Son Dakika:
Taciz skandalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) iştiraklerinden Boğaziçi Yönetim A.Ş.'de patlak verdi. Boğaziçi Yönetim A.Ş.'nin sorumlu olduğu Kiptaş Silivri 3. Etap Sitesi'nde teknik personel olarak görev yapan şüpheli M.S., iddiaya göre aynı sitede güvenlik görevlisi Ü.D. ve N.B. isimli kadınlara önceki yıl Nisan ayında cinsel saldırıda bulundu. SORUŞTURMA AÇILMADAN İSTİFA ETTİ Yaşananların ardından taciz mağduru personeller durumu güvenlik amirleri Murat T.'ye bildirdi. Murat T. ise çalışma arkadaşlarının maruz kaldığı tacizi önce site yönetimine ardından da Boğaziçi Yönetim A.Ş. yetkililerine aktardı. Şikayet üzerine bir araya gelen Site Yönetim Müdürü Serkan Gültekin, Boğaziçi Yönetim A.Ş.'de Bölge Sorumlusu Ekrem Aslan ve Denetleme Sorumlusu Hayati Okuyucu; taciz mağduru kadınlarla tek tek görüşme sağladı. Görüşmelerin ardından şüpheli M.S., hakkında soruşturma dahi açılmadan istifa ederken, güvenlik amiri Murat T. ve Ü.D. ise işten çıkarıldı. Taciz mağduru kadın skandal üzerine soluğu savcılıkta aldı. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. TACİZ ANLARINI ANLATTI: MASAJ BAHANESİYLE Savcılığa verdiği ifadede taciz anlarını anlatan Ü.D. "Gece vardiyasındaydım. M.S. güvenlik kulübesine geldi. Masaj bahanesiyle elleriyle dokunmaya başladı. Bunun üzerine ayağa kalktım, o da iyice yanıma yanaşıp saçlarımı koklamaya çalıştı. Olayın şoku ile kendimi dışarı atmaya çalıştım, günlerce kendime gelemedim, hiç kimseye bir şey söyleyemedim. M.S.'ten sürekli kaçmaya başladım" dedi. "SİZİNLE ŞAKALAŞMIŞ" Olayın ardından site yönetimine şikayette bulunduğunu belirten Ü.D., savcılığa verdiği ifadesinde "Site Yönetim Müdürü Serkan Gültekin, Boğaziçi Yönetim A.Ş.'de Bölge Sorumlusu Ekrem Aslan ve Denetleme Sorumlusu Hayati Okuyucu'yla konuştuk. Bana 'Tamam M.S. istifa etti, zaten sizinle de şakalaşmış' diyerek taciz olayını kapattılar. Bunun üzerine kamera kayıtlarını isteyince kamera kaydı yok, biz yedeğini almadık silinmiş cevabını aldım. Güvenlik amirim bu olayın üzerine gittiği için işine son verdiler. Bizi de işimizle tehdit ettiler" dediği öğrenildi. GÜVENLİK AMİRİ GÖRÜNTÜLERİ YEDEKLEMESİNİ SÖYLEMİŞ Çalışma arkadaşlarının uğradığı taciz skandalının ardından işten çıkarılan güvenlik amiri Murat T. de soruşturma kapsamında ifade verdi. Murat T. ifadesinde "Boğaziçi Yönetim A.Ş.'de Bölge Sorumlusu Ekrem Aslan, Denetleme Sorumlusu Hayati Okuyucu ve Site Müdürü Serkan Gültekin şikayetten sonra beni yönetime çağırdı. Taciz olayını anlattım. Kamera görüntülerini izlemek istediler. Site müdürü Serkan Gültekin görüntüleri açtı. Şüpheli M.S. resmen iş yerinde tacizde bulunuyordu. Site müdürüne olayla ilgili görüntüleri yedeklemesini söyledim. Daha sonra ben çıktım" dediği ortaya çıktı.
Yunanistan'da ana muhalefetteki Radikal Sol İttifak (SYRIZA) iktidarı döneminde Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı olarak görev yapan Evangelos Apostolakis, SKAI TV'de konuk olduğu bir programda, Türk-Yunan ilişkilerinde son dönemde tekrar tırmanan tansiyona ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "ERDOĞAN'IN SÖYLEDİKLERİNİ CİDDİYE ALMALIYIZ" Erdoğan'ın "Oyun oynamıyoruz, ciddi konuşuyoruz." mesajı verdiğine dikkati çeken Apostolakis, "Şunu iyi bilmeliyiz ki, bu söylenenleri ciddiye almamız gerek. Erdoğan, 'Bir gece ansızın gelebiliriz' derken, Türkiye'nin istediği şekilde, Ege'nin paylaşılmasına iyilikle razı olmamamız halinde, bunu muhtemelen zorla yaptıracağı tehdidinde bulunuyor." ifadesini kullandı. Apostolakis, sessiz kalmamaları gerektiğini ancak Türkiye'nin bu aşamada tansiyonu Yunanistan'ın tırmandırmasını istiyor olabileceğini öne sürerek bu nedenle de ülkesinin dikkatli olması gerektiğini kaydetti. Atina'nın egemenlik haklarından taviz vermeyeceğini daha net mesajlarla ortaya koyması gerektiğini savunan Apostolakis, "Erdoğan'ın, Türkiye'de iç politikadaki durumdan ötürü böyle konuştuğunu savunmak son derece riskli. Türkiye, metotlu ve stratejik hareket eder." diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, iktidara geldiklerinde HDP’ye bakanlık verebileceklerini, bunun tersinin ise milli iradeye ters düştüğünü söylemişti. Fatih Altaylı’nın sunduğu programda Tekin ağzını bozarak söylediklerini ve HDP’yi savunmaya devam etti. Gürsel Tekin HDP’ye siper oldu: “Herkese meydan okuyorum, Her parti bakanlık alabilir, HDP alamaz mı diyecektim, Benim öyle yav.ak ilişkilerim olmaz” dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1572300988521844736?s=46&t=lQE_sCDJr6wKurL70SuLnQ
Mersin'de polisevine saldıran teröristlerden Dilşah Ercan'ın CHP'nin 'Türkiye'nin en büyük açık cezaevi' olarak itham edildiği Tutuklu Gazeteciler Raporu'nda 'mağdur gazeteci' olarak tanıtıldığı belirlendi. Skandalın ortaya çıkmasının ardından 23 Temmuz 2013 tarihinde 'tutuklu gazeteciler' raporunu kamuoyuyla paylaşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'nın, cezaevinde bulunan gazeteciler arasında suç teşkil eden kimsenin olmadığını söylediği açıklaması gündem oldu. Bununla da yetinmeyen CHP'den bir isim daha akla ziyan açıklamalarda bulundu. TERÖRİSTE 'HAYATINI KAYBETTİ' DEDİ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel düzenlediği bir basın toplantısında terörist için 'hayatını kaybetti' ifadelerini şu sözlerle dile getiriyor: "Sosyal medyada saldırıda hayatını kaybeden Dilşah Ercan'ın raporda isminin yazması üzerine diyorlar ki; Cumhuriyet Halk Partisi bu kişi gazeteci dedi." 'BİZ GÖRÜŞMEDİK BAŞTACI ETMEDİK' Sosyal medyada algı operasyonu yapıldığını söyleyen Özel şunları söyledi: "Siz 188 gazeteciyi yazmış CHP’den 11 yıl önceki raporda geçen bir ismin hesabını soracaksınız, öyle mi? Terbiyesizliğin, hadsizliğin lüzumu yok. 11 yıl önceki kişinin bugün terörist olacağını bileceksin de onunla temas edeceksin falan… Rezalete bak. Biz gidip görüşmedik, baştacı etmedik" 'DEMİRTAŞ DEVLET NİŞANI HAK EDİYOR' Ayrıca Özel, terör soruşturması kapsamında cezaevinde tutulan HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ı savunarak, "Biz Demirtaş'a yapılanın bir hak ihlali olduğunu savunuyoruz. Yattığı her günün bir nişan olduğunu söyledik söylemeye de devam ediyoruz" dedi.
Mersin’in Mezitli ilçesindeki Tece polisevine terör örgütü PKK tarafından canlı bomba saldırısı yapıldı. Saldırıda 1 polisimiz şehit oldu. 2 terörist öldürüldü. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, teröristin parmak izinin Dilşah Ercan ile uyuştuğunu açıkladı. Mersin Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili 6 kişinin tutuklandığını duyurdu. Ercan’ın isminin, CHP’nin Tutuklu Gazeteciler Raporu’nda yer aldığı ortaya çıktı. Terör örgütü PKK ise Dilşah Ercan’ın yaşadığını, saldırıyı bir başka teröristin gerçekleştirdiğini, Ercan’ın da terör kampında yanlarında olduğunu ortaya attı. Akabinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu devletin açıklamalarını değil terör örgütü PKK’nın açıklamalarını referans alarak terörist Dilşah Ercan’ın ölmediğinde ısrarcı oldu. Terörist Dilşah Ercan, 3 Ekim pazartesi günü PKK’nın yayın organı ANF’den ölmediğini vurgulayan ve Türkiye Cumhuriyet’ini tehdit eden bir açıklama yayınladı. Bütün bu açıklamalardan sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Kılıçdaroğlu ve CHP milletten özür dilemeli. Bu liste (CHP’nin tutuklu gazeteciler raporu) içinde 91 PKK-KCK, 17 MLP, 9 DHKP-C'li teröristler var. Dilşah Ercan teröristtir, bu saldırı (Mersin polisevi) ile ilişkilidir.” açıklamasında bulundu. CHP VE PKK’NIN SAVUNMASINA BALIKLAMA ATLADI CHP ve PKK’nın terörist Dilşah Ercan savunmasına balıklama atlayan Halk TV yazarı Mehmet Tezkan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarını çarpıtarak “İçişleri Bakanı kendini patlatan teröristin Dilşah olduğunu nasıl anlamış? Parmak iziyle mi? DNA testiyle mi? Hayır….” dedi. Oysa ki Bakan Soylu, kendisine sunulan resmi raporlara dayanarak terörist Dilşah Ercan’ın olayla ilişkisi olduğunu vurgulamıştı. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da açıklamasında tatmin olmayan Halk TV yazarı Tezkan, “Ya tezgâhı PKK’lılar kurdu ya derin devlet… Umarım ve dilerim, soruşturmayı sürdüren Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı bizlere tatmin eden bir açıklama yapar.” dedi.
Millet İttifakı’nın ortaklarından Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu’dan fıkra gibi bir açıklama geldi. Savunmada sanayinde yerlilik oranı % 80'i aşarken Karamollaoğlu "Erdoğan giderse savunma sanayii daha da gelişir" ifadelerini kullandı. Türkiye, savunma sanayii noktasındaki devrim başlatırken tüm dünyada başarılarıyla kendinden söz ettiriyor. Özellikle son yıllarda meydana gelen savaşlarla birlikte öne çıkan Türk savunma sanayii, her yıl onlarca çalışmaya imza atarak başarılarına bir yenisini daha eklemeye devam ediyor.. Habertürk TV'de Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın konuğu olan 6'lı masanın ortaklarından Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türk savunma sanayiiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Cumhurbaşkanı değişirse savunma sanayii çok daha hızlanır" "Biz kendi savunma sanayiimizi güçlendireceğiz." diyen Karamollaoğlu'na, Altaylı "Ama savunma sanayii şu anda mevcut Cumhurbaşkanı'nın en önemli kozlarından bir tanesi. Cumhurbaşkanı değişirse savunma sanayii çöker diyenler var." sorusunu yöneltti. Soruyu yanıtlayan Karamollaoğlu, "Hayır, tam tersi. Cumhurbaşkanı değişirse çok daha hızlanır." dedi. "Savunma sanayiine yeterli destek verilmiyor" Hergün başarısına bir yenisini ekleyen Türk savunma sanayiine yeterince destek verilmediğini belirten Karamollaoğlu, "İHA'da büyük patlama var, onu görüyoruz. Ama diğer konularda henüz gereken adımları atabilmiş değiliz. Tank da öyle, diğer konular da öyle." dedi.
TSK'ya 'kimyasal silah kullandı' iftirası atan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 'terör örgütü propagandası yapmak' suçundan gözaltına alındı. Fincancı’nın evinde yapılan aramada kalaşnikof mermisi ve örgütsel el kitabı çıktı. ÖĞRENCİSİ KAFTANCIOĞLU YALNIZ BIRAKMADI Fincancı'ya CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'ndan destek geldi. Kimyasal silah iftirası sonrası "Öğrencisi olmaktan gurur duyduğum Şebnem Hocayı susturamayacaksınız" sözleriyle Fincancı'ya destek veren Kaftancıoğlu, bu kez de evdeki mermilerin 'emniyet güçlerinin iyiliği için' orada olduğunu öne sürdü. Kaftancıoğlu, "Sevgili emniyet mensupları bir Adli Tıpçının evinde, iş yerinde arama yaparsanız eğer ayı haricinde (adli olaya karışmışsa o da olabilir ) kemik,başkasına ait kıl, tüy, kesici-delici alet ve ateşli silah materyalleriyle karşılaşabilirsiniz. Korkmayın onlar sizin iyiliğiniz içindir" ifadelerini kullandı. https://twitter.com/canan_kaftanci/status/1585277182254915586?s=46&t=YWEAee5DqmWccbPJRorpsQ
İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, Savunma Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı'na katılmak üzere geldiği İstanbul'da CNN Türk'ün sorularını cevapladı. Wallace, Türk İHA'larına övgü dolu sözler sarf etti. Bakan Wallace'ın açıklamaları şöyle: Birleşik Krallık Türkiye'den drone SİHA/İHA alacak mı? Bilemiyorum, ben buraya bu dronları 3 yıl önce bir ziyaret sırasında görmeye gelmiştim. Daha dünyanın dikkati buraya dönmemişken. Türk hükümeti ve Türkiye ordusunun bu silahları dünyanın farklı yerlerinde nasıl kullandığını gördüm. Muazzam bir şekilde modern savaş sahasında ciddi bir değişime yol açtı tabii ki. Şu anda keşif sürecindeyiz, silahlı kuvvetlerimize yatırım yapıyoruz. Ukrayna'dan dersler çıkarıyoruz. Bunlar ne anlama geliyor buna bakıyoruz. Tabii ki hem arkamdaki TB2'ler, hem de arkamdaki yeni modeller... Bunlar 3 yıl önce gelişim sürecindeydi. Bunlar cephede oyun değiştirici olacak. Peki satın alma ya da kiralamakla mı ilgili misiniz? Şu anda alışveriş için değil keşif için buradayız. Ama kapıyı kapatmıyorsunuz? Evet, kapatmıyorum. Spekülasyon yapmayalım. Silahlı kuvvetlerimiz ile ilgili şu anda modernizasyon sürecindeyiz. Önümüzdeki 10 yıl boyunca 23 milyon sterlin harcayacağız. Tabii ki hava kuvvetlerimize de yatırım yapacağız. Ne olacağını göreceğiz. Türkiye aynı zamanda Eurofighter Typhoon savaş uçakları ile de ilgili. Bu noktada Türkiye'den bir talep geldi mi? Birleşik Krallık bir teklif yaptı mı? Eğer cevap evet ise nasıl bir teklif oldu? Eğitim, bakım gibi? İngiliz ve Türkiye Savunma Bakanlığı sürekli irtibat halinde. Bakan Akar ile çok iyi dostuz. Tabii ki bilgi takası yapıyoruz, geleceğe yönelik yatırımlarla ilgili konuşuyoruz. Burada Türk veya kendi hava kuvvetlerimiz ile ilgili spekülasyon yapmayayım. Peki Türkiye'nin ilgisi var mı bu jetlere? Modernize edilmiş versiyonları ile ilgili? Burada kamuoyuna açık bir şekilde Türk Hava Kuvvetleri'nden ekibi ve Sayın Akar'ı davet ettim. Bunların dünyanın en iyi jetlerinden olduğunu düşünüyorum. Arkalarında çok sağlam bir konsorsiyum var. Savaş jeti olarak onlara kendi sanayinizden unsurları birleştirebilecek olmaları. Bunlar kapalı uçaklar değil. Onları donatmanız için başka bir ülkeye tonla para vermeniz gerekmiyor. Eurofighter'ların iyi tarafı zaten açık bir hava aracı olması. Örneğin Türk füzeleri koymak isterseniz bunu yapabilirsiniz. Peki ABD'nin duruşu ile ilgili yorum yapmak ister misiniz? Çünkü Türkiye'nin S-400 alması ile ilgili... Yok, bu Türkiye ve onlar ile ilgili. Peki bu NATO ittifakını zorlayan bir mesele değil mi? Bunu ABD'ye sormanız daha iyi olur.
