07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

'Ortak aday' diyen Akşener HDP'yi dışladı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Halk TV'de katıldığı canlı yayında, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili konuştu.   "ORTAK ADAYIN FAYDALI OLACAĞINA İNANIYORUM"  Gelecek seçimlere nasıl bir ittifakla gidileceğini zamanın göstereceğini ifade eden Akşener, "Ben 24 Hazirandaki tecrübeme dayanarak, ülkenin nefes almasına engel olacak bir tutumda bulunmam. Ama o tecrübeden çıkardığım bir tecrübe var benim de önerdiklerim var. Biz bu konuda bir şey konuşmadık. Benim önerim şu; gördüğüm şu oldu ortak bir adayla gidilmenin faydalı olduğuna inanıyorum." dedi.

2 yıl önce

ABD'den Afganistan açıklaması: “Havalimanının sivil kısmının açılması için Türk ve Katarlı ortaklarımız ile çalışıyoruz”

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, Afganistan'dan tahliye edilen yaklaşık 120 bin kişiden yüzde 77'sinin Özel Göçmen Vizesine başvurmaya hak kazanan Afganlar olduğunu açıkladı. Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, Beyaz Saray'da düzenlediği günlük basın toplantısında, Afganistan'daki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Afganistan'da hala tahliye edilemeyen kişiler için girişimlerini sürdürdüklerini belirten Psaki, "Tahliye edilenlerden yüzde 77'si, Özel Göçmen Vizesi (SIV) almaya hak kazanan Afganlardı" ifadesini kullandı. KABİL HAVALİMANI İÇİN TÜRKİYE VE KATAR VURGUSU Psaki, çok konuşmamış olsalar da Afganistan'daki tahliyelerde uçaklardan başka yollara da başvurduklarına işaret ederek, bazı durumlarda helikopterlerle insan taşıdıklarını ancak güvenlik gerekçesiyle bunları açıklamadıklarını söyledi. Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın tahliyeler için tekrar işletmeye açılması yönünde çalışmalarını sürdürdüklerinin altını çizen Psaki, "Havalimanının tekrar faaliyete geçmesi için çalışıyoruz, havalimanının sivil kısmının açılması için Türk ve Katarlı ortaklarımız ile çalışıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

2 yıl önce

Batı medyası PKK ile suç ortaklıkları alenileşmesin diye Diyarbakır annelerini görmüyor

PKK tarafından dağa kaçırılan çocuklarının geri dönmesi çağrısı yapmak için bir grup Diyarbakırlı anne 3 Eylül 2019'da HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde eylem yapmaya başladı. Hacire Akar'ın HDP İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos 2019'da başlattığı oturma eyleminden cesaret alan Türkiye'nin dört bir yanından aile de eyleme katıldı. Mart 2020'de protestolara katılanların sayısı 134'e yükseldi. Aileler, yeni tip koronavirüs (kovid-19) salgını döneminde de eylemlerine devam etti. Yaşlı ve kronik hastalığı olan anne-babaların dışındakiler salgın tedbirlerine dikkat ederek "Evlat nöbeti"ne ara vermedi. PKK'nın dağa kaçırdığı 32 aile kararlı direnişleri sonucu evlatlarına kavuştu. Ailelerinin "geri dön" çağrısına yanıt veren çocuklar diğer aileler için de umut oldu. Diyarbakır annelerin evlat nöbetinde gösterdikleri kararlı duruş HDP'nin kepenk indirmesine neden oldu. PKK ise ailelerin direnişini kırmak, eylemlerini sonlandırmak amacıyla başta tehdit olmak üzere birçok yolu denedi. Diyarbakır annelerini, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere birçok bakan, siyasetçi, sanatçı, gazeteci, yazar, sporcu, sivil toplum kuruluşu temsilcisi, kanaat önderi ve din adamı ziyaret ederek destek mesajları verdi. Ayıca Avrupa Parlamentosu üyesi Tomas Zdechovsky, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Denetim Komisyonu Türkiye eş raportörleri Jakob Wienen ve Yoomi Renström'un yanı sıra Ukrayna, İngiltere, Hindistan başta olmak üzere 9 ülkenin büyükelçileri Diyarbakır anneleriyle görüştü. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Güvenlik Araştırmacısı Bilgehan Öztürk, İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yusuf Özkır ve SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, uluslararası basının yaklaşık 3 yıldır devam eden Diyarbakır annelerinin "Evlat nöbeti" eylemlerine neden duyarsız kaldığını değerlendirdi. "PKK'yı terör örgütü kabul etmek onları zora sokar" Bilgehan Öztürk, Diyarbakır annelerinin eylemlerinin Kürt halkının PKK'ya yönelik en somut eylemlerinden olduğunu söyledi. Batı'nın, "Türk devleti Kürtleri eziyor, haklarını ihlal ediyor, o yüzden Kürtler de silahlı mücadele veriyor" şeklinde algıya sahip olduğunu ifade eden Öztürk, "Oysa Diyarbakır anneleri 'PKK, Kürtleri eziyor, haklarını ihlal ediyor' mesajı veriyor. Batı basını bu söyleme alışkın değil dolayısıyla bu gerçeği görmek işlerine gelmez." dedi. Öztürk, birçok Batılı devletin Suriye bağlamında YPG ve PKK ile askeri, istihbarat ve eğitim konusunda iş birliği yaptığını kaydetti. PKK'nın gerçek yüzünün ortaya çıkmaması için Batı basınını Diyarbakır annelerini görmezden geldiğine dikkati çeken Öztürk, "Diyarbakır annelerinin hikayelerine yer vermeleri PKK ile kurdukları suç ortaklığını aleni şekilde ortaya koyar. Dolayısıyla partnerleri olan PKK'nın terör örgütü olduğunu kabul etmek kendilerini zora sokar. Kimse ayağına sıkmak istemez." diye konuştu. Batı'da ana akım medya, entelektüel ve siyasi partiler arasında PKK ve uzantısı parti ve yapılara sempatisi olduğunu kaydeden Öztürk, "Hele DEAŞ ile mücadele döneminde bir destan ve başarı hikayesi ürettiler, PKK'lı kadınlar Batılı değerlerin koruyucusu, savunucusu olarak moda dergilerine ve filmlere konu edildi. Barbar gerici vahşi DEAŞ'a karşı Batı'nın Orta Doğu'daki aydınlanmış ilerici müttefikleri olan 'Kürtler' (PKK) savaştı. Bu hikayeyi çöpe atmak demek olur." ifadesini kullandı. Batı medyasının Diyarbakır anneleri ile ilgili haber yapmasının Kürt ve insan hakları meselesini Türkiye'ye karşı siyaseten kullanmaması anlamına geldiğini vurgulayan Öztürk, şöyle devam etti: "Diyarbakır annelerine haberlerinde yer vermezler. Aksi halede iki yüzlülükleri ortaya çıkar. Zira hak ihlali yapan PKK'dır ve bizzat Kürt aileler bunu haykırmaktadır. Diyarbakır anneleri de Batılı bir görüntü yani makbul kadın, Kürt ve Doğulu profili çizmiyor. Batı için değerler hep Batılı ve makbul Doğulular için geçerlidir." "Batı medyası ideolojik at gözlüğü çıkarmama konusunda ısrarcı" İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özkır, Türkiye'nin PKK terörüyle mücadelesinde son yıllarda iki kritik gelişme yaşandığını, bunlardan birinin Türk Silahlı Kuvvetleri ve MİT koordinasyonuyla PKK'nın sahadan silinmesi diğerinin ise Diyarbakır annelerinin mücadelesi olduğunu söyledi. Diyarbakır annelerinin "yeter artık" diyerek evlatları için ortaya koyduğu çabanın sosyolojik düzlemde PKK ile mücadelede güçlü etki oluşturduğunu dile getiren Özkır, "Terör örgütü kendini güçlü gördüğünü düşündüğü bir yerde anaların direnişi ile büyük bir kayıp yaşadı." dedi. Kadın hakları, çocuk hakları ve en temelde insan hakları bağlamında Diyarbakır annelerinin herkes tarafından desteklemesi gerektiğinin altını çizen Özkır, şöyle devam etti: "Barışçıl oturma eyleminin ve ürettiği sonuçlar objektif gazetecilik ilkeleri içerisinde alkışlanacak bir haber değerine sahip fakat Batı medyası bunu görmezlikten geliyor. Batı medyası, Türkiye'nin bütünlüğünü pozitif yönde etkileyecek birçok konuda olduğu gibi Diyarbakır anneleri konusunda da ya çarpıtma ya da görmeme yolunu tercih ediyor." Batı medyasının objektif gazetecilik kriterleriyle hareket etmediğinin altını çizen Özkır, şunları kaydetti: "Maalesef Batı medyası bu konuda da sınıfta kaldı. Batı medyası görmüyor diye Diyarbakır annelerinin muazzam direnişi gölgelenmez. Fakat onların hanesine Türkiye konusundaki çifte standartlı uygulamalarına bir başlık daha eklenmiş oluyor. Batı medyasının Türkiye'ye yönelik taktiği ideolojik at gözlüğünü çıkarmama konusunda ısrarcı. Bu saplantılı önyargıların onları kendi siyasetçilerinden bile geriye düşürüyor." "Terörist figürleri birer kahraman gibi gösterdiler" SETA Dış Politika Araştırmacısı Acun da Diyarbakır annelerinin evlat nöbetine Batı medyasının ilgisizliğinin asıl nedenin PKK'yı tehdit değil tam tersine Türkiye karşıtı bir araç olarak kullanmalarından kaynaklandığını söyledi. Avrupa Birliği (AB), ABD, Kanada, Avustralya gibi birçok ülkenin terör örgütleri listesinde yer almasına rağmen Batı dünyasının PKK ile angajman kurduğunu anımsatan, Acun şunları söyledi: "PKK'yı terör örgütü olarak tanımlarken anlaşma yapmayı, angajman kurmayı ahlaki olarak sorunlu görmeyen bir Batı dünyasıyla karşı karşıyayız. Bunu çok açık şekilde Suriye'de PYD ve PKK ile angajman içine girdiler, onlara silah ve askeri destek sağladılar. Terör figürlerini birer kahraman, birer özgürlük savaşçısı gibi sundular. PYD ve PKK'nın Suriye'deki insan hakları ihlallerini ise görmezden geldiler." Batı basınının, PKK karşıtı bütün argümanlara kulağını tıkadığını ifade eden Acun, "Aslında Diyarbakır annelerinin direnişi içinde doğrudan insani barındıran muazzam bir hikaye. Batı medyasının aradığı, haberleştirmeyi çok seveceği türden bir hikaye. Ancak PKK'nın şimdiye kadar karşı karşıya kaldığı en büyük ahlakı ve insani meydan okumalardan biri olduğu için Batı medyası bu meseleyi görmemezlikten gelmeyi tercih ediyor. Aksi durumda PKK ile kurduğu suç ortaklığını deşifre etmiş olacak." değerlendirmesinde bulundu.

2 yıl önce

Fulya Öztürk’ten, FOX TV canlı yayınında Fatih Portakal'a sert tepki

Geçtiğimiz günlerde Fatih Portakal'ın kanal yönetimine seslenerek Fulya Öztürk'ün programını eleştirdiği tweetine Fulya Öztürk, canlı yayında cevap verdi. Öztürk "Siz beni oturduğunuz yerden aşağılayamazsınız" ifadelerini kullandı. Fatih Portakal, Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımla eski çalıştığı kanala sert tepki göstermişti. Portakal, Celal Bilgin adlı kişinin içinde eşinin olduğunu iddia ettiği cinsel içerikli videoyu canlı yayında açmasıyla gündeme gelen söz konusu program için, "Sadece reyting amaçlı saçma sapan, iğrenç içerikler" demişti. Günlerdir tepki alan Fulya Öztürk bugün yayında çileden çıktı. Öztürk açıklamasında "Nedir bu böyle bilmiş küçümsemeleriniz? 2,5 ayda ne faydanız oldu? Kazandığım parayla kendime hiçbir şey almadım. Siz beni oturduğunuz yerden aşağılayamazsınız. Çoğunuz ekmek yediğiniz yere laf ediyorsunuz. Başkaları ensest ilişki işlerken 15 gün o konuyu masaya yatırırken neden sesiniz çıkmadı" diyerek ateş püskürdü. Olayın çarpıtıldığını söyleyen Öztürk, yayında videonun ekrana yansımadığını, programdaki görevlilerin işlerini yapabilmesi için izlemek zorunda olduklarını ve kendisinin de izlemediğini iddia etti.  "BEN BURALARA HİÇBİR YERİMİ AÇMADAN GELDİM" Öztürk, "Attığı manşete bak; 'Pornografik görüntü izletti.' Bak kardeşim cuma günündeki programda rahatsızlık verdiysem, şahsım ekibim adına özür diliyorum. Fakat bir videodan bahsediyor ya bu çocuk. Orada iz var diyor. Bunların hepsi gerçek. Ama öyle bir algı yapılıyor ki... 'Bu da oldu.' Türk televizyonlarında neler oldu ben sayayım mı?  "BEN BURALARA KİMSENİN TORPİLİYLE GELMEDİM" 'Bir kız çıkıyor hemen onu öldürelim boğazlayalım boğalım... Linç edelim yaşamasın. Bir kız çıktı çünkü iyi bir şeyler yapıyor.' Ben buralara hiçbir yerimi açmadan geldim. Hiçbir yerimi ortalara sermeden. Hiç kimsenin sevgilisi osu busu olmadan. Sıfır torpilsiz, emeğimle çoğu zaman kimsenin gidemediği yerlere giderek... " diye konuştu.

2 yıl önce

Bahçeli: 'HDP ile ortaklık PKK ile ortaklıktır'

MHP lideri Bahçeli, partisinin Ankara Ticaret Odası Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlediği 'Türkiye'nin Asli Gücü Analar Bacılar Kurultayı'na katıldı. Burada konuşan Bahçeli, kurultayda emeği geçenlere teşekkür etti. Bahçeli, 3 Eylül 2019'da bir grup annenin HDP Diyarbakır İl Başkanlığı'nın önünde oturma eylemi başlattığını, bu protestonun dalgalar halinde İzmir, Van, Hakkari, Şırnak, Muş ve Almanya'ya kadar yayıldığını söyledi. Dağa zorla, tehditle, baskıyla veya akılları çelinip kandırılarak götürülenlerden 32'sinin geri dönüp anneleriyle kucaklaştığını belirten Bahçeli, "Anaların nefesi kanlı örgüt PKK'nın ensesindedir. HDP, terörist devşirme mekanizmasını ara durağıdır. Bu bölücü ve yıkıcı terör partisinin ön kapısından giren, arka kapısından PKK'nın kamplarına, mağara deliklerine yollanmaktadır. HDP'nin ön kapısından giren, arkadan silahlanarak terörist kamuflajı giyerek çıkmaktadır. Bu itibarla HDP eşittir PKK'dır, YPG'dir, PYD'dir, bundan mülhem terörizmin siyasi organizasyonudur. Hiç kimse aklımızla alay etmesin. Bir yanda yandaşlarını ölüm oruçlarına mahkum eden, diğer yanda tıka basa kebap yiyen bölücü kebapçılardır. HDP'ye destek, PKK'ya destektir. HDP'yle ortaklık, PKK'yla ortaklıktır" dedi. 'PKK'NIN HDP İSİMLİ AYAĞI KIRILMALIDIR' Bahçeli, HDP'yi meşru görmenin analara hakaret, bacılara hürmetsiz, şehitlere ve gazilere ise hıyanet olduğunu belirterek, "HDP'nin kapatılması, anaların yüreklerine su serpecektir. HDP'nin kapatılması anaların ümitlerini yeşertecek, derin bir nefes aldıracaktır. Dökülmüş şehit kanlarının yerde kalmaması için PKK'nın HDP isimli ayağı kırılmalıdır, kapısına da hiçbir maymuncukla açılmayacak bir kilit asılmalıdır. HDP/PKK varsa çocuklar, gençler güvende değildir. HDP/PKK varsa milli geleceğimiz, ekonomimiz, sosyal barışımız, toplumsal huzurumuz güvenceden mahrumdur. Geldiğimiz bu aşamada teröristlerin ne yatacak bir yeri, ne kaçacak bir meskeni, ne de saklanacak emniyetli bir alanı kalmıştır. Bölücü teröristler, bölücü siyasiler gibi adaletin karşısında hesap vereceklerdir" diye konuştu. 'TERÖR ÖRGÜTÜNE SİLAH VERMEK SUÇTUR' Bahçeli, teröre yardım ve yataklık yapan muhasım güçlerin Türk milletinin sabrını zorladığını söyleyerek, şunları kaydetti: "Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığını, ABD'nin ulusal güvenliğine karşı alışılmadık ve olağanüstü bir tehdit olarak değerlendiren ve bunu Temsilciler Meclisi'ne bir mektup vasıtasıyla bildirerek yazıya döken Biden yönetimi bize göre artık bir karar vermelidir. ABD, terör örgütleriyle mi müttefik yoksa Türkiye'yle mi müttefiktir? ABD, PKK/YPG/PYD'nin stratejik ortağı mıdır? Yoksa Türkiye'nin mi stratejik ortağıdır? ABD yönetimi dost mudur düşman mıdır? Terör örgütlerine silah vermek, para vermek, eğitim desteği vermek, uluslararası hukuk çerçevesinde söylersek suçtur, insanlık değerleri adına utanç verici bir rezalettir. ABD, Suriye'den çekiliyormuş, geride 900'e yakın asker bırakıyormuş. Bunların hepsi yalan, hepsi uydurma, hepsi temelsizdir." 'ANALARINIZA KOŞUN, ONLARLA KUCAKLAŞIN' Bahçeli, bugüne kadar Diyarbakır annelerini ziyaret etmediğini, partiyi temsilen herhangi bir heyet de göndermediğini belirterek, şöyle konuştu: "Çünkü konuyu siyaset ve partilerüstü ele aldım. Çünkü Cumhurbaşkanı'ndan devletin diğer bütün kademelerine varıncaya kadar anaların haysiyetli mücadelesinin yanında kararlıca ve ikna edici şekilde durulduğunu gördüm, Cumhur İttifakı'nın ortağı olarak sürece destek oldum. Bunun yanı sıra annelerin meşru eylemlerini yakından takip ettim, hepsinin tepkisini saygıyla karşıladım, yaptıklarını kuşkusuz doğru buldum. Türkiye'nin bu kadar nazik döneminde, evlatlarına çağrıda bulunan annelerin sesi her yerde çınlamakta, samimi çağrıları geniş bir coğrafyada yankılanmaktadır. Şu anda dağda veya bir başka yerde terör baronlarının tasallutu altında bulunanlara diyorum ki; bölücü örgüt PKK'dan bir an önce kurtulun, analarınıza koşun, onlarla kucaklaşın." 'KADINA ŞİDDET SORUNU ÇÖZÜLMEDEN, HAYAT BİZE ZİNDANDIR' Bahçeli, 2020'de 527 kadının cinayete kurban gittiğini, bu yılın ilk 9 ayında ise yaklaşık 100 kadın cinayeti işlendiğini söyledi. Masum bir kadına el kaldırmanın, hayatına son vermenin barbarlık ve alçaklık olduğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi: "Gerekçesi ne olursa olsun; kadına şiddet sorunu çözülmeden, uzanan vahşi eller kırılmadan, daha da önemlisi şiddete müzahir psikolojik ve sosyolojik faktörler köreltilmeden hayat bize zindandır. Kadın cinayetleri kesilmeden insanlık değerlerini ağzımıza almayı hak göremeyiz. Akan kanı durdurmalı, şiddet ve cinayetlere yol açan sosyal, ekonomik, psikolojik açmazları mutlaka rehabilite ve tedavi etmeliyiz. Aksi halde kadına şiddetin dozajındaki artış, Allah muhafaza, toplumsal huzur, asayiş ve dengeyi hepten mahvedecek, geriye sadece yıkım ve harabeden başka bir şey kalmayacaktır."

2 yıl önce

Devlet Bahçeli: “HDP ile ortaklık analarımızın gözyaşlarının dökülmesine ortaklıktır. CHP ile İP böylesi bir tezgahın gönüllü müdavimleridir”

Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle: TÜRK GENÇLİĞİ BÜYÜK KURULTAYI VE ANALAR BACILAR KURULTAYI Ankara geçtiğimiz hafta sonu göz kamaştırıcı iki toplantıya ev sahipliği yaptı. Birisi Türk Gençliği Büyük Kurultayı diğeri ise Analar Bacılar Kurultayı'dır. Muazzam bir katılıma sahne olmuştur. Türk gençliği yeni bir tarih yazmış, almasını bilenlere mesajların en görkemlisini vermiştir. Dava irfanımızı yeniden fetheden, bugünümüzü düne bağlayan bir gençlikle önümüze çekilen kalın perdeler birer birer yırtılacak, Türkiye birer Turan olacaktır. Gençliğimiz Türk milletinin gururudur. Kim ki Türk gençliğini yok sayıyor, adını anmıyor, siyasi ve ideolojik istismarın konusunu yapıyorsa biliniz ki karanlık, kalabalık, kuraklık ve küstahlık içindedir. Onlar soysuz bir çağdaşlığın fevkinde çağlar üstüdür. Gençliğimiz yeri geldi mi sağ duyu ve sorumlulukla uçurumların önüne göğsünü geren, yeri geldi mi milli geleceği kötürüm hale sokmak için fırsat kollayanlara hak ettikleri şamarı indiren unsurdur. Gençlerimiz ile birlikte yurdumun dört bir yanında teşrif ederek kurultayımıza can ve kan veren analarımıza ve bacılarımıza müteşekkirim. Bu kapsamda Türk gençliği varsa analarımızın ve bacılarımızın sayesinde vardır. 'ZİLLET İTTİFAKI' Milliyetçilik yabancı akımlara karşı güvence, milli birlik ve dayanışma ruhunun güvenlik duvarıdır. Bizim Milliyetçiliğimiz hayatın içinde, milletimizin vicdanındadır. Arzumuz, amacımız ve arayışımız öteden beri budur. MHP'ye atılan iftiraların, saldırıların, yaygınlaşan tahammülsüzlüklerin tesadüf olmadığı görülecektir. Milletsiz devlet, devletsiz millet projelerinin önündeki en büyük engel milli devletlerdir. Küresel aktörler açısından ülkelerde yükselen milliyetçiliği kırılması, din, etnik ya da mezhep farklılıkların kaşınması ve bunların üzerinden ilk etapta özerk, sonrada federal devletler oluşturulması hedefi her zaman güncelliğini korumuştur. Bu nedenle öncelikle taşeronlar eliyle ulaşılması esas alınmıştır. CHP, HDP, İP, DEVA, Gelecek Partisi ve irili ufaklı diğer zillet partileri tembihli görevli ve taşeron siyasetin temsilcileridir. 'KÜRESEL SÖMÜRÜNÜN ÖNÜNDEKİ ENGEL MHP VE CUMHUR İTTİFAKI'DIR' Zillet İttifakı çözülme ve yıkım siparişini bedeli mukabilince almıştır. Her şey gün gibi ortadır. Maksatı ne olursa olsun küresel sömürünün önündeki en önemli engel MHP ve Cumhur İttifakı'dır. Bir milletin yükselişinin dayanağı milliyetçiliktir. Bugün bütün insanlık çevre sorunundan enerji sorununa, ekonomik eşitsizlikten terör sorununa, bulaşıcı hastalıklardan adalet sorunlarına kadar ortak bir kaderi paylaşmaktadır. Bu ortaklık insanlık değerlerinin, insan olmanın, onur ve şerefinin ortak paydasıdır. Gelişmelerin seyrine baktığımızda, devlet ve milletimizin bekası için dünden daha önemli kutsal bir görevle karşı karşıyadır. İlhamını ve sevgisini büyük Türk milletinden alan Milliyetçi Hareket, devlet ve milletimizin bekası için dünden daha önemli ve kutsal bir göreve karşı karşıyadır. Partimiz Cumhur İttifakı çatısı altında bu görevi yerine getirecektir. İnancımız ve kararlılığımız bu yöndedir. MUHALEFETİN ZİYARETLERİ Türkiye'nin önünü kesmek, ilerleyişini engellemek için tetikte bekleyen iç ve dış işgal cephesi, milli devletimizi, bekamızı, kimliğimizi, direncimizi sekteye uğratmanın hesabındadır. İşin özünde oynanan oyunun gizlenecek yanı kalmamıştır. Zillet İttifakı'nın kurduğu kumar masasında kartlar açık oynanmaktadır. Bu masada hile, densizlik, dümencilik, dalavere, ihanetin daniskası vardır. Zillet İttifakı'nı oluşturan partiler gün aşırı birbirlerini ziyaret ediyorlar. Yoklama yapıyorlar, hava kokluyorlar. Ancak arka kapıda birbirlerine kazık atıyorlar. Bir yapmadıkları kısırlı, pastalı altın günleriydi. Bu gidişle onu da gerçekleştirecekler. Bunlar ayrıca güçlendirilmiş parlamenter sistemi için 3.defa bir araya gelmiştir. HDP'yi masa altında tutarak sözde bir uzlaşmaya vardıklarını açıklamışlardır. Bunların neresi dürüst, düzgün, temizdir? Uzlaşmak için irade lazımdır. CHP'nin kolonisi, siyasi kordonu İP'nin iradesi mi vardır? PKK'nın tutsağı, FETÖ'nün kuklası CHP'nin iradesi mi kalmıştır? Terörist başı Duran Kalkan CHP'yi ikaz ederek diyor ki; HDP'ye muhtaçlar. Terörist başı Aziz Atatürk'ün kurduğu partiye aba altından sopa gösteriyor. Bir CHP yöneticisi sen ne diyorsun diyemiyor, buna cesaret edemiyorlar. Ağızlarını bıçak açmıyor, korkuyorlar. İradelerini terör örgütlerine bağlamış durumlar. Biz bunlara boşuna mı zillet diyoruz. HDP'ye söylediğimiz sözlerin cevabını Kandil'in CHP'si veriyor. CHP'nin 2-3 Ekim 2021 tarihindeki Abant toplantısı zilletin kavşak noktalarını açığa vurmuştur. Abant toplantısının tavsiyesi kimden geldi? Özerklik ve federasyon gayesi CHP'ye nüfuz etmiştir. Şimdi de güçlendirilmiş parlamenter sistem adında ne olduğu belli olmayan bir sistem içindeler. İP Başkanı bu aralar il, ilçe gezer, İBB Başkanı'nı Fatih'e benzetmiş, CHP Genel Başkanı'na çalım atmıştı. HDP tembihli Kılıçdaroğlu da, İP Başkanı'nı boşa düşürmüştür. İP Başkanı yeni yönetim sisteminde yer almayan bir Başbakanlık makamına adaylığa mahkum edilmiş bir zavallıdır. KILIÇDAROĞLU'NA 5 SORU CHP'nin gizli gündeminde anayasanın ilk dört maddesini kaldırmak esastır. Sabıkalı bir milletvekili kalemiyle hazırlandığı anlaşılan demokratik muhalefetin anayasa değişikliği için izlenmesi gereken yol haritası Kılıçdaroğlu'nun ön sözü ile kaleme alınmıştır. Bunun gerisinde PKK'nın hain dokunuşu bulunmaktadır. Kılıçdaroğlu'na soruyorum. Soru 1. Anayasadan Atatürk'ü çıkarmayı düşünüyor musunuz? Soru 2. Anayasaya hakim olan Türk ismini tasfiye etmeyi planlıyor musunuz? Soru 3. Türk vatandaşlığı kavramı yerine anayasal yurtseverlik, Türkiye yerine ülke, Türkiye Devleti yerine Cumhuriyet Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yerine insanı kelimelerinin getirilmesini amaçlıyor musunuz? Soru 4. Demokratik muhalefet diyerek TİP'i, HDP'yi yanınızda görüyor ve bunlara kucak açıyor musunuz? Soru 5. Terörist Demirtaş'ı hala savunuyor, ona elçiler gönderiyor musunuz? Soruların cevabı basittir, Kılıçdaroğlu ya evet diyeceksin ya hayır diyeceksin. Boş kağıt verirsen hepsine evet demiş kabul edileceksin. Sorularıma cevap ver. FIRAT KALKANI BÖLGESİ'NDE İKİ ŞEHİT Elbette acımız büyüktür, ama sorulacak hesabımız da büyüktür. Şehadetleri kabul olsun. Kılıçdaroğlu, taziye mesajı yayınlamıştır, ne yazık ki saldırıyı kimin yaptığına dair bir şey yer almamıştır. Korkma itiraf et, PKK'ya tek bir laf et. Kaygılanma bu seni sadece insan yapar. Milletimizin derdi ile dertlenen biri yapar. İki gündür takip ediyorum YPG ve PKK'yı kınayan tek bir mesajlarını duymadım. Aranızda duyan oldu mu? Kitabın ortasından konuşuyorum, HDP ile ortaklık analarımızın gözyaşlarının dökülmesine ortaklıktır. CHP ile İP böylesi bir tezgahın gönüllü müdavimleridir. HDP'YE YANIT Benim ağzımı kapatabilecek bir babayiğit anasının karnından duymadı. Bölücü ve terör faaliyetlerini görmezden gelirsek onurumuz ve şerefimizi kaybetmiş oluruz. Herkes şerefi, ederi, haysiyet ve namusu kadarıyla konuşursa karşımızda siyasi bölücülerden ağzını açıp da bir şey söylemeye kimsenin hakkı olamaz. ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ PKK'ya silahları kimler vermektedir? Müttefik ülke PKK kamplarında ne arıyor? PKK'ya silah veren bellidir. DEAŞ'ı, PKK/YPG'yi kiralık tetikçi olarak kullanmaları gün gibi ortadadır. Dost dediğin dürüst olacaktır. Mızrağın çuvala sığması mümkün değildir. ABD yönetimi Türkiye'nin Suriye'deki varlığını çıkarlarına tehdit görüyormuş. Tehdit ABD'nin cinayet planları, terör örgütleri ile eylem birliğine girmesidir. Böyle dostluk düşman başınadır. 'CUMHUR İTTİFAKI OLARAK TEK NEFES, TEK BİLEK OLACAĞIZ' Zillet ittifakının planlarını tarumar edeceğiz. Türkiye'yi kamplara ayırarak çatışmaya geçit vermeyecek yegane siyasi güç Türk Milliyetçiliğidir. Cumhur İttifakı olarak tek nefes, tek bilek olacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığı üzerinden polemik yaparak aşağıların aşağısına düşenlere de itibar etmeyeceğiz. Türkiye'nin karşısına çıkarılan güvenlik ve bölücülük sorunu özü itibariyle bir demokratik hak talebi, bireysel özgürlük, siyasal katılım sorunu değildir. Bu sorun etnik bölünmeyi amaçlayan silahlı terör sorunudur. 'BİZİM GÖNLÜMÜZDE HERKESE YER VARDIR' Hiç kimse boşuna heveslenmesin. Bu millet biziz, bu devlet biziz, bu vatan biziz, istikbalin mimarı da inşallah bizler olacağız. Türkiye'nin geleceğinin en büyük teminatı cepheleşme, kamplaşma ve kutuplaşmalara son vermek, terörün kökünü kazımak, ortak değerler altında birleşmek, kenetlenmek ve kucaklaşmaktır. Bizim gönlümüzde herkese yer vardır.

2 yıl önce

Emniyet ve MİT'ten ortak 'casusluk' operasyonu

Alınan bilgiye göre, Van'da ikamet eden İranlı eski asker M.A'yı İran'a kaçırmak üzere gönderilen 2'si İran ajanı 8 kişi, MİT ve Van Emniyet Müdürlüğünün 24 Eylül 2021'deki operasyonuyla yakalandı. MİT tarafından, İranlı istihbarat görevlilerinin M.A'nın İran'a kaçırılması için 30 bin dolarlık bütçeyle Van'da şebeke oluşturmaya çalıştığı tespit edildi. KISKIVRAK YAKALANDILAR MİT ve Emniyetin takibe aldığı şebeke üyelerinin, İranlı istihbaratçıların talimatıyla, eski asker M.A'nın eşi M.E'ye kaçırma olayına yardım etmesi karşılığında 10 bin dolar teklif ettikleri, kabul etmemesi halinde İran'da yaşayan ailesine zarar verileceği tehdidinde bulundukları belirlendi. İran istihbaratının M.A'yı araçla İran'a kaçırmak üzere 2 kişiyi 24 Eylül'de Van'a gönderdiğinin tespiti üzerine MİT ve Van İl Emniyet Müdürlüğü tarafından şebeke üyelerine suçüstü yapıldı. 24 Eylül saat 21.00 sularında M.A'yı kaçırmak üzere ikametgaha girmeye çalışan İran vatandaşı S.S. ve Türk vatandaşı M.E.A gözaltına alındı. Devam eden operasyonda 6 Türk vatandaşından oluşan diğer şebeke üyeleri de yakalandı.

2 yıl önce

AB: Türkiye kilit ortak olmaya devam etmekte

Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, AB'nin genişleme paketinde yer alan ülkelerle ilgili AB Komisyonunca hazırlanan raporların açıklanmasından sonra basın toplantısı düzenledi. İklim ve göç ile ilgili yüksek düzeyli diyaloglar yürütüldüğünü belirten Varhelyi, bunları yakında sağlık alanındaki yüksek düzeyli diyaloğun takip edeceğini aktardı. ''TÜRKİYE İLE İŞ BİRLİĞİ VE DİYALOG 2021'DE ARTTI'' Haziran 2019'da AB'nin müzakerelerin durma noktasına geldiğini belirterek yeni fasılların açılmayacağı ve kapanmayacağına yönelik açıklamasını hatırlatan Varhelyi, buna neden olan etkenlerin halen geçerli olduğunu, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve temel haklar gibi alanlarda gerileme olduğunu savundu. Oliver Varhelyi, "Yine de Türkiye ile iş birliği ve diyalog 2021'de artmıştır." diye konuştu. ''AB, TÜRKİYE İLE İŞ BİRLİĞİNE HAZIR'' Varhelyi, ülke raporlarıyla ilgili Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı sunumda da AB'nin Türkiye ile orantılı, kademeli ve geri çevrilebilir şekilde iş birliğine hazır olduğunu vurguladı. ''TÜRKİYE, AB'NİN ENDİŞELERİNİ GİDERMEDİ'' Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'nı onaylamasını memnuniyetle karşıladıklarını kaydeden Varhelyi, Türkiye'nin hukukun üstünlüğü, temel haklar ve yargı gibi konularda AB'nin endişelerini gidermediğini ileri sürdü. ''DÜNYADA EN FAZLA SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKE TÜRKİYE'' Göç konulu 18 Mart Mutabakatı'nın sonuç verdiğini belirten Varhelyi, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki göç konusunda kilit rol oynadığını, dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olduğunu aktardı. Varhelyi, özellikle Türkiye'nin doğu sınırlarındaki göç yönetimi ve sınır kontrolü için sistemler sağlayacaklarını dile getirdi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 25 26