Son Dakika:
Ümit Özdağ’dan Hande Karacasu’ya, Sinan Oğan’dan İlay Aksoy’a tüm sığınmacı düşmanlarının bilgi aldığını iddia ettiği Deniz Büstani’nin ırkçı çetenin akıl hocası olduğu konuşuluyor… Ümit Özdağ tarafından fonlanan ‘’Sessiz İstila’’ filminin yapımcısı Hande Karacusu bir Twitter yayınında Büstani ve onunla ilişki içinde olan insanlar hakkında şu ifadeleri kullanmıştı: “Biraz önce Deniz Büstani’yi dinledim, Deniz bey bizim çok sevdiğimiz, çok saygı duyduğumuz bir arkadaşımızdır. Zaman zaman kendisinden uluslararası hukuk ve Suriye’deki durum hakkında bilgi alırız, bilgi alışverişinde bulunuruz. Zaten sığınmacılar konusuyla ilgilenen insanlar genelde birbirini tanır. İlay (Aksoy) hanım vardır, Gülcan (Havva Eraslan) hanım vardır Deniz (Büstani) bey vardır, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ vardır, Sinan Oğan vardır. Bu insanlar birbirlerini tanır, birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunur.” Deniz Büstani aynı zamanda İlay Aksoy, Gülcan Havva Eraslan ile birlikte sürekli Esed propagandası yapan “S Kuşağı Platformu” adlı oluşumun da kurucuları arasında yer aldığı biliniyor. Ayrıca İlay Aksoy ile Büstani birçok programda birlikte konuşmacı olarak bulundular. Deniz Büstani’nin kayınpederi Halaf Muftah, Baas Partisinde üst düzey yönetici ve Esed rejiminde Uluslararası Medya Yöneticiliği ve İletişim Bakan Yardımcılığı gibi önemli pozisyonlarda bulunuyor. https://twitter.com/arahmaneminoglu/status/1553437296250290176?s=21&t=PYtdk3O4-BbASBuyaSQREw Rejim televizyonunda sürekli propaganda konuşmaları yapan Halaf Muftah, Türkiye’nin Osmanlı gibi işgalci politikalar izlediğini söylerken ayrıca “Türkleri lanetlemeyi unutuyoruz!” gibi ifadeler kullanmakta da geri durmuyor. Muftah ayrıca Türkiye ile işbirliği yapanları da tehdit etmesiyle biliniyor. Deniz Büstani ise kayınpederi ile ilgili eleştirilere yönelik olarak bu demeçlerin 2013 yılına ait olduğunu iddia ederken, Muftah’ın 2010 yılının öncesinde “Suriye-Türkiye Dostluk Grubu”nda olduğunu da öne sürerek savunmaya çalışıyor. Türk Irkçılarına bilgi akışı sağlayan ve onlarla birlikte işbirliği içinde olan Büstani’nin Türkiye aleyhinde ifadeler kullanan başka insanlarla da ciddi yakınlıkları bulunuyor. Örnek vermek gerekirse, Muftah’ın bir akrabası olan Muhammed Hawaidi adlı şahsın “AK Parti Terör örgütüdür” yazdığı bir paylaşıma Büstani “kardeşim” diyerek cevap veriyor. Hawaidi’nin “Süleyman Şah Fırat’ta geberdi!”, “Türkiye’ye işgalci demeyen haindir ajandır!”, Türk askerlerinin fotoğraflarını “Türk leşler” gibi ifadeleri de bulunuyor. Türk olduğunu beyan eden ve Suriyelileri “Türkiye iç siyasetine karışmaktan” men eden Büstani, Doğu Guta katliamının ardından Guta’ya giderek boynunda rejim bayrağıyla verdiği bir pozu paylaşarak “Doğu Guta terörden temizlendi” ifadesini kullanmıştı. 1982 yılındaki Hama Katliamı için de Baas rejiminin aslında “mezhepçi (sünni) bir ayaklanmayı” bastırdığını öne süren Büstani, zalim yönetim yerine mağdurları suçlu ilan ediyor. Lilian Maarouf gibi Türkiyeliler hakkında ırkçı ve hatta nazi yakıştırması yapan gazetecilerle bile işbirliği içerisinde olan Deniz Büstani ne ilginçtir ki, Ümit Özdağ’dan İlay Aksoy’a, Sinan Oğan’dan Hande Karacasu gibi her türlü “Türk Irkçısına” bilgi sağlıyor. Zafer Partili Özdağ ve Demokrat Partili Aksoy birlikte olup, aynı anda işbirliği içerisine girip bilgi akışı sağlayan Deniz Büstani öte yandan CHP üyesi ve Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte çok sayıda fotoğrafı bulunuyor. Tabi bundan önce ise Vatan Partisi’nde yer alıyordu. Türkiye’de Suriyeli muhacirlere yönelik karşı kampanyanın fitilini ateşleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP üyesi Esed’in etki ajanı Deniz Büstani ile Ortadoğu uzmanı sıfatıyla görüşmeler gerçekleştiriyor. Bu arada CHP 2019 yılında Muftah’ı Suriye konulu bir konferansa davet ediyor fakat Türkiye vizesini reddediyor. Povokatif eylemlerin odağı Zafer Partisinin üst düzey isimlerin ise Büstani’nin programlarına yoğunlukla katıldığı ve kendisine “hocam” olarak hitap ettiği de biliniyor. Türkiye’nin güya “ulusal çıkarları” adına mülteci düşmanlığı yaparken Türkiye aleyhinde çalışan insanlarla içli dışlı olan Büstani’den bilgi alan ırkçı isimlerin, özellikle de Özdağ’ın, Büstani hakkında sorulan sorulara cevap vermediği de iddia ediliyor.
Türkiye’de sığınmacı düşmanlığı yaparak gündemi meşgul etmeyi başaran ırkçı Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın eline yine kan bulaştı. Özdağ ve ırkçı çetesinin söylediği yalanlara inanan 4 Türk vatandaşı, parkta kendi hâllerinde oturan 4 Suriyeli genci bıçakladı. Bıçaklayan gençler tutuklanırken, yaralılar ise hastaneye kaldırıldı. Bolu‘da parkta oturan 4 Suriyeliyi, “Niye oturuyorsunuz burada, defolun gidin ülkemizden” diyerek bıçakla yaralayıp darbeden 4 kişi tutuklandı. Saldırı dün akşam saatlerinde Atatürk Orman Parkı’nda meydana geldi. İddiaya göre, M.A, Ş.T, Ş.Ö. ve A.A, parkta oturan Suriye uyruklu A.H.H, A.A, M.E. ve S.A’ya “Niye oturuyorsunuz burada, defolun gidin ülkemizden” dedi. Bunun üzerine iki grup arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu Suriye uyruklu A.H.H, A.A. ve S.A. bıçaklandı, M.E. ise darbedildi. Çevredekilerin müdahalesi ile kavga sonlandırılırken, olay yerine sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Yaralılar, sağlık ekiplerince olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi’ne kaldırıldı. A.A.H. ve M.E. tedavilerinin ardından taburcu olurken, S.A. ve A.A’nın ise hastanedeki tedavisi sürüyor. Yaralıların hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi. Polis ekiplerince gözaltına alınan 4 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede tutuklandı.
Yıllarca PKK’ya hamilik yapan Hafız Esed’ın en güvendiği ve kirli işlerini yaptırdığı Türk düşmanı Halaf Al Muftah’ın damadı olan Deniz Büstani isimli provokatörün Esed’in istihbarat örgütü Muhaberat için çalıştığı iddialarının ayyuka çıktığı bir dönemde Sinan Oğan’dan ilginç bir çıkış geldi. “O ŞAHISLA AYNI EKRANA ÇIKMAM” Kendisinin Suriye konusunda Deniz Büstani’den bilgi aldığının iddia edilmesi üzerine sosyal medya hesabından cevap veren Oğan şu ifadeleri kullandı: Bu mu isbatın? Deniz Büstani’den bilgi almak, irtibat bir yana ben aynı karede bile olmayı kabul etmedim. Hande Karacasu bir gün benimle röpörtaj yapmak için Deniz Büstani denilen şahsı yanına alıp getirdi. Ben bu şahısla aynı ekranda röpörtaj vermem dedim ve kabul etmedim. DENİZ BÜSTANİ KİMDİR? Kendisini gazeteci ve Ortadoğu uzmanı olarak tanıtan Deniz Büstani isimli provokatör, Türkiye’de Suriyeli düşmanlığını körüklemek ve Esed rejiminin reklamını yapmak için çabalıyor. Aslen Hataylı olan Büstani, sık sık ticari ilişkilerinin olduğu Suriye’ye giderek Esed rejiminin üst düzey yöneticileri ve askerleri ile görüşüyor. KİRLİ İLİŞKİ AĞI Esed rejiminin Türkiye’de provokasyon için görevlendirdiği iddia edilen Büstani, Suriye’deki Baas rejiminin önde gelen isimlerinden Halaf Al Muftah’ın kızıyla nişanlı. Suriye’de Hafız Esed döneminde Sünni halka ve Türkmenlere karşı başlatılan, başta Hama Katliamı olmak üzere pek çok kanlı operasyonda görev alan Halaf Al Muftah, oğul Beşar Esed döneminde de Baas rejiminde etkisini sürdürüyor. Baas rejiminin önde gelen karanlık isimleri ile sık sık bir araya gelen Büstani’nin Türkiye’den edindiği bilgileri Esed yönetimine aktardığı iddia ediliyor. KAYINBABASI AL MUFTAH AZILI TÜRK VE İSLAM DÜŞMANI Büstani’nin kayınbabası Halaf Al Muftah, Hafız Esed döneminde PKK ile ilişkileri koordine eden isim olarak biliniyor. Teröristbaşı Apo’nun Suriye’de misafir edildiği dönemde, Apo ile sık sık buluşan Al Muftah, sık sık Suriye basınında Türk milletine ve devletine hakaret ediyor. Türk ordusunu ‘işgalci’, Türk askerini ‘katil’ olarak tanımlayan Al Mutfah, Türkiye’nin Osmanlı’dan kalma bir alışkanlıkla yayılmacı politika izlediğini sık sık dile getiriyor. https://twitter.com/arahmaneminoglu/status/1498010020470001668?s=21&t=nVt26rirNvIa79Ss7dfBgQ DENİZ BÜSTANİ’DEN ESED REKLAMLARI Esed katliamlarından kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelileri sosyal medyada hedef haline getiren paylaşımlar yapan Büstani, aynı zamanda Esed rejiminin de Türkiye’deki basın danışmanı gibi çalışıyor. Sık sık Türkiye Cumhuriyeti devletini hedef alan Büstani, Esed rejimine övgüler yağdırıyor. Esed rejiminin ne kadar demokratik olduğunu, Suriye’de insan haklarının ve yaşam koşullarının Türkiye’den daha kaliteli olduğunu dile getiren Büstani, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe ile devrilmesini isteyen isimlerin skandal ifadelerini de sosyal medya hesabından paylaşıyor. https://twitter.com/ibrahimbozantr/status/1425207347585105921?s=21&t=VV4Ucsx3-cXi4L2DCb71jA PROVOKATÖR İLAY AKSOY İLE İTTİFAK İYİ Parti kurucuları arasında yer alan ancak Suriye diktatörü Esed ile olan kirli ilişki ağı yüzünden İYİ Parti’den gönderilen ve Demokrat Parti’de Genel Başkan Yardımcısı olan İlay Aksoy, Deniz Büstani’nin Türkiye’deki hamisi konumunda… Esed sevgisi aşk derecesine ulaşan İlay Aksoy’un sosyal medyada dolaşıma soktuğu yüzlerce yalan haber ve paylaşımın yanı sıra Esed rejiminin Türkiye’deki PR faaliyetlerini yürüten isim olduğu da belirtiliyor.
Her söyledikleri yalan çıkan ırkçı çete, bu defa da Türk polisini hedef aldı. İlk olarak Fetöcü bir hesap tarafından 17 Ağustos 2020 tarihinde servis edilen görüntülerde sözde bir polisin bir sığınmacının aracını durdurduğu ve rüşvet aldığı görülüyor. YENİ GİBİ SERVİS ETTİLER Zeytinburnu’nda çekildiği iddia edilen görüntüleri yeni çekilmiş gibi servis eden ırkçı çete, Türk polisinin sığınmacılardan rüşvet aldığı iftirasını ortaya attı. https://twitter.com/haber/status/1561399514124132354?s=21&t=U-9BLOB6UAunibVdsYqXfg KLASİK FETÖ KURGUSU İlk olarak 17 Ağustos 2020’de Fetöcü bir hesap tarafından sosyal medyada “Zeytinburnu’nda bir polis sığınmacıdan rüşvet aldı” diye paylaşılan videodaki şahsın Zeytinburnu ilçesinde görev yapan bir polis olmadığı resmi makamlarca açıklanmıştı. MANTIĞA AYKIRI GÖRÜNTÜLER Videoya dikkatle bakanlar, klasik Fetö kurgusu olduğunu hemen anlıyor. Irkçı çeteye en büyük malzemeyi sağlayan firari Fetöcülerin de akıl hocalığını ırkçı çetenin elebaşı Ümit Özdağ yapmıştı. İşte videodaki soru işaretleri: Sözde polisin neden şoför yerine yandaki yolcuya yöneldiği, Şoför koltuğundan kameraya alındığını sözde polisin nasıl fark edemediği, Kaçak göçmenlerin yakalanacaklarını bile bile neden sözde polisi kameraya aldıkları, ve en önemlisi de kaçak göçmenlerin polisi kameraya alacak cesareti nasıl bulduğu…
Irkçı söylemlerin saldırıları körüklemesi sonrası Hatay’da elim bir hadise yaşandı. Suriye’de katil Esed’in bombardımanında ailesini kaybetmesi sonrası yetim kalan ve Türkiye’ye okumaya gelen Faris Muhammed Al-Ali bıçaklı saldırıda vefat etti. Bir grup saldırgan Al-Ali’yi Hatay’da hedef aldı. Al-Ali’nin vefat ettiği açıklandı. Al-Ali, ailesini Suriye’deki katliamda kaybetmesinin ardından Türkiye’ye gelmişti. Reyhanlı Eğitim Kampüsümüzde öğrenim gören Al-Ali, bu sene tıp fakültesini kazanmıştı. 1 YIL ÖNCE TÜRKİYE’DE IRKÇILIK YOKTU Irkçı saldırıların Ümit Özdağ’ın genel başkanı olduğu Zafer Partisi kurulduktan sonra atması ise tesadüf değil.
Kurduğu Zafer Partisi ile ırkçı politika yürüten ve böyle başarılı olacağını zanneden provokatör Ümit Özdağ ve ırkçı çetesi, her geçen gün farklı farklı yalanlarla iç savaş çıkarmak için uğraşıyor. PKK ile 1997 yılında ABD’de görüşen ve FETÖ’cü hainlere de ‘’Yalan söyleme teknikleri’’ dersi verdiği söylenen sözde milliyetçi Özdağ ve ırkçı çetesi, son olarak 3 yıl önce kullandıkları bir yalan malzemesini yeniden servis ederek, sığınmacı düşmanlığı yapmaya çalıştı. https://twitter.com/batuhancolak33/status/1567172734525870080?s=21&t=YXR0dPRFW4o2VQUEPTtA1A Türkiye’de iç savaş çıkarmak için canını dişine takarak, rezil olmayı göze alan ve her yalanı ortaya çıkan Özdağ kurduğu ırkçı çetesinin paylaştığı videoyu alıntılayarak, ‘’Türkiye’nin göçmenistan olması çalışmaları ilkokullara indi. Hayat Bilgisi kitabı Almanya’dan, Afganistan’dan, Suriye’den göç eden çocuk hikayeleri ile başlıyor. Çocuklarımızın zihnine işgal “göç” diye kazınıyor.’’ ifadelerini kullandı. https://twitter.com/umitozdag/status/1567131941811458049?s=21&t=35z_Jqfu7XzKLr3tCDCr5g AYNI YALANI 2019’DA DA PAYLAŞTIKLARI ORTAYA ÇIKTI @UyanTRK1 kullanıcı ismiyle trollük yapan ırkçı çete üyesinin aynı yalanı 2019’da da paylaştığı ortaya çıktı. Özdağ ve çetesi, sosyal medyadan provokasyon yapayım derken yine gülünç duruma düştü…
Küresel bir çeteye dönüşen LGBT lobisi, üniversiteleri de kuşatma altına aldı. İstanbul’dan İzmir’e Aydın’dan Ankara’ya kadar birçok devlet ve özel üniversitede ‘kulüp’, ‘topluluk’, ‘dayanışma’ adı altında LGBT propagandası yapılıyor. Yasağa takılmamak için üniversite yönetimlerine yapılan resmi başvurularda “Düşünce Kulübü”, “Fikir Platformu” gibi adlar kullanan LGBT’liler, gerçekte ise içinde ‘LGBT’, ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ gibi ifadeler geçen kulüplerle faaliyet yürütüyor ONLARCA KULÜP KURULMUŞ Türkiye’nin dört bir yanında bu hilelerle kurulmuş onlarca kulüp bulunuyor. Bu topluluklar ve kulüpler ağırlıklı olarak büyük şehirlerin üniversitelerinde bulunuyor. İstanbul Üniversitesi Eşitlik Topluluğu, Başkent Üniversitesi Özgür Fikirler Topluluğu, Bilkent Üniversitesi Renkli Düşün Kulübü, Galatasaray Üniversitesi Kuir Çalışmalar Topluluğu, Bilgi Üniversitesi Gökkuşağı Kulübü, Boğaziçi LGBT Çalışmaları Kulübü, ODTÜ LGBT Dayanışması, Marmara LGBT Dayanışması, Koç LGBT Kuir Kulübü, Yıldız Teknik LGBT Topluluğu, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi LGBT Dayanışma Ağı, Özyeğin Üniversitesi LGBT Kulübü, İzmir Ekonomi Üniversitesi Kuir - Feminist Öğrenci Kulübü üniversitelerde bulunan LGBT kulüplerinden sadece bazıları. AKADEMİSYENLER DESTEK VERİYOR Türkiye’nin neredeyse her üniversitesinde açılan ve LGBT dernekleri tarafından fonlanan kulüpler öğrencilere, “akışkan kimliklerimiz” ve “üçüncü bir cinsiyet” adı altında LGBT’yi özendiren, üçüncü cinsiyete sürükleyen etkinlikler ve atölyeler düzenliyor. Üniversitelerde LGBT destekçisi kulüpler farklı isimlerle açılıyor. Rektörün onayından geçen kulüpler, farklı isimlerle LGBT propagandası yapıyor. Açılan kulüpleri üniversite bünyesinde çalışan öğretim görevlileri destekliyor. Konferanslar, atölye çalışmaları adı altında etkinlikler düzenleyen kulüpler, ayrıca 2 bin 500 ila 3 bin TL arasında burs veriyor. Ayrıca küresel LGBT STK’ları tarafından düzenlenen etkinliklere katılım için ücretsiz yurt dışı ve yurt içi seyahatler gerçekleştiriliyor. İÇERİDE OTORİTER BİR SİSTEM VAR Üniversitesindeki LGBT kulüplerine katılıp içeride sıkıntılı günler yaşadığını söyşeyen bir üniversite öğrencisi, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Biz ilk başta kulüple çok iyi anlaşmıştık, bize her imkanı sunuyorlardı, onlarla arkadaştık. Kulüpte görev almaya başladığımızda arka planda şiddetli bir baskının olduğunu gördüm. O kadar fazlaydı ki psikolojimiz bozuldu. Otoriter bir sistem var. Buraların tuzağına düştükten sonra kurtulmak çok zor oluyor, tehditlere maruz kalıyoruz.” Büyük miting yarın Yaklaşık 150 sivil toplum kuruluşunun katılacağı "Aileni ve neslini koru, sapkınlığa dur de!" mitingi, yarın saat 15.00'da Saraçhane'de başlayacak. Akademisyen, doktor ve yazarların konuşmalarıyla başlayacak olan miting Saraçhane’den Beyazıt Meydanı'na yürüyüşle devam edecek. Etkinlik, Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu Başkanı Kürşat Mican’ın açıklamalarıyla sona erecek. Küresel LGBT dernekleri fonluyor Yarın İstanbul Saraçhane’de düzenlenecek LGBT karşıtı yürüyüşünü organize eden Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’na destek veren İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Akın, üniversitelerde kurulan kulüplerin LGBT fonları tarafından planlandığını söyledi. Akın şunları kaydetti: “Kulüplerin konferansları, atölyeleri büyük bir titizlikle hazırlanıyor. Katılım sağlayacak öğrencilerin aile yapılarına kadar araştırıyorlar. Birkaç öğrencinin birleşerek kulüp kurduğu masum bir yapı değil. Lobilerin desteğinde her programın detaylıca planlandığı, konuşmacıların titizlikle belirlendiği bir üniversite kulüpleridir. Çocuklara ciddi oranda maddi açıdan destek veriliyor. Büyük firmalar ve markalar tarafından fonlandıkları için sundukları imkanlar çok geniş. Sadece üniversitelerde değil şu an liselerde de öğretmenlerin desteğinde öğrenciler örgütleşiyor. Önce empoze edip bozuyorlar sonra maşa olarak kullanıyorlar. Öğrencileri bozan eğitimciler tespit edilmeli.”
Ümit Özdağ’ın ‘manevi oğlum’ dediği Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya, Zafer Partisi’ni eritmeye devam ediyor. Parti kurulduğu günden bu yana onlarca genel başkan yardımcısı ve kurucu üye, Adem Taşkaya’nın küfür ve hakaretleri sebebiyle istifa etti. ‘ÜMİT ÖZDAĞ’IN KİRLİ İŞLERİNİ YAPIYOR’ İDDİASI Aralarında Bartu Soral, Jülide Nihal Yılmaz, İsmail Koncuk, Neslihan Seven, Mehmet Ceylan, Kübra Kayhan, Gülümser Heper gibi isimlerin bulunduğu pek çok genel başkan yardımcısı ve GİK üyesi, Adem Taşkaya’yı ima ederek partideki görevlerinden istifa etti. Milletvekili, bilim insanı, akademisyen geçmişi olan pek çok ismi Adem Taşkaya için feda eden Ümit Özdağ’ın ‘manevi oğlum’ dediği Taşkaya’yı bu kadar kollamasının altında yatan sebebin Taşkaya ile Özdağ arasında çok eskiye dayanan ilişkinin olduğu biliniyor. Taşkaya’nın geçtiğimiz haftalarda sosyal medyaya düşen İranlı işadamına şantaj videosu gibi pek çok vakasının olduğu ve şantaj yoluyla elde edilen paranın Özdağ ile Taşkaya arasında bölüşüldüğü iddia edildi. KİMLERİ HARCADI? Zafer Partisi’nde yöneticilik yapan pek çok isim, Adem Taşkaya tarafından oluşturulan troll çetesinin kendilerini hedef aldığını söyleyerek partiden istifa etti. En son dün Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Gülümser Heper, sosyal medyadan istifasını açıkladı. İşte o isimlerden bazıları:
