28 Nisan Pazar 2024
3 yıl önce

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: PKK'nın 13 masum vatandaşı şehit etmesine dünya yine sessiz kaldı

"İslam ve Müslümanlar aleyhindeki saldırgan yayınlar ve nefret söylemleri dünya çapındaki yaklaşık 2 milyar inananı tahkir ediyor. Evet, ifade özgürlüğü demokrasilerin temel taşıdır, ancak bu özgürlük başkalarının kutsal değerlerini tahkir etme hakkı vermez. Bir arada yaşama kültürünü ilerletmedikçe, ortak demokratik değerlerimizi ve sosyal bütünlüğümüze zarar verme riski taşırız." "PKK'nın 13 vatandaşı şehit etmesine dünya yine sessiz kaldı" Çavuşoğlu, terörizmin, insan hayatını hedef alan önde gelen küresel tehditlerden biri olmaya devam ettiğini belirtti. Terör örgütü PKK'nın çok kısa süre önce Irak'ın kuzeyinde 13 masum vatandaşı şehit ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Ve dünya yine sessiz kaldı. Uluslararası dayanışma olmadan ve mevcut çifte standartlarla bu tehdidi ortadan kaldıramayız. PKK, YPG, DEAŞ ve FETÖ dahil çeşitli terör gruplarına masum insanlarını kurban veren bir ülke olarak, terörün belirli bir ideolojisi olmadığını çok iyi biliyoruz." diye konuştu. "Ev sahipliği yaptığımız insanların insan hakları ve haysiyetini destekliyoruz" Suriye'de insanların, rejim güçlerinin devam eden askeri saldırılarından ve terörist saldırılarından zarar görmeye devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'de geçici koruma altındaki 3,7 milyon Suriyelinin yanı sıra, Suriye'nin kuzeyindeki 5 milyon sivilin güvenliğine ve refahına da doğrudan katkı sunulduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "BM'nin Suriye'ye yaptığı sınır ötesi insani yardımın yegane koridoru Türkiye'den geçmektedir. Ve bu koridor bile saldırı altında. Bu yardımı sürdürmek esastır. Dünyanın en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi olarak, uluslararası yükümlülüklerimize riayet ediyoruz ve ev sahipliği yaptığımız kişilerin insan haklarına ve onuruna saygı duyuyoruz. Ancak, AB ve FRONTEX'in (Avrupa Birliği Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı) gözü önünde meydana gelen sürekli geri itme uygulamasından derin endişe duyuyoruz." Filistin, Libya, Kıbrıs, Dağlık Karabağ'daki gelişmeler İsrail'in, işgal altındaki Filistin topraklarında mutlak cezasızlık içinde eylemlerine devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Gazze'deki insanlık dışı abluka ve İsrail tarafından yasa dışı yerleşimlerin genişletilmesi, insan hakları ihlali teşkil etmeye devam ediyor. Türkiye, Filistinlilerin, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarına dayanan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti kurmaya yönelik meşru arayışını desteklemeye devam edecek." ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, Libya'nın başkenti Trablus'ta, Terhune kentinde her gün yeni toplu mezarların bulunduğunu işaret ederek, "İnsan Hakları Konseyi, faillerin adalete teslim edilmesine katkıda bulunmalıdır." dedi. Çözüm için her türlü çabayı göstermelerine rağmen, Kıbrıs Türk halkının insanlık dışı ambargolara ve haksız izolasyona maruz kalmaya devam ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Bu baskılara rağmen, Kıbrıslı Türklerin yaşayan bir demokrasi şeklinde işleyen kendi devletleri var." diye konuştu. Dağlık Karabağ'da da sürdürülebilir bir barış için artık tarihi bir fırsat olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Güney Kafkasya'da bölgesel sahiplenmeye dayalı barış ve refah girişimlerini desteklemeye devam edeceğini ifade etti. Çavuşoğlu, "Ermenistan'ın da barışın ortağı olmayı seçmesini umuyoruz. Türkiye, Ermenistan'ın attığı her olumlu adıma olumlu karşılık verecektir." değerlendirmesinde bulundu. Gürcistan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde Abhazya ve Güney Osetya ihtilaflarının barışçıl çözümünü desteklemeye devam edeceklerini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Kırım dahil Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü de desteklediğini kaydetti. Çavuşoğlu, "Kırım Tatarlarının tarihi ana vatanlarında özgür ve güven içinde yaşama arzularını desteklemeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı. "Uygur Türklerinin ve diğer Müslümanların insan haklarının korunması önemli" Çavuşoğlu, Türkiye'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki insan hakları durumunu yakından takip ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "BM ve diğer uluslararası raporlardaki bulgulardan endişe duyuyoruz. Konuyla ilgili kaygı ve beklentilerimizi Çinli yetkililerle paylaşıyoruz. Bu konuda şeffaflık bekliyoruz. Türkiye, Çin'in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterirken, Uygur Türklerinin ve diğer Müslümanların insan haklarının korunmasının öneminin de altını çiziyor. Yüksek Komiserlik heyetinin bölgeye olası ziyaretlerine ilişkin gelişmeleri takip etmeye devam ediyoruz. Çin'in daveti üzerine, kendi milli heyetimizi de bölgeyi ziyaret etmesi için göndereceğiz." Cammu Keşmir'deki mevcut kısıtlamaların hafifletilmesi için Türkiye'nin Hindistan'a yaptığı çağrıyı yineleyen Çavuşoğlu, sorunun barışçıl yollarla, ilgili BM kararları ve Cammu Keşmir halkının meşru beklentileri temelinde çözülmesi temennisinde bulundu. Çavuşoğlu ayrıca, Myanmar'daki insan hakları ihlalleri ve özellikle Rohingya'lara (Arakanlı Müslümanlar) karşı işlenen suçların endişe kaynağı olmaya devam ettiğini belirterek, Türkiye'nin, Myanmar'da hükümetin askeri darbeyle ele geçirilmesini kınadığını da hatırlattı. Bakan Çavuşoğlu sözlerini, "Türkiye, herkes için insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için Konsey'le çalışmaya devam edecek." diye sonlandırdı.

2 yıl önce

Kadın hakları dernekleri ve hayvan hakları dernekleri CHP’ye karşı neden sessiz?

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan insan hakları dernekleri ve hayvan hakları derneklerinin CHP'ye karşı sessizliğine tepki gösterdi. CHP'de kadınların tacize uğramasına ve İBB'ye emanet edilen atların ölümüne sessiz kalınmasına dikkat çeken Karaaslan, "İçselleştirilmiş yandaşlığın bu sessizliği artık kulakları sağır ediyor" ifadelerini kullandı. Tiwtter hesabından açıklamalar yapan Karaaslan şu ifadeleri kullandı: "CHP’de kadınlar, partililer tarafından tacize uğruyor; kadın hakları dernekleri sessiz! Anneler terör örgütünün elindeki çocuklarını HDP’den geri istiyor; insan hakları savunucuları sessiz! İBB’ye emanet edilen yüzlerce at ölüyor; hayvanseverler sessiz! CHP’li Milletvekili “param olsa tüm arsayı kapatırdım” diyerek Kazdağları’nı imara açan projenin reklamını yapıyor; çevreciler sessiz! İçselleştirilmiş yandaşlığın bu sessizliği artık kulakları sağır ediyor..."

2 yıl önce

Rize’deki STK’lardan ortak İkizdere açıklaması: "PKK'nın orman yangınlarına sessiz kalanlar İkizdere'de!"

Rize'nin İyidere ilçesinde yapılacak olan Lojistik Merkezi'nin inşasında kullanılmak üzere İkizdere'de taş ocağı kurulması bölgeyi hareketlendirdi. Dev projeye karşı çıkan muhalefet partileri ile sol örgütler çalışmaları durdurmak amacıyla bölgede provokatif eylemler düzenliyor. Ancak, HDP ve CHP'nin başını çektiği bu protesto gösterilerine yerel halktan destek sınırlı kaldı. Son olarak Rize Barosu, Rize Sanayi ve Ticaret Odası, Rize Ticaret Borsası, Rize Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği, Rize Muhasebeciler Odası, Rize Ziraat Mühendisleri Odası, Rize Kent Konseyi, Rize Kent Konseyi Gönüllüleri Konseyi ve TÜMSİAD Rize Şubesi'nin aralarında bulunduğu STK'lar ortak bir açıklama ile eylemleri eleştirdi. Bölgenin önde gelen STK’ları, İkizdere'de "Gezi Parkı" olayları sırasında hayata geçirilen senaryonun tekrarlanmak istendiği uyarısında bulundu. Açıklamada eylemci grupların dev projelere itiraz eden malum çevreler olduğuna dikkat çekilerek şu ifadeler kullanıldı; "Yapılacak işin niteliğini hiç araştırmamış ya da yatırımlar mevzu olduğunda çevreci kesilmiş olan bu grupların amaçlarının doğa, çevre ve insan hakları olmadığını belirtmek isteriz. Zira aynı grupların 3. Havalimanı, 3. Köprü gibi büyük yatırımların önünü kesmek için benzer bir çaba gösterdikleri hafızalardan silinmemiştir. Benzer grupların ağacı bahane edip Gezi Parkı olaylarını başlattıkları ve çevreyi günlerce talan etmek sureti ile kalkışma içerisine girdikleri hepimizin malümudur." ORMAN YAKAN PKK'YA SESSİZ KALANLAR RİZE'DE! HDP'li milletvekillerinin bölgeye gelerek, protestolara katılmasının da eleştirildiği ortak açıklamada, "İkizdere halkını kışkırtmak için yöreye gelen HDP'li vekiller ile 64 Baronun taş ocağı ile ilgili yaptığı açıklamayı okuduğumuzda bu çelişkiyi anlamamak izahtan varestedir. PKK tarafından ülkenin dört bir yanında çıkartılan yangınlara bu güne kadar tek ses çıkartmayan HDP'li vekiller ile İstanbul, Ankara, İzmir, Hakkari, Şırnak gibi Baroların İkizdere ile ilgili alelacele açıklama yapmaları gerçek niyetlerini ortaya koyma bakımından çok anlamlıdır." denildi. Açıklamaya şöyle devam edildi; "Yine PKK'nın siyasi uzantısı aynı parti mensupları ile bir kısım Baroların ABD Başkanı Bıden'ın 1915 olaylarını "Soykırım" olarak nitelendirmesine karşı milli baroların yaptığı ortak açıklamaya imza koymayıp ülkesini değil ABD Başkanının yanında yer alan bu çevrelerin İkizdere ile ilgili yaptığı açıklamaları iyiniyetle bağdaştırmak asla mümkün değildir. Elbetteki doğanın zarar görmesini bizler de istemeyiz. Ancak İlimizin coğrafi yapısı gereği arazilerin engebeli olması nedeni ile büyük yatırımlar için aranan düz araziyi bulmak mümkün değildir. Bu nedenle deniz dolgusu kaçınılmaz olmaktadır. Lojistik merkezle ilgili de en yerinde karar deniz dolgusudur. Deniz dolgusu için de İkizdere İşkencedere'deki taş'ın en uygun taş olduğu bilinen bir gerçektir. Taşın çıkartılması esnasında doğaya verilecek olan tahribatın taş çıkartma işi bittikten sonra giderileceği ve çevrenin eski haline getireceği Devletin en yetkili makamları tarafından taahhüt edilmiştir. Biz aşağıda imzası bulunan Rize İlinde faaliyet gösteren Meslek Örgütleri olarak çevreye verilecek tahribatın eski hale getirilmesi kaydıyla yatırımlara devam edilmesi yönündeki düşüncemizi kamuoyuna saygıyla arz ediyoruz."

2 yıl önce

Teröristlere toz kondurmayan Tabipler Birliği PKK’nın hastane saldırısına da sessiz

Suriye'nin Afrin şehri merkezine, Suriye Amerikan Tıp Derneği destekli El Şifa Hastanesine ve acil bölümüne dün PKK/YPG/SDG tarafından Tel Rıfat'tan yapılan, aralarında sağlık çalışanlarının da bulunduğu çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine yol açan terör saldırısı gerçekleştirilmişti Meslek örgütü gibi davranmak yerine terör örgütlerinin ve teröristlerin sözcülüğüne soyunan Türk Tabipler Birliği (TTB), PKK’nın gerçekleştirdiği her saldırı sonrası olduğu gibi bu alçak saldırı sonrası da sessiz kalmayı tercih etti. Ne TTB’nin sitesinden ne sosyal medya hesaplarından ne de TTB Başkanı Şebnem Korur Financı’nın kişisel hesabından saldırıya ilişkin bir paylaşım yapılmadı. Afrin'e operasyonda PKK'yı savundular Aynı TTB, Afrin harekatı için “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diye açıklama yapmıştı. Gara’daki 13 şehidimize ilişkin yayımladığı mesajda da PKK adını anmak bir kenara, ‘terör örgütü’ ifadesini dahi kullanmamıştı. Açıklamada, kınama bile yapmadan "Gara’da yaşamını yitirenlerin kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz" denilmişti.

2 yıl önce

ABD işgale karşı üç maymunu oynuyor! Sessiz kalacaklarını duyurdular

Zman Yisrael gazetesine konuşan adı açıklanmayan İsrailli bir kaynak, yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesi ve ABD'nin Filistinlilere hizmet verecek Kudüs'teki konsolosluğu yeniden açma planına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İsrail Başbakanı Naftali Bennett'e yakın olduğu belirtilen söz konusu kaynak, Biden yönetiminin Batı Şeria'daki Yahudi yerleşim birimlerine yeni konutlar inşa edilmesini önemsemediğini ve gelecekte de bu tür adımları engellemeyeceğini savundu. ABD'nin Kudüs'te Filistinlilere hizmet verecek konsolosluğu yeniden açma planına da değinen yetkili, Bennett hükümetinin Biden yönetiminin bu plandan vazgeçmesini beklediğini aktardı. İsrail yönetimi, 27 Ekim'de, işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerine 3 bin 144 yeni konuş inşa edilmesine onay vermişti. Bu kararla İsrail, Biden'ın ABD Başkanı olmasının ardından ilk kez yasa dışı konut inşasına onay vermiş oldu. Batı Şeria'da 250'den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Buralarda 450 bine yakın Yahudi yerleşimci ikamet ediyor.

2 yıl önce

İYİ Parti’den sonra CHP’nin ‘kürdistan’ sessizliği

AKŞENER DE SESSİZ KALMIŞTI Öte yandan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, Siirt ziyareti sırasında bir esnafın, "Kimliğimiz inkar ediliyor, Kürdistan inkar ediliyor, biz varız. Senin bulunduğun yer şu an Kürdistan'dır. Ne yazık ki Meclis'te Kürdistan inkar ediliyor." sözlerine sessiz kalması büyük tepki çekmişti.

2 yıl önce

İYİ Parti ve CHP'nin Lütfü Türkkan sessizliği

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Bingöl'de bir şehit yakınının kendisine gösterdiği tepkiye küfrederek ("Bacını S...") yanıt verdi. Önce inkar eden daha sonra yayınladığı video ile küfür ettiğini kabul eden Türkkan, şehit ailesi yerine Akşener ve İYİ Partililerden özür diledi. İYİ PARTİ'DEN ÇIT YOK Türkkan'a olayın yaşandığı andan itibaren yoğun bir tepki var. Sosyal medyada da Türkkan hakkında milyonlarca paylaşım yapıldı. Tüm bu yaşananlara rağmen İYİ Parti'den Türkkan hakkında tek bir açıklama gelmedi. CHP DE SESSİZ KALDI Benzer şekilde İYİ Parti'nin ittifak ortağı CHP de Türkkan'ın sözleri hakkında sessiz kaldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, bu sabah saatlerinde katıldığı canlı yayında, konuya ilişkin açıklamada bulunmadı.

2 yıl önce

CHP, Lütfü Türkkan’a neden sessiz? İşte nedeni…

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Bingöl ziyaretine Lütfü Türkkan'ın şehit ağabeyine ağır küfürleri damga vurmuşu. Lütfü Türkkan, Meral Akşener'i HDP ve Selahattin Demirtaş'a yakın olmakla eleştiren şehit yakınına "Senin bacını si..." şeklinde küfretti. ÇİRKİN KÜFÜR TÜRKİYE'Yİ AYAĞA KALDIRDI Lütfü Türkkan'ın bu küfrü Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Sosyal medyada başlayan tepki çığ büyüyerek tüm ülkeyi sardı. Başta iktidar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm ülke, şehit yakınlarına sahip çıktı. CHP'NİN SESSİZLİĞİNİN NEDENİ BELLİ OLDU ensonhaber.com’un haberine göre; Tüm bu gelişmelerin yanında ana muhalefet partisi CHP'den, konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı. CHP'nin, tüm ülkeyi ayağa kaldıran bu olaya neden kayıtsız kaldığı merak konusu olmuştu. Ana muhalefetin sessizliğinin nedeni belli oldu. Olayın ardından Meral Akşener'in, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir görüşme yaptığı ortaya çıktı. Akşener-Kılıçdaroğlu görüşmesinden de sesssizlik kararı çıktı. Akşener'in, görüşmede Kılıçdaroğlu'ndan, Lütfü Türkkan hakkında CHP'lilerin açıklama yapmamasını istediği öğrenildi. CHP ise yaşananları İyi Parti'nin iç meselesi olarak değerlendirme kararı aldı ve hiç kimse Lütfü Türkkan hakkında yorum yapmadı.

1 2 3 4 5 6 7 8