02 Mayıs Perşembe 2024
1 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: Terörü lanetlemeden söylenen her demokrasi cümlesi bir siyasi sahtekarlıktır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, PKK'nın alçak saldırısı sonrası sosyal medyadan açıklama yapan HDP'li Selahattin Demirtaş'a çok sert tepki gösterdi. 'En sinsi terör destekçiliği' Sözcü Çelik'in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle: "Terör eylemleri karşısında "her türlü şiddete karşıyız" diyerek terörü ve meşru devlet kurumlarını aynı kefeye koymak en sinsi terör destekçiliğidir. Bu sinsi zihniyet terörün ideolojik gıdasıdır. Terörü lanetlemeden söylenen her demokrasi cümlesi bir siyasi sahtekarlıktır. 'Demokrasi düşmanı bir tutum' Terör, medeni bir toplum hayatının ve en temel demokratik hakların düşmanıdır. Terörü açıkça lanetlemeyen ve buna göre tavır geliştirmeyen her siyaset biçimi siyasi ahlaksızlıktır. Demokratik söylemlerin, terörü mazur göstermek için kullanılması demokrasi düşmanı bir tutumdur." https://twitter.com/omerrcelik/status/1575041928097599488?s=46&t=CmRs4dYDDTvDlkOIK8YE7g

1 yıl önce

Devlet Bahçeli'den CHP'ye başörtüsü tepkisi: Baştan aşağı sahtekarlık

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu. Bahçeli'nin konuşmalarından satır başları şu şekilde; Kabuk bağlamış yaraları deşerek siyaset üretilmez. Türkiye barış ve huzurun saygı ve sevginin gıpta edildiği ülkedir. Tam tersini iddia eden Kılıçdaroğlu ve ortakları müfteri ordusudur. Namertliğin izini süreceğine mertliğin kulvarına gir de adamlıkla anıl. Sanki duvara konuşuyoruz, aynı tas aynı hamam. KILIÇDAROĞLU'NUN BAŞÖRÜTÜSÜ ÇIKIŞI Türkiye’de başörtüsü sorunu bitmiştir. Kılıçdaroğlu’nun hedefi, hevesi başkadır. CHP’nin verdiği kanun teklifi samimiyetsiz tutarsız ve baştan savmadır. Şayet samimilerse, buyursunlar gündemdeki anayasa teklifine destek versinler. Dürüstseniz gereğini yapın, işte er meydanı, iste tutarlılığınızı göstermenin fırsatı. "CAMİ DE CEMEVİ DE BİZİMDİR" Alevi islam inancına sahip kardeşlerimizin haklı talepleri vardır. Bu talepler karşılanmalı ve geniş bir uzlaşma zemini oluşturulmalıdır. Cami ne kadar bizimse Cemevi de o kadar bizimdir. Hz. Ali diyordu ki gönülleriniz bir olmadıkça sayıca fazla olmanızın önemi yoktur. Bizim derdimiz gönüller yıkmak değil bir olmaktır. Alevi kardeşlerimizin hayatında tartışılmaz bir yer etmiş olan cemevi gerçeği siyasi kaygılardan uzak cami-cemevi karşıtlığına dönüştürülmeden kabul edilmelidir. Cami de cemevi de bizimdir, hepimiz Müslümanız. Kerbela ortak sızımız, Hz. Ali manevi büyüğümüz. Cemevi hayatımızın vazgeçilmez gerçeğidir. Bizim gönlümüzde herkese yer vardır. Kardeşlik ruhumuz sarsılırsa bunun geri dönüşü mümkün değildir. Türk milleti yapay ayrımlara fırsat vermeyecektir. Alevilik siyasi istismar aracı olmaktan çıkarılmalı. Siyasallaştırma çabalarına itibar edilmemeli. Çözüm imkanları bütüncül bir şekilde ele alınmalıdır. Bize düşen yapıcı bir tutum almaktır. Kimin nerede ve nasıl ibadet edeceğinin yazılı bir kuralı yoktur. Cemevlerinin ibadethane olarak görülmesine saygı duymalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın iyileştirici açıklamalarını destekliyoruz. Bizim geçmişten bugüne söylediklerimiz bunlardır. Yürekleri volkan gibi patlayanın ellerinde çiçekler açamaz. Yüce dinimizi karalamak için fırsat kollayanların ne soyu soydur, ne huyu huydur. AVRUPA'DA ENERJİ KRİZİ Artık enerji ihtiyacını güvenceye alma stratejisinin önümüzdeki dönemde dış politikaların ana parametresi olacağı anlaşılmaktadır. Ülkemizin Libya ile imzaladığı hidrokarbon anlaşması tarihi niteliktedir. Batılı ülkeleri rahatsız etmiştir. Zillet ittifakı kuru gürültü yapsa da ülkemiz enerji jeopolitiğinde kilit bir aktördür. Nükleer savaş ihtimalinin konuşuluyor olması bile fecaattır. Bu işin şakası yoktur. Türkiye'nin Putin'e teslim olduğunu öne süren İP Başkanı bu işlerden anlamaz. Dış politikayı bilmez. Zillet ittifakı ancak dünya tersine dönerse karışık ve kirli emellerinde muvaffak olurlar. Türkiye barışın, huzurun, silahların susması tarafıdır. KILIÇDAROĞLU'NUN ABD ZİYARETİ Kılıçdaroğlu'nun apar topar ABD'ye gitmesi, talihsizlik, densizlik, pervasızlıktır. Kılıçdaroğlu ABD'ye bel bağlama, seni 1 dolara ele verir. Herkes biliyor ki adaylık için icazet almaya gitti. Ülkemizin parlamenter sisteme dönmesi söz konusu değildir. Henüz Cumhurbaşkanı adayı bulamamış zihniyete Türkiye teslim edilemez.

1 yıl önce

Yunanistan'ın sahtekarlığı! Göçmenlere yaptıkları zulmü Türkiye'ye yamamaya çalıştılar! Ankara'dan yanıt gecikmedi

Yunanistan'ın uluslararası hukuka uymayan şekilde düzensiz göçmenlere müdahale ettiği, tüm dünya tarafından bilinen bir gerçek haline geldi. Türkiye karşısında kendisini aklama telaşına girişen Atina yönetimi, geçtiğimiz günlerde, 2019 yılında çekilen görüntüler üzerinden Türkiye'yi suçlamıştı. Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarachi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Türkiye'nin mültecileri geri ittiğini, botlarını batırmaya çalıştığını iddia etmişti. Türkiye, Yunanistan'ın provokasyonunu olayın görüntüleriyle yanıt vererek çürütmüştü.. YUNANİSTAN PROVOKASYONA DOYMUYOR Yunan Bakan Mitarachi, beyhude çabalarına bir yenisini daha ekledi. Yunan güvenlik güçleri tarafından soyulup sınırda ölüme terk edilen göçmenlere ait eski bir fotoğrafla, Türkiye'yi hedef aldı. Ankara'yı göçmenlere yönelik 'kötü muamele ile' suçlayan Yunan Bakan'a, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı yanıt verdi. TÜRKİYE'DEN YANIT GECİKMEDİ Çataklı, "Türkiye ile ilgili tek bir insan hakları ihlali bulamadığınız için kendi yaptığınız zulmün fotoğrafını Türkiye yapmış gibi göstermeye çalışıyorsunuz!" dedi. "HADİ ZOR DEĞİL; BİRAZ MEDENİ OLUN" Çataklı'nın açıklamaları şöyle: "Türkiye ile ilgili tek bir insan hakları ihlali bulamadığınız için kendi yaptığınız zulmün fotoğrafını Türkiye yapmış gibi göstermeye çalışıyorsunuz! Manipülasyonlara, sahtekarlığa ayıracağınız vakti insan haklarına uymaya harcayın! Hadi, zor değil; biraz medeni olun!"

1 yıl önce

‘Karne hediyesi et’ sahtekarlığında son perde! Sahtekar muhabir Fatmanur Boylu’nun çocuğa fısıldadığı an ortaya çıktı

Altılı masadaki siyasilerin başını çektiği, troller tarafından ‘koro’ halinde köpürtülen ‘karne hediyesi et’ çarpıtmasıyla ilgili yeni bir gelişme daha yaşandı. Tepki çeken haberin montajlanmamış görüntüleri ortaya çıktı ve Habertürk TV’deki bilinçli algı operasyonu deşifre oldu. https://twitter.com/bugunguncel/status/1617945369614352384?s=46&t=00XXTaXVr4YiATGnOY0_ug MUHABİRİN YÖNLENDİRMESİ DEŞİFRE OLDU Haberin ham görüntülerinde muhabirin küçük çocuğa defalarca “‘Annem bana karne hediyesi et aldı’ der misin?” diyerek yönlendirme yaptığı görüldü. Küçük çocuğun muhabirin yönlendirmesi doğrultusunda annesinin karne hediyesi olarak et aldığını söylediği anlaşıldı. ‘ÇOCUĞUMUN KULAĞINA FISILDAYIP SÖYLETTİLER’ Çocuğunun, ‘Babam bana tabletim bozuldu, tablet hediye alacak’ şeklindeki konuşmasının kaydedilmediğini vurgulayan Anne Güney, çocuğunun kulağına fısıldanıp çarpıtılan ifadelerin söyletildiğini aktarmıştı.

1 yıl önce

Devlet Bahçeli'den Ahbap ve Babala'ya tepki: Sahtekar bunlar

Türkiye Cumhuriyeti, 6 Şubat günü tarihinin en büyük felaketini yaşadı. Merkez üssü Kahramanmaraş'ta yaşanan art arda 7.7 ve 7.6'lık depremler, koca bir bölgeyi yerle bir etti. Devletin seferber edilen tüm ekipleri, bir cana daha ulaşma umuduyla hummalı çalışmalar devam ediyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Devlet Bahçeli, depremzedelere yardım toplarken provokasyon yapan ve adliyede ifade veren Babala TV'nin sahibi Oğuzhan Uğur ve Ahbap derneğine değindi. Devletin bir kenara itilmiş gibi gösterilip yardım toplanmasının doğru bulunmadığını söyleyen Devlet Bahçeli, konuyu sert bir dille vurguladı.  "Bu sahtekarların Türk televizyonunda yer almamalıdır" Devlet Bahçeli şu ifadeleri kullandı; Devleti bir kenara itip ahbap çavuş ilişkisi içinde yardım toplanması bizim nazarımızda yanlıştır. Devletin yapamadığı yatıştıramadı yetiştiremediği ne vardır ki Ahbapçılar ve Babalacılar akaba gibi kanat çırpmaktadır. Bu sahtekarların Türk televizyonunda yer almamalıdır. Devleti acz içinde gösterircesine sosyal medyaya üşüşenler bindikleri dalı kestiklerini ne zaman anlayacaklardır? Yardım ve desteklerin AFAD aracılığıyla yapılması en doğru yoldur. Arama kurtarma çalışmalarında görev alan her kardeşimizden Allah razı olsun. "Yardımın AFAD aracılığıyla yapılması en doğru yoldur" Devleti acz içinde gösterircesine sosyal medyaya üşüşenler bindikleri dalı kestiklerini ne zaman anlayacaklardır? Yardım ve desteklerin AFAD aracılığıyla yapılması en doğru yoldur. Arama kurtarma çalışmalarında görev alan her kardeşimizden Allah razı olsun. Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları; Bin nasihat fayda etmiyor ama yeri geliyor bir musibet kendimize gelmemize vesile oluyor. Milli birlik ve beraberlik ruhuyla kenetlenmemiz gereken dönemdeyiz. Yara bere içindeyiz ama mutlaka iyileşeceğiz. Manevi bir imtihandayız ama bu imtihandan alnımızın akıyla çıkacağız. Hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine inanıyoruz. Sarsıldık fakat düşmeyeceğiz. Şer kumpanyalara şahit olduk. Enkazın üzerinde tepinen utanmazlara her dönemde şahitlik ettik. İnsanlarımız imdat çağrısı yaparken kazanç ve çıkar çetelesi tutan vicdan fukaralarını öfkeyle izledik. Türkiye'miz devasa bir felaketin pençesindedir. Çetin bir sınav ve sınamadan geçiyoruz. 6 Şubat'ta meydana gelen ikiz depremler 110 bin kilometrekarelik bölgede 10 ilimizi, 113 ilçemizi, 6514 köyümüzü vurmuştur. "Şehirlerimiz harap olmuştur" Bilim insanları bu ikiz depremin 500 atom bombası gücüne denk düştüğünü ileri sürmüştür. Her gün acılarımıza yenileri eklenmiştir. Şehirlerimiz harap olmuştur. Bu tip depremlerin diğer fay hatlarını harekete geçirip geçirmeyeceği mutlaka ele alınmalıdır. Depremle sarsılan 10 ilimizde hayat mücadelesi veren 13.5 milyon vatandaşımızı ciddi mağduriyetlere uğradığı ortadadır. Seferberlik ruhuyla harekete geçip milletvekillerimizden oluşan heyeti deprem bölgesine gönderdik. "Başkaları gibi şov peşinde değiliz" Sayın Cumhurbaşkanımız depremle yıkıma uğrayan illerimize intikal ederek incelemelerde bulundu. Vatandaşlarımızla buluştu, göz yaşlarını silmek için çabada bulundu. Bilhassa Cumhurbaşkanımızın deprem bölgesinde olmasından dolayı ben de gelişmeleri Ankara'dan takip ettim. Başkaları gibi şov peşinde değiliz, istismar peşinde değiliz. Milliyetçi Hareket Partisi nerede diye soranları ciddiye alıp cevap verecek değilim ancak yine de bir hatırlatma yapmadan geçmeyeceğim; biz her yerdeyiz...Deprem bölgesindeki illere sırasıyla gideceğim. Devlet nerede diyenlere bir çift sözüm var; devlet bölgesinde her şey var sadece devlet yok diyen kanı bozuklar size söylüyorum: Devlet baktığınız ve bastığınız her yerde tüm heybetiyle tüm hassasiyetiyle habidir. Devlet yok diyen karakter yoksunları, iç işgal cephesinde konuşlanmış işbirlikçi sefillerdir. Bunlar baksa da göremez. "Muhalefet ne yaptı?" Türk devleti ayağa kalkmıştır, adı konulmamış bir seferberlik ilanı yapılmıştır. 70 ülke Türkiye'mizin yardımına koşmuştur. Hepsine teşekkür ediyorum. Belki yeri ve zamanı değil ama sormak lazım: Muhalefet ne yaptı? 6 şubat depremini malzeme haline getirip siyasi talancılığa soyunanlar Türkiye'ye musallat olan metastaz yapmak için uğraşan kanser hücreleridir. "Demirtaş ile Kılıçdaroğlu demir paranın yazı ve turası" Cevabını aradığım ilk soru şudur, Fransa'da yayınlanan ve peygamber efendimizin emanetlerine zaman zaman saldıran dergi ile CHP'nin başındaki zat ile arasında bir fark gören var mıdır? Sorun sensin Erdoğan terörist Demirtaş ile Suçlu Erdoğan'dır diyen Kılıçdaroğlu demir paranın yazı ve turası değil midir? Türkiye İşçi Partisi'nin PKK kontenjanlı sözde bir milletvekili "Böyle bir devletin düşmanı olmak meşrudur" açıklamasıyla halk ve devlet düşmanlığında yeni bir sayfa açmıştır. Geldiğimiz bu aşamada bu gedikli düşmanı TBMM'de yaka paça atmak devletin ve hukukun şeref ve güvenlik konusudur. "Yağmacılar vatandaşlıktan çıkarılmalı" Bu alçakla birlikte yağma ve talan yapanların vatandaşlıktan çıkarılması, şayet yağmacı sığınmacı ise hemen ülkelerine gönderilmelidir.

1 yıl önce

Acun Ilıcalı’nın PİNÇ’lerinin deprem bölgesiyle ilgili sahtekarlıkları bitmiyor! İbrahim Büyükak’ın da yalanı ortaya çıktı

Yüzyılın felaketini yaşayan Türkiye, 10 ilde büyük yıkıma yol açan depremlerin yaralarını sarmaya çalışırken, etkileşim ve şahsi reklam peşinde koşan sosyal medya ünlüleri de boş durmuyor. Oyuncu İbrahim Büyükak, bir video kayda aldırdı ve BabalaTV aracılığı ile sosyal medyada yayılmasını sağladı. ‘SADECE İL JANDARMA KOMTANLIĞI VAR’ YALANI Videoda “Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde 3 belde, 55 mezra ve 28 köy ile sadece İlçe Jandarma Komutanlığı ilgileniyor. Burası depremden büyük zarar gördü. Lütfen burayı da unutmayalım, yardımlarımızı esirgemeyelim.”diyen Büyükak’a cevap, bölgede yardım çalışmasını yürüten gönüllülerden geldi. https://twitter.com/malikadirezber/status/1625573532838027279?s=46&t=nTr6qY9DZpqOTKiu1AtprQ VİDEOLU CEVAP GELDİ “İbrahim Büyükak’ın yalanını kanıtlarıyla birlikte ortaya koymak istiyoruz.” diyen bir gönüllü, tweet dizisiyle Gölbaşı’nda yapılanları gözler önüne serdi. 9 Şubat Perşembe günü Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesine birkaç kilometre mesafede bulunan Karayolları’na ait şantiye alanına gittik. Buranın kıyafet, gıda ve su gibi temel ihtiyaç malzemelerinin bulunduğu bir yardım merkezi haline getirildiğini gördük. Orada, depremin 2’nci günü Kahramanmaraş Yörük Selim Hastanesi’ne giderek iki gün boyunca hayatını kaybeden vatandaşların cansız bedenlerini taşıyan kardeşlerimle buluşarak çalışmaya başladık.

1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın borç taktığı çiftçiler: Bunların işi gücü sahtekarlık

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın 3 yıl önce Adanalı çiftçi Abdullah Temel'den vatandaşa ücretsiz dağıtmak için aldığı 400 ton soğan ve patatesin ücretini ödemediği ortaya çıktı. Sabah'ın haberine göre; CHP'li belediyeler tarafından mağdur edilen çiftçi Temel, "Adana Büyükşehir Belediyesi'nde Tarım Daire Başkanı Hasan Deda Büyüköztürk, İstanbul, Ankara ve Çankaya belediyelerine gönderilmek üzere benden 200 ton soğan, 200 ton da patates talepte bulundu. Parayı da bu belediyelerin ödeyeceğini söyledi. Soğan ve patatesleri 50'şer kiloluk çuvallara koyup teslim edeceğim sırada, küçük çuvallara koymamızı ve nakliyeyi de bizim yapmamızı istediler. Ben de yaklaşık 200 işçi tuttum, küçük çuvallar aldım ve hepsini kamyonlara yükleyip belediyelere teslim ettim. Toplam 800 bin lira ödeme yapacaklardı ama bugüne kadar elime geçen para 200 bin lira. Ben o paradan vazgeçtim. Bunların işi gücü sahtekarlık. Bir de utanmadan çiftçiyi mağdur etmeyeceğiz ellerinden tutacağız diyorlar. Yazıklar olsun" dedi. NE DEDİLERSE YAPTI CHP'li Adana Büyükşehir Belediyesi Tarım Daire Başkanı Orhan Deda Büyüköztürk bir tanıdığı vasıtasıyla Adana'nın İncirlik Mahallesi'nde çiftçilik yapan Abdullah Temel'den, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Çankaya Belediyesi'nin vatandaşa dağıtmak üzere patates ve soğan talebi olduğunu söyledi. Bunun üzerine Abdullah Temel kilosu 2 TL'den 230 ton patates, kilosu 1 TL'den de 170 ton soğanı Ankara ve İstanbul'a gönderilmek üzere 50'şer kilo çuvallara doldurup teslim etti. Büyüköztürk, soğan ve patateslerin küçük çuvallara konulması ve nakliyenin de kendisinin yapılacağını bunun da parasının ödeneceğini söyledi. Bunun üzerine Abdullah Temel önce işçi tuttu daha sonra satın aldığı çuvallara patates ile soğanları vatandaşlara dağıtılacak şekilde doldurduktan sonra nakliyeyi de tutarak Ankara ve İstanbul'a gönderdi. KILIÇDAROĞLU ÇİFTÇİYİ BÖYLE Mİ KORUYACAK? Soğan ve patatesler vatandaşlara dağıtılmak üzere söz konusu belediyelere teslim edildiğini anlatan çiftçi Temel, "İlk önce benden patates ve soğan istediler. Kendilerine toplayıp çuvallara koyup depoya götürüp teslim etim. Bu kez küçük çuvallara konulmasını istediler. Bunun için 200 işçi tuttum ve işçilerin paralarını da cebimden ödedim. Daha sonra nakliyeyi de benim yapmamı istediler. Onu da yaptım. Patates ve soğanları Ankara ile İstanbul'a götürüp belediyelere teslim ettim. 800 bin lira harcama yaptım ama bugüne kadar sadece 200 bin lira elime para geçti. Ne zaman paramı istesem bahane üretiyorlar. Artık paradan vazgeçtim. Bunların işi gücü sahtekarlık. Bir de Kemal Kılıçdaroğlu çiftçinin yanında olacaklarını söylüyorlar. Çiftçinin parasını vermeyerek mi yanında olacaklar, yazıklar olsun" diye konuştu. FİDAN GİBİ OLMUŞTUM... Söz konusu ticareti yapmadan önce güzel bir hayatının olduğunu söyleyen Abdullah Temel, "161 kiloydum ve 2,5 yıl önce rejime başlamıştım. Tam 47 kilo vererek 114 kiloya düşmüştüm. Adeta fidan gibi olmuştum. Ürettiğim soğanların bulunduğu tarlaları şoför kullanmadan yürüyerek geziyordum. Bunlar geldi, bir yıllık emeğimi alıp gitti. Bunlarla uğraşırken bir de annem kaybettim. Stres yüzünden tekrar kilo aldım ve bu hale geldim" şeklinde konuştu. BİR ARAŞTIRAYIM Telefonla aranılan ve hakkındaki iddiaların sorulduğu Orhan Deda Büyüköztürk, "Biz Abdullah beye gerekli ödemeyi yaptık biliyorum. Ama yine de bir araştırayım" diye açıklama yaptı.

1 ay önce

Meral Akşener'den Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'na sert sözler: Ahlaksızlık... Sahtekarlık...

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, seçime müstakil girme kararı sonrası gelen istifalardan isim vermeden İmamoğlu'nu sorumlu tuttu: Ankara'da 7'den 77'ye herkes istifa etti, İstanbul'da meclis üyeleriyle sınırlı kaldı. Ama eğer sistemi boşaltacak kadar bu işin içine girmişse bir belediye başkanı bu gerçekten ahlaksızlıktır. Ben de Meral Akşener'sem elbette bu sahtekarlıkların gereğini yapmak benim için artık bir namus borcudur.

1 2