15 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı’ndan Polonya tepkisi: 'THY'nin hedef alınmasını kasıtlı buluyoruz'

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle; Üçüncü ülke vatandaşlarının Belarus toprakları üzerinden müttefikimiz Polonya, Litvanya ve Letonya’ya yasadışı geçişi konusunda gerekli önlemlerin alınmadığı ve sınır bölgelerinde zor durumda bırakıldıkları üzüntüyle görülmektedir. Yaşanan çok boyutlu sorun bu yıl 70. yılını kutladığımız Mültecilerin Hukuki Statüsü Hakkında Cenevre Sözleşmesi’nden kaynağını alan uluslararası koruma sisteminin aşınmasına sebep olabilecektir. Son on yıldır dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye’nin, Polonya, Litvanya ve Letonya’nın karşı karşıya bırakıldıkları bu sınamayı en iyi anlayan ülkelerden biri olarak müttefiklerine desteği tamdır. THY'NİN HEDEF ALINMASINI KASITLI BULUYORUZ Öte yandan, Türkiye’nin, tarafı olmadığı bir konuda sorunun parçasıymış gibi gösterilmeye çalışılmasını reddediyoruz. Ayrıca, bu konuda şeffaf şekilde bilgi paylaşılmasına rağmen, Türk Hava Yolları gibi küresel çapta saygınlığa sahip bir şirketimizin hedef alınmasını kasıtlı buluyoruz. Türkiye yasadışı göç ve insan kaçakçılığına karşı mücadelede gerekli adımların atılmasının önemini her fırsatta vurgulamakta, uluslararası toplumu bu konuda sorumlu ve duyarlı olmaya davet etmektedir. İlgili tarafların sorunu itidalle çözmesini ümit ediyor ve Türkiye olarak sorunun aşılmasında her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu vurguluyoruz.

2 yıl önce

Mevlüt Çavuşoğlu: Önemli bir dönüşümün arifesindeyiz

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 8. Türk Konseyi Zirvesi Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirilen toplantıda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türk Dünyasının ortak teşkilatının artık küresel bir marka haline geldiğini belirterek, "Bu başarı hepimizin. Şimdi de dış dünyaya uyum sağlayacak bir şekilde biz de önemli bir dönüşümün arifesindeyiz. Biz aynı kökten beslenen bir ulu ağacın farklı dallarıyız. Köklerimizi unutmadan köklerimizi unutmadan birliğimizi pekiştirdikçe uluslararası güçlerimizi artıracağız" dedi. Çavuşoğlu, "Ata yurdumuz Asya dünya siyasetinde ağırlık merkezi haline geliyor. Bu konjonktürde teşkilatımızın hem önemi hem de sorumluluğu artıyor. Yarın liderlerimiz teşkilatımızın geleceği konusunda çok önemli kararlar alacaklar. İlk olarak bu yıl kardeş Türkmenistan'ın gözlemci olarak katılımıyla aile fotoğrafımızı tamamlıyoruz" diye konuştu. "GELECEĞE YÖNELİK VİZYONUMUZUN DA ORTAK OLMASI GEREKİYOR" Bakan Çavuşoğlu, "Aile meclisimizin ismi Türk Devletleri Teşkilatları olarak değiştiriyoruz, bunun vakti çoktan gelmişti" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Aksakallar Konseyi'nin gözden geçirilmiş yönetmeliğini kabul ediyoruz. Ortak kültürümüzde atanın sözü darda kaldığımızda bize her zaman yol gösterici olmuştur. Aksakallılar yolumuzu aydınlatacaktır. Gözlemcilik ve ortaklık statülerini açık bir şekilde belirliyoruz. Kimliğimizi muhafaza ederek ve teşkilatımızın çekim gücünü hep birlikte daha da artırabileceğiz. 'Türk Dünyası 2040 Yılı Vizyonunu' yarın kabul edeceğiz. Onursal Başkanımız kıymetli Aksakallımız Nursultan Nazarbayev'in önerisiyle hazırlanan bu belge teşkilatımızın gelecek perspektifini ortaya koyuyor. Nasıl ki köklerimiz ortaksa, geleceğe yönelik vizyonumuzun da ortak olması gerekiyor." "BİZİM OLAYLARI YÖNLENDİREBİLMEMİZ İÇİN AKTİF OLMAMIZ VE HIZLI KARAR ALMAMIZ GEREKİR" Çavuşoğlu, "Vizyon belgesindeki hedefleri hayata geçirmek için dönem başkanlığımızda uygulama belgesi kabul edeceğiz. 5 yıllık yol haritası niteliğindeki bu belgenin 2022'nin ilk çeyreğinde konseyimizin onayına sunulmasını öneriyorum" dedi. Çavuşoğlu, bölgesel ve küresel konularda Dışişleri Bakanları olarak istişarelerin genişletilmesi gerektiğini belirterek, "Olayların bizi değil, bizim olayları yönlendirebilmemiz için aktif olmamız ve hızlı karar almamız gerekir. 27 Eylül'deki Afganistan konulu toplantımız bu bakımdan önemli bir adım oldu" ifadelerini kullandı. "ÖZELLİKLE DIŞİŞLERİ BAKANLARI OLARAK ÇABA SARF ETMEMİZ GEREKİYOR" Mevlüt Çavuşoğlu, 8 Kasım'ın Azerbaycan'ın vatan muharebesinin yıl dönümü olduğunu belirterek, "Azerbaycan zaferi bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın kapılarını da açtı. Kardeş Azerbaycan'ın zafer ve bayrak gününü tekrar kutluyorum. Türk Dünyasının birliği için ekonomik ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Ekonomilerimizi birbirine bağlayabilmek için taşımacılık ve lojistik alanında iş birliğimizi güçlendirmeliyiz. Aksakallımız Sayın Binali Yıldırım, Meclis Başkanlığı Başbakanlık, Ulaştırma Bakanlığı gibi önemli görevler üstlenmiş değerli bir ağabeyimiz. Hazar geçişi önemli bir katkı sağlayacak. Bundan azami yarar sağlayabilmek için aramızdaki ticareti daha da serbest hale getirmeliyiz. Bu amaçla tarife dışı önemleri kaldırmalı, ikili ve transit geçiş belgelerini sorun olmaktan çıkarmalıyız. Bu amaçla bizlerin özellikle Dışişleri Bakanları olarak çaba sarf etmemiz gerekiyor ve diğer ilgili makamlarımızın çabalarını koordine etmemiz gerekiyor. Kıymetli Aksakalımız Binali Yıldırım'ın tecrübelerinden de faydalanacağız. Müzakereleri son aşamaya gelen Uluslararası Yük Taşımacılığı Anlaşmasını da bir an önce imzalamamız gerekiyor. Zirve temamızı yeşil teknolojiler ve dijital çağda akıllı şehirler olarak belirledik. Teşkilatımızın çatısı altında da yeşil kalkınma diplomasisini hızlı bir şekilde başlatmalıyız" şeklinde konuştu.

2 yıl önce

Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek istiyorlar

ABD'nin Orta Doğu ve Kafkasya politikalarının belirlenmesinde güçlü etkisi bulunan düşünce kuruluşu The Newsline Institute for Strategy and Policy'nin internet sitesinden yayınlanan bir yazıda Türkiye ve Ermenistan'ın bir süredir güçlü ve somut yakınlaşma çabaları sarf ettikleri anlatıldı. Bu çabaların başarıya ulaşması durumunda en büyük kazananın Türkiye olacağı da vurgulandı. 'Gölge CIA' olarak adlandırılan Stratfor'un eski Kafkasya bölge analizcisi Profesör Emil Avdaliani'nin kaleme aldığı yazıda hem Ermenistan hem de Türkiye'deki yetkililerin faaliyetlerinin iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek amacı taşıdığına vurgu yapıldı. Yazıda Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın ön koşul aramadan Türkiye ile uzlaşma çağrısında bulunduğu, Türk yetkililerin de benzer açıklamaları ifade ettiği vurgulanarak Ermenistan'ın ayrıca 5 yıllık faaliyet planına Ankara ile ilişkilerin normalleştirilmesini de eklediği vurgulandı. OYUN DEĞİŞTİRİCİ KARAR Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Ermenistan'ın Dağlık Karabağ savaşını kaybetmesinin ardından Türkiye'nin desteğini almış Azerbaycan'a rakip olamayacağını anladığının ifade edildiği yazıda "Kafkasya'nın güneyindeki demiryolu hattı projesi ilerliyor. Ermenistan Azerbaycan'dan Türkiye'ye uzanacak projeye açık olduğunu ifade ederken Türkiye-Ermenistan sınırının açılması ise tüm Güney Kafkasya'yı etkileyerek oyun değiştirici olur" ifadesi kullanıldı. Bu ilerlemelerin bölgede Rusya ve İran'ın ekonomik çıkarlarını ve etkilerini zedeleyeceği de vurgulandı. TÜRKİYE İLE İYİ İLİŞKİLER İSTİYORUZ Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan, Türkiye ve Azerbaycan ile iyi ilişkiler kurmak istediğini söyledi. Ermenistan ile Türkiye arasındaki uzlaşmanın mümkün olup olmadığı sorulan Sarkisyan, asırlardır karşılıklı cephelerde bulunan Fransa ile Almanya'nın İkinci Dünya Savaşı sonrasında aynı tarafta olabildiğini ve Türkiye ile Ermenistan'ın birbirlerinin kültürlerine, tarihleri ne hoşgörüyle yaklaşmaları gerektiğini ifade etti. "Bazı görüşlerimi gizlemiyorum. Evet, Ermenistan'ın dünyadaki herkesle iyi ilişkileri olmalı" diyen Sarkisyan şöyle devam etti: "Karmaşık bir mesele olsa bile Azerbaycan ile sorunların çözülmesini isterim. Türkiye ile de iyi ilişkiler kurmak güzel olur ki bu daha da zor.

2 yıl önce

ABD Adalet Bakanlığı'ndan Uber'e dava

Adalet Bakanlığından yapılan açıklamada, 2016'da bekleme süresi için ekstra ücret almaya başlayan Uber'in bu adımıyla Engelli Amerikalılar Yasası'na (ADA) karşı geldiği bildirildi. Açıklamada, Uber'in görme engelli ya da tekerlekli sandalyeye bağımlı kullanıcıların kimliğini ve araca binmek için daha çok zamana ihtiyaç duyduğunu bilmesine rağmen ücret almaya devam ettiği belirtildi. Adalet Bakanlığı, Uber’in "yasa dışı bekleme ücreti nedeniyle" mağdur olan engelli kullanıcılara tazminat ödemesini ve bekleme ücreti politikasını ADA'ya uygun biçimde yeniden düzenlemesini istedi. Uber ise bekleme ücreti politikalarının ADA'ya karşı geldiğini düşünmediklerini ve bu şaşırtıcı dava öncesinde bekleme süresi konusunda düzenlemeler yapmak için Adalet Bakanlığı ile görüşme içinde bulunduklarını açıkladı.

2 yıl önce

İklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlayan ve TBMM'de onaylanan Paris Anlaşması bugün itibarıyla Türkiye'de yürürlüğe girdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eylüldeki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olacağını açıklamasının ardından anlaşma, 6 Ekim'de TBMM'de onaylandı. Anlaşmanın onaylanmasına ilişkin karar 7 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlanırken, Türkiye'nin Paris Anlaşması'na ilişkin onayı 11 Ekim'de BM Sekretaryası'na bildirildi. Böylece, onayın sekretaryaya bildirilmesinden sonraki 30'uncu gün olan 10 Kasım itibarıyla anlaşma Türkiye'de yürürlüğe girdi ve Türkiye anlaşmaya taraf olan 192'inci ülke oldu. Paris Anlaşması'nın yürürlüğe girmesi, politikalarda ve yasalarda küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine uygun şekilde düzenlenme yapılmasını sağlayacak hukuki ortamı oluştururken, Türkiye ulusal katkı beyanlarına ilişkin güncellemelerini bu çerçevede yapacak. Yasal bağlayıcılığı olan anlaşma kapsamında daha önce emisyonlarını 2030'a kadar yüzde 21 artıştan azaltma taahhüdünü veren Türkiye'nin, ilk adım olarak, enerji, atık, ulaşım, binalar ve tarım sektörlerindeki emisyon azaltım hedeflerini içeren ulusal katkı beyanlarını güncelleyerek BM Sekretaryası'na sunması planlanıyor. Türkiye'nin güncelleyeceği ulusal katkı beyanlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı 2053'te net sıfır emisyona ulaşma hedefine yönelik yol haritasının oluşturulması bekleniyor. ULUSLARARASI KAMUOYUNDAN TÜRKİYE'NİN ANLAŞMAYI ONAYLAMASINA DESTEK Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası İcra Direktörü Patricia Espinosa, İskoçya'nın Glasgow kentinde 31 Ekim'den beri devam eden 26. Taraflar Konferansında(COP26) Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olmasına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin bu adımından duyduğu memnuniyeti dile getiren Espinosa, "Böyle bir anlaşma için herkesi bir araya getirmenin uzun bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Türkiye'nin de anlaşmaya tam bir taraf olmasından dolayı mutluyuz." dedi. Espinosa, Türkiye'nin uluslararası alanda önemli bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Türkiye, büyük bir ekonomi. Bu nedenle, Paris Anlaşması'nın kapsadığı tüm alanlarda Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede yapabileceği katkı çok önemli." diye konuştu. Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol ise 10 Kasım itibarıyla Paris Anlaşması'nın Türkiye'de yürürlüğe girmesinin son derece önemli bir adım olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bu adımın Türkiye'nin temiz enerji konusunda daha güçlü ve seri adımlar atmasına vesile olmasını temenni ediyorum. Biz de Uluslararası Enerji Ajansı olarak Türkiye'nin bu attığı adımları ve Paris Anlaşması'nı yürürlüğe koymasını destekliyoruz." Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson ise, Paris anlaşmasını onaylayıp taahhütlerini yerini getiren her ülkenin kendisine fayda sağladığını dile getirdi. İklim değişikliğiyle mücadelede karbon nötr ekonomi oluşturmanın yeni iş olanakları ortaya çıkaracağını ve ekonomik büyüme sağlayacağını aktaran Simson ,"Ayrıca, bu adımlar iklim değişikliğiyle mücadele etmeye yardımcı olacak. Hangi ülke Paris Anlaşması'na katılıyorsa hem kendi vatandaşı için hem de küresel boyutta doğru bir karar vermiş olacak." dedi. 2050'DE NET SIFIR EMİSYON HEDEFLENİYOR Paris Anlaşması, Aralık 2015'te Paris'teki COP21'de imzalanırken, 4 Kasım 2016 itibarıyla yürürlüğe girmişti. Anlaşmanın 197 imzacısı bulunmasına rağmen, onaylayan 191 ülke bulunuyordu. Türkiye'nin de anlaşmayı onaylamasıyla bu sayı 192'ye çıktı. Paris Anlaşması'nı imzalamasına rağmen taraf olmayan 5 ülke (Eritre, Irak, İran, Libya, Yemen) bulunuyor. Küresel emisyonların 2030'a kadar en az yüzde 50 azaltılmasının hedeflendiği Paris Anlaşması ile 2050'de net sıfır emisyon ekonomiye ulaşılması amaçlanıyor. Bu kapsamda, ülkelerin emisyonları azaltmak için atacakları adımlara yönelik ulusal katkı beyanlarını 5 yılda bir güncellemesi bekleniyor. Paris Anlaşması'nın kabulünün 5'inci yılında ise ülkelerin bir kısmının güncellediği ulusal katkı beyanlarına göre, emisyonların 2030'a kadar yaklaşık yüzde 13 artacağı hesaplanıyor. Bu kapsamda, iklim değişikliğiyle mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için anlaşma kapsamındaki taahhütlerin acilen eyleme dönüşmesine ihtiyaç duyuluyor. Diğer yandan, devam eden COP26 müzakerelerinde Paris Anlaşması'nda eksik kalan konuların ele alınarak tamamlanması hedefleniyor.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı’ndan Yunanistan'a çok sert tepki: Kameralar ve insanlığın vicdanı kayıtta!

Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikası Bakanı ve Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından yapılan açıklamalar ile çok sayıda düzensiz göçmen taşıyan lastik bir botun Türk Sahil Güvenlik Botları eşliğinde Yunan karasularına girdiği ve Türk Sahil Güvenlik Botlarının Yunan Sahil Güvenlik unsurlarını taciz ettiği yönünde asılsız iddialarda bulunuldu. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı bu iddialara, Yunanistan! Suçluluk psikolojisiyle yaptıklarını, yine Türkiye yapmış gibi göstermeye çalışmış ve Türkiye'ye "korsan devlet" suçlamasında bulunmuş. Lütfen; Aynada gördüklerinizi Türkiye'ye yakıştırmaktan vazgeçin! Kameralar ve insanlığın vicdanı kayıtta!” şeklinde tepki gösterdi. İçişleri Bakanlığı'ndan konuya ilişkin yapılan açıklama ise şöyle; Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikası Bakanı ve Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından yapılan açıklamalar ile çok sayıda düzensiz göçmen taşıyan lastik bir botun Türk Sahil Güvenlik Botları eşliğinde Yunan karasularına girdiği ve Türk Sahil Güvenlik Botlarının Yunan Sahil Güvenlik unsurlarını taciz ettiği yönünde asılsız iddialarda bulunulmuştur. 09 Kasım 2021 tarihinde yaşandığı öne sürülen bahse konu olaya ilişkin olarak; Saat 09.00'da İzmir ili Dikili ilçesi açıklarında Yunanistan karasularında 1 adet düzensiz göçmen botu olduğu ve bahse konu botun Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları tarafından dalga yaratarak sürmek suretiyle Türk karasularına geri itilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir. Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları, kendilerine yapılan tüm telsiz çağrılarına rağmen bahse konu düzensiz göçmenleri kurtarmak yerine Türk karasularına geri itmiş, lastik bot içerisindeki toplam 32 düzensiz göçmen Türk Sahil Güvenlik Botları tarafından kurtarılmıştır. Yunanistan unsurlarının, düzensiz göçmenleri geri itmek maksadıyla yaptığı manevralar esnasında Türk karasularını ihlal etmeleri Türk Sahil Güvenlik unsurlarının yaptığı manevralar ile engellenmiştir. Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından resmi internet sitesinde olaya ilişkin iddia edilen bilgilerle birlikte yayınlanan fotoğrafın daha önce 02 Nisan 2021 tarihinde de kullanıldığı ve gerçeği yansıtmadığı aşağıda daha önce yayınlanan haber linkinden de anlaşılmaktadır. Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı düzensiz göçün engellenmesi maksadıyla gerek ulusal gerek uluslararası hukuk kuralları kapsamında üzerine düşen görevleri 7 gün 24 saat esasına göre aralıksız sürdürmektedir. Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından gösterilen tüm çabalara rağmen Yunanistan unsurlarının Ege Denizi'nde düzensiz göçmenleri geri ittikleri, yaşanan bu geri itmelerin çoğunda düzensiz göçmenlerin insanlık dışı muamelelere maruz kaldıkları, değerli eşyalarının alındığı, darp edildikleri, ellerinin kelepçelendiği, denize son derece elverişsiz can sallarına bindirilerek Türk karasularına sürüklenmeye terk edildikleri ve hatta can yeleksiz olarak doğrudan denize atıldıkları birçok olay yaşanmış, göçmen ifadelerine de yansıyan bu olaylar defalarca uluslararası basın kuruluşları tarafından da kayıt altına alınarak tüm dünya basınında geniş yer bulmuştur. Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı insan haklarına ve hukuka saygılı şekilde denizde ihtiyacı olan herkesin yardımına koşmaya 7 gün 24 saat hazırdır.

2 yıl önce

Göçmen kervanı: Meksika'da göçmenlerin ABD'ye ulaşmak için yürüyüşü devam ediyor

Meksika basınında çıkan habere göre, ülkelerindeki şiddet, işsizlik ve yoksulluk gibi sorunlar nedeniyle daha iyi bir hayat kurmak için ABD'ye ulaşmaya çalışan düzensiz göçmenler, Ulusal Muhafızların engellemeleri nedeniyle rotasını değiştirdi. Ülkenin doğusundaki Veracruz ve kuzeybatısındaki Oaxaca eyaletlerinde toplanan göçmen kafileleri, ABD'ye ulaşmak için yeniden yürüyüşe geçti. Ulusal Göç Enstitüsü (INM), düzensiz göçmenlerin sayılarının azalmakla birlikte ülkeye girişlerinin devam ettiğini bildirdi. 30 göçmen gözaltına alınmıştı Meksika'nın güneydoğusundan 5 Kasım'da ABD sınırına yürümek isteyen Orta Amerikalı göçmenler ile Ulusal Muhafızlar arasında çıkan olaylarda 30 göçmen gözaltına alınmış, 5 polis yaralanmıştı. Hedef ABD İlk etapta Meksika'nın Chiapas eyaletinin Villa Comaltitlan kasabasına ulaşmayı amaçlayan düzensiz göçmenler, sonra başkent Meksiko üzerinden ABD sınırına vararak bir şekilde bu ülkeye geçmeyi hedefliyor. Uzun yıllardan bu yana Orta Amerika ülkelerinden yola çıkan çok sayıda düzensiz göçmen, Guatemala ve Meksika üzerinden ABD'ye ulaşmaya çalışıyor.

2 yıl önce

Belarus-Polonya sınırında bekleyiş sürüyor

Belarus'un Grodno şehrindeki Bruzgi sınır noktasını dün geçtikten sonra Polonya sınırına dayanan, çoğunluğunun Irak'tan geldiği belirtilen göçmenler geceyi sınır boyunda geçirdi. Aralarında çok sayıda çocuk ve kadının da bulunduğu 2 bine yakın göçmen, ormanlık alandaki sınır tellerinin önünde kurdukları çadırlarda kaldı. Gece hava sıcaklığının sıfır dereceye düştüğü bölgede, ormandan kestikleri ve topladıkları odunları yakarak ısınan göçmenler, su ve yiyecek sıkıntısı yaşıyor. Gece boyunca sınırın ötesinde yoğun önlem alarak nöbet tutan Polonya güvenlik güçleri, zaman zaman göçmenlerin ülkelerine dönmesi konusunda anons yaptı. Polonya'nın Kuznitsa-Bruzgi sınır noktasını kapatması nedeniyle Belarus tarafında uzun tır kuyrukları oluştu. KAMPTA YETERLİ GIDA VE SU BULUNMUYOR Belarus Devlet Sınır Komitesinden yapılan açıklamada, göçmenlerin sınırda kamp kurdukları belirtilerek halihazırda saldırgan eylemlerde bulunmadıkları ifade edildi. Göçmenlerin fiziki ve moral durumunun kötü olduğu aktarılan açıklamada, kampta yeterli gıda ve suyun bulunmadığı belirtildi. Kampta günlük hijyen için minimum koşulların bulunmadığına dikkat çekilen açıklamada, göçmenlerin geceyi soğukta yerde geçirdiği, aralarındaki önemli sayıda hamile kadın ve bebeğin varlığının ise durumu zorlaştırdığı vurgulandı. Polonya tarafının biber gazı kullanmasının ardından bazı göçmenlerin kendilerini kötü hissettiği aktarılan açıklamada, "Polonyalı askerler, göçmenlere psikolojik baskı uygulamak için bütün gece hoparlörleri, projektörleri, ışıkları açık tuttu. Komşu bölgeden de silah sesleri duyuldu." ifadelerine yer verildi. Öte yandan Belarus İçişleri Bakanı İvan Kubrakov, sınırda Belarus tarafındaki düzensiz göçmenlerin ülkede yasal olarak bulunduklarını ve yasaları ihlal etmediklerini bildirdi. Kubrakov, "Göçmenler tarafından yasaların ihlal edildiğine yönelik bir şey kaydedilmedi." dedi. Belarus Dışişleri Bakanlığı, Polonya'yı, göçmenlere karşı olası yasa dışı zorlayıcı eylemleri haklı çıkarmak için Belarus'a karşı herhangi bir provokasyon yapmaması çağrısı yaptı. Belarus Savunma Bakanlığının yaptığı açıklamada, Belarus-Polonya sınırına 10 bin Polonya askeri konuşlandırılmasının önemli bir askeri eylem olduğu hatırlatılarak Belarus tarafına haber verilmeden sınırda böyle bir faaliyet yürütmenin bölgesel güvenlik ve tedbirlere ilişkin anlaşmaların ihlali olduğu kaydedildi. Anlaşmalar dahilinde 6 bin ve daha fazla askeri personelin katıldığı askeri faaliyetlerin duyurulması ve gözlemci davet edilmesi gerektiği aktarılan açıklamada, Polonya'nın Belarus'a bildirimde bulunmadığı ve gözlemci davet etmediği ifade edildi.

1 2 ... 275 276 277 278 279 280 281 ... 394 395
Server Error
500
Server Error