05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

MHP'li Büyükataman'dan Kılıçdaroğlu'na tepki: “Koskoca CHP'yi yabancı başkentlerin kullanışlı maşası ve teröristlerin sığınağı haline getirdin”

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman yazılı açıklamasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik sözlerine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında "milliyetçilikten, vatanseverlikten, ülkücülükten ve itibardan bahsedecek son kişi olduğunu unutarak itham ve iftiralarını sürdürdüğünü" ifade eden Büyükataman, "Her iddiasında boşa düşen, her çıkışında amansızca yere çakılan Kılıçdaroğlu, 2023 seçimlerinde duvara toslayacak olmanın korkusuyla, gitgide siyasi nezaketten uzaklaşmakta ve son çırpınışlarını yapmaktadır." değerlendirmesinde bulundu. Büyükataman, şunları kaydetti: "Kılıçdaroğlu MHP'ye üzülmeyi bırakıp, koskoca CHP'yi yabancı başkentlerin kullanışlı maşası ve teröristlerin sığınağı haline getirdiği için kendi haline yanmalıdır. CHP'de Atatürk'ün ismi sadece bir istismar konusu olarak kalmış ve Kılıçdaroğlu, altı oktan biri olan milliyetçiliği, akıbeti belli olmayan bir hedefe fırlatalı çok olmuştur. CHP liderinin, partisinde Atatürk konulu ders vermesi ise yalnızca trajikomiktir. Eğer Kılıçdaroğlu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve onun şerefli duruşunu öğretmek istiyorsa önce kendisi öğrenmeli ve sindirmelidir. Kendisine, 'Türk Milliyetçiliği nedir?', 'Atatürk kimdir?', 'Ülkücülük nedir?' konularını en iyi şekilde anlatacağımızdan şüphesi olmasın. Ülkücülük, rotasını Kandil'e çevirenlerin, teröristler için adalet isteyenlerin, umudunu Türkiye karşıtı büyükelçilere bağlayanların ulaşabileceği bir mertebe değildir."

2 yıl önce

ATV'nin Yalnız Kurt dizisindeki sahne beğeni topladı: “Halkı mültecilere karşı kışkırtan teröristler, iç karışıklık çıkarmayı hedefliyor”

https://twitter.com/bugunguncel/status/1515083033652736001?s=21&t=Qo9DrVN2ZSZ9nJnnnVCE1Q Osman Sınav'ın yazdığı, cuma akşamları ATV'de yayımlanan Yalnız Kurt dizisinin 12. bölümünde yer alan bir sahne gündem oldu. ATV'nin resmi Twitter sayfasında da paylaşılan sahnede, mülteciler ve mültecilere karşı olan provokatörler hakkında "Türkiye'de mülteci istemeyen teröristlerin halkı kışkırtması" sözlerinin yer alması sosyal medyada kısa süre takdir topladı

2 yıl önce

Terör örgütü PKK'ya Pençe-Kilit operasyonu: Ağır darbe alan teröristlerin, Gara ve Kandil'e doğru geri çekilerek kaçtığı ifade ediliyor

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Milli İstihbarat Teşkilatı'nın da (MİT) desteği sınır ötesi ve yurt içinde başlattığı hava destekli kara operasyonları devam ediyor. Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit operasyonunda komandolar ve Bordo Bereliler, Zap ve Avaşin-Basyan Vadisi'nde güvenli bölgeler oluşturmak amacıyla bölgeyi PKK'dan temizliyor. TSK'nın seçkin birliklerinin katıldı son dönemlerin en kapsamlı operasyonunda şuana kadar 54 terörist etkisiz hale getirilirken, bölgede bulunan mağara, tüneller ile sığınaklar bulunarak imha edildi. Komandoların ele geçirdiği sığınak, mağara ve tünelleri terk eden teröristlerin tuzakladığı el yapımı patlayıcılarda bir bir imha edildi. Mehmetçik tarafından PKK'dan temizlenen tepelere yerleşen komandolar ve Bordo Bereliler kurdukları geçici üs bölgelerine Baykuş Gözü termal kamera ile ağır makineli silahlar yerleştirildi. Operasyon kapsamında Zap ve Avaşin-Basyan bölgesi de havadan İHA ve SİHA'larla kontrol altına alındı. Sabah'ın haberine göre, Bölgede alan hâkimiyetini büyük oranda sağlayan Mehmetçik, ağır darbe alan teröristlerin, Gara ve Kandil'e doğru kaçtıkları belirlendi. GABBAR'DA ABLUKA Şırnak'ta 581 personelin katılımıyla 'Eren Abluka-5 Şehit Jandarma Er Şakir Elkovan Operasyonu' başlatıldı. Bölgede barındığı değerlendirilen teröristleri etkisiz hale getirmek amacıyla Şırnak'ta Eren Abluka-5 (Şırnak-Gabar Dağı-Karageçit) Şehit Jandarma Er Şakir Elkovan Operasyonu başlatıldı. Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığı'nca yürütülen operasyonda; jandarma özel harekat, jandarma komando ve güvenlik korucu timlerinden oluşan 581 personel görev alıyor. Operasyonun 1'inci gününde, Şırnak Gabar Dağı Karageçit bölgesinde yapılan arama ve tarama faaliyetinde tespit edilen 26 mağara ve 3 sığınakta; 1 adet el bombası, 3 adet obüs mühimmatı, 2 adet el yapımı patlayıcı ve 1 adet patlayıcı düzeneği ele geçirildi. CEZALANDIRMA OPERASYONU SÜRÜYOR Surıye'nin kuzeyinde 1 polis özel harekât memurunun şehit olduğu saldırıdan sonra bölgede komandolar tarafından başlatılan cezalandırma operasyonunda PKK/YPG'ye son dönemlerin en ağır darbesi vuruldu. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerine taciz ateşi açan 7 PKK/ YPG'li terörist etkisiz hale getirildi. İki günde etkisiz hale getirilen terörist sayısı 57'ye yükseldi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı duyurdu! Teröristlerin sığınağında uyuşturucu madde ele geçirildi

Hakkari İl Jandarma Komutanlığınca, Yüksekova ilçesi kırsalında devam ettirilen EREN ABLUKA-2 operasyonu kapsamında, 27 Nisan 2022 tarihinde PKK Bölücü Terör örgütünün kullandığı bir sığınakta yapılan arama-tarama faaliyetinde 12 kg metamfetamin uyuşturucu madde ele geçirilmiştir. Ayrıca, aynı sığınakta; - (1) adet piknik tüpü, - (1) adet güneş paneli, - (1) adet sırt çantası, - (1) adet akü ve çeşitli yaşam malzemesi ele geçirilerek, sığınak imha edilmiştir. Terörle Mücadele Operasyonlarına bölge halkımızın da desteği ile inançlı ve kararlı bir şekilde devam edilmektedir.

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu “İBB’deki teröristler” konusuna yine cevap veremedi! Haberim yok taklidi yaptı

İBB'de çalışan Şafak Duran’ın terör örgütü PKK'nın kamplarında silahla çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı. Tutuklanan şüpheli hakkında, İBB'nin işe alımda arşiv/güvenlik soruşturması yapmadığı ortaya çıktı.  İBB VE İMAMOĞLU SUÇU DEVLETE ATARAK MAĞDUR EDEBİYATI YAPTI Skandalın ortaya çıkmasının ardından yer yerinden oynarken, İBB Başkanı İmamoğlu ve Sözcüsü Murat Ongun, olayı örtpas etmek adına yine yalan senaryolara başvurdu. Yapılan açıklamalarda bu durumdan devletin sorumlu olduğu ve hatta İBB'nin haberi olmadığını iddia ettiler. ERDOĞAN: SEÇİM ÖNCESİ PKK'NIN UZANTISINA SÖZ VERDİLER Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP'li İBB'de terörist istihdam edilmesini eleştirerek "İBB'nin bunun hesabını vermesi lazım. Elbette seçim öncesi verilmiş sözler var. PKK’nın uzantısı konumundaki partiye verilen sözler var." dedi. İMAMOĞLU YİNE TOPU TACA ATTI İmamoğlu, İBB'nin skandalı sonrası açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Sayın Cumhurbaşkanı; Terör örgütü üyesi, şüphelisi vb suçluları yakalama görevi devletin kolluk güçlerinindir, İBB’nin değil. İBB işe alımlarda tüm yasal uygulamaları gerçekleştiriyor." sözleriyle yanıt vererek adeta devleti suçladı. MOBESE SKANDALI İÇİNDE KALMIŞ İstanbul'da kar felaketi yaşanırken balıkçıda İngiliz büyükelçi ile yemek sefası yapan İmamoğlu'yu ele veren mobeseler canını çok yaktı. Bu yüzden, "Önce “terörist” yakalamak için neden 8 gün beklenip, şov yaparak yakalama yapıldığının izahını isteyin. Ardından da tıpkı MOBESE servisi gibi bu görüntülerin de Emniyet’ten yandaş gazetecilere nasıl servis edildiğini sorgulayın." ifadelerini kullandı.  

2 yıl önce

Bakan Varank: AK Partilileri tespit edenler teröristleri de edebilirlerdi

Sanayi Ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen bayramlaşma etkinliğine katıldı. Bağcılar Kadir Topbaş Halk Sarayı'nda yapılan etkinliğe çok sayıda kişi katıldı. "40 YILDIR BİZ TERÖRLE MÜCADELE EDİYORUZ" Güvenlik güçlerinin sınırda ve sınır ötesinde terörle verdiği mücadeleye değinen Varank, "Bu mücadeleye rağmen şehirlere terörist sokmaya çalışanlar var" dedi. Bakan Varank, “Bayramı huzur içinde geçirmemizin çeşitli vesileleri var. Bunların en önemlilerinden bir tanesi, bunun altını çizmek lazım. Güvenlik güçlerimizin canı pahasına, bu şehirlerde huzuru tesis etmek için yaptıkları operasyonlardır. 40 yıldır biz terörle mücadele ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız terörle mücadelede yeni bir konsept ortaya koydu. Dedi ki, bundan sonra sınırlarımızın içerisinde beklemek yok, teröristler neredeyse, inleri neredeyse gideceğiz bulacağız ve biz o teröristleri ortadan kaldıracağız. İşte şu anda Pençe Operasyonu'nda güvenlik güçlerimiz emin olun Irak'ın kuzeyindeki her bir taşın altını kaldırıp orada bir terörist varsa onlarla mücadele etmek için gayret gösteriyor" dedi. "KALEŞNİKOFLA FOTOĞRAFI OLANLAR BUGÜN BELEDİYEDE ÇALIŞIYOR" "İşte terörle mücadelede geldiğimiz nokta sayesinde biz huzurla bu şehirlerde yaşıyoruz" diyen Varank, "Ama şunun da farkında olmamız lazım. Biz sınırımızdan terörü temizledik, şehirlerimizden, ilçelerimizden terörü temizledik. Sınırın dışarısında teröristlerle mücadele ediyoruz ama hala bu şehirlere teröristleri terör yandaşlarını sokmaya çalışanlar var. Bayram günü bu konulara girmek istemiyorum ama İstanbul belediye başkanının bir açıklamasını gördükten sonra maalesef bu konuya girmek zorunda hissettim. Biliyorsunuz, seçimden önce biz ısrarla şunu söyledik, dedik ki: Bu seçimlerde CHP kirli bir ittifak kuruyor. Ve bu ittifakla terör yandaşlarının, teröristlerle beraber hareket edenleri burada İstanbul'a getirmeye çalışacaklar. Ama biz bunu dediğimizde buna inanmadılar. Şimdi görüyoruz ki İstanbul'da belediye içerisinde çalışan, dağda kaleşnikofla fotoğrafları olan insanlar şu anda belediyede çalışıyor" ifadelerini kullandı. “AK PARTİLİLERİ TESPİT EDENLER TERÖRİSTLERİ DE EDEBİLİRLERDİ" Varank, “Bize şunu söylüyorlar, 'Bizim teröristleri tespit etme durumumuz yok'. Ama İstanbul belediye başkanı, İstanbul'da belediyeyi aldığında nasıl AK Partilileri tespit edip 13 bin kardeşimizi işten atmışsa aynı şekilde o teröristleri de tespit edip işten atabilirdi. Ama bunu yapmadılar. Çünkü bir şeyin diyetini ödüyorlar. Bu manada bizim çok şuurlu olmamız, dikkatli olmamız lazım. Sayın cumhurbaşkanımız, milli teknoloji hamlesi diye bir mottodan bahsediyor. Her alanda kendi kendine yetebilen, kendi göbeğini kendisi kesen bir Türkiye'den bahsediyor. Bizim terörle mücadelede başarılı olabilmemizin bir sırrı da savunma sanayinde yakaladığımız başarıdır" dedi.

1 yıl önce

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği... Bahçeli: Teröristleri ağırlayan ülkelerle bir araya gelemeyiz

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar... Muhterem arkadaşlarım, değerli basın mensupları grup toplantısına başlarken hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza en kalbi selamlarımı iletiyor, şükranlarımı sunuyorum. Bir yanda eser ve millet siyaseti devamlı serpilirken diğer yanda iftira ve yalan siyaseti gittikçe derinlik kazanmaktadır. Her atılıma, her yatırıma leke sürmek için fırsat kollayanların basiretleri kapanmıştır. Türkiye hak ettiği seviyelere aşama aşama ulaşmaktadır. Zorlu şartlara rağmen ülkemiz dev bir şantiye görüntüsündedir. Ekonomik büyüme yolunda atılan sağlam adımlar umutlarımızı kamçılamaktadır. İnanıyorum ki pazarda, markette vatandaşlarımızın yaşamını olumsuz etkileyen fiyat artışlarının önüne geçilecektir.  Cumartesi günü tarihe bir güne milletçe şahit olduk. Rize-Artvin Havalimanı önemli bir boşluğu doldurmakla kalmayacak kucaklaşmanın saadetini de takviye edecektir. 5 yılda 4.4 milyar liralık yatırımla tamamlanan Rize-Artvin Havalimanı'nın milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu havalimanının proje aşamasından yapımına kadar emeği geçen başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere emek veren bütün işçi kardeşlerimize gönülden teşekkür ediyorum. Düzenlenen törene katılan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'e de teşekkür ediyorum. Türkiye-Azerbaycan iki edebi kardeş, iki devlet tek milletiz. Ayrımız yoktur, gayrımız yoktur çünkü biz Türk milletiyiz. Siyaset yapıyor olmanın bir ahlakı, bir vasfı olmalıdır. Milletimizin haklı gururunu paylaşmaktan korkup saklananlar sevimsizliğin tarafıdır. Sevincimiz aynı değilse acımız nasıl aynı olacaktır. Türkiye hepimizindir. Milletimizin yararına çalışan, üreten, geliştiren, kısacası taş üstüne taş koyan kim olursa olsun şükran duymak hem insani hem de vatandaşlık görevimizdir. Temelsiz sızlanmalar makul ve mantıklı değildir. Zillet ittifakı yıkmaktan, bozmaktan, akıntıya karşı kürek çekmekten başka bugüne kadar ne yapmıştır, neyi önermiştir. Köprü yapılır nefret saçıp sözde yolsuzluktan dert yakınırlar. Türkiye hakim muhalefet zihniyetinin dünyada eşi benzeri yoktur. Zillet ittifakı sert bir kayaya çarpmış, istikametini ve iradesini kaybetmiştir. Bunlardan hiçbir yol olmayacaktır. Bu düşüncelerinin elbette pek çok gerekçesi vardır. Geçtiğimiz hafta sonu zillet partilerinden birisinin başkanı çıkmış "Her şeyi cümbür cemaat değiştireceğiz" diye konuşmuş. Allah fırsat vermesin, bunlar değiştirse değiştirse parti değiştirirler. Bunun dışında bir şeyi değiştirmeye Türk milleti icazet vermez, vermeyecektir. Çarpık bir zihniyetin iktidar ruhsatını alması mümkün değildir. YARGITAY'IN KAFTANCIOĞLU KARARI Nihayet Türk yargısı hükmünü vermiş ve konu kapanmıştır. CHP Genel Başkanı karar açıklanır açıklanmaz soluğu İstanbul'da almıştır. CHP'nin İstanbul İl Başkanı kamu görevlisine hakaret etmiş, suç işlemiştir. Cumhurbaşkanına ağzımıza alamadığımız şekilde hakaret ederek suç işlemiştir. Sonuç itibariyle zanlının toplam 3 ayrı suçtan aldığı hapis cezaları onanmıştır. CHP Genel Başkanı bize açık açık söylemelidir; Türk devletine seri katil iftirasının yanında mıdır karşısında mıdır? Sayın Kılıçdaroğlu susma, sinme, saklanma, çık karşımıza... Bu ihanete, melanete, bu suça sen de ortak sayılırsın.  Kılıçdaroğlu, zulme son vereceklerini iddia etmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu şimdi iyi dinle; bebek katilinin posterleri altında konser veren sözde şarkıcı müsveddelerine sahip çıkmak zulmün ta kendisidir. Zulüm devlete katil demektir, zalim ise buna ses çıkarmayan alçaktır. Sayın Kılıçdaroğlu zalimi görmek istersen, abartısız ifade ediyorum ki Türkiye düşmanlarıyla çekildiği aile fotoğraflarına, aldığın talimat listelerine dikkatle bakman yeterlidir. Türk milletinin her ferdi onurludur, saygındır. CHP'nin İstanbul İl Başkanı için siyaset yolu kapanmıştır. Bu kapsamda kesinleşen ceza 1 yıldan fazla olduğu için tartışmaya mahal kalmamıştır. Kim suç işlemişse bunun bedeline katlanmak durumundadır. Tunceli'de HDP'li bir milletvekilinin polisimize taş atması da suçtur. Herkes haddini bilsin, hukukun sınırlarını zorlamaya asla heves etmesin, bunu aklından dahi geçirmesin. Bu devlet sokakta bulunmadı, hiçbir vatan evladı zillete boyun eğmeyecektir. "KURBAN BAYRAMI'NA KADAR DURMAYACAĞIZ VE GÖNÜLLERDE OLACAĞIZ" MHP bu şuurla, bu inanışla 2023 yılının Haziran ayında yapılacak seçime hazırlanmaktadır. Hainlere Türkiye'yi bırakmayacağız. Ne efendi olacağız ne de uşak. Bizim hedeflerimiz yüksek, başarma azmimiz sınırsızdır. Biz milletimizi ve vatanımızı her zamanki gibi çok seveceğiz. Gönül seferberliğimizin ikinci etabına 13 Mayıs'ta yeniden başlattık. 173 ilçemizde vatandaşlarımızla, emeklilerimizle, esnaflarımızla, memur ve çiftçilerimizle buluştuk. Kurban Bayramı'na kadar durmayacağız ve gönüllerde olacağız. Yaz ayının hemen bitiminde siyasi çalışmalarımızda 3. etaba geçmiş olacağız. İlçe ilçe dolaşıp mesajlarımızı ve hedeflerimizi birer birer anlatan siz değerli milletvekili arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. RUSYA'NIN UKRAYNA İŞGALİNDE 83. GÜN Rusya ile Ukrayna arasında süregelen çatışma ortamının tehlikeli sonuçlara kapı açtığı her türlü izahtan varestedir. Silahların susması, akan kanın durması, müzakere masasında görüşülen konu başlıkları üzerinde mutabakat sağlanması tüm aktörlerin çıkarınadır. Ukrayna savaşını körükleyen devletlerin ve uluslararası kuruluşların varlığı da gizlenemez durumdadır. Adeta bir dünya savaşının test sürüşü yapılmaktadır. Bize göre gidişat normal, hayra alamet değildir. İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN NATO ADAYLIĞI İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyesi olmasıyla ilgili sürecin tartışmaya açılması, önemle ifade etmek isterim ki, Ukrayna savaşının dozajında, kapsamında ve şiddetinde azalmaya değil, bilakis artışa, kronikleşmesine ve hatta küreselleşmesine yol açabilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu şartlar altında oluşturduğu politikası, gündeme taşımak istediği görüş ve düşünceleri şunlardan ibaret olacaktır: 1– NATO, 1949 tarihinde kurulduğunda 12 üyesi bulunuyorken şu andaki mevcut ve mecmu üye ülke sayısı 30’dur. NATO bugüne kadar tam sekiz genişleme evresinden geçmiş, en son 2017’de Karadağ, 2020’de de Kuzey Makedonya Atlantik Paktı’nın içine girmiştir. Rusya’nın bilinen en ciddi ve göze çarpan itirazlarından birisi NATO’nun doğuya genişleme stratejisidir. Ukrayna’da savaş sürüyorken, Rusya’nın tahrik edilmesi, bölgesel gerilimi daha da sertleştirecek maksatlı ve marazi tertiplerin NATO’yu Rusya sınırlarına tutundurması dünya barışına hizmet eden bir hedef olamayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, NATO’nun genişleme ve doğuya açılma stratejisini bugünkü statükoda ve siyasi angajmanlar muhtevasında oldukça mahsurlu değerlendirmektedir. 2- İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girme sürecinin, bu konuda yapılan müspet analiz ve çağrıların bize göre üç ayaklı sakıncası vardır ve şöyledir: Birinci olarak, bu üyeliklerin gerçekleşmesi halinde Rusya’nın askeri veya siyasi tepkiselliği de kışkırtılmış olacaktır. Ayrıca Finlandiya’nın Rusya’yla sınır uzunluğu bin 340 km’dir. Şayet bu iki Kuzey Avrupa devleti NATO’ya alınırsa, Ukrayna savaşının Finlandiya’dan İsveç’e kadar sıçrama ihtimalini hiç kimse yabana atmamalıdır. İkinci Dünya Savaşı’nın başında Hitler’in Kuzey Avrupa’yı işgal stratejisini yeniden gözden geçirmek, tarihten doğru ve nesnel sonuçlar çıkarmak önümüzü görmek adına mühim bir ihtiyaçtır. Finlandiya ile İsveç’in NATO’ya alınması demek Ukrayna savaşının uzaması, hatta coğrafi olarak genişlemesi demektir ve bize göre böylesi bir niyet insanlık suçudur, uluslararası norm ve değer piramidinin yıkımı anlamına gelecektir. İkinci olarak, hem Finlandiya hem de özellikle İsveç’in Türkiye düşmanlarına nasıl kucak açtığı herkesin bildiği gerçekler arasındadır. PKK’nın, FETÖ’nün, DHKP-C’nin barınağı, ikmal ve ihanet merkezi İsveç’tir. Hiç kimse bize maval okumasın, hikaye anlatmasın. Viking mantığı vandal mantığıdır. Asırlar evvel bize sığınan İsveç Kralı’na müşfik kollarını açan aziz ecdadımıza vefasızlık yapanların, yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’i yakanların, bize laf yetiştirmeye ne yüzleri olacak ne de yürekleri yetecektir. Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayri Resmi Toplantısı’nda Sayın Mevlüt Çavuşoğlu belge, bilgi ve fotoğraflarla terör örgütlerine verilen desteği muhataplarının yüzüne vurmuştur. Mehmetlerimize kurşun sıkan, vatandaşlarımıza zulmeden damgalı hainleri periyodik olarak ziyaret eden, sonra dönüp bu kez de malum bölücü teröristleri başkentlerinde ağırlayan ülke ya da ülkelerle bir güvenlik mimarisi altında, karşılıklı müttefiklik hukuku içinde bir araya gelmemiz nasıl mümkün olacaktır? Bir yanda elimizi sıkarlarken, diğer yanda sırtımıza hançer vurmalarına seyirci mi kalalım? Terör örgütleriyle silah çatanların, katillere yardım ve yataklık edenlerin sözüne nasıl güvenelim? İttifaklarına hangi mantıkla itimat ve itibar edelim? Finlandiya ile İsveç’in bekleme odasına alınması geldiğimiz bu aşamada akla yatkın en doğru seçenektir. Merhum Vatan Şairimiz Akif’in dediği gibi; Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle, Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle! Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Üçüncü olarak, Kuzey Avrupa’nın mezkur iki ülkesinin NATO’ya girmesiyle ilgili hazırlık süreci, bir bakıma tehditleri Batı Avrupa’dan süpürme ve uzaklaştırma sinsiliğinden başka bir şey değildir. Bunu görüyoruz, bu sarih gerçeği fark ediyoruz. Batı Avrupa’ya yüklenen ağırlık Kuzeye kaydırılacaktır. Baltık Denizi ve mücavir bölgeleri askeri ve siyasi kutuplaşmalara havale edilecektir. Bu itibarla, Milliyetçi Hareket Partisi Finlandiya ile İsveç’in NATO üyeliğini zamansız, yersiz, gereksiz olarak değerlendirmekte ve soğuk bakmaktadır. 3- Türkiye’ye bazı NATO ülkeleri tarafından kısıtlama ve yaptırım uygulanmaktadır. ABD’yle süren stratejik sorunlar çözüm kulvarına hala girememiştir. F-16 savaş uçakları konusunda somut bir gelişme yoktur. F-15 savaş uçaklarını ağzına alan yoktur. Üstelik ABD, PKK/YPG’ye inatla, iştahla, isyan ettiren ilkellikle destek vermeyi sürdürmektedir. ABD Dışişleri Bakanı’nın, “fikir birliğine varacağımızdan eminim” demekten önce terör örgütleriyle fikir ve emel birliğinden ne zaman vazgeçeceklerini itiraf etmesi tutarlı ve ilkeli bir açıklama olacaktır. Biden yönetimi, geçtiğimiz hafta, ABD’lilerin terör örgütü PKK/YPG’nin Suriye’de fiilen işgal ettiği bölgelere yatırım yapmalarının önünü açmıştır. Yani Suriye’ye uygulanan yaptırımlar terör örgütünün bulunduğu alanlarda geçerli olmayacaktır. Bu şu demektir: ABD, yani müttefikimiz, NATO’da beraber olduğu Türkiye’ye yaptırım uygularken, terör örgütlerini bundan muaf tutmuş, kollamış, pozitif ayrımcılık muamelesi yapmıştır. Bu küstahlık bize reva mıdır? Bu kadir bilmezlik bize hak mıdır? Bu kifayetsizlik meşru mudur? Böylesi kasıtlı ve kindar tutuma hangi vatan evladı tamam diyebilecektir? NATO’nun genişleme patikasına girebilmesi için Türkiye’nin tavrı belirleyicidir. Çünkü NATO kararı, 30 üye ülkeden her birinin müşterek şekilde vereceği oyun sonucudur ki, tüm kararlar oy birliğiyle somutlaşmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin kanaati bellidir: ABD’nin Batı’yı ve NATO ülkelerini konsolide etmek için fırsat gördüğü Ukrayna savaşı bitmeden, ateşkes ve barış rejimi temin ve tesis edilmeden NATO’ya yeni üye katılımı insanlığı yeni bir ateşe sürükleyecektir. Finlandiya ve İsveç’in muhtemel çok riskli NATO üyeliği, Avrupa’nın güvenlik haritasını kaotik ölçülerde güncellemekle kalmayacak, var olan dengeleri sarsarak Rusya’yı daha farklı ve kuvvet kullanımını provoke eden bir pozisyona taşıyacaktır. Herkesi uyarıyorum, bunun sonu ve sonucu barış değil, topyekûn savaştır. Türkiye barışın, huzurun, istikrarın, demokrasinin, insan hak ve hukukunun yanındadır, mazlumların da sonuna kadar davacısıdır. 19 MAYIS MESAJI Merhum Mithat Cemal Kuntay, Merhum Mehmet Akif’in çok yakın arkadaşıydı. Bir gün Akif’e, Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı ima ve işaret ederek bu defa nasıl inandığını sorar. Akif’in verdiği cevap etkileyicidir ve şu şekildedir: “Başımızdaki adamı kim görse inanırdı.” Yine bir keresinde söylediği şuydu: “Vallahi azizim, eğer Atatürk olmasaydı bu zafer kazanılamazdı.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk yalnızca duygusuyla değil, yalnızca heyecanıyla değil; aynı zamanda akıl, sabır, ihtiyat, strateji, iman, denge, sorumluluk ve milli değerlerle hareket etmiş, hedeflerine kilitlenmişti. Zorluklar karşısında geri adım atan değil, üstüne üstüne giden, sonuç almak için direten, direnç gösteren azim ve irade sahibi bir kumandandı. Zulme ve zulmete boyun eğen değil, bunlara karşı direnen ve kazanan, başka seçeneği aklının ucuna getirmemiş bir siyaset dehasıydı. Mustafa Kemal, 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi’ni duyar duymaz, “bütün felaketlere rağmen ben, Türk’ün sesini işittirebileceği kanaatindeyim. Bu yolda işe başladım.” demişti. 13 Kasım 1918’de Adana treninden inip Haydarpaşa rıhtımına ayak basınca karşısındaki tablo içler acısıydı. Düşman donanması bayraklarını açarak İstanbul’a girmişti. Sahiller Levantenlerin sarhoş çığlıklarıyla, palikaryanın meydan okumasıyla çınlıyordu. Bu kahredici manzara karşısında bile ürkmedi ve dedi ki; geldikleri gibi giderler. Çok şükür, gün geldi aynen de dediği gibi oldu. Tutsak alınmış Anadolu’yu milletiyle tek nefes olarak ve emsalsiz bir kurtuluş mücadelesiyle haçlı bakiyelerinden birer birer temizledi, bağımsızlığımızı kazandırdı. Biliyordu ki, esir düşmüş insan yürüyen ıstıraptır. Bunu kabullenmedi, istilayı reddetti, zillete rıza göstermedi. Bu maksatla da 103 yıl önce Samsun’a çıktı, sönmeyecek meşaleyi tutuşturdu. Anadolu’ya taşınan bağımsızlık ülküsü ve mücadele azmi önce Havza’da alevlendi, Amasya’da körüklendi, Erzurum’dan yayıldı ve Sivas’tan tüm vatan sathında yankı buldu. Türk milleti, onun liderliğinde hürriyetini zincire vurmak isteyen zalim tutkulara karşı amansız ve acımasız bir savaş verdi. Bu savaş haklıydı, haysiyetliydi ve meşruydu. Bilinsin ki, 103 yıl önce, Türk milleti etnik topluluklar koleksiyonu olsun diye Samsun’a çıkılmadı. 103 yıl önce, etnik ve mezhepsel aidiyetler millet bilincinin önüne geçsin diye ilk adım atılmadı. Samsun’a Türk milletinin namus ve şerefini kurtarmak, kimseye muhtaç olmadan var olabilmesini sağlamak ve sağlama almak için ayak basıldı. Ne kadar övünsek azdır ve ne kadar gururlansak yetersizdir. Önemle altını çizmek isterim ki; Milli beka için gösterdiğimiz duruş ve kararlılığı siyaset icabı, zayıflık, acizlik zannederek göz ardı edenler, geçen yüzyılın başlarında milletimizi kurtaran ve devletimizi kuran kahramanları tıpkı dönemin işgalcileri gibi fark edememiş olanlardan başkası değildir. Bu bakımdan Türkiye'nin milli birliği ve kardeşliğinin devamı için sergilediğimiz sorumlu ve sağduyulu tutumu, öngördüğümüz uyarıları hiç kimse bir zaaf belirtisi olarak görmemeli, sonu ağır olacak hesap hatasına düşmemelidir. Milliyetçi Hareket Partisi 19 Mayıs ilkeleriyle bezenen, kurucu ve kurtarıcı bir fikre dayanan, işgal ve ihanete asla prim vermeyen, vermeyecek olan muhteşem bir millet eseridir. Biz damarlarımızda dolaşan kanın kudretinden şüphe duymayan bir duruşun neferleriyiz. “Ne Mutlu Türküm Diyene” seslenişi bizim irade bayrağımızdır. Türk tarihi övüncümüzün, milli ömrümüzün, daha büyük işler yapma azmimizin kaynağıdır. Şehit ve gaziler var oluşumuzun manevi sırrı ve güvenceleridir. 19 Mayıs’tan intikam ve 29 Ekim’in rövanşını aramak için pusuya yatmış köksüz ve işbirlikçiler önce bizi aşmak, bizi yenmek, bizi etkisiz hale getirmek mecburiyetindedir. Milliyetçi Hareket Partisi Samsun’a çıkan fikirdir, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Büyük Taarruz’da düşmanı mahv-ı perişan eden, önüne kattığı gibi kaçtıkları yere kadar kovalayan kahramanlığın varisidir. 19 Mayıs; teslimiyet belgelerini yırtıp atan cesaretin timsalidir. Aynı zamanda manda ve himaye çağrılarını düşmanla birlikte bozguna uğratan ilham ve istiklal sevdasının ta kendisidir. 19 Mayıs 1919 unutulmamış, unutulmayacak, unutturulmayacaktır. Cenab-ı Allah’ın himayesi ve aziz milletimizin fedakârlıklarıyla Samsun’da başlayan tarihi yolculuk gün gelmiş başkent Ankara’da Cumhuriyet’le birlikte taçlanmıştır. Ne var ki, geçen yıllar içinde Türk milletinin maruz kaldığı operasyonların ve hunhar saldırıların seyrinde bugüne kadar bir azalma, bir hafifleme, bir zayıflama olmamıştır. Milli ve manevi değerlerimizi tahrip ve imha etmek için bu defa da maşa kullanmaya heveslenenler dün alamadıkları sonuçları bugün almayı denemişlerdir. FETÖ maşadır, PKK/YPG maşadır. Zillet ittifakı da maşalığa dünden gönüllüdür. Hiçbir kötü ve aşağılık oyun başarıya ulaşamayacak, tehditler mesafe alamayacak ve bağımsızlık iradesi kırılamayacaktır. Elbette 19 Mayıs’ın; ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak kutlandığı dikkate alındığında, Türk gençliğine çok büyük görev ve sorumluluklar düşeceği de ortadadır. Gençlerimizin, dünün saygın hatıralarına mutlaka sahip çıkacağına, art niyetlilere ve bunlara çanak tutanlara fırsat vermeyeceğine yürekten inanıyorum. Temennim, her bir gencimizin huzurlu, mutlu ve gelecek kaygısı taşımadan hayatlarını sürdürmeleri, geleceğe hazırlık yapmalarıdır. Biz bunu sağlamak için varız, başarmaya da kararlıyız. Rivayet odur ki, zamanın Venedik büyükelçisi itimatnamesini sunmak için Payitahta gelerek Yavuz Sultan Selim’in huzuruna çıkar. Görüşmesi bittikten sonra ülkesine döner ve kiminle karşılaşmışsa cihan padişahının nasıl birisi olduğu sorusuna muhatap olur. Venedik büyükelçisi bu soruları “Yavuz Sultan Selim’i göremediğini”, söyleyerek geçiştirir. Bu defa da, huzura kabul edilmesine rağmen nasıl göremediği sorulur. Söz konusu büyükelçi bu sorular karşısında şu kulaklara küpe olacak cevabı verir: “kılıcı öyle parlıyordu ki yüzüne bakamadım.” Bunu duyan Hünkarımız çevresine şunları söyler: “Osmanlı’nın kılıcı parladığı sürece düşmanların başı daima eğik kalır. Amma Allah korusun, bu kılıç bir kınına girer de paslanmaya başlarsa, işte o zaman bu kafalar yavaş yavaş dikilir ve bize bir gün yukardan bakar.” Türk gençliği aklıyla, ahlakıyla, inancıyla, zekâsıyla, zarafetiyle, edebiyle, erdemiyle, cesaretiyle parlayan kılıçtır, tutan kalemdir, okuyan kabiliyettir, seven kalptir, sevilen kalenderliktir. Türk gençliği öz ufkumuz, göz nurumuz, gönül surumuzdur. Türk gençliğine en büyük hediyemiz bağımsız ve güçlü bir ülke, kutlu bir millet varlığı, parlak bir gelecek, iş ve aş sorunlarının tamamen çözüldüğü huzurlu ve güvenli bir ortam bırakmak olacaktır. Canları sağ olsun, kime oy verdikleriyle değil, onların gül yüzünü daha fazla nasıl güldüreceğimizin derdindeyiz. Gençlerimiz geleceğe yazılmış ve henüz açılmamış mesajımızdır. Hepsi var olsun, hepsi mutlu olsun, yolları ve bahtları da açık olsun. Bu vesileyle büyük Türk milletinin ve değerli gençlerimizin iki gün sonra karşılayacağımız 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı şimdiden kutluyorum. 103 yıl önce başlayan istiklal mücadelesi neticesinde, bizlere vatan kazandıran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; Milli Mücadele kahramanlarına ve aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler diliyor, muhterem anılarını hürmetle yâd ediyorum.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı: PKK’nın sözde Ağrı Dağı grubu yok edildi! Bölgeye sızmaya çalışan teröristlere operasyon başladı

Operasyona Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığı koordinesinde Jandarma Komando, JÖH, Güvenlik Korucu timlerinden oluşan 915 personel (52 operasyonel tim) katılıyor. Sızma girişimi engellendi Birlikler tarafından İran sınırından itibaren Ağrı Dağı bölgesindeki tüm barınma alanları ve mağaralar didik didik aranırken, operasyonun ilk gününde çıkan çatışmada bölgeye sızmaya çalışan 1 bölücü terör örgütü mensubu, silahı ile birlikte etkisiz hale getirildi. PKK’nın Sözde Ağrı Dağı Grubu Yok Edilmişti Ağrı İl Jandarma Komutanlığınca, Doğubayazıt ilçesi Ağrı dağı kırsalında, 19 Şubat 2022 tarihinde Hava Kuvvetleri, JİHA ve SİHA destekli “EREN KIŞ-9 (AĞRI DAĞI) ŞEHİT J.ASB.KD.ÇVŞ. EMRE DOKUMACI başlatılmış, tespit edilen bir mağarada 80 gün süren çalışamalar neticesinde PKK’nın sözde Ağrı Dağı grubu yok edilmişti. Yurt içinde terörün tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen EREN ABLUKA OPERASYONLARI, halkımızın desteği ile İNANÇLI ve KARARLI bir şekilde başarıyla devam ediyor.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 20 21