01 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Muhalefetin TOMA yalanını HALK TV ortaya çıkardı

Muhalefetin, “TOMA’lar orman yangınlarınını söndürmede kullanılmıyor” yalanını yine muhalefet partisi CHP’nin yayın organı Halk TV’nin 30 Temmuz tarihli “Yangında TOMA’lar devrede” başlıklı haberi doğruluyor.

2 yıl önce

Muhalefet Demokrasisi!

Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Netanyahu’ya benzetmesine tepki gösteren Samsunlu esnaf, “Ben şu anda troll mü oluyorum? Yani linç edilmem değil mi ben? Benim burada garantörüm Meral Akşener’dir. İlleri, ilçeleri dolaşıyorsunuz, hep bir kaos ortamı oluşturuluyor, bu İYİ Parti’liler adı altında mı oluşturuluyor? Ben korkuyorum çünkü” dedi. Ne olmuştu? İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırısının durdurulması amacıyla uluslararası topluma çağrı yaparken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için “Bir anlamda Sayın Erdoğan’ın İsrail versiyonu” ifadesini kullanmış. Bu sözler büyük tartışma yaratmıştı.

2 yıl önce

Aslı Baykal'dan CHP'li Çeviköz'ün Mavi Vatan yorumuna tepki: Ana muhalefet için olacak iş değil

Baykal, "Mavi Vatan emperyalizm değil, hakkına hukukuna Akdeniz’de sahip çıkmak. Buralar da vatandır demek.Yunanistan’ın bu kadar saldırgan olduğu, hukukumuza el attığı bir ortamda Mavi Vatan söylemini düşmanlık yaratıcı, saldırganlık gibi sunmak ana muhalefet için olacak iş değil" dedi. CHP Dış Politika Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz, Karar TV'ye yaptığı açıklamada 'Mavi Vatan' kavramıyla ilgili olarak "Zannediyorum AKP iktidarının dış politikayı askerileştirme ve dış politikayı biraz daha agresif bir hale getirmesine yardımcı olan bir söylem gibi" demişti. Çeviköz, "Mavi Vatan, tarifine baktığınız zaman, bu aslında egemenlik haklarının ötesinde bir alanı kapsayan ve bu şekilde egemenliğin daha geniş bir alana yayılmasını öngören bir kavram gibi. Mavi Vatan diye 200 mile kadar uzanan alanı da kendi egemenlik alanınız olarak görürseniz, o zaman biraz saldırgan ve yayılmacı bir algı yaratırsınız" ifadesini kullanmıştı.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten muhalefete tezkere tepkisi

Ömer Çelik’in açıklamaları şöyle; Tezkere, Türkiye’nin milli güvenliği açısından güçlü bir irade beyanıdır. Bu irade beyanı Türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğünü korumaya her şart altında kararlı olduğumuzu ve bunun için her türlü meşru mücadeleyi vereceğimizi ifade eder. Bu irade sayesinde sınırlarımız yakınında kurulmak istenen terör devletçikleri ortadan kaldırılmıştır. Eğer bu irade beyanı olmasaydı PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin sınırlarımıza yakın yerlerde fiili oluşumları söz konusu olacaktı. Buna asla izin vermeyeceğiz. Yüce Meclisin takdirine sunulan tezkereler Türkiye’nin milli güvenliği açısından gerekli iradeyi temsil eder. Bu tezkerelere karşı çıkanların gerekçelerini bugün dinledik. Bu mantıksız gerekçeleri üretenlerin hiçbir şekilde Tükiye'nin milli güvenliği konusunda hassasiyeti yok. Bu mantıksız gerekçelerle tezkerelere karşı çıkmaktan bahsetmek ve hayır oyu vermek, milli güvenliğimizi zaafa uğratmaya bahane üretmektir. Bu yaklaşım, sınırlarımızdaki terör oluşumlarına elverişli ortam oluşturmaya çalışmaktır. Türkiye’nin terörle mücadelesinde ortaya konulan irade beyanının "süresini" tartışma konusu yapmak başlıbaşına bir savrulmadır. Türkiye kararlı ve her türlü bedeli ödemeye hazır biçimde terörle mücadele edecektir. Türkiye’nin terörle mücadelede uluslararası işbirliğine destek verdiğini ifade eden maddeler yıllardan beri tezkerelerde zaten vardır. Bunu ifade eden tezkere maddelerini anlamayanların, milli güvenlik konusunda alfabeyi bilmediği açıktır... Mesele açıktır; birileri Türkiye'nin terörle mücadelesinden rahatsızdır. Bunu açıkça söyleyemeyenler, terörle mücadele kararlılığının süresini tartışma konusu yapmaktadır. Türkiye'nin terörle mücadelede uluslarası işbirliğini desteklemesi anlamına gelen ve son zamanlarda DEAŞ'la mücadelede uluslararası koalisyonun üyesi olmamızı anlatan maddelerin yeni bir şey gibi tartışma konusu yapılması, başka niyetleri ve ittifakları örtmek içindir. Her ne olursa olsun Türkiye terörle mücadelesini eksiksiz ve en güçlü şekilde sürdürecek, terör örgütlerine göz açtırmayacaktır. Bu iradeyi savunmak milletimizi, ülkemizi, demokrasimizi ve cumhuriyetimizi savunmaktır.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan muhalefetin sert eleştirilerine tepki: Benim yolum Türk’ün yoludur

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde 2021-2022 Akademik Yılı Açılış ve Ödül Töreni gerçekleştirildi. Programa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanı sıra, Gaziantep Valisi Davut Gül, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Cemal Kalyoncu, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Vekili Haluk Kalyoncu, Rektör Prof. Dr. Türkay Dereli, akademisyenler ve öğrenciler katıldı TATAR’A FAHRİ DOKTORA VERİLDİ Programda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Senatosu kararı ile ‘Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında 'Fahri Bilim Doktoru' unvanı tevcih edildi. Fahri doktora tevcih töreninin ardından Cumhurbaşkanı Tatar, HKÜ öğrencileri ile ‘Geçmişten Günümüze Kıbrıs Türklerinin Ada’da Varoluş Mücadelesi’konulu ilk açılış dersini gerçekleştirdi. 'YOLUMUZ TÜRK'ÜN YOLUDUR' Programda konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’taki Türk halkının varlığının ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile kalıcı olabileceğini söyledi. Karşısında acımasız bir muhalefet olduğunu ve kendisini Türkiye’nin adamı olmakla suçladıklarını anlatan Tatar, çok haksız ve yersiz ithamlara maruz kaldığını yolunun Türkiye ile birlikte yürüme yolu olduğunu vurguladı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Kıbrıs Türk halkının varlığı ancak Türkiye’nin desteği ile sürdürülebilir. Çünkü bu büyük coğrafyada Avrupa Birliği içerisinde Rum-Yunan ikilisi hala daha bu yayılmacı ve çatışmacı kültürdeler. Kıbrıs’ta maalesef hala daha bazı muhalifler biz Rum halkı ile çok iyi iç içe yaşayabiliriz iyi bir anlaşma olabilir safsatası ile bizi itham ediyorlar. Bu durumu buradan üzüntü ile paylaşıyorum. Bu Kıbrıs’ta devam eden bir gerçektir. Karşımda acımasız bir muhalefet vardır. Bana zaman zaman 'sen Türkiye’nin adamısın' diyorlar. 'Türkiye’nin menfaatlerini savunuyorsun' diyorlar. 'Türkiye’nin papağanısın' diyorlar. Çok haksız ve yersiz ithamlar yapan muhalefet vardır. Netice itibariyle benim yolum doğru yoldur. Benim yolum Türk’ün yoludur. Benim yolum Türkiye ile birlikte yürüme yoludur. Çünkü doğrusu budur. Sizlerde bilirsiniz ki Kıbrıs’ta adil, kalıcı, sürdürülebilir ve gerçekten bizleri de tatmin edecek oradaki halkımızın güvenliği ve geleceği 1974 öncesine dönmeyecekse Kıbrıs’ta iki devletin iş birliği yapabileceğini biz anlamış durumdayız. İyi bir anlaşma için iki tarafın buna onay vermesi lazım.

2 yıl önce

Sarıgül: Biden Türkiye'deki muhalefete para gönderiyor. Açıklamazlarsa ben açıklayacağım

Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, TVNET'te yayınlanan "Sert Sorular" programında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. BİDEN YÖNETİMİNDEN PARA ALAN KİM? Daha önce yaptığı bir açıklamada, "ABD, Türkiye'de hangi muhalefet partisine maddi destek verdiyse onu mutlaka ve mutlaka açıklamalıdır" ifadelerini kullanan Sarıgül, bu iddiasına ilişkin konuştu. "AÇIKLANMASI LAZIM" "ABD'nin başkanı hangi muhalefet partisine destek veriyorsa onu açıklaması lazım. TDP iktidarında ABD ülkemizin demokrasisine, topraklarına müdahale edemez" ifadelerini kullanan Sarıgül, "Bizim ABD'nin desteğine ihtiyacımız yok" dedi. Tüm muhalefet partilerini töhmet altında bıraktığı hatırlatılan Sarıgül, "Açıklamazsa biz ifşa ederiz. Bunu her yerde söyleyeceğiz" diye konuştu.

2 yıl önce

Demirtaş'tan muhalefete 'hükümeti istifaya davet edelim' çağrısı: Ortak miting yapalım

HDP’nin tutuklu eski Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, kur kriziyle birlikte kamuoyunda yükselen itirazların ardından muhalefet partilerine miting çağrısı yaptı. 7 BÖLGEDE 7 ORTAK MİTİNG ÇAĞRISI Muhalefeti yedi bölgede yedi ortak miting yapmaya çağıran Demirtaş, partilerin genel başkanlarına "Hiç değilse Meclis'te temsil edilen muhalefet partilerinin genel başkanlarının, ortak bir basın toplantısıyla hükümeti istifaya çağırmalarının ve yedi bölgede yedi ortak miting yaparak halkla birlikte derhal seçim istemelerinin önünde bir engel mi var? Bugün değilse ne zaman?" dedi.

2 yıl önce

Suriye muhalefeti, savaştırmak için kız çocuklarını kaçıran YPG/PKK'yı kınadı

Suriye muhalefetinin çatı kuruluşu SMDK'den yapılan yazılı açıklamada, PYD/YPG/PKK'nın Suriye'de işgal ettiği bölgelerde silahlı kadrosuna katmak için çocukları kaçırmayı sürdürdüğü bildirildi. Açıklamada, "PYD'li teröristler (21 Kasım'da) Haseke'nin Amuda ilçesinde 3 kız çocuğunu silah altına almak için kaçırdı. Koalisyon olarak terörist milislerin işlediği bu suçu kınıyoruz. Teröristlere sessiz kalan ülkelerin tutumunu da kınadığımızı belirtiriz." ifadeleri kullanıldı. YPG/PKK'lı teröristler, "çocuk savaşçı" kadrosu için 21 Kasım'da Haseke'nin Amuda ilçesinde 2006 doğumlu Hediyye Abdürrahim Anter, Evin Celal Halil ve Ayana İdris İbrahim'i kaçırmıştı. Daha önceki dönemlerde de Haseke'de çok sayıda çocuğu kaçırarak zorla silahlı kadrosuna katan YPG/PKK'lı teröristler, ağustosun başında 13 yaşındaki Simaf Muhammed Salih Osman ile 16 yaşındaki Ahed Abdülgani Emin'i, 23 Ağustos'ta da 16 yaşındaki Muhammed İbrahim Cafer ile 13 yaşındaki Vail Adnan İbrahim'i alıkoymuştu. YPG/PKK, kaçırdığı çocukları Haseke'deki sözde eğitim kamplarına götürüyor. YPG/PKK'NIN, ÇOCUKLARI "SAVAŞÇI" OLARAK KULLANMASI RAPORLARA YANSIMIŞTI Terör örgütü YPG/PKK'nın çocukları savaştırması, ABD Dışişleri Bakanlığının 26 Haziran 2020'de yayımladığı "2020 İnsan Kaçakçılığı Raporu"nda da yer almıştı. Raporda "YPG, Suriye'nin kuzeybatısındaki sığınma kamplarından 12 yaşındaki kız ve erkek çocuklarını bile zorla silah altına almaya ve kullanmaya devam etti." ifadesine yer verilmişti. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi, 16 Ocak 2020'de yayımladığı raporda YPG/PKK'lı teröristlerin, Suriye'de çocukları savaşçı olarak kullandığına dair yeni bulguları paylaşmıştı. BM Genel Sekreteri'nin "silahlı çatışmalarda çocuklar" konusundaki özel temsilcisi Virginia Gamba, 29 Haziran 2019'da BM Cenevre Ofisi'nde bir araya geldiği YPG/PKK elebaşılarından "Mazlum Abdi" kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile "örgütün bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakması için" eylem planına resmi törenle imza atmıştı. Sonrasında bu durumun son bulduğuna ilişkin BM veya diğer uluslararası kurumlarca herhangi bir rapor yayımlanmadı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 18 19