05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Diyanet İşleri Başkanlığı "personele zorla kitap aldırıldığı" iddiasını yalanladı

Açıklamada, Başkanlığın, din görevlilerine yönelik okuma, yorumlama ve müzakere faaliyetlerinin geliştirilerek devam ettirilmesini, din hizmetlerinin verimliliğinin artırılmasının vazgeçilmez bir unsuru olarak gördüğü ifade edildi. Bu çerçevede, bu yıl ülke genelinde din görevlilerine yönelik hayata geçirilen "Kitap Oku-Yorum" projesi kapsamında, her ay için bir kitabın belirlendiği hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Kitaplar, din görevlilerimiz ve vatandaşlarımızın istifadesine sunulmak üzere cami kitaplıklarına ve kütüphanelerine kazandırılmaktadır. Ayrıca, din görevlilerine kitap satışı zorunlu tutulmamakta, bu konuda gönüllük esasına göre hareket edilmektedir. Kitaplar, piyasa fiyatlarına oranla son derece uygun ve kampanyalı fiyatlarla il ve ilçe müftülüklerimize ulaştırılmaktadır. Kitapların maliyetlerinin farklılık arz etmesi ise baskı kalitesi, sayfa sayısı ve basıldığı dönemdeki kağıt maliyetleri ile yakından ilgilidir. Konunun yazar isimleri üzerinden değerlendirilmesi ise yanlış ve yanlı bir tutumdur." "ALİ ERBAŞ, BURHAN İŞLİYEN VE İBRAHİM KALIN TELİF ÜCRETİ ALMADI" Açıklamada, proje kapsamında, kitapların toplu basımı ve gönderiminin hedef kitlenin daha hızlı, rahat ve uygun maliyetlerle kitaplara ulaşabilmesini sağlamaya yönelik idari bir tedbir olduğu ve kar amacı güdülmediği vurgulanarak, şu bilgiler verildi: "Proje hazırlık safhasında okunacak kitaplar belirlenirken yazarlara bilgi verilmemiştir. Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcımız Dr. Burhan İşliyen ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da bahsi geçen eserlerde telif ücreti almayarak, 'bila bedel' olarak eserlerini Başkanlığımıza devir ve temlik etmişlerdir. Bu sebeplerle, personele gönderildiği iddia edilen yazının telif ücreti almak suretiyle eser sahiplerine para kazandırmaya yönelik olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Projede okunacak kitapların içeriğinden Başkanlığımızca icra edilecek sınav ve mülakatlarda soru sorulması hususunun din görevlilerinin kitap okuma ve müzakerelerine katılımlarının teşvik edilmesi amacının dışında yorumlanması ise son derece üzücüdür."

2 yıl önce

Uğur Dündar, Ekrem İmamoğlu için sınırları zorladı… Beyin yakan açıklama…

İstanbul’da kar felaketi yaşanırken lüks bir balıkçıda yemek yerken görüntülenen ve o esnada İngiltere Büyükelçisi Dominick Chilcott ile birlikte olduğu anlaşılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu savunmak için fondaş medyadaki olağanüstü çaba devam ediyor. UĞUR DÜNDAR’DAN BEYİN YAKAN AÇIKLAMA Gazeteci Uğur Dündar da, Ekrem İmamoğlu’nun kriz anında İngiliz Büyükelçi ile yemek yemesini değerlendirdi. Sözcü’de yazdığı köşesinde İmamoğlu’nun aciz başkan portresi çizmekten kaçtığını söyleyen Uğur Dündar, şu ifadelere yer verdi: “Gözleri o kadar kararmış ki, İngiliz Büyükelçiye “Kötü hava koşulları ve yolların kapalı olması nedeniyle randevumuzu iptal ediyorum” diyerek, aciz başkan portresi sergilemek yerine, Okmeydanı’ndaki AKOM’dan, Sarıyer’e giderek, yolları açık tutmayı başaran Belediye Başkanı mesajını verdiğini bile göremiyorlar!..”

2 yıl önce

Terör örgütü PKK'nın zorla dağa çıkardığı çocuk, örgütün kirli yöntemlerini deşifre etti

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığından alınan bilgiye göre, başta PKK olmak üzere terör örgütlerinin baskı ve tehdit uygulayarak kandırdığı çocukların insan ticareti mağduru olarak tanımlanmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Bu kapsamda "İnsan Ticaretiyle Mücadele ve Mağdurların Korunması Hakkında Yönetmelik" hükümleri gereğince Türk vatandaşı yabancı ayrımı yapılmaksızın işlemleri yürüten İl Göç İdaresi Müdürlüklerinin mülakatları sonucunda 21 Ocak 2022 itibarıyla zorla örgüte alınan 2'si Suriye uyruklu 15 çocuk "insan ticareti mağduru" olarak tanımlandı. PKK'nın zulmüne maruz kaldıkları dönemdeki yaşlarının 9-17 olduğu belirlenen çocuklarla yapılan mülakatlar ise terör örgütü PKK'nın çocukları nasıl kandırdığını ve örgüte kazandırmaya çalıştığını gözler önüne serdi. ÇOCUKLAR GARA'YA GÖTÜRÜLDÜ İnsan ticareti mağduru olarak tanımlanan ve 14 yaşında katıldığı PKK'dan kaçarak kurtulan Suriye uyruklu bir çocuk, yapılan mülakatta, 12 yaşındayken babasının vefat ettiğini söyledi. Suriye'nin Halep kentinde örgütün eylemlerinin olduğunu, arkadaşlarının kendisini bu eylemlere götürdüğünü anlatan, zorla örgüte alınan çocuk, PKK'nın arkadaşlarına ve kendisine "Toplantılara katılın" dediğini aktardı. PKK tarafından kandırılarak örgüte alınan çocuk, şunları kaydetti: "'Cezire Derik tarafında bir yere götüreceğiz, sizi eğitip tekrar geri göndereceğiz. Tekrar evinize döneceksiniz, sadece olgunlaşmanız için sizi eğiteceğiz' dediler. Bir grup olarak bizi Suriye Cezire tarafına gönderdiler. 1,5 ay Derik tarafında siyasi eğitim verdiler. 1,5 aylık eğitimi tamamladık fakat baktık ki bizi göndermiyorlar. Dediler ki 'Artık kadromuzdasınız nasıl eve gidersiniz?' Gerçekten bizi kandırdılar, geri döneceğimizi söyleyip göndermediler. Bize 'Burada özgürsünüz ve eğitim de gördünüz, gerilla olacaksınız ailenizi unutun' dediler. Bu şekilde kandırdılar bizi." Daha sonra kendisi gibi iki çocukla birlikte kırsal bölgeye gönderildiğini belirten çocuk, ilk olarak Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesine götürüldüğünü daha sonra da Zap ve Metina'daki altyapıya yerleştirildiğini, Metina'da bulunduğu dönemde ise kaçmayı başardığını söyledi. Zorla örgüte alınan çocuk, "Zap ve Metina'da bir mağarada kalıyorduk. Orda bize askeri ve siyasi eğitimleri beraber veriyorlardı. 'Sizi olgunlaşmanız ve hazırlanmanız' için eğitiyoruz diyorlardı. 'Biz de ne savaşı ne silahı bu yaşta nerden bilelim bunları' dedik. Böyle olacağını bilseydim hiç gelmezdim. Gerçekten bunlar beni kandırdı. Orada HPG ve YJA Star grupları var. Zaten kadınların hepsi YJA Star'a bağlı. YJA Star savaşmak için genç kadınlar yetiştiriyordu. Kışları mağaralarda siyasi ve teorik eğitimler veriyorlardı. Erkek ve kadın beraber yaşıyorlar ama 'Bizim ahlakımız iyi, kötü şeyler yapmayın' diyorlardı." ifadelerini kullandı. "PKK AİLEDEN KOPARIYOR" Sözde üst düzey yöneticilerin örgüt üyeleri arasında duygusal ilişki yaşanmasını istemediğini söylediğini ancak bazı sözde yöneticilerin örgüt üyeleriyle uzun süredir birlikte olduğunu kaydeden çocuk, örgütün çocukları ailelerinden kopardığının altını çizdi. Zorla örgüte alınan çocuk, şöyle devam etti: "Bize Türkiye'nin en büyük düşmanımız olduğunu söylediler. Özellikle Türkiye'den katılanları korkutmak için 'Kaçanlara tecavüz ediyorlar, psikolojik baskı uyguluyorlar' diyorlardı. Sadece kaçıp özgürlüklerine, ailelerine kavuşmasınlar diye bu şekilde propaganda yapıyorlardı. Ama geldim çok şükür öyle bir şey görmedim. Kaçıp kurtulduğum için çok memnunum. Geldiğim zaman pişmanlık yasası vardı, pişmanlık yasasında yargılandım sonuna kadar da devlet bize yardımcı oldu. İnsan oralarda geçirdiği yıllarına çok büyük bir pişmanlık yaşıyor. 1,5 sene oldu geleli. Herkesin benim gibi gelmesini bir kişinin bile orda kalmamasını, gelip burada özgürce yaşamalarını istiyorum. Orada boş bir ömür geçiriyorlar."

2 yıl önce

İmamoğlu ingilizcesi! Kağıttan okuyunca daha da zorlandı

Münih Güvenlik Konferansı için Almanya'ya giden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yaptığı İngilizce konuşma, sosyal medyada gündem oldu

2 yıl önce

Evlat nöbetinde aile sayısı 265 oldu: Kardeşimi HDP’liler kandırıp zorla dağa götürdüler

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından kaçırıldığı iddiasıyla 3 Eylül 2019'da farklı kentlerden Diyarbakır'a gelen ailelerin HDP il binası önünde başlattığı oturma eylemi 906’ıncı gününde de devam ediyor. Aileler, çocuklarına kavuşmak için kararlı bir şekilde eylemlerini sürdürüyor. 265’inci aile, evladına kavuşmak için nöbetteki diğer ailelerin 'kahrolsun PKK' sloganları eşliğinde eyleme katıldı. Ağabey Halil Kılıç, kardeşini Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 2013 yılında terör örgütü PKK üyeleri tarafından kandırılarak zorla dağa kaçırıldığını öne sürdü. “Kardeşimin kaçıp teslim olmasını istiyorum” Kardeşi Şemdinli’de çobanlık yaptığını aktaran ağabey Kılıç, “Kardeşimi HDP’liler kandırıp zorla dağa götürdüler. Ben kardeşimi HDP’den istiyorum ve onun için buraya geldim. Kardeşimi alamadan da asla buradan gitmeyeceğim. Kardeşim beni görüyor ve izliyor ise kaçıp gelmesini, teslim olmasını istiyorum” dedi.

2 yıl önce

Esenyurt'ta eski kız arkadaşını zorla ara sokağa götürüp öldürmüştü! İntihara yeltenen cani, tedavi gördüğü hastanede öldü!

Kan donduran olay, saat 19.30 sıralarında, Turgut Özal Mahallesi 116 Sokak'ta meydana geldi. Kader G., Haramidere Sanayi Metrobüs Durağı'nın üst geçidinden indikten sonra Alpaslan Ç.'nin yanına geldi. Alpaslan Ç., kolundan tutarak zorla ara sokağa götürdüğü eski kız arkadaşı Kader G.'nin boynuna silahla ateş etti. Alpaslan Ç. ardından aynı silahla kendine ateş ederek, intihar girişiminde bulundu. SALDIRGAN DA HAYATINI KAYBETTİ İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, ilk müdahalenin ardından ağır yaralı olan iki kişiyi de hastaneye kaldırdı. Kader G., yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Yoğun bakımdaki tedavisi süren Alpaslan Ç.'nin de hayatını kaybettiği belirtildi. Kader G.'nin Alpaslan Ç.'nin eski kız arkadaşı olduğu öğrenildi. EVLENİP BOŞANMIŞ, TEHDİT SUÇUNDAN SABIKASI VAR Alpaslan Ç.'nin daha önce başka bir kadınla evlenip boşandığı ve "tehdit" suçundan sabıkası olduğu öğrenildi. "İLK KADINA ATEŞ ETTİ, SONRA DA KENDİNİ VURDU" Olayın görgü şahidi Muhammet İçseloğlu, "Arabanın anahtarını almaya inmiştim. Burada tartışıyorlardı. Daha sonra erkek, ilk kadına ateş etti, sonra da kendini vurdu. Adamdan duman çıktığını gördüm" dedi. Polisin olaya ilişkin çalışması sürüyor. ZORLA ARA SOKAĞA GÖTÜRÜLDÜĞÜ ANLAR KAMERADA Olay öncesi bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, Kader G.'nin üst geçitten inerken Alpaslan Ç.'nin beklediği görülüyor. Kader G.'yi gören Alpaslan Ç. hızla yanına giderek zorla ara sokağa doğru itiyor. Silah sesleri duyulan sokakta vatandaşların kaçtığı kameraya yansıyor.

2 yıl önce

İYİ Partili Çıray'dan sınırları zorlayan Mansur Yavaş çıkışı: Erdoğan var bu işlerin arkasında

Millet İttifakı'ndaki adaylık karmaşası devam ediyor. Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş'ı adaylık için teklif edeceklerini açıklamıştı. Ümit Özdağ'ın çıkışı bir anda gündeme otururken, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın ise muhalefetin çatı adayı olacağı iddia edilmişti. "ARKASINDA ERDOĞAN VAR" İYİ Parti İzmir Milletvekili Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray, katıldığı televizyon programında bu isimlerin ortaya atılmasının arkasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olduğunu savundu. Çıray açıklamasında, ''Mansur Yavaş ve diğer isimlerin ortaya atılması Millet İttifakı'na 'Hemen adayınızı açıklayın' dayatması bir psikolojik operasyonun adımlarından ibarettir. Ve arkasında bu siyasi iktidar vardır. Sayın Erdoğan var bu işlerin arkasında'' ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Diyarbakır annelerinin evlat nöbetine dört aile daha katıldı: Kızımı zorla kaçırdılar

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı ve pazar günü 1000. gününü dolduracak evlat nöbeti sürüyor. Adana'da 12 yıl önce 17 yaşında dağa kaçırılan kızı Suzan için gelen anne Zeynep İpek, Adıyaman'dan dağa götürülen kardeşi Aziz için gelen İlyas Mutlu, Adıyaman'dan kardeşi Nusret için gelen Hamit Atlamaz ve Gaziantep'ten kuzeni Serkan Yıldız için gelen Veysel Cam da oturma eylemine katıldı. Anne Zeynep İpek, kızının 2010'da gittiğini ve şu ana kadar hiçbir haber alamadığını bildirdi. Kızının kaçırıldığı gün kendilerini korkutmak için kapılarına vurduklarını anlatan İpek, "Kızımı zorla kaçırarak götürdüler. Kızımı getirsinler. Ben kızımı istiyorum. Orası onun yeri değil. Kızımı nasıl götürdüyseler, getirsinler. Orada kalmasın." dedi. Ağabey İlyas Mutlu ise geçen yıl 26 Ekim'de kardeşinin gittiğini, o günden beri haber alamadıklarını belirterek, "Merak ediyoruz. Neredeyse çıkıp gelsin. Yeri orası değil ve annesi merak ediyor. Bizi görüyorsan dön gel seni bekliyoruz." diye konuştu. Aileler adına konuşan Rukiye Canbey de şunları kaydetti: "Diyarbakır anneleri olarak 998 gündür HDP binası önünde nöbetteyiz. Pazar günü 1000. günümüz. HDP'den çocuklarımızı kardeşlerimizi istiyoruz. Bu haklı davamızdan kesinlikle vazgeçmeyeceğiz. HDP'den çocukları ve gençleri istiyoruz. Dağa kaçırdığı ülkenin pırıl pırıl çocuklarını istiyoruz. Pazar günü tüm Türkiye'yi yanımıza davet ediyoruz. Haklı davamızda sesimizi duyurmamızda bizlere yardımcı olun." Eylem yapan anne ve babalar, HDP ve terör örgütü PKK aleyhine slogan attı.

1 2 3 4 5