27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu’dan TÜİK’i basan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na tepki

Bakan Soylu, “Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, PKK, DHKP-C ve organize suç örgütlerinin ağına düşüp, onlara özenip, mekan basmaya gitmez Kılıçdaroğlu; Suç ve suç örgütleri ilişkisiyle, o iklimin ve sözlerin etkisiyle siyasi tarihimizde görülmeyen yöntemlere başvuruyor. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, PKK, DHKP-C ve organize suç örgütlerinin ağına düşüp, onlara özenip, mekan basmaya gitmez. Siyasetin ve devletin kaidesi bellidir. CHP, başında ehliyetini kaybetmiş bir kişi ve bunu istismar edenlerin işgalindedir.” dedi. https://twitter.com/genelgundem/status/1466688204677996545?s=21 Ne olmuştu? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından TÜİK'ten randevu talep etti. Talebi geri çevrilmesine rağmen TÜİK binasını basan CHP Genel Kılıçdaroğlu, TÜİK binasından içeri alınmadı.

2 yıl önce

Suriye'de kirli oyun! PKK'nın terör kantonlarını İran kurdu

Terör örgütü PKK ile 1980'lerin başından itibaren yakın ilişki kuran İran'ın, Suriye'de kurulan terör kantonlarının da bir numaralı aktörü olduğu ortaya çıktı. Uzun yıllar terör örgütü içerisinde kalan Hoşeng Osi, Türkiye Gazetesi'ne kirli iş birliğinin detaylarını anlattı. Kanton fikrini ilk ortaya atan eski İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, 2011 yılı sonunda sözde PKK yöneticileri ile Kamışlı'da görüştü ve Esad'a karşı savaşmamaları karşılığında özerk bölge vaadinde bulundu. Taraflar anlaştı; el-Cezire, Kobani ve Afrin kanton adı altında PKK'ya rüşvet olarak verildi. TAHRAN, PKK'YI KULLANIYOR İran rejiminin, terör örgütü PKK'nın kurulduğu ilk dönemden bu yana çok amaçlı kullandığını kaydeden Osi, İran-PKK irtibatını ilk olarak örgütün kurucu kadrosunda yer alan Mehmet Karasungur tarafından sağlandığını anlattı. İlişki ağının Tahran tarafında ise, daha sonra Dışişleri Bakanlığı da dâhil İran'da bir çok kritik görevlerde bulunacak olan Ali Ekber Velayeti bulunuyordu. Velayeti, örgütün elebaşı Öcalan ile Suriye'nin başkenti Şam'da birçok defa görüştü. ÖCALAN MEKTUP YAZDI Örgütten ayrılan ve Avrupa'ya sığınan Hoşeng Osi, 20 yıl kaldığı terör örgütünün ilk kamplarını kurduğu Bekaa ve sonrasında yerleştiği Kandil süreçlerinde de İran'dan büyük destek gördüğü bilgisini paylaştı. Osi, Bekaa kampları ile ilgili "Ali Ekber Velateti o dönem Suriye'nin kontrolünde olan bölgenin PKK'ya tahsis edilmesi ve lojistik ihtiyaçlarının karşılanması konusunda önemli rol oynadı" dedi. Yakın dönem yaşananlara dönük önemli bilgiler veren Osi, röportajında şunları anlattı: Öcalan, İtalya'nın başkenti Roma'dayken, 15/12/1998 tarihinde Celâl Talabani'ye uzun bir mektup gönderip kendisinden İran ile arabuluculuk yapmasını istedi. O dönem Öcalan'ın hedefi İran ve Talabani'nin nüfuz alanına giren bölgelerde idi. Kandil hiçbir biçimde gündemlerinde yoktu. Bu sebeple Talabani ile yoğun görüşme yürüttü. Bununla birlikte Rusya ve Yunanistan ile de bağlantı kurdu ancak bu temaslarında hayal kırıklığı yaşadı. İşte o süreçte İran devreye girdi ve Kandil seçeneği ortaya çıktı. SİLAHLI MÜCADELE ŞARTI PKK içerisinde Öcalan'ın yakalanmasını takip eden dönem silahlı mücadeleyi durdurma, Kürt meselesini çözme amaçlı barışçıl bir projeleri düşünme süreçleri yaşandı. O dönem İran devreye girdi ve çatışmanın devam etmesini sağladı. Şii rejim için ateş ve savaşın devam etmesi çok önemliydi. Kandil'e bunu dayatan İran oldu. Bu noktada başarılı da oldular. Suriye'de iç savaşının çıktığı ilk günler PKK yapısı içerisindeydim. Belçika'nın başkenti Brüksel'e 22 kilometre uzaklıktaki Denderleeuw köyünden yayın yapan ROJ TV'de çalışıyordum. Örgütün medya sorumlusu Mustafa Karasu'dan bir talimat aldık; Kürtleri ve Suriyelileri Esad rejimine karşı gösteri yapmaya teşvik etmemizi istedi ve PKK'nın Arap Baharı'nı desteklemeye karar verdiğini söyledi. Talimatları ve emirleri yerine getirdik. PKK'nın Esad rejimine karşı Kürt ve Suriye halkının taleplerinin yanında durduğu o an bu karardan mutluydum. Bu durum iki ay sürmedi. PKK liderinin İmralı cezaevinden avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamalarla PKK'nın medya söyleminin tonu değişti. İlk baştaki çıkış bir şantajdı ve sonrasında pazarlık dönemi başladı. KANTON RÜŞVETİ Öcalan, avukatları aracılığıyla yaptığı açıklama ile Esad'a kapı aralıyor ve muhatabın Kürt aşiretler değil; PYD olduğunu söylüyordu. Buna karşılık 'taleplerimiz karşılanmazsa muhaliflerin yanında duracağız' diyerek Esad'ı tehdit etmişti. Bir yandan bu pazarlıklar sürerken diğer yandan Kandil, Salih Müslüm, Eldar Halil, İlham Ahmad gibi kadroları Suriye'ye göndermiş silah ve cephane sevk etmişti. İran'ın araya girmesi ile rejim, yapılan şantaja boyun eğdi. Temmuz 2012'de 'Demokratik Özerk Yönetim' adı altında Cezire, Kobani ve Afrin kanton olarak ilan edildi ve PKK'ya rüşvet olarak verildi.

2 yıl önce

Ağrı, Kars ve Erzurum illerinde, Eren Kış-10 operasyonu başlatıldı

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; PKK terör örgütünü ülke gündeminden çıkarmak ve bölgede barındığı değerlendirilen teröristleri etkisiz hale getirmek maksadıyla, Ağrı, Kars ve Erzurum İllerinde “EREN KIŞ-10 (ÇEMÇE - MADUR) ŞEHİT J.YZB. FERHAT ÇİFTÇİ” Operasyonu başlatıldı. Operasyonda Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığının sevk ve idaresinde; Jandarma Komando, Jandarma Özel Harekat (JÖH) ve Güvenlik Korucu timlerinden oluşan (790) personel (70) operasyonel tim görev alıyor. Yurt içinde terörün tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen EREN KIŞ OPERASYONLARI, halkımızın desteği ile İNANÇLI ve KARARLI bir şekilde başarı ile devam ediyor.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı: 1'i Gri Kategori'de olmak üzere 4 terörist teslim oldu

İçişleri Bakanlığından yapılan açıklama şöyle; İçişleri Bakanlığı koordinesinde Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen ikna çalışmaları neticesinde; PKK terör örgütünden kaçan 1'i terörden arananlar listesinde Gri Kategoride olmak üzere 4 terör örgütü mensubu bugün güvenlik güçlerine teslim oldu. Teslim olan örgüt mensuplarının 2011 ve 2014 yılları arasında terör örgütüne katıldıkları, Suriye, İran ve Irak'ta faaliyet yürüttükleri tespit edildi. Sürdürülen ikna çalışmaları sonucunda; 2021 yılında teslim olan örgüt mensubu sayısı 186'ya yükseldi.

2 yıl önce

Evlat nöbetindeki anne: Kandil'i biz çökerteceğiz

Van'da, çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını söyleyen aileler, 26'ncı haftada da Cumhuriyet Caddesi'nde bir araya geldi. Aileler, ellerinde Türk bayrakları, çocuklarının fotoğrafları ve üzerinde, 'Dağları kurtlara, kuşlara bırakın', 'Çocuklarımızı istiyoruz', 'Anneler nöbette', 'Artık yeter yakamızdan düşün', 'Çocuklarımız kimsenin piyonu olmayacak' yazılı dövizler taşıyarak yürüyüş yaptı. HDP İl Başkanlığı binasına kadar slogan atıp yürüyen aileler için polis güvenlik önlemi aldı. Aileler, bina önüne geldiklerinde, "Kahrolsun PKK, işbirlikçi HDP" sloganları attı. Parti binası bahçesinde toplanan HDP'liler de yüksek sesle müzik açıp eylemi engellemeye çalıştı. Aileler ise slogan atarak duruma tepki gösterdi. Müzik sesine tepki gösteren bazı kadınlar, polis barikatını aşıp, binaya girmek istedi, ancak polis izin vermedi. 'SİYASİ PARTİLER ACIMIZA ORTAK OLSUNLAR' Dağa kaçırılan kızı Şeyma için eyleme katılan Nazlı Sancar, 11 yıldır kızından haber alamadığını belirtti. Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar kendilerini ziyaret etmediğini söyleyip tepki gösteren Sancar, "Buradan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da seslenmek istiyorum; bu annelerin, babaların feryatlarını hiç mi duymadın? Duydun, gördün. Ama görmemezlikten, duymazlıktan geldin. Ha HDP, ha CHP ikisi de aynı. CHP'nin içerisinde de HDP var. Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş'ın bırakılmasını istiyor" dedi. Bütün siyasi partilerden kendilerine destek olmalarını isteyen Sancar, "Bizim sesimize ses olsunlar. Bize güç katsınlar. Acımıza, derdimize ortak olsunlar.' Anne ve babalar olarak Kandil'i biz çökerteceğiz, Kandil'in yolunu biz kapatacağız. Biz eminiz hepimiz evlatlarımıza kavuşacağız. Ben Şeyma'mı söke söke HDP ve PKK'dan alacağım. Ben 2012'de Kato Dağı'na PKK'nın içine de gittim. Orda da onlara dedim ki; Şeyma'mı söke söke alacağım sizden' O zaman gece 24.00'te Kato Dağı'na gittim. Gitmediğim yer yok Şeyma. 11 yıldır senin peşindeyim. Senin peşini bırakmıyorum, bırakmayacağım. Ben HDP ve PKK'nın karşısında geri adım atmıyorum" dedi. YILLARDIR OĞLUMUN ACISINI ÇEKİYORUM' Eyleme 8 yıl önce dağa kaçırılan oğlu Yunus için katıldığını söyleyen Gülser Alkan ise, "Oğlumdan hiç haber alamıyorum. İstiyorum gelsin. Ben tek başıma yaşıyorum, şeker hastasıyım. Oğlum gelsin. Oğlum kaybolduğunda haberim olmadı. Yıllardır oğlumun acısını çekiyorum" diye konuştu. 'OĞLUM İSTANBUL'DA KAYBOLDU' HDP önündeki evlat eylemine 1,5 yıl önce çalışmak için gittiği İstanbul'da kaçırılan oğlu Mehmetcan için katılan Aysel Yiğit de, "Çocuğum İstanbul'da kaybolmuştu. Şu an 20 yaşında. 1,5 yıldır hiçbir haber alamıyorum. Abileri İstanbul'da çalışıyordu da onların yanına gitmişti. Nasıl kaybolduğunu bilmiyorum. 'Ne olur oğlum gel teslim ol, korkma "diye seslendi.

2 yıl önce

Ardahan'da, Eren Kış-9 operasyonu başlatıldı

Valilikten yapılan açıklamaya göre, güvenlik güçlerince, terör örgütü PKK/KCK'yı ülke gündeminden çıkarmak, teröristleri etkisiz hale getirmek ve bölgedeki yaylaları kontrol etmek amacıyla, kentte "Eren Kış-9 Şehit Jandarma Er Cevdet Çelenk" operasyonu başlatıldı. İl Jandarma Komutanlığının sorumluluk alanında bulunan il merkezi ve Göle ilçesi sınırlarında başlatılan operasyonda, jandarma asayiş komando bölükleri, polis özel harekat mensupları ve güvenlik korucularından oluşan 39 tim ve 405 personel görev alıyor.

2 yıl önce

Bakan Soylu'dan '3600 ek gösterge' açıklaması: Düğüm 2022'de çözülecek

Bakan Soylu, Ankara'nın Çankaya ilçesindeki otelde düzenlenen 'Türkiye Polis Emeklileri Sosyal Yardım Derneği 26'ncı İstişare Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Soylu, Türkiye'de ele geçirilen uyuşturucu miktarının özellikle belli başlıklarda Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin tamamının 2 katı olduğunu belirterek, "Geçen yıl 86 ton esrar yakalamıştık, bu yıl 51 ton yakaladık. Geçen yılın tamamında 13 ton eroin yakalamıştık, bu yıl daha 15 Kasım itibarıyla sayı 18 tonu geçmiştir. Bu yıl da kendi ülkemizin rekorunu kıracağız, yaklaşık 21,5 ton içerisinde bitebileceğini düşünebiliyoruz. Captagon geçen yılın tamamında 2,7 milyon adet yakalanmıştı, bu yıl 5,2 milyon adede ulaştık. Bu ülkede 2016 yılında uyuşturucu suçlarında tutuklama sayısı 7 bin 461 kişiydi, bu yıl 21 bin 801'dir" dedi. 'WHATSAPP KULLANMIYORUZ' Göçle mücadeleye de değinen Bakan Soylu, 40 yılda kurulan AB'nin 10 yıllık göç meselesinden sarsılmaya başladığını kaydedip, "Almanya'da bir sel afeti yaşandı, neredeyse 3 ay devlet vatandaşın yanına gidemedi. Bozkurt'ta 20 günde yolları açtık, 5 metre rüsubatla kaplı ilçede 1 ayda çarşı, pazarı işler hale getirdik. Bütün bunları anlatmamın sebebi şudur; birileri bize çok farklı bir Türkiye tablosu göstermeye, daha doğrusu Türkiye'yi bir yangın yeri gibi göstermeye çalışıyor ama işin aslı öyle değil. Birileri bugün polisi yeni keşfetmeye çalışıyor, muhtarı yeni keşfetmeye çalışıyor. İnterpol Genel Kurulu Türkiye'de yapıldı. Orada herkes Türk Polis Teşkilatı ile gurur duydu. 169 ülke geldi, onların birçoğu ile görüştüm. Interpol'un kendisi dahil olmak üzere gelen tüm misafirlerimiz Türk Polis Teşkilatı'nın ortaya koymuş olduğu misafirperverliği, gıpta ve takdirle takip ediyor. Interpol'un İcra Kurulu üyeliğine Avrupa Delegasyonu'ndan girmiş olduk. Polis teşkilatı olarak WhatsApp kullanmıyoruz. Başka türlü bir yazılım da kullanmıyoruz. Bizim evlatlarımızın, bizim polis mühendislerimizin yazdığı WhatsApp'tan daha kaliteli; kaynak kodlarını kendilerinin yazdığı, çok yüksek güvenlikli bir iletişim kanalından haberleşiyoruz. Siber suçlar, yine gurur duymamız gereken bir anlayış. Bütün ülkeler, siber suçlarla mücadelede çok iyi olduğumuzu söylüyor ve eğitim almak istiyor. Her şeyi becerebilen kritik kabiliyetlerini ortaya koyabilen bir polis teşkilatı var" diye konuştu. '2023'ÜN İLK EMARELERİNİ ŞİMDİDEN GÖRMEYE BAŞLADIK' Bakan Soylu, Türkiye'de 2017 yılında 941 kişinin uyuşturucu kaynaklı hayatını kaybettiğini anımsatarak, "Bugün bu sayı, 2020 yılı sonu itibarıyla 314'e düştü. Suçluların üzerine gidiyoruz. Türkiye'yi terörden tamamen arındırmaya çalışıyoruz. Ne yaşadığımızı biliyoruz. Bu büyük yolculuğun nereye gittiğini de biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 2014'te bir vesileyle ifade ettiği bir sözü var, diyor ki '2023'e giden yol, elbette bir gülistan olmayacaktır'. Bu sürecin ciddi zorlukları ve sıkıntıları olacaktır. Bu yaşananlar tesadüf değildir. Türkiye'nin geleceğe yürüyüşünü kıskananlar, mani olmaya çalışanlar elbette ki olacaktır. Güçlü bir Türkiye, herkesin işine geliyor değildir. Faiz lobilerinden umudunu terör devletine bağlayanlara, PKK'nın yatırımcılarından içimizdeki batıya tapan zihniyetlere kadar pek çok haset noktası, bugün bu yürüyüşe mani olmak istemektedir ancak 20 yıldır Allah'ın izniyle bu yolda ilerliyoruz ve bir hedefimiz var. 2023'ün ilk emarelerini şimdiden görmeye başladık. Doğu ve Güneydoğu'nun gündemi PKK değildir, turizmdir. Doğu ve Güneydoğu'da insanların gece yarılarına kadar iş yerlerini açık tutmaları, parklarda caddelerde gezmeleri, 2023 Türkiye'sinin provalarıdır" dedi. 'POLİS TEŞKİLATINA İFTİRA ATMAK AYIPTIR' Soylu, ana muhalefet partisi liderinin 'Polis, Ankara'daki bir vakfın toplantısını bastırdı' diyerek iftirada bulunduğu kaydederek, "'Polis bunu yaptı' diye iftira atmak; ana muhalefet partisi başkanına yakışır mı, ana muhalefet partisi başkanı çıktığı programda suçluyu över, İçişleri Bakanı'na iftira atar mı? İktidar olmak başka bir şey, siyaset yapmak başka bir şeydir. Türk polisini, her zaman kendilerine rakip olarak görürler ama 2023 yaklaştıkça polis onlar için kıymetli olmaya başlar. Büyük başarılara imza atan bir teşkilata iftira atmak ayıptır, günahtır, yazıktır. Dertlendiğim için söylüyorum. Vallahi bu kadar basit değil billahi bu kadar basit değil. Ben bunu kabul etmiyorum, tek başına kalsam da kabul etmiyorum" dedi. 'EMEKLİ OLDUKTAN SONRA DA YALNIZ BIRAKMAYIZ' Bakan Soylu, polisin 3600 ek gösterge beklentisiyle ilgili de "3600 meselesi, Türk Polis Teşkilatı'nın anasının ak sütü gibi helaldir, bu kadar basit. Emeklilik maaşıyla çalıştığı maaş arasındaki fark ve standart açık olduğu için ve bunun hakkaniyetli bir çizgiye gelmesi için böyle bir talebi ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanı'mız da memleketimizin ölçüleri çerçevesinde bunun yapılacağını söyledi. Bundan birkaç ay önce de kabinede Sayın Hazine ve Maliye Bakanı'mız ile Çalışma Bakanı'mıza talimat verdi. İnşallah 2022'de bu düğüm çözülecektir. Polisimizi emekli olduktan sonra da yalnız bırakamayız" diye konuştu.

2 yıl önce

Muş'ta evlat nöbetindeki aile sayısı 21’e ulaştı

Çocuklarına kavuşma ümidiyle Diyarbakır annelerinin başlattığı eyleme destek veren 21 aile, her hafta çarşamba günü yaptıkları eylemi bu hafta da sürdürdü. HDP il binası önünde bir araya gelen aileler, "Yavrumu verin bana", "Anneler direniyor", "Artık yeter, yakamızdan düşün", "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" ve "Evlatlarımızı vereceksiniz" yazılı pankartlar açtı. Çocuklarının fotoğraflarını ellerinden düşürmeyen anne ve babalar, HDP aleyhine slogan attı, tepkilerini dile getirdi. Kızı için eyleme yeni katılan Ali Uyğaç, gazetecilere, yıllardır haber alamadığı kızı için geceleri uyuyamadığını söyledi. Gözyaşlarına hakim olamayan ve kızına teslim olması çağrısında bulunan Uyğaç, şöyle konuştu: "Kızım için ağlıyorum. Ciğerim yanıyor. Kızım beni duyuyorsan gel, devlete teslim ol. Türk bayrağı altında yaşıyoruz. Oranın faydası yok, dön buraya gel. Devlet bizim babamızdır, toprağımızdır, bizim bayrağımızdır. Niye gelip teslim olmuyorsunuz? Kızımı 10 yaşındayken kandırıp götürdüler. Allah götürenin belasını versin. Yaylada çobanlık yaptığımda eşim sabah erken saatte beni aradı, kızımın odasında olmadığını söyledi. Tam 7 yıl oldu kızım hala kayıp. Hiçbir haber alamadım. Kızımın bir fotoğrafı bile yok. Niye kızımı kaçırıp ocağımı söndürdünüz? 10 yaşında bir çocuğu kaçırmaktan utanmıyor musunuz?" "7 yıldır oğlumdan haber alamıyorum" Anne Ayten Koçhan ise eyleme yeni katılan aileyle birlikte sayılarının 21'e yükseldiğini belirtti. Kar, kış demeden eylemlerine devam edeceklerini dile getiren Koçhan, "Gelin teslim olun yavrum. Gelin devletimize teslim olun. Siz gelene kadar biz buradayız, bir yere ayrılmayacağız. 7 yıldır oğlumdan haber alamıyorum. Ersin, beni görüyorsan gel teslim ol." dedi. Anne Naciye Sönmez Yıldız da oğlunun 15 yaşındayken kandırılarak kaçırıldığını ifade ederek, "Biliyorum oğlumu HDP götürdü. Oğlumu istiyorum, onlara bırakmayacağım. Dağda kimin çocuğu varsa gelip devletine teslim olsun. Türkiye'nin evlatlarının orada ne işi var. Çocuklar orada taşta, karda, çamurda sürünüyorlar. Yiyecek bir şey bile bulamıyorlar." diye konuştu.

1 2 ... 657 658 659 660 661 662 663 ... 948 949
Server Error
500
Server Error