Son Dakika:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Djukanovic ile Vahdettin Köşkü'nde düzenlediği ortak basın toplantısında, Karadağ'la dostluklarının uzun asırlara dayandığını söyledi. Karadağ Kralı Birinci Nikola'nın, Sultan 2. Abdülhamid'in davetlisi olarak İstanbul'u iki kez ziyaret ettiğini aktaran Erdoğan, Karadağ'ın ilk büyükelçiliğini de Osmanlı döneminde İstanbul'da açtığını hatırlattı. Boşnak ve Arnavut akraba toplulukları ile Türkiye'deki 150 binden fazla Karadağ kökenli vatandaşın, iki ülke arasında müstesna bir gönül köprüsü olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak bir tarih ve kültürü paylaşan, kuvvetli beşeri ve akrabalık bağlarına sahip Türkiye ile Karadağ arasındaki ilişkilerin en üst düzeyde olduğunu belirtti. Karadağ Cumhurbaşkanı Djukanovic ile yaptığı görüşmelerde ikili ilişkileri dar kapsamda ele aldıklarını, etraflıca görüşme fırsatı bulduklarını kaydeden Erdoğan, daha sonra da heyetler arası çalışma yemeğiyle birlikte şu ana kadarki durumu ve bundan sonraki geleceği değerlendirme fırsatını bulduklarını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl Karadağ'a yaptığı ziyarette ikili ticaret hacmini 250 milyon dolara çıkarma hedefini koyduklarını belirterek şöyle konuştu: "Bu senenin ilk 11 ayındaki rakam, geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 49'luk bir artış yaşanmıştır. Mevcut tabloyla dahi 182 milyon dolara ulaşarak rekor kırdık. Karadağ'daki Türk yatırımlarının toplamı 67 milyon doları aşmıştır. Tabii şunu da söylemekte fayda buluyorum. Şu anda Karadağ'daki Türk yatırımcı şirketlerinin sayısı 3 bin 800. Bu tabii çok çok önemli bir adım. Türk firmalarının özellikle altyapı, inşaat, turizm ve hizmet sektörlerinde önemli projeleri mevcut. Özel sektörümüzün tüm Balkanlarda olduğu gibi Karadağ'da da başarılı girişimlerini sürdürmeye devam edeceğinden eminim." Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) restorasyon, eğitim ve sağlık alanındaki faaliyetlerini sürdürürken Yunus Emre Enstitüsünün de Türk sanat ve kültürünü Karadağlıların evlerine taşıdığını aktaran Erdoğan, "TİKA, Karadağ'da bugüne kadar toplam değeri 20 milyon avroyu aşan 400'den fazla proje ve faaliyet gerçekleştirmiştir. Yunus Emre Türk Kültür Merkezimiz de kuruluşundan bu yana 2 bine yakın öğrenciye Türkçe eğitimi verdi. Devletimizin sağladığı Türkiye burslarından faydalanan Karadağlı öğrencilerin sayısı son 25 yılda 501'e ulaştı. Önümüzdeki dönemde de ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla Karadağ'ı desteklemeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı. "Güneydoğu Avrupa'da istikrarın korunmasına özel önem atfediyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevkidaşı ile görüşmesinde, Balkanlar başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında da çok önemli değerlendirmeleri yapma fırsatını bulduklarını dile getirerek şunları kaydetti: "Güneydoğu Avrupa'da istikrarın korunmasına ve bölgenin ekonomik kalkınmasına özel önem atfediyoruz. Balkanların ve Avrupa'nın önemli bir parçası olan Karadağ da barış ve istikrara önemli katkılar sağlıyor. Bu minvaldeki çalışmalarını, temmuz ayında devraldığı Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Dönem Başkanlığı ile birlikte başarıyla yürütüyor. Karadağ'ın Avrupa Birliği ve Avrupa Atlantik kurumlarıyla bütünleşme yolunda attığı hızlı adımları takdir ediyoruz. NATO müttefikimiz Karadağ'ın Avrupa Birliği'ne tam üye olmasını da samimiyetle teşvik ediyor ve destekliyoruz." Djukanovic ve heyetine ziyaretleri için teşekkür eden Erdoğan, görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadağ halkına selamlarını ileterek yeni yılın iki ülke başta olmak üzere bölgeye ve tüm dünyaya barış ve huzur getirmesi temennisinde bulundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yıl sonu değerlendirme toplantısında açıklamalarda bulundu. Küresel krizlerin çözümüne katkı sağlarken doğan fırsatların da değerlendirildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Bu anlayışla 2022'de yoğun bir diplomasi trafiğimiz oldu” dedi. Doğu Akdeniz ve Ege’deki gelişmelerle ilgili olarak Yunanistan’ı bir kez daha uyaran Çavuşoğlu, “Son günlerde, Yunan basınında özellikle Girit’in çevresinde kara sularının 12 mile çıkarılacağına dair haberler var. Bizim bu konudaki tutumumuz net. Değil 12, Ege’de 1 mil dahi kara suyu genişlemesine izin vermeyiz. Meclis’imizin bu konuda 1995’de aldığı karar nettir ve halen geçerlidir. Yunanistan’ı bir kez daha uyarıyoruz. Arkana almaya çalıştıklarına güvenerek, sahte kahramanlık peşinde koşma. Maceraya atılma. Sonu sizin için hiç iyi olmaz” diye konuştu. SURİYE’DE TEMASLAR SÜRÜYOR Sorun yaşanan ülkelerle normalleşme sürecine de değinen Çavuşoğlu, “Emirlikler ve Suudi Arabistan'la önemli mesafe aldık. İsrail'le karşılıklı büyükelçi atadık. Mısır'la normalleşme süreci daha yavaş olsa da ilerliyor” dedi. Suriye'deki gelişmeler hakkında da açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, BM, ABD, Rusya, Irak ve rejimle temasların sürdüğü bilgisini verdi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan'ın Moskova'ya gittiğini hatırlatan Çavuşoğlu, kendisinin de Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'la görüşeceğini söyledi. Suriye ile görüşmelerin ikinci aşaması olarak önümüzdeki süreçte dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantı planlandığı bilgisini veren Çavuşoğlu, şunları kaydetti: ORTAK HAREKAT OLABİLİR “Rusya da bu görüşmelerin olmasını destekliyor. Bu toplantının ne zaman gerçekleşeceğine dair somut bir adım yok. Üçlü liderler toplantısı için de somut bir tarih yok. Ancak böyle bir görüşme için ocak ayı çok erken bir tarih. Yapılan görüşmelerin sonuç odaklı olması gerekiyor. Karaysa kara, havaysa hava harekatı. Stratejik noktalar kapsamında terör örgütleriyle mücadelemiz sürüyor. Önümüzdeki dönem terörle mücadelede Suriye ile ortak görüşümüz olursa hareketimiz de ortak olabilir. Bu temaslar terörle mücadeleye engel değil. Daha istişarelerin başındayız. 'Ne istiyoruz, ne istiyorlar?' aşamasında değiliz. Ama onların açıklamalarına bakarsak 'Topraklarımızdan çıkın' diyorlar. Biz de hakimiyet sağlamadığımızı, istikrar olunca ayrılacağımızı yineliyoruz. Suriyelilerin dönmesini istiyorlar. Dönüşlerin güvenliği de bizim için önemli.” PKK ile kol kola girmenin bedeli Fransa’daki PKK yandaşlarının ülkeyi yakıp yıkmasına da değinen Çavuşoğlu, “Paris’teki saldırılar teröristle kol kola girmenin bedelini bir kez daha gösterdi. Hep söyledik. Ateşle oynayan bir gün kendini de yakar. Umarız bundan gerekli dersi çıkarırlar” diye konuştu. Çavuşoğlu, dün ayrıca Fransız mevkidaşı Catherine Colonna ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Paris’teki olayların ele alındığı görüşmede Çavuşoğlu, Fransa’nın bu olayla terör örgütlerinin gerçek yüzünü gördüğünün altını çizdi. Fransız siyasetçilerin, Öcalan fotoğrafları ve PKK paçavraları önünde görüntü vermesinin de kabul edilemez olduğu vurgulandı.
Fransa'nın başkenti Paris'te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'ne geçtiğimiz hafta silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda üç kişi öldü, dört kişi ise yaralandı. FRANSIZ ASILLI SALDIRGAN SUÇUNU KABUL ETTİ Yaralı olarak yakalanan saldırgan William M. hastaneye kaldırıldı. Suçunu kabul eden Fransız asıllı William M. saldırının ırkçı bir eylem olduğunu itiraf etti. PKK YANDAŞLARI TÜRKİYE'Yİ HEDEF GÖSTERDİ Olayın ardından Paris'te sokağa inen PKK yandaşları, Fransız asıllı William M.'nin suçunu kabul etmesine rağmen saldırıdan Türkiye'yi sorumlu tuttu. Türkiye aleyhinde sloganlar atan terör destekçileri, PKK elebaşı Öcalan'ın fotoğrafları eşliğinde gösteriler düzenledi. FRANSIZ BASINI: TÜRKİYE BAĞLANTISI BULUNAMADI Terör örgütü PKK yanlıları saldırıyı Türkiye'nin üzerine yıkmaya çalışırken Fransız Liberation gazetesi, tetikçinin tek başına hareket ettiğini ifade etti. Liberation gazetesinin haberinde şu ifadeler kullanıldı: "Soruşturmalarda Türkiye ve hükümetiyle herhangi bir bağlantı bulunmadı. Savcı Laure Beccuau'ya göre, ırkçılık, 2016 yılında evinin soyulmasından bu yana neredeyse patolojik hale geldi."
İsrail-Türkiye ilişkilerinde girilen yeni dönemde olumlu mesajlar verilmeye devam ediyor. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, İsrail'in Ankara Büyükelçisi Irit Lillian'ın bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a güven mektubunu sunmasının ardından Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Şakir Özkan Torunlar'ın güven mektubunu kabul etmeyi "dört gözle beklediğini" belirtti. Herzog sosyal medya hesabından Türkçe olarak yaptığı paylaşımda, "Bugün, Büyükelçi Irit Lillian, güven mektubunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunarken Ankara'da, Cumhurbaşkanlığı'nda yeniden HaTikvah'ı (İsrail milli marşı) duymak çok etkileyiciydi. Yakında, Türk Büyükelçi'nin güven mektubunu kabul etmeyi dört gözle bekliyorum. İsrail-Türkiye ilişkilerinde büyük bir adım” dedi. https://twitter.com/isaac_herzog/status/1607771248171560960?s=46&t=PDL-AI31LPRB48JztzARAA Öte yandan Türkiye ve İsrail, uzun bir aranın ardından 17 Ağustos'ta diplomatik ilişkileri en üst seviyeye çıkarma ve karşılıklı büyükelçi atama kararı almıştı.
DEAŞ tarafından öldürülen ABD askerlerinin aileleri, 2022 yılın başlarında çimento fabrikasını işletmek için DEAŞ ve El Nusra’ya rüşvet verme suçunu kabul eden Fransız holdingi Lafarge’a dava açtı. ABD hükümetinin teröre maddi destek sağlama suçlamasıyla şirkete karşı açtığı ilk dava sonucunda, şirket suçunu kabul ederek 800 milyon dolar para cezası aldı. Aileler, şirkete açtıkları davada, Fransız Lafarge’ın ekonomik kişisel çıkarlarının DEAŞ’ın Amerikalılar da dahil olmak üzere masum sivilleri katletmesine olanak sağladığını açıkladı. Dava dilekçesinde, “Davalıların DEAŞ’a yaptığı ödemeler ve iş ortaklığı, DEAŞ’ın Amerikalıları öldürme niyeti ve kabiliyetine sahip acımasız bir terörist deve dönüşmesi için ihtiyaç duyduğu sermayeyi sağladı.” ifadeleri kullanıldı. Davacıların DEAŞ’ın sorumlu tutulduğu saldırılarda öldürülen üç ABD askerinin aileleri olduğu bildirildi.
KREMLİN: KABUL EDİLEMEZ Geçtiğimiz gün Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, yaptığı açıklamada Rus doğalgaz ve petrolüne uygulanan tavan fiyatların Rusya için kabul edilemez olduğunu bildirmişti.
PKK’nın Avrupa’daki en büyük destekçisi olan Fransa, 40 yıldır elleriyle beslediği terörle yüzleşiyor. 3 kişinin öldürülmesini bahane eden PKK’lı teröristler, Paris’i yakıp yıktı. PKK, 1980’li yılların başından itibaren çeşitli siyasi partiler, dernekler, vakıflar ve enstitüler aracılığıyla Fransa’da varlık ve faaliyet gösteriyor. Fansa, örgütün sözde üst düzey isimlerine ev sahipliği yapmaya, PKK’nın 1984’te Siirt’in Eruh ilçesinde yaptığı ilk terör eyleminden sonra siyasi sığınmacı olarak kabul etmesiyle başladı STK’LAR ÜZERİNDEN YAPILANMA PKK’nın Fransa’daki yapılanmasının omurgasını kendisine bağlı sözde STK’lar oluşturuyor. Sözde STK’lar aracılığıyla PKK’ya finansman sağlanırken, örgüte eleman kazandırma faaliyetleri de yapılıyor. Sokak hareketlerinin organizasyonunun yapıldığı sözde STK’larda PKK adına ideolojik eğitimler veriliyor. PKK’nın Fransa’daki omurgasını Fransa Demokratik Kürt Konseyi(CDK-F) yapıyor. CDK-F’nin çatısı altında Fransa’da PKK’ya bağlı 24 kuruluş bulunurken, CDK-F, PKK’nın Fransa’daki KCK yapılanması gibi hareket ediyor. KADIN YAPILANMASI DA FRANSA’DA Kadın ve çocukları kullanan PKK, Fransa’da da kadınlar üzerinden yapılandı. Fransızların sempatisini kazanmaya çalışan PKK, terör eylemlerinden önce kadın örgütlenmelerini kullanarak ideolojik anlamda kendisine yakın uluslararası kadın derneklerinin desteğini alıyor. Fransa’da PKK ile doğrudan ilişkili olan ilk kadın yapılanması 1987’de faaliyete geçen Kürdistan Yurtsever Kadınlar Birliği oldu. PKK’nın Fransa’daki kadın yapılanması tam anlamıyla 2014’te kurulan ve 2 Şubat 2018’de Fransa tarafından resmi olarak tanınan ve terör propagandasının merkezlerinden olan TJK-F ile organize oldu. KIZ ÇOCUKLARINA KANCA PKK’nın Fransa’daki kadın yapılanması içindeki sözde STK’ları arasında Evry Çiçek Botan Kadın Meclisi de bulunuyor. TSK’nın yurt içi ve sınır ötesindeki operasyonlarında etkisiz hale getirdiği kadın teröristler için propaganda yapan sözde STK, 7 Haziran 2015’teki seçimlerde HDP ile birlikte çalıştı. Başka bir sözde STK olan Zin Kürt Kadın Derneği ve Komünler’de kız çocukları ve genç kızların PKK ideolojisinde yetiştirilmesine yönelik projelerin hayata geçirilmesi için kararlar alınıyor. KANDİL’DEN YÖNETİLEN ÜNİVERSİTE YAPILANMASI Örgüte eleman kazandırmak için Fransa’da yaşayan gençleri de hedef alan PKK, gençleri sokak eylemlerinde ve uyuşturucu trafiğinin yönetilmesinde kullanıyor. PKK, Türkiye’den Fransa’ya getirdiği gençleri örgüte müzahir iş yerlerinde çalıştırdıktan sonra hem sokak gösterilerinde kullanıyor hem de maaşlarının belli bir miktarını örgüte bağlı kuruluşlara vermelerini sağlıyor. PKK’nın Fransa’daki gençlik yapılanmasında en tehlikeli grup ise, üniversitelerde yapılanan ve doğrudan Kandil’den yönetilen “La Jeunesse Apoiste”. SÖZDE GENÇLİK YAPILANMASI Fransa’daki akademik çevre içerisinde yapılanan Fransa Kürt Öğrenciler Birliği de örgütün Fransa’daki gençlik yapılanması içinde bulunuyor. Erdal Welat Gençlik Merkezi yapısı da PKK ideolojisini siyasal zeminden sosyal alana taşımak için çalışıyor. Sözde STK, PKK ideolojisini benimsetmek için konserler başta olmak üzere farklı türde sosyal etkinlikler düzenliyor. Fransa’da PKK’nın gençlik yapılanmasını oluşturan bir diğer yapı Zinar Raperin Gençlik Meclisi. Adını 17 Ocak 2016’da Ankara’da bombalı araç saldırısı düzenleyerek 28 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan PKK’lı terörist Abdülbaki Sönmez’in kod adından alan yapı meclis, belediye başkanlıkları ve resmi kurumlar önünde eylemler yapıyor. PKK’NIN KIZILHAÇ’I PKK’nın Fransa’daki STK yapılanmasının diğer ayağını da sosyal ve kültürel alanlarda kurduğu dernek, meclis ve merkezler oluşturuyor. Bu merkezlerin başında Kürdistan Kızılayı Heyva Sor Kurdistane geliyor. PKK’ya doğrudan para aktaran sözde PKK Kızılay’ını, PKK’ya para aktardığını tespit eden Uluslararası Kızılhaç Komitesi muhatap almıyor. PKK’nın “sıhhiyesi” olarak görev yapan PKK’nın Kızılay’ı diğer sözde STK’ların topladığı paraların Kandil’e transferini de yapıyor. KÜLTÜR DEĞİL TERÖR FAALİYETİ PKK’nın Paris’te sözde kültür derneği adı altında yapılandığı sözde STK’lardan biri Ahmet Kaya-Kürdistan Kültür ve Sanat Akademisi. 16 Haziran 2001’de de Fransız resmi kayıtlarına geçen sözde dernek, PKK’nın Avrupa’daki gizli kasası olarak biliniyor. Sözde dernek üyeleri, öldürülen kadın teröristler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Sönmez gibi figürleri ön planda tutarak PKK propagandası yapıyor. Sarreguemines Kürt Kültür Derneği, Rennes Amara Kürt Kültür Derneği, Marsilya Mezopotamya Kültür Merkezi, Alsace Mezopotamya Kültür Merkezi, Kürt Kültür ve Sanat Akademisi, Mulhouse Kürt Kültür Merkezi ve Yvelines Franco-Kürt Kültür Derneği de faaliyette bulunuyor. AKTİF 4 YAYIN ORGANI PKK ile bağlantılı resmi kaydı olan 25’ten fazla sözde STK organizasyonun var olduğu Fransa’da PKK’nın 4 yayın organı bulunuyor. Paris Kürt Enstitüsü’nün aylık yayımladığı Birleşme, Bilgi Bülteni, Hevi ve Kurmanci, Kürdistan Dosyası ve Jina Serbilind dergileriyle PKK’nın sadece Avrupa’daki siyasi ajandasını sergilemekle birlikte PKK’nın Türkiye, Suriye, Irak ve İran’daki faaliyetlerini Avrupa kamuoyuna iletiyor. Örgütün birçok kanalı da Fransa merkezli Eutelsat üzerinden yayınlarını sürdürüyor. ZEYTİNDALI’NA KARŞI YALAN HABERLER PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD’ye bağlı sözde Rojava temsilciliği de Fransa’daki sözde STK’lardan. Mayıs 2016’da Moskova, Prag, Stockholm ve Berlin’in ardından Paris’te kurulan sözde temsilcilik, TSK’nın Suriye’nin kuzeyine Zeytindalı Harekâtı’nı başlatmasının ardından uluslararası kamuoyunun desteğini almak için internet sitelerinde dezenformatif ve manipülatif bilgiler içeren yayınlar yaptı. Türkiye’nin sivilleri hedef aldığı yalanını ortaya atan sözde temsilcilik, Fransa kamuoyunu Türkiye aleyhine yönlendirmeye çalıştı. FRANSA CUMHURBAŞKANI’NIN TALİMATIYLA KURULDU CDK-F çatısı altında faaliyet gösteren sözde STK’larının başında Paris Kürt Enstitüsü geliyor. SETA Vakfı tarafından hazırlanan ‘Avrupa’da PKK yapılanması’ başlıklı rapora göre 1983 yılında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın talimatıyla kurulan sözde enstitü, terör faaliyetlerinin merkezinde bulunuyor. Çeşitli projelerden yüklü miktarda gelir elde eden sözde enstitüye, Avrupa Birliği, İsviçre, Uluslararası Kalkınma Ajansı, Norveç Dışişleri Bakanlığı, İsveç Uluslararası Olof Palme Merkezi, Norveç İşçi Hareketi, Generalite de Catalogne ve bazı İtalyan kuruluşları da fon sağlıyor. Fransız Büyükelçi Dışişleri’ne çağrıldı Fransa’nın Ankara Büyülelçisi Herve Magro, Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Herve Magro Dişişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Magro bakanlığa çağrılarak Paris saldırısı bahanesiyle, PKK/PYD/YPG çevrelerinin Türkiye aleyhine başlattıkları kara propaganda ve Fransa Hükümet yetkilileri ile bazı siyasetçilerinin bu propagandaya alet olmalarından duyulan rahatsızlık dile getirilerek, tepki gösterildiği öğrenildi. Magro’ya, terör örgütünün Paris sokaklarında gerçekleştirdiği şiddet eylemlerinin Fransa Hükümeti ve kamuoyu tarafından doğru tahlil edilmesinde fayda görüldüğü ve Fransa’nın mezkur olay karşısında aklıselimle hareket ederek, terör örgütünün sinsi gündemini ilerletmesine müsaade etmemesinin beklenildiği mesajı verildi.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Herve Magro Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Büyükelçi Magro'ya, Paris’te 23 Aralık günü bir Fransız’ın gerçekleştirdiği saldırı bahane edilerek, PKK/PYD/YPG çevrelerinin Türkiye aleyhine başlattıkları kara propaganda ve Fransa Hükümet yetkilileri ile bazı siyasetçilerinin bu propagandaya alet olmalarından duyulan rahatsızlık dile getirilerek, Türkiye'nin tepkisi vurgulandı. Konuya ilişkin tepki ayrıca Türkiye'nin Paris Büyükelçiliğince de ilgili Fransız makamları nezdinde ifade edildi. Büyükelçi Magro’ya, terör örgütünün Paris sokaklarında gerçekleştirdiği şiddet eylemlerinin Fransa Hükümeti ve kamuoyu tarafından doğru tahlil edilmesinde fayda görüldüğü ve Fransa’nın mezkur olay karşısında aklıselimle hareket ederek, terör örgütünün sinsi gündemini ilerletmesine müsaade etmemesinin beklendiği mesajı verildi.
