19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Bizim en büyük gücümüz Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmemizdir

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ahi Evran Külliyesinde 'Gençlerle Söyleş' programına konuşmacı olarak katıldı. Maraş meselesine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, "Kıbrıs Barış Harekatından sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde olan Maraş'ı biz her zaman açmak istedik ama uluslararası baskılar, işte bir anlaşma olacaksa toprak tavizi vermeniz lazım. Toprak tavizi verilmesi de Maraş'ın verilmesiydi. Biz hiç bir zaman Maraş'ın verilmesine kanaat getirmedik. Neden verelim? Burada şehitler verdik, savaşı onlar başlattı, Kıbrıs'ta Türklere saldıranlar onlar, Türkiye'nin uluslararası haklarını görmezden gelip Kıbrıs'ta her türlü vahşete göz yumup taarruzu yapan Rumlar. Ancak Kıbrıs Barış Harekatında kazanan biz olduk. Onlar kaybetti. 'Kazandığımız toprağı neden verelim?' dedik. Bir anlaşma için bazı sınır ayarlamaları yapılabilir şeklinde bir pozisyon var. Bizler iyi niyetimize rağmen 'evet' dedik. Onlar 'hayır' dedi. Bize yapılan o kadar haksızlıktan sonra Maraş'ın iade edilmesi gündeme gelmeyecekti. Onun için 'açma zamanı geldi' dedik. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın desteğiyle Maraş'ı açtık. Çok iyi ettik. O günden bugüne pandemi koşullarına rağmen 300 binden fazla insan Maraş'ı ziyaret etmiştir" diye konuştu. 'ONLARIN İSTEĞİ TÜRKİYE'Yİ KIBRIS'TAN ÇIKARMAK' Kıbrıs'ta iki devletin bulunduğunu kaydeden Tatar, "Kıbrıs'ta 60 yıldır iki devlet vardır. Güney'deki Rum Cumhuriyeti Rumlara aittir. Kuzey'deki Türk Cumhuriyeti Türklere aittir. Bizim buradaki hak ve hukukumuz Türkiye ile yürütülen bir siyasettir. Biz Osmanlı döneminden bu yana bu topraklarda varız. Uluslararası anlaşmalara göre Kıbrıs'ta iki ayrı halk vardır. Biri Rum biri de Türk halkıdır. Rum halkı ile Türk halkını boyunduruğu altına almak gibi hakları yoktur. Bizim ayrı bir egemenliğimiz vardır. Türkiye ile anlaşmalarımız vardır. Madem ki bizi Kıbrıs Cumhuriyetinden silah zoruyla atılar, bizde 1974'ten sonra Kuzey'e yerleştik. Bundan sonra buı iki devletin birleştirilmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Kıbrıs Türküne diz çöktürtemezsiniz. Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Onların isteği bizi üniter bir yapı içine çekmek, Avrupa Birliğinde bizi yok etmek ve Türkiye'yi Kıbrıs'tan çıkarmak. Böyle bir oyuna gelmeyeceğimiz için biz bunu söylemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 'YILDA 2 MİLYON TURİST KIBRIS'A GELİYOR' Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs'ın tanınması ile ilgili sorulan soruya, "Biz kendi kendimizi kabul ettirdik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 144 ülkeden öğrenci vardır. Yılda 2 milyon turist Kıbrıs'a gelip, gidiyor. Kıbrıs'ta farklı ülkelerden yatırımcılar var. Kıbrıs'ta her türlü iletişim vardır. Kıbrıs'ta benim vatanım, bayrağım ve milletim vardır. Ben bu saatten sonra başkalarının hatırı için gidip de onların boyunduruğu altına girecek değiliz. Tabi bazı yanlış algılar olabilir. Farklı unsurların etkisi altında kalan insanlarda olabilir. Onları da zaman içinde doğru yola getirmek, doğru yolu göstermek bizim görevimizdir. Onun için çalışıyoruz. Kıbrıs meselesi büyük bir milletin ulusal davasıdır" yanıtını verdi. 'BUNLARIN BASKILARINA "HAYIR" DEME HAKKINA SAHİBİZ' Sözlerini sürdüren Tatar, şöyle konuştu: "Avrupa Birliği Güney Kıbrıs'ı kendi içine aldığı için Avrupa Birliği taraf olduğu için Yunanistan ile birlikte onlar bizim tanınmamızı istemediler. Bizi tanıyacak olan dost ülkelere de baskı yapıyorlar. Kıbrıs Türk halkının haklı beklentileri, egemenlik hakkımız ayrı bir devlet olarak varlığımızı kimse inkar edemez. Devletler hukukuna göre eğer kendi ayrı bir halkınız varsa, o halkın kimliği varsa, o halkın ayrı bir tarihi varsa, o halkın dili ve dini farklıysa o zaman kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir. Biz bunların bütün baskılarına hayır deme hakkına sahibiz. Şu an onu yapıyoruz. Bizim en büyük gücümüz Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmemizdir. Çünkü Türkiye Cumhuriyetinin de geçmişten gelen hakları vardır. Kıbrıs'ı güçlendirerek geleceğe taşımak bizim en büyük görevimizdir. Tanınma illaki gelecek ama ne zaman gelecek onu söyleyemem. Ancak tanınma olmayacakmış diye biz gidip Rumlara teslim olmayız." 'SAMİMİYET BEKLİYORUM' Azerbaycan'ı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıması ile ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Tatar, "Bu konuda benim Azerbaycan ile temaslarım var. Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümünde Azerbaycan'dan çok sayıda milletvekili ülkemize geldi. Bize her türlü yakınlıklarını ve samimiyetlerini ifade ediyorlar. Tabi ki uluslararası bir takım sıkıntılar olabilir. Kendi ekonomik ve siyasi ilişkilerinin belki zarar görmemesi için şuan bu şekilde bir pozisyon var. Fakat bizim gönül ve kardeş birliğimizin hepsi var. İnanıyorum ki yakın bir gelecekte temasımız olacak. Bir takım gelişmeler olacak. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki yoğun ilişkiyi biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bu konuda zaten bizi destekliyor. Benimde kendilerine söylediğim evet biz gardaşız. Azerbaycan ile Türkiye'nin münasebetleri bu şekilde gelişmiştir. Şimdi Doğu Akdeniz'de Türkiye Cumhuriyetinin de bu kadar önem verdiği bir adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin varlığı ve Türkiye'nin bize olan desteği, dolayısıyla Türkiye ile Azerbaycan'ın gardaşlığı aynı şekilde bir millet 3 devlete kadar giden bir yol, ben hep bunu söylüyorum. Ben bekliyorum. Ne bekliyorum? Samimiyet bekliyorum " dedi.

2 yıl önce

Putin: Hz. Muhammed'e yönelik hakaret, sanat özgürlüğü değil

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, başkent Moskova'da düzenlediği yıllık basın toplantısı 3 saat 56 dakika sürdü. Toplantıda güncel konularla ilgili 55 soruyu yanıtlayan Putin, Rusya'nın ABD ve NATO'ya çeşitli güvenlik garantileriyle ilgili teklifleri içeren 2 anlaşma taslağı ilettiğini anımsattı. Bu bağlamda, ABD tarafından olumlu yanıt aldıklarına dikkati çeken Putin, ABD ile güvenlik konusundaki müzakerelerin gelecek yılın başında yapılacağını söyledi. Putin, söz konusu teklifleri ABD ve NATO ile Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) platformunda da istişare etmeye hazır olduklarını dile getirdi. "Doğalgaz sorununu Avrupalılar yarattı, bunu kendileri çözmeli" Avrupa’daki yüksek doğal gaz fiyatları nedeniyle AB’yi suçlayan Putin, "Uzun vadeli sözleşmeleri yok etmemek gerektiğini söyledik. Avrupa Komisyonu ise bize piyasa ilişkilerine geçilmesi gerektiğini ve piyasanın bunu düzenleyeceğini söyledi. Piyasa da bunu metreküpün fiyatını 2 bin dolar olarak düzenledi" dedi. Putin, Avrupalıların sebep olduğu doğalgaz sorunlarının yine Avrupalılar tarafından çözülmesi gerektiğini söyledi. Rusya'nın gaz fiyatları konusunda yardıma hazır olduğunu belirten Putin, "Bırakalım Avrupalılar kendi sorunlarıyla uğraşsınlar, onlara zamanında müdahale etsinler ve akıllı olduklarını düşünmesinler. Kendi kendilerine yarattıkları sorunları kendileri çözmeli. Biz yardıma hazırız ve bunu yapacağız" ifadelerini kullandı. "Afganistan'da tüm etnik grupların yönetimde temsil edilmesi gerekiyor" Afganistan meselesine değinen Putin, Rusya ve Afganistan ilişkilerinin "iyi" yönde gelişmesinden yana olduklarını belirtti. Afgan halkına destek sağlanması gerektiğini vurgulayan Putin, "Bunu, öncelikle Afganistan'ın ekonomisi ile Afgan toplumuna zarar veren ülkelerin yapması gerekiyor." ifadelerini kullandı. "Sporun siyasallaştırılmasına karşıyız" ABD dahil bazı ülkelerin, Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenecek Kış Olimpiyat Oyunları'nı diplomatik olarak boykot etme kararını değerlendiren Putin, "Bu karar kabul edilemez ve yanlıştır" dedi. Vladimir Putin, sporun siyasallaştırılmasına her zaman karşı olduklarını vurguladı. "Peygamber Muhammed'e yönelik hakaret sanat özgürlüğü değil" Sanatta özgürlükle ilgili değerlendirmede bulunan Putin, bu konuda özgürlüğün sağlanması gerektiğini vurguladı. Putin, şunları kaydetti: "Bu özgürlük, başka bir kişinin özgürlüğünü kısıtladığında, geliştirdiğimiz hedeflerle belirli çelişkiler içinde oluyor. Peygamber Muhammed'e yönelik hakaret sanat özgürlüğü mü? Bunun özgürlük olmadığını düşünüyorum. Bu, din özgürlüğünün ve Müslümanların kutsal duygularının ihlalidir."

2 yıl önce

Emniyet, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ‘diplomatik pasaport’ yalanını ortaya çıkardı

ABD Dışişleri Bakanlığı, İstanbul’da pasaportunu satarken yakalanıp tutuklanan şahsın diplomat olmadığını iddia etti. İstanbul Havalimanı 11 Kasım’da ilginç bir olaya sahne olmuş, ABD’nin Beyrut Konsolosluğu’nda diplomat olarak çalışan David Jack Kojak, kendi pasaportunu 10 bin dolar karşılığında Suriye uyruklu R.S’ye satarken yakalanmıştı. Kendi pasaportu ile Almanya’ya, satın aldığı pasaportla ABD’ye gitmeyi planlayan R.S. serbest bırakılmış ABD’li diplomat ise tutuklanmıştı. İŞTE O PASAPORTLAR ABD’den konu ile ilgili açıklama geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, tutuklanan şahsın diplomat olmadığını iddia etti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Washington’un iddasını anında yalanladı. David Jack Kojak adına düzenlenmiş pasaportun görüntüleri paylaşıldı. Pasaportlar, ABD’nin David Jack Kojak adına hem hususi, hem de diplomatik pasaport tanzim ettiğini açıkça ortaya koydu.

2 yıl önce

Rusya'dan gelen 'Türk askeri Suriye'den ilk fırsatta ayrılacak' iddiasına yalanlama geldi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandır Lavrentiyev'in, Nursultan'daki Astana formatı toplantısı sonrası yaptığı, "Toplantıdaki Türk temsilciler ilk fırsat oluştuğunda Türk askerinin Suriye'den ayrılacağını söyledi" açıklaması Ankara tarafından yalanlandı. Hürriyet'e bilgi veren kaynaklar, Türk askerinin öncelikle Suriye'de sınır hattındaki bölgelerde bulunmasının Türkiye'nin toprak bütünlüğünü hedefleyen terörist yapılanmalara karşı olduğunu ifade etti. Her Suriye toplantısında Türkiye'nin Suriye'den çekilme şartlarının muhataplara açık ve net şekilde bildirildiğini vurgulayan kaynaklar, buna rağmen bazı kesimlerin "Son derece açık mesajları" bilinçli olarak farklı yorumlanabilecek şekilde aktarmayı sürdürdüğüne dikkat çekti. BU MESAJLAR VERİLDİ Türkiye'nin Suriye'den çekilme şartları ise şöyle sıralandı: 1- Suriye'de her kesimin hakkını koruyacak şekilde yeni anayasa üzerinde tüm tarafların mutabık kalması. 2- Her kesimin özgürce katılabildiği bir seçim sisteminin oluşturulması. 3- Bu seçim sonrası meşru hükümetin kurulması. 4- Meşru hükümetin Türkiye-Suriye sınır hattında Türkiye'nin toprak bütünlüğünü hedef alan terörist yapılanmaları ortadan kaldırması ve bunu pratikte hayata geçirmesi. Yetkililer bu 4 şartın yerine getirilmesi durumunda Türk askerinin Suriye topraklarında bulunmasına dair gerekçelerin ortadan kalkacağını belirterek, "Nursultan'daki toplantıda da katılımcılara verilen mesajlar bunlardı" bilgisini verdi. Rusya bağlantılı Sputnik internet sitesi, Lavrentiyev'in, "Görüşmelere katılan Türk temsilciler Rus tarafına, ilk fırsat oluştuğunda askerlerinin Suriye'den ayrılacağına dair güvence verdiklerinin ifade etti" dediğini iddia etmişti.

2 yıl önce

Diplomatik kaynaklar: Türkiye ile Katar, Kabil Uluslararası Havaalanı’nın ortak işletilmesi için anlaştı

Diplomatik kaynaklara dayandırılan habere göre, Katar ve Türk heyetleri arasında havaalanının iki ülke ortaklığıyla işletilmesine ilişkin çeşitli görüşmelerin yürütüldüğü belirtti. Türk ve Katarlı şirketler arasında bu amaç doğrultusunda ve eşit ortaklık temelinde bir mutabakat zaptı imzalandığına işaret eden kaynaklar, söz konusu ortaklık anlaşmasının ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 7 Aralık'taki Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Yedinci Toplantısı için Doha'da bulunduğu sırada yapıldığını aktardı. Son olarak 7 Aralık'ta varılan anlaşma neticesinde, Türkiye'den teknik bir heyetin, Katar tarafıyla koordinasyon kurmak üzere Doha'ya geldiği ifade edildi. Doha'daki görüşmelerin ardından, Türk ve Katarlı yetkililerden oluşan ortak heyetin, bugün Afganistan'ın başkenti Kabil’de olacağı ve havaalanının işletilmesine ilişkin anlaşmayı Afganistan Geçici Hükümeti yetkilileriyle görüşeceği; Afganistan tarafının talep ve beklentileri hakkında bilgi alacağı kaydedildi. Türk-Katar heyetinin, Afganistan tarafıyla yapılacak görüşmenin akabinde durum değerlendirmesi yapması bekleniyor. Türkiye ve Katar tarafından konuya ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Afganistan’ın başkenti Kabil’deki Uluslararası Hamid Karzai Havaalanı, denize kıyısı olmayan ülkelerden Afganistan için ana hava bağlantısı olması açısından önemli bir yere sahip. Taliban, eş zamanlı şekilde haziran ayından itibaren şiddetli saldırılarla Afganistan'da birçok ilçeyi, ağustos ayında da vilayet merkezlerini hızla ele geçirmişti. Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin ülkeyi terk etmesi ve hükümet güçlerinin başkentten ayrılmasıyla Taliban, 15 Ağustos'ta başkanlık sarayı ve kamu binalarını ele geçirerek ülkede kontrolü sağlamıştı.

2 yıl önce

Putin'e göre NATO'nun güvenlikle ilgili kendilerine 'derhal' garanti vermesi gerekiyor

Putin, başkent Moskova'da düzenlediği yıllık basın toplantısında, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması ihtimalini değerlendirdi. "Ukrayna veya başka bir egemen ülkeye saldırmayacağınızı garanti edebilir misiniz ya da bu, Rusya ve ABD ile NATO arasındaki çeşitli güvenlik garantileriyle ilgili müzakerelere mi bağlı olacak?" sorusunu yanıtlayan Putin, şunları kaydetti: "Eylemlerimiz müzakerelerin gidiş hattına değil, Rusya'nın güvenliğinin bugün ve tarih boyunca koşulsuz sağlanmasına bağlı olacak. Bu bağlamda, NATO'nun doğuya doğru ilerlemesinin kabul edilemez olduğunu iyice anlattık. Burada anlaşılmayacak ne var? Biz mi ABD'nin sınırlarına yakın füze yerleştiriyoruz? Hayır. ABD, kendi füzeleriyle evimize geldi. Bu füzeler artık evimizin eşiğinde bulunuyor. Acaba saldırı füzelerinin evimizin yanına yerleştirilmemesini istemek gereksiz talep mi? Burada sıra dışı ne var?" Putin, "Eğer Kanada ve ABD, ABD ve Meksika sınırında füzelerimizi yerleştirmiş olsaydık ABD, buna nasıl bir tepki verirdi? Meksika ile ABD arasında toprak sorunları olmadı mı? Peki California, Texas önceden kime aitti? Bunu unuttunuz mu?" yorumunda bulundu. Ukrayna'nın ne şekilde oluşturulduğunu unutmadıklarını belirten Putin, "Vladimir Lenin, Sovyetler Birliği'ni oluştururken Ukrayna'yı da oluşturdu." ifadesini kullandı. Rusya ve ABD ile NATO arasında yapılacak müzakerelerin gidiş hattının değil, sonuçlarının kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Putin, "NATO, 90'larda doğuya doğru ilerlemeyeceğine dair bize söz verdi." dedi. Putin, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Bizi yüzsüzce kandırdılar. Şimdi NATO, 5 kez genişledi. Romanya ve Polonya'da şimdi füzeler yerleştiriliyor. Biz kimseyi tehdit etmiyoruz. Biz mi ABD'nin ya da İngiltere'nin sınırlarına gittik? Bize geldiler. Şimdi Ukrayna'nın da NATO'ya alınacağını söylüyorlar. O zaman, Ukrayna'da da benzer sistemler olur ya da ikili düzeyde üsler ve saldırı sistemleri orada olacak. Siz bizden garanti istiyorsunuz. Sizin bize derhal garanti vermeniz gerekiyor."

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu, Ousseni Compaore ile görüştü

Soylu, Bakanlık Şeref Defteri'ni imzalayan Compaore ve beraberindeki heyetle makamında gerçekleştirdiği görüşmede, Compaore'yi görevine tekrar atanması dolayısıyla tebrik etti ve başarılar diledi. Görüşmenin, iki ülkenin içişlerinden sorumlu bakanları arasındaki ilk temas olduğuna dikkati çeken Soylu, bunun iki ülkeye de hayırlar getirmesini diledi. Soylu, "Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Afrika ülkeleri ile Türkiye'de çok önemli birliktelik gerçekleştirildi. Afrika Zirvesi'ne 16 devlet ve hükümet başkanı ile 102 bakan katıldı. Türkiye, Afrika ülkeleri için çok önemli bir adım attı. Türkiye olarak dış siyasetimizde hem Afrika kıtasına hem de bölge ülkelerine büyük önem veriyoruz. Afrika ülkeleri ile ilişkilerimizi geliştirmeyi kendimize öncelik olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı. Burkina Faso Güvenlik Bakanı Compaore de İçişleri Bakanlığı tarafından Ankara'ya davet edildikleri için teşekkür etti. Konuşmaların ardından görüşme basına kapalı devam etti.

2 yıl önce

Lavrov: Türkiye ile görevimiz, Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasına yardımcı olmak

Rus RT televizyon kanalına konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Rusya'nın ABD ve NATO'ya çeşitli güvenlik garantileriyle ilgili teklifleri içeren 2 anlaşma taslağı ilettiğini aktaran Lavrov, Kremlin Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov'un ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile 20 Aralık'ta telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini hatırlattı. Lavrov, "Bu görüşme sonucunda, ilerideki çalışmaların organizasyon biçimi konusunda anlaşmaya varıldı. Rus ve Amerikan temsilcileri arasında iki taraflı müzakerelerin ilk turunun gelecek yılın başında olması gerektiği konusunda mutabık kalındı. Müzakereye katılacak isimler belirlendi. Bu isimler, her iki taraf için de uygundur." ifadesini kullandı. ABD ve Rusya arasında diyalog mekanizmaları konusunda mutabakatın sağlandığını vurgulayan Lavrov, ABD'nin de endişelerini dikkate almaya hazır olduklarını dile getirdi. Lavrov, NATO ile de ocak ayında müzakerelerin yapılacağı umudunu paylaştı. "Stoltenberg, görevlerini yerine getiremiyor" NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in "Washington Anlaşması'nı kimsenin bozmaya hakkı olmadığı" yönündeki açıklamasını da değerlendiren Lavrov, şu değerlendirmelerde bulundu: "Stoltenberg, sürekli uygun olmayan açıklamalar yapıyor. Stoltenberg yakında ayrılacak, görev süresi yılın sonunda sona eriyor. NATO üyesi değiliz ve NATO anlaşmasını imzalayan taraf da değiliz. Ancak güvenliğin bölünmezliği ilkesini içeren daha geniş çaplı bir bölgesel Avrupa Atlantik belgesini imzalayan tarafız. Eğer Stoltenberg, NATO üyelerinin yüksek düzeyde onaylanan belgelerde yer alan prensibi çiğnemeye hakkı olduğunu düşünüyorsa, onun gerçekten başka bir işe geçme zamanı geldi. Çünkü Stoltenberg görevlerini yerine getiremiyor." İran nükleer anlaması Lavrov, İran nükleer anlaşması meselesine işaret ederek, bu konuda Avusturya'nın başkenti Viyana'da kasımda müzakerelerin yapıldığını anımsattı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, söz konusu anlaşmanın uygulanmasıyla ilgili olumlu sonuçlar elde edileceği umudunu paylaştı. "Türkiye ile görevimiz, Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasına yardımcı olmak" ABD askeri birliklerinin Suriye'deki varlığına ve bu hususta yaşanan soruna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Lavrov, ABD'nin buradaki hedefinin oldukça açık olduğunu vurguladı. Lavrov, şöyle devam etti: "Amerikalılar Fırat'ın doğusunda hidrokarbon kaynaklarını ve tarım arazilerini kontrolleri altına aldıklarını saklamıyor. Kürt ayrılıkçılığını mümkün olan her şekilde beslemeye başladılar. Bunu herkes biliyor ve bunun gerçekleştiği bölgeler, Arap kabilelerinin geleneksel ikametgahlarının topraklarını kısmen etkiliyor, bu da bu bölgeye uyum katmıyor. Kürt faktörü ve Kürtler ile Araplar arasındaki ilişkiler dikkate alındığında, Amerikan otoriterlerinin Suriye yönündeki eylemlerinin güvenilirliğine katkı sağlamıyor." Türkiye'nin, Suriye'de ABD ile iş birliği yapan terör örgütü PKK'nın varlığından rahatsızlığına dikkati çeken Lavrov, örgütün siyasi yapılanmasının Şam ile diyalog konusunda net karar vermesi gerektiğine işaret etti. Lavrov, şu ifadeleri kullandı: "Hatırlarsanız, eski ABD Başkanı Donald Trump, 'Biz buradan gidiyoruz, Suriye'de yapacak bir şeyimiz yok.' demişti. Böyle olunca Kürtler, Şam ile diyalog konusunda yardımcı olma konusunda bize dahil istekte bulundu. Birkaç gün sonra Trump yalanlandı ve Pentagon'dan birileri, 'Hayır şimdilik çıkmıyoruz.' dedi. Kürtlerin bu defa Suriye yönetimi ile yine diyalog ilgisi kayboldu. Burada, Amerikalıların nihayetinde oradan gideceğini anlamak lazım." ABD'nin kendi düzenini kurduğu Rukban mülteci kampı ve El Tanf çevresindeki 55 kilometrelik bölgede sorunlar yaşadığını belirten Lavrov, bu yapıların hayati işlevlerinin sağlanamadığını ve teröristlerin mülteciler arasında karıştığını söyledi. Terör örgütü PKK/YPG'nin bölgedeki ilişkilerine dikkati çeken Lavrov, örgütün "ilkeli bir tavır" alması gerektiğini vurguladı. Terör örgütü PKK/YPG'nin siyasi uzantılarından Suriye Demokratik Konseyi'nin elebaşlarından İlham Ahmed'in Moskova'da kendilerine geldiğini hatırlatan Lavrov, şunları söyledi: "Türk meslektaşlarımıza Türkiye ile olumsuz bir eğilimi beslemek istemediğimizi anlatıyoruz. Tam tersi, bizim görevimiz; Suriye'nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine saygı gösterilmesi gerekliliğinin pratikte sağlanmasına yardımcı olmaktır. Elbette ulusal azınlıkların çıkarlarının dikkate alınması kilit koşullardan biridir." Amerikalıların Suriye'de konfor içinde olmadıklarını, rahatsız olduklarını anladıklarını kaydeden Lavrov, ABD ile Suriye'de askeri seviyede diyaloğun etkili bir şekilde devam ettiğini belirtti.

1 2 ... 257 258 259 260 261 262 263 ... 394 395
Server Error
500
Server Error