04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

EGM, uyuşturucuya başlama yaşının 12’ye düştüğü söylemlerini yalanladı

Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, Türkiye'de uyuşturucu kullanmaya başlama yaşına dair bir açıklama yaptı. Yazılı açıklamada, Türkiye'de uyuşturucu kullanım yaşının düştüğü şeklindeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. "Sınırlı sayıdaki kişilerin küçük veya büyük yaşlarda uyuşturucuya başladığını ifade etmesi genele yaygınlaştırılamaz” ifadelerinin yer aldığı açıklama şöyle devam etti: “Dolayısıyla 'Türkiye'de uyuşturucu kullanımına başlanma yaşı 5, 8, 9 veya 12'ye düştü' şeklindeki söylemler gerçeği yansıtmamaktadır. Uyuşturucuya başlama yaşı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ortalama ve ortanca yaş değerleri üzerinde üzerinden hesaplanmaktadır. 2021 yılı NARKOLOG verilerine göre ülkemizde uyuşturucuya başlama yaşı ortalaması 21,2'dir. Ortanca yaş ise 20’dir.” Türkiye'de uyuşturucuya bağlı ölümlerde 2017 yılından 2020 yılına kadar yüzde 66,6'lık düşüş yaşandığı belirtilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: "2021 Birleşmiş Milletler Dünya Uyuşturucu Raporu verilerine göre; 2019 yılında ülkemizde ele geçirilen kokain miktarı 1 ton 634 kilogramdır. Bu rakamla Türkiye, dünya genelinde 1'inci değil 28'inci sırada görülmektedir. Birinci sırada 433 ton 36 kilogramlık kokain yakalamasıyla Kolombiya bulunmaktadır. Aynı yılın eroin yakalamalarında ise ülkemiz, 20 ton 165 kilogram ile dünya birincisidir.”

2 yıl önce

Hande Fırat: Yalanlarla ilgili hukuki süreçleri başlattım

Fırat, kendisinin alakası olmadığı halde olayın bir linç kampanyasına dönüştürüldüğünü belirterek "Yalanlarla ilgili hukuki süreç başlattığını" söyledi. Fırat’ın yazısı şöyle; Bu bir savunma yazısı değildir. Ukrayna Savaşı ile ilgili ticari alacak verecek meselesinde yargıya yansımış bir konu ile ilgili açıklama yapmak haddim değil. Türk yargısının vereceği karara saygım da sonsuzdur. Gerekli açıklamayı eşim yaptı. Ancak bu işin ‘bir kesim’ tarafından, hiçbir alakam olmadığını bildikleri halde bir linç kampanyasına dönüştürülmesine itirazım var. Haber haberdir, yazılır. Ancak, Sezgin Baran Korkmaz ile ilişkileri var yalanını yazıp Ankaralı bir işinsanının fotoğrafını koymaya ya da olmayan bir saat üzerinden hikâye yazmaya, tüm olayı benimle ilişkilendirmeye çalıştırmalarını da kabul etmem mümkün değil. Tüm bu yalanlarla ilgili hukuki süreçleri başlattım.

2 yıl önce

Emniyetten e-Devlet'in "hacklendiği" iddialarına yalanlama: Fatih Altaylı hakkında suç duyurusunda bulunulacak

Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, son günlerde sosyal medyada e-Devlet sisteminin hacklenerek kişisel verilerin ele geçirildiği iddiasının gündemde tutulmaya çalışıldığı belirtildi. Son olarak, gazeteci Fatih Altaylı'nın bugünkü köşe yazısında aynı konuya değindiği aktarılan açıklamada, Altaylı'nın daha önce yapılan açıklamaların aksine e-Devlet sistemindeki kişisel ve kurumsal verilerin çalındığı iddialarını dile getirerek kamuoyunda dezenformasyon yaptığı ifade edildi. Fatih Altaylı hakkında suç duyurusu Açıklamada, şunlar kaydedildi: "e-Devlet sistemine yetkisiz erişim yapılarak sistemde bulunan verilere erişilmesi ve çalınması kesinlikle söz konusu değildir. Konu ile ilgili olarak bir dolandırıcılık şebekesinin, bazı bireysel kullanıcıların şifrelerini ele geçirerek elde ettiği bilgiler üzerinden dolandırıcılık yapmaya çalıştığı görülmüştür. Yapılan çalışmalar neticesi 3 şahıs hakkında adli işlemlere başlanmış olup konu hassasiyetle takip edilmektedir. Ayrıca resmi kurumların konuyla ilgili yaptığı açıklamaların aksine kamuoyunu yanlış bilgilendiren ve yönlendiren gazeteci Fatih Altaylı hakkında da suç duyurusunda bulunulacaktır." https://twitter.com/emniyetgm/status/1520442767033384963?s=24&t=UKe7jZvhO0SjQTdy03_sig

2 yıl önce

İBB’den Teşvikiye Camii’nin elektirik faturasını ödeyeceğiz yalanı! Özel işletme WC’nin faturasını ödeyeceklermiş…

3 yıldır yalan ve algı çalışmaları ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yönettiğini sanan Ekrem İmamoğlu ve ekibi yine yaş tahtaya bastı. İBB Haber adlı Twitter hesabı İBB’nin sözde elektriği kesinlen Teşvikiye Camii’nin elektrik faturasını ödeyeceğini iddia etti. Teşvikiye Camii İmamı Cemal Doğrugören ise İBB Haber yalanladı. İmam Doğrugören, “Caminin hocasiyim bilgi yanlıştır.elektiriği kesilen yer özel işletme alanı WClerdir.” dedi.

2 yıl önce

Mülkiye Teftiş Kurulu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın iddialarını yalanladı

İşte İçişleri Bakanlığı'nın resmi internet sitesinden yayınlanan açıklama; “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının 02/05/2022 tarihli bazı basın yayın organlarında yer alan demecinde; “dedikoduya bile müfettiş gönderen İçişleri Bakanlığı, belgeli şikâyetlerimize bile işlem yapmıyor, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğumuz birçok konudan sadece 9’u ile ilgili İçişleri Bakanlığından müfettiş görevlendirildi” şeklinde Mülkiye Teftiş Kurulunu zan altında bırakmayı amaçlayan, gerçek dışı beyanlarda bulunduğu görülmüş olup, kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur. Bilindiği gibi memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri ile ilgili olmayan veya görevleri ile ilgili olsa dahi doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına soruşturma yapabilme yetkisi verilen ihbar ve şikayetler ile ilgili inceleme ve soruşturmalar herhangi bir idari merciinin izni olmaksızın doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarınca soruşturulabilmektedir. Görevle ilgili olan ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamın giren ihbar ve şikayetler için ise soruşturma açılabilmesi yine bu Kanunda gösterilen yetkili mercilerin izin vermesine bağlı tutulmuştur. Diğer bir deyişle Mülkiye Teftiş Kurulu ve Mülkiye Müfettişleri ancak 4483 sayılı Kanun kapsamına giren ihbar ve şikayetlerde devreye girmektedirler. 4483 sayılı Kanun kapsamına giren ihbar ve şikayetlerin hangi mercilere, nasıl yapılacağı, bu ihbar ve şikayetler üzerine idari merciler tarafından yaptırılacak araştırma veya ön incelemeler sonucunda verilecek kararlar ile bu kararlara karşı başvurulabilecek yargı yolları aynı Kanunun ilgili maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Nitekim, 4483 sayılı Kanunun “Olayın yetkili mercie iletilmesi, işleme konulmayacak ihbar ve şikayetler” başlıklı 4’üncü maddesi gereğince; bu tür ihbar ve şikayetler Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılabileceği gibi, doğrudan yetkili idari mercilere de yapılabilmektedir.  Aynı madde gereğince; ihbar ve şikayetlerin Cumhuriyet Başsavcılıkları veya yetkili idari merciiler tarafından işleme konulabilmesi için ihbar ve şikayetin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikâyetlerde kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddî bulgu ve belgelere dayanması gerekmektedir. Bu şartları taşımayan ihbar ve şikâyetler Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacak, ancak iddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde dilekçede ad, soyad, imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmayacaktır.   Kanunun 6’ıncı maddesi gereğince ise, yetkili idari merciinin vereceği “soruşturma izni verilmesi” veya “verilmemesi” kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Kanunun 9’uncu maddesi gereğince ise; yetkili merciin, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararı Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirilmektedir. Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi; soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçi, izin vermeye yetkili merciler tarafından verilen işleme koymama kararına karşı da şikâyetçi idari yargıda itiraz yoluna gidebilmektedir. Diğer bir deyişle yetkili idari mercilerin verdiği kararlar tamamen yargı denetimine tabi kararlardır.   Gerek Cumhuriyet Başsavcılıklarından gerekse doğrudan Bakanlığımıza intikal eden her türlü ihbar ve şikayet de yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine ve yerleşik yargı kararlarına göre işleme alınmakta, sonuçlandırılmakta ve muhataplarına tebliğ edilmektedir.  Mevzuatın bu açık hükümlerine rağmen ve bu kararların yargı denetimine tabi olduğu görmezden gelinerek Mülkiye Teftiş Kurulunun ihbar ve şikayetlere keyfi muamele yaptığı iddiasını ortaya atmak mesnetsiz olmaktan öteye geçemeyeceği gibi, bu tür asılsız iddiaların Mülkiye Teftiş Kurulunun Türk idare sistemindeki saygınlığını zedeleyemeyeceği de kamuoyu tarafından zaten takdir edilmektedir.”

1 yıl önce

İstihbarat servislerinin kullanışlı elemanı Ümit Özdağ haddini aştı! Yalanlarını ortaya çıkaran İçişleri Bakanı Soylu’yu tehdit etti

Vatandaşları sığınmacılara karşı kışkırtan Sessiz İstila filminin finansörü, İstihbarat servislerinin kullanışlı elemanı Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bu kez yalanlarını teker teker ortaya çıkaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef aldı. Twitter hesabından videolu bir paylaşım yapan Özdağ şu ifadeleri kullanarak Bakan Soylu'yu tehdit etti: "BENİ KAPININ ÖNÜNDE BEKLE" AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanlığı makamında böyle bir seviyenin oturmasını gerçekten ister mi bilmiyorum? Ben siyasi hayatım boyunca en sert eleştirileri yapmış olmama rağmen, hakkımda hakaret davası açılmış bir siyasetçi değilim. Bundan sonra da hakaretle cevap vermeyeceğim. Ben yarın, Zafer Partisi Genel Başkanı olmamın yanı sıra, Ümit Özdağ olarak tek başıma İçişleri Bakanlığı'nın önüne gideceğim. Tek başıma ve silahsız. Süleyman, zerre kadar erkeklik onurun varsa beni kapının önünde bekle! Seni yarın İçişleri Bakanlığı'nın önünde bulacağım oğlum! O zaman göreceğiz kim operasyon çocuğu, kim Soros'un çocuğu. Saat 11:00'de. Erkeksen orada bekle. HAYVANDAN DAHA AŞAĞI BİR ADAM İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TGRT canlı yayınında Özdağ ile ilgili soruya "Ben bu adamı adam yerine ve insan yerine koymam. İtibarımızı onun itibarıyla bir araya getirir miyiz? Haysiyetsiz adam. Bu adam hayvandan aşağı bir adamdır. Adam yerine koymam. Kendisi adam yerine girmeye çalışıyor. Soros çocuğudur ve operasyon çocuğudur. Bu kadar açık. İstihbarat elemanı olduğu apaçık bellidir” ifadelerini kullanmıştı..

1 yıl önce

Hem ırkçı hem yalancı: Vatandaşlık sayısı ve fotoğraflar uydurma

Bazı ırkçı politikacılarla birkaç sivil toplum kuruluşu, sığınmacı karşıtlığını körüklemek için Türkiye’de 10 milyon yabancı olduğu ve düzensiz göçle mücadele edilmediği propagandası yürütüyor. Sosyal medyadan Afganistan-İran sınırında çekilmiş görüntülerle kaçak göçmenlerin elini kolunu sallaya sallaya Türkiye’ye geçtiği yalanı yayılıyor. Ancak Türkiye, bu yalanların gölgesinde düzensiz göçe karşı büyük bir mücadele veriyor. 10 MİLYON DEĞİL 5,5 MİLYON İddiaların aksine, Türkiye’de toplam 5 milyon 500 bin 690 kayıtlı yabancı bulunuyor. Bunların 3 milyon 762 bin 686’sını geçici koruma altındaki Suriyeliler oluşturuyor. İkamet izniyle kalan yabancıların sayısı ise 1 milyon 417 bin 997. Yabancıların 300 bin 7’sini ise uluslararası koruma kapsamında bulunanlar oluşturuyor. KAÇ KİŞİ VATANDAŞLIK ALDI 2023 seçimleri için yüzbinlerce Suriyeliye vatandaşlık verildiği iddiaları da tamamen gerçek dışı. Bugüne kadar toplam 200 bin 950 Suriyeliye vatandaşlık verildi. Bunların önemli bölümünü oy kullanma yaşının altındaki çocuklar oluşturuyor. 47 bini de Türkmen. 1,4 MİLYON DÜZENSİZ GÖÇMEN VAR Ülkeye yasa dışı yollardan giren düzensiz göçmen sayısı ise 1 milyon 423 bin 750. Bu sayının 526 bin 495’ini Afganistanlılar, 259 bin 790’ını Suriyeliler, 203 bin 620’sini Pakistanlılar, geri kalanını ise sırayla Filistin, Irak, İran, Türkmenistan ve diğer ülke vatandaşları oluşturuyor. Ülkeye giriş yapan bu düzensiz göçmenlerin 323 bin 859’u sınır dışı edildi, 641 bin 487’si ise değişik yollarla Avrupa’ya geçti. Avrupa’ya geçiş yapanların sayısı AB’nin ilgili kurumlarının teyidi ile tescillendi. 500 BİN SURİYELİ DÖNDÜ Özellikle Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin gönüllü geri dönüşü de sürüyor. Verilen desteklerle bugüne kadar toplam 497 bin 926 kişi gönüllü olarak ülkesine gitti. Türkiye’nin terörden arındırdığı El Bab, Cerablus, Azez gibi şehirlere 133 bin 655, İdlib’e 37 bin 827 kişi döndü. Rakka’ya 19 bin 791, Deyrizor’a 13 bin 974, Haseke’ye 12 bin 543, Hama’ya 9 bin 368 kişi gitti. Geri kalanlar ise Şam, Humus, Lazkiye, Dera, Tartus, Kuneytire ve Suveyde’ye yerleşti. 12 bin kişi GGM’de Düzensiz göçle mücadele için kurulan Geri Gönderme Merkezlerinin (GGM) kapasiteleri de kat kat arttırıldı. 2015’te GGM’lerin kapasitesi 1740’ken, bu 20 bine çıkarıldı. Dün itibariyle 30 Geri Gönderme Merkezinde, toplam 12 bin 119 kişi ülkesine gönderilmeyi bekliyor. Devlet otoritesinin zayıf olduğu ülkelerle bürokratik işlemler ağır ilerlediği için, GGM’lere alınan kaçak göçmenlerin bazılarının ülkelerine yollanması 1 aya kadar uzayabiliyor. Türkiye’nin Suriye, Yunanistan (protokol), Kırgızistan, Romanya, Ukrayna, Pakistan, Rusya, Nijerya, Bosna-Hersek, Yemen, Moldova, Belarus, Karadağ, Kosova, Norveç ve AB ile geri kabul anlaşması bulunuyor. 17 ülke ile de benzer anlaşmalar için görüşmeler devam ediyor. Bu anlaşmaların sağlanması durumunda, geri göndermeler daha da hızlanacak.

1 yıl önce

Algı yönetimi ile bir yalan nasıl gerçekmiş gibi anlatılır? Psikolojik harp uzmanı, ırkçı, provokatör Ümit Özdağ anlatıyor…

Türkiye’de son aylarda artan sığınmacılar ve yabancı düşmanlığının başını Zafer Partisi çekiyor. Sürekli sığınmacıları hedefe koyan partinin lideri Ümit Özdağ, parti programının tamamını ırkçılık üzerine kurdu. Özdağ’ın yabancı düşmanlığı Avrupa’da Müslüman ve Türkleri hedef alan siyasi partileri geride bırakır hale geldi. Özdağ, ırkçı söylemlerini adım adım ideoloji haline getirdi. İl il dolaşıp konferans, seminer ve geziler düzenleyen Özdağ’ın tek gündemi Türkiye’deki sığınmacılar oldu. Aynı zamanda psikolojik harp uzmanı olan Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla rahatsızlıkları ırkçı nefrete dönüştürdü. Algı yönetimi ile bir yalan nasıl gerçekmiş gibi anlatılır? Manipülasyon nedir, nasıl yapılır Türkiye’de bu işi en iyi bilen isim psikolojik harp uzmanı, ırkçı, provokatör Ümit Özdağ’a kulak verelim ve öğrenelim… https://www.youtube.com/watch?v=WbEUM9QVWeY&feature=youtu.be

1 2 ... 29 30 31 32 33 34 35 ... 82 83