Son Dakika:
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, kendilerine ekranlarında yer vermeyen muhalefet medyasına yönelik, "Haraca bağlamışlar bütün muhalefet belediyelerini. Her bir belediyeden haraç alıyorlar resmen. Aylık maaş alıyorlar" dedi. İnce, Yalova'nın Elmalık Köyü'ndeki evinde gazetecilere açıklamalarda bulundu. Muhalefet medyasına yönelik sorduğu soru sonrasında tepkilere değinen İnce, "Bir soru sordum, çıldırdılar. Medya, cumhuriyet tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Parayı verenin düdüğü çaldığı bir medya düzeni var" dedi. MAAŞIN ADI SÖZLEŞME OLMUŞ Muhalefet medyasının CHP ve İyi Parti'nden maaş aldıkları yönünde sözleri sonrası yapılan açıklamalara da yanıt veren İnce, "Önce 'İftira atıyorsun' dediler. Sonra dediler ki, 'Biz sözleşme yaptık'. Utanmazlığın bu kadarı olur. Maaşın adını sözleşme yapmışlar. Hizmet satın alıyorlarmış. Haraca bağlamışlar bütün muhalefet belediyelerini. Her bir belediyeden haraç alıyorlar resmen. Aylık maaş alıyorlar. Bir tanesini, Mudanya'yı açıkladım. Sırayla açıklayacağım bazılarını. Şimdi tekrar soruyorum, hangi belediyeden ayda kaç para alıyorsunuz? Bunu açıklayın. Besleme basınsınız siz. Neymiş, bağımsız gazetecilermiş bunlar. Allah Allah. Siz nasıl bağımsız gazetecisiniz ya? İnce, Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın kendisine yönelik sözlerine de tepki gösterdi. İnce, Yanardağ'ın geçmişteki tweet'lerini hatırlarak şöyle dedi: "Bana ağır laflar ediyor görüyorum. Ciddiye aldığımdan değil. Neden mi ciddiye almıyorum. 'Kürtlerin ayrılmasında ve bağımsız bir devlet kurmasında bence hiçbir sakınca yok' diyen bir adam bu." Muharrem İnce'nin gündeme bomba gibi düşen CHP-yandaş medya para ilişkileri ilk değil. Geçtiğimiz yıllarda CHP'nin yandaş medya kurmak için CHP'li belediyeleri adeta haraca bağladığı ortaya çıkmıştı. CHP yandaşı gazetecilerin ifşaları, CHP'deki milyonluk vurgunu da gün yüzüne çıkarmıştı. Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, ABD'de kara para aklamasıyla tutuklanan Sezgin Baran Korkmaz'ın parasıyla Artı 1 televizyonunun kurulduğunu belirterek, Uğur Dündar'ın da buna öncülük ettiğini ima etmişti. Tele 1 Televizyonu'nda açıklamada bulunan Merdan Yanardağ, "Tele 1 ve tüm televizyon kanallarının bütün gelirleri, reklam ve sponsorluk gelirleridir ve biz bazı hizmet satış anlaşmaları da yapıyoruz. Bunların içinde siyasi partiler de var. Demokratik siyasetin içinde yer alan muhalif partiler bunlar. İktidar partilerini reddediyoruz. CHP ile zaman zaman yaptığımız hizmet anlaşmaları var. Ne yapıyoruz? Onların mitingini canlı olarak yayınladığımız zaman bunun karşılığında bir bedel alıyoruz" dedi. 40 MİLYON NASIL BUHARLAŞTI? Gazeteci Can Ataklı da Artı 1 kanalının kurulması için toplanan 40 milyon TL'nin CHP'li bir yönetici tarafından buharlaştırıldığını açıklamıştı. Ancak Ataklı, 40 milyon liranın hangi CHP'li isim tarafından, nasıl toplandığına dair bilgi vermemişti. CHP'li eski Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin de iddiaları doğrulamıştı. Bu arada Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın da fonlama skandalını kabul etmesine medya derneklerinden tepki yağdı. Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş, "Onların objektiflik gibi bir derdi yoktur. Merdan Yanardağ devede tüyü kabul etmiş. Devamı da gelecektir. Tele 1'i CHP'nin var ettiğini ve objektif bir yayıncılık anlayışından uzak olduklarını kabul etmiş" dedi.
Şarkıcı Gülşen'in İmam Hatipliler ile ilgili hakareti nedeniyle tutuklanmasının yankıları devam ediyor. Yargı kararına saygı duymak yerine, kararı veren mahkeme heyetinden devleti yönetenlere kadar herkese hakaret etmeyi kendine hak gören muhalefetin iki yüzlü tavrı bir kez daha ortaya çıktı. ÇİFTE STANDART... Gülşen'in "hakaret" gerekçesiyle tutuklanmasını abartılı ve haksız bulan muhalefet, daha önce HDP'li Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş’a hakaret eden kişinin tutuklanmasını olağan karşılamıştı. "HAKARET KİME OLURSA OLSUN AYNI MUAMELEYİ GÖRMÜŞ" İmam Hatiplilere hakaretin normal karşılanmasını bekleyen muhalefete, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın verdiği yanıt ders niteliğinde... Mustafa Varank, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer vermişti: "Başak Demirtaş’a hakaret eden ahlaksız, Alevi vatandaşlarımıza hakaret eden ahlaksız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden ahlaksız, hangi muameleyi görmüşse; İmam Hatiplilere hakaret eden ahlaksız da aynı muameleyi görmüş… Bundan kim, neden rahatsız olur?" https://twitter.com/varank/status/1563027161011081218?s=21&t=Ln2LtuoA-M53aWhGGFUAGA
TOKİ'den hak sahibi olan vatandaşlar, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı 500 bin sosyal konut projesini hedef alan kara propagandayı çürütecek açıklamalar yapmaya devam ediyor. Fahiş taksit yalanına TOKİ'den ev alan vatandaş yanıt verdi. 2017'de arsa üzerinden anlaşma yaptığını belirten Mustafa Severcan, "2017'de 1.229 TL olan taksit, şu an 2.235 lira" dedi FAHİŞ TAKSİT İDDİASI Kampanyayı baltalayıp vatandaşta karamsarlık yaratmak isteyen kesimlerin, fahiş taksit iddiaları, TOKİ'den ev alan vatandaşların SABAH gazetesi aracılığıyla kamuoyuyla paylaştıkları taksit ödeme dekontlarıyla bir kez daha çürütüldü. Kayaşehir'deki TOKİ projesinden 5 yıl önce arsa üzerinden anlaşma yapıp ev sahibi olan bir vatandaşın taksit tutarı aradan geçen 5 yıllık süreçte sadece yüzde 82 artarken, aynı dönemde memur maaş artışı yüzde 202 oldu. 5 yıl önce emekli maaşının yarısı TOKİ'nin taksit ödemesine giderken, bu oran 2022'de beşte bire kadar geriledi. 1.229 TL'DEN 2.235 LİRAYA ÇIKTI Kayaşehir 18. Bölge'deki TOKİ projesinden 2017'de ev sahibi olan Mustafa Severcan, aynı yılın mayıs ayında ilk taksitini bin 229 lira 88 kuruş olarak ödedi. 66'ncı taksitini 20 Aralık 2022'de 2 bin 235 lira 20 kuruş olarak ödeyecek olan Severcan, "Güncel yıllık enflasyon yüzde 80. TOKİ konut taksitinde 5 yıllık toplam artış ise yüzde 82. Takside ilk başladığımda emekli maaşımın yarısıydı. Şimdi 5'te birine denk geliyor. Vatandaşlar hiçbir tedirginlik yaşamasın" dedi. Severcan, fahiş fiyat artırımlarının söz konusu bile olmadığını kaydetti. HER TÜRLÜ KOLAYLIK SAĞLANDI Mustafa Severcan, "56 yaşındayım. Kayaşehir 18. Bölgedeki kampanyasına girdim. Taksitlerim 2017'de başladı. Net 104 metre kare bir ev. Arsa üzerinden anlaşma yaptık. Süresinde bitirilip teslimatlar yapıldı. Devlet vatandaşını olağanüstü koruyor. Yüksek artışlar kesinlikle olmuyor. Korkulacak bir şey yok. Pandemi döneminde herhangi bir artış yapılmadı. Taksitleri ilerleyen dönemde aldı. Vatandaşlar hiçbir tedirginlik yaşamasın" diye konuştu. İNDİRİM KAMPANYASINDAN 201 BİN KİŞİ YARARLANACAK Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı toplu konut idaresi başkanlığınca borcunu erken kapatıp tapusunu almak isteyen konut, işyeri ve arsa alıcıları için kampanya başlatıldı. 1. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın müjdelediği indirim kampanyasında detaylar da belli oldu. kampanyadan 201 bin 371 konut ve işyeri alıcısı yararlanabilecek. her yıl yapılan indirim kampanyasında geçmiş yıllarda yüzde 20-22 indirim yapılırken, bu yıl bu oran yüzde 25'e çıkarıldı. 2. Kampanya için başvurular dün başlarken, indirim kampanyasından bütün borç bakiyesini kapatamayacak vatandaşlar da yararlanabilecek. borcun tamamını kapatamayacak vatandaşlar borç bakiyesinin yüzde 25'inden az olmamak şartıyla yaptıkları peşin ödemelerde yüzde 25 indirimden yararlanabilecek. borcunu peşin ödeyip tapusunu hemen almak isteyen arsa alıcıları için yüzde 12.5 indirim yapılacak. 3. Borcun tamamını kapatamayacak vatandaşlar borç bakiyesinin yüzde 25'inden az olmamak şartıyla yaptıkları peşin ödemelerde yüzde 25 indirimden yararlanabilecek. borcunu peşin ödeyip tapusunu hemen almak isteyen arsa alıcıları için yüzde 12.5 indirim yapılacak.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Terör örgütü PKK’nın kayıp vermesinden korkan Buldan, olası sınır ötesi operasyona karşı şunları söyledi: Seçim öncesi Federal Kürdistan’da, Kuzey Doğu Suriye’de çatışmayı tırmandırıyorlar. Rojava’daki saldırılarda siviller, çocuklar hayatını kaybediyor. Bu, Sarayın bir varlık yokluk savaşıdır. Ne yaparsanız yapın, iktidarınıza karşı sıfırlanan güveni diriltemeyeceksiniz. ‘’CESUR OLUN, NET OLUN’’ Açıklamasında muhalefete de seslenen Buldan, “İktidarın savaş politikaları karşısında sessiz kalarak, yolsuzluk ve rant değirmenine su taşımayın. Cesur olun, net olun. Barış politikasına sahip çıkmak ülkeye sahip çıkmaktır, yaşama ve halklar arası diyaloğa sahip çıkmaktır” diye konuştu. https://twitter.com/bugunguncel/status/1577286953548271616?s=46&t=E2dU26bmPJS2rchhEgLWcg
Rusya-Ukrayna savaşının 8'inci ayında çatışmalar sürerken Avrupa'daki enerji krizi derinleşiyor. Bu krizi bir yandan ambargolar etkilerken bir yandan da Rusya'dan Avrupaya giden boru hatlarının çatışmalar kapsamında hedef alınması ve sabotaj iddiaları fiyatları yükseltiyor. Bu kapsamda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Türkiye'nin gaz merkezi olmasını sağlayan bir teklifle ortaya çıktı. "Avurpa'ya gaz sağlamanın en güvenli yolu Türkiye" Putin, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne gaz sağlamanın en güvenilir yolu olabileceğini kanıtladığını belirterek Türkiye'ye gelen hatların genişletilmesi, yeni bir hattın inşa edilmesini planladıklarını ve bu sayede hem Türkiye'nin gaz dağıtım merkezi haline geleceğini hem de fiyatların düşeceğini söyledi. Türkiye'yi büyük bir uluslararası merkez hem de hacimli bir ticaretin en önemli paydaşı haline getirecek bu gelişme Türkiye'de muhalefetin tepkisiyle karşılaştı. "Putin, Cumhur İttifakı'nın üçüncü üyesi olmuştur" Durumdan rahatsız olan muhalifler ise Putin'i 'AK Partili' olmakla, 'AK Parti il başkanı gibi' çalışmakla suçladı. TELE1 ekranlarında yayınlanan Gökmen Karadağ'ın sunduğu Açıkça programında da bu konu ele alındı. Programın konuklarından İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytunç Çıray, Putin'in Cumhur İttifakı'nın üçüncü üyesi olduğunu söyledi. Çıray, "Yeni konjonktüre baktığımızda Putin, Cumhur İttifakı'nın üçüncü üyesi olmuştur. Dikkatinizi çekmek isterim. Dün yaptığı açıklamada Türkiye'yi bir doğalgaz dağıtım merkezi yapacağını söyledi Putin. Halbuki Putin bunu 4 yıl önce de söylemişti, hafızaları tazelemek isterim. "Türkiye'ye kar alıp satabilecekse destek veririz" 2018 yılında Türk Akım'ın açılış töreninde Putin yaptığı konuşmada Türkiye'nin doğalgaz merkezi haline geleceğini söylemişti. Türkiye doğalgazı depolayıp buradan kendisi de kar alıp satabilecekse bu olabilecek bir şeydir ve buna destek verir ve kendi dönemimizde de bunu yapmaya çalışırız." diye konuştu. Çıray'ın bu ifadelerine konuklar arasındaki CHP'nin eski vekilllerinden Berhan Şimşek, "Aynen öyle!" ifadeleriyle Çıray'ı onaylayarak destek verdi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1580810360558612480?s=46&t=eH7ZMjFy9iBJu3o2XWaM6g
İngiliz gazetesi Financial Times muhabiri Laura Pitel, gazete için yazdığı haberde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi olan "İlk Evim İlk İş Yerim" projesine 7 milyondan fazla kişinin kayıt yaptırmak için akın ettiğini belirtti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, konuyla ilgili Financial Times gazetesine verdiği röportajda bu projenin seçimle ilgili yapılmadığını, aksine her zaman vatandaşların ihtiyaçlarına kulak verdiklerini ifade etti. Proje masraflarının bir kısmının TOKİ tarafından karşılanacağını kaydeden Kurum, Hazine ve Maliye Bakanlığının da projeye destek vereceğini söyledi. Bakan Kurum, röportajında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir dizi projeleri daha uygulamaya devam edeceğini ve bazılarının seçim sürecinde açıklanacağını dile getirdi. "ERDOĞAN'IN CÖMERTLİĞİ MUHALEFETİ ZORLUYOR" Muhabir Pitel, haberde yaptığı yorumda, AK Parti'nin hanelere yönelik çalışmalarını artırarak 'kendisine bağlılığı güçlendirmeyi amaçladığını, bu tarz cömert adımların oy artışında bir etkisi olduğuna dair kanıtları gördüğünü' söyledi. Analistlerin önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın asgari ücrette bir başka büyük artışın yanı sıra, tereddütlü eski partililerin desteğini geri kazanmak için kamu sektörü maaşlarında, emeklilere verilen promosyonlarda ve hane-iş yerlerine ucuz kredilerde artış açıklamasını beklediğini kaydeden Pitel, bu adımların muhalefet partileri için zorluklar oluşturabileceğini ifade etti.
AK Parti Lice İlçe Başkanlığının önünde vatandaşlara hitap eden Soylu, geçmişte herkesin zor günlerden geçtiğini söyledi. Soylu, zor sınamalardan geçen Lice'nin de acılar ve sıkıntılar yaşadığını, o acıları ortadan kaldırmak için de çaba sarf etmiş bir ilçe olduğunu anlattı. Türkiye'nin başka diyarlarının da sıkıntılar ve yokluk çekmiş olduğunu kaydeden Soylu, şöyle konuştu: "Kendini ifade etmekte zorlandı mı zorlandı. Bu ülkede insanlar 'Ben dindarım.' diyemiyorlardı. Oysa Türkiye'nin yüzde 90'ına sorduğunuz zaman 'Ben dindarım.' rahatlıkla diyebiliyor fakat üzerimize öyle bir baskı oluşturdular ki kendimizi ifade etmekte zorlandık. Bu ülkede kadınları başı açık, başı örtülü diye ayırdılar. Laik ve dindar diye ayırdılar. Bizi korkutmak için ellerine bir tane darbe sopası aldılar, beğenmedikleri zaman bize darbe yaptılar. Bizi hiç beğenmediler zaten. Hiçbir şeyimizi beğenmediler. Kıyafetimizi, kasketimizi, annemize, babamıza hürmetimizi, davranışımızı beğenmediler. Kadınların kıyafetlerini, giysilerini beğenmediler. Sürekli olarak bizi başkalaştırmaya ve ötekileştirmeye çalıştılar. Şimdi de bize ne getirecek biliyor musunuz Avrupa ile Amerika? Cinsiyetsizlik. Beni bağışlayın, Amerika'yla Avrupa bize diyor ki: 'Erkeklerle erkekler evlensin, kadınlarla da kadınlar evlensin.' diyor. Amerika ile Avrupa'nın söylediği bu, sen ne halt edeceksen et. Benim insanımı, benim ailemi bana bırak ya. Baskı yapıyorlar, şu şirkete şunlar girer, bu şirkete bunlar giremez. El altından herkesi teşvik etmeye çalışıyorlar. Neden? Çünkü Türkiye'yi yıkamadılar." Ailenin önemine değinen Soylu, konuşmasına şöyle devam etti: "En önemli kurumumuz aile kurumumuz, annemize, babamıza, atamıza, ailemize, örfümüze sadık olduğumuz, dinimiz bize böyle öğrettiği için aile kurumunu yıkamadılar. 'Şimdi acaba aile kurumunu yıkarsak Türkiye'yi Suriye, Irak, Afganistan, Pakistan gibi bir siyasal istikrarsızlığa sahip yapabilir miyiz?' Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, LGBT'ci çıktı. Ya bir sor bakalım etrafına. Ben buna sapıklık diyorum. Sabah akşam dünyanın en ağır laflarını üzerimize koyuyorlar. Neden? Milletimizin medeniyetinden ve değerlerinden rahatsızlar. Eğer medeniyetini ve değerlerini devam ettirirse onların istediği gibi bir insan, onların istediği gibi bir millet olmayacağız da onun için. Onların inadına bu çocuklarımızdan Selahattin Eyyubiler, El Cezeriler, Ahmedi Haniler, Hoca Ahmet Yeseviler, İdrisi Bitlisiler çıkacak." "Recep Tayyip Erdoğan, sadece teröre karşı bir zırh koymadı. Sadece istikrarsızlığa karşı bir zırh koymadı. Türkiye'ye dışarıda kültürel bir terörizm, kültürel bir istilanın yapılmasını engellemek için büyük bir zırh koydu. İnsanımıza çocuklarımıza. Bunu sağladı ve devam ettiriyor." ifadelerini kullanan Soylu, sonuna kadar vatandaşlarla birlikte olduklarını dile getirdi. Salgın döneminde yaşananlara değinen Soylu, "4 yıl önce birbirimize maskeyle gezeceğiz dersek birbirimize gülerdik. Anneleriniz, babalarınız evde duracak, onun elini öpmeye gidemeyeceksin. Yemek götüremeyeceksin. Ona bir şey olur diye herkes endişe içinde olacak. Peki biz onların evine devlet, sivil toplum örgütü, polisi, jandarması, sosyal yardımlaşmasıyla yardımcı olurken Avrupa ve Amerika ne yaptı? Evde ölmelerine, yalnız kalmalarına sebebiyet verdi. Bizim bu medeniyetimizin yarınlara sirayet etmesini istemiyorlar. Herkes bireyselleşsin istiyorlar." diye konuştu. Soylu, Müslüman bir millet olduklarını, değerleri, inançları, kardeşlikleri ve komşuluklarının bulunduğunu anlatarak, birbirlerine karşı haklarının olduğunu dile getirdi. Soylu, şunları ifade etti: "Birilerinin oyununa gelmeden dünyaya neler yapabileceğimizi gösteren bir anlayışı hep beraber ortaya koymalıyız. Bütün inananlar kardeştir. Bizi iyilik yolundaki bu yolculukta ayırmaya çalışanlar iyi niyetli değildir, kötü niyetlidir. Onun için çok çalışmalı, çok gayret etmeli, birlik içinde olmalıyız. Aynı zamanda yarın Cumhurbaşkanı'mız gelecek. Her gittiğiniz yerde şu samimiyeti gösterdiniz. Allah nasip edecek inşallah yarın Diyarbakır'da, o Diyarbakır'a ve Kürtlere yukarıdan bakanlar, maval okuyanlara güzel bir cevap vermeliyiz. İnsanlık kazansın, kardeşlik, barış, huzur güç bulsun." "Doğru istikamette gidiyoruz" Bakan Soylu, daha sonra Kocaköy ilçesine geçerek partisinin ilçe başkanlığı önünde vatandaşlara hitaben, ilçe ziyaretlerinde insanların yüzünde umutsuzluk görmediğini, kalkınma, gelişmeyi ve hizmetleri gördüğünü söyledi. Yıllarca yapılmayan hizmetleri yaptıklarını belirten Soylu, bölgede ve ilçelerde gerçekleştirilen yatırımlara değindi. İstihdam ve üretimin arttığını kaydeden Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı: "Doğru istikamette gidiyoruz. Eksiğimiz vardır, aksağımız vardır. Sizin çektiklerinizi şu çocuklar çekmesinler. Bu çocuklar yarın sizin çektiklerinizi çekmesinler. Yaşadığımız birçok travmayı artık bizim çocuklarımız çekmesin. Türkiye'yi büyütelim, büyütüyoruz. Diyarbakır'ı büyütelim, büyütüyoruz. Ekmeğimizi büyütelim, büyütüyoruz. Aynı zamanda çocuklarımızın umudumu büyütelim, hep beraber büyütüyoruz. Biz kimseyi sömürmedik. Hala derdimiz Suriye'deki, Afganistan'daki, Yemen'deki kardeşlerimiz nasıl huzur içinde olurlar. Bir ekmeğimiz varsa bölüşelim diyoruz." Soylu'ya AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Mehdi Eker ve Ebubekir Bal da eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Ekim'de Ankara Arena'da düzenlenmesi planlanan toplantıda AK Parti'nin "Türkiye Yüzyılı" başlıklı vizyon belgesinde "Güçlü liderle Türkiye Yüzyılı" vurgusu yapacak. CHP'ye yakınlığıyla tanınan gazeteci Özlem Gürses, katıldığı yayında milyonların merakla beklediği toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında muhalefetin eleştirilerine değinen Gürses, 6'li Masa'nın AK Parti'nin stratejik açılımlarını dikkate alması gerektiğini söyledi. Gürses, AK Parti'nin çok kapsamlı bir çalışma yaptığını söyledi. "BÜYÜK BİR STRATEJİK PLAN AÇIKLADIKLARI ORTADA" Gürses'in açıklamaları şu şekilde oldu: "Beğeniriz, beğenmeyiz ya da beğenirsiniz, beğenmezsiniz bir sonuç alır, almaz ama büyük bir kapsamlı stratejik plan açıkladıkları ortada. 'Türkiye Yüzyılı' diyorlar buna. Genç kuşağa da 'muhafazakar devrimci gençlik' diye kavramsallaştırma yaptılar. Bizim muhalefet mahallesinde dalga geçildi hatta eleştirildi. Vay efendim bu Türkiye Yüzyılı logosunun Cumhuriyeti neredeymiş, vay efendim muhafazakardan devrimci olur muymuş. "6'LI MASANIN YERİNDE OLSAM OLUP BİTMEKTE OLANI CİDDİYE ALIRDIM" Valla bence 6'lı Masa ve muhalefet bu yaşanmakta olan stratejik açılımları ciddiye alsa iyi olur. Çok kapsamlı bir çalışma yaptıklarını duyuyorum. 28 Ekim'de Ankara Arena Spor Salonu'nda dehşet bir tören yapmayı planlıyorlarmış. Burada Cumhuriyet deyiminin olmamasına takılan arkadaşlar acaba neyi anlatmaya çalıştığını oturup bir düşünürler mi? Düşünürlerse iyi olur bence çünkü yükselmekte olan bir dalga var dünyada da Türkiye'de de. Özellikle dış politikadaki stratejik adımlarla da şekillenen. Ben olsam 6'lı Masa'nın yerinde gayet ciddiye alırdım bu olup bitmekte olanı."
