07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

Moldova'nın Ankara Büyükelçisi Dmitri Croitor: Moldova'nın 43 serbest ekonomi bölgesi var. İlk hedefimiz her bölgeye bir büyük Türk şirketi çekmek

Moldova'nın Ankara Büyükelçisi Dmitri Croitor, Moldova'nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olan Türkiye ile her zaman köklü bir beraberlikleri olduğuna dikkat çekerken, Türkiye'den daha fazla yatırım ve turist çekmek amacıyla bu dönem itibarıyla tanıtım çalışmalarını da artırdıklarını anlattı. Milliyet'in haberine göre, Seyahat acenteleri için düzenlenen tanıtım toplantısında konuşan Croitor, "Türkiye, 30 yılın her anında yanımızda oldu. 2018 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizi ziyaret etti. Bu ziyarette Moldova ile Türkiye arasında stratejik ortaklık imzalandı. Bugün Türkiye'den Moldova'ya pasaport ve vize ihtiyacı yok, kimlikle gidebiliyorsunuz. Uçakla yolculuk sadece bir saat sürüyor" dedi. Türkiye ile yatırımları ve turizmi güçlendirecek hedefler koyduklarını vurgulayan Croitor, şunları söyledi: "Moldova'nın 43 serbest ekonomi bölgesi var. İlk hedefimiz her bölgeye bir büyük Türk şirketi çekmek. Mevcutta ülkede 1.300 adet Türk şirketi çalışıyor. İkinci hedefimiz ise, Türkiye'den Moldova'ya güçlü bir bankanın gelmesi, şubeleşmesi. Son olarak ise Türk turistlerin sayısını ilk etapta 100 bine çıkarmak istiyoruz. Mevcutta 3.5 milyon nüfuslu Moldova'dan Türkiye'ye yılda 200-300 bin turist geliyor, Türkiye'den Moldova'ya ise 30 bin turist geliyor. Bizim ilişkilerimiz karşılıklı çok daha fazlasını hak ediyor. Bu açığı tanıtımlarımızla, kendimizi daha iyi anlatarak kapatmak istiyoruz." 'DESTEĞE HAZIRIZ' Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Gencer ise, yaptığı konuşmada, acentelerin ülkenin tanıtımı ve karşılıklı turizm konusunda daha çok destek vermeye kararlı olduklarını dile getirdi. Gencer, "Moldova, nüfusuna oranla Türkiye için yüksek turizm potansiyeli olan bir ülke. Özellikle 1 saatlik uçuş, ulaşımın kısa olması turizm açısından çok önemlidir. Bunları fırsata çevirmek isteriz. Acenteler olarak her zaman desteğe hazır olduğumuzu belirtiyorum" dedi. Toplantıda, başkent Kişinev başta olmak üzere çeşitli bölgelerin tanıtımı; ülkenin tarihi ve kültürel değerleri ile doğa turizminden kongre turizmine kadar sunduğu içerikler anlatıldı.

2 yıl önce

Zelenskiy: İki gün içinde Türkiye'yle serbest ticaret anlaşması imzalayacağız

Ukrayna parlamentosu Yüksek Rada'da vekillere hitap eden Devlet Başkanı Zelesnskiy, "İki gün içinde Türkiye'yle serbest ticaret anlaşması imzalayarak günlük bir ekonomik mesaj vermeye hazırlanıyoruz. Gruplarımız çalışıyor. Anlaşma sağlayacağımızdan eminim" dedi. 'Her şeyden önce kendi güçlerimize güvenmeliyiz' Bölgede yaşanan gerilimli sürece değinen Zelenskiy, Ukrayna'nın her şeyden önce kendi güçlerine güvenmesi gerektiğini söyledi. Zelenskiy, "Her konuda her şeyden önce kendi güçlerimize güvenmeliyiz. Anavatanımızın gerçekten çok sayıda dostu var ancak dostlarımızın kendi anavatanı var, bunu unutmayın. Dolayısıyla bizden başka hiç kimse ülkemizi korumaz ve ayağa kaldırmaz. Sadece kendimize güvenmeliyiz" ifadelerini kullandı. Serbest ticaret anlaşması görüşmeleri 2011'den beri sürüyor Ukrayna Ekonomi Bakanı Yuliya Sviridenko, daha önceki açıklamasında, Türkiye'yle Ukrayna'daki tüm sektörlerin faydasını mümkün olduğunca gözeten bir serbest ticaret anlaşması imzalamak istediklerini belirtmişti. 2011'den bu yana anlaşmayla ilgili 11 resmi görüşme gerçekleştirildiğini ve sürecin devam ettiğini aktaran Sviridenko, "Ukrayna tarafı (Türkiye ile) ülkenin tüm sektörlerinin faydasını mümkün olduğunca gözeten bir serbest ticaret anlaşması imzalamak istiyor. Ukrayna iş dünyasının çoğunluğu Türkiye piyasasına açılmaktan yana" demişti. İkili iş birliğinin ana alanlarının bilgi teknolojileri, inovasyon, endüstri, enerji ve enerji verimliliği, lojistik, ulaşım altyapısı ve turizm olduğunu aktaran Sviridenko, "2021'in ilk 9 ayında Türkiye, Ukrayna'yla ticaret hacmi bakımından Çin, Polonya, Almanya ve Rusya'dan sonra 5. sırada geliyor" ifadesini kullanmıştı.

2 yıl önce

BBC Türkçe’nin “Belçika'da 4 kadını öldüren erkek Türkiye'de serbest bırakıldı” yalanı

Belçika’nın Gent şehrinde 2004 yılında dört kadını öldüren Osman Çallı, Oost-Vlaanderen Ağır Ceza Mahkemesi tarafından müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezasını Türkiye’de çekmek isteyen şahsın dönüşüm yargılaması sonucunda infazının uluslararası ve iç hukuk kurallarına uygun olarak yerine getirildiği belirtildi. BBC Türkçe'nin, şahsın cezasını infaz etmediği yönündeki haberine ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bazı haber siteleri ile basın yayın organlarında 'Belçika’nın Gent şehrinde dört kadını öldüren O.Ç isimli kişinin Türkiye’ye iade edilmesi ile serbest kaldığına yönelik' haberlerle ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla bir basın açıklaması yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. O.Ç’nin 2004 yılındaki kasten öldürme, öldürmeye teşebbüs, genel güvenliği tehlikeye sokma, nitelikli yağma gibi eylemleri sebebiyle yargılandığı Oost-Vlaanderen Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 Ocak 2009 tarihinde verilen kararla ömür boyu (müebbet) hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan O.Ç’nin cezasının infazı devam ederken kalan cezasını Türkiye’de çekmek istemesine yönelik talebinin Belçika adli makamlarınca uygun görülmesi üzerine Türkiye’de infaz işlemlerine başlanabilmesi amacıyla Ankara 5.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan dönüşüm (Uyarlama) yargılaması sonucunda; O.Ç’nin 4 kişiyi öldürme suçundan 4 kez ayrı ayrı müebbet hapis cezası ile birlikte diğer eylemleri sebebiyle de süreli hapis cezalarına 30 Kasım 2012 tarihinde verilen karar ile hükmedilmiş ancak uyarlama yargılaması sonucunda verilecek cezanın Oost-Vlaanderen Ağır Ceza Mahkemesi tarafından O.Ç hakkında verilen bir kez ömür boyu hapis cezasını geçemeyeceğine dair yasal düzenlemeler uyarınca O.Ç’nin müebbet hapis cezası üzerinden cezasının infazına karar verilmiştir. O.Ç’nin 28 Haziran 2013 tarihinde ülkemize iade edilmesi üzerine infaz işlemlerinin Belçika ülkesinde yerine getirilmesi halinde 28 Haziran 2015 tarihinde tahliye edilecek olan O.Ç’nin suç tarihinde yürürlükte olan 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun ilgili hükümleri uyarınca derhal infaz işlemlerine başlanılarak mevcut infaz düzenlemeleri uyarınca 10 Kasım 2019 tarihi itibariyle Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanmak suretiyle, 10 Kasım 2020 tarihi itibariyle ise şartla tahliyesine karar verilerek infaz işlemleri tamamlanmıştır. Adı geçenin infaz işlemleri, lehe kanun ve infaz hukukunun derhal uygulanma prensipleri dikkate alınarak uluslararası ve iç hukuk kurallarına uygun olarak yerine getirilmiş olup, adı geçenin cezasını infaz etmediği ya da yeni çıkan yasal düzenlemeler doğrultusunda kişinin tahliye edildiğine yönelik yapılan haber ve paylaşımlar gerçeği yansıtmamaktadır.”

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu Diyarbakır’da fena gaza geldi: “İktidara gelirsek Demirtaş’ı serbest bırakacağız”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’daki programları dahilinde dün akşam saatlerinde gençlerle bir araya geldi. Bir otelde düzenlenen buluşmada dikkat çeken açıklamalarda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de hep beraber huzur içerisinde yaşayacağız” dedi. Kılıçdaroğlu daha sonra ise gençlerden not aldığı bazı sorulara yanıt verdi. “İKTİDARA GELİRSEK DEMİRTAŞ VE KAVALA’YI SERBEST BIRAKACAĞIZ” “İktidara geldiğinizde Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakacak mısınız” sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, Demirtaş’ın hiçbir suçu olmadığını, hiçbir günahı olmadığını; Demirtaş, Osman Kavala gibi birçok mahkumu serbest bırakacaklarını söyledi. “HİÇBİR GÜNAHLARI YOK” 2016 yılında bir anayasa değişikliği geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Diyelim ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığını kaldıracağız. Getirirler Meclis’e, Meclis’te yarıdan fazlası el kaldırsa otomatikman dokunulmazlık kalkar. Dolayısıyla Selahattin Bey’in içeride tutulmasının temel nedeni şu, hiçbir suçu yok. Hiçbir günahı yok. Zaten yargı da bunu kabul etti. ‘Cumhurbaşkanı adayı bile olabilirsiniz’ dedi. ‘Ben seni başkan yaptırmayacağım’ dedi. Madem öyle söyledin. Ben de seni içeride tuttururum dedi. Selahattin Demirtaş’ı da, Osman Kavala’yı da, askeri öğrencileri de, gazetecileri de ne kadar haksızlığa uğramış onlara göre düşünce mahkumları varsa, tamamını serbest bırakacağız. Selahattin Demirtaş ile en fazla görüşen milletvekilleri de CHP’li vekillerdir. Onu da bilmenizi isterim.” diye konuştu. “SURİYELİLERİ ÜLKELERİNE GÖNDERECEĞİZ” Suriye ile ilişkilerimizi kesinlikle düzelteceğiz. Türkiye’de yaklaşık 6 milyon 300 bin civarında Suriyeli kardeşimiz var. Kendi özgür iradeleriyle ülkelerine göndereceğiz. Ülkelerine gidecekler. Bunun alt yapısını oluşturduk. En son Gara operasyonuna karşı çıktık. Ama ülkemize karşı da bir tehdit varsa buna da karşı çıkacağız. Benim de, partimizin de düşüncesi bu.” “DİYARBAKIR’A GELMEMENİN BEDELİNİ ÖDEDİK” “12 yıldır Diyarbakır’a gelmediniz?” sorusunu da cevaplayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Aslında birkaç sefer Diyarbakır’a gelmiştim. Ama demek ki o zaman ortam çok müsait değildi. Benim açımdan müsait değildi. Belki Diyarbakırlılar açısından müsait değildi. Bir dönem biz göğsümüze CHP rozetini takıp değil Diyarbakır’a, Sivas’ın bu tarafına bile geçemiyorduk. Son 10 yılda değişimi yaşayan parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Diyarbakır’a gelmedik ve gelmemenin de bedelini ödedik. Bir milletvekilimiz bile yok. Kabahat bizim. “HDP’NİN KAPATILMASINA KARŞIYIZ” Nur arkadaşımız, ‘6 parti var. HDP’yi neden çağırmadınız?’ dedi. Güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması içinde HDP yoktu. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin çalışması yaklaşık 3-4 aydır devam ediyor. 6 partinin genel başkan yardımcıları vardı, HDP yoktu. HDP’nin katkı vermediği, çalışmasında bulunmadığı bir masaya HDP’yi nasıl çağıralım. HDP diyecek ki, ben hiç bakmadım, görmedim. HDP şimdi üçüncü ittifakı kuruyor. Üçüncü ittifakı kurmasını isteriz. İki ayrı toplantı yaptılar. Biz HDP ile bütün siyasi partilerle görüşen tek partiyiz. HDP ile de görüşürüz. HDP’nin kapatılmasına, kayyum atanmasına karşıyız. Seçimle gelen seçimle gider dedik.”

1 yıl önce

HDP, binlerce insanın katili, terörist başı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması çağrısında bulundu

HDP Sözcüsü Ebru Günay, partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada skandal ifadeler kullandı. Günay, binlerce insanın katili, terörist başı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması çağrısında bulundu. Terör örgütü PKK'nın sözcülüğüne soyunan Günay, "Barış" gelmesi için Öcalan'ın serbest kalması gerektiğini iddia etti. Günay, "Bu topraklara barış gelebilmesinin tek yolu ise İmralı kapılarının açılarak Sayın Öcalan’ın barış kurucu rolünü tekrar oynamasından geçiyor" dedi. Günay, şu ifadeleri kullandı: "Biz, bu topraklar üzerinde yaşayan halkların en acil ihtiyaçlarından birinin barış olduğunu biliyoruz. Barış olmadan demokrasi de olmuyor, özgürlük de olmuyor. Bu topraklara barış gelebilmesinin tek yolu ise İmralı kapılarının açılarak Sayın Öcalan’ın barış kurucu rolünü tekrar oynamasından geçiyor. Tüm dünyanın şahitlik ettiği gibi biliyoruz ki, İmralı’nı kapısı ne zaman aralansa bu coğrafyada yaşayan tüm halklar için barış ve özgürlük imkanları artıyor, halkların birlikte yaşama umutları yeşeriyor." TSK'NIN PKK'YA OPERASYONLARINA "SOYKIRIM" DEDİ Ebru Günay, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör örgütü PKK'ya yönelik askeri harekatları için "Soykırım" dedi. Günay, "Kürtleri soykırıma uğratma, varlıklarını ortalıktan kaldırma ve yok etme planıdır. Bu plan sadece Kürtlere değil, bu topraklarda tüm halkların geleceğine yöneltilmiştir. Yaşayan tüm demokrasi güçleri, aydınlar, sanatçılar bu kirli oyuna ses çıkartmalıdır."

1 yıl önce

Van'da konuşan Kılıçdaroğlu: Demirtaş'ın ve Kavala'nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız

Tepki çeken açıklamalarda bulunan Kılııçdaroğlu, Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını istiyorsanız, Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız.' ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

İBB'den Emirgan'da ağaç katliamı! Giriş yasak, kıyım serbest

stanbul Büyükşehir Belediyesi, engel tanımadan ağaç katliamına tam gaz devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda İstanbul Beşiktaş'taki Çırağan Caddesi'nde 112 tarihi çınar ağacını "hastalandı" diyerek kökünden kesen belediye ekipleri, bu defa İstanbul Sarıyer'deki Emirgan Korusu'ndaki ağaçları kökünden kesmeye başladı. ACIMADAN KESİYORLAR Sabah'ın haberine göre, ağaç katliamı büyük tepki toplarken, 200'e yakın ağacın kesilmesi için başlatılan çalışmaların izinsiz olarak gerçekleştiği öğrenildi. Diğer taraftan İstanbul Orman İşletme Müdürlüğü, 54 ağacın izinsiz kesildiği gerekçesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ağaç AŞ Genel Müdürlüğü bünyesindeki Park Bahçeler birimine 9 bin 256 liralık idari para cezası kesti. Ancak kesilen cezaya rağmen korudaki ağaç katliamı devam etti. Mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan Emirgan Korusu'nda yapılan katliamın gündeme gelmesi sonrasında kesilmiş ağaçların ortadan kaldırılması için burgulu ve vidalı iş makinesi ile toprağa gömülü olan kısımlarının oyularak yerinden söküldüğü ve üzerinin toprakla örtüldüğü görüldü. BASINA ENGEL OLDULAR Diğer taraftan yapılan ağaç katliamını kamuoyundan gizlemeye çalışan İBB yönetimi, koruluğa basın mensuplarının girişini de yasakladı. Ağaçların, kuruduğu için tehlike arz ettiği gerekçesiyle kesildiği ifade edilirken, daha önce Beşiktaş'taki tarihi ağaçların katledilmesinde olduğu gibi gerekli izinlerin alınmadığı ve bilimsel hiçbir analizin yapılmadığı öğrenildi. Emirgan Korusu'nda kesilen ağaçları gören vatandaşlar ağaçların tedavi edilmesi yerine kökten kesilmesine üzüldüklerini dile getirdiler.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Beni yargılayacaksın, Apo'yu, Selo'yu serbest bırakacaksın

Bakan Soylu, AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca başlatılan "Yüz Yüze 100 Gün" projesi kapsamında, AK Parti Silivri İlçe Başkanlığında partisinin üç kademe ilçe yönetimi, mahalle başkanları ve meclis üyeleri ile bir araya geldi. Siyasetin, milletin dili, tercümesi ve özü olduğunu dile getiren Soylu, siyaseti farklılaştırmaya, başkalaştırmaya, küçümsemeye ve devre dışı bırakmaya çalışanların aslında milleti devre dışı bırakmak istediklerini söyledi. İl Başkanlığınca düzenlenen "Yüz Yüze 100 Gün" projesinin milletin taleplerini gözden geçirebilmek adına atılan önemli bir adım olduğunu ifade eden Soylu, AK Parti'nin sadece bir değişim ve kalkınma partisi değil aynı zamanda devrim partisi olduğunu belirtti. Soylu, "21'inci asır başlarken karşı karşıya kaldığımız durumu hepimiz biliyoruz. Amerika'dan, Avrupa'dan parmak sallanan Türkiye vardı. Sınırlarımızın hemen dışında terörle mücadele yaptığımız zaman Avrupa'nın başkentleri dahil olmak üzere, Amerika'nın başkentlerinden 'Sen ne yapıyorsun?' diye uyarılan bir Türkiye vardı." diye konuştu. İstanbul'daki yatırımlara vurgu yaparak, İstanbul Havalimanı, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray gibi birçok hizmet olmasa kentin yaşanmaz olacağını kaydeden Soylu, şehir hastanelerinden üniversitelerine kadar Türkiye'de 20 yılda 100 yılın altyapısının oluşturulduğunu anlattı. Türkiye'nin yaptığı devrimler karşısında ya yoksullukla karşı karşıya bırakılmaya çalışıldığını ya da bir takım fay hatlarının tetiklendiğini belirten Soylu, "Türklük, Kürtlük, Alevilik, Sünnilik, laiklik, anti laiklik diye bizim kendi adımıza bir kısmını zenginlik olarak değerlendirebileceğimiz fay hatlarını tetikleyerek bizi kendi kendimize enerjimizi kaybedeceğimiz bir alana doğru itmeye çalıştılar." dedi. Bakan Soylu, Türkiye'de 10 yılda bir darbe yapıldığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim ailelerimize, 'Eğer çocuklarınızı siyasete sokarsanız, yani milletin sesini ifade ederseniz sonunuz Adnan Menderes gibi olur. İdam sehpasını görürsünüz.' Hınçlarını alamadılar, rahmetli Özal'ı böyle tehdit ettiler. Hürriyet Gazetesi'nin 3 ayda bir, 6 ayda bir en sağ köşesinde, her zaman Adnan Menderes'in fotoğrafı bulunurdu. O mesaj hem millete hem de ülkeyi yönetenlere mesajdı. Bunların hepsini 20'nci yüzyıldan, bir daha gelmemek üzere, 21'inci yüzyıldan 20'nci yüzyıla iten AK Parti iktidarıdır. Darbeyi, yokluğu, yoksulluğu, geri kalmışlığı yenen, Doğu ve Batı arasındaki makus tarihi ortadan kaldıran, etrafımızdaki coğrafyada huzursuzluk varsa ona adım atmaya çalışan ve sessiz kalmayan da AK Parti iktidarıdır. Dolayısıyla millettir, siyasetin kendisidir, demokrasinin özüdür. Şimdi tahammül edemedikleri bu." "Beni yargılayacaksın, kimi serbest bırakacaksın?" Bazı muhalefet milletvekillerinin "Yargılanacaksınız." sözünü anımsatan Soylu, şunları kaydetti: "Niye yargılanacağız kardeşim? Yargıladınız, Adnan Menderes'i siz astınız. Adnan Menderes'i Cumhuriyet Halk Partisinin kadroları ve bizatihi İnönü'nün kendisi astırmıştır. O darbeyi yapanların hiçbir zaman gücü yetmez. Amerika'yla Avrupa'yla beraber, ortak bir şekilde onu astırdılar. Bize ne demek istiyorlar? Hürriyet Gazetesi'nde 6 ayda bir koyamadıkları fotoğrafı, şimdi sözleriyle Meclis'te söylüyorlar. Tamam kardeşim, beni yargılayacaksın. Kimi serbest bırakacaksın? Apo'yu serbest bırakacaksın, söylüyorsun. Kimi serbest bırakacaksın? Selo'yu serbest bırakacaksın. Beni yargılayacaksın, ne yapacaksın? S-400'ü geri iade edeceksin. İHA'yla SİHA'ları kullanmayacaksın. Etrafındaki coğrafyaya sessiz kalacaksın. Türkiye'nin bugüne kadar ne büyük kalkınma hamlesi varsa hepsini geri alıp, bütün defteri kapatıp Türkiye'yi, eski Türkiye'de olduğu gibi geçmişe mahkum bırakacaksınız. Yargılayacaksanız PKK'yı, KCK'yı, PYD'yi, hem etrafımızdaki coğrafyaya hem de Türkiye'ye hakim etmeye çalışacaksınız. Bu çok net bir şekilde gözüküyor. Yargılayacaksınız da ne yapacaksınız? Büyükelçilerin talimat verdiği 'şu adamı çıkaracaksınız' dediği talimatları birebir yerine getireceksiniz. Bütün yapmak istedikleri bu." Bakan Soylu, AK Parti olarak sadece altyapı üzerine çalışma yapmadıklarını, Türkiye'nin etrafındaki coğrafyanın ve dünyanın da umudu olduklarını dile getirdi. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı'nı karşılaştıran Soylu, "Cumhur İttifakı idealler ittifakıdır. Yani Cumhur İttifakı sadece bir seçimin kazanılmasına yönelik bir araya gelmiş bir siyasi oluşum değildir. 2023 seçimini kazanalım, 2019'u, 2018'i diye bir araya gelmiş bir anlayış değildir. Tam tersi tarihimizin, medeniyetimizin, değerlerimizin, gelenek ve göreneklerimizin hamuruyla yoğurulmuş ve tarihin içerisinden gelen ve bize emanet bırakılan bütün mirasımıza sahip çıkan, aynı zamanda geleceği de kucaklayan bir anlayışın ta kendisidir. Birbirimize tenakuzumuz yoktur. Millet İttifakı'nın elbette birbirlerine tenakuzları vardır. Biri Doğu'dan konuşur, biri Batı'dan konuşur. Biri aşağıdan konuşur, biri yukarıdan konuşur. Masanın altında başkaları var, üstünde başkaları var. Büyükelçiler başka bir metin yazarlar, kendileri başka bir metin yazarlar. Galip gelen elbette ki büyükelçilerin metinleri olur. Bizim yerlilik ve millilik anlayışımız büyük bir gayretle devam eder, ötekiler de dışarıya el açan anlayışa büyük bir gayretle devam eder." değerlendirmesinde bulundu. Dünyadaki kriz zamanlarında dahi Türkiye'nin hedeflerinden vazgeçmediğini, her krizi kendi adına fırsata çeviren bir anlayışı ortaya koymaya çalıştığını vurgulayan Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bilgeliği ve tecrübesi, Türkiye'nin gücünü, avantajlarını, dezavantajlarını iyi bir şekilde yönetebilme kabiliyeti olduğu için AK Parti'nin 21 yıldır ayakta durduğunu belirtti. "AK Parti, Türkiye'nin üzerinden bu baskıyı kaldırmıştır" İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul, Ankara ve İzmir'de CHP'li belediyelerin hizmet yapmadığını, yapabilecek kabiliyetleri ve takatleri olmadığını ifade ederek, 1989-1994 yıllarında bunları gördüklerini ve milletin CHP'ye bir daha iktidar vermediğini kaydetti. Bugün de bunu yaşadıklarını, tarihin tekerrür ettiğini söyleyen Soylu, şöyle devam etti: "Geçmiş yıllarda hep aynısını yaptılar. Yokluklar, kıtlıklar, özgürlüklerin kısıtlanması... Bu ülkede insanları fişlediler, kıyafetlerini fişlediler, aile yaşantılarını fişlediler. Alevi veya Sünni diye fişlediler. Peki fişlediğiniz, kısıtladığınız insanlar özgür olmazlarsa, kendilerini ifade edemezlerse, özgüvenleri olmazsa neye katkı koyabilirler? Ötekisi olmaya mahkum olurlar. AK Parti Türkiye'nin üzerinden bu örtüyü kaldırmıştır. Türkiye'nin üzerinden bu baskıyı kaldırmıştır ve kaldırmaya devam etmektedir. Biz daha yolun başlangıcındayız. Onun için 2023 seçimleri, 2053 seçimlerinin işarıdır, işaretçisidir. 2071'in işarıdır, işaretçisidir. Çok çalışmalıyız, millet çalışanın yanındadır." Milletin her şeyi en iyi gören, anlayan ve bilen olduğunu vurgulayan Soylu, millete karşı yanlışları, ihanetleri, yarı yolda bırakan bir anlayışları olmadığını, kendi hevesleri, makam ve çıkarları için ülkenin anlayışını ve iradesini başkalarına devretmediklerini, milletin de bunu bildiğini söyledi. Bakan Soylu, milletle beraber olacaklarını ve milletin söylediklerinin tamamını zihinlerine kazıyacaklarını belirterek, "2023 sonrası Türkiye'nin gelecek vizyonunu, gelecek politikasını hem tecrübelerimizle hem de milletimizin bize söyledikleriyle yeniden bina edip, Türkiye'nin geleceğine güçlü adımlarla gideceğiz." dedi. Muhalefetin kendilerine ait bir değerlendirmesi, bakışı ve değerlerine ait bir saygısı olmadığını söyleyen Soylu, şunları kaydetti: "Onlar kazanmak için her yolu mübah gören bir kimliksiz yolun yolcularıdır. Açık ve net. Bunun Akşener'i de öyle, Kılıçdaroğlu'su da öyle, bunun diğerleri de aynı şekilde öyledir. Nereden gelirse... Amerikan'dan mı gelir, eyvallah. PKK'dan, HDP'den mi gelir, eyvallah. Siz kaç puansınız ki bir araya geliyorsunuz, kaç puanı topluyorsunuz ki yüzde 50'yi aşacaksınız? Matematik belli. HDP ve PKK... Kadın Meclis'te söylemedi mi? 'Bizim oylarımızla burada oturuyorsunuz' demedi mi? Akşener bana oradan laf yetiştiriyor; 'İçişleri Bakanı, onlarla sözleşme imzaladı diye beni suçluyor.' dedi. Evet, 2018 seçimlerinde söyledim. Benim söylediğimi Meclis tutanaklarında, PKK HDP milletvekili çıkıp söylemedi mi? Söyledi. Allah, masa altında bu ülkeye ihanet sözleşmesi kimseye imzalatmasın. Allah bize öyle gün göstermesin. PKK'yla HDP'yle her türlü iş birliğini yapacaksınız. Ondan sonra da 'Biz bunu yaptık mı yapmadık mı' diye bir de bizi suçlayacaksınız. Oylarınızda ve milletvekilliğinizde onların imzası ve payı var. Bunu onlar da söylüyor, ben de söylüyorum, matematik de söylüyor. Millet İttifakı nasıl yüzde 50'yi yakalayacak? Üst üste koyuyorsunuz, nasıl yakalayacak?" Bakan Soylu'nun konuşmasının ardından AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve Silivri İlçe Başkanı Mutlu Bozoğlu da konuşma yaptı.

1 2 3 4 5 6