02 Mayıs Perşembe 2024
3 yıl önce

Oda TV'nin bekçilerin vatandaşlara saldırdığı yönündeki haberi yalan çıktı!

oda tv, yalan haber, bekçi, eyüpsultan, şiddet, kavga, emniyet genel müdürlüğü, esentepe mahallesi, anıl kahraman, onur baysal, polis

2 yıl önce

Oda TV terör devleti İsrail'in Gazze'de basın kuruluşlarının binasını bombalama haberini "13 katlı bina çöktü" başlığıyla verdi

Oda TV, işgalci İsrail'in bu vahşetini, "Gazze'de büyük patlama: 13 katlı bina böyle çöktü" başlığıyla servis etti. Gazze'de medya ofislerinin de içinde olduğu binanın bombalanmasını sanki bina kendi kendine yıkılmış gibi göstermeye çalıştı.

2 yıl önce

Muhalif medya yalan haber yapmaya devam ediyor… Oda TV’nin algı operasyonu elinde patladı

Oda Tv’nin yalan haberinde bahsi geçen KADEM, yalan haberinde yer alan söz konusu silahların imitasyon çekim aksesuarları olduğunu ve TRT tarafından çekilen FETÖ belgeselinde kullanıldığını açıkladı.

2 yıl önce

Oda TV darbe girişiminden haberdar mıydı? Oda TV'nin 'Dimdik ayakta kalacağını sanıyordu' başlıklı haberi yeniden gündemde

Oda TV'nin darbe girişiminden sadece bir gün önce yani 14 Temmuz 2016'da "Dimdik ayakta kalacağını sanıyordu" diye sosyal medya hesabı twitterdan paylaşım yaptığı belirlendi. Mümtaz İdil isimli kişinin köşe yazısına atıf yapılan twitter paylaşımında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafının da kullanılması dikkat çekiyor. Yazıda İdil, şu skandal ifadelere yer vermişti: "Nasıl düştüğünü hiç fark etmedim. Ama düştü... Benim için çok da önemi yoktu düşmesinin, çünkü düşeceğini biliyordum. Düşmek bir eylemdi ve en azından hareket sağlıyordu. Düşmesi yaşamsal bir olaydı, iyi bile sayılırdı. Tek sıkıntı, düşmenin verdiği zarar olabilirdi. Onu da göze almam gerekiyordu. Düşmeyeceğini, hep dimdik ayakta kalacağını sanıyordu... Düştü..." Oda TV'nin bu paylaşımı 15 Temmuz hain kanlı darbe girişiminden önceden haberdar olduğu izlenimi uyandırıyor. Yapılan paylaşım Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirmeye çalışacaklarının sinyalini veriyor.

2 yıl önce

Oda TV İmamoğlu’nun medya projesine mi hizmet ediyor?

Geçtiğimiz aylarda İBB sözcüsü Murat Ongun’un Oda TV’nin lojistiğini İBB imkânlarıyla karşıladığını, İBB’nin ajanslarının ODA TV’yi fonlandığı hatta İBB’ye ait bir binanın ODA TV’ye verilmek istendiğini fakat Soner Yalçın’ın “bu kadar açık destek imajımızı zedeler” diyerek reddettiğini iddia edilmişti. İtibar suikastı içerikli haberleriyle bilenen Oda TV’nin geçtiğimiz aylarda yönetiminde yaşanan değişimle ilgili çarpıcı bir iddia ortaya atılmıştı. Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur Oda TV için, "Şimdi Serdar Cebe ile “ılımlı” ve Ekrem İmamoğlu’nun o “kucaklayan” propaganda tarzına uygun bir yayıncılık hedeflenmekte" ifadelerini kullanmıştı. İBB sözcüsü Murat Ongun’un Soner Yalçın’ınöğrencisi olduğu biliniyor. Bütün bu gelişmeler, “İmamoğlu Oda TV aracılığıyla siyasi çıkarları doğrultusunda kendisine engel çıkarabilecek herkesi hedef tahtasına koyuyor” yorumlarına neden oldu.

2 yıl önce

Oda TV, bakanlığı’nın dolandırıcılara ve sapıklara karşı uyarı mesajını Sedat Peker’e uyarladı

İçişleri Bakanlığı, bugün vatandaşların telefonlarına dolandırılara ve sapıklara karşı uyarısı mesajı gönderdi.  Bakanlıktan gönderilen mesaj şöyle; “Sosyal medyadan yurtdışı kaynaklı görüntülü aranarak tehdit ve santaja maruz kalmamak için tanımadığınız kişilerden gelen goruntulu aramalarI reddediniz.”

2 yıl önce

ODA TV yazarı Atilla, Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattında 4.9 ton kokainin öyküsünü yazı! İşte FETÖ ve Sedat Peker’in üstünü örtmeye çalıştığı gerçekler…

Kolombiya Savunma Bakanı'nın 9 Haziran 2020'de attığı tweet ile gün yüzüne çıkan 4.9 ton kokain vakası 11 Ocak 2022'de İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü'nün 15 kişiyi gözaltına alması, bunların da tutuklanması ile sonuçlandı.  Geride, 16 ay boyunca yapılan yorumlar, yazılar, iddialar kaldı.  Gerçek ise her zamanki gibi sahipsizdi.  O halde,  Bugüne kadar tüm yazılıp çizilenleri unutun. Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattını ve 16 ay boyunca yaşanan film gibi bir öykünün gerçek hikayesi ile baş başa kalın.  2020 NİSAN KOLOMBİYA BUENAVENTURA LİMANI 2020 Nisan'ının ilk günleri... Kolombiya polisine gelen ihbar, Buenaventura Limanı'nda bir gemiye yüklenecek olan konteynırların içinde kokain bulunduğu söylüyordu.  Kolombiya anti-narkotik timleri dakikalar içinde hazırdı.  Liman kuşatıldı, uzun namlulu silahları ile bir grup polis güvenlik çemberi oluşturdu. Bu sırada Narkotik timleri konteynerin içinde aramaya başlamıştı.  Konteyner didik didik edildi. Ortada kauçuktan başka bir şey yoktu. Arama yapanlar umutsuzluk içindeydi.  Tam o sırada... Narkotik köpeği Dora ısrarla tepki veriyor, havlıyordu. Patileri ile kauçukları yırtarcasına adeta kazıyordu.  Görünürde bir şey yoktu ama Narkotik köpeği Dora'nın bu tepkisi boşa olamazdı.  KAUÇUK İÇİNE KARIŞTIRILAN KOKAİN Kolombiya polisi, konteyner içinden 3-5 numune kauçuk aldı. Cali şehrindeki Adli Tıp Enstitüsü'ne gönderdi.  Sonuç pozitifti.  Kokainler, konteyner içindeki 30'ar kiloluk 1733 kanvas içine paketlenmiş granül kauçukların içine karıştırılmıştı.   Kolombiya polisi, 3-5 numune kauçuk üzerinden alınan numunelerden yola çıkarak orantısal bir hesaplama ile kokain miktarının 4,9 ton olabileceğini raporladı.  Bu şu demekti, tüm malzemelerden numune alınmadan, sadece numunelerdeki kokain miktarından yola çıkarak yakalanan malın miktarının 4.9 ton kokain olduğu sonucuna varıldı.  Adli Tıp Enstitüsü'nün raporundan günler sonra da Kolombiya Savunma Bakanı'nın yakalanan uyuşturucuya dair attığı tweet geldi.  Artık dünya bu olayı konuşuyordu.  O SIRADA ANKARA'DA NARKOTİK DAİRE BAŞKANLIĞI Aynı anda Türkiye'de...  Ankara'daki Narkotik Daire Başkanlığı hareketlenmişti. Kolombiyalı Bakan, 4.9 ton uyuşturucu yakalandığını 9 Haziran 2020'de Twitter üzerinden duyurmuş, adresin de Türkiye olduğunu söylemişti.  Ancak o saate kadar kendileri ile resmi bir temas kurulmamış, böyle bir bilgi verilmemişti.  Derhal, Kolombiya polis timleri ile temasa geçildi. Görüntülü bir telekonferans düzenlendi.  İlk alınan bilgiler şu şekildeydi: *Uyuşturucu ihbar üzerine 1 Nisan'da yakalandı.  *Konteyner içinde kauçukların içine karıştırılmış kokain bulundu. *Tüm kauçuklar incelenmedi. İncelenen 3-5 kauçuk üzerinden uyuşturucu miktarı hesaplanmıştı. *Uyuşturucu yüklü konteynerlerin adresi İstanbul Ambarlı limanıydı.  *Yasal yükün sahibi Türk firmaydı.    *Kolombiya'da yakalanan uyuşturucu ile ilgili gözaltına alınan kimse yoktu. Sadece ortada bir uyuşturucu ve onun gideceği yer olan İstanbul Ambarlı limanı adresi vardı.  Birkaç gün sonra Türk Dışişleri Bakanlığı da devredeydi. Kolombiyalı meslektaşları ile temasa geçti.  Ancak Kolombiya makamları resmi bir bilgi paylaşımı içine girmiyordu.  UYUŞTURUCU HATTI FETÖ'CÜLER VE SEDAT PEKER'İN DİLİNDE Tam da o günlerde Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattı gündem oldu. Uyuşturucunun Türkiye'deki alıcısı ve nakliyecisi hakkında yorumlar yapıldı, isimler ortaya atıldı.  Bunların arasında eski bakanlar, bakan çocukları bile vardı. FETÖ'nün yurt dışındaki firari mensupları yayınlar yapıp "Narcos Türkiye" imajını vurguluyordu. Onlara Sedat Peker de eklenmişti.  İSİM BELİRLENDİ Narkotik Daire Başkanlığı ve İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ise Ambarlı limanına getirileceği öne sürülen uyuşturucunun sahibinin peşindeydi.  Ağustos 2020'da ilk kez Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nın izni ile soruşturmaya başlandı.  Hedef isim: Murat Karabaş'tı.  Kolombiya'dan yüklenen legal malın yani kauçuğun sahibi Murat Karabaş gözüküyordu.  Arşivlerde Murat Karabaş ile ilgili bir suç kaydı yoktu. Bir süre gümrük müşavirliği yapmış, sonrasında ticarete atılmış gözüküyordu.  Ancak araştırmalar derinleştirildikçe ilginç ipuçları belirmeye başladı.  İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü adeta iğne ile kuyu kazıyordu.  2018 yılında Murat Karabaş ile ilgili uyuşturucu kaçakçılığı yaptığına dair bir ihbar yapılmıştı. İhbar değerlendirilmiş ancak herhangi bir sonuç alınamamıştı.  Araştırma derinleştirildikçe daha da somut bilgiler ortaya çıkmaya başladı.  İLK İPUCU BAHÇELİEVLER'DEKİ YARALAMA Mayıs 2020'da Murat Karabaş, Bahçelievler'de bacağından vurulmuştu. Polis kayıtlarına bu trafik tartışması sonucu çıkan basit bir kavga sonucu meydana gelen yaralama olayı olarak geçmişti.  İstanbul Narkotik polisi, Murat Karabaş'ı yaralayan kişinin uyuşturucu kaçakçılığından sabıkalı meşhur Gün Ailesi'nin bir ferdi olduğunu tespit etti.  Bu basit bir trafik tartışması sonucu meydana gelen bir olay olamazdı.  HAYVAN DERİSİ GETİRDİLER Olayın meydana geldiği tarihte Kolombiya'da uyuşturucunun yakalanmasından 1 ay sonraya denk geliyordu. Bu, Kolombiya'da yakalanan kokainden dolayı bir hesaplaşmayı işaret ediyordu.  İstanbul polisi, Murat Karabaş dahil olmak üzere tüm hedef isimleri mahkeme kararı ile takibe aldı. Artık süreç başlamıştı.  Murat Karabaş'ın Kolombiya'dan bir sonraki ithalatı "hayvan derisi" oldu.  Bu deyim yerindeyse "hayatın olağan akışına aykırıydı". Çünkü Kolombiya'dan getirilen hayvan derilerinin kalitesi düşüktü ve ticari olarak kar getirmiyordu. Bu bir uyuşturucu sevkiyatı olabileceği anlamına geliyordu.  Hayvan derileri Ambarlı Limanı'na getirildi.  Narkotik timleri henüz deriler konteynırlardayken gizlice inceleme yaptı. Sonuç negatifti. Uyuşturucu yoktu.  Yine de takip devam ettirildi.  Hayvan derileri Avcılar'da bir otoparkın boş bir bölümüne istiflendi. Narkotik dedektifleri izlemeyi sürdürüyordu.  Günlerce burada kalan deriler önce İstanbul'da bir gecekonduya ardından da başka bir ile götürüldü. Takip tam 2,5 ay sürdü. Çürümüş haldeki deriler hurda fiyatına satıldı.  KOLOMBİYA-İSTANBUL SEVKİYATINDA KOPTU Narkotik timlerinin değerlendirmesi, Kolombiya-İstanbul hattında bir kopukluk olduğu yönündeydi. Nisan 2020'deki yakalamadan sonra sevkiyat konusunda kaçakçıların tedbirli davrandığı yönündeydi.  Uyuşturucunun buradaki ismi Murat Karabaş'ı gözaltına almak için İstanbul Narkotik polisi sağlam deliller aramaya devam etmeli, ilişkileri ortaya çıkartmalıydı. Yoksa şüpheliler ellerini kollarını sallayarak serbest kalabilirdi.  Bu da uyuşturucu organizasyonunun aklanması anlamına gelirdi.  DELİLLENDİRİLDİ OPERASYON YAPILDI Günlerce süren çalışmalar sonunda Murat Karabaş'ın bir başka uyuşturucu kaçakçısı A.A. ile bağlantısı tespit edildi. Bu kişi, Ankara Narkotik polisinin yaptığı operasyonda, Kolombiya'dan çiçekler arasına koyularak getirilen 24 kilo kokainin, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yakalanan 2,5 kilo kokainin de sahibiydi.  A.A ile Murat Karabaş arasındaki ilişki de tespit edildi. Uyuşturucu organizasyonun tüm bağlantıları delillendirilmiş, ilişki ağları ortaya konmuştu.  11 Ocak 2022'de operasyon için düğmeye basıldı. İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ekipleri Murat Karabaş'ın da aralarında bulunduğu 14 kişiyi gözaltına aldı. Sonradan bir kişinin de yakalanmasıyla bu sayı 15'e çıktı.  Hepsi tutuklandı.  Aradan geçen 16 aya rağmen Kolombiya halen Türk makamlarının adli yardımlaşma taleplerine cevap vermedi. 

2 yıl önce

Oda TV’nın ‘Suriyeli polis’ yalanı

Kendisini emekli emniyet müdürü olarak tanıtan Feramuz Erdin, Oda TV’de kaleme aldığı yazısında tartışma yaratan iddialarda bulundu. Erdin, Suriyelilerin ‘kültür uyumu’ adı altında polis olabileceğini söyledi. Erdin, “Burada hedeflenen sayının ne olduğu çok önemli ama bu sayı maalesef henüz kamuoyu ile paylaşılmış değil. Muhtemelen “kültür ve lisan” uyumunu sağlamak mazereti adı altında Suriyeli polis istihdamına çok yakında başlanacaktır.” dedi. Kendisini “Emekli Emniyet Müdürü” olarak tanıtan Feramuz Erdin’in her şey den önce ’emekli emniyet müdürü’ olduğu doğru değil. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, sık sık medyada kendisini ’emekli emniyet müdürü’ ve ‘güvenlik uzmanı’ olarak tanıtan Feramuz Erdin ile ilgili geçtiğimiz yıllarda şu açıklamayı yapmıştı: “Bu kişinin 1992-2007 tarihleri arasında teşkilatta çalıştıktan sonra 2007 yılında istifa ederek emniyet amiri rütbesinde iken ayrılmış; teşkilatımızda çalıştığı süre içerisinde operasyon yapılabilecek hiçbir birimde çalışmadığı gibi terör operasyonları ile ilgili de herhangi bir özel kurs veya eğitim de almamıştır‘ Oda TV yazarı Feramuz Erdin’in kendisini tanıtırken söylediği yalan gibi yazısında kullandığı iddia da tamamen yalan… Suriyelilerin Türkiye’de polis yapılabileceği iddiası, Feramuz Erdin’in adını duyurmak için zaman zaman başvurduğu klasik yalanlarından bir tanesi… Söz konusu yazar, daha önce de defalarca güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla ilgili akla mantığa sığmayacak iddialarda bulunmuş, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından hakkında aşağıdaki açıklama yapılmıştı: ‘‘Yeterli bilgi birikimi olmayan bu ve benzeri kişilerin uzman sıfatıyla yorum ve değerlendirmelerde bulunmaları, canları pahasına terör örgütleri ile mücadele eden personelimizin motivasyonunu olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Kuruluşundan bugüne kadar ülkemizin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehdit unsuru olan terör örgütlerine yönelik kararlı mücadelemiz dün olduğu gibi bugün ve yarın da devam edecektir.‘‘ Polis Akademisi Başkanlığı’nın web sayfasında kimlerin polis olabileceği ve hangi şartları taşımaları gerektiği net biçimde ifade edilmiştir.

1 2 3