02 Mayıs Perşembe 2024
1 yıl önce

Sırp suç örgütü lideri, sınır dışından sonra yüzünde değişiklik yaptırıp geri dönmüş

https://twitter.com/kombaskanligi/status/1600804592006356992?s=48&t=L-jzB0paxHcylvlfYiZmDg Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı, Sırbistan ve Karadağ ülkelerinde yerleşik olan, hakkında 'adam öldürme' ile 'suç örgütü üyeliği' suçlarından kırmızı bülten bulunan ve 8 Eylül 2018'de Antalya'da yakalanarak Sırbistan'a iade edilen, 'Skaljari' suç örgütü lideri Jovan Vukotıc hakkındaki iddialarla ilgili açıklama yaptı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nce 21 Eylül'de basın açıklaması yayımlanarak konuyla ilgili bilgilendirme yapıldığı belirtilip, "Bu konu ile ilgili daha önce kamuoyu bilgilendirmesi yapılmasına rağmen ısrarlı dezenformasyon üzerine aşağıdaki bilgilerin en güncel hali ile tekrar paylaşılması zarureti hasıl olmuştur. Jovan Vukotıc isimli şahıs; 08 Eylül 2018 tarihinde hakkındaki kırmızı bülten kapsamında Antalya ilinde yakalanmıştır. 10 Eylül 2018 tarihinde Sırbistan İçişleri Bakan Yardımcısı ve beraberindeki 5 görevliye, heyetin güvenlik endişesi nedeniyle başına çuval geçirilerek ülkemize ait uçakla teslim edilmiştir. İşlediği suçlar kapsamında 15 ay hapis yattıktan sonra Sırbistan ülkesinde serbest kalmış ve Karadağ ülkesine teslim edilmiştir. Karadağ ülkesinde de kısa süre hapis yattıktan sonra 2020 yılı temmuz ayında salıverilmiştir. Devam eden süreçte; yüz hatlarında değişiklik yaptırdıktan sonra başka bir ülkeden 'Predrag Popovıc' sahte ismiyle aldığı Kosova ülkesine ait pasaport ile yasa dışı yollardan ülkemize gelen Jovan Vukotıc isimli şahıs 08 Eylül 2022 tarihinde İstanbul ilinde uğradığı silahlı saldırıda öldürülmüştür" denildi. '13 KİŞİ TUTUKLANDI' Ardından bu eylemi gerçekleştiren, Sırbistan ile Karadağ'da yerleşik 'Kavac' suç örgütü üyeleri ve iltisaklı Türk vatandaşlarından oluşan 20 şüphelinin, 12 Eylül ve 19 Eylül 2022'deki operasyonlar kapsamında yakalandığı, aralarında 'Kavac' üyesi 3 kişinin de bulunduğu 13'ünün tutuklandığı kaydedildi. Küreselleşen ve teknolojik açıdan gelişen dünyada, suç örgütü lider ve üyelerinin suç faaliyetinde bulundukları ülkelerde barınma şansı bulamadığı için sahte kimlik ve pasaportlarla değişik ülkelere geçtiği ve bunun bilinen gerçek olduğu vurgulanarak, Türkiye'den kaçan ve yurt dışında yakalanan suç örgütü üyelerinin iade süreçlerine ilişkin bilgilere yer verildi. 'YÜZ HATLARINI DEĞİŞTİREREK ÜLKEYE GİRDİ' Globalleşen suçla mücadele kapsamında, Türk Polis Teşkilatı'nın 15 Temmuz 2016'dan bu yana son 5-6 yıldır yeni refleksler oluşturarak dünyadaki her ülkenin sorunu haline gelen konuya kararlılıkla yaklaştığı kaydedilen açıklamada şöyle denildi: "Ülkemizde de suç işleyerek yasa dışı yollarla başka ülkelere kaçan suçluları da tespit ederek ülkemize iade çalışmaları büyük bir ciddiyetle devam ettiği görülmektedir. Söz konusu Jovan Vukotıc isimli şahıs ile ilgili olarak olayın tam anlaşılamadığı görülmektedir. Jovan Vukotıc isimli şahıs; sınır aşan suç örgütleriyle mücadeledeki kararlı duruşumuz kapsamında, 2018 yılında tarafımızdan yapılan çalışmalar neticesinde yakalanarak Sırbistan ülkesine deport edilmiştir. Bu örgütlerle ilgili alınan tedbirler neticesinde, yüz hatlarını değiştirmek ve başka bir ülkeye ait pasaportu sahte isimle almak suretiyle illegal olarak ülkemize giriş yapmıştır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar sadece Jovan Vukotıc ile sınırlı kalmamış, birçok önemli suç örgütü ile iltisaklı şahıslara ülkemizde barınma şansı tanınmamış ve deport edilmiştir. Kökeni ne olursa olsun suç ve suçluyla mücadelede kararlı duruşumuz devam edecektir. Teşkilat olarak da şeffaf bir çalışma anlayışı ile detaylı bilgi verme konusu sorumluluklarımız arasındadır. Cefakarca çalışan ve son yıllardaki başarısı dünya polis teşkilatlarınca da takdir edilen Türk Polis Teşkilatı, motivasyonunda en ufak bir eksiklik veya azalma olmadan çalışmalarına devam edecektir. Bu doğrultuda; ulusal veya sınır aşan her türlü suçluların ülkemizde veya coğrafyamızda faaliyette bulunmasına müsaade edilmeyecek ve Türk polisinin nefesi, dünyanın neresinde olurlarsa olsun suçluların ensesinde olacaktır."

1 yıl önce

Almanya'da darbeciler terör örgütüne üyelikten yargılanacak

Almanya'da darbe yapıp mevcut devlet düzenini değiştirmek için hareket eden ve mevcut Alman hükümetini tanımayarak kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak tanımlayan grup üyeleri terör örgütüne üyelikten yargılanacak. Federal Başsavcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınanlar arasında, yargıç olarak görev yapan ve aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partili (AfD) eski milletvekili Birgit Malsack-Winkemann ile örgütün lideri olduğu düşünülen iş adamı Heinrich XIII Prens Reuss da bulunuyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu olarak nitelendirilen ve 3 binden fazla güvenlik görevlisinin yer aldığı "şafak baskını"nda, sorgulananlar arasında Alman ordusunun özel kuvvetleri KSK personeli de dahil özel eğitimli muvazzaf ve eski askerler de yer alıyor. Savcılık iddianamesinden detaylar Savcılığın iddianamesinde zanlılar, "Almanya'daki mevcut devlet düzenini değiştirerek, ana hatlarıyla oluşturulmuş kendi hükümet düzenlerini getirmeyi kendine hedef edinmiş terör örgütüne mensup kişiler" olarak nitelendirildi. İddianamede, grup üyelerinin askeri araçlar kullanıp devlet yetkililerine şiddet uygulayarak gerçekleştirmeyi planladıkları eylemlere cinayet işlemenin de dahil olduğu belirtildi. Savcılık iddianamesinde ayrıca söz konusu grup üyelerinin, mevcut Almanya sınırlarını tanımadıkları ve ülkeyi sözde bir "derin devletin" yönettiğine inandıkları, iktidarın ele geçirilmesiyle oluşturulacak bir "askeri kolun" asıl hedefe ulaşana kadar düzenin sağlanmasında yer almasını planladıkları ifade edildi. Ayrıca grup üyelerinin bu geçiş döneminde bazı ölümlerin olabileceğini bildikleri ancak sistem değişikliğinde bunları gerekli olarak görüldükleri belirtildi. Grubun Kasım 2021'den itibaren darbe hazırlıklarına yoğunluk verdiği kaydedilen iddianamede, hazırlıklar içinde yönetim şeklinin planlanması, ekipman temini, atış eğitimi, yeni üye alımı gibi faaliyetlerin olduğu ifade edildi. İddianamede yeni kurulacak ve Heinrich XIII Prens Reuss'un yönetimdeki "Konsey"de kimlerin hangi pozisyonda olacağı da detaylı şekilde yer aldı. İddianamede ayrıca, dernek üyelerinin bireysel olarak küçük bir silahlı grupla Alman Federal Meclisine girmek için somut hazırlıklar yaptıklarına dair şüphelere de yer verildi. Mevcut Alman hükümetini tanımayarak kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak tanımlayan grup üyeleri terör örgütüne üyelikten yargılanacak. Reichsbürger nedir? Kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak gören ve iç istihbaratın 2021 raporuna göre, 21 binden fazla kişinin yer aldığı grubun yüzde 5'ini aşırı sağcılar oluşturuyor. 2 bin 100 üyesi şiddet kullanmaya hazır olan grubun Almanya'yı meşru bir devlet olarak tanımadığına yer verilen rapora göre, üyelerden bazıları monarşi altındaki Alman İmparatorluğu fikrine bağlıyken, bazıları da Nazi taraftarı. Bazı üyeler de Almanya'nın hala askeri işgal altında olduğuna inanıyor.

1 yıl önce

The New York Times gazetesinde tarihi grev kararı

The New York Times'ın kendi sitesinde yer verdiği habere göre, sendika temsilcileri ile şirketin sağlık, maaş ve emeklilik hakları konularında bir anlaşmaya varamaması sebebiyle 1100 çalışan bugün 1 günlük greve başladı. Gazeteciler tarafından kurulmuş bir işçi sendikası olan New York NewsGuild ile yapılan sözleşme Mart 2021'de sona erdi. New York Times ve sendika arasında maaşlar, sağlık ile emeklilik hakları ve diğer konularda bir anlaşmaya varılamadı. Anlaşmaya varılamamasının ardından çalışanlar tarafından 1 günlük grev kararı alındı. "Ücretler ekonomik problemi karşılamada hâlâ başarısız" Sendika, greve gideceğini açıkladığı duyurusunda, "Ücret önerileri, hem enflasyonun hem de ABD'deki ortalama ücret artış oranının çok gerisinde kalarak ekonomik problemi karşılamada hâlâ başarısız" denildi. "Anlaşmaya doğru ilerleme kaydetmeye devam ediyoruz" The New York Times'ın genel yayın yönetmeni Joe Kahn, gönderdiği yazıda "Grevler genellikle görüşmeler kilitlendiğinde olur. Bugün bulunduğumuz yer orası değil. Şirket ve NewsGuild bazı konularda ayrı kalsa da, teklifleri değişmeye devam ediyor ve anlaşmaya doğru ilerleme kaydetmeye de aynı şekilde devam ediyoruz" dedi. Görüşmelerin en tartışmalı yönü ise zam oranı olarak belirtiliyor The New York Times, sendika üyelerine sözleşmenin onaylanması üzerine yüzde 5,5 zam, 2023 ile 2024'te yüzde 3 zam ve sözleşmenin sona ermesinden bu yana zam yapılmamasını telafi etmek için geriye dönük yüzde 4 ikramiye teklif etti. Sendika ise yüzde 10 zam, 2023 ve 2024'te yüzde 5,5 zam ve yüzde 8,5 geriye dönük ikramiye önerdi. Yapılan görüşmelerin neticesinde ortak bir karara en kısa sürede varılması bekleniyor.

1 yıl önce

İran İstihbarat Bakanı Hatip: Macron, CIA'nın alt kademeli bir istihbarat unsuru tarafından yönetiliyor

Batılı yetkililerin İran karşıtı yaklaşımlarına İran İstihbarat Bakanı Seyyid İsmail Hatip'ten tepki geldi. Hatip, İran'ın resmi haber ajansı İRNA'ya yaptığı açıklamada, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ABD İstihbarat Servisi (CIA) tarafından yönlendirildiğini söyleyerek, "Avrupalı ülkelerdeki bazı liderler ülkelerinin ABD'ye karşı bağımsızlığı konusunda hassasiyet gösterir ve Avrupa'nın ABD'den bağımsızlığı konusunda teori üretirdi. Bu durumu şu an Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile kıyaslayalım. Artık ABD Başkanı'nın gelip ona ne yapması gerektiğini söylemesine bile gerek yok, aksine CIA'nın alt kademeli bilgi kaynağının ona gidip ne söylemesi gerektiğini ve nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini dikte etmesi yeterli oluyor. Bunlar artık Avrupa'nın önemli ülkelerinin bağımsız ve iktidar sahibi liderleri değildir" ifadelerini kullandı. Hatip, Macron'un İran'a yönelik tutumunun başka sebepleri de olduğuna değinerek, "Macron'un son zamanlarda ülkemize karşı tutumlarının başka bir nedeni de var. O da 2 Fransız istihbarat görevlisinin İstihbarat Bakanlığımız tarafından tespit edilip tutuklanmasıdır. Biz geçtiğimiz günlerde söz konusu ajanların görevlerinin sadece bazı bölümlerini ifşa ettik. En önemli ve en etkili konuyu henüz açıklamış değiliz. Her halükarda Macron o kadar olgunlaşmamış ki kolaylıkla onu kandırabiliyorlar" dedi.

1 yıl önce

ABD PKK’yla kol kola: Suriye'de ortak devriyeye devam

Suriye’nin kuzeyindeki PKK kamplarına yönelik harekat hazırlıkları sürerken, teröristlere helikopter eğitimi veren ABD’den bir adım daha geldi. PKK/YPG ile devriyelerin yeniden başladığını ilan eden ABD, terör örgütüne bir de “yanınızdayız” mesajı gönderdi. ABD’nin komuta ettiği koalisyon güçlerinin resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, “Kuzeydoğu Suriye’de birleşik güvenlik devriyeleri yürütmeye devam ediyoruz. DEAŞ etkisinden arınmış, güvenli bir bölge inşa etme çabalarında, ortağımız SDF’yi ve Kuzeydoğu Suriye halkını destekleme taahhüdümüzü sürdürüyoruz” denildi. Uluslararası basına ismini vermeden açıklama yapan üst düzey bir ABD’li yetkili “devriyelerin genişleyeceğini” söyledi. ABD’nin PKK ile ilişkileri yürütmek için atadığı Özel Temsilcisi Nicholas Granger ise ülkesinin, Türkiye’nin askeri harekatına karşı olduğunu açıkladı. Granger, “ABD durumun sakinleşmesini sağlamak için Türkiye ve SDG ile aynı çizgide” dedi. Türkiye’nin bölgede düzenlediği hava harekatlarını “kabul edilemez ve tehlikeli” olarak nitelendiren Granger, askeri operasyonlardan da derin endişe duyduklarını belirtti. TOW FÜZELERİ GELDİ Bir yandan ABD’ye “Türkiye’yi durdurun” çağrısı yapan PKK/YPG, diğer yandan terör yığınağına devam ediyor. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre PKK/YPG, El Bab’daki Zuveyyen köyü ile Şeyh İsa köyü bölgesine Tow füzeleri nakletti. Örgüt, Türkiye’nin muhtemel hedefleri arasında bulunan Ayn İsa’ya en az 100, Ayn el-Arab’daki (Kobani) El Çelebiye köyüne ise 30’a yakın terörist gönderdi. Kamışlı’daki Hasda köyüne keskin nişancılar yerleştiren PKK’nın, sınırda görev yapan TSK birliklerini hedef almak istediği de raporlara yansıdı. Türkiye’nin operasyon hedeflerinden olan Tel Rıfat’ta da PKK hareketliliği sürüyor. Örgütün Soğaneke bölgesine 50’şer kişilik 3 grup yerleştirdiği, Hazvan bölgesinde görev yapan TSK birliklerine saldırı için çok namlulu roketatar sevk ettiği de ulaşılan bilgiler arasında. ABD’nin desteğini arkasına alan PKK’nın, Barış Pınarı Harekatı bölgesinde görevli TSK unsurları ile sivil halka saldırı için Dırbesiye’ye ağır silahlar gönderdiği belirlendi. PKK’nın Türkiye sınırına yakın bir okula silah ve mühimmat takviyesi yaptığı, ayrıca Münbiç’in Muhsenli köyüne çok sayıda mayın tuzaklandığı da raporlarda yer aldı.

1 yıl önce

Kosova-Sırbistan gerginliği tırmanıyor: Bir kıvılcım her şeyi tutuşturmak için yeterli

Sırbistan Savunma Bakanı Milos Vucevic, yerel bir televizyon kanalında ülkesi ile Kosova ilişkilerine yönelik açıklamalarda bulundu. Kosova'daki durumun gergin olduğunun altını çizen Vucevic, "Bir kıvılcım her şeyi tutuşturmak ve istenmeyen bir yöne doğru hareket etmek için yeterli." ifadesini kullandı. Vucevic, Kosova Başbakanı Albin Kurti'nin "istikrarı bozmak isteyen hamleler" yaptığını iddia ederek, "Bu, Sırpların orada istenmediğine dair açık bir mesaj. Onun (Kurti'nin) yönetimi ve politikası, Kosova'da etnik temizlik yapmaya yönelik organize bir terördür." diye konuştu. Vucevic, uluslararası toplumun kendilerine sürekli "diyalog ve normalleşme" çağrısı yaptığını kaydederek, "Normal davranışlara meyletmeyen birini normalleştirmek zordur." değerlendirmesinde bulundu. Kosova'nın kuzeyindeki patlamalar Kosova'nın kuzeyindeki 4 belediyede 18 Aralık'ta yapılacak erken yerel seçimler öncesi, dün kuzeydeki bazı şehirlerde patlama ve siren sesleri duyulmuştu. Mitrovica kentinin güney ve kuzey yakasını birbirine bağlayan İber Köprüsü'nde Avrupa Birliği (AB) Hukukun Üstünlüğü Misyonuna (EULEX) bağlı güçler mevcudiyetini artırmıştı. Kosova Merkez Seçim Komisyonu (KQZ) görevlileri, Kosova polisi eşliğinde kuzeydeki ofislerine gitmiş ancak buraya girişleri mümkün olmamıştı. Kosova-Sırbistan gerginliği Kosova hükümeti, temmuz sonunda Sırbistan'a mütekabiliyet ilkesi doğrultusunda "Sırbistan kimlik kartlarıyla Kosova'ya giriş/çıkış yapanlara geçici beyan formları verilmesi" ve "Sırp makamlarınca Kosova'daki Sırplara verilen araç plakalarının 'RKS' (Kosova Cumhuriyeti) plakalarına dönüştürülmesi" ile ilgili kararların yürürlüğe gireceğini duyurmuştu. Kosova'daki Sırplar, buna tepki göstererek ülkenin kuzeyindeki sınır geçişlerini kapatmış ve ülkede gerilim artmıştı. Kosova hükümeti, daha sonra Sırbistan ile sınır kapılarına giden yollara konulan tüm barikatların kaldırılması şartıyla krize neden olan uygulamayı 1 Eylül'e erteleme kararı almıştı. Kosova tarafı, son olarak "yasa dışı" olarak nitelendirdikleri araç plakalarının yeniden tescil sürecinin Nisan 2023'e ertelendiğini, bu araçların sahiplerine önce uyarıda bulunulacağını, ardından ceza verileceğini ve son olarak test plakalarının yerleştirileceğini bildirmişti. Taraflar, AB arabuluculuğunda 23 Kasım'da gerginliği düşürmek ve ilişkileri normalleştirme yolunda ilerlemek üzere anlaşmaya varmıştı. Sırbistan, 2008'de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova'yı kendi toprağı olarak görüyor. AB'nin arabuluculuğunda 2011'de başlatılan Belgrad-Priştine Diyalog Süreci, ilişkilerin normalleşmesini ve nihayetinde iki ülkenin birbirini tanımasını amaçlıyor.

1 yıl önce

Almanya’da ‘darbe’ operasyonu: 8 tutuklama

Almanya'da terör örgütü üyesi oldukları ve silahlı darbe planladıkları iddiasıyla gözaltına alınan 25 kişiden, aralarında örgüt liderinin de bulunduğu 8'inin tutuklandığı bildirildi. Bugün sabah saatlerinde Almanya'nın 11 federal eyaletinin yanı sıra, eş zamanlı olarak İtalya ve Avusturya'da yapılan baskınlarda aralarında aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partili (AfD) eski milletvekili Birgit Malsack-Winkemann ve görevdeki bir yargıcın da bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı. Federal savcılığın görevlendirdiği 3 binden fazla güvenlik görevlisinin katıldığı "şafak baskını", federal cumhuriyet tarihindeki en büyük polis baskını olarak nitelendiriliyor. Gözaltına alınanlardan birinin Vitali B. isimli Rus kadın olduğu, diğerlerinin tamamının Alman vatandaşı olduğu bilgisi paylaşıldı. Yaklaşık 150 yere yere yapılan baskınlarda çeşitli örgütsel dökümanların ele geçirildiği belirtildi. Bu kişilerden aralarında örgütün lideri olduğu düşünülen Hessenli bir iş adamı olan Heinrich XIII Prens Reuss'un da bulunduğu 8'inin tutuklandığı kaydedildi. Federal Başsavcı Peter Frank, Karlsruhe'de yaptığı açıklamada, tutuklananların "Federal Almanya Cumhuriyeti'nin anayasal düzenini ortadan kaldırmak ve 1871 Alman İmparatorluğu'nu örnek alan bir devlet oluşumu amacıyla terör örgütü kurmakla" suçlandıklarını belirtti. Almanya Federal Adalet Bakanı Marco Buschmann, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Federal Almanya Cumhuriyeti'nin anayasal düzenini ortadan kaldırmak ve 1871 Alman İmparatorluğu'nu örnek alan bir devlet oluşumu amacıyla terör örgütü kurmakla" suçlanan gruba yönelik yapılan gözaltıları değerlendirerek, terörle mücadele baskınıyla ilgili bilgiler verdi. "PLANLARDAN BİRİ DE FEDERAL MECLİS'E SİLAHLI DARBE YAPMAKTI" "Bugünkü terörle mücadele baskınına ilişkin gerçekler ve rakamlar" başlığıyla paylaşımda bulunan Buschmann, şunları kaydetti: "İmparatorluk vatandaşı (Reichsbürger) çevresinden sağcı bir terör örgütünün 22 şüpheli üyesi ve 3 destekçisi hakkında toplam 25 gözaltı kararı çıkarıldı. Diğer 27 şüpheli hakkındaki soruşturmalar devam etmektedir. Federal Almanya Cumhuriyeti'nin 'Derin Devleti'ni ortadan kaldırmak ve devlet iktidarını ele geçirmek için şiddet kullandıklarından ve ölümü göze aldıklarından şüpheleniliyor. Planlardan biri de Federal Meclis'e silahlı darbe yapmaktı. Elbette alkol aldıktan sonra çılgın hikayeler anlatan pek çok işgüzar var. Ancak bu vakada, grubun şiddet eylemleri gerçekleştirmek istediğine dair o kadar güçlü şüpheler vardı ki, Federal Yüksek Mahkeme'deki soruşturma hakimi soruşturma tedbirleri alınmasını emretti." ALMAN İMPARATORLUĞU VATANDAŞLIĞI (REİCHSBÜRGER) NEDİR? Kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak gören ve iç istihbaratın 2021 raporuna göre 21 binden fazla kişiden oluşan grubun yüzde 5'inin aşırı sağcılardan oluştuğu belirtiliyor. Rapora göre 2 bin 100 üyesinin şiddet kullanmaya hazır olduğu belirtilen grup, günümüz Almanyası'nı meşru bir devlet olarak tanımıyor. Bazıları monarşi altındaki Alman İmparatorluğu fikrine bağlıyken, bazıları Nazi fikirlerinin taraftarı ve diğerleri Almanya'nın hala askeri işgal altında olduğuna inanıyor.

1 yıl önce

İsveç'in NATO Üyeliğinden Sorumlu Başmüzakereci Stenström: Türkiye'nin güvenlik kaygılarını daha iyi anladık

Stenström, yaptığı açıklamada, İsveç'in, Türkiye ve Finlandiya ile NATO Madrid Zirvesi'nde, 28 Haziran'da imzaladığı muhtıra çerçevesinde gerekli adımları atma kararlılığını yineledi. Anlaşma kapsamında verilen taahhütlere, İsveç hükümeti tarafından öncelik verildiğini aktaran Stenström, "Hepimiz üzerinde çalışıyoruz, anlaşmayı tamamıyla yerine getireceğiz." dedi. Stenström, yeni terör yasasına değinerek, "Bununla herhangi bir terör suçuna, özellikle PKK'ya karışan herkes için (hayat) daha zorlaşacak." ifadesini kullandı. İstanbul'da, 13 Kasım'da, PKK/YPG tarafından düzenlenen terör saldırısı için taziye dileklerini de ileten Stenström, İsveç'in, teröre karşı mücadelenin bir parçası olmaya hazır olduğunu dile getirdi. "İsveç ve Türkiye arasında sahip olduğumuz ikili iyi ilişkiler, İsveç NATO üyesi olarak kabul edildiğinde daha da güçlü olacak." diyen Stenström, ülkesinin terörü ciddiye aldığını ve 3'lü muhtıranın gereklerini yerine getireceğine dikkati çekti. Oscar Stenström, İsveç'in değiştiğini dile getirerek, "Türkiye'nin güvenlik kaygılarını daha iyi anladık. Bu, ayrıca İsveç'in de güvenliğini artıracak." dedi. Türkiye ve İsveç için, "Terörü finanse etmenin, PKK'yı finanse etmenin" bir tehdit olduğunu kaydeden Stenström, bunun İsveç toplumuna da zarar verdiğini belirtti. Stenström, "İsveç hiçbir terörist için güvenli bir liman olmamalı ve olmayacak, bu yüzden güvenlik hizmetlerimiz arasındaki işbirliğimizi artırıyoruz. Bu hizmetlere ve savunmaya daha fazla fon ayırıyoruz. NATO'da birlikte işbirliği yapmaktan mutluluk duyacağız." ifadelerini kullandı.

1 2 ... 132 133 134 135 136 137 138 ... 392 393
Server Error
500
Server Error