18 Mayıs Cumartesi 2024
1 yıl önce

TSK'ya 'kimyasal silah' iftirası CHP içinde kırılmalara neden oldu! Murat Bakan ile Sezgin Tanrıkulu birbirini yalanladı…

Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın TSK'nın terör operasyonlarında kimyasal silah kullandığı iftirasını sahiplenen CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na CHP'den tepkiler geliyor.  Skandal iftirayı Meclis gündemine taşıyacağını iddia eden Tanrıkulu’na yanıt partisinin İzmir Milletvekili Murat Bakan’dan geldi. "ŞİDDETLE REDDEDİYORUM, KINIYORUM" Murat Bakan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Teröristlere yönelik kimyasal silah kullanıldığı iddiası tamamen TSK’yı yıpratmaya yönelik organize bir çalışmadır. Şiddetle reddediyor, kınıyorum” ifadelerini kullandı. Murat Bakan şu paylaşımları yaptı: “Şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri yurt içinde terörün en yoğun olduğu dönemlerde, en zor şartlarda bile kimyasal silah kullanmamıştır. Teröristlere yönelik kimyasal silah kullanıldığı iddiası tamamen TSK’yı yıpratmaya yönelik organize bir çalışmadır. Şiddetle reddediyor, kınıyorum. 335 sivil vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 859 güvenlik görevlimizin şehit düştüğü “Çukur ve Barikat” operasyonları esnasında bile askerimizin, polisimizin şehit olması pahasına uluslararası hukuk ve anlaşmalarca yasaklanan hiçbir kimyasal silah kullanılmamıştır. TSK’nın ve İç Güvenlik Birimlerimizin teröriste karşı zor kullanma ve silah kullanma yetkilerinin sırasına uygun şekliyle etkisiz hale getirilmesi için yapılan yasal her faaliyetin arkadındayım ve sonuna kadar destekçisiyim. Şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin arkasındayım." https://twitter.com/chpmuratbakan/status/1583185729198297090?s=46&t=fRx10bNm0qZ83zNNudVaQQ

1 yıl önce

Hatay’da PKK'ya ağır darbe! 4 depo imha edildi

Hatay İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğünce; Jandarma Komando, Polis Özel Harekat ve Güvenlik Korucusu Timlerinin katılımıyla müşterek icra edilen, Şehit Jandarma Er Ahmet ÇERÇİ operasyonu kapsamında, Arsuz ilçesi Kurtbağı mahallesi kırsalında yapıla. arazi araması neticesinde 4 depo tespit edildi. Depolar içerisinde; - (2) adet AK-47 Kalaşnikov piyade tüfeği, - (1) adet M16 piyade tüfeği, - (1) adet tabanca, - (2) adet av tüfeği, - (4) adet savunma tipi el bombası, - (18) adet piyade tüfeği şarjörü, - (660) çeşitli çapta ve ebatta fişek, - (1) adet EYP, - (4) adet EYP komuta kumandası, - (2) adet EYP komuta sistemi, - (8) adet elektrikli fünye, - (2) kg. dinamit lokumu, - (1) adet ateşleme anahtarı, - (202) kg. amonyum nitrat gübre, - (1) adet elektronik devre kartı, - (1) adet büyük telsiz, - (1) adet gece görüş dürbünü, - (1) adet gündüz görüş dürbünü ve çok miktarda yaşam malzemesi ele geçirildi.

1 yıl önce

İkinci Ali Babacan vakası: Ahmet Eşref Fakıbaba

Yeni Akit’in haberine göre; 2018 seçimlerinde AK Parti'deyken 'Zillet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adaylığı için çalışan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın ardından bir benzer durum daha yaşandı. AK Parti'den ve milletvekilliğinden istifa ettiğini duyuran Ahmet Eşref Fakıbaba, Meral Akşener'in İyi Parti'sine katılacağını açıkladı. Fakıbaba, kararının ardından soluğu CHP'nin fonladığı Sözcü'de aldı. Burada soruları cevaplayan  Ahmet Eşref Fakıbaba'nın sözleri "ikinci Ali Babacan vakası" olarak değerlendirildi. Fakıbaba'dan ikinci Ali Babacan vakası Ahmet Eşref Fakıbaba, röportajında AK Parti'den istifa etmeden gizli kapaklı görüşmeler yaptığını adeta itiraf etti. Fakıbaba; şehit bacısına küfür eden sözde vekil Lütfü Türkkan'a bacılık yapan Akşener ile AK Parti'deyken görüştüğünü ve teklifini kabul ettiğini söyledi. Akşener için "Beni keşfetti" ifadelerini kullanarak kendi kendi gazlayan Ahmet Eşref Fakıbaba şu ifadeleri kullandı: "Emekli olmayı düşünüyordum. Meral Hanım sağolsun ikna etti beni. Ben emekli olacaktım altını çiziyorum ve “Fakıbaba sen bize lazımsın, Urfa'ya, bölgeye ve ülkeye lazımsın” dedi. Demek ki müthiş bir lider vizyonu var ve kendisine teşekkür ettim. Beni keşfetti." Ali Babacan da aynıydı Fakıbaba'nın istifası; DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın 2018 seçimlerinde AK Parti'deyken 'Zillet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adaylığı için çalıştığı kepazeliği akıllara getirdi. Ali Babacan da AK Parti'deyken eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayı olması için çalışmalar yürüttüğünü utanmadan sıkılmadan itiraf etmişti.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Azerbaycan dönüşü önemli açıklamalar: Kimyasal silah iddiasına sert tepki

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçakta gazetecilerle gerçekleştirdiği söyleşi... Kardeş Azerbaycan’ın Zengilan ve Cebrayıl şehirlerine gerçekleştirdiğimiz çalışma ziyaretini hamdolsun başarıyla tamamladık. Zengilan Uluslararası Havalimanı’nın açılışını aziz kardeşim İlham Aliyev ile birlikte gerçekleştirdik. Son derece önemli bir konumda bulunan Zengilan’da yapımı tamamlanan havalimanı sadece Azerbaycan için değil tüm bölge için önemli bir katma değer teşkil edecektir. Bölgenin dünya ile bağlantısının yeniden tesisi ve ulaştırma hatlarının kuvvetlendirilmesi, stratejik hamlelerdir. İnşallah bu atılımları seneye Laçın Havalimanı’nı da hizmete açarak taçlandıracağız. Ayrıca Karabağ Cebrayıl Orman Eğitim Merkezi ve Fidanlığı’nın da temelini attık. Zengilan Akıllı Tarım Köyü Projesi’nin ilk etabının açılışını yaptık. Dost Agropark’ın temelini de geçen sene aziz kardeşimle birlikte atmıştık. Organik tarım ve hayvancılığın yanı sıra gıda işleme faaliyetlerinin de yapılacağı bu modern tesis, kırsal kalkınma çalışmalarına büyük katkı sağlayacaktır. Azerbaycanlı kardeşlerimiz işgalden kurtarılan topraklarında başlattıkları imar ve kalkınma hamlelerini süratle devam ettiriyor. Geçen sene Şuşa ve Fuzuli’yi ziyaret ettiğimizde azat edilen topraklardaki çalışmaları yerinde incelemiştik. Bir yıl sonra Karabağ’ın geldiği noktayı görmek, günden güne gelişimine şahit olmak, doğrusu beni son derece mutlu etti. Bu projelerde kurumlarımızın ve Türk şirketlerinin payının olması bizler için ayrı bir iftihar kaynağıdır. Bu vesileyle başta İlham kardeşim olmak üzere tüm Azerbaycan halkını bir kez daha tebrik ediyorum. Azerbaycan’ın yatırım hamleleriyle Karabağ’ın kısa süre içinde bölgenin parlayan yıldızı olacağına inanıyorum. "ERMENİSTAN’IN BU TARİHİ FIRSATI DEĞERLENDİRMESİNİ BEKLİYORUZ" Ziyaretimizde ayrıca ikili ilişkilerimizi, bölgesel ve uluslararası gelişmeleri İlham Aliyev kardeşimle yaptığımız görüşmede ele aldık. Güney Kafkasya’ya yönelik ortak vizyonumuzun barış, istikrar ve kalkınma temelinde inşa edildiğini bir kez daha teyit ettik. Sınırların belirlenmesi, Nahçıvan ve Azerbaycan’ın batı bölgeleri arasındaki bağlantı yolunun açılması ve barış anlaşmasının imzalanması bölgenin normalleşmesi için mühim adımları teşkil edecektir. Büyük bedeller ödenerek uzun yıllar sonra bölgede kalıcı barış şansı yakalanmıştır. Biz tüm samimiyetimizle Ermenistan’ın bu tarihi fırsatı değerlendirmesini bekliyoruz. Azerbaycan-Ermenistan müzakerelerindeki ilerlemenin Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine de müspet katkı yapacağı şüphesizdir. Kardeş Azerbaycan ile iş birliğimizi “tek millet iki devlet” şiarıyla her alanda daha da güçlendirmekte kararlıyız. Ziyaretimin sadece ikili ilişkilerimiz bakımından değil tüm bölgemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Tahıl koridoruna ilişkin bir soru sormak istiyorum. Türkiye’nin öncülüğünde bu proje hayata geçti ve üç ayını doldurmak üzere. Bugüne kadar da yaklaşık 8 milyon ton tahıl Ukrayna’dan dünya limanlarına taşındı. Önümüzdeki ay bu süre doluyor. Siz hem Sayın Putin ile hem Sayın Zelenskiy ile konuyu görüşüyorsunuz. Bu süreyi uzatma noktasında Rus tarafından net bir yanıt aldınız mı? Sahadaki son gelişmelere baktığınız zaman anlaşmanın devam edip etmeme noktasında bir endişe taşıyor musunuz? Karadeniz tahıl koridoru inisiyatifi kapsamında 20 Ekim 2022 tarihi itibarıyla 363 gemi 8 milyon ton tahıl ve diğer gıda ürünleri dünya piyasalarına arz edildi. Ukrayna limanlarından yapılan sevkiyatın yüzde 62’si Avrupa, yüzde 19,5’i Asya, yüzde 13’ü Afrika, yüzde 5,3’ü Orta Doğu ülkelerine ulaştı. En az gelişmiş ülkelere ise 454 bin 626 ton buğday sevk edildi; bu miktar sadece yüzde 5,7’sine karşılık geliyor. Ürün olarak mısır, buğday, ayçiçeği yağı, kolza tohumu ve ayçiçeği küspesi öne çıkıyor. Bu ürünlerin toplam içindeki payı yüzde 96 civarında. Sevkiyat anlaşmasını uzatma noktasında herhangi bir mâni söz konusu değil. Dün akşam Zelenskiy ile yaptığım görüşmede de Sayın Putin ile yaptığım görüşmede de yine bunu gördüm. Ama bu arada herhangi bir tıkanma olursa aşmamıza mâni bir hal de yok. "UMUTSUZ DEĞİLİZ" Putin ve Zelenskiy ile görüşebilen tek lider sizsiniz. Savaşı kalıcı olarak bitirmek için Türkiye arabuluculuğunda acaba bir masa kurulabilir mi? Bu konuyla ilgili ben Sayın Putin’in de şu anda geçmişe göre çok daha yumuşak, çok daha görüşmelere açık olduğunu gördüm. Önümüzdeki günlerde yapacağımız telefon diplomasisiyle bunların nereye varabileceğini her iki liderden de dinlemek suretiyle göreceğiz. Dün Zelenskiy ile yaptığım görüşmede onda da böyle bir tıkanmanın olmadığını, onun da bu işi aşmaktan yana olduğunu hissettim. Umutsuz değiliz. Temennimiz odur ki iki lideri de bir araya getirmek suretiyle yola barış için devam edelim. Çünkü her iki tarafın ciddi kayıpları oluyor. İnanıyorum ki barışın kaybedeni olmayacaktır. "ALİYEV DE OLUMLU BAKIYOR" Avrupa’da hayat pahalılığı ve enerji krizi ciddi protestolara yol açıyor. Birçok Avrupa başkentinde bir süredir her gün eylemler var. Avrupa’da kış siyasi yönden de sert geçiyor. Ülkemize gelince aldığımız tedbirler var. Rusya’nın bir önerisi vardı transit enerji merkezi kurulması yönünde. Avrupa ile Türkiye’yi kıyasladığımız zaman Türkiye’nin bu sıkıntıdan uzak olduğunu, hatta çözüm üretme noktasında bir rol aldığını da görüyoruz. Hem bu transit enerji merkezi konusunda hem de Avrupalı muhataplarınızla konuştuğunuzda da onların Türkiye’den enerji konusunda beklentileri varsa o konuda değerlendirmelerinizi merak ediyorum?  Bunlar şu andan itibaren tabii ki Rusya’dan istedikleri anda istedikleri gibi doğal gaz temin edemiyorlar. Beklentileri nedir? Türkiye bu işin hub’ı olursa, Türkiye’den bu tür doğal gaz talepleri karşılık bulur mu, bulmaz mı; bunu gidermektir. Aynı şekilde tabii Azerbaycan’dan da yani TANAP’tan bu noktada doğal gaz talebinde bir temin olur mu olmaz mı? Bu konuda da İlham Aliyev kardeşimin olumlu baktığını görüyorum. Bunların değerlendirmesini yapıp ona göre de gelişen süreci değerlendirip adımlarımızı biz de atacağız. "BİZİM İÇİN TEK ÇIKIŞ YOLU AMERİKA DEĞİLDİR" Amerikan Senatosu’ndaki yasa tasarısında Türkiye’ye F-16 satışındaki şartlar kaldırılmıştı ancak Amerikalı Senatör Bob Menendez “Saldırganlık politikasını durdurmazsa Türkiye’ye hiçbir şekilde F-16 tasarısına onay vermeyeceğim.” dedi. Bunun tabii ki biraz Yunan lobisini desteklemek amaçlı olduğu aşikardı ancak bir senatörün imzasıyla bu sürecin akamete uğraması mümkün mü? Ki sizin zaten hükümetler nezdinde görüşmeleriniz de sürüyor. Bir taraftan da Atina yönetiminin Türkiye’ye karşı sert söylemleri ortada. Atina ve Washington ittifakının ve dolayısıyla NATO üyesi Türkiye’ye karşı tavrının izahı nasıl yapılacak ileriki dönemde bu ülkeler tarafından? Malumunuz olduğu üzere F-16 ile ilgili çalışmalarımız geçen sene başlatıldı ve şu anda da bu süreç normal planlandığı şekilde devam ediyor. Amerikan Savunma Bakanı da Milli Savunma Bakanımızla görüşmelerinde yönetim olarak, bakanlık olarak, askeri olarak bunu desteklediklerini ifade ediyor. Daha önce de Milli Savunma Bakanlığımız bu konuda üçü Türkiye’de biri Amerika’da olmak üzere heyetler arası dört toplantı yaptı. Prosedür devam ediyor. Bu Menendez gibi senatörlerin ifadeleri kendi şahsi görüşüdür, şahsi iddialarıdır; herhangi bir şekilde kurumsal bir durumu yansıtmıyor. Ayrıca bunların Yunanistan ile olan münasebetleri de ayrı bir inceleme konusu; niye bu kadar tarafgirler bu konuda? Yine geçtiğimiz günlerde NATO’daki Savunma Bakanları toplantısında Stoltenberg de bizzat bu konuda açık ve net bir şekilde tarafsızlığını ifade etti; F-16’ların Türkiye’ye verilmesinin sadece Türkiye için değil NATO için de önemli bir hadise olduğunu, Türkiye ne kadar güçlü ne kadar hazır olursa NATO’nun da ortalama değerinin bu şekilde yükseleceğini belirtti. Dolayısıyla biz gelişmeleri, süreci yakından takip ediyoruz. Olumlu şekilde sonuçlanması için yapılacak ne varsa yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Fakat diğer taraftan da dünya pazarı geniş, dolayısıyla çeşitli çözümler de mevcut. Tek başına Menendez’in karşı çıkması bu işi engellemez. Herkes teklif verebilir ama yasa tasarısının Kongre’den geçmesi gerekir ki şu andaki atmosfer öyle değil. Yani bir kişinin karşı çıkmasıyla olmaz. Diğer taraftan yönetim de zaten olumlu istikamette gerekli adımları atıyor. Benim de son Amerika ziyaretimde Senato temsilcileriyle de Kongre temsilcileriyle de gayet olumlu bazı görüşmelerim oldu. Bu görüşmelerde “Ben bizzat Menendez ile de görüşeceğim” diyen senatörleri de gördüm ve Menendez’in bu yaklaşımlarını kabul etmediklerini gördüm. Dolayısıyla da burada bütün mesele Kongre’nin de Senato’nun da geneli itibarıyla nasıl bir tavır alacağıdır. Şu an itibarıyla yönetimin bakışı olumlu istikamette gelişiyor. Tabii bizim için tek çıkış yolu Amerika değildir. Gerektiğinde aynen S400’lerde olduğu gibi biz Amerika’nın dışında da alternatiflerle görüşüyoruz. Oralardan da bu işin temini yoluna gideriz. Elimizde bu tür alternatifler de var. Firari FETÖ’cülerin İsveç’teki lüks yaşamları gündemde. Türkiye’den NATO üyeliği için destek bekleyen İsveç’in haklarında 3’er kez müebbet istenen bu firarilere ev sahipliği yapmasını, onlara kucak açmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Tabii ki olumlu değerlendirmiyorum. Bu arada İsveç’in yeni başbakanı randevu talebinde bulundu. Arkadaşlarımıza “randevu verin, gelsin” dedim. Ülkemizde kendisiyle bu konuları da görüşürüz. Bizim bu noktadaki düşüncemiz değişmedi. Bu tür cezai müeyyidelere çarptırılmış olan bu teröristleri bunların yakalayıp bize vermeleri lazım. Bunlar bize verilmediği sürece parlamento aşamasında bu iş yürümez. Şu andaki yeni başbakanın yaklaşım tarzı, terörle ve teröristlerle mücadeleden yanadır; “bizim terörü ve teröristleri barındırmamamız gerekir” diye açıklamaları var. Bu konudaki samimiyetlerini de biz tabii yapacağımız görüşmeyle test etmiş olacağız. Onların da hayrına, tüm insanlığın da hayrına olacaktır. Bizim duruşumuz değişmez. Çünkü terörle mücadelede tavizsiziz ve taviz vermeye de asla niyetimiz yok. Türk Devletler Teşkilatı aslında kritik bir rol oynuyor ve Teşkilatın Devlet Başkanları Zirvesi de 11 Kasım’da yapılacak Semerkant’ta. Bu bağlamda aslında tam bir yıl önce İstanbul’daki zirvede kritik bir mesaj vermiştiniz ve mesajınızda “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni aramızda görmeyi can-ı gönülden arzu ediyoruz.” demiştiniz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gözlemci üye olarak katılacak ancak daimî üyeliği için bir kapı aralanacak mı, bu zirveden böyle bir sonuç beklenir mi? Beklenmemesi için bir sebep yok. Katılan ülkeler bizler için gerçekten olumlu sinyal vermesi gereken ülkeler. Yani Türk Devletleri Topluluğu olarak burada yaptığımız ikili görüşmelerde her zaman şunu söylüyorlar, “Türkiye bu konuda nasıl bir adım atarsa biz de tabii ki onun yanındayız.” Nitekim bugün İlham Aliyev kardeşimle de yaptığımız görüşmede yaklaşım buydu. Burada Türk Devletleri Topluluğu zirvesinde tabii ki onu da çalışacağız ve Semerkant’ta alınması gereken en olumlu neticeyi de alacağız. Temennimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik Birleşmiş Milletlerde yaptığımız açıklamalar istikametinde Türk Devletleri liderleri olarak müşterek bir çalışmanın içerisine girmek. Yaklaşık 30 yıldır Karabağ bölgesi Azerbaycan elinde değildi ve sonunda Azerbaycan’a bağlandı. Bu bölgede Şuşa başta olmak üzere tarihi ve kültürel kimliğiyle çok önemli şehirler var. Hatta Şuşa, 2023 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildi. Benim sorum, Türk halkı olarak bu bölgeye kültürel ve turistik geziler ne zaman başlayacak? Zengilan ve diğer havaalanı açılışlarıyla bu işin önü bir yerde açılıyor. Şu anda buralarda yolların altyapıları bitirilmek üzere. Öyle zannediyorum ki bir yıl içerisinde üst yapıları da bitirildiği andan itibaren Şuşa’ya ulaşım çok daha kolaylaşacak. İlham Bey önümüzdeki yıl buraya çok ciddi bir para ayırdıklarını, ayıracaklarını söyledi. Türk müteahhit firmalarımız da eğer planlar hayata geçirilirse biz burayı 1-1,5 yıl içerisinde bitiririz diyorlar. Tabii karayolları yanında demiryolları da var. Bunları bitirmekte kararlılar. Bunu bitirdikleri andan itibaren zaten Şuşa’nın yolu açılmış olacak. Gerek iç gerek dış turistlerle buralar hayata geçmiş olacak. Tabi Şuşa bu işin Azerbaycan’da en önemli çekim merkezi. Bu çekim merkezini bundan sonra İlham Bey, özellikle inanıyorum ki yapılacak otellerle filan çok daha cazip hale getirecek. Çünkü o noktada atılması gereken adımlar var. Fakat gerçekten Sayın Başkan durmuyor. İşte çok kısa zamanda yapılan tek katlı da olsa o binalarla buraya bir hareket getirdi. Ama Şuşa ile ilgili yapılacak olan otel yatırımları da orayı bir cazibe merkezi, bir çekim merkezi haline getirecektir. Biz de Şuşa’da Başkonsolosluğu açıyoruz. "SÖYLEDİĞİM ÇOK AÇIK AMA ONLARIN İSTİSMARI BİTMEZ" Birisi İzmir Milletvekilli Mehmet Ali Çelebi’nin AK Parti'ye katılım töreninde çok çocuk tavsiyesinde bulundunuz. Buradaki bir ifadeniz üzerinden HDP, CHP, Gelecek, Deva gibi partiler bunu istismar ettiler, “Kürtlere yönelik söyledi” dediler. Kürtleri mi orada kastettiniz? Ben her zaman açık açık en az 3 çocuk diyorum zaten. Bu benim gizli bir politikam değil ki. Böyle bir şeyi hiçbir zaman gizlemedim zaten. Orada da söylediğim çok açık ama onların istismarı bitmez. Onların istismarına cevap yetiştirmeye de gerek yok. 'KİMYASAL SİLAH' İDDİASINA TEPKİ Bir de PKK’nın siyasi uzantıları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yürüttüğü operasyonlarla ilgili olarak “kimyasal silah kullanılıyor” diye bir kampanya başlattı. Milli Savunma Bakanlığı da bu konuda bir açıklama yaptı. Bu konuda ne söylersiniz? Bu konuyla ilgili arkadaşlarıma da söyledim ve Hulusi Paşa ile de bunu tekrar tekrar konuştuk. Arkadaşlar hemen süratle davaları açtılar ve bunun peşini kesinlikle bırakmayacağız. Hem tazminat hem ağır ceza davaları açarak üzerine üzerine gideceğiz. Silahlı Kuvvetlerimizin bugüne kadar kimyasal silah kullanmak gibi bir taksiratı yoktur. Attığı bütün adımları uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa bu çerçevede atmıştır ve bu çerçevede atmaya da devam edecektir. Bu, bunların namussuzluklarındandır, ahlaksızlıklarındandır. Bunlar ilk defa da bu iftiraları atıyor değiller. Bunlar densizdir, bunlar ahlaksızdır. Ordumuza hep attıkları çamur budur. Çamur at, tutmazsa iz bırakır diye düşünüyorlar. Bu komünizmin, komünistlerin de en önemli şiarıdır. Bunlar da onların artıkları olduğu için bu tür iftiraları her zaman atacaklardır. Biz de hukuk içerisinde ne gerekiyorsa bunlara bunun hesabını orada soracağız. KILIÇDAROĞLU'NA: BÖYLE SAĞA SOLA TOPU ATMAKLA İŞİ KURTARAMAZ Meclis’te gerçekleştirdiğiniz konuşmanızda Kılıçdaroğlu'na “Çık karşımıza. Hodri meydan. Aday ol.” dediniz. Fakat Kılıçdaroğlu, bir futbol tabiriyle topu karşı alana yıkmaya çalışıyor. Değişik bir stratejisi var. Sizi televizyonda tartışmaya davet ediyor. Kaçak mı güreşiyor acaba kendisi? Böyle sağa sola topu atmakla işi kurtaramaz. Zira futbolu ondan çok çok iyi bilirim. O, bu işin çok acemisi. Kim kalede, kim orta sahada, kim geri dörtlüde veya kim forvette oynaması gerekir bunu bilmez. Lefter’i kaleci olarak tanıtan bir adamdan bir şey olmaz. Seçime giden süreçte muhalefet sırayla Amerika Birleşik Devletleri’ni ziyaret ediyor. Önce CHP, şimdi İYİ Parti… Kılıçdaroğlu, Amerika’da 8 saat boyunca neredeydi tartışması var. Hamburger yemeye gittiğini söyledi. Dün İYİ Parti'den bir açıklama geldi. Amerika’daki heyetten Genel Başkan Yardımcısı “biz hamburger yemeye gelmedik” dedi. Hem ziyaretleri hem de bu karşılıklı yorumları nasıl okuyorsunuz? Türkiye’de hamburgerci dükkanları filan bitmiş değil. Fakat yani bunu KILIÇDAROĞLU’nun bizzat kendinden duymamış olsak ben bile “gerçekten böyle bir şey oldu mu” derdim. Ama maalesef kendinden dinledik; yani bir benzin istasyonuna uğramışlar, orada bir hamburgerci dükkanı görünce orada yemişler. Bunu bizzat kendisi söyleyince gerçekten ben de şok oldum. Yani böyle bir şey yapmış olsan bile söylemeye gerek yok. Bu da siyasetin ne kadar acemisi olduğunu ortaya koyuyor. Tabii bir de onunla kalmadı. Yapılmakta olan Türken Foundation binasının karşısına geçip orada çekim yaptı. Buradan da aile kavramına yönelik bizim şu anda ileri sürdüğümüz teze, güya tersinden bir yaklaşımla sataştı; “Önce sen kendi ailenin, kızlarının, oğlunun buraya yapmış olduğu destekleri açıkla” gibi bir yaklaşımın içerisine giriyor. Bu da hukuk bilmezliğin, aile kavramını tanımazlığın bu adamda ne kadar ileri olduğunu gösteriyor. Biz aile kavramını inşallah bu başörtüsü meselesiyle ilgili çalışmanın içerisine alacağız. Arkadaşlarımızla gerek ilgili kamu görevlileri gerek akademisyenlerle geniş bir çalışma yaptık. Bu çalışmayı da arkadaşlarımız nihayete erdirdiler. En son dün akşam da bana sundular, gördük, baktık. Kısa zamanda bunu da kamuoyuna inşallah sunacağız. Tabii bu kadar açtığımız davalardan bundan tazminatları koparıyoruz. Şimdi bundan da yine tazminatı koparacağımıza inanıyorum. Türken Foundation, yine bundan şöyle bir miktar para alacak. "ARSA NOKTASINDA YENİ BİR ADIM ATIYORUZ" Konut fiyatlarında son dönemde yaşanan fahiş fiyatların önüne geçmek için Cumhuriyet tarihinin en büyük Sosyal Konut Projesini hayata geçirdiniz, İlk Evim İlk İşyerim Projesinde bu hafta 25 Ekim’de temeller atılacak. Tabi vatandaşların yoğun ilgisi var ilk günden bu yana. Diğer yandan muhalefetin de bu konuya ilişkin projenin tamamlanamayacağı ve gerçekleşemeyeceği yönünde iddiaları var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunlarda yalan dolan çok çok fazla. Zira şu an itibarıyla bizim sadece TOKİ’de bitirip sahiplerine teslim ettiğimiz konut sayısı yaklaşık 1 milyon 170 bin. Yapılmakta olan demiyorum, bitirip de sahiplerine teslim ettiğimiz... Şimdi ise gerek konut gerek işyeri gerekse arsa noktasında yeni bir adım atıyoruz. İlk etapta 1 milyon arsa planladık. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, Türkiye’nin dört bir yanında hangi bölgede ne kadar parsel, arsa ayıracağız, bunların çalışmalarını yaptı ve inşallah bunların teslimini de kura ile sahiplerine yapacağız. Bunun gerçekleştirilememesi için, yapılmaması için hiçbir sebep yok. Çünkü bizim icraatlarımızın ulaştığı yere bunların hayalleri dahi ulaşamaz. Biz bunu yaptık. Eserimiz ortada. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Olay bu kadar basit. "BİZ MUHAFAZAKÂR DEVRİMCİYİZ" “Muhafazakâr devrimciyim” ifadeniz çok konuşuldu, çok tartışıldı. Muhafazakâr bir devrimci neye muhaliftir? Bir muhafazakâr devrimci neyin yanında ve neyin karşısındadır? Biz muhafazakâr devrimciyiz. Milli ve manevi değerlerimize tavizsiz şekilde sahip çıkan; haklarımızı, menfaatlerimizi her şartta koruyan yanımızla muhafazakârız. Ülkemiz için eser ve hizmet siyasetinden demokrasi, hak ve özgürlüklere, her alanda devrim niteliğinde adımlar atan; dünyadaki zulme ve adaletsizliklere itiraz eden yanımızla da devrimciyiz. Yakıp yıkan, taş üstüne taş koymayan sözde devrimciliğin aksine; kendi medeniyetinin değerlerinden yana olarak sürekli okuyan, çalışan, üreten, imar eden, geliştiren ve atılım içinde olan gerçek bir devrimciliktir bu. Muhafazakâr devrimcilik işte budur. Bu anlamda özellikle gençlerimize Nuri Pakdil’in eserlerini okumalarını tavsiye ediyorum. Ben merhum Nuri ağabeyimizin aynı zamanda talebesi durumundaydım. A Haber de zaman zaman Nuri ağabeyi anlatırken onun bu konudaki duruşuna da işaret ediyor.

1 yıl önce

Halk Tv’den Seyhan Avşar’dan “Süleyman Soylu’dan başsavcıya Sedat Peker telefonu” yalanı

TBMM’den yeni geçen dezenformasyon yasasına rağmen muhalif tetikçilerin yalan haberden vazgeçmeye niyeti yok! Halk Tv’den Seyhan Avşar bugün kaleme aldığı yazısında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Anadolu Cumhuriyet Başsavcısını telefonla arayarak Fikirtepe’de meydana gelen patlamanın kendisinin bilgisi dışında terör soruşturulmasına nasıl çevrildiğini ve organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in dosyasındaki ‘bahisçi cinayeti’nin neden örgüt dosyasından ayrıldığını' sorup, 'emniyet rahatsız' dediği iddia etti. DOSYA, ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINDA DEĞİL Halk Tv’den Seyhan Avşar’ın bu iddialarının yalan olduğu çok geçmeden anlaşıldı. İçişleri Bakanlığı Bakan Danışmanı Burak Gültekin konu hakkında yaptığı açıklamada, “Fikirtepe’de yaşanan saldırının terör boyutu Anadolu C. Başsavcılığınca değil İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte. Bahsi geçen dava Fikirtepe patlamasından çok sonra görülmüş nihayetlendirilmiştir. Bu tür yalan/çarpıtma haberlerlerle, spekülasyon oluşturma çabanızdan bir türlü vazgeçmediniz. Bizler de sizin yalanlarınızla sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz.” dedi.

1 yıl önce

Mehmet Ali Çelebi'den 'Neden CHP'den ayrıldınız?' sorusuna tek cümlelik yanıt

2020 yılının Şubat ayında İYİ Parti'den istifa eden Balıkesir Bağımsız Milletvekili İsmail Ok, geçtiğimzi aylarda AK Parti saflarına geçmişti. Ok'un ardından bir dönem CHP'de de siyaset yapan Bağımsız İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi de geride kalan günlerde AK Parti'ye katıldı. İki vekil, A Haber'de Banu El moderatörlüğünde canlı yayınlanan Arka Plan programında, merak edilen sorulara yanıt verdi. "DEMİRTAŞ'A ŞEREF MADALYASI, ÇELEBİ'YE LİNÇ KAMPANYASI?" Mehmet Ali Çelebi'nin açıklamaları şöyle; "Neden CHP'den ayrıldım? Aslında 2 sene oldu. Tek bir cümle ile özetleyebilirim; "Demirtaş'a şeref madalyası, Çelebi'ye linç kampanyası." HDP yönetimi ile aranıza mesafe koyun dedik. 10 Aralık yapılanması var partide ve bölücü, ayrılıkçı bir yapı var. Canan Kaftancıoğlu, Atatürk'ün sözlerini militarist bulmuş, teröristleri anmıştı. Biz Atatürk'e soykırımcı diyen HDP ile nasıl yan yana gelebiliriz diye sorduk. HDP Sözcüsü Ebru Günay, 1915'teki Ermeni Soykırımını Dersin Soykırımı izlemiş diyor. Buna bir tek ben tepki verdim. Neden mi ayrıldım? İşte cevapları. Işığımız Öcalan diye HDP yönetimini toplantıda sordum. Bu ikisinin yan yana gelme olasılığı nedir dedim, HDP'yi örgüt ile ilişkilendirmeyin dediler. Benimle birlikte 2 vekil bunları ifade etti. Başımıza gelmedik kalmadı. CHP'Lİ ÜNAL ÇEVİKÖZ'E SERT SÖZLER Taban bizimle aynı düşünüyor. Burada bir baş, gövde uyumu sorunu var. Ünal Çeviköz, 'Azerbaycan'a maalesef yardım ettik' diyor. Mavi Vatan ifadesini kayıtlara geçen ilk isimlerden birisiyim. Çeviköz, 'Yayılmacılık' diyerek Türkiye Cumhuriyetine karşı bir tutum sergiledi, biz de buna karşı durduk. "CHP'LİLER ÖLDÜRÜLEN TERÖRİSTLERE 'AH' ÇEKİYOR" HDP'nin bakanlık vadedildi. İl başkanlıklarını bile PKK'nın askerlik şubesi görenler, bakanlık alırsa siz düşünün. Tezkereye hayır verdiler. Ben daha önce istifa ettim ama o zaman orada olsaydım yine istifa ederdim. Bu çok ciddi bir problem Türkiye açısından. CHP, HDP'nin 'sözde soykırım' önergesine tepki vermiyor. Öldürülen teröriste 'ah' çekiyorlar. Sezgin Tanrıkulu'nun SİHA'lardan rahatsız olması var. Tanrıkulu bizim duruşumuza itiraz etti. KHK olayı da Türkiye için büyük bir tehlikedir. Milletvekilliği çok önemli değil. Bizim derdimiz millet. Biz itirazlarımızı sürekli yaparken, daha 15 günlük vekilken kurultay olması için imza verdim CHP'liler bana selam bile vermedi. Mobbing yapıldı, yanımıza en fazla 5 dakika oturabiliyorlardı. Şeytanlaştırıldık. İçerde mücadele imkansız hale gelmişti. Evlendim, Sayın Kılıçdaroğlu şahidimdi ama şu an herkes benimle aynı düşünüyor. Hem Çelebi, hem Ahmet Altan olmaz. Hem Çelebi hem Kaftancıoğlu olmaz. Rahatsızlıklarımı söyledim ama bir cevap alamadım. Ben tutuklanan ilk muvazzaf subayım. "MUHARREM İNCE'YE BİR EL DOKUNDU, 6'LI MASAYI DESTEKLEMEYE BAŞLADI" Memleket Partisi'ne geçme maksadımız, Muharrem İnce'nin Mavi Vatan diyemeyenlerle, FETÖ diyemeyenlerle yolumu ayırıyorum demesiydi. Bir el dokundu ve İnce, 6'lı masayı destekmeye başladı. Bununla ilgili itirazlarım oldu. Hepsi yan yana gelirse yapacağımız bir şey yok diyordu. Kuruluş rotası terkedildiği için, ayrıldığımız yerde ne işimiz var diyerek istifa ettim. Cumhur İttifakı neden tutarlı? Birinci saniyeden bu yana çizgimiz hiç değişmedi. Anayasa ilk 4 madde... Türkiyeliyim demeye başladılar. Türk Milleti denir. Hangisi kullanabiliyor? Sadece Erdoğan ve Bahçeli kullanıyor. HDP'nin olduğu denklem PKK ile mücadele edebilir mi? Çok ciddi bir güvenlik açığı doğuyor. Tezkere kararlarına bakıyorsunuz, 6+1'in geldiği denklem gelirse şehit verdiğimzi kazanımlar boşa düşer. Ali Babacan, kumpas davalarını yeniden açacağım diyor. Türkiye'nin geleceği şahsi menfaatlerimizden üstündür. Erdoğan gitsin ne olursa olsun diye bir mantık olur mu? "CEZAEVİNDEYKEN 'FETÖ İLE SADECE ERDOĞAN MÜCADELE EDEBİLİR' DİYORDUK" Biz cezaevindeyken FETÖ'cülerle sadece Başkan Erdoğan mücadele edebilir diyorlardı. 15 Temmuz direnişinde Erdoğan direnmeseydi hepimiz katledilmiştik diyorlar. Bu kumpasları Erdoğan bozar dedik. "KÜRTLERE EN BÜYÜK ZARARI SEZGİN TANRIKULU VERİYOR" CHP'den istifa sürecinde Şebnem Korur Fincancı'yı neden baştacı yapıyorsunuz diye söyledim. Sezgin Tanrıkulu'nun sözlerini yadırgamıyorum. Aynı yolun yolcusu zaten. Kürt kökenli vatandaşlarımıza en büyük zararı PKK'yı destekleyenler, Tanrıkulu ve HDP veriyor. İstediğiniz milletvekiline sorabilirsiniz, bizim oradaki 2 yılımız mücadeleyle geçti. Bizden bu kadar diyerek eylül ayında veda ziyaretlerine başladık. O zamana kadar hep mobbing gördük. Yanınızda oturamıyorlar, yanınızda görüntü vermiyorlar. "6+1 İTTİFAK ÇIKMAZ SOKAK" Güneyde bir terör devleti kurma planı var. Azerbaycan'a maalesef yardım ettik diyorlar, Libya'da ne işimiz var diyorlar. Yunanistan ile ilgili ciddi bir tepki yok. Mavi Vatan'a yayılmacılık diyorlar. Bu denklem sıkıntı yaratır. HDP ile PKK mücadelesi verilemez, Babacangiller ile FETÖ mücadelesi verilemez. Tabanlara asla bir kötü söz söylemiyoruz. Siyasi önceliklerimize göre, 6+1 çıkmaz sokak. "FİNCANCI'NIN AÇIKLAMALARI PKK'YA YARIYOR" Şebnem Korur Fincancı, TSK'yı aşağılıyor. TSK envaterinde böyle bir silah yok ki. Olsa zaten dünya ayağa kalkar. Bu açıklama PKK'ya yarıyor. Zaten kendisi Öcalan'a Özgürlük platformunun temsilcilerinden biri. Geçmişi belli. Zaten bizim davaya müdahil olmuş. 'Ergenekon derinleştirilsin, bunlar asılsın' demiş kişi. Hep aynı insanlar bunlar. "KURTULUŞ SAVAŞI'NDAN SONRAKİ EN BÜYÜK MÜCADELE" Demirtaş da sıkışacak, 6+1'li denklem de sıkışacak. CHP, Türkiye denkleminin içerisinde değil. Kurtuluş Savaşı'ndan sonraki en büyük mücadele veriliyor. Bu denklemin iktidara geldiğini düşünün savunma sanayisi bütçesini kısalım derse ne olacak? İki bakanlık veriyorsunuz? HDP'liler emniyeti yeniden yapılandıracağız dediler? Hangi bakanlık bu? Küresel aktör olmaya devam ediyoruz. Türkiye bir merkez oluyor. Ben de elimden geleni vermek için geldim. "KILIÇDAROĞLU ADAY OLACAKTIR" Ben mevcut adaylar arasında Kılıçdaroğlu'nun adaylığının diğerlerinin önünde olduğunu düşünüyorum. Adayın Kılıçdaroğlu olacağını değerlendiriyorum. Kılıçdaroğlu istediği takdirde diğerlerinin şansı olmadığını düşünüyorum. Ben ortak bir aday çıkaracaklarını düşünüyorum. Doğrudan HDP çizgisinde olacak bir kişi değil de rahatsız etmeyecek bir kişi olabilir. İstanbul seçimlerinde olduğu gibi. Bu bile CHP tabanında bir tepki görmüyor. Bu HDP yönetimi ile yan yana duramazsınız. İYİ Parti eninde sonunda bu masadan ayrılacak. "YUNANİSTAN ABD ÜSSÜ OLDU, CHP RUSLAR İÇİN YAPILIYOR DİYEREK SAVUNUYOR" Yunanistan 9 nokta ile ABD'nin üssü haline geldi. Adalar silahlandırıldı. Miçotakis ABD Kongresi'ne F-16 vermediler. 80 günlük NAVTEX ilan ettiler. Girit'te F-16'larımıza radar kilidi atıldı. Dedeağaç'ta üs faaliyete geçildi. GKRY'ye silah ambargosu kaldırıldı. Egemenlik mücadelesi derken bunları kast ediyoruz. CHP'liler de o Ruslar için yapılıyor diyerek savunuyor. Burada yaptığımız operasyonların da etkisi var. İlgimizin başka yerlere kaymasını istiyorlar. Birçok aparat var ABD'nin elinde, FETÖ'yü devreye soktu, güneyde bir terör devleti kurmak istiyor. Yunanistan'a silah vermedi mi? Türkiye yüzyılının altyapısı bugünden hazırlanıyor. Milli savunma sanayisi çok önemli ben bilirim. SİHA'lar, en etkili çarpan etkisi yaratan faktörler. Dünya madalya takıyor ama içerde muhalefet eleştiriyor. 2028 yılına kadar bu altyapılar tamamlanacak, geleceğe de umutla bakacağız.

1 yıl önce

Zap düştü! Korkudan iftiraya sarıldılar

Mehmetçik’in Zap dahil Irak’ın kuzeyinde PKK/YPG’ye nefes aldırmazken terör destekçilerini korku sardı. Çareyi yine ‘kimyasal silah kullanılıyor’ yalanında bulan Türk Tabipleri Birliği, HDP ve CHP iftira ortaklığının yalanı kısa sürdü. Görüntülerde “Kimyasal”a kanıt olarak gösterilen silah ise “Sis makinesi” çıktı. Irak’ın kuzeyinde devam eden Pençe-Kilit Operasyonu’nda nisan ayından bu yana 417 terörist etkisiz hale getirilirken 500’den fazla mağara ve sığınak da temizlendi. Sahada kıpırdayamaz duruma gelen terör örgütü PKK, destekçisi yayınlar vasıtasıyla bir mağaraya dönük operasyonu çarpıttı. Mağaraya perdeleme için atılan bir sis bombası kimyasal silah olarak lanse edildi. DÜĞMEYE BASILMIŞ GİBİ Suçlama kısa sürede iftira korosuna dönüştü. TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, PKK’ya yakın bir televizyona bu iddiayı tekrarladı. Irak’ın kuzeyinde düzenlenen operasyonda öldürülen 17 teröristi aklamaya çalışan Fincancı, teröristlerin cesetlerini incelediğini söyleyerek, “Görüntüleri daha önce de incelemiştim. Sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan biri kullanılmış durumda” dedi. Fincancı, Türkiye’nin Cenevre Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini söyledi. HDP MYK’da paylaşılan görselleri kanıt olarak değerlendirerek, Türk askerini suçlayan bir bildiri yayınladı. ÖRGÜTE MAVİ BONCUK Dakikalar içinde suçlama kervanına hapiste tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da katıldı. Avukatları aracılığıyla sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bu görüntülere TBMM ve muhalefet sessiz kalamaz, kimyasal silah kullanımı insanlığa karşı suçtur” dedi. Demirtaş’ın bu atağı arasının bozuk olduğu örgütle barışma çabası olarak değerlendirildi. İFTİRAYA CHP ÖNERGESİ HDP’li Demirtaş’ın çağrısına CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’ndan destek geldi. Tanrıkulu, gece sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, “Kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin görüntüleri izledim. Kimyasal silah insanlığa karşı bir suçtur. Yarın (dün) itibariyle iddialara dayanak olan görüntülerin doğruluğu üzerine soru önergemi Meclis gündemine sunacağım. Bu iddialar karşısında açıklama yapılmamış olması ilginç” diye yazdı. Yalan kumpası Suriye’ye de taşındı. Haseke, Tel Tamir, Tirbesipiye, Kamışlı ve rejim bölgesi Halep’te de protestolar yapıldı. Sınır içinde Cizre’de de bir grup protestoda bulundu. TSK’NIN ENVANTERİNDE YOK Milli Savunma Bakanlığı, Mehmet’in son derece onurlu ve şeffaf bir şekilde sürdürdüğü terörle mücadeleyi lekelemek için ‘kimyasal silah’ kullanıldığı iddialarının periyodik bir şekilde gündeme getirildiğini bildirdi,:“Tüm bu dezenformasyon çabaları kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kararlı mücadelesi sonucu çökme noktasına gelen ve bulunduğu zor durumdan kurtulmak için yalan ve ahlak dışı yollarla çıkış arayışında olan terör örgütü ve müzahirlerinin beyhude çırpınışlarıdır.” İLK İFTİRALARI DEĞİL İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Bu iftira sahibinin yaptığı PKK’ya terör örgütüne bir koruma sağlamaktır. Ve bunu ilk kez de yapıyor değil. TERÖRÜ AKLAMAYA ÇALIŞUYORLAR Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve İstihbaratımız, terör örgütünün oksijenini kestikçe yeni iftira kampanyalarına başvuruyorlar. Kimyasal silah yalanı, terörü aklamaya ve estetize etmeye çalışamaları beyhude çabadır. ONURLU DEĞİLLER Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: Türk Tabipler Birliği’nin temsilcisi zaten Türk tabiplerini temsil etmiyor bunlar. Yani ben onurlu, haysiyetli Türk tabiplerinin temsilcisi olduklarına inanmıyorum ve bugüne kadar terör örgütlerinin ağzıyla konuşmayı marifet zanneden kesimler. İFTİRA ŞEBEKESİ AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kimyasal silah kullanmakla suçlayanlar, alçak bir iftira şebekesinin parçasıdır. Bunlar terör örgütünün cinayetlerini masum göstermeye çalışan odaklardır. PKK’nın cinayetlerini övenler, kirli odakların temsilciliğini yaparak TSK’ya saldırıyorlar. FİNCANCI'YA SORUŞTURMA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, açıklamaları nedeniyle TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı aleyhinde Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesi kapsamında “terör örgütü propagandası yapmak” ve Türk Ceza Kanunu’nun 301/2. maddesi kapsamında “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçlarından” soruşturma başlattı.

1 yıl önce

İsmail Ok: “İYİ Parti’yi Sorosçular yönetiyor!”

Siyasi gündem oldukça hareketli geçiyor. Son olarak CHP ve İYİ Parti’den ayrılan Milletvekilleri Mehmet Ali Çelebi ve İsmail Ok eski partilerinden neden ayrıldıklarına dair çok önemli açıklamalarda bulundu.  “HDP VE FETÖ İLE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDELER” Çelebi, CHP'den ayrılma sürecinde HDP ile kurulan ittifakın büyük rol oynadığını vurgulayarak, "Biz Atatürk'e soykırımcı diyen HDP ile nasıl yan yana gelebiliriz diye sorduk. HDP'yi örgüt ile ilişkilendirmeyin dediler. Benimle birlikte 2 vekil bunları ifade etti. Başımıza gelmedik kalmadı." dedi.  Muhalefetin FETÖ ile üstü kapalı bir iş birliği içinde olduğuna da vurgu yapan Çelebi, "Biz bu kumpasları Erdoğan bozar dedik" ifadelerini kullandı. “İYİ PARTİ SOROÇULAR TARAFINDAN YÖNETİLİYOR” Ok ise, İYİ Parti'nin Sorosçular tarafından yönetildiğini belirterek, "Önemli görevlere isimleri getirebilmek için partiye milyon dolarlar yağdırdılar. Günaha ortak olmak yerine partiden ayrıldık." diye konuştu. Ok, Akşener'in S-400'leri Ukrayna'ya verme teklifiyle Türkiye'yi savaşa sokmak istediğini söyledi.

1 2 ... 1230 1231 1232 1233 1234 1235 1236 ... 2674 2675