19 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

Zafer işaretinden ‘Bozkurt’a! İşte Ümit Özdağ’ın fantezi yapımcısı Hande Karacasu

Bugüne kadar girdiği her işten yeteneksizliği ve uygunsuz tavırları nedeniyle kovulan Hande Karacasu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ‘en yakını’ oldu. Kendisini iletişimci olarak tanımlayan ama hiçbir yerde iş bulamayan Hande Karacasu, iş hayatına Ümit Özdağ’ın referansıyla 2019’da Best FM’de başladı. BİR DÖNEM HER YERDE ZAFER İŞARETİ YAPIYORDU… Karacasu, o dönemlerde zafer işareti yaptığı pozları gönül rahatlığıyla paylaşmaktan çekinmiyordu… 6 ay süren Best FM macerasının ardından yine Özdağ’ın referansıyla İYİ Parti Maltepe İlçe Başkanlığında yönetici yapılan Karacasu, buradan da kısa süre içerisinde kovuldu. Sonrasında ise İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığında göreve başlayan Karacasu, buradan da ayrılmak zorunda kaldıktan sonra Zafer Partisinde yine Özdağ’la birlikte ‘’önlenemez’’ yükselişini sürdürdü. ÖZDAĞ’IN FANTEZİLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEDE ‘BAŞARILI’ Bugüne kadar elle tutulur hiçbir başarısı ve kariyeri olmayan Karacasu, Ümit Özdağ’ın fantezilerini gerçekleştirmede ‘başarılı’ oldu. Özdağ’ın tamamen hayal ürünü isteklerinin yapımcısı Karacasu’nun Sessiz İstila adındaki provokasyon ürünü filmleri için 6 milyon TL’yi cebine koyduğu iddia edildi… PARAYI GÖRÜNCE BOZKURT OLDU Parayı görünce zafer işaretini bırakan Karacasu, bugünlerde ise yaptığı ‘Bozkurt’ işaretleriyle gündeme geliyor…

1 yıl önce

Tezcan Karakuş Candan: Devletin değil Mustafa Kemal’in memuruyum

CHP'li Çankaya Belediyesi’nde çalışan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan hakkında, “işe gitmeden maaş aldığı, haksız kazanç sağladığı” gerekçesiyle yaptığı şikayet üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından, “memurluktan atılması” için soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında Tezcan'ın, CHP'li Çankaya Belediyesi'ne 7 yılda sadece 60 gün işe gittiği ortaya çıktı. 7 yılda 60 gün işe gitti: Memuriyetten çıkarıldı Bugün İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nda (YDK) savunma yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, memuriyetten çıkarıldı. Candan'ın memuriyetten çıkartılma kararı resmen tebliğ edildi. "Bugünden itibaren Mustafa Kemal’in memuruyum" Candan CHP'li Çankaya Belediyesi'nin önünde yaptığı açıklamada, “Bu hukuksuz karardan sonra yargı sürecimiz başlayacak. Bu ülkenin Cumhuriyet değerlerinin rantçılara kalmadığını bir kez daha göstereceğiz. Bugünden itibaren devlet memuru değilim. Bugünden itibaren, yeminini ettiğim Mustafa Kemal’in memuruyum” dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1576136165958488064?s=46&t=_chWySyPthCyyfPsZ-rFxw

1 yıl önce

Mehmet Tezkan CHP ve PKK’nın terörist Dilşah Ercan savunmasına balıklama atladı

Mersin’in Mezitli ilçesindeki Tece polisevine terör örgütü PKK tarafından canlı bomba saldırısı yapıldı. Saldırıda 1 polisimiz şehit oldu. 2 terörist öldürüldü. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, teröristin parmak izinin Dilşah Ercan ile uyuştuğunu açıkladı. Mersin Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili 6 kişinin tutuklandığını duyurdu. Ercan’ın isminin, CHP’nin Tutuklu Gazeteciler Raporu’nda yer aldığı ortaya çıktı. Terör örgütü PKK ise Dilşah Ercan’ın yaşadığını, saldırıyı bir başka teröristin gerçekleştirdiğini, Ercan’ın da terör kampında yanlarında olduğunu ortaya attı. Akabinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu devletin açıklamalarını değil terör örgütü PKK’nın açıklamalarını referans alarak terörist Dilşah Ercan’ın ölmediğinde ısrarcı oldu. Terörist Dilşah Ercan, 3 Ekim pazartesi günü PKK’nın yayın organı ANF’den ölmediğini vurgulayan ve Türkiye Cumhuriyet’ini tehdit eden bir açıklama yayınladı. Bütün bu açıklamalardan sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Kılıçdaroğlu ve CHP milletten özür dilemeli. Bu liste (CHP’nin tutuklu gazeteciler raporu) içinde 91 PKK-KCK, 17 MLP, 9 DHKP-C'li teröristler var. Dilşah Ercan teröristtir, bu saldırı (Mersin polisevi) ile ilişkilidir.” açıklamasında bulundu. CHP VE PKK’NIN SAVUNMASINA BALIKLAMA ATLADI CHP ve PKK’nın terörist Dilşah Ercan savunmasına balıklama atlayan Halk TV yazarı Mehmet Tezkan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarını çarpıtarak “İçişleri Bakanı kendini patlatan teröristin Dilşah olduğunu nasıl anlamış? Parmak iziyle mi? DNA testiyle mi? Hayır….” dedi. Oysa ki Bakan Soylu, kendisine sunulan resmi raporlara dayanarak terörist Dilşah Ercan’ın olayla ilişkisi olduğunu vurgulamıştı. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da açıklamasında tatmin olmayan Halk TV yazarı Tezkan, “Ya tezgâhı PKK’lılar kurdu ya derin devlet… Umarım ve dilerim, soruşturmayı sürdüren Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı bizlere tatmin eden bir açıklama yapar.” dedi.

1 yıl önce

Yıllardır aynı tezgah! Almanya-CHP ittifakı Erbakan için de ‘uyuşturucu tüccarı’ demişti

Türkiye’nin uyuşturucu ile mücadeledeki kararlı ve etkili mücadelesi başta FETÖ ve PKK olmak üzere terör örgütlerinin finansmanına büyük darbe vurdu. Firari FETÖ ve PKK’lı teröristlere ev sahipliği yapan Almanya ise Türkiye’deki uzantısı CHP ile yeni bir algı operasyonunun fitillini ateşledi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uyuşturucu ticareti yaptığını iddia eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışı, akıllara 42 yıl önce Necmettin Erbakan’a atılan iftirayı getirdi. Türkiye’nin uyuşturucu ile mücadeledeki kararlı ve etkili mücadelesi başta FETÖ ve PKK olmak üzere terör örgütlerinin finansmanına büyük darbe vurdu. Firari FETÖ ve PKK’lı teröristlere ev sahipliği yapan Almanya ise Türkiye’deki uzantısı CHP ile yeni bir algı operasyonunun fitillini ateşledi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uyuşturucu ticareti yaptığını iddia eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışı, akıllara 42 yıl önce Necmettin Erbakan’a atılan iftirayı getirdi. CHP ve İYİ Parti ile muhalefetin uzantısı alan basından büyük destek gören algı operasyonu, 41 yıl önce Milli Görüş’ün merhum lideri Necmettin Erbakan’ı hedef alan kumpası hatırlattı. Türkiye’ye ambargo uygulayan ABD’ye İncirlik Üssü’nün kapatılmasına öncülük eden, 23 Temmuz 1980’de Kudüs’ü başkent ilan İsrail’e karşı yurt genelinde büyük gösteriler tertip eden Erbakan, düzmece bir ifadeyle ‘uyuşturucu’ kaçakçılığı ile suçlandı. KUMPAS MERKEZİ ALMANYA Erbakan’a yönelik kumpas Almanya’da tezgahlandı. Figüran olarak bir dönem Milli Selamet Partisi’nden (MSP) milletvekili seçilen ancak bir sonraki dönem ismi Necmettin Erbakan tarafından çizilen Halit Kahraman seçildi. MSP tarafından dışlanan Kahraman, siyasetten kopunca eroin ticaretine başladı. Avrupa’ya uyuşturucu kaçıran Kahraman, 14 Ekim 1978’de Almanya’da alıcı kılığına giren polise eroin satmak isterken yakalandı. BÖYLE SENARYO UYDURDU Bu davadan yargılanıp 7 yıl ceza alan Kahraman, Alman makamlarına verdiği ifadede Erbakan’a özetle şu suçlamaları yöneltti: “1977 seçimlerinde kampanya için malımı mülkümü sattım, mali bakımdan zor durumda kaldım. Bunun üzerine seçimden sonra Ankara’ya giderek Erbakan’ı ziyaret ettim. Bu sırada Fehim Adak da (Parti müfettişi) oradaydı. Erbakan, muhalefette oldukları için mali bakımdan bir şey yapamayacaklarını söyledi. Birkaç kez daha ziyaret ettim. Sonunda Erbakan bana, ‘Sana eroin versek Almanya’da satabilir misin’ dedi. Ben de kabul ettim. Bunun üzerine Erbakan Adak’a “Verin” dedi. Adak’la Çankaya’da, Yıldızevler’le Oran Sitesi arasındaki yolda buluşmayı kararlaştırdık. Buluşma günü Adak bir taksiyle randevu yerine geldi. Bir çanta içinde eroini teslim etti. Uyuşturucuyu Almanya’da arkadaşlarla sarmaya çalışırken yakalandım…” DARBEDEN 16 GÜN ÖNCE İTİBAR SUİKASTİ Alman makamları bir kaçakçının ifadesi ile 22 Haziran 1979’da Türkiye’ye bir yazı göndererek Erbakan hakkında takibat istedi. Ancak o günlerde basından gizlenen bu ifade zaman ayarlı olarak Türk ve Alman basınına olaydan yaklaşık 2 yıl sonra sızdırıldı. 26 ve 27 Ağustos tarihlerinde, İsrail’e karşı MSP tarafından düzenlenmesi planlanan mitingten (6 Eylül 1980 Konya mitingi) 9 gün, 12 Eylül darbesinden de 16 gün önce Necmettin Erbakan’a fiilen itibar suikastı düzenlendi. Alman basını ve Türk basını iddiaya çarşaf çarşaf yer verip suçlamaları gerçekmiş gibi pazarladı. İddiaları kesin bir dille yalanlayan Erbakan, “Kahraman’ın devre dışı bırakıldığı için iftira attığını” aktardı. Konunun araştırılması için savcılara çağrı yapan Erbakan, dokunulmazlığı bulunmasına rağmen ifade vermeye hazır olduğunu bildirdi. ALMAN İSTİHBARATI KONUŞTURMADI Türk makamları iddiaları birinci ağızdan dinlemek için Almanya’ya giderek Halit Kahraman’la görüşmek istedi. Türk güvenlik görevlileri Halit Kahraman’la cezaevinde Almanların olmadığı bir ortamda konuşmak istedi. Ancak hem Halit Kahraman, hem de Alman istihbaratı bu talebi reddetti. Alman polisinin nezaretinde gerçekleşen görüşmede de Kahraman aynı yalanları tekrar etti. ‘İFTİRA ATTIM’ 12 Eylül darbesi gerçekleştikten, Necmettin Erbakan’a siyaset yasağı konduktan sonra Alman istihbaratının oyuncağı olan Kahraman çark etti. Kahraman, Schwerte Sulh Mahkemesi’ne bir ifade vererek Erbakan ve Adak’a iftira ettiğini açıkladı. Halit Kahraman itirafında şunları kaydetti: O tarihte polise ve Duisburg Sulh Mahkemesi’nde verdiğim ifadeler yanlıştı. Erbakan ve Adak adlı davalıları haksız yere eroin imal etmek ve satmakla suçladım. Ondan sonra vicdan azabı çekmeye başladım. Erbakan ve Adak adlı davalılardan intikam almak istemiştim. Çünkü bana çok kötü bir oyun oynamışlardı. 1977 yılı Türkiye’de seçim yılıydı. Ben Diyarbakır’da MSP için adaylığımı koymuştum. Önce seçim listesinde birinci yerdeydim. Sonra Erbakan ve Adak seçim listesinde hile yaptılar ve benim adım üçüncü yere kaydı. Bunun sonucu olarak milletvekilliğini kaybettim. Onun üzerine öyle kızdım ki davalı Erbakan ve davalı Adak’ı eroin imal etmek ve satmakla suçladım…”

1 yıl önce

Kasımpaşa taraftarının ‘Erdoğan’ tezahüratlarına dayanamayan Mansur Yavaş stattan kaçtı!

Süper Lig'in 13. haftasında Kasımpaşa, sahasında Başkent temsilcisi Ankaragücü ile karşılaştı. İlk yarısı golsüz sona eren maçta Ankaragücü’nün 51. dakikada Ali Sowe ile bulduğu gol VAR kararıyla iptal edildi. Ev sahibi Kasımpaşa 58. dakikada Fode Koita ile skoru 1-0’a getirirken, son anlarda sahneye çıkan Anastasios Chatgiovanis 85’de maçın sonucunu 1-1 yapan isim oldu. Bu sonuçla galibiyet hasreti 5 maça çıkan Kasımpaşa, 15 puanla 11. sırada yer aldı. Ankaragücü ise 12 puanla 14. sırada kaldı. Başkent ekibi, yenilgisizlik serisini üç maça çıkardı. MANSUR YAVAŞ KAÇTI Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Kasımpaşa-Ankaragücü mücadelesini tribünden takip etmeye çalıştı. Mansur Yavaş, Kasımpaşa-Ankaragücü maçını tribünden takip etti. Yavaş'ı gören Kasımpaşa taraftarları 'Recep Tayyip Erdoğan' diye tezahürat yapmaya başladı. Yavaş, tepkiler üzerine stadı terk etti.

1 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi'nin eylemci hocalarının çalıntı tezle master yaptığı ortaya çıktı

Boğaziçi Üniversitesi’nde yeni yönetime direnen kliğin başını çeken Prof. Dr. Cem Ersoy ile eşi Prof. Dr. Lale Akarun’un, benzeri görülmemiş bir intihal skandalına imza attıkları ortaya çıktı. İki ismin 1986 yılında neredeyse aynı tezle yüksek lisanslarını tamamladıkları tespit edildi. Ersoy ve Akarun’un kopya tezlerini hem de aynı gün onaylayan isim ise Boğaziçi eylemlerinin destekçisi Prof. Dr. Bülent Sankur. SKANDAL 84 YILINA DAYANIYOR Eylemlerin organizatörü Prof. Dr. Cem Ersoy ile eşi Prof. Dr. Lale Akarun’un bilimsel hırsızlık olarak da bilinen “intihal” skandalı 1984 yılına dayanıyor. 1984 yılında Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nü bitiren Ersoy ve Akarun, aynı yıl dünyaevine girdi. Akademik kariyerini devam ettirmek isteyen iki isim, yine Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisansa başladı. TEZLER BİRE BİR AYNI ÇIKTI 2 yıllık eğitim sürecinde birbirine yardımcı olan Ersoy ile Akarun, tez aşamasına geçince işi daha ileriye taşıdı. İki isim tezlerinin 14 sayfasını blok alarak birebir kopyaladı. Her iki tezde de noktasına virgülüne bile dokunulmadan aynı grafiklere yer verildi. Ayrıca tezlerde blok olarak yapılan alıntılar atıfta bulunmadan kullanıldı. Hiç atıf olmayan kaynaklara da tezde yer verildi. Cem Ersoy, adeta “Tezi birlikte hazırladık” der gibi tezin ithaf kısmında şu ifadelere yer verdi: “Bu tezi bitirmede bana enerji veren lezzetli kekleri ve yemekleri yaptığı için Lale'ye çok müteşekkirim...” EYLEMCİ JÜRİ SKANDALA DUR DEMEDİ Skandal burada da bitmedi. İki ismin tezleri 12 Aralık 1986’da aynı gün jüri onayına girdi. Tezleri inceleyen jürinin başkanı, o dönem Doç. Dr. olan, günümüzde ise yine Boğaziçi eylemlerinin destekçisi Prof. Dr. Bülent Sankur, diğer üyeler ise Doç. Dr. Yusuf Tan, Yard. Doç. Emin Anarın ve Yard. Doç. Eser Taylan'dı. GÖRMEZDEN GELDİLER Detaylı incelemeye bile gerek kalmadan fark edilen intihaller ilginç şekilde jüri üyelerinin dikkatini çekmedi. İki ismin tezi de aynı gün aynı jüri tarafından onaylandı. Böylece Ersoy ile Akarun’un profesörlüğe uzanan yolu, eşi görülmemiş intihal olayıyla başlamış oldu. Hatta Akarun, temeli intihal olan kariyerinde bir dönem Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcılığı’na kadar yükseldi. Tezlerde, atıfta bulunmadan kullanılan alıntılar da yer alıyor. İşte onlardan birisi. İntihalin yapıldığı kitap ismi: Linear Prediction of Speech, John D. Markel Augustine H. Gray Jr. (1976) 'UTANÇ VERİCİ' DEDİ, KENDİSİ UTANMADI Yeni yönetime karşı 700 gündür süren “dikilme” eyleminin hemen hemen tamamına katılan Leyla Akarun, geçtiğimiz günlerde göstermelik intihal hassasiyeti ile gündeme gelmişti. Bir akademisyen hakkında ortaya atılan intihal iddiasını sosyal medyada paylaşan Akarun, “Böyle bir şey olabilir mi? Çok utanç verici doğruysa. Hemen YÖK araştırma başlatmalı” ifadelerini kullanmıştı. Akarun’un kendi intihalinin açığa çıkmasının ardından izleyeceği yol merak ediliyor.

1 yıl önce

MHP'li Semih Yalçın: MHP camiası; kirli tezgâhlara düşmeyecek, çirkin oyunlara gelmeyecektir

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın,  “Partisini Hedef Alan Saldırılara”  ilişkin açıklamalarda bulundu. Açıklama şu şekilde; "MHP’nin siyaset sahnesindeki yapıcı rolünü, itici gücünü ve millet nezdindeki itibarını hazmedemeyen bazı çevrelerin, son günlerde yaşanan bazı hadiseleri bahane ederek partimiz aleyhinde bozgunculuk krizlerine girdiği gözlemlenmektedir. Dost görünen düşmanlarımızdan da, açık hasımlarımızdan da, siyasi rakiplerimizden de partimize, teşkilatlarımıza ve mensuplarımıza akla hayale gelmedik asılsız suçlamalar yöneltilmekte, hakkımızdaki alçakça ithamlar birbirini kovalamaktadır. Biz sabır ve suhulet gösterdikçe, itidal ve müsamaha ikliminde kaldıkça; fitne ve fücur erbabı çarklarını daha bir ihtirasla döndürmekte, daha bir cesaretlenip fütursuzlaşmakta, her zamankinden daha seviyesiz yöntemlere başvurarak hücumlarını arttırmaktadır. Davamızı, Ülkücü Hareket’i ve partimizi ilgilendiren hassas konulardaki sessizliğimiz, sakın ola ki aczimize yorulmasın! Hazreti Ali'nin veciz bir sözü vardır, “Susmak vakardır.” diye… Susup sükût ettiysek; fitne kazanını kaynatan dönek, hain ve facirlerin ateşine odun taşınmasına engel olmak istediğimizdendir. Zaman her şeyin ilacıdır. Bazen sabretmeyi bilmek gerekir. Sabırlıyız ama zayıf asla değiliz. Beklemesini biliriz ama mütereddit değiliz. Sabrımızı sınayanlara da hayat ve siyaset dersi vermekten imtina etmeyiz. Zaman, MHP'nin davasında ve tutarlı politikalarındaki haklılığını gösterecektir. Yeri ve zamanı geldiğinde konuşur; desise, entrika ve fitne erbabını susturmasını biliriz. Vakti geldiğinde Hazreti Ali'nin kılıcı Zülfikar olur; şer güruhunun zehir saçan dillerini kesip bozguncuların boynunu koparırız. MHP'nin acılarına el ovuşturup sevincine buğzedenlerin suretihaktan görünmelerine prim vermeyiz. Timsah gözyaşlarına kanmayız. Yalancı pehlivanlara, sahte kabadayılara pabuç bırakmayız. Kurusıkı atanlara itibar etmeyiz. 53 yıldır durduğumuz yerden milim oynamayız. Geldiğimiz noktadan dönmeyiz. Akrebin kıskacında yoğrularak sürdürdüğümüz siyasi mücadeleden, tutarlı duruşumuzdan zerrece taviz vermeyiz. İlkelerimizi, tutarlı siyasi duruşumuzu savunmaktan geri durmayız. Doğru bildiğimizden şaşmaz, tavrımızı değiştirmeyiz. Biz, yolumuzdan dönmez, hedefimizden sapmayız. MHP; bugüne kadar Hakk’ın, hakikatin peşinde olmuştur, bundan sonra da aynı çizgide cesaret ve kararlılıkla yürüyecektir. Ahlak, dürüstlük, ehliyet ve liyakat daima temel düsturlarımız; yalan, fitne ve fesat düşmanımız olmuştur. Bizden görünüp bizi birbirimize düşürmeye çalışanların, üzerimizden siyasi çıkar sağlamasına fırsat vermeyiz. Bizi anlamak istemeyenlere sabırla haklılığımızı anlatmaktan da geri durmayız. Bununla birlikte, bizi dost bellemeye niyeti olmayanlara alaka ve dostluğumuzu heba ve feda etmeyiz. Bize zorluk çıkarmaya, yolumuza engel döşemeye çalışanları bertaraf etmesini biliriz. Bizim tarafımız ve yerimiz bellidir. Tarafımız Türk milleti, yerimiz milletin sinesidir. Yolumuz Hak yolu, hedefimiz milletin bekasıdır. Türk milleti var oldukça MHP de var olacaktır. MHP, aziz milletimizin varlık sigortasıdır ve bu fonksiyonunu icra etmesine hiç kimse engel olamayacaktır. Karanlık mahfillerde tezgâhlanan kirli oyunlar; MHP'nin birlik ve beraberliğini, kuvvetli teşkilatlarımızın dirlik ve düzenini bozamayacaktır. MHP, 53 yıldır her badireden, her engelden, her tuzaktan güçlenerek çıkmayı bilmiştir. İtibar suikastları, aleyhimizdeki algı çalışmaları, partimizi güçten düşürmeye, takatimizi tüketmeye matuf saldırılar, bizi yolumuzdan döndüremeyecektir. Kitleleri şaşırtmaya, ortalığı karıştırmaya, kaos yaratmaya, MHP’nin kurumsal kimliğini lekelemeye dönük dolap ve tezgâhlar karşısında en adil hakem Türk milletidir. Biz; Hakk’a ve hakikate inandığımız gibi, milletimizin ferasetine de güveniyoruz. Olaylar, insanlar, kurumlar, senaryo ve kurgular üzerinden MHP’yi zaafa uğratacağını, ışığının söndürüleceğini vehmedenler aldanmaktadır. MHP, siyasette kutup yıldızıdır. MHP; milletimizin kader çizgisinde bir istikbal kervanı, istiklal bayrağıdır. Sırtlandığımız kutsal yükü Kızılelma”ya götürmemize, taşıdığımız bayrağı zirveye çıkarmamıza hiç kimse, hiçbir beşer mani olamayacaktır. Bayrağı lekelemeyecek, lekeletmeyeceğiz. Nefislerini zirveye taşımaya mütemayil fitne erbabının, davamızın ismetini kirletmesine izin vermeyeceğiz. Partimizi zarara uğratmaya, itibar ve haysiyetten düşürmeye; milletimizin sinesindeki, yüreğindeki yerini değiştirmeye yeltenenlerin çabaları beyhudedir. Partimizin millet nezdindeki muhabbet ve kredisini hiç kimse tüketemeyecektir. MHP’ye oyun kurmaya, başına tezgâh açmaya çaba gösterenler ziyandadır. MHP; bugüne kadar itibar suikastlarından, haysiyet ve şeref pusularından güçlenerek çıkmıştır; bundan sonra da devran değişmeyecektir. MHP camiası; kirli tezgâhlara düşmeyecek, çirkin oyunlara gelmeyecektir. Şehitlerimizin aziz ruhları manevi rehberimiz, bize bıraktıkları mücadele azmi kudret kaynağımızdır. Yüce Allah; fasıklarla değil, doğrularla birliktedir!"

1 yıl önce

Terör örgütlerinin yardım tezgahı deşifre oldu

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Serim, 'Terör örgütleri yurtdışında bağış adı altında kirli emelleri için para topluyor.' açıklamasında bulundu.

1 2 3 4 5 6 7 8