27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

Süleymancılarına yurtta şiddet uygulayan görevli tutuklandı! CHP ve İYİ Parti hala sessiz!

İstanbul Esenler'de özel bir erkek yurdunda görevli bir kişi, masanın etrafında ders çalışan öğrencileri dövmüş, görüntüler ortaya çıkınca da gözaltına alınmıştı. Görevli A.E., emniyetteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adliyesi'ne sevk edilmişti. İstanbul’un Esenler ilçesinin Atışalanı semtinde bulunan erkek öğrenci yurdunda meydana gelen şiddet olayı vatandaşların tepkisine neden oldu. Süleymancılara ait olduğu öne sürülen yurtta, öğretmen olarak görev yaptığı belirtilen şahsın, 7 öğrenciye şiddet uyguladığı ortaya çıktı. Olayın görüntülerinin sosyal medyada yayılmasının ardından açıklama yapan İstanbul Valiliği, şahsın gözaltına alındığını duyurmuştu. Görevli A.E., emniyetteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adliyesi'ne sevk edildi. ‘BİR ANLIK ÖFKEYLE TOKAT ATTIM, PİŞMANIM’ Şüpheli A.E. nöbetçi savcılığa verdiği ifadesinde maden mühendisi olduğunu ve dernekte evrak işleri ile uğraştığını söyleyerek, "Sayısalım iyi olduğu için bazen çocuklara derslerinde yardım ediyordum. Videodaki görüntülerde çocuklar sınavlarına çalışıyorlardı. Bende çocuklara yardımcı olabilmek için etüde girmiştim. Ben çocukları sürekli konuşmamaları yönünde ikaz etmeme rağmen konuşmaya devam ettiler. Öğrencilerden biri bana karşı alaycı tavırlarda bulundu. Diğer arkadaşlarını da bu şekilde davranarak gürültü yapmaya yönlendirdi. Bir anlık öfke ile sessizliği sağlamak için çocukların kafalarına elimle tokat attım. Yaptığımdan dolayı pişmanım. Bu olaydan önce çocuklara yönelik herhangi bir şiddet eylemim olmamıştır. Bu olaydan sonra dernekten istifa ettim şu an işsizim" dedi. Şüpheli A.E. sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliği tarafından 'basit yaralama' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. ‘OĞLUM GECELERİ ÇIĞLIKLARLA KALKIYOR’ Şiddete uğrayan çocuklardan birisinin annesi olan Fatma Demir, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada “Benim oğlum geceleri çığlıklarla kalkıyor.” dedi. Olayın Beraat Kandili’nde meydana geldiğini ifade eden Demir, şahsın 7 çocuğu “güldü” diye yumrukladığını söyledi. Olaya ilişkin başka bir iddiaya göre de bunun ilk şiddet vakası olmadığı revirde de şiddete devam edildiği kaydedildi. VALİLİK: ASLA KABUL EDİLEMEZ İstanbul Valiliğinden konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Basın yayın organları ve sosyal medya paylaşımlarında yer alan; Esenler İlçemizdeki özel bir erkek öğrenci yurdunda öğrencilere şiddet uygulayan yurt görevlisi, başlatılan adli soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştır. İl Milli Eğitim Müdürlüğünce müfettiş görevlendirilerek idari soruşturma başlatılmıştır. Öğrencilerimize yönelik şiddet içeren bu davranış asla kabul edilemez, esefle kınıyoruz." denildi. SOSYAL MEDYADA TARİKATLARA TEPKİ Olayın görüntülerinin sosyal medyada yayılmasının ardından sosyal medyada çok sayıda tepki geldi. Twitter’da tepki gösteren hesaplardan biri ifadeleri kullandı: “Süleymancılar İstanbul Ankara ve Antalya gibi illerde İyi Parti ile çalışıyor seçim dönemlerinde alenen Başkan Erdoğan’a kin kusarak İyi Parti’ye oy istiyor. İBB’nin yönetim kadrolarının %30-35’i Süleymancılara tahsis edildi, binlerce Süleymancı İBB’de işe alındı. AK Parti döneminde kaçak yurtları İBB tarafından denetlenip yıkılan Süleymancıların yurtlarına şu an CHP’li İBB her türlü desteği sağlıyor Hal böyleyken Süleymancıların yurdundaki görüntüler üzerinden AK Parti’nin hedef alınması nedir? Kim sahip çıkıyorsa o hesap versin?” https://twitter.com/genelgundem/status/1507356441568501764?s=21&t=s5D6QhHnnUhZIiuHEzvY3Q Tepkilerden bazıları ise şöyle: Z. K. Aydın: Nurcu, Süleymancı, Menzil, İsmailağa, FETÖ ve daha onlarca farklı isim altında faaliyet gösteren cemaat ve tarikatların tek ortak yanı ABD ajanlığı ve Türk düşmanlığıdır. Bunların siyasi görşü yoktur, çıkarı vadır. Seçimlerde siyasi partilerle pazarlık yapar, istediklerini alır! Denizhan Doğrular: Süleymancı ya da bilmem neci hepsi aynıdır hepsi karanlıktır hepsi bu milleti geriletmek şeriat karanlığına hapsetmek için vardır. Tarikatlar ve cemaatler bu ülkenin virüsüdür ve artık tedavi edilmesi şart olmuştur. Şeriat karanlıģına bir daha asla boğulmayacak bu millet. Fatih Aydın: Süleymancıların, daha fazla evladımızı ajanlaştırmasına izin vermemek lazım. Yıllar önce de yazmıştım. Bunların kapısına derhal kilit vurulmalı! Yaşar Karakaş: Ben Furkancı, Süleymancı bilmem, bildiğim bu tarikat görünümlü tehlike yuvaları oldukları ve kapatılmalıdır. DİYANET RAPORU Kaynak Yayınları’nın Temmuz 2019’da yayınladığı “Diyanet’in Gizli Tarikatlar Raporu”nda Süleymancılarla ilgili şu değerlendirme yapılıyor: “Süleymancılarla ilgili olarak, onların, birtakım yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantısı olduğu iddialarının ciddiye alınması ve yeni bir FETÖ ile karşılaşmamak için gerekli incelemelerin yapılması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.” Raporda Süleymancıların faaliyetleri arasında da şunlar belirtiliyor: “Cemaatin faaliyetleri günümüzde orta ve yükseköğretim öğrencileri için yurtlar, Süleymaniye Özel Eğitim Kurumları ve Kur’an kurslarıyla devam etmektedir. Yurt, kurs ve okulların finansmanı, sahip oldukları çok sayıdaki holding ve halktan toplanan yardımlarla karşılanmaktadır. Süleymancıların, Kur’an kurslarına Diyanet’in ismini kullanarak yardım topladıkları, cenazelerde para karşılığı Kur’an okuma ve ıskat hususlarında da oldukça aktif davrandıkları bilinmektedir. Süleymancılarla ilgili olarak, onların, birtakım yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantısı olduğu iddialarının ciddiye alınması ve yeni bir FETÖ ile karşılaşmamak için gerekli incelemelerin yapılması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Zira uzun yıllar cemaat bünyesinde çalışmış, içyüzlerine vâkıf olduktan sonra onlardan ayrılmış olan ve cemaat içinde “Kozan imamı” olarak bilinen Mustafa Akyıldız, oluşumun din anlayışı ve yapılanmasıyla ilgili oldukça ciddi iddialarda bulunmaktadır. Buna göre, cemaatin Türkiye genelinde bölgeler bazında “kolordu kumandanlığı” ismi altında yapılandıkları öne sürülmektedir. Cemaat hakkında dile getirilen bir başka iddia da 16 yıldır derin güçler tarafından kontrol altında tutulduğudur. 1980 darbesinden sonra arkadaşıyla hapse alınan Kemal Kacar’ın, o dönemki MİT tarafından hapiste anlaşmaya zorlandığı, anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldığı söylenmektedir.”

2 yıl önce

Meral Akşener'in üstünü çizdiği Yavuz Ağıralioğlu sessizliğini bozdu: Karar bana bildirilmedi

Özellikle HDP'ye yönelik sert eleştirileriyle gündeme gelen Yavuz Ağıralioğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener tarafından genel başkan yardımcılığı görevinden alındı. Ağıralioğlu'nun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun isteğiyle görevden alındığı öne sürüldü. Ağıralioğlu, tüm bu gelişmelerin ardından ilk kez konuştu. "KARAR BANA BİLDİRİLMEDİ" Medyascope'a konuşan Ağıralioğlu, "Karar bana bildirilmemişti, ben de sizinle birlikte öğrendim" dedi. Kararın ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile görüşmediklerini de belirten Ağıralioğlu, "Tasarruf genel başkanın. Karardan sonra görüşmedik. Karar genel başkana ait olduğu için genel başkanın konuşması usülen daha uygun olur" ifadelerini kullandı. "KIRGINLIĞIMI KARARIN SEBEBİ BELİRLER" Ağıralioğlu ayrıca Başkanlık Divanı'ndan çıkarılmasının kırgınlığa yol açıp açmadığına ilişkin soruya "Kararın sebebi kırgın olup olmadığımı belirler. Sebebini henüz bilmiyorum dolayısıyla bir şey söyleyemiyorum" diye yanıt verdi. "İSTİFA ETMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM" Yavuz Ağıralioğlu, "sükunetle izleyerek neden böyle bir karar alındığını anlamamız lazım" derken; istifa etmeyi düşünmediğini belirtti. Ağıralioğlu önümüzdeki süreç hakkında ise şunları söyledi: "Bu bir strateji mi, siyasi bir tercih mi, sonuçları üzerinden de okunması gereken bir karar. Daha sonra bir değerlendirme yapacağım. Kamuoyuna yapılması gerekirse onu da yapacağım."

1 yıl önce

15 Temmuz öncesi FETÖ propagandası gibi skandal film: Sessiz İstila!

Türkiye’de sokakların karışması, iç karışıklık çıkması ve ABD tarafından Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen terör devletine zemin hazırlanması için ABD-FETÖ ortaklığının sosyal medya provokasyonu devam ediyor. Kendilerine Türk milliyetçisi görüntüsü veren Fetöcü hesaplar, sosyal medyada başlattıkları ırkçı provokasyona tüm hızıyla devam ediyor. FETÖ’cülerin tuzağına düşen milliyetçi gençler de yapılan algı yönetiminden etkilenerek sığınmacılara karşı yapılan ırkçı propagandaya alet oluyor. HER GÜN YALAN İÇERİKLER Türkiye’de ırkçılık ve nefret açıklamalarıyla gündemden düşmeyen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın her gün sosyal medyada paylaştığı kurgu içeriklerin profesyonel bir ajans hizmeti olarak tasarlandığı; ajansa her ay 500 bin lira civarında ödeme yapıldığı iddia edildi. Haziran ve Ağustos 2021 tarihlerinde açılan yüzlerce hesaptan ise Ümit Özdağ‘a malzeme çıkarmak için gün boyu kurgu videolar yayınlanıyor. Afgan ve Pakistanlıların sosyal medya hesaplarında malzeme arayan Ümit Özdağ ajansına bağlı sosyal medya ekibi, binlerce hesap arasından yaptıkları arşiv taramasında buldukları birkaç video üzerinden tüm Afgan ve Pakistanlıları ‘sapık’ olarak gösterecek algı çalışmasına başlıyorlar. SOKAK ÇAĞRILARI ABD tarafından fonlanan hesapların temel amacının Türkiye’de bir iç karışıklık çıkarmak ve Türkiye’nin dikkatini Suriye’nin kuzeyinden çekmek olduğuna işaret eden uzmanlar, Ümit Özdağ ve ırkçı provokasyon  yapan hesapların PKK-YPG terör örgütlerine ses çıkarmadığına dikkat çekiyor. Söz konusu hesaplardan son günlerde ise sokağa çıkarak ‘sığınmacılara saldırma’ çağrıları peş peşe yapılıyor. Ümit Özdağ’ın algı operasyonu için kullanılan yeni tarihli sosyal medya hesaplarından yapılan tehlikeli çağrılara ise yüksek takipçili diğer ajans hesapları etkileşim desteği vererek geniş kesimlere yayılmasını sağlıyor. ‘SESSİZ İSTİLA’ İSİMLİ SKANDAL FİLM Sözde yapımcı ve gazeteci Hande Karasu ile adı açıklanmayan Yönetmen Kam’ın ırkçı kısa filmi ‘Sessiz İstila’ Youtube’da yayınlandı. 15 Temmuz’dan önce FETÖ’nün propaganda amaçlı yayınladığı filmleri andıran Sessiz İstila filminde; bundan 21 yıl sonra, sözde 3 Mayıs 2043 yılının Türkiye’si anlatılıyor. https://twitter.com/karacasuhande/status/1520759000358436864?s=21&t=4QuosxnWxRg2Z0hReidUUA Skandal filmin verdiği mesajlar, 15 Temmuz öncesi FETÖ’cü kanallarda yayınlanan algı filmleri ile birebir aynı… Halkı kin ve düşmanlığa sevk ederek sokakları karıştırma, Türk gençlerini sığınmacılara saldırtma, sokak olayları ve iç karışıklık çıkarma maksadıyla çekilen skandal filmle ilgili savcıların harekete geçmesi bekleniyor. IRKÇI ÜMİT ÖZDAĞ’DAN DESTEK Sığınmacıların ülkeyi işgal ettiği, Türkçe konuşmanın yasaklandığı ve Türk gençlerinin sokaklarda yürüyemez hâle geldiği algısı yaratılmaya çalışılan film ile ilgili ırkçı Zafer Partisi’nin Genel Başkanı Ümit Özdağ da Twitter’dan bir açıklama yaptı. Sığınmacılarla ilgili yaptığı ırkçı açıklamalar ile gündemi meşgul etmeyi başaran Özdağ, Sessiz İstila filmiyle ilgili, ‘’Geleceğe gitmek mi istiyorsunuz? Ülkemizde neler olacağını görmek mi istiyorsunuz? Ya da geleceği görüp “Keşke” dememek mi istersiniz? O zaman bu videoyu izleyin ve izletin.’’ ifadelerini paylaştı.

1 yıl önce

EGM: #sessizistila’nın yapımcısı Hande Karacasu ve militer doktrin rumuzlu hesabın yöneticisi gözaltına alındı

. EGM’den yapılan açıklama şöyle; “Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca, kanunların verdiği yetki çerçevesinde, suç ve suçlularla mücadele amacıyla, internet ortamında 7/24 esasına göre sanal devriye faaliyetleri yürütülmektedir. Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında Youtube isimli video paylaşım platformu üzerinde “SESSİZ İSTİLA” başlıklı kısa filmin yayınlandığı görülmüştür. Bahse konu video içeriğinde sığınmacılar ve düzensiz göçmenlerle ilgili bilgileri manipüle edip gerçekleri çarpıtarak yayınlayan H.K. isimli şahıs Sakarya’da,  Ayrıca Suriyeli sığınmacılar ve düzensiz göçmenlerle ilgili provokatif paylaşımlarda bulunan Militer Doktrin@militerdoktrin1 isimli/rumuzlu hesabın yöneticisi olduğu değerlendirilen H.D. isimli şahıs ise İstanbul'da yakalanarak adli işlemlere başlanılmıştır.”

1 yıl önce

Mülteciler 'sessiz istila' mı? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan TGRT Haber'de çarpıcı cevap: “Kimin operasyon çocuğu olduğunu biliyoruz”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar; "1 MAYIS OLAYSIZ GEÇTİ" 1 Mayıs İşçi bayramı olaysız bir şekilde kutlandı. Bayramda aldığımız tedbirler eksiksiz önlemler alındı. Hiç olay olmasın isteriz, hiç tartışma çıkmasın isteriz ama hayatın olağan akışının kendi getirdiği maalesef bir süreler var. Bizim görevimiz bunu düşük tutma. Trafik kazasında aldığımız tedbirler çerçevesinde 230 bin emniyet ve jandarma ekiplerimiz hepimiz sokaklardaydık. TRAFİK KAZALARI ÇOK CİDDİ ORANDA AZALDI 2020 ve 2021 bayramları salgın dönemine geldi. Fazla yoğunluk yoktu. Bu bayramda daha çok yoğunluk ama trafik kazaları çok ciddi oranda azaldı. Uyarılar çerçevesinde kazalarda yüzde 37 azalma oldu. Ölümlü kazada ise yüzde 55 azalma oldu. Yaralı sayısı yüzde 47 düşüş yaşandı. Sürücülere çok teşekkür ediyoruz.  Biz yüz binde 13 idi. Türkiye'de 2010 yılında trafik kazalarında yüz binde 13,4 kişi ölüyordu. Şuanda yüz binde 6 oldu. Yarı yarıya düştü. 2015 yılında 7 bin 530 varken 2017'de ise 7 bin 447 olurken geçen yılı 5 362 ile kapatmışız. YAYA ÖNCELİKLİ TRAFİK ANLAYIŞI Biz yayaya öncelik trafik başlattı. Her yüz ölümden 22'si yayalar oluşturuyor. Burada sadece sürücüler değil aynı zamanda yayalara da sorumluluk düşüyor. Trafik haftası ile birlikte yaya öncelikli olacak ama yayaların da dikkat etmesi gerekiyor. Yıl sonuna kadar bu çalışmalarımız olacak. Aldığımız tedbirler sayesinde trafik artmasına rağmen ölümler yüzde 61 düştü.  HIZ LİMİTİ ARTTIRILIYOR İçişleri Bakanlığı'nın kanun verdiği çerçevesinde 1 temmuz itibari ile çalışmalar hazırlıyoruz. Standartların ilgili yollarda bunu karşılayabileceğini duyurdu. Hız limitlerini biraz daha arttıracağız. 120 km ve otobanlarda 132 km olan hızlar arttırılacak. Kuzey Marmara Otoyolu, İstanbul İzmir Otoyolu ve Ankara- Niğde otoyolu bu seviyeleri kaldırabilecek seyide.  TÜRKİYE İSTİLA MI EDİLİYOR? Dünya tarihinin güçlü göçmenlerden birisini hepimiz yaşıyoruz. Hakikaten bu tarihe geçiyor. Burada Türkiye'ye karşı kimlerin davrandığını konuşacağız. Bugün tükürdüklerini yalayanları, provokasyonları hepsini konuşacağız. Afganistan'daki göçün sebebi biz miyiz? Suriye'deki savaşı biz mi başlattık? Irak'a girip biz burayı özgürleştireceğiz diyen ABD dediğini yaptı mı? Yoksa insanların orada yarınlarını mı aldı?  Peki Yemen, Lübnan ya Orta Asya. Eğer iç savaş varsa eğer yoksukluk varsa, bir taraftan eğitim, suya gıdaya erişemiyorsa bu insanlar ne yapacaklar? İnsanları vekalet savaşının içerisine düşürmüşsünüz.  Çekilmişsiniz yetmemiş afyon tarlaları kurarak bunu dünyada satışa sunuyorsunuz. Bunu biz yapmadık pafyon takan Batılılar yaptı. Bugün bu operasyonların içinde de onlar var. "BÜYÜKELÇİLER ÜZERİNDEN OPERASYON YAPANLAR VAR" Bir taraftan aman aman sakın göndermeyin diyeceksiniz el altından Büyükelçi üzerinden operasyon yapanlar var. Dışarıdan ve içeriden saldırı var. Bunun sebepleri var. 2023 yılında seçim var. 2019 yılında bu durumu kullanan siyasi partiler bazı belediyeleri kazandı. Göçmenler konusunda ne yaptılar? Şimdi unuttular. 2023 seçimleri geldi. AK Parti ve Cumhur İttifakı zora düşürecek şeyler söyleyerek  bir pozitif katkı kullanmadan 'Göndereceğiz' diye söylemlerde bulunuyor. Hadi Halep'e gönderde göreyim. Herkes canından korkuyor. Orada büyük bir demokratik kıyım var. Bunu kimse görmüyor. KILIÇDAROĞLU'NA GÖÇMEN TEPKİSİ Suriye'de sorun yok söylemlerine cevap veren Bakan Soylu, "Rejim İdlib'i bombalamadı. Bizim evlatlarımız orada şehit olmuyor mu. Biz neredeyiz. İnsanlar neden çadırda dursun neden gıda paketlerine ihtiyaç duysun. Vallahi giydiklerime üzülüyorum. Oturduğumuz masada yetim çocukları var. Elimizi tutup bırakmıyor. Çadırda yaşıyorlar. Kılıçdaroğlu bilmez Atme Kampı'nı. 1 milyon 700 bin insan oralarda yaşıyor. Bizim orada onları tutmak için nasıl çabaladığımızı biliyorlar mı? Allah'tan korkacaksınız. 'İSTİLA' SÖYLEMLERİNE ÇOK SERT TEPKİ: KİM YAPACAKMIŞ Kim neyin istilasını yapacak ya biz PKK'ya istila yaptırmadık. PYD yapmaya çalıştı yapamadı. Kılıçdaroğlu'nun arkadaşları yapmaya çalıştı yapamadı. Belediye Başkanlarının terörist olarak işe aldıkları yapmaya çalıştı, yapamadı. Kime istila ettireceğiz bu memleketi. Kendi sınırlarımızda bunu yaptırmıyoruz.  "ORTADOĞU'DAN GELECEK OLAN TURİSTLER" İkinci sebep Türkiye'nin ihracatı arttı. 300 milyar seviyesine Türkiye'nin geleceğinin göstergesi. Bu üretim ile oluyor. Üretim ekonomisi ortadan kaldırmaya çalışıyor. Üçüncüsü ise ortadoğu arap turizmi. Bakın geçen yıl 4 milyon civarında orta doğu coğrafyasından insan geldi. Türkiye içerisinde etrafındaki gelebilecek olan misafirlere algı oluşturup, turizmin önünü kesmek isteyenlere fırsat tanıyacak bir anlayışı serbest bırakmamızı istiyorlar.  DÖRDÜNCÜ SEBEP GÜVENLİ BÖLGELER Dördüncüsü ise güvenli bölgeler. Zeytin Dalı Harekatı, Fırat Kalkanı Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı. Bizim bu üç bölgede harekat  noktamız var.  8 bin km alanda güvenli alan oluşturmuşluğumuz söz konusu. İsterseniz biz Afrin'den çıkalım. Bizim oradan çıkmamızı Kılıçdaroğlu istiyor. Adıyaman, Kilis, Gaziantep'tekilere sesleniyorum. Bu bölgede 1 terörist kaldı. Onu da bulacağız.  Afrin'den çıkalım ertesi gün Hatay'dan Adıyaman'a kadar en az 100'ün üzerinde terörist sızar. Türkiye tarihi bir politika işliyor. Hem terör koridorunu kapatıyor hem de Türkiye'nin içerisini koruyor. Üçüncüsünü ise aklı yetmeyenlere söylüyorum. Türkiye kaçak göçmenlere orada güvenli bölgelere olarak yapılıyor. Bir adım ile üç politika yapılıyor. Bir ülkenin kendi insanı bu kadar kötü sözler söyler mi ya? "AVRUPA'DAKİ AŞIRI SAĞ YÜKSELİŞİ TÜRKİYE'DE İŞLEMEZ" Biz Türk düşmanlığı yapıyormuşuz. Bunu kim söylüyor? Bunu her partiden kovulan isim söylüyor. Avrupa'da yükselen aşırı sağcı söylemleri burada yapmaya çalışıyor. Burası Müslüman bir ülke. Bizim inancımız ve geleneğimizde bu yok. Bizim iskandinav ülkesi olduğumuzu düşünenlere söylüyorum. İstanbul'daki ve diğer illerde çıkan yalan videolar ve bot hesapların organizayonu anlatıyorum.  Ayırıntılar geliyor…

1 yıl önce

Mahalle dayağı yiyen İmamoğlu’na Kılıçdaroğlu’ndan sessiz mesaj: ‘Bırakın biraz gününü görsün’

Bayramda aralarında Nagehan Alçı’nın da bulunduğu gazetecileri yanına alarak Karadeniz çıkarması yapan Ekrem İmamoğlu, CHP kanadından gelen eleştirilere ‘Vız gelir tırıs gider’ şeklinde karşılık vermesi sonrası ortalık toz duman oldu. CHP’li isimler İmamoğlu’nu topa tutarak adeta ‘Siyasi bir dayak’ attı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için görünmeyen bir yarış içerisinde olduğu iddia edilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bu durum hakkında tek bir kelam bile etmedi. Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet, köşe yazısında bu durumun nedenini, Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’na karşı ‘Bırakın biraz gününü görsün’ mesajı verdiğini dile getirdi. İşte dikkat çeken o köşe yazısı: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, bayramda Karadeniz’e yaptığı geziyi izlemek üzere beraberinde götürdüğü gazeteciler nedeniyle neler yaşadığını gördünüz. İBB Başkanı, kelimenin tam anlamıyla bir ‘mahalle dayağından’ geçirildi. Yapılan eleştirilere ‘vız gelir tırıs gider’ demesi miydi gerçek neden, yoksa birikmiş ama dışa vurulamamış öfkelerin patlaması mıydı tam olarak anlamak mümkün değil. Ancak İmamoğlu’nun ‘yediği laflar’, gözden düşen ve bir daha hiçbir şekilde affedilmeyecek kişilere yönelik söylenen laflara benziyordu. Kibir suçlaması başlı başına ağır bir suçlama. Üstelik mahalle içinde, CHP’li başka isimler varken, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına açıktan destek veren isimlerden geldi bu türden suçlamalar. İmamoğlu günün sonunda yarım ağız geri adım attı ama Fazıl Say’ın dediği gibi, “Senden olsa olsa en fazla Rize milletvekili olur” aşağılamalarından kurtulamadı. Diğer yandan çok enteresan bir tutuculuk hali var karşımızda. İdris Küçükömer’in ta 1960’ların sonunda “Düzenin Yabancılaşması” kitabında yer verdiği tezin canlı bir örneğini yaşadık sanki. “Türkiye’de sol, sağdır, sağ soldur. Tutucu damarı sol, ilerlemeci damarı geniş muhafazakâr kesimler temsil eder” mealindeki bir tezdi Küçükömer’in dile getirdiği. Kendisi de, bu tezleri nedeniyle mahallesinden aforoz edilmiş, bir nevi, bedel ödeyerek tezini doğrulatmıştı. İşin enteresan tarafı, İmamoğlu mahalle dayağı yerken, partisinden, Millet İttifakı paydaşlarından herhangi bir destek görememiş olmasıydı. Meselenin bu kısmı, ayrı bir siyasi analiz gerektirecek kadar önemli. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hiç topa girmedi. Twitter hesabına baktım, bayramla ilgili ama konuyla alakası olmayan şöyle bir paylaşımı olmuş: “Bayramımızı bile karamsar geçirdik. Gülümsemeyi unuttuk, halkımız yorgun. Pes etme vakti değildir. Bırakın çeteler kaygılansınlar, hayata küssünler, uykuları kaçsın.” Bu tür durumlara, genel başkanların her zaman topa girmesi beklenmeyebilir. Ama eğer bir şekilde sahip çıkılması ihtiyacı hâsıl olmuşsa, parti sözcüsü üzerinden, parti hesabı üzerinden, ya da, “Evet bu genel merkezin iradesini yansıtıyor” diyebileceğiniz bir yerlerden bir destek mesajı verilebilirdi. Ama herkes sustu. Bilinçli bir sessizlik hali değilse bu, herkese özellikle ‘susun’ mesajının verilmesiyle ortaya çıkabilecek bir sonuçtur. CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın hesaplarını da kontrol ettim, orada da bu meseleyle ilgili tam bir sessizlik hali söz konusuydu. Peki, bu sessizlik halinin siyaset dilindeki tek anlamı, destek vermekten kaçınmak mıdır? Takdir edersiniz ki, bundan ibaret de değildir. Bu sessizlik halinin yansıttığı diğer anlam da şudur: “Bırakın biraz gününü görsün!..” Evet, Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nun başına gelenlere karşı sessiz kalması, üstüne konuşabilecek durumda olanları da susturmasının böyle bir anlamı da vardır. Kılıçdaroğlu dışında, İmamoğlu’nun yüzünde ‘Rabbi yessir’ gören İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in sessizliği de dikkat çekici oldu. İmamoğlu’nun ‘ita amiri’ Kılıçdaroğlu olduğu için Akşener’in sessiz kalması bir yere kadar anlaşılabilir. “Kendi partisi önce bir konuşsun, sahip çıksın ben ona göre bakayım” diye düşünmüş de olabilir. Ya da, o da aslında öyle düşünmedi de, “Bırakalım CHP biraz karışsın” diye düşünüp o yüzden mi sessiz kalmayı tercih etti?

1 yıl önce

HDP'li meclis üyelerinden İstiklal Marşı saygısızlığı: CHP sessiz kaldı!

Mersin'de, Akdeniz Belediyesi meclis toplantısı haziran ayı ikinci birleşimi, Belediye Başkanı Mustafa Gültak başkanlığında belediyenin toplantı salonunda gerçekleştirildi. Toplantı açılışında İstiklal Marşı'nı okumayan bazı HDP'li meclis üyeleri ile Cumhur İttifakı meclis üyeleri arasında tartışma yaşandı. "BİZ BURADA İSTİKLAL MARŞI OKUMAK ZORUNDA DEĞİLİZ" Cumhur İttifakı meclis üyeleri, "Biz burada İstiklal Marşı'nı okumak zorunda değiliz" ifadesini kullanan HDP'li meclis üyesi Nuriye Aslan'a tepki gösterdi. Bunun üzerine söz alan Gültak, "İstiklal Marşı'nı okumak zorundasınız. O lafınızı şiddetle kınıyorum" dedi. "SİZ ÖCALAN'A ZORLA İSTİKLAL MARŞI OKUTTUNUZ" Tartışmalar sürerken HDP'li meclis üyesi Nevzat Baran'ın "Siz Öcalan'a da zorla İstiklal Marşı okuttunuz" şeklindeki sözleri de Cumhur İttifakı üyelerinden tepki aldı. Yaşanan skandala CHP'li üyeler tepkisiz kaldı. Gültak toplantının ardından Baran hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını sözlerine ekledi.

1 yıl önce

Göçmenler ve sığınmacılara karşı düşmanlığı körükleyen Sessiz İstila kısa filminin ikincisi yayınlandı!

https://www.youtube.com/watch?v=kbcPsG2hlFQ&feature=youtu.be Göçmenler ve sığınmacılara karşı düşmanlığı körükleyen Sessiz İstila kısa filminin ikincisi servis edildi. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın finanse ettiği gösterilse de dil yöntem açısından FETÖ algı operasyonlarına benzeyen filmin yönetmenliğini bu kez Gökalp Yemen üstlendi. 12 dakikalık kısa filmi, yapımcısı Hande Karacasu, Youtube kanalından yayınladı. Türkiye'deki sığınmacıları hedef alan Sessiz İstila'nın ikincisinde; Kam’ın verdiği özel iksiri içen Göktürk savaşcısı Aybars, gözlerini 2022 İstanbul’unda açıyor. İktidarı ve hükümet karşıtlığını sığınmacılar üzerinden provoke eden filmde, sığınmacıları dışarı atılacak çöp gibi gösterildi. İktidara göndermeler bulunan kısa filmde suç örgütü lideri Sedat Peker'in, 'Lan bırakkk' sözleri de yer aldı. Sessiz İstila 2'nin sonunda İzmir Marşı çalındı. NE OLMUŞTU? Masrafları Ümit Özdağ tarafından karşılandığı belirtilen Sessiz İstila kısa filmi yayınlandıktan sonra büyük tepki çekmişti. Kısa filmin yapımcısı ve yönetmeni Hande Karacasu gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı.

1 2 3 4 5 6 7 8