12 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Sağlık Bakanı Koca: Aktif vakaların yüzde 87'si aşılanması tamamlanmamış kişiler

Bakan Koca'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Son iki hafta içinde vaka sayılarında çok hızlı bir yükseliş yaşandı. Bayramı hiç hastalık olmamış gibi karşıladık. Tedbirlere dikkat çok azaldı. Bugünlerde bunun etkisini yaşıyoruz. Vakaların artış hızı birçok sorun teşkil ediyor. Yeni bir varyantın baskın hale gelmesi, aşıyla bağışıklık programını sekteye uğratabilir. Birinci doz aşısını olmuş vatandaşlarımız, bağışıklık kazanmadan hastalığa yakalanabiliyor. İkinci doz olmuşların da belirli bir süre geçtikten sonra bağışıklık azaldığı için hastalığa yakalanabiliyor. Kısıtlama uygulanan dönemler, salgının sosyal hayatımızı en çok etkilediği dönemdi. O günlere dönmeyi hiçbirimiz istemeyiz. Buna mecbur kalacağımız seyir şu an için yok ama olmayacağı anlamına gelmez. Aşıyla bağışıklık elde edene kadar tedbirlere uymalıyız. Şu an aktif vakalarımızın yüzde 87'si aşılanması tamamlanmamış kişiler. Tam aşı olup hastalığa yakalananların sayısı yüzde 5'ten az. Hastaneye yatırılanların yüzde 95'i aşılanması tamamlanmamış kişiler.

2 yıl önce

Taliban'ın ele geçirdiği Kabil'de mahsur kalan 5 sağlık çalışanı, Türk güvenlik güçleri tarafından kurtarıldı

Afganistan’da Taliban’ın başkent Kabil'i kontrol altına almasının ardından ülkeden tahliyeler devam ederken kent merkezinde mahsur kalanların güvenli bölgeye getirilmesi için de çalışmalar sürüyor. Saç ekim kliniğinde çalışmak üzere 23 gün önce Afganistan'a gelen 2'si kadın 5 Türk sağlık çalışanı, Kabil'de çalıştıkları sağlık tesisinde mahsur kaldı. Sosyal medya üzerinden yardım çağrısı yapan sağlık çalışanları Türk güvenlik güçleri tarafından mahsur kaldıkları kent merkezinden kurtarılarak tahliye edilmeleri için Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'na getirildi. "DEVLETİMİZ BİZİ YALNIZ BIRAKMADI" Sosyal medyada videolu paylaşım yaparak yardım çağrısında bulunmanın ortak fikirleri olduğunu söyleyen sağlıkçılardan Aleyna Tıkı, yaşadıklarını ve tahliye sürecini anlattı. Çok korktuklarını dile getiren Tıkı, "Burada Türk askeri ve özel harekat polisleri bize destek oldu. Devletimiz bizi burada bırakmadı. Yayınladığımız videodan sonra hemen bizimle iletişime geçerek yardım elini uzattı. Bizi özel harekat polisleri kurtardı, onlara minnettarız. Her şey için teşekkür ediyoruz. Sosyal medyadan video paylaşarak yardım istemek ortak fikrimizdi, böyle bir yola başvurduk." diye konuştu. Yaşanan kargaşadan kendilerini Türk güvenlik güçlerinin çıkarttığını söyleyen Hatice İncekara da "Türk polisine, askerine minnettarım. İşleri gerçekten çok zor. Sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Bizlerle çok iyi ilgilendiler. Buradaki kargaşadan bizleri çıkarttılar." dedi. Sağlık çalışanlarının, ilk tahliye uçağı ile önce Pakistan'a daha sonrasında da Türkiye'ye dönmeyi bekliyor.

2 yıl önce

Türk Kızılay'dan Genel Başkan Dr. Kerem Kınık hakkındaki iddialara yanıt: “Kınık, Sağlık Bilimleri Üniversitesinde öğretim üyesidir ve sadece buradan maaş almaktadır”

Türk Kızılay, Genel Başkan Dr. Kerem Kınık'ın Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde öğretim üyesi olduğunu ve sadece buradan maaş aldığını bildirdi. TBMM'de bulunan bir siyasi parti mensubunun soru önergesi olarak öne sürdüğü iddiaların, hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığı, İstanbul ve Ankara Ticaret Odalarının kayıtlarının sorgulanmasıyla hazırlandığı anlaşılan soru önergesindeki bilgilerin, güncellikten uzak olduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "12'si İstanbul, 1'i ise Ankara Ticaret Odası'nda görülen kayıtlardaki şirketlerin bir kısmı yıllar önce kapatılmış bir kısmındaki kayıtlar da güncelliğini yitirmiştir. Diğer kayıtlar ise Kınık'ın Kızılay genel başkanı olması sebebiyle doğal olarak yönetim kurulu başkanlıklarını yürüttüğü, Türkiye Kızılay Derneğine gelir getirmek amacıyla oluşturulan Kızılay Yatırım AŞ'nin iştiraklerine ait bilgilerdir. Kınık, Sağlık Bilimleri Üniversitesinde öğretim üyesidir ve sadece buradan maaş almaktadır. Kızılay Yatırım AŞ'nin iştiraklerinden doğan ve yasanın öngördüğü sınırların çok altında olan tahakkuklar ise yasal kesintilerin ardından süreç içerisinde yine insani yardıma döndürülmektedir. Kızılay gibi önemli bir kurumun genel başkanı adına ortaya atılan böyle bir iddiayı, Kızılay'ın ilgili birimlerinden de bilgi almadan kesin yargı içeren bir dille gazetenin manşetine taşımak, gazetecilik ilkeleriyle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Buna ilişkin Kızılay ve Genel Başkan Kınık yasal haklarını sonuna kadar kullanacaktır." Açıklamada, Kınık'ın Türkiye Kızılay Derneği'ndeki başkanlık görevi nedeniyle hiçbir ücret almadığı, insani yardım kuruluşundaki bu görevini tamamen gönüllü yerine getirdiği bildirildi. 'Türk Kızılay ne zaman bir afetin ardından milletinin yarasını sarmaya koşsa gerçek dışı bir haber veya iddianın yeniden gündeme taşındığı' belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Kızılayın milleti ile kurduğu bir buçuk asırlık bağ, koparılmaya çalışılmaktadır. Kızılaycılar aylardır önce Karadeniz seli, ardından orman yangınları, onun ardından yeniden Karadeniz seli olmak üzere tüm afetlerde gece gündüz özveriyle görev yapmaktadır. Bazıları aylardır evlerine bile uğrayamamıştır. Bu özveriyi görmeden, hatta görülmesini bile engellemeye çalışarak yürütülen bu karalama kampanyasının, ihtiyaç sahipleri lehine olmadığı çok açıktır. Kimlerin lehine olduğunun yorumunu ise milletimizin takdirine bırakıyoruz. Kızılay'ın tamamen kötü niyetle hazırlanmış bu haberle ilgili olarak tüm yasal haklarını sonuna kadar kullanacağını tekraren bildirir, hayırseverlerimize ise yaptıkları her hayrın bihakkın yerin ulaştığını bir kez daha hatırlatırız."

2 yıl önce

İstanbul İl Sağlık Müdürü: Yeni bir kapanmanın gündeme geleceğini düşünmüyorum

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü verilerine göre Kovid-19 pandemisinde en yüksek vaka sayıları ve hastaneye yatışlar, geçtiğimiz yılın Ekim-Aralık ayları ile bu yılın Mart-Mayıs aylarında yaşanan piklerde görüldü. Bayramdan hemen sonra tekrar vaka artışları yaşansa da, aşılamaların da etkisiyle sağlık sistemi çok da zorlanmadan bu süreci atlattı. İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, şu anda İstanbul'da yoğun bakım ve servislerdeki doluluk oranlarının, Kovid dışı vakalar da dahil olmak üzere yüzde 50-60'lar bandında gittiğini belirterek aşılanmalar ve toplumun da hastalığa karşı daha uyumlu olması sayesinde büyük bir artış beklemediklerini söyledi. "GENÇLERİN 65 YAŞ ÜSTÜ GRUBU ÖRNEK ALMASI LAZIM" "Yüz yüze eğitim olmazsa olmaz" diyen Prof. Dr. Memişoğlu, "O nedenle bütün çocuklarımızın okula gidebilmesi için her türlü hazırlığı yaptık. Bütün testleri istendiği anda yapabilecek kapasitemiz var. Salgın başladığında İstanbul'un toplam günlük test kapasitesi 2 binlerde bile değildi. Şu anda günlük 150 binin üzerinde PCR tetsi yapabiliyoruz. Eskiden test sonuçlarının çıkması 24 saati geçiyordu, şu anda 4-6 saat içinde sonuçları verebilir haldeyiz. Dolayısıyla eğitimcilerde haftada 2 PCR testini her an yapabilecek altyapımız hazır. Ama bizim tercihimiz, buna gerek kalmadan bütün öğretmenlerimizin, eğitimcilerimizin aşı olması" dedi. Prof. Dr. Memişoğlu, İstanbul'da 65 yaş üstü grubun "tamö aşılanma oranının yüzde 91'in üzerine çıktığına ve gençlerin de bu kesimi örnek alması gerektiğine dikkat çekerek "Bu çok büyük bir oran, onlara teşekkür ediyorum. Gençlerin de onları örnek almasını istiyorum" diye konuştu. "AŞI KARŞITI HEKİMLERE EN BÜYÜK CEZA ONLARIN KENDİ VİCDANLARI OLUR" Son günlerde sosyal medyada da oldukça fazla gündemde olan "aşı karşıtı" söylemlerde bulunan sağlıkçıların yarattığı polemiklerle ilgili de konuşan Prof. Dr. Memişoğlu, bu kişilerin bilimin flu alanlarından yararlanarak aşılarla ilgili polemik yarattığını söyledi. Prof. Dr. Memişoğlu, "Maalesef her meslek grubunda olduğu gibi hekimlikte de eğitimcilerin arasında da, hukukçularda da uyumsuz kesimler olacaktır. Bu kesim, sağlıkla ilgili bilimin flu alanlarından yararlanıp bunu kullanıyorlar. Şimdi düşünün, penisilin iğnesi yaptırmayın diyen biri hekim olabilir mi? Artık biliyoruz ki penisilinle ilgili flu alan yok, mikrobik hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Ama penisilin yaptırdığın zaman alerji olma riskin var? Kimse çıkıp da alerji yapabilir, insanlar ölebilir, bunu diyecek bir bilim insan yok. Aşı da aynı şekilde. Şu anda aşı ile ilgili spekülasyon yapalanlar işte bu uç noktaları kullanıyorlar. Tabii ki bu arkadaşlarımıza ceza da verilebilir. Ama en büyük ceza, bunların vicdanı ile kendilerini başbaşa bırakmaktır. Çünkü bugün baktığınızda, yoğun bakımımızda yatan hastaların yüzde 60'ı aşısız kesimden. Ölenlerin ve yüzde 80'i aşısız. Bu insanlardan bir tanesini bile kötü niyetli olarak etkilemişlerse, aşı olmamalarına sebep olmuşlarsa, bunların yoğun bakımı düşmesi ya da daha sonra ölmesine sebep olmuşlarsa en büyük ceza onların kendi vicdanları. Tabii ki devletimiz de bunlarla ilgili gerekli soruşturmaları yapacaktır. Ama sonuçta aşı, insanların kendi kişisel inisiyatifi ile yaptırması gereken bir şey" dedi. AŞI KARŞITLARINA ÇAĞRI: YOĞUN BAKIMLARDAKİ HASTALARIN KAÇI AŞISIZ BERABER GÖRELİM Aşıların çok kısa sürede geliştirildiğine ilişkin polemiklere de değinen İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Memişoğlu, aşı karşıtı hekimlere de çağrıda bulunarak şunları söyledi: "Çok kısa sürede geliştirildi vs diye speküle ediliyor ama kısa sürede değil, 7-8 ay, bir sene uğraşıldı bu aşıların geliştirilmesi için. Kaldı ki yeni çalışmalar da değildi çoğu. Hem çalışma hem laboratuvar olarak altyapıları zaten vardı. Şimdi BioNTech aşısına da FDA normal ruhsatını verdi, acil kullanım onayından çıkararak. Diğer aşılarla ilgili süreç de devam ediyor bu konuda. Bütün bunlara rağmen aşı karşıtlığında bulunan hekim arkadaşlarımız, yoğun bakımlara gelsinler, kaç tane aşılı, kaç tane aşısız hasta var beraber tespit edelim. Ondan sonra çıkıp açıklama yapsınlar. Bu kadar net konuşuyorum." "AŞILAR ÖLÜM VE YOĞUN BAKIM SAYILARINI AZALTIYOR" İnsanlara zorlama ile aşı yaptırılamayacağını ama aşı olmadıkları zaman başkalarına da bulaştırma riskleri olacak alanlarda diğerlerini korumanın da devletin mükellefiyetinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Memişoğlu, "Salgın ne zaman bitecek kimse bilmiyor. Ama şu anda şu gözüküyor, dalgalı bir seyir var, bu salgında ölüm oranlarını da ve yoğun bakım oranlarını da hasta yükünü de en çok azaltan aşı, bu ispatlamış durumda. Bunun haricinde eğer siz kişisel olarak maske mesafe kurallarına dikkat ederseniz, toplu alanlarda kendinizi korursanız, hastalanmıyorsunuz. İstanbul'da son 15 gündür bir durgunluk var vaka sayılarında, yatan hastalarımızda da. Eylül-Ekim aylarındaki insanların davranışları ve aşılanmanın da yaygınlaşmasıyla beraber bu aylarda bir yükseliş olsa dahi geçmişteki gibi çok yüksek bir trend yaşanacağını düşünmüyorum. Ama yükselse dahi bunu hem aşılanma ile hem sağlık sistemimizin güçlü olması sayesinde, hem de insanlarımızın uyumuyla çok rahatlıkla yönetebileceğimizi düşünüyorum" dedi. "OKULLARIN TEKRAR KAPANMASI GÜNDEMDE DEĞİL" Prof. Dr. Memişoğlu, yeni bir kapanmanın gündemde olmadığını da vurgulayarak sözlerini şöyle noktaladı: "Salgının ilk zamanlarında vaka sayıları pik yaptığında dünyanın bazı gelişmiş ülkelerinde insanlar sokaklarda tedavi edilirken, İstanbul gibi bir mega kentte hiçbir hastamız mağdur olmadı. Aşısız olduğumuz, hastalığın yeni farkına vardığımız o zamanlarda bile kimse tedavisiz kalmadı. Biz bu şekilde bir daha kapanma olacağını tahmin etmiyoruz ve bunu umut ederek yolumuza devam ediyoruz. Dünyada da zaten şunu gösterdiler, okullar gibi çok hareketli alanlardaki kısıtlamaları uzun süre yaptığınız zaman, bu sefer ev içi bulaşlar, okul dışı bulaşlarda artış yaşanıyor. O nedenle okulların tekrar kapatılmasının bundan sonra gündemde olacağını düşünmüyorum. Kapalı alanların da insanlar dikkat ettiği sürece, havalandırmaları gerektiği şekilde yapıldığı sürece kapanacağını ön görmüyoruz. Biz insanları iyileştirmek, onlara faydalı olmak için çalışan bir meslek grubuyuz. Benim hekimime, hemşireme, sağlık memuruma, şoförümden temizlik elemanlarıma ya da laborantıma, bu toplumun gerçekten çok büyük bir minnet borcu var. Özellikle şiddet olaylarında toplumun sağlık çalışanlarına sahip çıkmasını istiyorum"

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Aşıya erişim evrensel sağlık hakkıdır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 76. Genel Kurulu kapsamında ABD Başkanı Biden'in ev sahipliğinde düzenlenen "Küresel Kovid-19 Çevrimiçi Zirvesi: Pandemiyi Bitirme ve Gelecektekilere Hazırlık İçin Yeniden İnşa" zirvesine video mesajla katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği mesajlar şöyle: AŞIYA ERİŞİM AHLAKİ ZARURET Dezavantajlı kitlelerin aşı, tanı, tedavi ve kişisel koruma araçlarına erişiminin desteklenmesi hem evrensel sağlık hakkıdır hem ahlaki açıdan zaruridir. Ülkeler arasındaki gelir farklılıkları aşıya ve sağlık hakkına erişimde engel teşkil etmemelidir. Bu konuda uluslararası işbirliği ve dayanışmanın azami derecede sağlanması hayati önemi haizdir. 159 ÜLKEYE EKİPMAN YARDIMI Türkiye, bu süreçte çok sayıda ülkeye ihtiyaç duydukları tıbbi malzemelerin temininde yardımcı oldu. 159 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa, tıbbi ekipman ve salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan diğer kritik malzemeyi ulaştırdık. Başka ülkelerden tedarik ettiğimiz aşıların bir kısmını talep eden ülkelerle paylaştık. AŞILAMADA YÜZDE 70 HEDEFİ Yaygın ulusal aşılama programımızla 18 yaş üstü nüfusumuzda 2’inci doz aşılanma oranında yüzde 70 hedefine çok yaklaştık. Ayrıca, TURKOVAC ve diğer milli aşı adaylarımızı, en kısa zamanda seri üretime geçirerek tüm insanlığın kullanımına sunmayı taahhüt ediyoruz. "YENİ SALGIN ZAMAN MESELESİ" Yeni bir küresel salgın ihtimal değil, sadece zaman meselesidir. Bu nedenle tespit edilen noksanlıkların giderilmesi bir seçenek değil siyasi sorumluluktur. Türkiye, Kovid-19'dan sonra her bakımdan daha güçlü bir dünya için sergilenecek gayret kulvarında yerini almaya hazırdır.

2 yıl önce

İmamoğlu’na bir tepki de sağlık çalışanlarından

İstanbul’da görev yapan sağlık çalışanları, toplu ulaşım araçlarından ve İSPARK AŞ’ye ait otoparklardan yıl sonuna kadar ücretsiz yararlanmasını içeren ve temmuz ayında meclisten geçtikten sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından veto etmesi kararını Saraçhane’de bulunan İBB Binası önünde protesto etti. Ellerinde pankartlar ve dövizlerle slogan atan grup daha sonra basın açıklamasında bulundu. 'PANDEMİ BİTTİ' ARGÜMANINI SİZE KİM SÖYLETTİRİYOR Sağlık çalışanları adına basın açıklamasını okuyan İstanbul Sağlık-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Zafer Cener, “Sözlerime başlamadan önce başla sağlık çalışanlarımız olmak üzere iki yıldır tüm dünyayı kasıp kavuran covid-19 salgınında hayatını kaybeden meslektaşlarımıza Allah’tan rahmet, halen hastalıkla mücadele edenlere acil şifalar diliyorum. Sağlık çalışanları askerler, polisler gibi görünen bir düşmana karşı değil ama görünmeyen bir düşmana karşı göğüs göğüsse mücadeleye devam ediyor. Hastanelerde, 112 ambulanslarında, 24 saatlik ve 36 saatlik nöbet tutuyorlar. Çalışan sayısına göre Avrupa ülkelerine kıyasla 4 kişinin ancak yapabileceği işleri ek başlarına yapıyorlar. Huzur evlerinde günlerce kesintisiz evlerine bile gitmeden karantina nöbetleri tutuyorlar. Ancak bildiğiniz, gördüğünüz ve bizzat yaşadığınız üzere salgın 31 Haziran’da sona ermedi. Ama maalesef İBB tarafından sağlık çalışanlarına sağlanan ücretsiz toplu taşıma ve oto park hizmeti sona erdi. Soruyoruz, salgın etkisini kaybetti mi ? Hayır. Her gün yüzlerce vatandaşımız bu acımasız hastalığın pençesinde can veriyor mu ? Evet. O halde buradan İBB başkanı Ekrem İmamoğlu’na soruyoruz. Belediye Meclisinin salt çoğunlukla defalarca önünüze getirdiği ‘Ücretiz uygulamaya devam’ etsin teklifini reddetme gerekçeniz olan ‘Pandemi bitti’ argümanını size kim söylettiriyor. İlk başta kendi öneriniz olan teklifin devamını defalarca veto etmenize sebep olan nedir? İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bu pandemi bitti argümanını neye dayandırıyor anlayabilmiş değiliz. Sağlık çalışanları vatandaşlarımıza hizmet dışında ne yapıyorlar ki sizin bu ısrarlı vetolarınızla muhatap oluyor. Ne suç işlediler? Sağlık çalışanlarının talebi ilave ya da özel otobüsler ve otoparklar değildir. Kesinlikle yanlış anlaşılma olmasın. Talebimiz, en azından pandemi bitene kadar, mesai mefhumu olmaksızın görev yapan sağlık çalışanlarının mevcut ulaşım araçları ve otoparklardan ücretsiz yararlanmaya devam etmesidir” dedi. Basın açıklamasının ardından İBB binasına yürümek isteyen gruba polis ekipleri izin vermedi. Sağlık çalışanları, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ithafen ellerindeki kırmızı kartları gösterdi. Kısa süreli yaşanan gerginlik sonrası polis ekipleri tarafından uzaklaştırılan grup sessizce ayrıldı.

2 yıl önce

Sağlık Bakanı Koca: Okulların kapanması ihtimalinden söz eden bir habere rastladım. Haber yanlıştır

Sağlık Bakanı Koca’nın Twitter hesabında yaptığı açıklama şöyle; “Okulların kapanması ihtimalinden söz eden bir habere rastladım. Haber yanlıştır. Bilim Kurulumuzun böyle bir gündemi yok. Kurul üyesi bir arkadaşımızın aşının önemini vurgularken seçtiği ifade yanlış anlaşılmış. ÖĞRENCİLERİMİZE BAŞARI DOLU HAFTALAR DİLİYORUZ.”

2 yıl önce

İETT şoföründen sağlık çalışanına dayak

İETT sürücüsü ambulans sürücüsünü yumrukladı. Bu sırada ambulanstaki sağlık görevlileri o anları cep telefonuyla görüntüledi. Kavga kısa süre sonra sona erdi ancak laf atmalar sürünce sürücüler ikince kez birbirine girdi. İETT sürücüsü, ambulans şoförünü yumrukladı. Araya yolcular girerek İETT sürücüsünü engellemeye çalıştı.İETT'den edinilen bilgiye göre sürücü Mehmet K. hakkında soruşturma başlatılıp görevden uzaklaştırıldı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11