30 Nisan Salı 2024
2 yıl önce

Sedat Peker’in ipini çektiler

Ekim 2013- Temmuz 2016 arası FETÖ’nün dillendirdiği tüm yalan ve iftiraları dillendiren Sedat Peker, artık yazdıklarıyla ne merak uyandırıyor ne de ciddiye alınıyor. Peker’e sadece sınırlı olarak FETÖ medyası destek oluyor. Bunun farkına kendisi de varmış olacak ki attık mesnetsiz iddialarını her fırsatta Türkiye’yi kötüleyen Türkiye’nin DEAŞ’a destek verdiği yalanıyla gündeme gelen Birgün yazarı Erk Acarer paslamış durumda. Geçmişte kendisine destek olan Birleşik Arap Emirlikleri yetkililerininde gözden çıkardığı yeteneksiz Peker’in bundan sonra ki akıbeti merak konusu.

2 yıl önce

Evlat nöbetindeki baba Süleyman Aydın: "İmamoğlu'nun Pervin Buldan ile birlikte diktiği fidanlar asla yeşermeyecektir"

"ÇÜNKÜ KONU HDP OLDUĞUNDA SUSUYORLAR VE HDP İLE İTTİFAK YAPIYORLAR" CHP'nin konu HDP olduğunda sustuğunu ifade eden Aydın, "Evlat nöbeti tutan anne ile babalar olarak bugün duyduk ki yarın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Diyarbakır'a geliyor. Duyduğumuz ilk önce çok sevindik sonrada üzüldük. Baktık ki maalesef bizim yanımıza gelmiyor. Ekrem İmamoğlu eylemimizin ilk gününde de gelmedi buraya Hacire anne eylem yaparken onu da görmemezlikten geldi. Ama maalesef bizi de görmemezlikten geldi. Gerçekten samimi olsalardı anne ile babaların feryadını duyarlardı. Maalesef ne İmamoğlu ne de genel başkanları hiçbir zaman bu anne ile babaların feryadını duymadı. Çünkü konu HDP olduğunda susuyorlar ve HDP ile ittifak yapıyorlar. Ha HDP ha PKK, biz bunlara söylüyoruz ama maalesef bizi dikkate almıyorlar" dedi. "YA ÇOCUKLARIMIZ YA DA BİZDE BU HDP'NİN KAPISININ ÖNÜNDE ÖLECEĞİZ "İmamoğlu'nun HDP'li Buldan ile fidan diktiğini fakat o fidanların yeşermeyeceğini ifade eden Aydın, "Ekrem İmamoğlu gitti onlarla fidan dikti. İmamoğlu ile Pervin Buldan birlikte diktiği fidanlar asla yeşermeyecektir. Çünkü anne ile babaların gözyaşları üzerine asla fidan dikilmez. Eğer gerçekten bizi düşünüyor ve evlat sahibiler ise gelsinler burada bulunan anne ile babalar destek versinler, çocuklarımızı bu HDP ve PKK'dan istesinler. Biz anne ile babalar olarak yılmayacağız. Sonuna kadar burada mücadelemizi devam edeceğiz. ya çocuklarımız yada bizde bu HDP'nin kapısının önünde öleceğiz" diye konuştu.

2 yıl önce

Bahçeli'den CHP'ye 'mektup' tepkisi: 5 Kasım skandalı olarak tarihe geçecektir

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar... Aziz Atatürk fani bir insandır, ömrü hem sayılı hem de sınırlıdır. Fakat geride bıraktığı muhterem mücadeleleri milli hafızada ebediyen varlık hükmünü koruyacaktır. Atatürk, Türk milletinin varlığına kast edenlerin farkına vararak onları deşifre etmiş, milletin yolunu aydınlatmıştır. Tüm dünyanın Türkiye'ye gıptayla bakmasına neden olmuştur.  Büyük Atatürk'ün de öngördüğü gibi gafillerin ihanetleriyle her zaman karşılaşması mümkündür. Atatürk, milletin arasına nifak sokan art niyetlilerle mücadeleye önem vermiştir. 57 yıllık bir hayata devasa bir tarihi sığdırıp Rahman'a kavuşan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Türk gençliği her zaman hatırlayacaktır. O bir hilal gibi parlayan kurtuluşun öncü ismidir. Elbette her zaman, her ortamda hatırlayacağız. İlk cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 83. yıldönümünde rahmetle anıyorum. Bu vesileyle Kurtuluş Savaşı'nın isimli isimsiz nice kahramanlarına da Allah'tan rahmetler niyaz ediyorum.  Konu milletse, helal süt içmiş her insanımız adeta devleşerek husumete dayanmasını, can pahasına da olsa zulüm çemberini parçalamasını bilmiştir. Çanakkale Savaşları esnasında mermisi bitince tüfeğini kırıp düşmanın üstüne fırlatan, elini geçirdiği taşları düşmanlara atan Bigalı Mehmet Çavuş ve daha nice kahramanlarımız milletimizin yüz akıdır. Türk milleti en vahim saldırıları göğüslemiştir. Muhtaç olduğumuz kudretin ta kendisi olan kan yine aynı kandır, çok şükür milli damarlarda hızla dolaşmaktadır. Hiçbir siyasi hedef, Türk milletinin varlığından, egemenlik haklarından, güvenliğinden daha önemli değildir. Terörle mücadeleyi engellemek, terör örgütlerine can suyu vermek için devamlı faaliyet halinde olan siyasi partilerin milli güvenlik problemi haline geldiğini görmek meselemizdir. Siyasi parti ve sivil toplum örgütü kisvesine bürünmüş odakların adalet, hukuk, insan hakları gibi kavramları sık sık telaffuz etmeleri yalandır. Türkiye'nin ayağından çekiştirenler boş durmuyorlar, fitnenin birisi biterken diğeri başlamaktadır. CHP yönetimi terörle mücadeleye hayır diyerek tarihin en büyük kırılmalarından birini yaşamıştır. CHP yönetimi, PKK'ya evet Türkiye'ye hayır demiştir. HDP'nin kafesine giren CHP resmen patlamıştır. CHP ile yüzleşmek demek Türkiye'nin huzursuzluk devirlerine ayna tutmak demektir. Nerede bir travma varsa orada CHP suçüstü yakalanmıştır. Kemal Kılıçdaroğlu bir sonuçtur, sebepler ise CHP'nin son 50 yıllık tarihinde yatmaktadır. Kılıçdaroğlu'nun bütün yolları Kandil'e açılmıştır. PKK'nın eline avucuna düşen CHP'nin hali utanç vesikasıdır. Mehmetlerimize kurşun sıkan, polislerimize pusu kuran, kadınlarımıza bebeklerimize ölüm saçan teröristlerle mücadeleye karşı çıkan CHP'dir ve bu güvenlik sorunu parti tarafını şeytandan yana kullanmıştır. KILIÇDAROĞLU'NA 'KANDİL' TEPKİSİ CHP'ye oy veren kardeşlerimiz şaşkındır, şok halindedir. İyice sıkışan, minderden kaçmak için çareler arayan Kılıçdaroğlu soluğu bu defa da Yozgat'ta almıştır. Atalarımız boşuna söylememiş, karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış. Gerçekten de Kılıçdaroğlu'nun hali tıpkısıyla budur. Sayın Kılıçdaroğlu, Kandil'de yuva değil mağara delikleri vardır, teröristleri o deliklerde yerle bir edeceğiz. Sanıyorum bilmiyorsun çünkü ilgilenmiyor, takip etmiyorsun. Teröristler sadece Kandil'de bulunmuyor. Senin meşru kabul ettiğin HDP, Kandil'in hıyanet odağıdır. Bari bunu kabullen, milletin huzuruna çıkarak af ve merhamet dilen. Yurdumuzun dört bir köşesinde analar evlatlarını almak için analar HDP il binalarının önünde nöbet tutuyorlar. Eğer kendine güveniyorsan HDP'li yoldaşlarının karşısına dikil de Kandil'i yerle yeksan edeceğini söyle. HDP'li bölücülerin, terör destekçilerinin yüzüne haykır. Haykır da adam mısın değil misin görelim. KILIÇDAROĞLU'NUN ELÇİLERE MEKTUBU Demokrasilerde muhalefet, iktidarlardan daha mühimdir. Muhalefet yalnızca demokrasilerde mevcuttur. TBMM'de denge ve denetleme göreviyle mesuldür. Türkiye'de görev yapan 10 ülkenin büyükelçisi tarafından açıklanan muhtıranın külleri soğumadan, şimdi de Kılıçdaroğlu karşımıza çıkmıştır. CHP Genel Başkanı, Türkiye'de görev yapan yabancı devlet büyükelçilerine bir mektup yollamıştır. Bu mektup 5 Kasım skandalı olarak tarihe geçecektir. Bahse konu mektupta diyor ki "Ülkenizdeki yatırımcılar, Kanal İstanbul gibi her yönüyle dünya iklimine karşı olan bu projeyi desteklememelidir. Kanal İstanbul'un uygulanmasının önlenmesi için mücadele etmeye devam edeceğim. Sizlere de dünyayı korumak için çağrıda bulunuyorum" Sayın Kılıçdaroğlu ne hallere düştün? Seni ele geçiren irade kimdir? İtiraf et de yardım edip elinden tutalım. Türkiye'yi nasıl bir mantıkla hangi hakla şikayet ediyorsun? Kılıçdaroğlu bir çuval inciri berbat etmiştir. Artık suyu ısınmış, miadı dolmuştur. Mektup gayrimillidir, gayrimeşrudur, bu mektup bir rezalettir. Zillet ittifakının yama tutmadığı ortaya çıkmıştır. Yabancı büyükelçilere mektup yazıp Türkiye'yi şikayet etmen ipliğini pazara çıkarmıştır.  TERÖRLE MÜCADELE Terörle mücadele aynı zamanda vatan mücadelesi, millet mücadelesi, bağımsızlık mücadelesidir. 24 Temmuz 2015'ten bugüne kadar 32 bin 859 terörist etkisiz hale getirilmiştir. 1 Ocak'tan bu yana da 2 bin 384 hainin başı ezilmiştir. Allah'ın izniyle terör müsibetinin kökü kazınacaktır. İstedikleri kadar tezkereye hayır desinler...  Son zamanlarda PKK/YPG ile Esad rejimi arasında görüşmelerin arttığı görülmektedir. ABD Dışişleri Bakanlığı, PKK/YPG'ye karşı muhtemel operasyona engel çıkarmak için Türkiye'ye çağrılar yapmaktadır. ABD Başkanı da aralık ayındaki sözde demokrasi zirvesine ülkemizi çağırmayarak mesajlar vermek çabasındadır. Milli güvenliğimize diş bileyen kim olursa olsun bedelini en ağır şekilde ödeyecektir. Tezkere kararı açıktır, terör örgütleri için artık hiçbir yer güvenli değildir. Artık bu işin başka çaresi kalmamıştır. Seyit Onbaşı'nın duruşu kahramanlarımızın mücadele ilkesinin esaslarıdır.  Onlar göz boyamak için durmasınlar dedikodu yapsınlar, millet baştan ayağa bunları zifte bulayacaktır. Kimin eli kimin cebinde belli değildir. 26 Eylül 2021 tarihinde Erbil'de bir toplantı gerçekleştirilmiş, Irak asıllı Yahudilerin bu ülkeye dönmesi için ortam hazırlanmıştır. 7 Kasım 2021 tarihinde Irak Başbakanı Kazimi'ye suikast girişiminde bulunulmuş, Allah'tan yara almadan kurtulmuştur. Öte yandan Bosna Hersek huzursuzluk içindedir. BM yeni bir savaş ihtimalinden bahsetmektedir. ABD ise askeri yığınak ile meşguldür. CHP,HDP, İP ve diğer yandaşları nasıl direnirlerse dirensinler Türkiye zulme, teröre, hıyanete teslim olmayacaktır. Güvencemiz büyük Türk milletidir. 

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Danıştay'ın dikkat çektiği hassasiyet doğru bir hassasiyet

Polisin olduğu olaylarda halkın cep telefonuyla video çekmesinin engellenmesine dair emniyet genelgesine yargı “dur” dedi. Danıştay 10. Dairesi, genelgenin yürütmesini oybirliğiyle durdurdu. Kararda, söz konusu genelgesinin haberleşme hürriyeti ile basın hürriyetini kısıtlayıcı nitelikte olduğu belirtildi. Temel hak ve hürriyetlerin yalnızca kanunla sınırlandırılabileceği vurgulandı. Karara ilişkin değerlendirmede bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise “Ama orada esas meselenin ana amacını taşıyan noktada bir eksiklik söz konusu değil. Bu hassasiyet değerlendirilecek ve aynı şekilde Danıştay’ın da arzu ettiği şekilde bir düzenleme ile devam edilecek diye düşünüyorum” dedi. Tekirdağ’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Danıştay’ın polisin müdahale ettiği olaylarda vatandaşların görüntü çekmesini yasaklayan genelgenin yürütmesini durdurmasına ilişkin konuştu. Bakan Soylu açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Danıştay’ın yaptığın incelemede esasen bizim amacımızı, bizim hedefimizi ortaya koyan bir durdurma gerçekleştirmedi. Orada belki de bir hassasiyete dikkat çekti ki, o hassasiyet zaten bizim hassasiyetimiz. Yani Danıştay’ın dikkat çektiği hassasiyet doğru bir hassasiyet. Belki anayasada bütüncülüğü olduğu için çok altı çizilmeyen, yani basın özgürlüğü konusundaki bu hassasiyete dikkat çekilmesi konusunda bir irade ortaya koydu. Biz o anayasada var diye böyle bir değerlendirme yapmamış arkadaşlar. Burada Danıştay’ın hassasiyeti doğru bir hassasiyet. Arkadaşlarımız da, Danıştay’ın ortaya koyduğu hassasiyet konusunda çalışmalarını yürütmektedir. Ama orada esas meselenin ana amacını taşıyan noktada bir eksiklik söz konusu değil. Bu hassasiyet değerlendirilecek ve aynı şekilde Danıştay’ın da arzu ettiği şekilde bir düzenleme ile devam edilecek diye düşünüyorum. DANIŞTAY’IN KARARI Danıştay’ın kararına konu Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesi 27 Nisan 2021’de yayımlandı. İlgili birimlere gönderilen genelgede; polisin olduğu olaylarda vatandaşların görüntü almasına fırsat verilmemesi, ısrar edenler hakkında adli işlem yapılması istendi. İzinsiz olarak kişilerin ses ve görüntülerinin kayda alınmasının "özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği” ve bu durumun personelin görevini engellediği savunuldu.

2 yıl önce

Bakan Soylu: Millet 2023'te Kılıçdaroğlu'nu da zihniyetini de tarihe gömecektir

Düzce'deki temasları kapsamında AK Parti İl Başkanlığına ziyarette bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, partililere hitap etti. Mücadele ederken sayının değil inancın önemli olduğunu dile getiren Soylu, "Ekonomik büyüklük önemli değil, etrafımızdaki coğrafyanın ve bize inanan, güvenen bütün insanların duası önemli. Onların bize kurdukları pusular, oyunlar önemli değil, bizim ne yapacağımız, ortaya ne koyacağımız önemli" ifadelerini kullandı. Soylu, "AK Parti teşkilatı 21. asrın başından itibaren devrimlerin öncüsüdür. Değişim ve dönüşüm yaptıklarına hafiftir. Bu ülkede insanların aklından geçiremeyecekleri zihniyet devrimlerini her şeye ve herkese rağmen yapmıştır" şeklinde konuştu. Batı, HDP, FETÖ ve yeminli Türkiye düşmanlarıyla ittifak edenlere bu milletin iktidar vermeyeceğini, karşılarında milli hassasiyetini kaybetmiş muhalefetin olduğunu belirten Soylu, "Biz bütün bu anlayışa, yaptıklarına sesimizi çıkarmaz, '20 yıldır iktidarız, bu millet bize elbette yaptıklarımızın karşısında oyunu verir.' diye bir anlayış içinde olursak, bu ülkeye de bu millete de geçmişimize de son 20 yıldaki devrimlerimize ve yapacaklarımıza da gelecek nesillerimize de yanlış yapmış oluruz." dedi. AK Parti karşısındaki iftiraları gayretullaha dokunmuştur' Salgın nedeniyle dünya genelinde ekonomik sıkıntı yaşandığının apaçık ortada olduğunu anlatan Soylu, "Kanal İstanbul'u yaptırmayacak ya... Hadi şehir hastanelerini kapatacağım de. Bu millet senin aklına teneke takar. Tayyip Erdoğan'ın vizyonu olmasaydı biz pandemide çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalırdık. Bizatihi onun vizyonudur" ifadelerini kullandı. Bakan Soylu, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın tahliye edilmesi konusunda açıklama yapan bazı yabancı büyükelçilerle ilgili muhalefetin tavrının görüldüğüne değinerek, şöyle konuştu: "Siyasete dönüp '2023'ten sonra bunun hesabını size soracağız.' diye bize tehdit savurduklarını hep beraber gördük. Neyin hesabını soracaksın? Sen PKK'yla koyun koyuna girmişsin, onun hesabını mı soracaksın? Türkiye'ye, Tayyip Erdoğan'a, terörü bitirdin, sınır ötesinde PKK'ya PYD'ye, DEAŞ'a nefes aldırmıyorsun, onun hesabını mı soracaksın? Doğu Akdeniz'e Türkiye'yi, bu milleti ortak ettin, bunun hesabını mı soracaksın? Azerbaycan'da haksızlığı ortadan kaldırıp Karabağ'da Azerbaycan bayrağı dikildi, onun hesabını mı soracaksın? Ayasofya'nın hesabını mı soracaksın? İnsansız hava aracının mı hesabını soracaksın?" İYİ Partili Lütfü Türkkan'ın Bingöl'de şehit ağabeyine küfür etmesine ilişkin Soylu, "Utanıp özür dileyeceğine, 'Milletvekilliğini sona erdirdim, bu adamın siyaset yapma hakkı yoktur, bu bizden değildir.' diyeceğine hep beraber diyet ödüyorlar. 20 yıldır bu ülkeye büyük hizmetler yapan AK Parti karşısındaki iftiraları gayretullaha dokunmuştur. Bunların saldırıları mahşeri vicdanı zedelemiştir. Kendi içlerindeki kirlilikleri sadece yüzüne değil, ağızlarına da vurmuştur" değerlendirmesinde bulundu. "2023 sadece 2023 değildir, 2053'tür, 2071'dir. 1071'dir, 1453'tür, 1923'tür. Eğer 2023'ü sadece seçim kazanma olarak görürsek yanlışa düşeriz" diyen Soylu, şunları kaydetti: "2023 seçimlerinde bunlara tarihi bir hezimet sunmak namusumuzdur. Tarihi hezimet alacaklar. Ben millette bunu görüyorum. Arkadaşlarımızın çalışma azminde bunu görüyorum. Biz daha yeni başladık. İnsanlıktan uzaklaşan, paraya tapanlara, Batı'ya tapanlara söyleyecek sözlerimiz var. Sadece hesabımız siyasi olmaz. Şu yetimler var ya dünya coğrafyasında yetim bıraktıkları... Diyarbakır anneleri var ya 8-10 yaşındaki çocukları ellerinden alarak dağa getirip eline silah verdikleri... Hesap sadece siyasi hesap olmaz. Bu hesabı millet 2023'te kapatacaktır ve Kılıçdaroğlu'nu da zihniyetini de tarihe gömecektir. Siyasetten biraz anlıyorsam 2023'te seçim akşamı, Kılıçdaroğlu'nun evden çıkıp partisine gidecek yüzü kalmayacaktır." Bakan Soylu, AK Parti'ye herkesi davet etmeleri gerektiğini vurgulayarak, "Bu sadece bizim meselemiz, Türkiye'nin meselesi değil, bu bölgenin huzurudur, bu dünyanın çıkış yoludur, buna inanın ne olursunuz. Bir daha Tayyip Erdoğan gibi bir lider gelmez, bunu çok net söylüyorum. Böyle liderler 100 yılda, 150 yılda bir gelir. Biz fırsatı yakalamışız. Bu fırsatla dünyaya sözümüzü söyleyecek, anlatacak Tayyip Erdoğan ile 2023'te zafer bizim sorumluluğumuzdur" dedi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kılıçdaroğlu’nu affetti: Açtığı 17 davayı geri çekti

Tazminat taleplerinin 10 bin TL ve 1 milyon TL arasında değişen davaların içeri ise Kılıçdaroğlu’nun 2011-2016 yılları arasında mitinglerde ve toplantılarda yaptığı konuşmalarda Erdoğan’a yönelik hakaret içerikli söylemler konu edilmişti. Miktar bakımından en yüksek tutarlı 1’er milyon TL’den 3 ayrı davanın konuları ise Rehyanlı’daki patlama ve Uludere’deki saldırıların ardından hayatını kaybeden vatandaşların sorumlusu olarak Kılıçdaroğlu tarafından Erdoğan’ın gösterilmesiydi. Benzer bir diğer davada ise Erdoğan’ı terör örgütü elemanı yetiştirerek Suriye’ye gönderme suçlamaları oldu. ‘Kılıçdaroğlu kıymet bilmiyor’ Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ çağrısını işaret ederek yaptığı konuşmada, Kılıçdaroğlu’na karşı açıp kazandığı davaları geri çektiğini fakat Kılıçdaroğlu’nun bu konuda bir kıymet bilmediğine değindi. Erdoğan tarafından mahkemeye sunulan feragat dilekçesinde bir kereye mahsus şahsına yapılan her türlü saygısızlığı affettiğini vurguladı.

2 yıl önce

MGK'dan terörle mücadele vurgusu: Terörle her türlü mücadele kararlılıkla sürdürülecektir

Milli Güvenlik Kurulu, toplantısı 3 saat sürdü. Toplantıda terörle mücadele, Suriye, Libya başta olmak üzere bölgesel konular değerlendirildi. Terör örgütlerine taviz verilmeyeceği vurgusu yapıldı. Ayrıntılar birazdan…

2 yıl önce

Pakistan Başbakanı: ABD Afganistan'da hatalar yaptı, yükümlülüğü İslamabad çekti

Pakistan Başbakanı İmran Han, İslamabad Politika Araştırması Enstitüsü (IPRI) tarafından düzenlenen 'Margala Diyaloğu'nun' açılış konuşmasını gerçekleştirerek, Batılı medya organlarını eleştirdi ve Pakistan'ın Afganistan'daki fedakarlıklarının göz ardı edildiğini belirtti. Han, Batı'da Pakistan'ın Afganistan'da ikili oynamakla suçlandığını ve uluslararası alanda isminin kötülendiğini ifade ederek İslamabad'ın uluslararası toplum tarafından yanlış nedenlerle suçlandığını ifade etti. ABD’nin Afganistan’da hatalar yaptığını ancak bunun yükümlülüğünü Pakistan’ın çektiğini dile getiren Han, Afganistan’daki savaştan en büyük ikinci zararı ülkesinin gördüğünü söyledi. Han, ABD’nin müttefikleri arasında 80 bin kişinin hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın yerlerinden olduğu ve 100 milyar doların üzerinde ekonomik kaybın yaşandığı tek ülkenin Pakistan olduğunu vurguladı. Hindistan'ın 'ırkçı hükümetin Keşmir dahil olmak üzere azınlıklara karşı ırkçı politikalar izlediğini' öne süren Han, ancak Batılı ülkelerin Yeni Delhi’yi eleştirmediğini kaydetti.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 19 20