzünden Brüksel'e gitmek zorunda kalmıştım. Kendisini Ankara'da ağırlayacak olmaktan mutluluk duyuyoruz. İki ülke arasında yaşanan Ege, Kıbrıs, Doğu Akdeniz gibi meseleleri samimi bir ortamda konuşacağız. Bu diyaloğu devam ettirmek önemli. Bizim Yunanistan ile sorunlarımız çözmek için ne AB'ye ne de herhangi bir üçüncü bir ülkeye ihtiyacımız var. Biz meseleleri kendi aramızda halledebiliriz. Doğu Akdeniz konferans teklifimiz de bu amaçla yapılmış bir tekliftir. Bizim iki komşu olarak diyaloğu devam ettirmemiz çok önemli. Ege'de ve Doğu Akdeniz'de çözemediğimiz konuları diyalog yoluyla halletmemiz önemli. Libya'yla deniz yetki anlaşması: Her ülke birbiriyle görüşebilir, bizim konferans çağrımızın amacı da buydu zaten. Libya Türkiye'yle anlaşmalara sadık olduğunu açıkladı son ziyarette. Bu durum zaten Türkiye'nin yararına ve Libya'nın çıkarınadır. Elbette sadece Doğu Akdeniz'de değil Malta ve Libya arasında da anlaşmalar var. Libya elbette herkesle bu konuları görüşebilir ancak bizim anlaşmamız yürürlüğe girmiş bir anlaşma. Bu konuda risk görmüyoruz. Tatbikatlar konusu: Türkiye'de tatbikatlar farklı yorumlanabiliyor. Herkes tatbikat yapabilir. ABD aynı anda hem bizimle hem de Yunanistan'la tatbikat yapıyor. Her tatbikatın amacı farklıdır. Rusya ve Mısır da tatbikat yapıyor. bunlardan rahatsız olmamak lazım, bu sembolik bir iş birliğidir. Ancak silahlanma farklı. ABD dengeli bir ilişki gözetti bu güne kadar, ABD'ye bu tutumunu sürdürmesi gerektiğini Blinken'e söyledik. Bazen oradaki Rum lobisi farklı açıklamalara sebep olabiliyor ama tutarlılık önemli." ABD İLE İLİŞKİLER "Türkiye o Türkiye değil" Biden-Erdoğan görüşmesi olacak mı sorusu üzerine Çavuşoğlu "Planladıklarını söylediler. Biz de ne zaman diye her gün sormuyoruz. Bizi neden aramadınız diye komplekse girecek bir ülke değil. Türkiye artık öyle bir ülke değil. Hele hele liderimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan öyle bir lider değil." dedi. ABD-Rusya-Ukrayna üçgeninde yaşanan kriz ve Karadeniz'de yaşananlarla ilgili olarak da Çavuşoğlu: "Karadeniz ile ilgili anlaşmazlıklar var. Karadeniz bir barış denizine dönüştürülebilir. Hem Rusya hem Ukrayna ile çok iyi ilişkilerimiz var. Biz samimi bir politika yönetiyoruz. Burada diplomasi yoluyla adımlar atılırsa katkı sağlamaya hazırız. Sayın Cumhurbaşkanımız Putin ve Zelenski ile görüştü. Samimi düşüncelerimizi aktardı. Eğer gemiler bugün geçmişse bildirim süreci tekrar başlar. Kıyıdaş olmayan ülkeler 15 kıyıdaş ülkeler 8 gün önce haber vermesi gerekiyor. ABD bize ulaşarak geçişlerin iptal edildiğini bildirdi." ifadesini kullandı. Çavuşoğlu "Elbette Karadeniz'in bir barış denizi olmasını istiyoruz. Tüm kıyıdaş ülkelerin bir araya gelerek deniz yetki alanlarını belirlenmesi konusunda vardığı bir mutabakat var. İstenilirse Karadeniz barış denizine dönüştürülebilir. Biz bunu savunuyoruz. Halihazırda Ukrayna - Rusya gerginliği buna engel oluyor" dedi. Dışişleri Bakanı "Bizim Türkiye olarak hem Rusya hem de Ukrayna ile ilişkilerimiz gayet iyi. Biz sorunların barışçıl yoldan çözülmesi için iki ülkeye de aynı telkinlerde bulunuyoruz. Türkiye'nin tavrı bellidir. Biz yumuşamadan memnunuz. Eğer diplomasi olarak adımlar atılırsa memnun oluruz" diyen Çavuşoğlu, "ABD gemileri bugün boğazdan geçmezse 15 günlük bildirim süresi yeniden başlar. Kıyıdaş olmayan ülkeler 15 gün önceden bildirmesi gerekiyor. ABD bize dün sözlü olarak geçişleri iptal ettiğini söyledi. Henüz yazılı bir nota gelmedi." şeklinde konuştu. ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile yaptığı telefon ve yüzyüze görüşmeler üzerine de Çavuşoğlu "S-400, FETÖ, ABD'nin terör örgütlerine verdiği destekleri konuştuk. Yol haritası üzerinden ilerlenmesi konusunda mutabıkız. Türkiye'nin görüşlerini belirten bir belgeyi ABD'ye verdik" diyen Çavuşoğlu, "ABD bu belge üzerine çalışıyor. İkili ilişkilerde bu diyalogların devam etmesi için Afganistan, Suriye ve bölgesel konularda ne düşünüyoruz ve neler yapabilir konularını konuştuk" ifadelerini kullandı. ABD'NİN MUHTEMEL 1915 KARARI Çavuşoğlu'nun gündeminde yaklaşan 24 Nisan öncesi ABD'den 1915 olaylarına ilişkin gelecek muhtemel bir açıklama da vardı. Dışişleri Bakanı, "ABD uluslararası hukuku dikkate alırsa (sözde Ermeni soykırımına dair) böyle bir karar vermez" diye konuştu. MONTRÖ TARTIŞMASI Çavuşoğlu Montrö Anlaşması konusunda son günlerde ortaya atılan tartışmalar konusunda da "Montrö harfiyen uygulanıyor. Hiçbir ülkenin bu durumdan rahatsız olmaması gerek." diyerek durumu özetledi. ABD'NİN AFGANİSTAN'DAN ÇEKİLMESİ Bakan Çavuşoğlu, ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilme süreci ile ilgili, "Afganistan'da kalıcı barışı ve istikrarı destekliyoruz" dedi. KIBRIS SORUNU Bakan Çavuşoğlu Cenevre'de gerçekleştirilen Kıbrıs toplantıları ile ilgili, "Sayın Akıncı ile birlikte hem BM'ye hem AB'ye sabah akşam federasyon meselesini söyledik. Daha önce mutabakata vardığımız konularda geri adım atıldı. Ancak Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis 'Ben bir şey paylaşmak istemiyorum' dedi" şeklinde konuşurken, "Rum tarafı sürekli geri adım atıyor. Artık görüşme yapmayacağız. Bu zaman kaybıdır. 20-30 sene daha müzakere etsek sonuç çıkmayacak. 53 sene müzakere ettik, sonuç çıkmadı. İmkansızı zorlamanın hiçbir anlamı yok" dedi.   İSRAİL İLE İLİŞKİLER Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İsrail ile ilişkiler ile ilgili olarak da "Bizim İsrail ile iyi olabilmemiz için, bizimle işbirliği yapması gerekiyor ve işgale son vermesi gerekiyor. Biz önceden Golan Tepeleri ile ilgili İsrail ile çalışıyorduk, sonra İsrail vazgeçti. İsrail politikalarını gözden geçirmezse ilişkilerimizde istikrar zor olur. Özel şirketlerimiz ticaretlerine devam ediyor, biz bunu engellemeyi doğru bulmuyoruz" ifadesini kullandı.

2 yıl önce

Montrö bildirisindeki amirallere TCK 316. maddeden ceza istendi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen ve kamuoyunda "Amiraller Bildirisi" olarak bilinen soruşturma tamamlandı. İddianame Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. 103 şüphelinin “Devletin Güvenliğine veya Anayasal Düzene Karşı Suç İşlemek için Anlaşma” suçundan cezalandırılmaları talep edildi. Bu kapsamda, 103 şüphelinin 5237 Türk Ceza Kanununun 316/1. Maddesi kapsamında "Devletin Güvenliğine veya Anayasal Düzene Karşı Suç İşlemek için Anlaşma" suçundan cezalandırılması talep edildi. Emekli amirallere 12'şer yıl hapis cezası isteniyor. Hakkında gözaltı tedbiri uygulananlarla birlikte bir kısım şüphelinin tüm dijital materyalleri incelendi, suça konu yazışmalar dijital inceleme raporlarıyla tespit edilerek iddianameye eklendi.

2 yıl önce

NATO Sözcüsü gibi konuştu! Kemal Kılıçdaroğlu: Türkiye, Montrö'ye sadık kalmalıdır

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Denizli’de Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK Temsilcileri Buluşması’na katıldı. Rusya'nın Donbas'a yönelik askeri operasyonunu değerlendiren Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin acilen toplanması gerektiğini dile getirdi. “TBMM’Yİ ACİLEN TOPLAYIN” Kılıçdaroğlu, “Avrupa’nın göbeğinde nükleer güce sahip olan devletin bir başka ülkeye bir şekliyle girmiş olması, dünyanın bunu sadece seyretmiş olması, hepimizin dikkatle izlemesi gereken bir tablodur. Güvenlik zirvesinden sonra TBMM’yi acilen toplayın.” dedi. “TÜRKİYE, MONTRÖ'YE SADIK KALMALIDIR” Türkiye’nin alacağı tavra yönelik de konuşan Kılıçdaroğlu, “Türkiye, güvenliği açısından Montrö'ye sadık kalmalıdır. Atılacak her bir yanlış adımın faturası bize ağır olur.” diye konuştu.

2 yıl önce

ABD Savunma Bakanlığı: Montrö’yü nasıl uygulayacağına Türkiye karar verecektir

ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, Rus kuvvetlerinin Ukrayna'nın başkenti Kiev'e yaklaşmaya çalıştığını ancak kuvvetlerin hala Kiev dışında olduğunu belirterek, kriz karşısında boğazların nasıl kontrol edileceği sorusuna, Montrö'nün nasıl uygulayacağına ilişkin kararı Türkiye'nin vereceğine dikkat çekti. ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısı hakkında ve yaşanan kriz sürecinde boğazların kontrolüne ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Kirby yaptığı açıklamada, kriz karşısında Boğazların nasıl kontrol edileceği sorusuna, Montrö'nün uygulanmasında Türkiye'nin karar sahibi olduğuna dikkat çekti. Kirby, "Montrö'yü nasıl uygulayacağına Türkiye karar verecektir. Bu onların konuşacağı bir meseledir, fakat Rusya'nın hala Karadeniz'e iniş yapan savaş gemilerinin olduğunu biliyoruz. Karadeniz hakkında konuşmak için son bir güncelleme veremeyeceğim fakat açıkça biliyoruz ki Rusya'nın fırsatını bulursa hala geri gelme yeteneği var" ifadelerini kullandı. ABD'nin, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmaları önlemek için her iki ülke arasında bir tür potansiyel seçenekler bulmaya çalıştığını belirten Kirby, Rusya'nın bununla ilgileneceğinden emin olmadığının altını çizdi. Kirby yaptığı açıklamada, ABD'nin Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge oluşturmayacağını kaydederek, "NATO'nun her karışını koruyacağız. Bu hava sahalarını da kapsıyor" dedi. "RUSYA KİEV'E YAKLAŞMAYA ÇALIŞIYOR" ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Kirby, Rus güçlerinin Ukrayna'nın başkenti Kiev'e yaklaşmaya çalıştığını, fakat şu anda Kiev'in dışında olduklarını belirtti. Kirby, "Rus kuvvetlerinin ilerlediğini veya Kiev'e karadan hareket edebilmek için yaklaşmaya çalıştıklarını açıkça görüyoruz. Hala kent merkezinin dışında olduklarını değerlendiriyoruz fakat bildiğimiz şey, açıkça Kiev ile ilgili niyetlerinin olduğu ve başkentte hareket etmeye devam etme isteklerinin olduğudur" ifadelerini kaydetti. Ukraynalıların Kiev çevresinde oldukça etkili bir şekilde direndiklerini aktaran Kirby, "Ukraynalılar Putin'in yapabilecekleri karşısında sert ve kararlı bir direnişle ülkeleri için savaşıyorlar. Rusların daha güneye hareket etmesini zorlaştırdılar" şeklinde konuştu.

2 yıl önce

Rusya-Ukrayna savaşı öncesinden itibaren diplomatik çabalarıyla öne çıkan Ankara, olası bütün senaryolara Montrö dahil 'milli çıkarlar' öncelikli hazırlık yaptı

Geçen ay dünya gündeminin ilk sıralarına çıkan Rusya-Ukrayna krizi, son 6 günde yaşanan gelişmelerle birlikte artık Ankara'da da 'savaş' olarak tanımlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından da kullanılan bu tanım, Ankara'nın üstlendiği diplomatik çabalarına ve geleceğe dair olası senaryolara karşı alacağı tedbirler ve atacağı adımlara yönelik işaretler de veriyor. Savaşın üzerinden bugün itibariyle geçen bir haftada yaşanan gelişmeler ile diplomasi ve güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiler, Türkiye'nin diplomatik çabaları yoğunlaştırmakla birlikte, olası senaryolara karşı da 'milli çıkarlar'ı esas alarak, Montrö Boğazlar Sözleşmesi dahil uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkilerini kullanacağı; yine uluslararası anlaşmalarla sahip olduğu NATO dahil tüm uluslararası kurumlar nezdinde çözüm odaklı çabalarını sürdüreceği yönünde. Ankara bu kapsamda, yıllardır dünyaya uyarıda bulunduğu 'mevcut uluslararası sistemin sorunlara çözüm üretemediği' gerçeğinin de artık anlaşılması gerektiğini, BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm uluslararası kurumların reformdan geçirilmesi talebini de muhataplarına iletiyor. 5 BAŞLIKTA ANKARA'NIN TUTUMU Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Türkiye'nin savaşın öncesinde ve son bir haftada ortaya koyduğu çabalar ile Ukrayna'da yaşanan gelişmeler ve ABD ile Avrupa tarafında atılan adımlar izlendiğinde, Ankara'nın tutumu 5 başlıkta özetlenebilir. 'SAVAŞ' NİTELEMESİ: Ankara, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısını 'uluslararası hukukun ihlali ve kabul edilemez' diye değerlendirdi, 'savaş' diye niteledi. Özellikle de, bu girişimin bölgenin huzur ve güvenliğine hizmet etmeyeceğini vurguladı. UKRAYNA'NIN BÜTÜNLÜĞÜ: Rusya ve Ukrayna dahil tüm muhataplara, Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edildiği 2014'ten bu yana "Ukrayna'nın siyasi egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunduğunu" bildirdi. Ankara, bu tavrını Ukrayna'da süren savaş için de koruyor. DİPLOMASİDEN UMUT KESİLMEDİ: Türkiye, aynı şekilde 2014'ten bu yana barışçıl çözüm için yürüttüğü çok yönlü diplomasiyi, savaş sırasında da sürdürüyor. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, hem Rusya ve Ukraynalı hem de Avrupalı mevkidaşlarıyla görüşme trafiği yürütmeye devam ediyor. Bu kapsamda Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında önkoşulsuz olarak başlatılan görüşmelerden memnun ve en kısa sürede ateşkesle sonuçlanması için gereken desteği vermeye hazır olduğunu taraflara iletti. TÜM SENARYOLAR MASADA: Ankara, bütün süreç boyunca 'işbirliğine dayalı iyi ilişkiler' ve 'savaşın çözüm olmadığı, aksine insani dramlar ürettiği'ne vurgu yaparak çözüm arayacak. Ancak savaşın uzaması veya şiddetlenmesi ya da genişlemesi durumu da dahil, bütün olası senaryolar değerlendirilerek, ülkenin çıkarı ve vatandaşların refahını koruma adına alıncak tedbirler ve atılacak adımlar belirlendi. Kaynaklar, ayrıntı vermeden, bu kapsamda birçok tedbirin alındığını, hazırlıkların tamamlandığını da belirtiyorlar. ÖNCELİK MİLLİ ÇIKARLAR: Ankara'nın bütün senaryolarda önceliği ise Türkiye'nin milli çıkarlarını korumak. Bu temelde bölgenin dengeli ve istikrarlı bir barışa kavuşması için uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkiler kullanılacak. Buna, Montrö Sözleşmesi de dahil. Ankara bu bağlamda kendisini denge ve istikrar unsuru olarak görüyor. YALAN HABERLER ENERJİ TÜKETİYOR Ankara'da üzerinde çalışılan bir başka konu da savaştan etkilenme riski taşıyan Türk vatandaşları, akraba topluluklar ve sığınmacıların güvenliği ile Türkiye aleyhine kampanyaların Ukrayna konusunda bile sürüyor olması. Türkiye, Kovid salgınının başında dünyanın dört bir yanından vatandaşlarını tahliye ederek büyük bir başarıya imza atmıştı. Aynı başarıyı, Ukrayna'dan tahliyelerde de gösterdi. Verilen bilgilere göre Ukrayna'daki 25 bin vatandaşa tek tek ulaşıldı, onlardan 6 bin 600'ü tahliye talebinde bulundu ve 5 bini ilk 6 gün içinde sağ salim tahliye edildi. Kalan vatandaşların güvenliği ve olası tahliye taleplerine karşı da hazırlıklar tamamlandı. Ayrıca, savaşın ilk gününden başlatılan Ukrayna'ya ve sınırdaki Batı ülkelerine göç eden sığınmacılara yönelik insani yardımlar, AFAD ve Kızılay tarafından arttırılarak devam ettirilecek. Bu başarıya rağmen, Türkiye'ye karşı tahliyelerde yetersiz kalındığı, enerji ve gıda arz güvenliğine dair yalan haberler de 'karalama kampanyası' olarak nitelendiriliyor. Ankara, başta Ukrayna ve Rusya'dakiler olmak üzere tüm vatandaşlarına 'resmi kanallardan gelen bilgileri takip etmeleri' uyarısında bulunuyor.

2 yıl önce

Prof. Dr. Çağrı Erhan: Montrö açık kapı bırakmıyor, yetki tamamen Türkiye'ye ait

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik başlattığı askeri harekat sonrası en çok merak edilen konuların başında Montrö Anlaşması'nın hükümleri ve sürecin nasıl ilerleyeceği geliyor. Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi ve Altınbaş Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Milliyet'e Montrö Sözleşmesi'ni değerlendirdi: Sözleşme açık kapı bırakmıyor. Montrö'ye göre savaş ve barış durumlarındaki uygulamalar farklı, Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin durumu diğer ülkelerden farklı olarak net olarak belirtilmiş. Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelerin büyük savaş gemileri veya uçak gemilerini Karadeniz'e sokamayacakları güvence altına alınmıştır. BAĞLAMA YERİ KRİTER Savaş olarak tanımlanan durumda savaşan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçemeyeceğini ancak savaşa katılmayan Karadeniz'e kıyıda ülkelerin ise barış zamanında olduğu gibi gemilerini geçirebileceğini dile getiren Prof. Dr. Erhan, "Ancak bağlama limanından ayrılan ve geçici görevle Suriye açıklarına giden savaş gemileri, tekrar limanlarına dönebilir. Ancak bağlama limanı Baltık Denizi olan bir gemi ise mevcut durumda Boğazlar'dan geçemez. BM Güvenlik Konseyi'nden karar çıkması durumunda veya Türkiye'nin askeri yardım antlaşması varsa gemilerin geçmesine müsaade edebilirler" diye konuştu. 21 GÜNLÜK SÜRE "Montrö Anlaşması'na göre Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkeler savaş gemilerini Boğazlar'dan geçirmek için 15 gün önce Türkiye'ye başvurup izin almak zorunda" diyen Prof. Dr. Erhan, şu bilgileri paylaştı: "Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin ise 7 gün önceden geçiş izni almaları gerekir. ABD, İngiltere, Fransa gibi Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelerin Boğazlar'dan Karadeniz'e geçirebileceği savaş gemilerinin 8 bin ton ağırlığını geçmemesi gerekir. Montrö'ye göre Boğazlar'dan geçen savaş gemileri 21 günlük süre sonunda Karadeniz'den çıkması gerekir. Bunu yaparken sadece İstanbul Boğazı'ndan değil, Marmara ve Çanakkale Boğazı'nı da geçerek çıkış yapma zorunluluğu vardır. 21 günlük süreden sonra yeniden izin alarak giriş yapılabilir. ABD, İngiltere, Fransa gibi Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkeler insani amaçla bile olsa Boğazlar'dan uçak gemisi ve büyük destroyerlerini geçiremez. 'SAVAŞTA YETKİ BİZDE' Montrö Sözleşmesi'ne göre Türkiye'nin içinde bulunduğu bir savaş durumu veya yakın savaş tehdidinde Boğazlar'ın denetim yetkisi tamamen ülkemize ait. Türkiye, savaşa girmesi durumunda Boğazlar'ı istediği gibi geçişe açıp-kapama hakkına sahip. Böyle bir durumda istediğimiz ülkenin gemilerini geçirip, geçirmeme yetkimiz bulunuyor. Aynı şekilde bir ülkeye ültimatom verilmesi durumunda Boğazlar'dan geçiş ve yetki tamamen Türkiye'nin denetiminde olur. NATO üyesi ülkelerin Boğazlar'dan geçişiyle ilgili bir hüküm bulunmuyor. Ancak NATO'nun bir müdahelesi olur ve Türkiye'de bu müdahalenin içinde yer alırsa Boğazlar konusunda yetki meselesi Tükiye'nin lehinde gelişir." KARADENİZ'E KIYISI OLAN ÜLKELER - Türkiye, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan - Türkiye, Bulgaristan, Romanya ise hem Karadeniz'e kıyısı olan hem de NATO üyesi ülkeler '3. DÜNYA SAVAŞI ÇIKMAZ AMA RUSYA DAĞILIR' Nükleer savaş ya da 3. Dünya Savaşı çıkmasına ihtimal vermediğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Erhan, "3. Dünya Savaşı çıkmaz, bunun adı 'Dünya ile Rusya Savaş' olur. Rusya'nın, Belarus dışında müttefiki yok. Çin bile Rusya'nın arkasında durmaz. Putin'in daha akıllı hareket edeceğini ve tüm dünyayı karşısına almaya devam etmeyeceğini düşünüyorum. Putin mevcut politikasını sürdürürse, Rusya dağılır, dümdüz olur" değerlendirmesini yaptı.

1 2