29 Nisan Pazartesi 2024
1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 1 milyon Suriyeli'nin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak proje hazırlığındayız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Memursen ve Mehmed Akif İnan Vafkı ile 'Bir Aradayız İdlib'in Yanındayız' kampanyası kapsamında AFAD Koordinasyonunda 12 STK tarafından yapılan briket evlerin açılış ve teslimi törenine video mesajla katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, "İdlib'deki ve ülkemizin güvenli hale getirdiği diğer bölgelerdeki kardeşlerimi hassaten selamlıyor, her birini kucaklıyorum. Coğrafyamızda barış, huzur, güven özlemi içinde olan mazlum ve mağdur tüm kardeşlerimizin bayram gibi bayramlar geçirebilecekleri günlere bir an önce kavuşmalarını diliyorum. Bugün İdlib'de çok anlamlı bir tören vesilesiyle bir aradayız. Suriye'nin kuzeyindeki güvenli bölgelerde yıllardır çadırlarda yaşayan kardeşlerimizin hayat şartlarını bir parça da olsa da için 250 ayrı noktada inşa ettiğimiz briket evlerin resmi açılışını yapıyoruz" dedi. Erdoğan, "İçişleri Bakanlığı AFAD koordinasyonunda yürütülen yardım kampanyası ve sivil toplum kuruluşlarımızın desteğiyle başlattığımız 77 bin briket evin 57 bin 306'sını tamamladık. Kalanların inşası ve hazırlıkları sürüyor. Bu evler camisiyle, okuluyla, sağlık merkeziyle, fırınıyla, sosyal tesisiyle, çocuk parkıyla, eksiksiz birer yaşam alanı olarak tasarlanmış ve inşa edilmiştir. İnşası biten evlere şu ana kadar 50 bin aile yerleştirildi. İnşallah briket ev sayısını toplamda 100 bine çıkaracak dolayısıyla 100 bin ailenin şartları bir parça da olsa düzeltmiş olacağız. Briket evlerin burada oturacak Suriyeli kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu evlerin yapımında emeği geçen tüm kurumlarımıza sivil toplum kuruluşlarımıza hayır sahiplerine inşasında çalışan herkese teşekkür ediyorum." dedi. "BİZİM İNSANLIK BORCUMUZDUR" Erdoğan, "Kimse vatanını, evini, düzenini sebepsiz yere terk etmez. Kimse keyfi yere belirsiz bir geleceğe doğru yürümez. Böyle bir mecburiyetle karşı karşıya kalanlara sınır ve gönül kapılarımızı açmak onlara her türlü desteği vermek bizim insanlık borcumuzdur. Medeniyetimiz de, tarihimiz de bize böyle davranmamızı öğütlüyor. Biz bu vazifemizi yerine getirmenin huzuruyla dünyanın karşısına çıkıyoruz. Bu huzuru kalple batılıların sergiledikleri ırkçı, ayrımcı, bencil, riyakar tutumu yüzlerine vuruyoruz. Mazlumlara bakarken biz sadece insan gördük, görüyoruz. Hiç kimsenin teninin, saçının, gözünün rengine, inancına, konuştuğu dile bakmadık, bakmıyoruz. Yardım için ayak bastığımız coğrafyaları doğal zenginliklerine göre de tasnif etmedik, etmiyoruz. Sadece insan, sadece mazlum, sadece mağdur görmek bunun için harekete geçmemizi gerektiriyor. Bu anlayışla sadece Suriyeli değil, dünyanın pek çok yerinde yardım ve destek programları yürütüyoruz. Yıllardır Afrika'nın ve Balkanlar'ın pek çok yerinde zengin bir yelpazedeki faaliyetlerimizle dostlarımızın yanındayız. " diye konuştu.  "DÜNYANIN EN ÇOK YARDIM YAPAN ÜLKESİ DURUMUNDAYIZ" Erdoğan, "Afganistan'dan Pakistan'a, Bangladeş'ten Filistin'e Yemen'den Ukrayna'ya kadar geniş bir coğrafyadaki insani yardım operasyonlarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. Geçtiğimiz haftalarda Afganistan'a içinde 5 bin ton insani yardım malzemeleri olan 10 ayrı iyilik treni gönderdik. Ukrayna topraklarındaki savaş başladığından beri bu ülkeye 100 TIR insani yardım malzemesi sevk ettik. Ciddi sıkıntılar yaşayan Lübnan'a, sivil toplum kuruluşlarımızın desteğiyle 3 iyilik gemisi ulaştırdık. Suriye'nin çeşitli bölgelerinde toplamda yaklaşık 6 milyon insana ulaşan yardım çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Velhasıl tüm mazlumların ve mağdurların yanında yer almak için var gücümüzle çalışıyoruz. Daha önce dünyanın milli gelirine göre en çok yardım yapan ülkesiyken şimdi artık tüm alanlarda dünyanın en çok yardım yapan ülkesi durumundayız. " ifadelerini kullandı.  SURİYELİLERİN GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞÜ İÇİN YENİ PROJE Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: "Paylaşmanın, infakın, özellikle bereketine inanan bir millet olarak yaptığımız bu yardımların karşılığını Rabbimizin çok daha fazla bize ihsan ettiğine inanıyoruz. Değerli kardeşlerim, tabii sadece mazlumların canlarını ve onurlarını kurtarmalarını sağlamak için kapılarımızı açmakla kalmadık. Onların yeniden evlerine dönmeleri içinde her türlü gayreti gösterdik, gösteriyoruz. Türkiye'nin Suriye'de derinleşen insani trajedi karşısında sınır ötesi harekatlarını başlattığı 2016 yılından bugüne kadar oluşturduğu güvenli bölgelere yaklaşık 500 bin Suriyeli geri dönüş yapmıştır. Göçü sınır ötesinde tutmaya yönelik stratejimizi gönüllü geri dönüşleri teşvik edecek projelerle destekliyoruz. Özellikle briket evler bu adımlardan biriydi. Şimdi de ülkemizde misafir ettiğimiz 1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak yeni bir projenin hazırlıkları içindeyiz. Bu projeyi ülkemizdeki ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle hayata geçireceğiz." Erdoğan, "Azez, Cerablus, El Bab, Tel Abyad ve başta olmak üzere 13 ayrı bölgedeki yerel meclislerle birlikte yürüteceğimiz bu proje bir hayli geniş kapsamlıdır. Konuttan okul ve hastaneye kadar günlük hayatın tüm ihtiyaçları ile tarımdan sanayiye kadar kendi kendine yeterli tüm ekonomik bu projenin içinde yer alacaktır. İnşallah Suriye'nin diğer kısımları da zaman içinde güvenli hale geldiğinde oralarda da benzer çalışmaları yürüterek gönüllü geri dönüşler için gereken zemini hazırlamanın gayreti içinde olacağız. Bu duygularla bir kez daha yapımı tamamlanan ve teslim edilen briket evlerin Suriyeli kardeşlerimize hayırlı olmasını, bu evlerin inşasında katkısı olan tüm sivil toplum örgütlerine, herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Suriye'nin en kısa sürede güven, huzur, istikrar iklimine kavuşmasını ve herkesin evine, toprağına, işine kavuşmasını temenni ediyorum." dedi. 

1 yıl önce

AB'nin hayal kırıklığı projesi: Frontex

Açılan soruşturmalar ve uluslararası basındaki haberlerle AB yönetiminin başını ağrıtan Frontex, son olarak en tepesindeki ismin istifasıyla gündem oldu. Frontex 2004'te AB'nin dış sınırlarının yönetilmesinde koordinasyon göreviyle kuruldu ve ertesi yıl küçük bir ofiste göreve başladı. Kurulduğunda bütçesi 6 milyon avro, çalışan sayısı 70'ti. Amaç Schengen bölgesine suçluların girmesini ve böylece aralarında sınır olmayan AB ülkeleri arasında rahatça dolaşmalarını engellemekti. O yıllardaki terör saldırıları, üye ülkeler için siyasi açıdan hassas olan dış sınırların korunması konusunda AB'ye ve dolayısıyla Frontex'e daha fazla yetki verilmesine neden oldu. İlerleyen yıllarda AB ülkelerine destek amacıyla Frontex'in sınır koruma ekipleri ve müdahale birimleri kuruldu. KÜÇÜK BİR OFİSTEN 543 MİLYON AVROLUK DEV BİR KURUMA Merkezi Polonya'nın Varşova kentinde bulunan kurumun başına 2015'te Fransız vatandaşı Fabrice Leggeri getirildi. Leggeri göreve geldiğinde çoğunlukla idari görevi bulunan Frontex, zamanla 543 milyon avro bütçesi olan silahlı ve üniformalı bir sınır koruma teşkilatına dönüştü. Frontex, denizde 44 bin kilometrelik ve karada 9 bin kilometrelik sınırı bulunan AB'nin en geniş teşkilatlı ve en büyük bütçeli, uçakları, botları ve 1500'den fazla çalışanı olan kurumlarından biri haline geldi. Bugün Frontex'in görevleri arasında hızlı sınır müdahaleleri, ortak arama ve kurtarma çalışmaları, insani yardım, göçmenlerin taranması ve kimlik tespiti ile insan ve mal kaçakçılığının yanı sıra terör faaliyetlerinin engellenmesi bulunuyor. Kurum, kendi verilerine göre, 2020'de 13 bin göçmenin kurtarılmasına yardım etti, 1200 kişi ve uyuşturucu kaçakçısının kimliğini tespit etti. FRONTEX SKANDALLARIN ORTASINDA Diğer yandan büyük umutlar bağlanan Frontex bu sürede büyük skandalların da odağında yer aldı. Ege Denizi'nde Yunanistan sahil güvenlik görevlilerinin göçmen botlarını geri itmesi, birçok göçmenin bu olaylarda hayatını kaybetmesinde Frontex de gündeme geldi. Yunanistan sahil güvenliği ve Frontex'in dahil olduğu geri itme olaylarına ilişkin haberler 2020'den itibaren uluslararası basında yer aldı. "Lighthouse Reports", "Der Spiegel", "SRF Rundschau", "Republik" ve "Le Monde" tarafından yürütülen ortak araştırmaların yanı sıra Alman Spiegel dergisi, Almanya Birinci Televizyon Kanalı ARD'nin Monitor programı, Fransız gazetesi Liberation, Sırp gazetesi Novosti ve RTL Hırvatistan, Lighthouse Report, SRF Rundscha, Bellingcat ve ARD Viyana ofisi birçok araştırmayı haberleştirdi. Bu haberlere göre, Yunan sahil güvenlik botları, Türkiye'den Yunanistan'a geçmek isteyen göçmenlerin botlarını engelliyor, zarar veriyor hatta batırıyordu. Suçlamalara göre, Frontex de uluslararası hukuka aykırı olan bu olayları bilmesine rağmen göz yumuyor, temel hak ihlallerini engellemiyordu. Hatta bazı olaylarda Frontex'in Yunan görevlilere yardım ettiği yazıldı. Frontex'in müdahil olduğu geri itmelerde binlerce kişinin mağdur olduğu, bazı göçmenlerin hayatını kaybettiği iddia edildi. Bu haberlerin ardından Frontex ve yönetimi, Brüksel'de eleştirilere hedef oldu. Bazı Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Frontex Direktörü Leggeri'nin istifasını istedi. AB Komisyonu da Frontex'ten izahat talep etti. Frontex, tarihinde ilk kez davalara da konu oldu. Ege Denizi'nde geri itmeye maruz kalan iki göçmen AB Adalet Divanına başvurdu. FRONTEX SORUŞTURMALARI AB'nin Yolsuzlukla Mücadele Ofisi (OLAF) ise Frontex ve Leggeri hakkında soruşturma başlattı. OLAF'ın raporundan basına sızan bilgilerde Frontex Başkanı Leggeri ve diğer üst düzey yetkililerin, Yunanistan'ın geri itmelerini yalnızca bildikleri değil, aynı zamanda örtbas ettikleri belirtiliyordu. Avrupa Parlamentosu da Frontex hakkında özel çalışma grubu kurarak iddiaları soruşturmaya başladı. Soruşturma sonucunda Frontex'in temel hak ihlallerini önlemediği sonucuna varıldı. Frontex, Yunanistan ve geri itmelerle ilgili haberler devam etti. Bu haberler tanık ifadeleri, video kayıtları, uydu görüntüleri gibi çok sayıda kanıtla desteklendi. Frontex'in veri tabanında yüzlerce düzensiz göçmenin Ege'de geri itilmesine yönelik kayıtların yer aldığı belirtildi. YILLAR SONRA GELEN İSTİFA Son yıllarda sürekli skandallarla anılan Frontex ve kurumun başındaki isim Leggeri son olarak AB yönetimi içinde çok fazla görülmeyen istifa haberleriyle manşetlerde yer aldı. OLAF soruşturmasının odağındaki Fabrice Leggeri, hakkındaki iddiaların ortaya çıkmasından neredeyse iki yıl sonra Frontex Yönetim Kuruluna istifa mektubunu sundu. Avrupa Parlamentosu da Frontex'in bütçe harcamalarına, geri itmelerdeki rolü ve yönetim sorunları gibi nedenlerle onay vermedi. Kurumun 2020 yılı bütçe harcamalarını görüşen parlamento, Frontex'in bu dönemdeki bütçesini ibra etmedi. Frontex'in harcamaları, göçmenlerin geri itilmesi de dahil olmak üzere temel haklara ilişkin devam eden soruşturmalar ve yönetimsel sorunlar nedeniyle onaylanmadı. Parlamento, bu konularda hazırlanan soruşturma raporlarının tamamını görmeyi talep etti ve ibra kararını sonbahara erteledi. Frontex ve Yunanistan makamları, geri itmelerle ilgili uluslararası insan hakları örgütleri, uluslararası basın, siyasetçiler ve birçok kurumun iddialarını bugüne kadar hep reddetti. Geri itmelerle ilgili Yunanistan ve Frontex'e tepki gösterenler arasında Türkiye de bulunuyordu. Türk yetkililer sık sık geri itmelerin insanlık dışı olduğunu vurguladı. Son olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Frontex bütçesinin onaylanmamasını değerlendirirken "Bu bütçenin bir kısmı göçmenlerin geri itilmesinde kullanıldı. Frontex sadece izlemedi. Bu insanlık dışı uygulamalara Frontex katıldı, şahitlik etti. Bütçenin onaylanmaması ya da İcra Direktörünün görevden ayrılması Frontex'i aklamaz." dedi.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 3 yeni projeyi duyurdu: Yerli e-pasaport, e-mavi kart ve e-sürücü belgesi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yerli e-Pasaport, Yeni e-Mavi Kart ve Yeni e-Sürücü Belgesi Tanıtımı'nda konuştu. Bakan Soylu, şunları söyledi: 149 bin 260 asayiş olayını aydınlattık. Asayiş olaylarında 4 bin 126'sı cinayet olayı. Sistemlerinize ne kadar hakim olursanız sivil ve güvenlik sahasında faydasını görüyorsunuz. İzmir'de bir deprem oldu. Bölgede kaç kişinin yaşadığını çerçeveleyerek, orada kaç daire olduğunu, orada iş yeri olup olmadığını, ailelerin kaç kişi yaşadığını, odalarının nerede ve nasıl olduğunu... Ekiplere anında iletebilecek, o planlama üzerinden arama kurtarmayı gerçekleştirebileceği bir süreci rahat bir şekilde anlayabiliyorsunuz. Dünyada birçok ülkeye yol ve yön gösteriyoruz. Burada geldiğimiz gelişmişlik seviyesi, oluşturduğumuz kapasite, elde ettiğimiz teknik seviye Türkiye'nin en önemli ihraç güçlerinden birisi olacaktır. Biyometrik verilerimizi biz başka ülkelerin yazılımları ile yapıyor idik. Şimdi artık Türkiye, nüfusta, göçte, Emniyet ve Jandarma'da yerli ve milli yazılımlarla yapıyor. Kafa kağıdından yeni nesil çipli kimlik kartlarına geldik. Bankaya, tapuya, notere gidiyorsanız toplam 2 bin 87 kuruma hizmet verilmektedir, güvenlik de aynı şekilde sağlanmaktadır. YERLİ E-PASAPORTTA SERİ ÜRETİM İÇİN SON AŞAMADAYIZ 3 yeni projeye de kısaca temas etmek isterim. E-Pasaport olarak tabir edilen yeni nesil çipli pasaportlar, aslında bizim AB'ye ve vize serbestisine girişle ilgili imzaladığımız temel şartlardan birini içeren güvenli pasaportu içeren çerçevede üretiliyordu. 2018'den itibaren Türkiye bu pasaportları kullanıyor. Bu pasaportları da Avrupa'daki bir firmadan, 18 ülke bizim gibi alıyor. Tüm dünyada pandemi nedeniyle ortaya çıkan çip tedarik krizi var. Sözkonusu firma tedarikleri karşılamada sıkıntı yaşadı. Biz vatandaşlarımıza sıkıntı yaşatmamak için çaba gösterdik. Avrupa'da bir çok ülke eski pasaportlarına geri döndü, süresi bitmiş pasaportlarına devam etti. Biz de sıkıntılar yaşadık ama bunu vatandaşımıza hissettirmemeye çalıştık. Dün sayın Cumhurbaşkanımız da ifade etti, yeni yerli e-pasaport çalışmalarına başladık, seri üretim için de son aşamadayız. HER SAYFASINDA FARKLI ŞEHİRLERE AİT GÖRSELLER YER ALACAK Aynı zamanda göç kartlarını da üretiyoruz. İkamet belgelerini de üretiyoruz. İnşallah Ağustos ayında kendi e-pasaportumuzu kendimiz, dünyanın en güvenlikli pasaportunu kullanacağız. Temassız çipe ve birçok yenilik ögesine sahiptir. Tasarımı özgün bir tasarımdır. Her sayfasında ülkemizin farklı şehirlerine ait görseller, şehre özel bitki görseli yer alacak. Daha önce 5 yıl olan yeşil pasaporttaki geçerlilik süresi yeni e-pasaportta 10 yıla çıkıyor. Çipli olan pasaportta Kız Kulesi var. İkinci sayfasında pasaportumuzun özellikleri gözükmektedir. Değişken mikro yazılar vardır. Kendine ait özel çizgileri bu pasaportun vardır. Resim koruma için özel boyası sözkonusudur. İnşallah yetiştirebilirse resimler de renkli olacak. Pasaportumuzu kendimizi üretmemiz daha öncelikli. 14. ve 15. sayfada Efes Antik Kenti, Sümela Manastırı, Göbeklitepe, Çorum - Hattuşaş, Ayasofya Camisi tam 20 ve 21.'nci sayfalarda, Mevlana Türbesi, Çamlıca Camisi, Çifte Minareli Medrese - Erzurum, İshak Paşa Sarayı - Ağrı, Amasya evleri, Diyarbakır'da surlar ve Hevsel bahçeleri, 1915 Çanakkale Köprüsü ve en nihayetinde de TBMM yer alıyor. Burada büyük özen gösterilerek hazırlanmış çok güçlü bir pasaport. E-SÜRÜCÜ BELGESİ 2016'dan itibaren yeni nesil sürücü belgesi vermeye başlamıştık. Dünyadaki yeni teknolojilere uyarlanması zorunluluk haline geldi. Temassız çip kullanılarak, güvenlik seviyesi en üst seviyeye çıkarılmıştır. E-pasaportta olduğu gibi yeni nesil e-sürücü belgelerinde de Türkiye yerine ilk kez Turkey ifadesi kullanılacaktır. Ehliyetlerimiz uluslararası dolaşıma açıktır, ehliyetimize kimlik ekleme kabiliyetine sahip olacağız. Herkes ehliyetini hemen değiştirmek zorunda mı? Hayır. Ehliyet süresi bittiği zaman ve yeni alınan ehliyetlerde bu ehliyet Türkiye'nin yeni ehliyeti olarak kullanılmış olacak. Bir kişinin 2 ayrı resmi olacak ehliyetler üzerinde... E-MAVİ KART PROJESİ Diğer projemiz de bilindiği gibi mavi kartımız var. E-mavi karta dönüştüreğiz. Almanya'da olup Türk vatandaşlığından çıkmak zorunda olan vatandaşlarımızın kullandığı mavi kartı daha güvenli hale getirmek istedik. Kağıt ürün olarak eski usülle düzenlenmektedir halen. Biyometrik verileri barındıran, daha güvenli yeni e-mavi kart hazırlanıyor. VATANDAŞLIK VERME YETKİSİ GÖÇ İDARESİNDE DEĞİL Göçmenler üzerinden yürütülen tahrik kampanyasında öne çıkan göçmenlerin vatandaş yapılmak istenmesi iddiasıdır. Yalan, uydurma, yazdıkları senaryo da deli saçmasıdır. Vatandaşlık verme yetkisi göç idaresinde değil. İşi kimin yaptığını, süreci bilmiyorlar. Nüfus müdürlüğümüze yılda 25 milyon insan girer. Dönem dönem devletin bilgileri çalındı gibi gerçekten uzaktan yakından ilgisi olmayan bir anlayışın paylaşılması, bilmeden yapılan bir şeyse devletin itibarını altüst etmek için yapıldığı değerlendirilir. Gündemde kalabilmek, deli zırvalarını paylaşabilmek için yapılan açıklamalar kamu kurumlarımız tarafından cevaplanmaktadır.

1 yıl önce

‘Spor aşkı engel tanımaz’ projesi... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sizi yalnız bırakmayacağız, ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar...
 Buradaki kardeşlerimle birlikte tüm engelli vatandaşlarımın Engelliler Haftası'nı tebrik ediyorum. Hayatın her alanında sergiledikleri üstün başarıları ile hepimize örnek oluyorlar. Son dönemde engellilerimiz sporun farklı branşlarında dünya çapında ifithar verici başarılara imza atıyorlar. Şanlı bayrağımızı her yerde gururla dalgalandıran tüm sporcularımıza ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi iletiyorum.  HİÇ KİMSE BEDENSEL ENGELİ NEDENİYLE SOSYAL HAYATIN DIŞINA İTİLEMEZ Hangi kökene, inanca, kültüre sahip olursa olsun 85 milyonun her biri devletimizin nazarında eşittir. Bizim siyaset ve devlet anlayışında hiç kimse insani vasıflarından, doğuştan gelen özelliklerinden dolayı ötekileştirilemez. Hiç kimse dış görünüşünden dolayı ayrımcılığa bırakılamaz. Hiç kimse bedensel engeli nedeniyle sosyal hayatın dışına itilemez. Başkaları sırtını dönse de biz engelli kardeşlerimizi asla yok sayamayız. ENGELLİLERE YÖNELİK POZİTİF AYRIMCILIĞI ANAYASA GÜVENCESİNE ALDIK 85 milyonun tüm fertleri gibi engelli kardeşlerimizin hiçbir sorun yaşamadan eşit bireyler olarak hayata katılımlarına büyük önem veriyoruz. Hakkari'den Edirne'ye 81 vilayetimizdeki binlerce engelli gencimizi spor yapma imkanına kavuşturacağız. İnşallah Tokyo'dan sonra Paris'ten bambaşka dolu dolu zaferlerle döneceğiz. Spor özellikle engelli vatandaşlarımızın hayata aktif katılımını sağlayan bir faaliyet alanıdır. Türkiye'de çok uzun yıllar engelli kardeşlerimiz ya ihmal edilmiş ya da önyargıların kurbanı olmuşlardır. Sürekli 'yapamazsınız' denilerek özgüvenleri törpülenmiştir. Hayata katılmalarını teşvik edecek bir irade, vizyon ve hassasiyet maalesef mevcut değildi. Bu tabloyu biz kökten değiştik. Engellilerimizin sorunlarını çözmek adına gerçekten çok güzel işler gerçekleştirdik. Engelliler Kanunu ile eğitimden bakıma kadar engellilerimizi ilgilendiren pek çok konuda tarihi nitelikte adımlar attık. 2010'da yapılan anayasa değişikliği ile engellilere yönelik pozitif ayrımcılığı anayasa güvencesine aldık. Evde bakım desteği, yardımı, umut evleri gibi özgün uygulamaları biz hayata geçirdik.  SİZİ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ Okula gidemeyen çocukları için evleri ve hastaneleri birer okula dönüştürüyoruz. Toplam 453 bin toplam özel eğitim ihtiyacı olan çocuk ve gencimize eğitim veriyoruz. 79 adet olan destek eğitim odalarının sayısı 2022 yılı itibariyle 638'e ulaştı. Biz sizi yalnız bırakmayacağız. Ne gerekiyorsa bunu yapacağız, yapmakta kararlıyız.  ENGELLİLERİMİZ, BUGÜN SPORUN PEK ÇOK ALANINDA ADETA DESTAN YAZIYOR Uzun yıllar dışlanan engelli kardeşlerimiz sporda, sanatta, akademide göğüslerini gere gere 'Ben de varım' diyor. Daha önce sporun birçok branşında kısıtlı sayıda varlık gösterebilen engellilerimiz, bugün sporun pek çok alanında adeta destan yazıyorlar. Türkiye, 2000 Sydney Paralimpik Oyunları'na sadece bir sporcu ile katılmıştır. 20 sene sonra Tokyo Paralimpik oyunlarına 87 sporcu ile katıldık, toplam 15 madalya ile ülkemize döndük. Engelli sporcu sayısı 2021 itibariyle 45 bin 441'e çıktı.  Bakanlığımıza bağlı tüm spor tesislerini engelli kardeşlerimizin erişimi için yeniden düzenledik. 2024 Paris Olimpiyatları ile ilgili hazırlıklarımıza şimdiden başladık. Sporcu sayısı ve kazanılan madalya sayısıyla inşallah yeni bir rekora imza atacağımızı düşünüyorum. 

1 yıl önce

Canan Kaftancıoğlu'ndan 'Atatürk'lü' provokasyon çağrısı: 135 bin ağaçlı projeye 'doğa düşmanı' karalaması

CHP, tamamlandığında dünyanın en büyük yeşil alanlarından biri olacak, 132 bin 500 ağacıyla İstanbul'un merkezinde 5 milyon 61 bin metrekarelik yeşil bir koridora dönüşecek millet bahçesine karşı çıkmayı sürdürüyor. Son olarak, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, yarın Atatürk Havalimanı'na giderek eylem yapacaklarını açıkladı. Kaftancıoğlu paylaşımında, "Yarın saat:11.00’de Atatürk Havalimanı’na gidiyoruz. Atatürk’e, doğaya, kente düşman olanlara bir çift sözümüz var. Doğa dostu kurumlar ve kişileri bekliyoruz." ifadelerini kullandı. https://twitter.com/canan_kaftanci/status/1526205702171140098?s=21&t=6iMcT_chSuKoymxZDJHtbQ 'ATATÜRK DEMİYORUM' DİYEN KAFTANCIOĞLU'NDAN ATATÜRK'LÜ PROTESTO ÇAĞRISI 135 bin ağaçlı projeye 'doğa düşmanı' diyen Kaftancıoğlu'nun Atatürk vurgusu yapması ise dikkatlerden kaçmadı. Kaftancıoğlu, geçtiğimiz aylarda kendisine yöneltilen, "Neden 'Atatürk' demiyorsunuz?" sorusuna, "Ben Atatürk değil, Gazi Mustafa Kemal derim" diyerek yanıt vermişti. O dönem CHP İzmir Milletvekili olan Mehmet Ali Çelebi de isim vermeden Kaftancıoğlu'nu eleştirmiş, "Partimizin bir il başkanı Atatürk demeyi tercih etmezmiş. Millet gönlüne koyup haykırdıktan sonra sen demesen ne yazar" ifadelerini kullanmıştı. Çelebi tartışmadan kısa bir süre sonra partisinden istifa etmişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ise tartışmalara ilişkin, "CHP'de Atatürk'le sorunu olan, Atatürk düşmanlığı yapan, Atatürk tartışması yapan hiç kimse olmaz. Eşyanın tabiatına aykırı" demişti.

1 yıl önce

Atatürk Havalimanı’na yapılacak Millet Bahçesi projesi ile ilgili detaylar ortaya çıktı! ‘Atatürk’ ismi kalacak

İstanbul Havalimanı’nın 2019’da hizmete girmesiyle, Atatürk Havalimanı özel ve kargo haricindeki uçaklara kapandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, aynı yıl Atatürk Havalimanı’nın millet bahçesine dönüştürüleceğini açıkladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da İstanbul’un göbeğindeki dev arazi için bir Millet Bahçesi projesi hazırladı. ‘ATATÜRK’ ADI KALACAK Plana göre, Atatürk Havalimanı’ndan kalan 8 milyon 540 bin metrekarelik alanın yüzde 30’unda genel havacılık ve yüzde 9’unda askeri havacılık devam edecek. Florya tarafındaki piste dokunulmayacak. Havacılık faaliyetlerinde Atatürk Havalimanı ismi kullanılacak. Bu bölüme uçak bakımları için hangarlar ve Devlet Konukevi Yerleşkesi yapılması planlanıyor. Kalan 5.2 milyon metrekarelik kısma ise içinde pek çok bileşenin olduğu millet bahçesi yapılacak. Atatürk Havalimanı’ndaki çalışmalar başlamak üzereyken Koronavirüs pandemisi patlak verdi. Atatürk Havalimanı’na pandemiyle mücadele için dev bir hastane inşa edildi. Hastaneye de Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi ismi verildi. Ancak hastanenin inşası Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi projesini değiştirmedi. Hastane de plana dahil edildi. MODERN VE ETNO SPORLAR BİR ARADA 393 bin metrekare spora ayrıldı. Mevcut binalar kapalı spor salonu olacak. Tenis, voleybol, futbol sahalarının yanı sıra atlı cirit, okçuluk, pato, kökbörü gibi geleneksel spor dallarına da alan düşünüldü. 2.1 MİLYON M2’LİK DEV YAŞAM ALANI 2 milyon 110 bin metrekarelik rekreasyon alanında macera parkı, 650 metre uzunluğunda kaykay pisti, 25 bin kişi kapasiteli etkinlik çayırı, çocuk oyun alanları, millet kıraathanesi, lokanta ve kafeler olacak. 25 bin ağaç dikilecek. HANGARLARA MÜZE VE GENÇLİK MERKEZİ 1 milyon 110 bin metrekarelik alan müze, 330 bin metrekarelik alan gençlik merkezi olarak tasarlandı. Mevcut hangar binaları, müze kompleksi içinde yer alacak havacılık-uzay, teknoloji, halk eğitim, el sanatları, sinema salonu, spor ve sergi alanları gibi fonksiyonları yürütecek gençlik merkezi olarak kullanılacak. OTOPARK VE DIŞ HATLAR FUAR ALANI OLACAK Atatürk Havalimanı’ndan kalan kapalı otopark ve Dış Hatlar Terminali, içerisinde metroya bağlantı olduğu için fuar organizasyonlarında kullanılacak. KONAKLAMA ALANI Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin konaklama alanı Dünya Ticaret Merkezi’ne komşu olarak planlandı. Fuar alanı ve müze alanı ile bağlantılı yapılacak konaklama alanları, projenin 230 bin metrekarelik kısmını kaplayacak. ACİL TOPLANMA VE BARINMA ALANI Projenin Sefaköy tarafında kalan alan ise Acil Barınma Alanı olarak ayrıldı. Bu bölüm 122 bin 100 metrekare. Olası bir afet durumunda, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi projesinin neredeyse tümü geçici barınma alanı olarak kullanılabilecek. YAŞLI BAKIM MERKEZİ DE VAR İstanbul Havalimanı Millet Bahçesi, Orman Genel Müdürlüğü’ne ait Çobanceşme Fidanlığı’nı da içine alacak. Bu bölümdeki 180 bin metrekarelik alana Yaşlı Bakım Merkezi yapılması planlanıyor. Projede ayrıca 18 bin kişilik kapasiteli bir cami de inşa edilecek. İKİZ PİSTLER GİTTİ, KISA PİST KALIYOR Atatürk Havalimanı’nda 17/35 sağ ve sol olmak üzere iki uzun pistin yanı sıra, 05/23 olarak adlandırılan bir de kısa pist bulunuyordu. 17/35 pistleri tamamen devre dışı bırakıldı. Halen kullanılan ve kısa olan 05/23 pisti ise Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi yapıldıktan sonra da kullanılmaya devam edilecek. İSKELEYLE DENİZE AÇILACAK Projede, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin sahil şeridiyle bağlantısı da var. Planlara göre millet bahçesi yaklaşık 855 metrelik bir iskele ile sahile bağlanıyor. GÜNDE 1 MİLYON KİŞİYİ AĞIRLAYACAK Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum: “Dünyada bizimki gibi kapatılan ve dönüştürülen havalimanları yok mu? Almanya Berlin’de Tempelhof Havaalanı vardı. 2008’de kapatıldı. Almanya karar aldı. Burayı bir yaşam alanına dönüştürdü. Bugün de Almanlar oraya gidip piknik yapıyor, uçurtma uçuruyor, spor yapıyor. Atatürk Havalimanı’nda yapacağımız Türkiye’nin en büyük millet bahçesini, günde 1 milyondan fazla insanın aynı anda vakit geçireceği; piknik yapacağı, spor yapacağı, nefes alacağı bu eseri ilk fidanlarıyla buluşturmak için gün sayıyoruz. Tamamlandığında dünyanın en büyük yeşil alanlarından biri olacak millet bahçemiz, 132 bin 500 ağacıyla İstanbul’un merkezinde 5 milyon 61 bin metrekarelik yeşil bir koridora dönüşecek, İstanbul’un akciğeri olacak.” TAMAMEN KAPATMIYORUZ Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu: “Atatürk Havalimanı’nı tamamen kapatmıyoruz. Burada Doğu-Batı açık kalacak ve acil durumlar için kullanılacak. Havalimanındaki Kuzey-Güney pistine hem oradaki acil durum hastanesi yapıldı hem de İstanbul Havalimanı’ndaki uçuşları da riske ediyordu. Bu pist kapatılarak İstanbul’un hizmetine sunulacak devasa bir millet bahçesi olarak dünyaya örnek bir proje olacak.”

1 yıl önce

'Çukurova'ya fark katacak' dediği proje kendi villasının yanında çıktı

CHP'li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın dört gün önce açılışını yaptığı kent merkezine 40 kilometre uzaklıktaki 10 bin 200 metre kare alana sahip "Çukurova'ya fark katacak" dediği parkın hemen yanında üç katlı villası çıktı. "Sen Adana'ya ne kadar fark kattıysan bu parkta Çukurova'ya o kadar fark katacak eminim", "Etrafında şehirleşmenin çok az olduğu bir bölgeye 10 bin 200 metrekarelik park yapmak da şovmenliğe dahil mi?" yorumları yapıldı. Yeni yapılan parkla birlikte Karalar'ın villasının da fiyatının 6 katına çıktığı öğrenildi. Parkta bulunan süs havuzu ve botanik bahçenin başkanın 6 milyon TL değerindeki villasının tam önünde olması ve kapısının parka açılması "Bu kadarına da pes" dedirtti. İKİ SİTE ARASINA 10 DÖNÜMLÜK PARK Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar Çukurova ilçesi Karahan Mahallesi'nde bulunan villasının yanındaki alana "Karahan Sağlıkçılar Parkı" yaptırdı. 10 bin 200 metrekare alana yaptırılan ve içinde yürüyüş yolları, şelaleler, oyun ve spor alanlarının bulunduğu park 25 Mayıs tarihinde görkemli bir törenle açıldı. Parkın açılışı Zeydan Karalar, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, CHP İl Başkanı Mehmet Çelebi ve partililer tarafından gerçekleşti. VİLLANIN KAPISI PARKA AÇILIYOR Karalar'ın açılışını yaptığı parkın yanında 3 katlı villası olduğu ve parkın tamamlanmasıyla birlikte fiyatının 6 kat artarak 6 milyon liraya çıktığı öğrenildi. Ayrıca parkta bulunan süs havuzu ve botanik bahçenin başkanın villasının tam önünde olması ve kapısının parka açılması "Bu kadarına da pes" dedirtti. PEYZAJI BELEDİYE İŞÇİLERİNE YAPTIRMIŞTI CHP'li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, koltuğa oturur oturmaz Karahan'da yaptırdığı söz konusu bu villanın peyzaj çalışmalarını belediye işçilerine yaptırmıştı. Karalar, daha sonra ise villada çalıştırdığı işçilerden C.K.'yı (28) belediyedeki işçi fazlalığını gerekçe göstererek işten çıkarmıştı.

1 yıl önce

Akşener, Türkiye'nin uzay projesini diline doladı: Bir de başımıza uzay macerası çıktı!

Daha cumhurbaşkanı adaylarını bile belirleyemeyen, Millet İttifakı'nın adına konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye'nin uzay projesini diline dolayarak küçümsemeye kalkıştı ve tarihi belli olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için 'tarih verin' dedi. Akşener, "Biz memleketimize gidemiyoruz, onlar uzaydan bahsediyorlar. Türkiye elbette uzaya gidecektir. Ama bugün, milletimizin ihtiyacı seçimdir. Türkiye’nin ihtiyacı seçimdir. İYİ Parti’nin de yetkiyi alıp memleketi düze çıkarmak için beklediği şey seçimdir" dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalardan öne çıkan başlıklar şöyle: "BİR DE BAŞIMIZA UZAY MACERASI ÇIKTI" Akşener, "Biz memleketimize gidemiyoruz, onlar uzaydan bahsediyorlar. Evet, bir de başımıza uzay macerası çıktı. Yeryüzündeki her şeyi hallettiler, bir de uzaya gideceklermiş. Aslında bu, ülkemiz için hayırlı bir gelişme. Ama AK Parti iktidarı gibi beceriksizliği adeta kurumsallaştırmış bir kadronun elinde; uzay yolculuğunun, nasıl olacağını, varın siz düşünün. SEÇİM TARİHİ BELLİ OLMASINA RAĞMEN 'SEÇİM TARİHİNİ AÇIKLAYIN' DEDİ Buradan iktidara sesleniyorum; siz hiç yorulmayın. Uzaya giden, gitti zaten. Mesela, döviz kuru uzaya çıktı. Mesela, enflasyon uzaya çıktı. Mesela, gıda fiyatları uzaya çıktı, hatta Mars’ı geçti, Jüpiter’e varmak üzere. Siz onların peşinden astronot göndereceğinize, seçim tarihini açıklayın da millet sizi uzaya mı gönderiyor, evinize mi gönderiyor, nereye gönderiyor, tüm gerçekliğiyle bir görün. Türkiye elbette uzaya gidecektir. Ama bugün, milletimizin ihtiyacı seçimdir, Türkiye’nin ihtiyacı seçimdir. İYİ Parti’nin de yetkiyi alıp memleketi düze çıkarmak için beklediği şey seçimdir" diye konuştu.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 14 15