28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

Korkmaz Yiğit'in, Lütfü Türkkan'ı '3 milyon 750 bin dolar dolandırdı' diye suçladığını olayda yeni ayrıntılar ortaya çıktı

Bingöl'de şehit ağabeyine küfürler savuran İP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın iş insanı Korkmaz Yiğit'i yüzde 89'luk hissesi İBB'ye ait olan arazinin satışı için 3 milyon 750 bin dolar dolandırmasıyla ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Yiğit'in önce 21 Aralık 2020'de Türkkan'a, "Lütfü kardeşim seni 1985 yılında tanıdım. Bana 'düşünüp sana döneceğim' demiştin ama dönmedin" yazdığı bir mail attığı öğrenildi. AKŞENER'E MAİL ATTI Sabah'ın haberine göre, Türkkan'dan cevap alamayan Yiğit'in, bu kez 6 Mayıs 2021'de İP Genel Başkanı Meral Akşener'e bir mail atarak durumu anlattığı ortaya çıktı. İş insanı Yiğit, aynı gün TBMM'ye de gereğinin yapılması için dilekçe yolladı. Yiğit dilekçesinde milletvekili Türkkan'a avukatı aracılığıyla para vermesine rağmen hisseyi alamadığını, Türkkan'ın kendisine kaba bir şekilde "Üstüne su iç" dediğini ifade etti. 'BUNUN ADI YAĞMA' Yiğit, yaşadığı dolandırıcılık vakasını İP Genel Başkanı Meral Akşener'e 6 Mayıs'ta yazdığı mailde şöyle anlattı: "İnsan, onuru ve şerefi için yaşar. Size sadece partiniz milletvekili olan Lütfü Türkkan'ın yaptığını, arazimin tapusunu vermediği gibi ödediğim paramı da vermeyişini ve bu paramı her ne kadar avukatımdan almış ise de bunu avukatımı korkutarak, baskı ile aldığını ve bunun da hukuktaki adının yağma olduğunu ve bunu bilmeniz gerektiğini düşündüğümü, bunun için de sizin sağduyunuza, sizin milletin bütün sorunlarıyla uğraşan iradenize benim sorunumla da uğraşacağınız inancı ve dileğiyle yazıyorum." İYİ Parti lideri Akşener, Türkkan'ın iş insanını nasıl dolandırdığını anlatan maile rağmen, tıpkı şehit ağabeyine küfretmesinin ardından İP'li Türkkan'a arka çıktığı gibi, dolandırıcılık olayını da görmezden geldiği ve Türkkan'ın dolandırıcılığına sessiz kaldığı ortaya çıktı. 3 MİLYON 750 BİN DOLAR DOLANDIRDI Geçen yıl yaşanan dolandırıcılık olayında iş insanı Korkmaz Yiğit, Beşiktaş Ulus'taki 4 milyon 500 bin dolarlık arazide hissesi bulunan Lütfü Türkkan ile araziyi satın almak için anlaşıp yüzde 11'lik hisse için Türkkan'a 750 bin dolar ödedi. Arazinin İBB'ye ait olan geri kalanı için de avukatı Harun Tavşancıl aracılığıyla Türkkan'a 3 milyon 750 bin ödedi ancak tapuyu alamadı. Yiğit, "Lütfü Türkkan beni tehdit etti, ben de korkup parayı verdim" diyen avukatı ile Türkkan hakkında "Dolandırıcılık", "Zimmet" ve "Görevi kötüye kullanma" suçlarından dava açılması için suç duyurusunda bulundu.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı: Elektronik kelepçe ile takip edilen vakalarda kadına şiddet olayı yaşanmadı

Mükerrer şiddetin önlenebilmesi, mağdur kadınların tekrar aynı şiddet olayına maruz kalmaması için şiddet uygulayanın mağdura yaklaşmaması yönünde 7/24 kesintisiz olarak takibinin yapılabilmesi amacıyla Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi’nde (GAMER) Elektronik İzleme Merkezi kuruldu. Böylelikle elektronik kelepçe takılması yönünde aile mahkemelerince verilen kararlar bu merkezden takip edilebiliyor. Sistem nasıl çalışıyor? Elektronik kelepçe takmakla yükümlü kişi, şiddete maruz kalma ihtimali olan kişiye mahkeme kararının belirttiği mesafeden fazla yaklaşırsa merkeze GPS üzerinden uyarı sinyali düşüyor. Uyarı doğrultusunda izleme personeli eş zamanlı olarak hem yükümlüyü hem de mağduru arıyor ve bulunduğu koordinattan ayrılmasını istiyor. Yükümlünün harekete devam etmesi ihtimali göz önüne alınarak mağdurla da irtibat kuruluyor ve kendini güvenli bölgeye alması, koruması için bir ekip gönderileceği söyleniyor. Yükümlü hareketine devam ederse kolluk personeli tarafından müdahale ediliyor ve hakkında gerekli işlemler başlatılıyor. Yükümlü kelepçeye sabotaj girişiminde bulunduğu anda merkez uyarılıyor Eğer yükümlü kendisine takılan elektronik kelepçe ünitesini şarj etmezse veya kelepçeye yönelik bir sabotaj girişimi olursa; kayışı kesme, koparma, klips olarak ifade edilen aparatı çıkarma ya da farklı bir teşebbüs olursa elektronik kelepçe izleme personelinin ekranına bir uyarı düşüyor. Personel tarafından yükümlünün bu hareketten vazgeçmesi isteniyor. Yükümlü, mağdura yaklaşmaya devam ederse kolluk personelinin kendisine müdahale etmesi sağlanıyor. Bunun yanı sıra yükümlünün akrabaları ve yakınları tarafından şiddete uğrayacağı yönünde mağdurun bir rahatsızlığı olması halinde ise mağdura panik butonu veriliyor. Bu butona bastığı anda izleme personelinin ekranına ‘mağdur panik butonuna bastı’ yönünde bir ihbar geliyor. Doğrudan bu ünite veya cep telefonu üzerinden mağdurla iletişime geçilerek güvenlik güçlerinin müdahale etmesi sağlanıyor. 764 kişiye takip yapıldı, hiç şiddet olayı yaşanmadı Elektronik İzleme Merkezinde şu an 272 kişiye aktif izleme yapılırken bugüne kadar toplam 764 kişiye elektronik kelepçe takılarak takibi gerçekleştirildi. Elektronik kelepçe uygulaması ile takip edilen hiçbir vakada kadına şiddet olayı yaşanmadı.

2 yıl önce

Emniyet'ten 'Türkeş etkinliği' açıklaması: Çevik Kuvvet, grupları ayırmış ve olay sonlandırılmıştır

Açıklamada, her etkinlikte olduğu gibi Türkeş için gerçekleştirilen anma gününde de gerekli risk değerlendirmesi yapılarak İl Emniyet Müdür Yardımcısı emrinde yeteri kadar personel görev aldığı belirtildi. Organizasyonu düzenleyen kuruluşun katılımcı sayısı ve isimlere ilişkin emniyeti önceden bilgilendirmediği ve sebeple tüm katılımcıların üst araması yapılarak içeri alındığı belirtilen açıklamada, "Etkinliğe katılımcı gibi gelen şahıslarla etkinliği düzenleyenler arasında salon içerisinde arbede çıkmış, görevli personel ve Çevik Kuvvet personelimiz salon içerisine girerek grupları ayırmış ve olay sonlandırılmıştır" denildi.

2 yıl önce

Tahir Güven cinayetinde tutuklanan şüpheli: Olayı PKK adına Miraz gerçekleştirdi

star.com.tr’nin haberine göre; Cizre'nin Cudi Mahallesi'nde 4 Aralık günü silahlı saldırıda hayatını kaybeden Meman aşireti lideri Tahir Güven'in ölümü ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınıp, tutuklanan Emin Kalkan'ın ifadesinde, Miraz adlı bir kişinin adını verip, cinayeti onun işlediğini iddia etti. Miraz ile 4 ay önce bir arkadaşı aracılığı ile tanıştığını belirten Kalkan, ifadesinde şunları anlattı: "Bana HDP içerisinde gençlikten sorumlu kişi olarak faaliyet yürüttüğünü söyledi. Cizre ilçesinde gençleri bir araya getirerek, silah, mühimmat ve maddi yardımda bulunarak, tekrar hendek-barikat dönemindeki gibi örgütü güçlendirmeye çalıştıklarını söyledi. Daha sonra bana numarasını verdi. Şu an numarayı hatırlamıyorum. Telefonuma Miraz olarak kaydettim. Daha sonra ayrıldık." 'BENDEN AÇIK HAT İSTEDİ' Saldırıdan 2 gün önce evinin yakınında Miraz ile buluştuğunu ve kendisini ajanlıkla suçladığını anlatan Kalkan, şunları söyledi: "Bana belindeki silahı gösterdi. Korktum, kendisi ile ilgili kimseye bilgi vermediğimi söyledi. Bunun üzerine benden açık hat istedi. Ben de korktuğum için teklifini kabul ettim. Ertesi gün hattı, teslim etmek üzere anlaştık. Ertesi gün 200 TL karşılığında bir adet açık hat aldım. Ancak hattın numarasını bilmiyordum. Bu hattın parasını ben verdim. Miraz benden önceki gün buluştuğumuz yerde hattı aldı. Elinde 3 tane telefon ve modem olduğunu düşündüğüm bir cihaz vardı. Aldığım hattı, cihazlardan birine taktı. *101 kareyi tuşladı. Bir telefon numarası çıktı. Bu telefon numarası, aldığım hattın numarasıdır. Başka telefondan bir kadın aradı. Çıkan telefon numarasını ona söyledi. Daha sonra aldığım hattı, taktığı telefona bir kod geldi. bu sırada telefona WhatsApp kurulduğunu anladım. Ayrıca daha sonra Miraz da bana WhatsApp kurduğunu ve telefonumda internet tanımlı olduğunu ve kullanabileceğimi söyledi. Bana önceden yaptığı gibi gençlik yapılanması içinde yapacağı faaliyetlerden söz etti ve benim de katılmamı istedi. Tekrardan kendisini reddettim. Bunun üzerine bana ertesi gün bir uyuşturucu baronu ile görüşeceğini ve yanında olmamı istedi. Kabul edip, eve gittim." 'HER SOKAKTA TELEFONLA KONUŞTUĞUNU GÖZLEMLEDİM' 4 Aralık günü saat 17.00 sıralarında Miraz ile buluştuklarını belirten Kalkan, ifadesine şöyle devam etti: "Benim yüzüm açıktı. Miraz'ın kapüşonu kapalıydı. Buluştuğumuz yer Ak Sokak'tı. Miraz bana alt sokaklarda bir yerde uyuşturucu baronu olduğunu, görüşmeye gideceğini, benim de yanında olmamı istedi. İstemediğimi söylememe rağmen ısrarları üzerine, korkudan teklifini kabul ettim ve sokaklara doğru yürümeye başladık. Bu sırada telefonu sürekli çalıyordu. Telefonu açtığı zaman benden uzaklaşıyordu. 2-3 saniyelik, kısık sesle konuşmalar yapıp, telefonu kapatıyordu. Genellikle geçtiğimiz sokakların isimlerine bakıyor, her sokakta telefonla görüştüğünü gözlemledim." 'BENİM İŞİM TAMAMDIR' DİYEREK AYRILDI' Daha sonra Miraz'ın girdikleri bir sokakta kendisini beklemesini söylediği belirten Kalkan, ifadesinde şunları söyledi: "Miraz, yan sokağa hızlı adımlarla girdi. Sokağa girince benim görüş açımdan çıktı. Kendisini görmedim. Görüş açımdan çıktı, 4-5 saniye sonra birden fazla el silah ateş sesi duydum. Mermilerin bana sıkıldığını düşünerek, kaçmaya başladım. Peşimden Miraz'ın geldiğini gördüm. Ben korkudan daha hızlı koşmaya başladım. Yaklaşık 400- 500 metre koştuk. Bizim evin yakınlarına kadar geldik. Burada Miraz beni durdurdu, telefonumu istedi. Telefonum içinden hattımı çıkarıp, sim kartımı bana verdi. Telefonumu cebine koydu. Ne olduğunu sorduğum zaman, bana gülerek 'benim işim tamamdır' dedi ve ayrıldı. Ben de korktuğumdan kendi evime geldim." 'KORKUDAN POLİSE TESLİM OLAMADIM' Daha sonra yemek yemeye amcasının evine gittiğini söyleyen Kalkan, ifadesini şöyle sürdürdü: "Eve gittiğim zaman evde bulunan kişiler, Cudi Mahallesi'nde Tahir Güven isimli şahsın öldürülmüş olduğunu söylediler. Miraz'ın silahla ateş ettiği kişinin, Tahir Güven olabileceğini orada anladım. Evden dışarı çıktığımızda ikametimiz önünde polisler olduğunu gördüm, beni aradıklarını anladım. Korkudan polise teslim olamadım. Ablamın evine gittim. Olay gecesinde polis ekipleri tarafından ablamın evinde yakalandım." 'HERHANGİ BİR KEŞİF FAALİYETİNDE BULUNMADIM' Güven'in öldürülmesi olayında hiçbir şey yapmadığını söyleyen Kalkan, ifadesinin son bölümünde, "Benim kesinlikle Tahir Güven isimli şahsın öldürülmesi olayında bir dahilim yoktur. Kendisi ile cinayet olayı hakkında herhangi bir keşif faaliyetinde bulunmadım. Tahir Güven'in öldürülmesi olayını Miraz isimli kişi, gerçekleştirmiştir. Kendisi bu cinayeti PKK/KCK terör örgütü faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirmiştir. Bu kişinin herhangi bir kişiden talimat alıp, almadığına yönelik bilgim yoktur" ifadelerini kullandı. 3 KİŞİNİN SORGUSU SÜRÜYOR Güven'in öldürülmesi ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan HDP Gençlik Meclisi üyeleri Mehmet Miraç Dinç ve Abdullah Kaçmaz ile Sümeyye Gök'ün ise Şırnak Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ndeki sorguları sürüyor.

2 yıl önce

İBB polisin şehit olduğu olaylara karışan DHKP-C'liyi işe almıştı! Şehit babası isyan etti: Vicdansızlar...

Sabah Gazetesi’ne konuşan şehit babası Mehmet Sivri, DHKP-C'lilerin işe alımını duyunca kahrolduğunu belirterek "Nasıl oluyor da bu örgüt elemanlarına belediyeler iş verebiliyor. Ne demek ya ne demek. Bunu hangi vicdanla yapıyorlar. Bunlar tamamen vicdansızlar. Diyecek kelime bulamıyorum" diye konuştu. (İBB'DE İŞE ALINAN DHKP-C'Lİ TERÖRİST FIRAT B.) İBB POLİSİN ŞEHİT EDİLDİĞİ OLAYLARA KARIŞAN TERÖRİSTİ İŞE ALDI İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde 455 PKK ve KCK, 80 DHKP-C, 20 MLKP ile 2 MKP bağlantılı kişilerin işe alınmasını açıklamasının ardından gözler İBB'ye çevrildi. SABAH'ın ulaştığı bilgilere göre, PKK'nın dağ kadrosuyla bağlantılı kişiler ile 2015 yılında İstanbul Gazi Mahallesinde yaşanan olaylarda polis memuru Muhammet Fatih Sivri'nin şehit edilmesine karıştığı belirlenen DHKP-C üyesi Fırat D.'nin de İstanbul Büyükşehir Belediyesinde işe başladığı ortaya çıktı. (ŞEHİT POLİS MEMURU MUHAMMET FATİH SİVRİ) ŞEHİT AİLESİ TEPKİLİ DHKP-C örgüt üyesi Fırat D.'nin 24-27 Temmuz 2015 tarihlerinde İstanbul Gazi Mahallesinde yaşanan olaylarda Polis Memuru Muhammet Fatih Sivri'nin şehit edilmesine karıştığı değerlendirilen örgüt üyelerine yönelik 4 Ağustos 2015'te yapılan operasyonda gözaltına alındıktan sonra tutuklandığı ortaya çıktı. Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 03-13 Şubat 2016 tarihleri arasında ise 10 gün süreli açlık grevi eylemine katıldığı öğrenildi. 24 Şubat 2020'de İBB'nin personel yönetim şirketinde işe alınan örgüt üyesi, deşifre olmasının ardından şehit babası Mehmet Sivri tepki gösterdi. "BUNLAR TAMAMEN VİCDANSIZ" Şehit babası Mehmet Sivri, oğlunun katledildiği saldırıya karışan DHKP-C üyesinin İstanbul Büyükşehir Belediyesinde işe alınmasıyla ilgili ateş püskürdü. Acılarının halen taze olduğunu belirten şehit babası "diyecek bir kelime bulamıyorum. Duyunca daha beter kahroldum. Nasıl oluyor da bu örgüt elemanlarına belediyeler iş verebiliyor. Onlar şehit ailelerinin ne durumda olduklarını bilmiyorlar mı? Devletimiz bu terör örgütü üyelerini tespit etsin ve biran önce bu isimlerin tek tek yargılanmasını istiyorum. Onların yargılanması içimizdeki acıyı ne kadar dindirebilir bilmiyorum ama bunların da belediyelerde çalışmasını istemiyoruz. Devletimiz biran önce bunları tespit etsin ve hukukun önüne çıkartsın, adalet yerini bulsun, hak ettikleri cezaları alsınlar. Çok acı bir durum bu. Ne demek ya ne demek. Bunu hangi vicdanla yapıyorlar. Bunlar tamamen vicdansızlar" dedi. (ŞEHİDİN BABASI MEHMET SİVRİ) "ÖRGÜTLERDEN OY ALDIKLARI İÇİN İŞE ALIYORLAR" Şehit babası Sivri, "Onların oy aldığı kişiler zaten belli. Mecburen tabi işe alıyorlar. Öyle vaatlerle oy aldıkları için. Oradan oy aldıkları için bu adamları da işe yerleştiriyorlar. Ama bir an önce devletimiz bu isimleri tespit edip adalet önüne çıkartmaları, cezalarını çekmeleri gerekiyor. Şehit aileleri olarak bunu istiyoruz. İstanbul çok büyük bir şehir. Yasal bir düzende yaşamayı istemeyen adamlara sen İstanbul'u teslim ediyorsun. Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs eden kişilere sen İstanbul'u teslim ediyorsun. Onların bi ran önce belediyeden temizlenmesini istiyoruz. Duyunca inanamadım. Vatan için bir şehit verdim. İçimdeki koru söndürebilecekken bu isimlerin belediyelerde çalışmaları bizi tamamen kahrediyor. Bunların hesap vermelerini, cezalarını çekmelerini istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışan neyse onu yapsınlar, devletimizin menfaati neyse orada bulunsunlar. Yasadışı bir şey yapılıyorsa her zaman biz karşısındayız. Güvenlik güçlerine kurşun sıkanların, belediyede çalıştırılanların tespit edilmesini ve yargılanmasını istiyoruz" dedi.

2 yıl önce

Gaziantep’te pitbull köpeklerinin saldırması olayı sonrasında 3 kişi tutuklandı

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yapılan açıklama şöyle;

2 yıl önce

Karanlık el devrede! Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly: Bu olaylarda iç ve dış unsurların katkısı var

Büyükelçi Saparbekuly, ülkesindeki olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu. Saparbekuly, Kazakistan'da olayların LPG zammı gerekçesiyle Mangistau eyaletinde halkın protestolarıyla başladığını hatırlatarak, "Bu protesto eylemleri bir gün sürdü. Bir gün sonra gece yarısı Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev talimat verdi ve halkın bu taleplerinin, ekonomik şartların kanun çerçevesinde araştırılması talimatını verdi. Bu çerçevede bir hükümet komisyonu oluşturuldu. Bu komisyon üyeleri olayların yaşandığı Mangistau bölgesine gitti. Oradaki protestocu halkla bir müzakere süreci yaptı. Cumhurbaşkanımız halkımızın kendi haklarını açık bir şekilde ifade etmeye hakkı olduğunu, yapılan protestoların kanun dışına çıkmaması gerektiğini belirtti." dedi. Komisyon üyeleri ve protestocular arasında yapılan görüşme sonrası LPG fiyatlarının düşürüldüğünü aktaran Saparbekuly, güvenlik güçlerinin sivillere karşı şiddet kullanmadığını belirterek, "(Başlangıçta) Halka karşı bir güç gösterimi ya da onları dağıtmaya yönelik bir eylem yapılmadı. Halkın barışçıl şekilde gösteri yapması sonrası karşılıklı olarak herhangi bir çatışma yaşanmadı, tabii ufak-tefek çatışmalar müdahaleler oldu ama komple bir şekilde bir müdahale olmadı." ifadesini kullandı. "OLAYLARIN ALMATI'YA SIÇRAMASI SONRASI TALEPLER FARKLI BİR BOYUTA ULAŞTI" Saparbekuly, olayların ülkenin farklı şehirlerine de yansıdığını, ülkedeki birçok şehirdeki protestoların barışçıl şekilde devam ettiğini fakat ülkenin en büyük kenti Almatı'daki bazı protestoların kanun dışına çıkarak provokatif eylemlere dönüştüğünü söyledi. "Protestolar ilk önce basit taleplerle oluştu, öncelikle fiyatların düşürülmesi, halkın ekonomik durumunun iyileştirilmesi, maaşların artırılmasıyla ilgili Kazakistan halkının, herkesin temel arzusu olan temel taleplerle oluştu. Olayların Almatı'ya sıçraması sonrası talepler farklı bir boyuta ulaştı." değerlendirmesinde bulunan Saparbekuly, aşırı uç sayılabilecek taleplerin protestocular tarafından dillendirildiğini kaydetti. "GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ İÇERİSİNDE CAN KAYIPLARI VAR" Saparbekuly, olayların net olarak ortaya çıkarılması için henüz erken olduğunu vurgulayarak, "Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı gibi bu olaylarda iç ve dış unsurların katkısı var. Bunlar Cumhurbaşkanımız tarafından da net olarak açıklandı." dedi. Kazakistan'ın birçok kentinde olayların devam ettiğini belirten Saparbekuly, olayların başladığı Mangistau bölgesinde de eylemlerin çoğunun barışçıl şekilde devam ettiğini, bazı şehirlerde ise vandalizme varan olayların yaşandığını anlatarak, "Güvenlik güçlerine saldırılıyor, güvenlik güçlerimiz içerisinde can kayıpları var. Almatı'da vandalizme varan olaylar gerçekleştiriliyor. Almatı valilik binasının yakılması, bir medya merkezinin basılması gibi bazı olaylar yaşanıyor. Güvenlik güçleri, ulusal muhafızlar ve askeri birlikler ile Almatı'daki kalabalık ve provokatif grupların dağıtılması için müdahaleler sürüyor. Bunlar tabii göz yaşartıcı gaz gibi yöntemlerle sağlanıyor." değerlendirmesinde bulundu. Saparbekuly, güvenlik güçlerinin içerisinde can kayıplarının olduğunu dile getirerek ülkede olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini söyledi. Türkiye Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklama ve Türk halkının sosyal medyada yaptığı paylaşımlardan memnuniyet duyduğunu belirten Saparbekuly, Kazakistan'ın istikrarının halkın sağduyusuyla gerçekleşebileceğini aktardı. OHAL KARARININ ÜLKENİN TÜM BÖLGELERİNDE GEÇERLİ OLDUĞU DUYURULDU Kazakistan'ın batısında 2 Ocak'tan itibaren LPG'ye yapılan zamlar ve ülkedeki sosyoekonomik durumun kötüleştiği gerekçesiyle başlatılan protestolar ülkenin diğer kesimlerine yayıldı. Sokak olaylarına dönüşen gösterilerde güvenlik güçleri ile protestocular arasında çatışmalar yaşandı. Polis ve askeri araçları ateşe veren ve devlet binalarına giren protestoculara, güvenlik güçleri ses bombası ile müdahale etti. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, başlatılan protestolardan sorumlu tuttuğu hükümetin istifasını kabul etti. Protestoların yayılması sonucu önce başkent Nur Sultan, Almatı şehri ve Mangistau eyaletlerinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi. Ardından OHAL kararının ülkenin tüm bölgelerinde geçerli olduğu duyuruldu.

2 yıl önce

Le Monde: “Kazakistan’daki olaylar ‘Türk Devletleri Teşkilatı’na karşı”

Kazakistan'da akaryakıt fiyatlarına yapılan zam ülkede geniş çaplı protestolara yol açarken, Başbakan Askar Mamin hükümeti istifa etti. Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, şiddet görüntülerine sahne olan protestolarda "yabancı provokatörleri" suçladı. "KAZAKİSTAN, İHA'LAR SATIN ALDI" Fransız basınında Le Monde gazetesi, Kazakistan'daki olayların, bu ülkenin Türkiye ile ilerleme kaydettiği bir dönemde yaşandığına dikkat çekti. İki ülke arasında stratejik yakınlaşmanın olduğu belirtilerek, "Kazakistan, 2021'de bir NATO ülkesi olan Türkiye'den insansız hava araçları ve silah satın aldı." denildi. "TÜRKİYE İLE DİLSEL VE KÜLTÜREL YAKINLIĞA SAHİPLER" Türkiye'nin Türk Devletleri Teşkilatı'nı (OET) geliştirmek için çaba gösterdiği, Orta Asya ve Kafkaslar'da 5 ülkenin yeniden bir araya getirildiğine vurgu yapılarak şunlar aktarıldı: "Bu ülkeler, Türkiye ile büyük bir dilsel ve kültürel yakınlığa sahip ve nüfuslarının büyük çoğunluğu İslam dinini benimsiyor.  Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, Mart 2021'de OET Zirvesi'ndeki konuşmasında, 'Hedefimiz, Türk dünyasını 21'inci yüzyılın en önemli ekonomik, kültürel ve insani bölgelerinden biri yapmak' dedi." "TÜRKİYE, KİLİT OYUNCU OLDUĞUNU GÖSTERDİ" Kazak siyaset bilimci Dossym Satpaiev'in, "Türkiye, 2020'de Dağlık Karabağ çatışmasında kilit bir oyuncu olduğunu gösterdi ve OET üyelerinin gözünde güçlü argümanları var. Artık her şey iki unsur etrafında dönüyor: ekonomi ve güvenlik." şeklindeki görüşleri paylaşıldı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 17 18