27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

İkna yoluyla teslim olan teröristlerin sayısı 94 oldu

İçişleri Bakanlığı koordinesinde Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen ikna çalışmaları neticesinde; PKK terör örgütünden kaçan 5 terör örgütü mensubu daha bugün güvenlik güçlerine teslim oldu. Teslim olan örgüt mensuplarının 1995-2015 yılları arasında terör örgütüne katıldıkları, Türkiye, Suriye ve Irak'ta faaliyet yürüttükleri tespit edildi. Yürütülen ikna çalışmaları sonucunda; 2021 yılında teslim olan örgüt mensubu sayısı 94’e yükseldi.

2 yıl önce

“Murat Karayılan yolundan giden Soylu düşmanları!”

Çiçek’in yazısı şöyle; Süleyman Soylu’yu itibarsızlaştırma, yıpratma meselesi bir organize suç örgütü liderinin açıklamalarıyla bugün başlayan bir mesele değildir. Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı olduğu günden bu yana gerek trafik terörü, gerek uyuşturucu terörü, gerek suç örgütlerinin terörü, gerekse de terör örgütlerinin eylemleri karşısında mücadele ve önleme metodlarını çok başarılı uyguladığı için hedef hâline getirilmiştir. Üç yıl önce Kandil’deki Murat Karayılan alçağının “Adını anmak istemediğim Süleyman Soylu mu, soysuz mu? Süleyman Soylu tahriş ediyor, böyle İçişleri Bakanı olmaz” diye hakaretleri sıralamasının sebebi de işte bu yüzdendir. Kandil’deki teröristbaşları her konuşmasında sürekli Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef göstermektedir. Bunun ana sebebi de Türk devletinin terörle mücadelesindeki başarısı, kararlılığı ve tavizsiz duruşudur. Bu üç isim terör örgütü PKK’nın kâbusu olduğu için, teröristbaşları onların isimlerini anmadan cümle kuramıyorlar. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de kendi duruşunun gereği olarak son günlerde büyük yıpratma saldırılarına maruz kalan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Bilhassa terörle mücadele alanında ismini altın harflerle yazdıracak İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’ya yapılan itibar suikastlarını, siyasi linç girişimlerini, zulme varan isnatları kaygıyla izlediğimizi, asla ama asla kabul etmediğimizi tarihe not olarak düşmek istiyorum. Kim demiş, Sayın Soylu yalnız diye? Kim demiş, Sayın Soylu kimsesiz diye? Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı görevini vatan ve millet sevgisiyle yerine getiren, gece demeden, gündüz demeden bölücü terörle mücadele eden mert ve milletperver bir devlet adamıdır. Hakkında ne söylenirse söylensin, bizim bölücülerle iş tutan, terör örgütlerine hayranlık besleyen odakların hayâsız tezviratlarına aldırış etmemiz mümkün değildir. Zelil emel failleri terörle mücadeleyi sekteye uğratma arayışındadır. Zillete batanlar, sütre gerisine saklanıp iftira oku atanlar Sayın Soylu’yu yıpratma gayesiyle PKK/PYD/YPG’yi selamlarken şirinlik taslama hevesindedir. Geçin bunları geçin, terörle mücadeleyi dağda taşta, sınır içinde, sınır ötesinde cesaretle yürüten bir hükümeti, bir bakanı, topyekûn tüm güvenlik güçlerimizi ama, ancak, fakat demeden ön şartsız destekledik, bundan sonra da destekleyeceğiz” sözleriyle desteğini yinelemiştir. Bu cümleler her şeyin özetidir. Mesele sadece bir suç örgütü liderinin iddialarıyla başlayan zamanlama olsa da önünü-arkasını hemen ortaya koysak… Süleyman Soylu’ya İçişleri Bakanı olduktan hemen sonra başlayan bir saldırı süreci var. Özellikle terör örgütü PKK’ya darbe üstüne darbe vuruldukça ciyaklama oranında büyük artış olmuştur. Terör örgütü PKK ortak noktasında buluşan ne kadar siyasi parti, yayın organı, sivil toplum kuruluşu varsa Süleyman Soylu’nun tutumundan, duruşundan, söylemlerinden aşırı derecede rahatsızdır. Süleyman Soylu’dan HDP rahatsızdır, CHP rahatsızdır, İP rahatsızdır, Kandil rahatsızdır, FETÖ rahatsızdır, DHKP-C rahatsızdır. Kandil’deki teröristbaşı Murat Karayılan’a ve diğerlerine “Süleyman Soylu” denilince cinnet geçirmesinin sebebini kavrayanlar, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Süleyman Soylu’ya sahip çıkan açıklamaları içindeki anlamlı sebebi de çok iyi kavrayacaktır. Çünkü ortaya çok net konulan, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek isteyen, Türk milletine acılar yaşatan terör örgütleri karşısındaki başarılı mücadele grafiğidir. Menfaatine, rahatına dokunulan, hedeflerine engel çıkarılan terör örgütleri, mafyalar, suç örgütleri, Süleyman Soylu’yu hedef yapmıştır. Tam tersi olsaydı, Süleyman Soylu hakkında bu atmosfer oluşur muydu? Asla oluşmazdı. O yüzden, oynanan oyunu iyi görmek gerekiyor. Süleyman Soylu, organize suç örgütü liderinin başlattığı gündemde ortada adı yokken, kendi iradesini ortaya koyarak tavır almıştır. Sert girişi, net tavrı yüzünden olayın odağı hâline gelmiştir. Zaten bugün Süleyman Soylu’yu suçlayan organize suç örgütü lideri bir yıl önce “Neymiş efendim beni Süleyman Soylu kaçırtmış. Ben İçişleri Bakanı ile hayatımda bir kere yan yana gelmedim. Özel dostluğu gerektirecek bir şeyimiz olmadı” açıklamasını yapmıştı.Geçmişte Süleyman Soylu hakkında en ağır yazıları yazmış ve onunla mahkemelik olmuş bir yazarım. Ama İçişleri Bakanı olduğu günden bu yana ortaya koyduğu duruşu, mücadeleyi Türkiye’nin birliğini, varlığını ve geleceğini düşünen herkesin görmesi gerekiyor. Zaten onun gitmesini isteyenlere bakarsanız Türkiye üzerinde hesap yapanlar olduğunu anlarsınız. Türkiye’yi bölmek isteyen, bu hedef için askerimizi, polisimizi şehit eden, masum insanlara kıyan terör örgütü PKK’nın Kandil’deki en tepedeki teröristbaşı 3 yıl önce “Süleyman Soylu tahriş ediyor, böyle İçişleri Bakanı olmaz” diyorsa meselenin anlaşılmayan bir yönü kalıyor mu? CHP’nin başını çektiği ve kuyruklarının uyum sağladığı çirkef muhalefet, Cumhur İttifakı içinde fitne yaratıp, bu ittifakı parçalamak için her gün yeni bir tezgâh, yeni bir iftira servis ediyor. Günlük Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırıyorlar, oradan MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye geçiyorlar, oradan da Süleyman Soylu’ya… Ve uzayıp gidiyor. Sürekli fitne yaratarak aralarını açmaya çalışıyorlar. Süleyman Soylu görevden ayrılınca bunlar duracak mı sanıyorsunuz? Yarın, Milli Savunma Bakanı hakkında çeşitli iddialarda bulunup onu yıpratmaya çalışmayacaklar mı? Yarın, Dışişleri Bakanı hakkında çeşitli iddialarda bulunup onu yıpratmaya çalışmayacaklar mı?   Zaten Süleyman Soylu’yu bir yeseler, doymak bilmeyen fitne ve iftira iştahları yeni bir hedef seçecektir. En basit soru şudur: CHP, HDP, Kandil, FETÖ birlikteliği Süleyman Soylu’dan niye nefret ediyor ve ısrarla niçin görevden alınması için propaganda yapıyor? Bu sorunun cevabı bile yeterli değil mi? Sizce bunlar Türkiye’de demokrasi, hukuk, adalet, şeffaflık istediği için mi Süleyman Soylu’yu hedef seçiyor? “AK Parti-MHP ittifakına karşı çıktığı için CHP ile hemfikiriz” diyen ve Süleyman Soylu’ya mafyanın yaptığı gibi en çok hakaret eden Murat Karayılan, Kandil’deki mağarasında terör eylemlerinin planını mı yapıyor yoksa Türk milletinin huzurunu mu, refahını mı düşünüyor? O yüzden MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, Süleyman Soylu konusundaki duruşu fitne ve iftiralarla gölgelenecek bir duruş değildir. “Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu’ya sahip çıkarak Erdoğan’a tuzak kurdu” diyen embesiller emin olun, teröristbaşı Murat Karayılan ile birlikte Türkiye’ye tuzak kurmaya çalışan hainlerdir. Dikkat edin hepsinin ortak özelliği CHP’yi destekleyen hem PKK’ya, hem FETÖ’ye sahip çıkanlardır. Bir de sol medyanın figüranı olan ve sürekli bunların televizyonu ve gazetelerine açıklama yaparak MHP’ye saldıran eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan var. Bu utanmaz adam, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin Süleyman Soylu’ya sahip çıkmasını “Bu söylemle bir hamle yaptığı yok. Sadece kendi tutsaklığını ifade ediyor” demiş… Süleyman Soylu’ya sahip çıkarak neyin tutsaklığı olacak Sol’un figüranı Sadettin Tantan? O zaman biz de sana “Süleyman Soylu düşmanlığı yapan teröristbaşı Murat Karayılan’ın tutması, onun esiri” mi diyelim? Hayırdır İçişleri Bakanı eskisi, o kadar Türkiye düşmanlarını, hainleri, alçakları geçtin de tek derdin MHP mi oldu? Allah’tan korkun yok belli, bari kullarından utan… Haini ve ihanet figüranı bol bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye üzerindeki oyun o kadar net ki, önlemek adına Türkiye’yi sevenler uyanık ve şuurlu olsun yeter…

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Her ne kadar bizlerin burada sergilediği birlik, beraberlik, kardeşlik iklimi Amerika'da birilerini rahatsız etmiş olsa da, biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz."

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 47’nci yıldönümü törenlerine katılmak üzere bugün Lefkoşa’ya gelen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, KKTC Meclisi’nde vereceği ‘müjde’ merakla bekleniyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, merakla beklenen konuşmasında müjdeyi açıkladı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Bugün bizim için çok ama çok anlamlı bir gün. Kıbrıs Barış Harekatı'nın 47'nci yıl dönümünde KKTC'de bulunmanın bahtiyarlığı içindeyim.  Bugün Türkiye ile KKTC arasındaki, gücünü şehitlerimizin kanlarından alan ebedi ve ezeli kardeşliğimizi tüm dünyaya isteseler de istemeseler de bir kez daha ilan ediyoruz. Yine bu ziyaret vesilesiyle ülkelerimiz için son derece önemli bazı müjdelerimizi kamuoyu ve dünya ile paylaşma fırsatı bulacağım.  Cumhuriyet Meclisi, Kıbrıs Türk'ünün azmini, iradesini ifade eden bir kurumdur. Cumhuriyet Meclisi, Kıbrıs davasına güç katmıştır. Kuruluşundan bugüne Kıbrıs davasını savunan tüm Meclis üyelerine buradan bir kez daha şükranlarımı ifade ediyorum. BUGÜNLERE BİRİLERİNİN İHSANIYLA DEĞİL BEDEL ÖDEYEREK GELDİK Kıbrıs davası gelecekte de sizlerin omuzlarında yükselmeye devam edecektir. Bu dava öksüz, garip, sahipsiz değildir. Kıbrıs davası büyük bir davadır. Bu dava, tarihiyle büyük, vicdanıyla büyük, mücadelesiyle büyük, 1974'te yazdığı kahramanlık destanıyla büyük bir milletin davasıdır. Kıbrıs davasının sahibi, yavru vatanıyla, anavatanıyla, büyük Türk milletinin tamamıdır. Bu davanın sahibi şehitlerimiz, gazilerimizdir. Bu dava için 1974'te ülkemizin dört bir yanından 498 Mehmedimizi şehit verdik. Kıbrıs Türk halkı 170 evladını kara toprağın bağrına emanet etti. Türkiye nasıl dünyanın en büyük şehitliği ise KKTC de her karışında bir kahraman yatan şehitler yurdudur. Biz burada özgürce nefes alabiliyorsak bunda en büyük pay bu toprakları şehitler yurdu yapan kahramanlara aittir. Bugünlere birilerinin ihsanıyla, lütfuyla değil bedel ödeyerek geldik. Bu topraklarda elde ettiğimiz her başarıyı çein mücadelelerin sonucunda adeta söke söke kazandık.  KARŞILARINDA KIBRIS TÜRK HALKININ ÇELİKTEN İRADESİNİ BULDULAR Haksızlık karşısında sessiz kalanlardan olmadık. Hukuksuzluklara eyvallah edenlerden olmadık. Başkalarına değil kendi bileğimizin gücüne güvendik. Sırtlarını dayadıkları güçlere güvenerek Kıbrıs Türkü'nü yok edeceklerini sananlar, karşılarında Kıbrıs Türk halkının çelikten iradesini buldular. BİZLERİN BURADA SERGİLEDİĞİ KARDEŞLİK AMERİKA'DA BİRİLERİNİ RAHATSIZ ETMİŞ OLSA DA... Kıbrıs davasının sancaktarlığını yapan tüm kurumların dayanışmasını güçlü tutması çok önemlidir. Kıbrıs davasını içerden çökertmek için yapılan hamleler de Kıbrıs Türk'ünün feraseti ile boşa çıkmıştır. Birlik ve beraberliğimizi hedef alan belli çevrelerin kardeşliğimize fitne mayası çalmasına müsaade etmeyeceğiz. Kimi gafillerin zehirli ayrılık oklarını Kıbrıs Türk halkının kalbine saplamasına fırsat vermeyeceğiz. Yaptığınız her çalışmada yanınızda olacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Her ne kadar bizlerin burada sergilediği birlik, beraberlik, kardeşlik iklimi Amerika'da birilerini rahatsız etmiş olsa da, biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz. Artık sıkıntı olmayacak derken Amerika'da birileriyle ortak mahfiller oluşturmak suretiyle yeniden ortalığı karıştırmayı çalışanları iyi biliyoruz. Yarınki konuşmamda da bunlara değineceğim. Adada kimin işgalci zihniyeti temsil ettiğini gayet iyi biliyoruz.  BİR 50 YIL DAHA KAYBETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR 50 yılı aşkın süredir devam eden müzakereler bir sonuca ulaşamadı. Konuşulmadık konu kalmadı. Artık bizim bunlara inanmamız, bir 50 yıl daha kaybetmemiz mümkün değildir. Rum tarafının kendilerini adanın tek sahibi olarak görmeleri çözümsüzlüğü getirdi.  Adada iki ayrı devlet, iki ayrı halk var. Uluslararası toplum da bu gerçeği er ya da geç kabul edecek. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından Cenevre'de sunulan öneriye desteğimiz tamdır. Taviz vermeyiz, veremeyiz. Kıbrıs Türk'ünün önünde kurulmaya çalışılan tuzakları hep birlikte bozacağız. Aydınlık geleceğimizi de birlikte inşa edeceğiz. Rum tarafı Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Türk halkının müktesep haklarını yok saymayı ısrarla sürdürüyor. Doğu Akdeniz'deki işbirliği alanlarını ele almak üzere AB'ye bölgesel bir konferans düzenlenmesini önerdim. Yapıcı teklifimize henüz yanıt alamadık. Bizim kimsenin toprağında, hakkında gözümüz yoktur. Niyetimiz gerginlik değil. Rum tarafının Kıbrıs Türk'ünün hakknı yok sayarak atacağı her adımın karşısında olduğumuzun altını çiziyorum.  MÜJDEMİ VERMEK İSTİYORUM Sizlere bir kaç gündür gündemde olan müjdemi vermek istiyorum. KKTC Cumhurbaşkanlığı'nın ne doğru düzgün Cumhurbaşkanlığı binası veyahut da doğru düzgün parlamento binası var. Bunu KKTC'ye yakıştırmıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki bina malum İngilizlere ait bir gecekondu. KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili adımın proje çalışmaları bitti ve inşasına da inşallah yakında başlıyoruz. Nerede başlıyoruz? Metehan bölgesinde TSK ile görüşerek 500 dönüm araziyi bu iş için tahsis ettik. Bu arazide külliyeleri yapacağız. Bir de muhteşem bir millet bahçesini orada yapalım, gerçekleştirelim. Devlet olmanın işte ifadesi budur. Bu projeyi hayata geçirerek, nasıl bir Kuzey Kıbrıs devleti varmış birilerinin görmesi lazım. Mimarımız güzel bir çalışma ile projeyi ortaya çıkardı. Bizzat ben de takip ettim. Ardından hemen işin statiklerine ve inşaatına gireceğiz. Fazla zamanımız yok. KKTC'nin ilan edildiği bu tarihi binanın da müze haline getirilerek yeni nesillere bırakılmasının isabetli olacağını düşünüyorum.

2 yıl önce

Kilis-Konya yolu arasında 10 kaçak göçmen yakalandı

Konya-Karapınar karayolu Merdivenli mevkisinde, 06 GB 6897 plakalı otomobilin durumundan şüphelenen polis ekipleri, sürücüye ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan sürücü yoluna devam etti, polisler de peşine düştü. Kent merkezine 15 kilometre mesafede, Konya Çevre Yolu’na giren sürücü, otomobili durdurup inerek mısır tarlasına girip kaçtı. Polisin yaptığı kontrolde koltuklarda 8, bagajda da 2 Suriyeli kaçak göçmen yakalandı. Sınırı kaçak yollarla geçip İzmir’e gitmek isteyen kaçakların, otomobil sürücüsüne kendilerini götürmeleri karşılığında 100’er dolar verdiği belirlendi. Kaçaklar İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne götürülürken, otomobil sürücüsünü yakalamak için çalışmalar sürüyor.

2 yıl önce

İETT otobüsünü yolcular itti

Olay dün öğle saatlerinde Maden Mahallesi, Eski Zekeriyaköy Caddesi üzerinde meydana geldi. İçindeki yolcularla birlikte Zekeriyaköy'e doğru seyir halindeki İETT otobüsü rampaya gelince aniden arıza yaptı. Motoru çalışmaya devam ettiği halde rampadan çıkamayan otobüs için yolcular harekete geçti. Otobüsten inen yolcular hep birlikte İETT otobüsünü iterek rampadan çıkardı. O anlar bir vatandaş tarafından fotoğraflandı. KABAKTEPE: SİZCE BU İŞTE TERSLİK YOK MU? Görüntüler sonrasında AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe "Sizce de bu işte bir terslik yok mu" derken İBB Meclis Üyesi Sadullah Kabahasanoğlu, "Şu 2,5 yıl hızlı geçsin artık… İstanbul gün geçtikçe küçültülüyor. 7,5 milyar lira bütçeli İETT otobüslerine bakım yapamaz hale getirildi. Ah İstanbul…" diyerek tepki gösterdi. Yolcuları taşıması için var olan otobüsün, yolcular tarafından rampa yukarı itilmesi sosyal medyada tepki topladı.

2 yıl önce

Tatil sonrası dönüş yolculuğuna çıkacakların dikkat etmesi gerekenler

Bakan Soylu Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Bayram dönüşü trafik yoğunlaştı. ⚠️Dikkat ✋Sabır ?Kural Lütfen dikkatle, sabırla, kurallara uyalım. Sevdikleriniz ve kendiniz için, Dikkatle #YolVerHayata ❤️??” uyarısında bulundu.

2 yıl önce

Amal'ın İngiltere yolculuğu başladı

GAZİANTEP'TEN İNGİLTERE'YE Suriyeli mülteci çocukların yaşadığı sorunları gündeme getirmek amacıyla tasarlanan dev kukla, dört ay sürecek yolculuğuna başladı. İngiltere'de sona erecek yolculuğun başlangıç noktası Gaziantep'ti. Amal'ın yürüyüşe başlaması nedeniyle Gaziantep Kalesi önünde tören düzenlendi. Törene çok sayıda mülteci çocuk katıldı. Etkinlikte çocuklar ellerindeki fenerler ile Amal'ın yolunu aydınlatarak yürüyüşüne eşlik etti. Tuttukları şıklarla kuklaya yolu gösteren mülteci aileler ve çocukları arasından ilerleyen Amal'ın kuklası, vatandaşlar tarafından da ilgi gördü. Etkinlikte sanatçılar Ali Demirel ve Balkan Karişman Gaziantep Kalesi üzerinde ışık ve lazer gösterisindeydi. İNGİLİZ TİYATRO TOPLULUĞUNUN PROJESİ İngiltere merkezli Good Chance Tiyatrosu tarafından hayata geçirilen ve Türkiye'den birçok kuruluş ve sanatçının destek verdiği proje kapsamında hazırlanan kukla Amal, annesini bulmak üzere yola çıkan bir kız çocuğunun hikayesini anlatıyor. Küçük Amal'ın hikayesi ile dünya devletlerine farkındalık oluşturmak ve ülkelerinden iç savaştan kaçarak sınırı aşan çocukların sığındıkları ülkelere geliş hikayelerinde yaşadıkları sorunlarına dikkat çekmek hedefleniyor. 8 BİN KİLOMETRELİK YOLCULUK Gaziantep'ten başlayan ve dört ay sürecek 8 bin kilometre yolculuğu olan Amal'ın kuklası, yolculuğu esnasında 120 farklı etkinliğe katılarak gittiği şehirde mültecilerle buluşacak.

2 yıl önce

Ağrılılardan Diyarbakır'daki annelere destek yürüyüşü: 2 bin kişi yola çıkacak

Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, yaptığı yazılı açıklamada, çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde başlattığı oturma eyleminin ikinci yıldönümünün yaklaştığını hatırlattı. Kendilerinin de Diyarbakır annelerine destek vermek amacıyla Ağrı'dan 2 bin kişiyle buraya yürüyüş yapacaklarını anlatan Sayan, "Gönül ister ki herkes o gün Diyarbakır’da olsun ve milyonlar hep bir ağızdan 'Edi bese' (yeter artık) desin. Herkes bulunduğu ilden Diyarbakır’a yürüyebilir, çevre illerde yaşayan vatandaşların yürüyüşe destek vermesini istiyoruz." ifadelerini kullandı. Sayan, yürüyüş için hazırlıklara başladıklarını belirterek, "Diyarbakır annelerinin oturma eylemi 3 Eylül’de ikinci yılını dolduruyor. Biz de 2 bin kişiyle Ağrı’dan yürüyerek 3 Eylül’de annelerimizin yanında olacağız. Annelerimizle 'Edi bese' diyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 47 48