19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

CHP'li Özgür Özel'in 'Ukrayna' yalanını yayına bağlanan Türk vatandaşı çürüttü: Büyükelçilik 10 gün önce haber verdi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, orduya Ukrayna'nın işgali konusunda talimat vermiş ve Rus güçleri birçok şehri kuşatmıştı. İşgal saldırıları sonrası Ukrayna Devleti, hava sahasını tüm uçuşlara kapattığını duyurmuştu. Ülkede mahsur kalan binlerce Türk vatandaşı için Dışişleri Bakanlığı çalışmalarına son sürat şekilde başlamıştı. Bu akşam saatlerinde katıldığı canlı yayında konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ukrayna'daki Türk vatandaşlarının karadan tahliye sürecinin başladığını söyledi. CHP'Lİ ÖZEL'DEN PROVOKASYON: 'TAHLİYE' ÜZERİNDEN TÜRKİYE'Yİ HEDEF ALDI CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise gelişmeler üzerinden Halk TV yayınında provokasyona başvurdu. Özel, "Türkiye'nin istihbaratı nerede, ABD, Almanya bilirken, tedbir alırken sen bizimkileri orada güvencesiz şekilde bırakıyorsun. 20 bin vatandaş iki ateşin arasındaysa ABD bunları görüp günler öncesinden söylüyorsa, sen onlara 'Dönün yurdunuza' demediysen büyük devlet olma konusunda sorumluluğunu yerine getiremedin demektir." diye konuştu. TÜRK GENÇ ÖZEL'İ AYNI PROGRAMDA YALANLADI: BAKANLIĞIMIZ GÜNLER ÖNCESİNDEN TEK TEK ARADI Açıklamalar sonrası yayına bağlanan bir Türk vatandaşı, büyükelçiliğin 10 gün öncesinden herkesi arayarak tek tek bilgi verdiğini söyledi ve Özel'i yalanladı. Aynı programda konuşan Hikmet Samet Alemdar isimli Türk vatandaşı, büyükelçiliğin kendilerine mesaj attığını, gerekli tedbirleri uygulamaları konusunda bilgilendirdiğini duyurdu. Alemdar açıklamasında şunları söyledi: "Dışişleri Bakanlığımız burada yaşayan yaklaşık 15 bin Türk vatandaşını tek tek arayarak, 'Ülkeyi terk edin' dedi. Kimimizi gece 03.00'te bile aradılar." diye konuştu. BAKANLIK AÇIKLAMA YAPMIŞTI Öte yandan Özel'in açıklamalarının aksine Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna'daki Türk vatandaşlarını uyaran bir duyuru yapmıştı. Yapılan açıklamada, "Vatandaşlarımızın Ukrayna’nın Doğu bölgelerinden ayrılmaları kuvvetle tavsiye edilmektedir." denilmişti.

2 yıl önce

FETÖ ve Zafer Partisi bağlantılı hesaplardan “Suriyelilere seyyar vatandaşlık aracı” yalanı

FETÖ ve Zafer Partisi bağlantılı pek çok hesap tarafından paylaşılan görselde İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Esenyurt’a kurulan mobil nokta ile Suriyeli ve Afganların çok kolay bir biçimde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı aldıkları iddia edildi. https://twitter.com/siginmacigundem/status/1497535882949234689?s=21 Zafer Partisi ve FETÖ bağlantılı ‘Atatürkçü’ görünümlü hesaplar tarafından paylaşılan görsellerin ve videoların neredeyse tamamına yakını gibi bu paylaşım da YALAN… Sığınmacı Gündem, Milli Doktrin, Haber Erk gibi FETÖ bağlantılı hesaplar tarafından paylaşılan fotoğraf, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen Mobil Nüfus Hizmetleri Aracına ait. Söz konusu mobil tırın amacı Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık dağıtmak değil, afet, acil durum ve ihtiyaç duyulan alanlarda Mobil Nüfus Müdürlüğü olarak hizmet vermek…  Paylaşılan fotoğrafta mobil tırda işlem yapılan pencerelerdeki NüfusMatikler üzerinden vatandaşlık başvurusu yapmak mümkün değil. https://www.youtube.com/watch?v=AobZJKXeobk&feature=youtu.be İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ‘MOBİL NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ’NÜ DUYURMUŞTU Afet, acil durum ve ihtiyaç duyulan alanlarda, Mobil Nüfus Müdürlüğü olarak hizmet verecek Mobil Nüfus Hizmetleri Aracı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz günlerde tanıtılmıştı. Söz konusu tır, “Pasaport işlemlerinden nüfus işlemlerine, adres değişikliğinden ehliyete kadar tüm işlemler nüfus müdürlüklerine gitmeden mobil nüfus hizmet TIR’ında gerçekleştiriliyor.” vurgusuyla basına da yansımıştı. VATANDAŞLIK VERİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL Paylaşılan fotoğrafta Mobil Nüfus Hizmet Aracında işlem yapıldığı görülen NüfusMatik ekranları üzerinden Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık dağıtılması mümkün değil. Ülke genelinde yaygınlaştırılarak 81 ilde 105 noktada hizmet vermeye başlayan Nüfusmatikler, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından nüfus müdürlüklerinin iş yükünü azaltmak ve vatandaşların işlemlerini kolaylaştırmak amacıyla hayata geçirilmiş. NÜFUSMATİK’LERDE YAPILAN İŞLEMLER Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı sahibi olan vatandaşların Nüfusmatikte yer alan parmak izi cihazı ile kimlik doğrulaması yaptıktan sonra gerçekleştirebileceği işlemler şöyle sıralanmış: Kimlik Kartı İşlemleri (Bilgi Görüntüleme, Pin, Kişisel Mesaj değiştirme vb.) Adres Beyanı Kimlik Kartı Başvurusu 15 Yaş Altı Çocukların Ebeveynleri Tarafından Kimlik Kartı Başvurusu, Kimlik Kartına e-imza Yükleme Kimlik Kartına Sürücü Belgesi Yükleme Randevu işlemleri

2 yıl önce

Reytingi düşen haber siteleri ‘Afgan akını’ yalanına sarılıyor

Sosyal medyada etkileşim peşinde koşan ve elde ettikleri etkileşim istatistikleri ile reklam alma derdinde olan haber sitesi görünümlü sosyal medya kullanıcılarının ‘yalan haberciliği’ devam ediyor. Türkiye’de reytingi yüksek olan Suriyeliler ve Afganlar konusunda neredeyse her gün yalan haber üretip paylaşan sosyal medya hesaplarının birinde yayınlanan bir video kısa süre içinde diğerlerinde de yayılıyor. Özellikle son dönemde Türkiye’nin İran sınırından ülkeye kalabalık gruplar halinde giriş yaptığı gösterilen Afganlarla ilgili paylaşılan videolar tamamen sahte! İNSAN KAÇAKÇILARININ REKLAM FİLMİ Söz konusu görüntülerle Afganistan, Pakistan gibi ülkelerden Türkiye’ye gelmek isteyenleri dolandıran insan kaçakçıları, çektikleri kurgu videolar ile masum insanları dolandırıyor ve çoğu zaman zor iklim şartlarında ölüme terk ediyor. İnsan kaçakçıları, kurdukları YouTube kanalları üzerinden ‘işlerini kaliteli ve kusursuz yaptıkları’ algısı oluşturan videolarla Afganistan ve Pakistan başta olmak üzere bölgeden pek çok insanı dolandırıyor. Paralarını aldıkları insanları İran sınırları içinde bırakan insan kaçakçıları, “Türkiye sınırının çok yakında olduğunu, güvenlik için yürümeleri gerektiğini” söyleyerek düzensiz göçmenleri ölüme terk ediyor. Her yıl bahar aylarının gelmesiyle birlikte Van’ın İran sınırına yakın bölgelerde yüzlerce Afganistan ve Pakistan vatandaşının cesedi bulunuyor. YOUTUBE KANALLARINDA REKLAM YAPMIŞLAR Kurdukları YouTube kanallarında işlerini kusursuz ve konforlu yaptıkları algısı oluşturmak için reklam videoları yayınlayan insan kaçakçılarının videoları profesyonel bir ekip tarafından çekiliyor. YouTube platformunu ustalıkla kullanan insan kaçakçılarının videolarda oynattığı sözde mültecilerin ise çoğunun kendi adamları olduğu anlaşılıyor. VİDEOLAR YILLAR ÖNCESİNE AİT Geçtiğimiz günlerde bazı medya organlarının ve siyasilerin ‘sınırlarımız güvensiz’ başlıklarıyla yayınladıkları videoların ise insan kaçakçılarının YouTube kanallarından alındığı ve yeni kaydedildiğini iddia ettikleri görüntülerin geçen yıllara ait olduğu ortaya çıktı. İnsan kaçakçılarının Afganistan ve Pakistan’dan Türkiye’ye gelmek isteyen insanları kandırmak için çektiği videolardan telefon numarasını keserek paylaşan Aykırı haber sitesi daha önce de göçmenlerle ilgili yaptığı pek çok haberi düzeltmek zorunda kalmıştı.

2 yıl önce

Yeniçağ’ın ‘dolandırıcılık’ davası açtığı Batuhan Çolak’ın Trabzon’daki Suriyeli aileyle ilgili yalanı ortaya çıktı

Son zamanlarda göçmenler konusunda peş peşe provokatif ve yalan haber paylaşan Batuhan Çolak isimli gazeteci, geçtiğimiz yıl çalıştığı Yeniçağ gazetesinden ‘hırsızlık ve nitelikli dolandırıcılık’ suçlamasıyla kovulmuştu. Son zamanlarda göçmenler konusunda peş peşe provokatif ve yalan haber paylaşan Batuhan Çolak isimli gazeteci, geçtiğimiz yıl çalıştığı Yeniçağ gazetesinden ‘dolandırıcılık’ suçlamasıyla kovulmuştu. Yeniçağ’ın avukatı Faruk Daşkaya, Batuhan Çolak ile ilgili şu açıklamayı yapmıştı: “Yeniçağ ile iş akdinin feshinin akabinde gazete idaresinin yaptığı incelemede Batuhan Çolak’ın internet servisi için çalıştıklarını beyan ederek iki kişiye ücret tahakkuk ettirdiği, İzmit’de ikamet ettikleri ve 1 gün dahi mesai yapmadıkları belirlenen Recep Ali Korkmaz ve kardeşi Resul Korkmaz’a tahakkuk edilen ücretleri, ‘Ben kendilerine elden vereceğim’ diye alıp Yeniçağ’ı dolandırdığı tespit edilmiştir. Batuhan Çolak, ayrıca gazetemizin envanterinde kayıtlı laptopu gazete dışına çıkarmış ‘iade et’ ihtarnamesine rağmen iade etmemiştir. Yeniçağ’a ait internet google şifrelerini de kendisine çekilen ihtarnameye rağmen gazete idaresine vermeyerek kurumumuzu maddi ve manevi zarara sokmuştur” DOLANDIRICILIKTA BU DEFAKİ HEDEFİ GOOGLE Yeniçağ’dan kovulduktan sonra Aykırı isimli haber sitesini kuran Çolak, sitesinin gelirini artırmak için ise Türkiye’deki Suriyeliler ve diğer göçmenleri kendisine hedef seçti. Hemen her gün sosyal medyada çok rağbet gören mülteciler konusunda yalan haber paylaşan Çolak, bu sayede hit alarak Google Adwors üzerinden kendisine gelir sağlıyor. SON YALANI TRABZON’DAKİ SURİYELİ AİLE Gün boyunca sosyal medyada ‘Suriyeliler’ kelimesiyle arama yapan Çolak, yerel medyada ve sosyal medya hesaplarında bulduğu paylaşımları uydurduğu senaryolar ile gerçekmiş gibi servis ediyor. Geçtiğimiz gün Trabzon’daki Haber61 sitesinde yayınlanan bir haberde “Trabzon’da Suriye’deki savaştan kaçarak 9 yıl önce Türkiye’ye gelen ve 2019’da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilen Sahar Zalt ve Mohamad Haj Rabee ailesinin Trabzon’daki bir hastaneyle ilgili yaşadıkları sorun” aktarılmıştı. Haberi bulan Çolak, aktarılan olayı tamamen çarpıtarak sitesine tıklanma sağlamak için yine yalana başvurdu. HABER61’DEN BATUHAN ÇOLAK’A GAZETECİLİK VE AHLAK DERSİ Haber61 sitesinin yazı işleri müdürü Songül Mazlum, Batuhan Çolak’ın yalanını deşifre eden ve ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçuyla yargılanan Çolak’a gazetecilik dersi verdi. İşte o yazı:   Size baştan sona hatalarla ve yanlışlarda dolu olarak kaleme alınmış “Suriyeliler vatandaş olunca devleti suçlamaya başladı: Neden sağlık ücretsiz değil!” başlıklı bir yazı üzerinden başlatılan linç kampanyasının iç yüzünü anlatayım. Önce neden hatalarla ve yanlışlarla diye yazdığımı 6 madde de özetleyeyim sonra da haberin öyküsünden bahsedeyim. 1- Doğum öncesi hastane önünde parasızlık yüzünden bekletilen ailenin yanındaydık. İster Suriyeli olsun ister herhangi başka bir milletten olsun 42 haftalık gebe bir annenin ağrılar içinde hastane önünde bekletilmesine duyarsız kalmadık. Onlar bizim kapımızı çalmadı, biz aldığımız bir istihbarat üzerine ailenin yanında durduk. 2-“Suriyeliler vatandaş olunca devleti suçlamaya başladı.” deniyor. Hayır Suriyeliler vatandaş olunca devleti suçlamaya başlamadı. Mülteci olarak geldikleri ülkede Türk vatandaşlığı verildiği için kimliklerinin aktif olmasını istiyorlar. Turist olmadıkları için turist gibi ücret ödemek istemiyorlar. 3- Hastane ya da doktoru biz hedef haline getirmedik. İlk haberimizde ne hastane ismi verdik ne de doktor. Ancak İl Sağlık Müdürlüğü kullandığı cevap hakkında, hastane ismini açık açık verdi. Hastanedeki doktorlar da dolayısıyla bundan etkilendi. İkinci haberimizde hem Sağlık Müdürlüğünün cevap hakkına yer verdik hem de ailenin elindeki belgelere. Keza “Gerçek dışı bilgiler” diye yalan haber yapmakla suçlanınca belgeleri ortaya koymak boynumuzun borcu oldu. 4-Sağlık Müdürlüğü “Hastadan herhangi bir ücret alınmamıştır” diye cevap hakkını kullandı. Oysa bizim elimizde doğumdan önce ödenen 55 ve 73 TL’lik dekont ve doğumdan sonra çıkarılan 2 bin 756 TL’lik bir borç vardı. Biz bunu haber yaptık. Haberimizin de arkasındayız.  Şu an bu borç ödenemediği için doğum kontrolleri yaptırılamayan bir bebek var. Ne yapalım, sırf aile Suriyeli diye bir bebeğe sağlık hizmeti verilmemesini mi alkışlayalım? “Sağlık hizmeti vermeyin, hepsi ölsün!..” başlıkları mı atalım? 5-Sağlık Müdürlüğü “Gebelik takipleri öncesinde özel hastanede yapılmış” diyor. Hayır, bu aile özel hastanede muayene olmadı. Özel bir muayenehanede tanıdık bir hayırsever vasıtasıyla ücretsiz muayene oldu. 6- Sırf Suriyeli aile, Türk kimlikleri aktif hale getirilmesini istedi diye ortaya “hain” profili çıkarmak, ne ahlaki ne de vicdani bir şeydir. Keşke bu aykırı kafalar ırkçılığı değil de vicdanlarını birazcık körükleyebilse… Zaten var olan Suriyeli düşmanlığı üzerinden duyar kasmak tam da gazetecilik etiği! *** Madde madde yaptığım tespitlerin ardından haberin öyküsünü de sizinle paylaşayım. 4 Mart günü değer verdiğim bir insan tarafından arandım. 42 haftalık Suriyeli bir kadının doğum sancısı başladığı halde parasız muayene edilmediğini, hastane önünde kalakaldıklarını söyledi. Yanıma iki arkadaşımı alarak hemen hastaneye gittim. Hastane önünde çektiği ağrı yüzünden belli olan bir anne ve eşini gördüm. Linç kampanyasında ön plana çekildiği gibi Suriyeli bir aileyi değil, çaresiz iki insanı gördüm. Yani olaya “Suriyeli bunlar, kahrolsunlar, ölsünler, gitsinler, bitsinler, bana ne, ya da bize ne vb.” penceresinden bakmadım. Neden sağlık hizmeti alamadıklarını, yaşadıkları mağduriyete neyin yol açtığını sordum. Mohammed Haj Rabee, 9 yıl önce Türkiye’ye geldiklerini ve 2019 yılının 9. ayında cumhurbaşkanlığı kararıyla Türk vatandaşlığı aldıklarını ancak kimliklerinin aradan yıllar geçmesine rağmen aktif hale getirilmediğini anlattı. Bugün Türk kimlikleri aktif hale getirilmediği için ve artık Göç İdaresi tarafından verilen kimliklerinin de aktif olmadığı için bir çıkmaza düştüklerini ve sağlık hizmetlerinde para talep edildiğini aktardı. Yani yazıda bahsedildiği gibi Türk vatandaşı oldular da ücret ödememek için devleti kötülüyorlar gibi bir safsatanın gerçeklikle bir bağı yok. Bir aile arafta bırakıldı. Ne mülteciler ne de Türk vatandaşı… Yani yazıda bahsedildiği gibi “bizim gibi” değiller. Türk vatandaşlarından alınan muayene ücreti onlardan tahsil edilmiş olsaydı 20 Ocak 2022’de yine şehrimizdeki bir hastaneden “Turistin Sağlığı Hastalarından Elde Edilen Gelirler” başlığı adı altında tahsilatlar yapılmazdı. Bu aile Türk vatandaşıysa turist statüsünde tahsilat yapılamaz, mülteciyse Göçmen kimlikleri aktif olur ve ücretsiz sağlık hizmetinden faydalanır. Burada ikisi de yok. Savaştan kaçıp geldikleri ülkede turist muamelesi görmüşler. Aileden önce 200 TL civarında bir para istediler.  Aileye yardımcı olmak adına ödemeyi kartla yapmak istedim. Kartla ödeme yapılamayacağını ifade edince para çekmek için dışarı çıktım. Döndüğümde ücreti 55 liraya çektiklerini ve ailenin de bu ücreti ödeyebildiğini öğrendim. Haberi yazmak için ofise döndüm ve 42. haftalık bir hamile kadının acılar içinde bekletilmesini eleştirerek “Sen nasıl bir hastanesin?” başlığını attım. 55 lira yüzünden bir annenin sancılar içinde bırakılmasınaydı tepkim? Eğer senin benim gibi Türk vatandaşıysalar ellerinde Türk kimlikleri olmalı, değillerse göçmen kimliği olmalı… Kimliksiz bırakılan bir insana “Neden çalışıp para kazanmıyorsun?” diye tepki gösterip kayıt dışı istihdama özendirmeyeceğiz herhalde ya da neden dilencilik yapmadıklarını sorgulamayacağımızı ümit ediyorum. *** Haber yayınlandıktan sonra söz konusu hastaneden ismini paylaşmayacağım bir doktor aradı. Anne Hakları gereği ücret alınamayacağını ve yardımcı olmak adına bizi bilgilendirmek istediğini söyledi. Görüşmeden memnuniyet duyacağımı ve konu hakkında aileyi de bilgilendireceğimi söyledim. 8 Mart’ta aileyle bağlantı kurdum. Yaptığım görüşmeyi anlatıp, doktorla irtibatlandırabileceğimi söyledim. Çocuğun doğduğunu ve doğum belgesi alamaya gideceklerini öğrendim. Sonrasında bana 2 bin 756 TL borç çıkarıldığına dair dönüş yapıldı.  9 Mart’ta ismini paylaşmak istemediğim beni arayan doktoru geri aradım, açmadı. Dönüş yaptığında da ben farklı bir haber takibinde olduğum için açamadım. Ofise döndüğümde masamda İl Sağlık Müdürlüğünün cevap hakkı vardı. Metni inceledim. “Hastadan herhangi bir ücret alınmamıştır, gerçek dışı bilgiler” vb. şeyler yazıyordu. Bu sefer aileden ödeme yaptıklarına dair dekontları istedim. Hem hastanenin cevabının hem de ailenin beyanlarının ve belgelerinin yer aldığı bir haber daha yaptım. Bu kez de ödeme yapıldığı halde ödeme yapılamadığına dair açıklama yapıldığından “Suriyeli bir aileye yaşatılan mağduriyet yok sayıldı” diye bir haber yaptım. Bugün 2 bin 756 TL ödenemediği için bir bebek kimliksiz kaldı. Üstelik İl Sağlık Müdürlüğü alınan ücretleri yok sayıyor, talep edilen ücreti de yok sayıyor. Özel hastaneye gitmediğini ifade eden bir aileyi, “Özel hastaneye gitmişler, paraları var” şeklinde lanse etmeye çalışıyor. *** Sırf Suriyeliler diye yaşanılan bu olayı destekleyenler desteklesin, linç edenler hız kesmeden devam etsin… Benim vicdanımda da, insanlığımda da bir ailenin yaşaması gereken senaryo bu değil. Yazımı Ümmetimizin büyük bir bölümünün unuttuğunu ve bir önce hatırlaması gerektiğini düşündüğüm bir vasiyetle sonlandırıyorum. Veda Hutbesi Resûl-i Ekrem Hz. Muhammed: “Sözümü iyi dinleyin ve belleyin. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir.”

2 yıl önce

Operasyonel haber sayfası Pusholder’dan “uzman çavuş ‘Doktor’ darp etti” yalanı

Pusholder haber sayfasının “Muğla’da bir doktoru darbeden uzman çavuş, taburcu edilirken sağlıkçılar tarafından alkışla protesto edildi.” içeriğiyle servis ettiği haberi sosyal medyada günlerce konuşulmuştu. https://twitter.com/pusholder/status/1504079916790337539?s=21 Muğla'da 14 Mart Tıp Bayramı'nda bir doktoru darbettiği iddia edilen ve aynı hastanede ameliyat edildikten sonra taburcu edilirken sağlık görevlileri tarafından alkışlarla protesto edilen uzman çavuşla ilgili gerçek ortaya çıktı. Kameraya yansıyan söz konusu olayda, uzman çavuşun aslında doktorlar tarafından darbedildiği görüldü. Videoyu yayınlayan bir çok sosyal medya sayfası konuyu yanlış aktardıkları için özür dilerken Pusholder hala sessizliğini koruyor…

2 yıl önce

Zafer Partisi’nin “Suriyeli üniversite öğrencilerine devlet tarafından 4200 TL hibe veriliyor” yalanı

Zafer Partisi mensupları tarafından Ekşi Sözlük ve Twitter başta olmak üzere pek çok sosyal medya platformunda, Türkiye’de okuyan Suriyeli üniversite öğrencilerine, devlet tarafından 4200 TL hibe verildiği iddia edildi. Tıklanma almak isteyen sosyal medya kullanıcıları ve siyasi çıkar elde etmek isteyen Zafer Partisi mensupları tarafından savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyelilerle ilgili her gün onlarca yalan haber paylaşılıyor. Devlet memuru olmalarından, marketlerde bedava alışveriş yapmalarına, araç muayene istasyonlarında sıra beklememelerinden para karşılığı vatandaşlık almalarına kadar her gün onlarca yalan, sosyal medyada ısrarla paylaşılıyor. 2000’li yılların başında FETÖ terör örgütü mensuplarına algı yönetimi derslerini veren Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ‘Algı Yönetimi” kitabında bahsettiği ‘yalanın ısrarla tekrarlanması’ prensibi gereğince paylaşılan yalan haberlerin ardı arkası ne yazık ki kesilmiyor. Türkiye’de okuyan Suriyeli üniversite öğrencilerine, devlet tarafından 4200 TL hibe verildiği iddiası tamamen yanlış. İddiaya kaynak olarak gösterilen Gaziantep Üniversitesi web sitesinde yayımlanan ilana bakıldığında söz konusu mali yardımın Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından yapıldığı görülmektedir.

2 yıl önce

Alparslan Kuytul’un FETÖ kanallarında boy gösteren eşi Semra Kuytul’un yalanına Vatan Partisi’nden sert cevap

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek katıldığı programda Adana’da üyelerinin serbest bırakılması için eylem yapan Furkan Vakfı gönüllülerini eleştirdi. Doğu Perinçek, “Bunlar Ortaçağdan kalan gruplar. Türkiye şeyhler, müritler, dervişler ülkesi olamaz. Dolayısıyla Furkan Vakfıymış, FETÖ’ymüş, Adnan Oktarlarmış bunlar Türkiye’nin yarınlarında olmayacak.” dedi. Perinçek’in bu sözlerine Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul’un FETÖ kanallarında boy gösteren eşi Semra Kuytul’dan yanıt geldi. Semra Kuytul, “İlk defa burada açıklıyorum, sonra tekrar konuşuruz. Alparslan Hoca hapisteyken Doğu Perinçek bizde olduğunu düşündüğü bazı şartları madde madde söyleyip (4 madde) “bazı cemaatler bizim dostumuz” diyerek bana selam göndermişti.. Atasözü: Kedi ulaşamadığı ete mundar dermiş!” dedi. VATAN PARTİSİ’NDEN CEVAP Paylaşılan videoya şu not düşüldü: 1.Semra Kuytul’un bu açıklaması tamamen yalandır. Genel Başkanımız Dr. Doğu Perinçek, FETÖ’yle birlikte isimlerini belirterek Furkan Vakfı gibi dış bağlantılı cemaatlerin tasfiye edilmesi kararlılığını defalarca ifade etmiştir. Furkan Vakfı ve cümle tarikatlara karşı tutumumuz++ 2. Ergenekon’dan çıkarken vurguladığımız gibi “Kınından çıkmış kılıç gibiyiz” cümlesinde özetlenmiştir. Bugün o cümlenin ne anlama geldiğini FETÖ de, Furkan Vakfı da anlamış olmalı. Hiçbir yalan onları kurtaramaz. https://twitter.com/vatan_partisi/status/1506986634843238439?s=21

2 yıl önce

Bakan Koca’dan “4 bin Suriyeli sağlıkçı atandı” yalanını söyleyen ırkçı kafa Ümit Özdağ’a cevap

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Göç ve Sağlık Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında 29 ilde 185 Göçmen Sağlığı Merkezi açıldığını, buralarda mecburen göç eden 787’si hekim, 34’ü diş hekimi, 1.149’u hemşire, yaklaşık 4 bin Suriyeli sağlık çalışanı istihdam edildiğini söylemişti. “SURİYELİ SAĞLIK ÇALIŞANI AÇIKLAMALARIM ÇARPITILDI” Bakan Koca’nın açıklaması, sosyal medyada tartışma konusu yarattı. Bunun üzerine Twitter hesabından “Aslının aynısıdır” başlıklı bir açıklamada bulunan Bakan Koca, sözlerinin çarpıtıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “DSÖ Göç ve Sağlık Toplantısında, 29 ilde 185 Göçmen Sağlığı Merkezi açıldığını, buralarda, ülkemize mecburen göç eden 787’si hekim, 34’ü diş hekimi, 1.149’u hemşire, yaklaşık 4 Bin SURİYELİ SAĞLIK ÇALIŞANI istihdam edildiğini söyledim. Konu özünden saptırıldı. “PERSONEL SAĞLIK BAKANLIĞI KADROSUNDA DEĞİL, GEÇİCİ SÖZLEŞMELİDİR” Bu insani proje, Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Delegasyonu ile Bakanlığımız arasında imzalanan DOĞRUDAN HİBE Sözleşmesi çerçevesinde hayata geçirilmiştir. Türkiye’de Göçmen Sağlığı Hizmetlerinin Desteklenmesi Projesi 2017’den beri devam etmektedir. Göçmen Sağlığı Merkezlerinin yapımı, görevli sağlık personelinin istihdamı Avrupa Birliği FONLARINDAN karşılanmaktadır. Personel sadece Suriyeli hastalara hizmet vermektedir. Personel Sağlık Bakanlığı kadrosunda değildir, proje kapsamında GEÇİCİ sözleşmelidir. Göçmen Sağlığı Merkezlerinin AB projesi kapsamında açılmasındaki amaç, sağlık tesislerimiz ile sağlık personelimiz üzerinde oluşan yükü arzu edildiği şekilde azaltmaktır. GERÇEK BÖYLEYKEN, “istihdam” başta olmak üzere konunun saptırılması kabul edilemez.” ÜMİT ÖZDAĞ VE FETÖCÜLER ÇARPITMIŞTI Her gün yüzlerce yalan ve kurgu paylaşımla savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyelileri hedef alan Ümit Özdağ ve FETÖ bağlantılı pek çok hesap Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarını çarpıtmıştı. https://twitter.com/umitozdag/status/1506870249181917186?s=21

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 31 32