29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

Suudi gazeteci Kaşıkçı'yı katledenler ABD'de eğitim almış iddiası!

New York Times'ın Salı günü yayımlanan özel haberine göre, Washington Post gazetecisi Cemal Kaşıkçı'nın 2018'de öldürülmesinde yer alan dört Suudi, önceki yıl ABD'de Dışişleri Bakanlığı tarafından onaylanan bir sözleşme kapsamında paramiliter eğitim aldı. NYT'ın bildirdiğine göre eğitim, özel sermaye şirketi Cerberus Capital Management'a ait olan Tier 1 Group tarafından sağlandı. Cerberus, Reuters'in yorum talebine henüz yanıt vermedi. NYT raporuna yanıt olarak, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, yasaya göre bakanlığın "medya haberlerinde iddia edilen herhangi bir lisanslı savunma veya lisanslama faaliyeti hakkında yorum yapamayacağını" söyledi. Price ayrıca ABD'nin Suudi Arabistan'a yönelik politikasının "hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygıya öncelik verdiğini" söyledi. Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'ı eleştiren köşe yazıları yazan Kaşıkçı, Ekim 2018'de Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki konsolosluğunda prensle bağlantılı bir ekip tarafından öldürüldü ve cansız bedeni parçalara ayrıldı. 2020 Şubat ayında yayımlanan bir ABD istihbarat raporuna göre, gazeteciyi yakalama veya öldürme operasyonunu bizzat veliaht prens onayladı.

2 yıl önce

ABD, Suudi Arabistan'dan hava savunma sistemlerini geri çektiğini bildirdi!

Associated Press Haber Ajansı, Planet Labs şirketine ait uydu görüntülerinde, hava üssünde pistin hemen güneybatısında, 1 kilometrekarelik bir alanda konuşlu bazı Patriot bataryalarının ve Terminal Yüksek İrtifa Alan Savuna Sistemi'nin (THAAD), ağustos ayının sonlarından itibaren boşaltıldığını belirtti. THAAD sistemi balistik füzeleri Patriot füzelerine göre daha yüksek bir irtifada yok etme kapasitesine sahip. AP, Hava Üssü'ndeki faaliyetler ve araç hareketlerinin devam ettiğine dikkat çekti. Ancak cuma günü alınan yüksek çözünürlüklü görüntülerin analizlerinde bataryaların boş oldukları ortaya çıktı. AP'ye göre, Suudi Arabistan'daki ABD hava savunma sistemlerinin başka bölgelere konuşlandırılması söylentileri aylardır Washington'da dolaşıyordu. Bunun nedeni ise Çin ve Rusya gibi küresel aktörlerle karşı karşıya gelme riskinin artması. ABD'nin bu hamlesi, Husilerin Suudi Arabistan'ın Abha kentindeki havalimanına yönelik saldırısında 8 kişinin yaralanmasının ardından geldi. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, AP'nin konuyla ilgili sorusuna yanıtında, Washington'un Suudi Arabistan'daki bazı hava savunma ekipmanlarının yeniden konuşlandırıldığını kabul etti. Ancak ABD'nin Orta Doğu müttefiklerine "geniş ve derin" bağlılığının altını çizdi. Kirby, "Savunma Bakanlığımız, ABD'nin ulusal çıkarlarını ve bölgesel ortaklıklarımızı desteklemek için Orta Doğu'da binlerce askerimizi ve en gelişmiş hava gücümüz ve deniz kabiliyetlerimizden oluşan güçlü imkanlarımızı bulunduruyoruz" ifadelerini kullandı. ABD'nin hava savunma sistemlerini ülkeden çekmesini kabul eden Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı ise bu adımın ortak mutabakatlar sonucunda gerçekleştirildiğini söyledi. Bakanlık, Suudi Arabistan'ın kara, hava ve deniz sahalarını savunmaya muktedir olduğunu vurguladı. Prens Sultan Hava Üssü, 2019'da ülkedeki petrol üretim alt yapısına büyük hasar veren füze ve drone saldırılarının ardından binlerce ABD askerine ev sahipliği yapmıştı. Yemen'deki İran destekli Husiler bu saldırıları üstlense de bazı uzman analizleri ve saldırı bölgelerinden toplanan füze kalıntıları, saldırıların doğrudan İran tarafından düzenlendiğine işaret etmişti.

2 yıl önce

Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçiliğine Kaşıkçı'nın fotoğrafı yansıtıldı: Cemal için adalet

Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçiliği binasına, üç yıl önce İstanbul'da öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın resmi yansıtıldı. Eylemi gerçekleştiren "Önce Özgürlük" (Freedom First) Hareketi, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Cemal'in fotoğrafını Washington'daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği'ne yansıttık. Cemal'in mirasının sonsuza ek süreceğini hatırlatmak için sergiledik. Cemal için adalet aramamıza yardım edin" ifadelerine yer verildi.

2 yıl önce

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, İran ile görüşmeleri sürdüreceklerini söyledi

Bin Ferhan, France 24 kanalına yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan-İran arasında daha önce gerçekleştirilen 4 müzakerenin yalnızca keşif amaçlı olduğunu ancak her iki tarafın da iletişim kurma taahhüdünde bulunduğunu belirtti. Ülkesinin İran ile müzakerelere devam edeceğini ve yakında yeni bir müzakere turu beklediklerini dile getiren bin Ferhan, "Birkaç hafta içinde yeniden başlayacak olan İran nükleer müzakereleri hakkında ciddi çekinceler var." ifadesini kullandı. İran-Suudi Arabistan ilişkileri Suudi Arabistan'da, 2 Ocak 2016'da aralarında Şii din adamı Nimr el-Nimr'in de bulunduğu 47 kişi "terör" suçlamasıyla idam edilmişti. İdamlara tepki gösteren İranlı yetkililerin peş peşe yaptığı açıklamaların ardından Suudi Arabistan'ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed kentindeki konsolosluk binaları İran'daki göstericiler tarafından ateşe verilmişti. Bu olaylar sonrasında, Mart 2015'te başlayan Yemen'deki iç savaş nedeniyle zaten gergin olan iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler tamamen kesilmişti. Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde Washington'un İran'a uyguladığı "azami baskı" politikasının da etkisiyle Tahran ile Riyad arasındaki gerginlik çatışma boyutuna ulaşmıştı. İran ve Suudi Arabistanlı yetkililer, nisanda Bağdat'ta doğrudan görüşmeler yapmak üzere bir araya gelmiş ve Irak'ın ara buluculuğundaki görüşmeler daha sonra da devam etmişti. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 27 Nisan'da Suudi televizyon kanalına verdiği bir röportajda, "İran bir komşu devlet ve biz kendisiyle iyi ve seçkin ilişkiler kurma arzusundayız." açıklamasında bulunmuştu. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz de 22 Eylül'de Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulundaki konuşmasında, İran ile güven inşa etmek için yapılan ilk görüşmelerin somut sonuçlar vermesini umduğunu belirtmişti.

2 yıl önce

Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt yatırım için Türkiye'yi seçti

Son 18 yılda Körfez ülkelerinin Türkiye'ye yatırımı 11,4 milyar doları bulurken, AK Parti Genel Başkanvekili Yardımcısı İffet Polat "Bu yatırımlar daha da artacak. Önümüzdeki dönemde de Körfez ülkelerinden ciddi yatırım ve ortaklıklar geleceğini düşünüyorum" dedi. Sanayiden finansa, enerjiden ulaşıma, madencilikten perakendeye kadar pek çok alanda yabancı yatırımcı çeken Türkiye, Körfez ülkeleri tarafından da tercih edilen ülkelerin başında geliyor. Bu kapsamda, Körfez ülkelerinin Türkiye'de sanayi, finans, medya, taşımacılık, imalat, enerji, inşaat ve gıda sektörüne kadar geniş bir alanda yatırımları bulunuyor. Son 18 yılda Körfez ülkelerinin Türkiye'ye yatırımı 11,4 milyar dolara ulaştı. Bu ülkeler arasında Türkiye'ye en fazla yatırımı 4,3 milyar dolarla Birleşik Arap Emîrlikleri (BAE) yaptı. BAE'nin 11 milyar dolarlık daha doğrudan yatırımı ile bu rakam 15,3 milyar dolara yükselecek. Körfez ülkeleri arasında Katar 2,7 milyar dolar yatırım yaparken, 15 milyar dolar daha yatırım yapacağı açıklamıştı. Suudi Arabistan'ın 2 milyar dolar yatırımı, Kuveyt'in ise Türkiye'de 1,9 milyar dolarla doğrudan yatırımları bulunuyor. BAE, Katar, Kuveyt ve Suudi Arabistan'ın ardından bir diğer Körfez ülkesi Bahreyn'in de Türkiye'ye yatırım için gelmesi bekleniyor. POLAT: YATIRIMLAR ARTACAK Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, Körfez ülkelerinin yatırımlarındaki ilk adresi Türkiye olurken, AK Parti Genel Başkanvekili Yardımcısı İffet Polat "Türkiye'ye gelen yatırımlar, hukuki ve demokratik altyapının ne kadar sağlam olduğunu gösteriyor. Demokrasi ve hukuki altyapının sağlam olmasından dolayı Türkiye'yi tercih ediyorlar. Hatırlarsanız 11 Eylül döneminde ABD bankalarındaki Arapların 1 trilyon dolara yakın parası verilmedi. Daha sonra birçok Arap ülkesi Türkiye gibi demokrasisi sağlam ve güvenilir ülkelere yöneldi. Bu yatırımlar daha da artacaktır. Önümüzdeki dönemde de Körfez ülkelerinden ciddi yatırım ve ortaklıklar geleceğini düşünüyorum" dedi. YATIRIM İÇİN CAZİP BİR ÜLKEYİZ Türkiye'de ciddi bir pazar derinliği oluştuğuna işaret eden Polat "Kuveyt'e, Katar'a göre Türkiye'nin nüfusu çok yüksek. Dolayısıyla yapılan yatırımın karşılığı alınıyor. Öte yandan, yatırım yapmak için Türkiye'nin lojistik ağı çok güçlü. Deniz taşımacılığı, hava taşımacılığı ve kara taşımacılığımız çok geliştik. Türkiye'de ayrıca güçlü bir insan gücü, eğitimli ve kalifiye insan sayısına sahip. İnsanlar yatırımlarının geri dönüşünü alabilmesi için bu parametreleri kontrol ediyorlar ve Türkiye'nin her yönden yatırım yapılabilecek bir ülke olduğu görüyorlar. Bu güzellikler, Türkiye'yi cazip hâle getiriyor" diye konuştu.

2 yıl önce

Fransa ve Suudi Arabistan, İran'ın nükleer programını geliştirmesinden endişe ediyor

Suudi Arabistan ve Fransa, İran'ın nükleer programını geliştirmesinden endişe duyduklarını açıkladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Körfez turunun son ayağı olan Suudi Arabistan'da Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından ortak yazılı açıklama yapıldı. Suudi Arabistan haber ajansı SPA'da yer alan açıklamaya göre, Suudi Arabistan ve Fransa, İran'ın nükleer programını geliştirmesinden büyük endişe duyduklarını ifade etti. İki ülke ayrıca, balistik füzeler ve insansız hava araçlarının kullanımı da dahil olmak üzere İran'ın bölge istikrarını sarsan faaliyetlerine karşı koymanın gerekliliği üzerinde durdu. Fransa, İran'ın nükleer silah sahibi olması ya da bunu geliştirmesine izin vermemeye kararlı olduğunu vurguladı. İki ülke, Lübnan hükümetinin, finans, enerji, yolsuzlukla mücadele ve sınır denetimini içeren kapsamlı reformlar yapması gerektiğini belirtti ve bunun gerçekleştirilmesi için Lübnan ile birlikte çalışma konusunda anlaştı. Fransa ve Suudi Arabistan, Lübnan ordusunun rolünün güçlendirilmesi ve silahların sadece devletin meşru kurumlarının elinde olması gerektiğine işaret etti. Açıklamaya göre, Lübnan halkının yaşadığı sıkıntıları hafifletmek için Fransa-Suudi Arabistan insani yardım mekanizması kurulması konusunda anlaşmaya varıldı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, daha önce basına yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman ve Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini söylemişti. Mikati ise söz konusu görüşmeyi, Riyad ve Beyrut yönetimleri arasındaki tarihi ilişkilerin yeniden canlandırılması için "önemli bir adım" olarak nitelendirmişti. Macron, çıktığı Körfez turunda Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ın ardından bugün Suudi Arabistan'a geçmişti.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Suudi Arabistan'a ihracat açıklaması: Söz verdi

Çıkışta bir vatandaşın, 'Sayın Cumhurbaşkanım, bir şey rica ediyorum. Suudi Arabistan'ın ihracat çözümünü de bekliyorum.' sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şubat ayında Suudi Arabistan'ı ziyaret edeceğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Şu anda Şubat'ta beni bekliyor. Söz verdi. Ben de Şubat'ta Suudi Arabistan'a ziyaretimi yapacağım.' dedi.

2 yıl önce

Wall Street Journal: ABD, Suudi Arabistan'a çok sayıda Patriot bataryası gönderdi

ABD'nin Yemen'deki İran destekli Husilerin saldırılarına karşı Suudi Arabistan'a geçen ay çok sayıda Patriot hava savunma sistemi bataryası gönderdiği iddia edildi. Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesine açıklama yapan ve adlarının açıklanmasını istemeyen üst düzey ABD'li yetkililer, söz konusu transferin geçen ay gerçekleştirildiğini belirtti. Yetkililer, Riyad yönetiminin Yemen'deki İran destekli Husilerin özellikle dron ve füze saldırılarına karşı Washington'dan uzun süredir Patriot hava savunma sistemi talep ettiğini fakat talebin uzun süren güvenlik protokolleri nedeniyle ancak karşılanabildiğini kaydetti. Kaç Patriot bataryasının Suudi Arabistan'a teslim edildiği, teslimatın tam olarak ne zaman ve ne şekilde yapıldığına dair detaylara yer verilmedi. ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetime gelmesinin ardından ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerde zaman zaman tıkanıklıklar yaşanmış, son olarak geçen ay Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Biden ile telefonda görüşmediği iddia edilmiş ancak Beyaz Saray bu iddiayı yalanlamıştı.

1 2 3 4