05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Terör örgütü PKK elebaşı Durun Kalkan'dan itiraf! Avrupa'dan PKK'ya: Savaşı sürdüreceksiniz

"Ateşkes ilan etmeyecek, savaşı sürdüreceksiniz." Bu sözler PKK'nın kurucularından elebaşı Duran Kalkan'ın örgüte yakın bir siteye verdiği röportajdan. Duran, bahsettiği bu talimatı verenin ise Avrupa ülkeleri olduğunu söyledi. Kalkan, "Avrupa ülkelerinden ateşkes için zemin bulamadık" dedi. Terörist elebaşı, röportajında PKK'nın Avrupa tarafından desteklendiğini ifade etti. Türkiye'ye karşı "savaşı sürdürün" tarzı dayatmaların defalarca geldiğini belirtti. "Bu dayatma açık oldu-gizli oldu, sözle oldu-fiiliyatla oldu ama bize dayatılan çatışmaydı, çözümsüzlüktü. Eğer niyetimiz çözümden yanaysa, ateşkesten yanaysa onu boşa çıkartmak için saldırılarda bulundular" dedi. Kalkan, bunun aksine Avrupa ülkelerinin kendilerini barıştan yanaymış gibi gösterdiğini vurguladı. Terör örgütü elebaşı Duran Kalkan, Türkiye'nin de Avrupa'nın çözüm istediğini sandığını söyledi. Fakat, kısa sürede gerçeklerin bunun tam tersi olduğunu gördüğünü, Ankara'nın Avrupa'dan destek bulamadığını belirtti. "Dış ortam Kürt sorununun çözümüne fırsat ve imkan vermedi. Tam tersine Kürt sorunu için çözümsüzlüğü, Türkiye'de de çatışmayı dayattı" ifadesini kullandı. BEYRUT BÜYÜKELÇİSİ: DEHŞET VERİCİ

Türkiye'nin Beyrut Büyükelçisi Ali Barış Ulusoy, Lübnan'daki bir gazetenin terör örgütü PKK'nın sözde 2 numaralı ismi ile röportaj yapmasının "dehşet verici" olduğunu söyledi. Büyükelçi Ulusoy, "Sarkis Kassarjian" imzasıyla 26-27 Ekim'de yayımlanan röportaj için An Nahar Al Arabi gazetesi editörlerine gönderdiği kınama mektubunu Büyükelçiliğin Twitter hesabından paylaştı. Ulusoy, mektubun röportajın yayımlanmasından hemen sonra ilgili gazeteye gönderildiğini, ancak yanıt verilmeyince sosyal medyadan paylaşıldığını aktardı. Mektubunda PKK'nın sözde 2 numaralı ismi ile yapılan özel röportaja gazetenin onay vermesinin tamamen "dehşet verici" olduğunu belirten Ulusoy, "An Nahar Al Arabi gazetesinin terör örgütünün sözcülüğünü üstlenip bunu arzulaması ve böylesi bir röportajı yayımlamakla örgütün kara propagandasını yapması çok üzüntü vericidir. " ifadelerini kullandı. Ulusoy, 28 Ekim 2021 tarihli kınama mektubuna şöyle devam etti: "Röportajın aktardığı terör örgütünün kara propagandasının Türkiye'den veya herhangi bir uluslararası toplumdan hiçbir tepkiyi hak etmediğini söylemeye gerek yok. Türkiye'nin varlığını ortadan kaldırma kararlılığı karşısında PKK'nın varlığını sürdürmek için uluslararası kamuoyunun sempatisini kazanma umuduyla hala saçma ve tamamen asılsız iddialara başvurması, sadece acınası bir durum."

2 yıl önce

Aliya İzzetbegoviç'in yakın arkadaşı ve mücadele ortağı Prof. Dr. Cemaleddin Latiç: 3. Dünya Savaşı çıkabilir, Türkiye acilen buraya gelmeli

Bosna Hersek'te Sırp tarafından gelen açıklamalar tansiyonu yeniden yükseltti. Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyesi Milorad Dodik, bağımsız ordu, yargı ve vergi düzenlemesine gidecekleri yönünde ayrılıkçı ifadeler kullandı. Bosna savaşının lider kadrosundan ve Bosna Millî Marşı'nın yazarı Prof. Dr. Cemaleddin Latiç, Sırp tarafının gerilimi kasıtlı olarak yükselttiğini ve bölgeyi yeni bir kaosa sürüklemeye çalıştığını söyledi. Latiç "1. ve 2. Dünya Savaşlarının çıkış noktası bu bölge oldu. Şu anda süper güçler bölgeye büyük çaplı yığınak yapıyor. İskeçe, Dedeağaç çıkarmaları, Kosova, Arnavutluk aksında yaşanan kriz, tehlikenin habercisi ve tetikleyici unsurları. Şayet gerilim dozu düşürülemez ise 3. Dünya Savaşı aynı bölgeden çıkar" diye konuştu. BÜYÜK SIRBİSTAN HAYALİ "Sırplar, Montenegro (Karadağ), Kosova, Bosna ve Makedonya'yı içerisine alan coğrafyada Büyük Sırbistan hayali kuruyor" diyen Prof. Dr. Cemaleddin Latiç şöyle devam etti: Bunun için silah ve cephane yığıyorlar. Şu an itibarıyla katliam için yeterli güce sahip değiller. Yakın vade hesapları kaos üretmek ve gerekli zemini oluşturmak. Avrupa ve Rusya'dan taviz koparmaya ve daha fazla destek almaya çalışıyorlar. Batılılara 'Avrupa'nın ortasında Boşnak Müslüman varlığını tehdit olarak gösterip ikna etmeye çalışıyorlar. Rusya ise Putin ile birlikte Pan Slav idealini gerçekleştirmeye çalışıyor. Sırpları da sadık müttefik ve bölgeyi dönüştürmekte etkin araç olarak görüyor. Şayet 92-95 döneminde bugünkü Rusya olsa her şey çok başka olurdu. DEVLET İŞLEMEZ HÂLE GETİRİLİYOR Bosna Hersek'te yönetimin diğer ortağı Sırpların devleti işlemez hâle getirdiğine dikkat çeken Latiç "5 Kasım'da Barış Gücü'nün görev süresi doluyor. Sırp tarafının zamanlaması çok önemli. Çıkarılmak istenen kaosa bu açıdan da bakmak lazım. Şu an devleti işlemez hâle getirdiler. Bir yandan kendi kamuoyunu hazırlıyorlar, diğer yandan Avrupa ve Rusya'dan daha fazla taviz koparmaya, güç yığmaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı. Tartışmaların devam ettiği bölgeye yönelik Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ise aldığı kararla, Bosna Hersek'teki Avrupa Birliği Barış Gücü'nün görev süresini 12 ay daha uzattı. TÜRKİYE GÜCÜNÜ ARTIRMALI Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, Mevcut dünya konjektörünün Sırpların lehine olmadığı görüşünü savunan Prof. Dr. Cemaleddin Latiç, Sırp askerlerin korkak olduğuna ve savaşmaktan çok katliam yaparak sonuç almak istediğine vurgu yaptı. Aliya İzzetbegoviç'in yakın arkadaşı ve mücadele ortağı olan Latiç, ayrıca Osmanlıyı yıkan olumsuz gelişmelerinde merkez odağı olarak bölgeyi gösterdi. "Türkiye, bölgede her açıdan gücünü daha fazla hissettirmeli. Burada olmalı" diyen Latiç'e göre Bosna Hersek Halklar Meclisi Başkanlık Divanı Üyesi Bakir İzzetbegoviç'in bu süreçte Türkiye'ye yaptığı ziyaret önemli bir mesaj niteliği taşıyor.

2 yıl önce

Temel Kotil: Milli Savaş Uçağı 2022'de bitecek

Türk Havacılık Uzay Sanayii Genel Müdürü Temel Kotil'in açıklamalarından satır başları şöyle: "F-35'in 60 milyar dolar olduğunu söylüyorlar, böyle bir proje 10 milyar dolara çıkar. Alt tarafında bomba kapağının olduğu yerdeki parçamız. Çok hassas milimetrik, mikron altı çalışmış bir parça. Bu uçak 2023 18 Mart'ta motorunu çalıştıracak. Bu uçak 2022'de bitecek demektir. 4 binin üzerinden mühendisimiz var. Bin tanesini çalışıyor şu anda. Sıkışırsak hepsini çalıştırırız. Çalıştık çalıştık, artık imalata geçtik. Bizim için bir mutluluk bu. Biz mutluluğumuzu paylaştı. F-16 tek motorlu, bu çift motorludur. Bombalar içinde saklı. Bu görünmez uçak. 1980 teknolojisi F-16. Bu 2020 teknoloji. F-35 tek motorlu. Bu ondan 1.5 kat daha güçlü motor gücü olarak. Bu F-22 ile F-35 arasında. Milli Savaş Uçağı 2022'de bitecek, seri üretim 2028'de."

2 yıl önce

Polonya sınırı savaş alanına döndü! Göçmenler dikenli telleri elleriyle koparıyor…

Polonya-Belarus sınırındaki göçmen krizi devam ediyor. Sayıları her gün artan ve binlerle ifade edilen göçmenler, hayatlarını Avrupa'da sürdürebilme umuduyla Polonya sınırındaki bekleyişlerini sürdürüyor. GÖÇMENLERİN JİLETLİ TELLERLE MÜCADELESİ Gruplar bir taraftan sınır kapısı bölgesindeki bariyerleri aşmaya çalışırken, diğer taraftan sınıra örülen jiletli telleri yıkmaya çalışıyor. Kameralara yansıyan ve sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, bazı göçmenlerin tellerin bir bölümünü yıktığı görüldü. BİR BÖLÜMÜNÜ YIKTILAR Kuznica-Bruzgi geçiş noktasında yalnızca gündüz saatlerinde değil, gecenin karanlığından da faydalanan göçmenlerin telleri yıkma girişimi devam etti. Çitlerin karşı tarafında ise Polonyalı güvenlik güçleri nöbetlerini sürdürüyor.

2 yıl önce

26 yıl sonra bölgede savaş alarmı! Diken üstündeler: Türkiye'nin varlığı hayati önemde

Bosna Savaşı, Avrupa'da yaşanan yüz yılın en kanlı savaşlarından biriydi. 1992 yılındaki savaşta 100 bin kişi hayatını kaybetti, 2 milyon kişi de evini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. 21 Kasım 1995'te taraflar ABD'nin Dayton şehrinde bir araya geldi. Kanlı Bosna Savaşı, sağlanan anlaşma sayesinde sonlandırılırken, Bosna Hersek 3 parçaya bölündü. Dönemin Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloşeviç ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman, Dayton'da Wright-Patterson Hava Üssünde bir araya geldi. ÜLKE, İKİ OTONOM BÖLGEYE AYRILDI Görüşmelerin ardından masa üstünde harita çizildi. Ülke nüfusunun çoğunluğunu Boşnaklar oluşturmakla birlikte, toprak üç eşit parçaya bölündü. Ülke, Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti Entitesi olmak üzere iki otonom bölgeye ayrıldı. Bir de özel statüye sahip Brçko bölgesi oluşturuldu. Ülkedeki bütün idari otoritelerin üstünde Yüksek Temsilcilik Ofisi bulunuyor, uluslararası toplum adına barışın uygulanmasını denetliyor. ENTİTE YÖNETİMİNİN KARARLARI, TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ TEHDİT EDİYOR Yüksek Temsilcilik makamını tanımayan Bosnalı Sırplar, Dayton Anlaşmasını entite çıkarları için kullanıyor. Entite yönetiminin aldığı kararlar ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit ediyor. Bosna Hersek'teki Sırp Entite yönetiminin kendi yargı ve ordularını kurma kararı bardağı taşıran son damla oldu. YENİDEN SAVAŞ ENDİŞESİ TRT Haber'in derlediği habere göre, Sırpların ayrılıkçı politikaları 26 yıl sonra yeniden savaş endişesini beraberinde getirdi. Uluslararası toplumdan ise henüz somut bir adım gelmiş değil. TÜRKİYE'NİN VARLIĞI BOŞNAKLAR İÇİN HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR Bölgede dengeli ve yapıcı bir siyaset yürüten Türkiye, Hırvatistan ve Sırbistan ile iyi ilişkilere sahip. Sağlanacak olası bir anlaşmada Türkiye'nin varlığı Boşnaklar için hayati önem taşıyor.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kabine toplantısı sonrası önemli açıklamalar: Ekonomik kurtuluş savaşından milletimizi zaferle çıkaracağız

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Milletimizin hak ve özgürlükleri ile refahı konusunda yaşanan hiçbir gelişme kolay olmamıştır. Çok partili siyasi hayata geçişimizden sonra milli iradenin üstünlüğünü tanımak yerine tek parti faşizmini destekleyen her zaman olmuştur. Milletimize ağır maliyetler yükleyen bu sistemin ekonomik zorlukları da vardır. Son 19 yıldaki güçlü siyasi idare, bu mücadeleyi verebilecek dirayete azme kavuştuk. Öncelikle sorunun adını doğru koymamız gerekir. Sadece kurdaki yükselişe bağlı olarak kimi ürünlerde ortaya çıkan artışlar istihdamı yatırımı etkilemez. Ülkemizde yaşanan durum tam da budur. Yani fiyat artışıdır. Bugüne kadar tüm ülkelerde geçerli tek enflasyonla mücadele örneği görülmemiştir. Cari açığı olup da enflasyon yaşamayan ABD gibi ülkelerin sorun yaşamamasının nedeni paralarının rezerv olmasıdır. Geçmişte 1929, 2008 büyük krizlerini yaşayan küresel Ekonomi yeni sınamalar karşısında ciddi bocalama içindedir. "EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞINDAN MİLLETİMİZİ ZAFERLE ÇIKARACAĞIZ" Gelişmiş ülkelerin parasal genişleme, küresel ekonominin işleyişini daha da bozdu. Araştırmalar, ABD'deki şirketlerin aldıkları kredilerin bırakın parasını faizlerini bile ödeyemeyeceklerini gösteriyor. Dünya borsalarındaki şişkinlik, basılan fazla paranın gidecek yer bulamamasından kaynaklanıyor. Üretici fiyatları, enflasyonu, Çin'de %13,5, AB ortalaması %16,2'yi gördü. ABD'nin bir yandan aylık 15 milyarlık parasal daralma açıklarken diğer yandan 1,5 trilyonluk yatırıma izin vermesinin nedeni de işte bu durumdur. Çin'in de ciddi bir finansal genişleme politikasıyla parasını düşük tutmayı amaçlıyor. Karşımızdaki bu tablo bizi bir tercihe zorlamıştır. Her zaman ki gibi biz mücadeleyi tercih ettik. Geçmişten beri her alanda olduğu gibi finansal kriz yönetiminde ciddi tecrübe sahibi ülke olarak dünyanın zor dönemden geçtiği dönemde fırsatlardan yararlanmakta kararlıyız. Ülkemizi eskiden hep yaptıkları gibi denklemin dışına itmek isteyenlerin, kur, Faiz fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyoruz. Biz aynı oyunu vesayetle mücadelede gördük. Sabrettik ve başardık. Biz aynı oyunu terör örgütleriyle mücadelede gördük. Karşı atağımızı yaptık başardık. Bu ekonomik kurtuluş savaşından da milletimizi zaferle çıkaracağız.  "FIRSATÇILARA GÖZ AÇTIRMAYACAĞIZ" Ülkemizde önceliğimiz olan istihdamın yolunun yatırımdan, büyümeden geçtiğinden kimsenin şüphesi olmasın. Biz geçmişte uzun dönem denenmiş, yüksek faiz düşük kur yerine, yatırım, üretim, istihdam politikamızla ülkemiz ve milletimiz için en doğru olanı yapmakta kararlıyız. Kurun piyasa hareketlerini takipte özellikle kararlıyız. Yatırımı, ihracatı, bunun için önemsiyoruz. Mandacı iktisatçıların reçetelerine bunun için tamah etmiyoruz. Kurdaki yükselişi bahane ederek fahiş fiyat artışları yapan fırsatçılara göz açtırmayacağız. Bu politikayla biz niçin yaptığımızı, sonun da ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz. Üstelik bu politikayı da hemen hayata geçirmiş değiliz. İnşa ettiğimiz yollar, köprüler, havalimanları, demir yolları ile Pekin'den Londra'ya kadar uzanan en güçlü lojistik altyapısı ülkemize aittir. Swap işlemlerini yakından izlemek suretiyle kendi ülkesini soymaya çalışanların önlerini kestik. Bankalarımızın açık pozisyonları bulunmuyor. İşte önemli olan burası. Dünyanın bizden örnek aldığı yap-işlet-devret modeli sayesinde devam eden büyük projelerimiz de kamu finansmanına yük getirmiyor. Savunma Sanayimiz ülkemizin en önemli gelir kalemlerinden biri haline dönüşüyor. Karadeniz'de bulduğumuz doğalgaz en önemli Döviz giderimiz olan enerji çözümündeki umutlarımızı güçlendirdi. Hep söylüyorum faiz sebeptir enflasyon neticedir. Bu tespitimiz bu güne kadar yaşadığımız derslerden kaynaklanmaktadır. Yeni küresel sisteme arayışları, ülkemizin sahip olduğu altyapı. Böyle bir mücadele için geçmişte olmadığı kadar uygun bir zemin hazırlamaktadır. Ülkemizin ve milletimizin ekonomik kurtuluşu için böyle davranmamız, bu mücadeleyi vermemiz gerekiyor. Önümüzdeki aylardan itibaren bu politikanın insanlarımızın günlük hayattaki olumlu yansımalarını inşallah göreceğiz.

2 yıl önce

Suriye muhalefeti, savaştırmak için kız çocuklarını kaçıran YPG/PKK'yı kınadı

Suriye muhalefetinin çatı kuruluşu SMDK'den yapılan yazılı açıklamada, PYD/YPG/PKK'nın Suriye'de işgal ettiği bölgelerde silahlı kadrosuna katmak için çocukları kaçırmayı sürdürdüğü bildirildi. Açıklamada, "PYD'li teröristler (21 Kasım'da) Haseke'nin Amuda ilçesinde 3 kız çocuğunu silah altına almak için kaçırdı. Koalisyon olarak terörist milislerin işlediği bu suçu kınıyoruz. Teröristlere sessiz kalan ülkelerin tutumunu da kınadığımızı belirtiriz." ifadeleri kullanıldı. YPG/PKK'lı teröristler, "çocuk savaşçı" kadrosu için 21 Kasım'da Haseke'nin Amuda ilçesinde 2006 doğumlu Hediyye Abdürrahim Anter, Evin Celal Halil ve Ayana İdris İbrahim'i kaçırmıştı. Daha önceki dönemlerde de Haseke'de çok sayıda çocuğu kaçırarak zorla silahlı kadrosuna katan YPG/PKK'lı teröristler, ağustosun başında 13 yaşındaki Simaf Muhammed Salih Osman ile 16 yaşındaki Ahed Abdülgani Emin'i, 23 Ağustos'ta da 16 yaşındaki Muhammed İbrahim Cafer ile 13 yaşındaki Vail Adnan İbrahim'i alıkoymuştu. YPG/PKK, kaçırdığı çocukları Haseke'deki sözde eğitim kamplarına götürüyor. YPG/PKK'NIN, ÇOCUKLARI "SAVAŞÇI" OLARAK KULLANMASI RAPORLARA YANSIMIŞTI Terör örgütü YPG/PKK'nın çocukları savaştırması, ABD Dışişleri Bakanlığının 26 Haziran 2020'de yayımladığı "2020 İnsan Kaçakçılığı Raporu"nda da yer almıştı. Raporda "YPG, Suriye'nin kuzeybatısındaki sığınma kamplarından 12 yaşındaki kız ve erkek çocuklarını bile zorla silah altına almaya ve kullanmaya devam etti." ifadesine yer verilmişti. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi, 16 Ocak 2020'de yayımladığı raporda YPG/PKK'lı teröristlerin, Suriye'de çocukları savaşçı olarak kullandığına dair yeni bulguları paylaşmıştı. BM Genel Sekreteri'nin "silahlı çatışmalarda çocuklar" konusundaki özel temsilcisi Virginia Gamba, 29 Haziran 2019'da BM Cenevre Ofisi'nde bir araya geldiği YPG/PKK elebaşılarından "Mazlum Abdi" kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile "örgütün bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakması için" eylem planına resmi törenle imza atmıştı. Sonrasında bu durumun son bulduğuna ilişkin BM veya diğer uluslararası kurumlarca herhangi bir rapor yayımlanmadı.

2 yıl önce

Milli Muharip Uçak TF-X Amerikan basınında: ABD ve Rus teknolojisi yerli savaş uçağında birleşiyor

ABD merkezli DefenseNews gazetesi, Türkiye'nin beşinci nesil savaş uçağı TF-X projesiyle ilgili dikkat çeken bir makale yayımladı. Makalede, projenin Amerikan-Rus teknolojilerinin bir birleşimi olacağı belirtildi. Star.com.tr'de yer alan habere göre, Makalede, Türkiye'nin, TF-X programı kapsamında ilk etapta General Electric'in yan kuruluşu GE Aviation tarafından üretilen art-burning turbofan jet motoru olan F110 motorunu kullanacağı belirtilirken, General Electric'in F118 motorunun, Türkiye'de halihazırda devlet kontrolündeki bir şirket olan Eskişehir TUSAŞ Motor Sanayii'nde lisans altında üretildiği ifade edildi. TF-X İLK ETAPTA F-110 MOTORU Makalede, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir'in 4 Aralık'ta TF-X ile ilgili bazı açıklamalarına yer verildi. Demir bu açıklamasında, TF-X programının bir sonraki aşamasının modifikasyonlar, geliştirmeler, iyileştirmeler ve yerli üretime geçişi içereceğini söyleyerek, şu ifadeleri kullanmıştı: 'Yerli olarak üretmek istediğimiz[TF-X]parçaları hakkında Rusya ile görüşeceğiz... F110 motor tedariki konusunda herhangi bir sorun yok.' Ancak makalede, Kongre'nin büyük olasılıkla Türkiye'ye motor satışlarını desteklemeyeceğine dikkat çekildi. RUSYA'DAN ALINACAK TEKNOLOJİLER İddiaya göre, TF-X'i tasarlayan, geliştiren ve inşa eden Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nden bir kaynak, isminin açıklanmaması kaydıyla Defence News'e konuştu. Kaynak, "Rusya aeroakustik, aerotermodinamik ve savaş uçağı inşa edecek altyapıya sahip. Rusya, beşinci nesil bir turbofan motoru üretmek için teknolojiye sahip. İş birliği ayrıca aviyonik, tahrik sistemi, radar, sensörler, fırlatma koltuğu ve veri bağlantı sistemlerini de içerecek." dedi. Savunma Sanayii Başkanlığı geçtiğimiz günlerde TF-X'e güç sağlayacak yerli bir motorun geliştirilmesi için Türk şirketlerine bir teklif talebinde bulundu. Demir, teklif talebinin Türkiye'de savaş uçağı motoru teknolojisi geliştirmek için bir yol haritası oluşturmayı hedeflediğini söyledi. Demir, "Teklif talebi, ulusal motor geliştirme çabamızda yeni bir adımdır." dedi. ABD'NİN ŞANTAJI TF-X'İ HIZLANDIRDI Temmuz 2019'da ABD, Ankara'nın Rus yapımı S-400 füze savunma sistemini satın alma kararından vazgeçirmek için tehdit ve şantajlara başladı. ABD, tehdit ve şantajlara boyun eğmeyen Türkiye'yi, Amerikan liderliğindeki çok uluslu F-35 Müşterek Taarruz Uçağı programından çıkardı. Türkiye o zamandan beri TF-X programına hız verdi. Hükümet, TF-X programının 1. Aşaması için ek 1,3 milyar dolar ayırdı. Program üzerinde toplam 6.000 mühendis çalışıyor ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, uçak için ilk hangarını yakında inşa edeceğini duyurdu. Türkiye, ilk TF-X'i 2023'te hangardan çıkarmayı ve 2025 veya 2026'da uçurmayı hedefliyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 29 30