05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Cem Seymen yangınlarla mücadeleyi görmezden geldi: İspanya'dan gelen uçaklar için umutluyum

Türkiye bir haftadır yurdun farklı noktalarında çıkan yangınlarla mücadele ediyor. Ekipler, gecesini gündüzüne katarak yangınların kontrol alınması için çalışmalarını sürdürüyor. "GÜNLERDİR İLK KEZ UMUTLUYUM" Alevlerin söndürülmesi için gösterilen tüm bu çabaları görmezden gelen gazeteci Cem Seymen, İspanya'dan yardım için gönderilen uçaklar için "Günlerdir ilk kez umutluyum" paylaşımında bulundu. https://twitter.com/cemseymen/status/1422574429633122314?s=21 BİR HAFTADA 152 YANGIN SÖNDÜRÜLDÜ Seymen, 163 orman yangınından 152’sinin özverili çalışmayla kontrol altına alınması başarısına rağmen "Günlerdir ilk kez umutluyum. Binlerce canımızın cayır cayır yanışını uzaktan çaresizce kaç gündür seyrettik. Uluslararası yardım çağrımıza cevap veren İspanyol ekip harıl harıl çalışıyor öğlenden beri. Önce strateji belirlediler ardından sortilere başladılar. Minnettarız" ifadelerini kullandı. TEPKİLER SONRASI TEŞEKKÜR ETTİ Bu sözlerinden kısa bir süre sonra bit tweet daha atan Seymen, "Günlerdir canla başla yangın bölgesinde uykusuz çalışan bütün emekçilerin haklarını ne yapsak ödeyemeyiz. Vatanımızı alevlerin içinden kurtarmak için ter döktüler. Şimdi onlara İspanyol yangın uçakları da destek verecek. Hepinize şükran borçluyuz. Gurur abidesisiniz" dedi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yangınla mücadeleyi sürdürüyoruz, kaçamak yapmak yok ve üzerine üzerine gidiyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atv, Ahaber, Apara ve Anews ortak yayınında önemli açıklamalarda bulunuyor. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: ORMAN YANGINLARI
'ZARAR TESPİTLERİ İLE İLGİLİ TALİMATLARI VERDİK' Öncelikle son günlerde yaşadığımız bu orman yangınlarında ve sellerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Selin hemen ardından Rize'ye gittik. Oradaki vatandaşlarımızla bir araya geldik ve günübirlik de olsa Rize'den Arhavi'ye geçtik. Oradaki vatandaşlarımızla miting türü bir buluşmamız oldu. Gerek esnaf gerekse oradaki selin istila ettiği evlerin durumu çok manidardı, üzücüydü. Bir taraftan valilerimize zarar tespiti noktasında gerekli talimatları verdik ve bu zarar tespitleriyle beraber de süratle bu zarar tespitlerini yapalım ki hem ayni hem nakdi ne yapacağımızı bilelim. Bunun için kendilerinden birkaç gün içinde neticeyi almayı istedik. Valilerimizin çok daha seri hareket etmelerini istedik. Bir taraftan da ödemelere başlanması talimatını verdik. Anında konut yapım işine de başlayalım istedik. 1 yıl içerisinde de TOKİ olarak bu konutları bitirip Rize ve Artvin'de, Arhavi'de buradaki konutların sahiplerine konutlarını inşallah teslim edeceğiz.  'ŞUAN BÖLGEDE 16 UÇAK VAR' Yangın meselesine gelince, 8. gün ve bütün şiddetiyle devam ediyor. Otellerde kalanların tahliye edilmesi çalışmalarımız oldu. Denizden, karadan olsun boşaltma çalışmalarını gerçekleştirdik. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu yıl orman yangınlarında büyük artış yaşandı ve burada siyasete yer olmamalı. Düşünün ki 8 gün içinde 187 yangın çıktı. Bu 187 yangından şu anda 15 yangın devam ediyor. Bunların bir kısmı kontrol altında. 15 noktada devam eden yangınları kontrol altına alma çalışmaları da sürüyor. Örneğin burada şu anda ülkemizin önemli iş adamlarından birkaçının sahibi olduğu termik santral var ki bu termik santral adeta yanma tehdidiyle karşı karşıya. Gün boyu uçaklar, helikopterler söndürme çalışması yaptı. Şu anda 3 bakanımız oradalar. Bunu söndürebilmek için aşırı bir rüzgar durumu söz konusu olmasa söndürmek tabii ki kolay olacak. Bu mücadeleyi sürdürürken bir taraftan rüzgar tehdidiyle karşı karşıyasınız. Kozalaklarla beraber bu tehdidini genişleterek devam ettiriyor. Biz sadece bunlarla savaşmıyoruz, mücadele etmiyoruz. Bu ülkede muhalefet ayrı türlü bir sizinle mücadelenin içerisinde. 'Burada niye uçak, helikopter yok' gibi bir yalan terörü estiriliyor. Şu anda burada 16 uçak var. Bugün gelenlerle 20'ye çıktı. 51 helikopter var. 9 İHA var. Bunlar devrede, çalışıyor. 850 arazöz var. 'YERLEŞİM YERLERİNDEKİ YANGINLAR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNİN SORUMLULUĞUNDA' Devlet olarak bizim görevimiz birinci derecede tarım, orman, hayvancılık, yani bütün bu ormanların bakımı, ıslahı ve yangınlar olduğu zaman bu yangınların söndürülmesi birinci derecede bizim sorumluluğumuz. Ama yerleşim bölgelerindeki bu tür yangın vesairelerin sorumluluğu büyükşehir belediyelerinin. Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya'da birinci derecede şehir merkezinde bu işin sorumlusudur. Muğla Büyükşehir Belediyesi birinci derecede onun sorumluluğundadır. İzmir, Aydın, Denizli aynı şekilde sorumluluğundadır. Onlar burada acaba ne tür bir imkan seferber ettiler, şu an ne yapıyorlar? Biz devlet olarak ormanda mücadelemizi sürdürüyoruz. 8 şehidimiz var, orman teşkilatımızda olan şehitlerimizdir. Arazöz diyoruz, arazöz noktasında devletin elindeki arazöz sayısı 637 adetti. 2021'de biz bu sayıyı 1078'e çıkardık. Su ikmal aracı 2002'de hiç yoktu. 2021'de 2081 adet su ikmal aracı var. İlk müdahale aracı 2002'de yok ama 2021'de 2270 adet var. 'DÜNYA YANGIN TEHDİDİ ALTINDA' 2002'de 14 adet 21 ton kapasiteli uçak var, 2021'de 682 adet bu çalışmayla birlikte iş makinası var. Bugün dünya adeta yangın tehdidi altında. Amerika'nın Kaliforniya'sı, Los Angeles'ı yanıyor, Rusya yanıyor, Kanada yanıyor. Kimse kalkıp da 'Rusya niye yanıyor' demiyor, diyemez. Rusya yanarken ben sayın Putin'le görüştüm, 3 tane uçak gönderdi bize OHAL'deyken, 4 tane de helikopter gönderdi. Onlar da bu çalışmada yer alıyor. Bu haritada dünyanın nereleri yanıyor, hepsi ortada. Afrika'nın yarısı yanıyor. İklim koşullarının tahrik ettiği, ortaya koyduğu böyle bir durum söz konusu. Kanada'da 4 bin 579 adet yangın çıkmış. Kanada'da 750 bin hektar alan yanmış. İspanya'da 448 orman yangını çıkmış ve 57 bin 600 hektar alan zarar görmüş. İtalya'da 1085 yangın çıkmış, 42 bin hektar alan bundan etkilenmiş. Bunların hepsini görüp Türk siyaseti ona göre değerlendirmesi lazım. Orada oturanlardan biri dedi ki 'Benim varım yoğum bir traktör. Bana onu verin, yeter. Benim ekmeğim o.' Hemen arkasından biri daha geldi, 'Benim varım yoğum o traktördü' dedi. Biri daha gelip 'Benim de 2 taneydi' dedi. Ben Sanayi Teknoloji Bakanımıza talimatı verdim ve 'Bu traktörleri kendilerine ulaştıracaksın' dedim. Çünkü o traktör onun hem ineği, hem danası, hem koyunu, her şey o. 'VATANDAŞLARIMIZI HİÇBİR ZAMAN KİMSESİZ BIRAKMADIK' Biz birçok deprem olaylarıyla karşı karşıya kaldık. Bingöl depremi, Simav depremi, tüm buralarda o yıkılan yerleri adeta sıfırladık ve onların yerine yepyeni TOKİ ile binalar yapıp sahiplerine verdik. Vatandaşlarımızı hiçbir zaman kimsesiz bırakmadık. Son 19 yılda afetlerle mücadelede biz profesyonel bir yaklaşım sergiledik. 'Biz başkanımıza inanıyoruz' diyor, yalanlara inanmıyor. Depremden sele, yangından maden kazalarına kadar pek çok hadisede biz bu olanları tecrübe ettik. Bu tecrübelerin sonucu olarak afet bölgelerimizde çok yönlü şekilde hızlıca yürütebiliyoruz. Muhalefet konuşuyor da muhalefetin buralarda böyle bir derdi var mı? Ben hemen anında bu hafta içinde kalktım, gerekli talimatları verdim, evin içini bir defa donatacaksınız. Bu ayni de olur nakdi de olur. Vatandaş evinin içinin donandığını görünce bile 'Evim yandı gitti ama devlet yanımda yerini aldı ve bana hiç eskiyi aratmayacak ev donattı'. 50 bin liraya kadar her türlü desteği vereceğiz dedik. 'BU YERLER YANIYORSA BİZİM CİĞERİMİZ DE YANIYOR' Bizim bir talihsizliğimiz var; Türk siyaseti maalesef muhalefetsiz bir siyasettir. Türkiye'de muhalefetin terörü esiyor. Amerika'da, Kanada'da, Rusya'da bu kadar yer yanar, böyle bir şey olmaz. Tam aksine, bize de ne düşer diye iktidarın yanında yer alır. Bizde maalesef bu yok. Biz şu anda elimizden geleni ardına komadan yapmaya devam edeceğiz. Bugün YAŞ toplantımız vardı. YAŞ'ta üyemiz olan Dışişleri ve İçişleri bakanlarımıza 'siz gelmeyin' dedim. Yarın MGK var, 'Siz bölgede kalın, çalışmalara devam edin' dedim. Bu arkadaşlarım 8 gündür tamamen bölgedeler. Bu yerler yanıyorsa bizim ciğerimiz de yanıyor. Öyleyse biz elimizden ne geliyorsa bunu sonuna kadar yapacağız. Bilim bizim kılavuzumuzdur. Bu konuda dünyada neler olup bittiğini yakından takip ediyoruz. Siyasetin içerisinde 40 yıl benim sadece tecrübelerim var. Hep birlikte çalışmalar yürütüyoruz. Orman yangınları adeta Kovid-19 salgını gibi tüm dünyanın mücadele ettiği bir uluslararası tehdittir. Hatta bir terör tehdididir. Yalan terörü Türkiye'de var. Bu işi muhalefet yapıyor. Bir tespitin varsa bunu dürüst yap. Dürüst yap da adam sansınlar, biz de oradan bir şeyler kapalım. Yangın olur da ormanda canlılar yanmaz mı? Biz bütün tedbirlerimizi aldık. Bütün bu canlıların sahiplerine bu canlılar kadar hemen ödemelerini yapacağız. Büyükbaşsa büyükbaş, koyunsa koyun, hepsinin ödemelerini yapacağız.

2 yıl önce

Orman yangınıyla mücadelede yeni karar! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Görevli olmayanlar bundan böyle yangın mahalline alınmayacaktır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı kıldığı Çilehane Camisi'nden çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.  Türkiye'de yaşanan orman yangınlarına ilişkin soru üzerine Erdoğan, 28 Temmuz'dan itibaren başlayan bölgedeki yangın sürecinin 9 günü aştığını ifade ederek, "44 ilimizde çıkan 208 orman yangınının 196'sı kontrol altına alınmış vaziyette. 5 ilimizdeki 12 yangının kontrol altına alma çalışmaları devam ediyor. Bu illerimiz büyükşehir olarak başta Antalya, Muğla, Isparta, Aydın ve Denizli illerimiz. Şu anda buralarda yoğun bir yangın söndürme çalışmalarımız var." diye konuştu.  Uçaklar, helikopterler, arazöz ile TOMA'lar ve köylülerin kendi imkanları da dahil olmak üzere yoğun bir çalışmanın devam ettiğini dile getiren Erdoğan, orman yangınlarıyla mücadele için tüm imkanların seferber edildiğini vurguladı.  Erdoğan, karadan ve havadan müdahale araç sayısının hızlıca artmış durumda olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Bu konuyla ilgili olarak özellikle Azerbaycan'ı zikretmek durumdayım. Bugün yine buraya gelmeden önce İlham Aliyev kardeşimizle 11.15'te bir telefon görüşmesi yaptık. Şu an itibarıyla 600'ü aşkın yetişmiş itfaiyeci göndermiş durumlalar. Bunu biraz daha artırabiliriz, araç gerekleriyle beraber gönderebiliriz diyor. Bunlar yetişmiş itfaiyeciler. 'Ben bunları hemen son olarak 100 civarında itfaiyeciyi göndereyim.' dedi. 'İsabetli olur' dedim. Böyle bir ekibi de yine hemen gönderecek. Onlar da büyük ihtimalle bugün gelirler. Bütün bunlarla beraber tabii şu anda 16 ambifik uçak yoğun bir şekilde çalışmalara devam ediyor. Son olarak Ukrayna'dan gelen gece görüşlü olmanın ötesinde gece söndürme kabiliyeti olan 5 helikopter var. Bunlar 24 saat full çalışacak. Havada durma süreçleri de bunların yüksek. Şu anda onlar da çalışmaya başladılar. Onlar da tabii Ukrayna'dan gelenlerle ciddi bir güç kazanmış olduk. Şu an itibarıyla 56 helikopter yangın söndürme faaliyetlerine devam ediyor. Bunlarla beraber 9 insansız hava aracı arazide çalışıyor. 850 arazöz ve su tankeri, 150 iş makinası ki bunlar özellikle mesela termik santralin etrafını açmada dozerlere çok ihtiyacımız oluyor. Bunun etrafını açmak suretiyle özellikle termik santralin buradaki tehlikeden arındırılması lazım. Şu an itibarıyla da termik santraldeki gelişmeler olumlu istikamette." ''YANGIN MAHALLİNE GÖREVLİ OLMAYANLAR ALINMAYACAK'' Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 bin 250 personelle yangınlara etkin şekilde müdahale edildiğini vurgulayarak, yangın mahalline görevli olmayanların bundan böyle kesinlikle alınmayacağını söyledi. Görevli olmayan, bu işi bilmeyenlerle yangın mahallinde mücadele etmenin başka sıkıntılar, bunların yanında yaralanmalar meydana getirebileceğini dile getiren Erdoğan, bunların yaşanmasını istemediklerini kaydetti.  Toplam hava filosunun şu anda 16 uçak 56 helikopterden oluştuğunu belirten Erdoğan, "Orman teşkilatımızda 3 ambifi uçak ve 39 helikopter var. 7 adet jandarma helikopteri, farklı ülkelerden gelen 23 hava aracı söz konusu. Diğer ülkelerden gelen hava araçlarına baktığımızda Rusya 5 tanker uçağı ve 3 helikopter, Ukrayna 3 tanker uçak ve 4 helikopter, bunun yanında İspanya 2 amfibik uçak, Hırvatistan bir amfibi uçak, İran bir tanker uçak ve 2 helikopter, Azerbaycan daha bir amfibik uçak ve bir helikopter göndermişti. Bir de itfaiyecilikte çok iyi yetişmiş elemanlarından bugün 100'ü aşkın bir grubu daha gönderecekler." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün itibarıyla özel sektör ve STK'ların katkılarıyla yurt dışından temin edilen 4 uçak ve 1 helikopterin de yangın söndürme çalışmalarına katılacağını bildirerek, "Yanan alanlarda hasar tespit çalışmaları devam ediyor. Bitkisel üretim ve hayvancılıkta zararlar en kısa sürece giderilecektir." dedi. Anayasa'nın 169. maddesi uyarınca yanan alanların tekrar ağaçlandırıldığını ve başka amaçla kullanılamadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Yanan alanlar tekrar ağaçlandırılır ve başka amaçla kullanılamaz. Maalesef siyasetçilerden bazılarının ifade ettiği gibi yani benim şahsımın 'Buralar da inşaata açılacaktır. Bunların yapımına müsaade edilecektir.' istikametinde onayımın olduğu veyahut da parlamentodan böyle bir şey asla yok. Bu yalandır. Zaten Kılıçdaroğlu'nun yalandan başka bir sıfatı da yoktur. Böyle bir zamanda muhalefet 'Acaba iktidara nasıl yardımcı olacağız?' bunu düşünmesi gerekirken, bunu düşünmeyip tam aksine acaba yangına nasıl körükle gideriz bu işi yapıyorlar. Bunların yaptığı iş yangına körükle gitmek. Yani bunların eline bir körük daha verseniz, inanın 'Ne yapıyorsun?' demez. Onu da alır onunla beraber yangına gider." ''252 MİLYON FİDANI YIL BİTMEDEN DİKECEĞİZ'' Erdoğan, yeni ağaçlandırmanın doğal bitki örtüsüyle uyumlu olacağını vurgulayarak, "Geleceğe Nefes kampanyasıyla her vatandaşımız için 3 fidan olacak şekilde toplam 252 milyon fidanı yıl bitmeden inşallah dikeceğiz. Yeşil vatanı korumak için cansiperane mücadelemiz devam edecektir. İktidarımız döneminde 5 milyar 400 milyon yetişmiş ağaç diktik. Bunu yapan bir iktidarız biz. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte de yine aynı şekilde bu çalışmalarımızı yoğun olarak devam ettireceğiz. Ülkemizi asla çöle teslim etmeyeceğiz, kurak bırakmayacağız." HELP TURKEY SORUŞTURMASI Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün MGK bildirisinde dezenformasyon kampanyaları, milli güvenlik sorunu olarak ifade edildi. Bu ne anlama geliyor?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Son zamanlarda Türkiye'yi fakir fukara, garip gureba göstermek için, insan söylemek de istemiyor, 'Help Turkey' diye bir kampanya başlattılar. Tabii bunun karşısında bizim söyleyeceğimiz ne var? Tek şey var; 'Güçlü Türkiye', biz güçlüyüz. Nitekim fazla dayanamadılar, hemen kısa bir süre içerisinde de 'Help Turkey'i çektiler, sildiler. Türkiye'yi böyle Amerika'dan, Avrupa'dan, belli yerlerden yönetmek suretiyle adeta dezenformasyonla bir terör estirmek, yani benim yalan terörü dediğim şekilde bir terör estirmek suretiyle halkımızı yalana esir etme kampanyası, gayreti içerisinde olanlar var. Bu konuda biz onlara prim vermeyeceğiz, vermedik. Biliyorsunuz Kobani'de bu millet büyük bir imtihan verdi ve Kobani'yi biz çözdük. Kobani'deki bütün o Kürt vatandaşlarımızı biz koruma altına aldık. Şu anda eğer Türkiye'de 4 milyon ağırlıklı olarak Arap ve Kürt mülteci varsa, onlar bizim korumamız altındaysa, göçmenleri koruması altına alan Türkiye herhalde zayıf bir ülke değil. Güçlü olduğu için bu insanları koruması altına alıyor, alırken de bunu mevcut imkanlarıyla alıyor, finansmanı iyi yönettiği için bunu başarıyor. Bundan sonra da yine finansı iyi yönetmek suretiyle bu tür adımları atacağız ve bundan da hiçbir çekincemiz yok. Çünkü biz güçlü Türkiyeyiz, biz darda kalana elini uzatan, koşan bir Türkiyeyiz. 'Biz iktidara gelince burada ne kadar Suriyeli varsa bunların hepsini kovacağız.' diyen bir iktidar olarak gelmedik. O, Bay Kemal'in şahsiyetidir. O, bu tür Türkiye'deki mültecileri kovmanın hesabı içerisindedir. Ama biz böyle bir şeyi asla söylemedik çünkü ülkemize sığınan, bizden elaman dileyen, kendi ülkesindeki yönetimlerin öldürmeye gayret ettiği bu insanlara biz kapımızı açtık ve bunları koruma altına aldık."

2 yıl önce

Suriyeliler yangınla mücadele için gönüllü olarak Türkiye’ye geldi: Türk halkına borcumuzu ödüyoruz

Suriye'deki iç savaşın ardından Türkiye'ye sığınan; ardından da ülkelerine geri dönen Suriyeliler, orman yangınlarıyla mücadele için Antalya'ya gönüllü olarak geldi. 40 Suriyeli, Antalya'nın Manavgat ilçesinde orman yangınlarıyla mücadelede gönüllü olarak görev aldı.

2 yıl önce

Ege ve Akdeniz'de alevlerle mücadele... Bakan duyurdu: Yerleşim yerlerini tehdit eden yangın yok

Bakan Pakdemirli'nin orman yangınlarında son durumla ilgili bilgiler verirken, yangınlarda 102 milyon liralık hasar beyanı olduğunu açıkladı. Pakdemirli şunları söyledi:  YUNANİSTAN'DAN UÇAK TALEBİ Filomuza dışarıdan gelen iki uçak, Yunanistan ve AB'deki yangınların ciddiyetinden dolayı ayrıldı. Yunanistan'ın uçak talebi var. Bunu değerlendirmeye çalışıyoruz. Bizdeki yangınların hafiflemesiyle beraber eğer sağlayabileceksek bunu da Yunanistan'a sağlıyor olacağız. Yatağan ilçesindeki orman yangını rüzgarın sert esmesiyle birlikte Çine ormanlarına sıçradı. Yangına 6 helikopter ve çeşitli personelle müdahale edildi. Muğla'da şu ana kadar 10 bin 400'e yakın sorti yapıldı, 180 bin ton su atıldı. Yangını kontrol altına alma çalışmaları sürüyor. Milas'taki yangın henüz kontrol atlında değil ama özellikle termik santralle ilgili riskler de azalıyor., Kavalıkdere, Köyceğiz yangınları devam ediyor ama hepsinde olumlu gidişat var. Dünyanın en güçlü ülkesi olabilirsiniz ama 15 ülkeyle savaşamazsınız. Biz aslında son günlerde bunu yaşadık ama son günlerde hızlı bir şekilde bu noktaya geldik. Bundan sonra inşallah tabii ki hiç yangın çıkmasın isteriz. Ama sezon bitimine kadar bu yangınlarla uğraşıyor olacağız. 102 MİLYON TL'LİK HASAR BEYANI VAR 19 yılda orman yangınlarıyla ilgili çok ciddi işler yapıldı. Yangınlarda 102 milyon liralık hasar beyanı var. En kısa zamanda yanan yerlerin yeşil bir örtüye kavuşmasını sağlıyor olacağız. TARSİM'le alakalı bir hafta içerisinde tüm ödemeleri gerçekleştireceğiz. Bugün Antalya'ya 9 milyon lira daha gönderdik. 2 işçi soğutma çalışmaları sırasında uçurumdan yuvarlandı. Helikopterle hastaneye kaldırıldılar. Hayati tehlikeleri yok. Sözlerimizle ve davranışlarımızla yangına körükle gitmemek lazım. Adı şükranla anılanlar bu ateşe benzin dökenler değil su taşıyanlar olacaktır. KURUM: YAPILAŞMAYA İZİN VERİLMEYECEK Bakan Kurum konuşmasında, yanan bölgelerde kesinlikle yapılaşmaya izin verilmeyeceğini belirtti. Kurum şunları söyledi: "Yangınlar sebebiyle Antalya'mızdaydık. Antalya'daki orman yangınlarının kontrol altına alınması ve dün başlayan yağışlarla birlikte soğutma işlemleri yürütülüyor. Muğla'da çıkan yangınlarda toplamda 303 mahalleden 37 mahallemiz afetten etkilenmiş durumda. 37 mahallenin hasar tespit çalışmaları yapıldı. 33 mahallede bu çalışmalar tamamlandı. Muğla'da 2 bin 923 bina incelendi,173 bina, 230 bağımsız birimin yangından etkilendiğini, ağır hasarlı ve yıkık olduğunu tespit ettik. Yangının bir kısmı özel çevre koruma bölgesi ve doğal sit alanlarında gerçekleşti. Ne özel çevre koruma bölgesi ne doğal sit alanlarında yapılaşmaya izin verilmeyecektir. Özel çevre koruma bölgesi ve doğal sit alanları için bilim kurulu oluşturduk. Termik santralimizin bulunduğu bölgeyi, üçü mobil, 10 adet izleme istasyonu ile izliyoruz. Yüksek risk arz eden tehlikeli bir seviye olmadığı tespit edilmiştir" KARAİSMAİLOĞLU: DALAMAN'DAKİ YANGIN ÇOK GÜÇLÜ BİR MÜDAHALE İLE SÖNDÜRÜLDÜ Bakan Karaismailoğu ise Dalaman Havalimanı yakınlardaki yangına müdahale edilerek söndürüldüğünü belirtti. Karaismailoğlu, "Ülkemizin bütün kurumları elbirliğiyle bu büyük afetin üstesinden geldik. Bütün gücümüzü Muğla bölgesine konuşlandırdık. Bugün öğleden sonra Dalaman Havalimanı yakınlarında bir yangın başlamıştı. Çok güçlü bir şeklide müdahale edilerek söndürüldü" dedi.

2 yıl önce

Bakan Pakdemirli: 476 cephede yangınla mücadele ettik

Bakan Pakdemirli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Muğla'da Köyceğiz ve Milas, Aydın'da Bozdoğan yangını devam ediyor. Milas yangınında makilik alanda mücadele sürüyor. Aydın yangını rüzgar artmazsa kontrol altına alınacak. Köyceğiz'de yangın vadiye hapsolmuş şekilde sürüyor. (Yunanistan'daki orman yangın) Yunanistan'ın bizden talebi var. Olumlu bakıyoruz. İki 40 tonluk OGM'nin kullanmış olduğu uçak hazırlanmış olup ilgili ülke (Yunanistan) Dışişleri Bakanlığından işlemleri tamamlanması halinde yola çıkacak. 13 günde 476 cephede yangınlarla mücadele ettik. 270 orman yangınıyla uğraştık, 267'si kontrol altında. Üç orman yangını için çalışmalar devam ediyor. Köyceğiz'de yangın vadiye hapsolmuş şekilde devam ediyor ama kontrol altında diyemiyoruz. 9 ilde, 26 ilçe, 180 köyde, 7 bin 735 çiftçimizin hasar tespit çalışması yapıldı. 173 milyon TL'lik hasar tespiti yapıldı. Yangınlarla mücadelede gönüllü olmak isteyenler e-Devlet üzerinden başvuru yapabilir. Hiç kimse endişe etmesin, ormanlarımız yeniden küllerinden doğacak. Bitkisel üretim alanlarının yeniden tesisi için ihtiyaç duyulan tohum, fide ve fidanı bedelsiz temin edeceğiz. Türkiye'nin çam balı merkezi olan Muğla'da bu konuda yaraları saracağız, yeni bal ormanları tesis edeceğiz. Devlet buradadır, yangından zarar gören kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Özellikle büyükbaş, küçükbaş ve arı kovanı zararlarının tamamını hibe olarak ödüyor olacağız.

2 yıl önce

FETÖ'de taht mücadelesi! Hepsi Gülen'in ölümünü bekliyor

1966'da İzmir Kestanepazarı'nda kurulan FETÖ'de, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz'daki darbe girişimlerinden sonra büyük bir çöküş yaşandı. Elebaşı Fetullah Gülen'in sağlık durumunun bozulduğu son dönemde ise artık gizlenemeyen, hatta açık oynanan bir liderlik, güç ve para savaşı var. Yeni Şafak, Gülen sonrası için hazırlanan 5 kliği ve karşılıklı hamleleri araştırdı. Fetullah Gülen'in 1966'da İzmir Kestanepazarı'nda Mehmet Ali Şengül, Abdullah Aymaz, İsmail Büyükçelebi ve Mehmet Özyurt ile birlikte kurduğu terör örgütü FETÖ, çöküşün eşiğinde. 15 Temmuz'dan bu yana 99 bini aşkın operasyonla elaman ve para kaynaklarını kaybeden örgütte iç savaş patlak verdi. Örgütün elebaşı Gülen'in fiziki ve akli melekelerini yitirmesi ile başlayan liderlik kavgası bu savaşı daha da derinleştirdi. FİTİL 17/25'TE ATEŞLENDİ Örgüt içinde yıllardır devam eden örtülü çatışma ve gruplaşmalar 17/25 Aralık kumpasıyla kendini dışa vurdu. Yurt dışına kaçan elebaşları, Gülen hayattayken ölümü sonrasında lider olabilmek için yatırım yapmaya ve gruplaşmalara hız verdi. Örgütün şaşaalı dönemlerinde 'mahrem' olarak adlandırılan TSK, Emniyet, MİT ve yargıdaki kriptolar ile ekonomik kaynakları kontrol eden elebaşları, liderlik yarışında bir adım öne çıktı. Güvenlik birimlerinin hazırladığı raporlara göre örgüt şimdiden Gelenekçiler, Mustafa Özcan Grubu (MÖZ), Barbaros Koca Kurtçu Grubu ve Dengeciler olarak 4 ayrı gruba bölündü. Lideri olmayan ancak örgütün 'kurumsallaşarak yerelleşmesini' isteyen isimlerle birlikte bu sayı 5'e çıktı. VELİAHTI GELENEKÇİLERİN LİDERİ Örgüt içi ayrışmada en dikkat çeken grup, liderini bizzat Gülen'in belirlediği Gelenekçiler. Terörist başı "Bu üç insan hakkında konuşurken dikkat edin" diyerek, 'kadim abiler' Mehmet Ali Şengül, Abdullah Aymaz ve İsmail Büyükçelebi'yi liderlik yarışında öne çıkardı. Gülen, potansiyel 3 lider adayı arasında bölünme olmasın diye de Büyükçelebi'yi veliaht ilan etti. Gülen, 'kara kutusu' olarak bilinen Büyükçelebi'yi "Her fani gibi öleceğiz. Ancak hareketin başında birisinin olması lazım, ben İsmail Efendi'yi(İsmail Büyükçelebi) uygun görüyorum, vasiyetim gibidir bu böyle biline..." ifadeleriyle veliaht ilan etti. Büyükçelebi, örgütün "Başyüceler" denilen karanlık kurul üyeleri arasında yer alırken aynı zamanda örgütün sözde ABD imamı olarak görev yapıyor. Kırmızı listede arananlar arasında yer alan Büyükçelebi, 'himmet' adı altında toplanan paraları da kontrol ediyor. Lidere sadakati savunan ve örgütün kurucu mollalarından oluşan 'Gelenekçi Grup'a destek verenler arasında geçtiğimiz günlerde Almanya'da koronadan ölen Mehmet Ali Şengül ile örgütü kuran çekirdek kadroda yer alan FETÖ'nün Avrupa imamı Abdullah Aymaz da var. KUMPASÇI İÇEL DE BU GRUPTA 17/25 Aralık'ı kumpasının planlayıcısı Necdet İçel, hala tutuklu bulunan Gülen'in hususi kuryesi Yusuf Bekmezci, Akademi imamı Şerif Ali Tekalan, "Kara Süleyman" olarak da bilinen Alevi İmamı Süleyman Uysal ve yardımcısı Ziya Demirel gruptaki isimler. Kaynak Holding'in eski yöneticilerinden olan çekirdek kadroda bulunan Naci Tosun ile FETÖ'nün Emniyet imamı Osman Hilmi Özdemir'i yönettiği iddia edilen İsmet Aksoy da bu grupta. Diğer önemli gelenekçiler ise şöyle: Tuncay Delibaşı, Mustafa Fidan, Necdet Başaran, Nevzat Ayvacı, Recep Uzunallı, Rıdvan Kızıltepe, Sadettin Başer, Suat Yıldırım, Sait Kaya, Hüseyin Kara, İbrahim Kocabıyık, Mehmet Yaşa, Mehmet Çavdar, Mehmet Erdoğan Tüzün, Muammer Türkyılmaz, Çetin Özgür, Ergun Çapan, Faruk İlk, Bahattin Karataş, Abdullatif Tapkan, Abdulkadir Aksoy, Rasim Öz, Aysal Aytaç, Kutbettin Gülen, Taner Nakıboğlu, İlhan İşbilen, Ramazan Çingil. ÖRGÜTÜN EN KARANLIK EKİBİ İkinci grubun lideri ise örgütün en karanlık ismi Mustafa Özcan. Örgüte 1967 yılından sonra giren ikinci kuşakta yer alan Özcan, sıra ile İstanbul, Hava Kuvvetleri ve Türkiye imamlığı yaptı. Gülen ABD'ye gittikten sonra Türkiye'de açıktan liderliğe oynadı. Yakın adamlarına, örgütte sadece Gülen için kullanılan "Efendim" hitabını kendisi içinde kullanmaları yönünde talimat verdi. Örgüt içerisinde "Bir gün gelecek hizmetin başına ben geçeceğim" dediği de biliniyor. Raporlarda, MİT'teki yakın adamlarını kullanarak rakiplerini bir bir devre dışı bıraktığı, örgütün ekonomik kaynaklar ile 'paralel bir yapı' kurduğu belirtiliyor. ADİL ÖKSÜZ DE MÖZ'CÜ Liderlik yarışında Özcan'a destek verenler de en az onun kadar karanlık isimler. Yüksek yargı imamı Fatih Elcik, İstanbul il imamlarından Ahmet Kirmic, Balyoz kumpasının tezgahlandığı 2010'da örgütün yargı imamı olan Ahmet Kara, Karlov suikastinin emrini veren Emniyet İmamı Temel Alsancak, Kimse Yok mu Derneği Başkanı Ali Cingöz, yurt dışında bulunan örgüte ait eğitim kurumlarının sorumlusu Ali Ursavaş, Kırgızistan'da yakalanarak Türkiye'ye getirilen Orhan İnandı, TUSKON'un başkanı Rızanur Meral, Özcan'ın en sadık adamları arasında. 15 Temmuz kalkışmasının karakutusu TSK imamı Adil Öksüz de Özcan'ın safında yer alanlardan. Diğer MÖZ'cüler ise şunlar: Ali Çelik, Celil Yaka, Mustafa Arslan, Erdem Aydın, Ahmet Beyaz, Remzi Meziroğlu, Enver Taner Baltacı, Mustafa Muhammet Günay, Mustafa Fidan, Faruk Güllü, Vehbi Yıldız, Cemal Türk, Mustafa Talat Katırcıoğlu,Sadık Kesmeci, Süleyman Tiftik, Rıdvan Akovalı, Selman Kuzu, Ali Candan. GİZEMLİ HAŞHAŞİLER MÖZ'CÜLERE HASIM Olası bir parçalanmada ayrı bir örgüte dönüşecek gruplardan birisi olan 'Barbaros Kocakurt' ve ekibi örgütün bütün karanlık işlerinde yer aldı. 'Gizemli Haşhaşi' olarak da adlandırılan Kocakurt, örgüt üyesi askeri ve polis öğrencilerin ilk mahrem abisi ve 17/25 Aralık kumpasında polisleri dakika dakika yönlendiren isimdi. Mustafa Özcan'ın hasımlarından ağırlıkta olduğu bu gruptakilerin önemli bir bölümü de örgüt içinde 'mahrem' görevlerde bulunan isimlerden oluşuyor. Grubun en büyük destekçisi ise örgütün İngiltere'de yaşayan 3 ismi olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, el konulan Koza Holding yöneticisi Hamdi Akın İpek ve FETÖ'nün Kuzey Irak İmamı Talip Büyük. Örgütün MİT imamı 'Doktor Sinan' kod adlı Murat Karabulut, Hakan Şükür'ün AK Parti'den istifa dilekçesini yazan sözde basın imanı Süleyman Sargın ve Cihan Haber Ajansı eski Genel Müdürü Reşit Haylamaz da Kocakurt'çu. Gruptaki diğer isimler ise şöyle: Osman Karakuş, Suat Yiğit, Mahmut Akdoğan, Bekir Baz, Cemil Koca, Ahmet Çağlayan, Ahmet Yiğit, Ahmet Can, Fetin Kazancı, Mehmet Sungur, Orhan Keskin, Özer Yerkazanoğlu, Ömer Yerkazanoğlu, Ergün Çapan, Hazım Sesli, Hamdullah Bayram Öztürk, Mehmet Ergene, Veysel Ayhan, Sait Aksoy, Said Kaya, Mustafa Muhammet Günay, Mehmet Ali Büyükçelebi. DENGECİLER BEKLEMEDE Örgüt içindeki diğer oluşum ise tüm gruplarla arasını iyi tutan, güç dengesine göre pozisyon belirleme arayışında olanlar. Gülen'in en yakınındaki isimlerden bazıları da bu grupta yer alıyor. Gülen'in özel sekreteri ve örgütün milyonerleri arasında buluna Cevdet Türkyolu ile onun birkaç önce dövdüğü Osman Şimşek bu grupta yer alıyor. Örgütün İsrail İmamı Harun Tokak, FETÖ'nün firari emniyet imamı "Kozanlı Ömer" kod adlı Osman Hilmi Özdil ve MİT kumpası davasında adı geçen Marmara İmamı Ali Rıza Tekinkaya da tarafını seçmek için bekleyenlerden. Diğer 'dengeciler' ise şöyle: Mehmet Hanifi Sözen, Hüseyin Yağmur, Yılmaz Yiğit, Mehmet Enes Ergene, Bayram Murat, Şemsettin Ayyıldız, Ahmet Çiçek, Ahmet Bedir, Ahmet Sait Tunç, Yener Öztürk, Cengiz Tüccar, Ali Rıza Tekinkaya, Mustafa Özkara, Murat Gündüz, Turgut Karabulut, Ahmet Said ve Mehmet Hanefi Sözen... BUNLAR DA YENİLİKÇİLER Örgütte lideri olmayan bir diğer grup ise Yenilikçiler. Örgüt içerisinde gelenekçi grubun tezatı olarak ortaya çıktılar. Örgüte yeni bir ideoloji ve strateji gerektiğini savunuyorlar. Yaşanan sıkıntıları örgüt liderinin yanında bulunan yöneticilere bağlıyorlar. Bu grubun tanınmış isimleri ise şöyle: Önder Aytaç, Özgür Koca, Bülent Keneş, Emrullah Uslu, Gökhan Bacık, Halit Esendir, Ahmet Kurucan, 8. Ahmet Tuba Kuru, Ali Aslan, Ali Selçuk Gültaşlı, Sevgi Akarçeşme, Musa Hub, Ahmet Dönmez, İhsan Yılmaz.

2 yıl önce

Tunç Soyer’in çadır iddiasına Çataklı’dan yalanlama

İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, İzmir depreminde 4 saat 14 dakika sonra ilk çadırı AFAD'ın kurduğunu açıkladı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in iddialarını yalanladı. Çataklı, şu ifadeleri kullandı: “Kastamonu Bozkurt’tan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanına teessüf ediyorum. İzmir depreminde 4 saat 14 dk sonra ilk çadırı kuran AFAD adına da teessüf ediyorum. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanına yakışmadı.”

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 38 39