26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Teknofest’te

Soylu, İçişleri Bakanlığı standının önünde Yarın Çok Genç Olacak projesi kapsamında bakanlığın misafiri olarak Ağrı, Şırnak, Iğdır, Ardahan ve Tunceli'den festivale gelen öğrencilerle buluştu. Bakan Soylu, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin her noktasında TEKNOFEST'in ciddi bir cazibe oluşturmasının festival günlerini çok daha güçlü kıldığını dile getirerek, şunları söyledi: "Burayı görüp de Türkiye'nin geldiği noktayı hayranlıkla takip etmemek mümkün değil. Biz her yıl TEKNOFEST gelse de TEKNOFEST'te olsak diye bir çaba içerisindeyiz. Bitiyor, bir sonraki TEKNOFEST'in heyecanı başlıyor. İyi hazırlık yapmaya çalışıyoruz çünkü gençlerimize geldiğimiz en iyi noktayı göstermeyi ve onları bu konuyla daha etkin bir şekilde buluşturmayı düşünüyoruz. Şükür oluyor, seneye daha iyi olacak, ondan sonraki sene daha iyi olacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın burada bir müjdesi oldu; uluslararası bir hale geliyor. Bu da bizim gururumuz." Bakan Soylu, bakanlığın standında Avrupa şampiyonu olan Ampute Milli Futbol Takımı'yla da fotoğraf çektirdi.

2 yıl önce

TEKNOFEST heyecanı Bayraktar'ın bu sözleriyle başladı: Bu yolda dönmek yok

Türkiye'nin ayakları yere basmayan festivali sloganıyla TEKNOFEST başladı. Birçok yarışma ve etkinliğin düzenleneceği festivalde, Türkiye'nin savunma sanayii araçları da sahneye çıkıyor. Festival kapsamında ilk olarak Türkiye ve Azerbaycan uçakları, İstanbul semalarında selamlama uçuşu gerçekleştirirken bugün de Polis Özel Harekat'ın (PÖH) gösterisi büyük beğeni topladı. Sikorsky helikopterleriyle gökyüzünde şov yapan PÖH'ün, Üzüm Salkımı adını verdiği gösterisi izleyenlerin nefesini kesti. TEKNOFEST ziyaretçileri, ayrıca GÖKBEY Genel Maksat Helikopteri ve AKSUNGUR İnsansız Hava Aracı’nı gökyüzünde ilk kez görme fırsatını elde edecek. Ayrıca HÜRKUŞ’un yakın zamanda tanıtılan Hava Yer Entegrasyon Uçağı (HYEU) versiyonu da gösteriye katılacak. GÖKBEY ve AKSUNGUR, daha önceki TEKNOFEST etkinliklerinde yerde sergilenmişti. Festivalde, ATAK helikopterinin ağır sınıf taarruz versiyonu ATAK 2 helikopteri de sergilenecek. Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST, Atatürk Havalimanı'nda başladı. TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST İstanbul açılışında açıklamalarda bulundu. Bayraktar şu ifadeleri kullandı: Gençlerimiz Türkiye’nin 7 bölgesi 81 ilinden farklı renklerle TEKNOFEST’te buluşup aynı heyecan için çaba gösteriyor bu gençler sayesinde tam bağımsız güçlü Türkiye hedefine her geçen gün bir adım daha yaklaşıyoruz. Çocuklarımız hepimizin gözbebeği. İmkanları farklı olsa da bizim görevimiz onları eşit düzeyde bu teknoloji yolculuğuna dahil etmek olmalı. Genç kardeşlerim umudumuz sizlersiniz. Sizi basmakalıp tariflere hapsetmeye çalışanlara kulak asmayın. Çekinmeyin, korkmayın çalışmaya devam edin. Allah güç ve kuvvet verdikçe ülkemizin aydınlık yarınları olan sizlere elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Tam bağımsız, Türkiye yolunda milli teknoloji hamlesi idealinden Türkiye2yi her alanda lider ülke yapma hedefinden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu yolda dönmek yok. Bu yolda durmak duraksamak yok. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde, Türkiye'nin önde gelen teknoloji şirketleri, kamu, medya kuruluşları ve üniversitelerin de olduğu 74 kurum ile birlikte düzenlenen TEKNOFEST, 09.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açık olacak. Pandemi şartları nedenle günlük 100 bin kişinin alınacağı etkinlikte, havacılık, uzay, robotik kodlama, yapay zeka gibi programlar, bu sene de takvime eklendi. Festivalde bu yıl Pilot Sensin ve Odaklan ve Havalan gibi keyifli aktiviteler de olacak. TEKNOFEST açılışından bir gün önce festivalin düzenleneceği alan basın mensuplarına gezdirildi. Gezi sonrası basına mensuplarına açıklama yapan TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Yarışmalara 200 binden fazla öğrencimiz başvurdu. Dördüncü yılında TEKNOFEST dünyada açık ara farkla rekor şekilde başvuru aldı. Burada çok sürpriz ve renkli gösteriler olacak.

2 yıl önce

Kamudaki dijitalleşme sayesinde 154 milyon 704 bin TL vatandaşın cebinde kaldı

Bakanlıktan yapılan açıklama şöyle; Özel güvenlik işlemlerinin dijital ortamda yapılmasının önünü açan ÖGNET sistemi ile zamandan tasarruf sağlanırken vatandaş üzerindeki maliyet yükünün büyük bir bölümü de kaldırıldı. Sistem sayesinde geçen yıl 1 milyon 703 bin 355 işlem dijital ortamda gerçekleşirken, 154 milyon 704 bin TL vatandaşın cebinde kaldı.    Özel güvenlik hizmetleriyle ilgili tüm iş ve işlemlerin dijitalleştirilmesi çalışmaları kapsamında başlatılan Özel Güvenlik Bilgi Sistemi Otomasyonu (ÖGNET) sistemi; özel güvenlik sektörü çalışanları ile Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı birimlerini tek çatı altında topladı.    100 bine yakın kullanıcıyı bünyesinde barından sistem ile özel güvenlik evrak işlemleri dijital ortamda gerçekleşirken, vatandaş üzerindeki maliyet yükünün büyük bir bölümü de kalktı. Sistem sayesinde geçen yıl 1.703.355 işlem dijital ortamda yapılırken, 154 milyon 704 bin 747 lira vatandaşın cebinde kaldı. 2 milyon 596 bin adet kağıt ise tasarruf edildi.   Özel Güvenlik Kimlik Kartı e-Devlet’e Taşındı Yıllık ortalama 200 bin kişi özel güvenlik kimlik kartı alabilmek için başvuruda bulunuyor. Bu başvurularda dilekçe, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırma formu, banka dekontu, sağlık raporu vb. birçok evrak başvuru sahiplerinden fiziki olarak isteniyor. Bunun önüne geçebilmek için özel güvenlik kimlik kartı işlemleri de artık e-Devlet sistemine taşındı. e-Devlet üzerinden yapılan işlemler, vatandaşları yaklaşık 86 milyon lira maliyet yükünden kurtaracak.    Yılda 3.5 Milyondan Fazla Kağıt Tasarrufu Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığınca dijital dönüşüm faaliyetleri kapsamında hayata geçirilen ÖGNET Projesi ve kimlik kartı başvuru işlemlerinin e-Devlet entegrasyonuyla, yıllık yaklaşık 3 milyon 571 bin 612 adet kâğıt ise tasarruf edilecek.

2 yıl önce

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal: TEKNOFEST yarışmalarına katılım sayısının özellikle liseli kardeşlerimizde artıyor olması…

Bursa'da Yunuseli Havalimanı'nda binlerce gencin katıldığı TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapsamında düzenlenen İnsansız Hava Araçları (İHA) Yarışmalarını takip eden Mandal, etkinliklerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Mandal, her yıl coşkunun artarak devam ettiğini, lise öğrencilerinin de güzel bir şekilde yarıştığını söyledi. Yarışmalara katılımın her sene çok fazla arttığını dile getiren Mandal şöyle konuştu: "21-26 Eylül tarihlerinde İstanbul Atatürk Havalimanı'nda olacağız. Kendini genç hisseden ve Milli Teknoloji Hamlemiz kapsamında bu ülkenin tasarlayan, geliştiren, üreten gençleriyle, teknoloji coşkunlarıyla, teknoloji yıldızlarıyla birlikte olacağız. Sayının özellikle liseli kardeşlerimizde artıyor olması, 'Ülkemizin Milli Teknoloji Hamlesi'nde ben de varım.' noktasında cesaretlendiriyor. Ülkemizin teknoloji bazlı başarıları bu genç arkadaşlarımıza büyük bir ilham, aynı zamanda tutku ve sorumluluk oluşturuyor. Genç arkadaşlarımızda heyecan var ama bunu tutkuya dönüştürmek ve en önemlisi de bir sorumluluğa dönüştürmek her zaman mümkün olmuyor, bunun en güzel yöntemi de bu kapsamda ülkemizde örnek rol model olacak arkadaşlarımız, büyüklerimiz var artık." Mandal, gençlerin artık teknolojinin gelişiminde sorumluluk aldığını ve bunun da TEKNOFEST gibi yarışmalar sayesinde gerçekleştiğini belirtti. "TÜBİTAK DA BU SÜREÇ ESNASINDA ÖĞRENİYOR" Prof. Dr. Hasan Mandal, gençler için bu tür yarışmalarda derece almaktan ziyade bir şeyler öğrenmenin daha önemli olduğunu vurguladı. Gençlerin TEKNOFEST sayesinde birbirinden de çok şeyler öğrendiğini ve bunların dereceye girmekten önemli olduğunu anlatan Mandal, "TÜBİTAK kamu anlamında görevlendirilmiş ve 1963'ten beri bu konuları kendine görev edinen bir kurum. TEKNOFEST'te 36 yarışma var, bunun 12'sinin düzenleyicisi TÜBİTAK. Biz bu yarışmaları geçmişte daha dağınık yapılarda ve bunu bir çatı altında değil de ülkemizin çok değişik şehirlerinde yapıyorduk. Şu an çok geniş katılımlı ve bu TEKNOFEST'te zirveye ulaşacak." dedi. Mandal, TÜBİTAK'ın TEKNOFEST'te daha fazla sorumluluk alacağını dile getirdi. Kurumun bu konudaki planlamaları hakkında bilgi veren Mandal şunları kaydetti: "Biz de kendi kapasitemizi geliştiriyoruz. İnşallah gelecek yıllarda yeni yarışma kategorileri oluşturacağız. İnsansız hava aracı kategorisinde ilk kez geçen yıl lise kategorisi oldu. 2019'da liseliler şunu söyledi bize, 'Biz niçin seyretmeye geliyoruz? Biz bunu yapabilecek yetkinlikteyiz.' Geçtiğimiz yıl şunu da dediler, 'Döner kanat var, sabit kanat var, niçin bizleri sınırlandırıyorsunuz?' Bu yıl üçüncü kategoriyi açtık, serbest kategori. Orada çok güzel tasarımlar ve uçuşlar var. TÜBİTAK da bu süreç esnasında öğreniyor, nasıl genç arkadaşlarımız öğrenip, kendilerini ona göre hazırlıyorlarsa biz de bu arkadaşlarımızdan heyecan alıyoruz, cesaret alıyoruz. O yüzde gelecek yıllarda TÜBİTAK'ı izlemeye devam edin."

2 yıl önce

Milli savaş uçağı için dijital ikiz çalışmalarına başlandı

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), 18 Mart 2023'te hangardan çıkması hedeflenen Milli Muharip Uçak'ın (MMU) tasarımı ve üretimi için dijital ikiz teknolojisiyle çalışmalara başladı. ÜRÜN GELİŞTİRME SÜRECİNİ HIZLANDIRACAK Şirketten yapılan açıklamaya göre, tasarımdan üretime MMU'yu geliştirmek için 3DEXPERIENCE PLM platformunu ve havacılık endüstrisi deneyimlerini kullanan TUSAŞ, bu teknoloji için Dassault Systemes firmasıyla anlaşma yapmıştı. Dijital ikiz teknolojileri yardımıyla MMU'nun tüm tasarım ve testlerini gerçekleştirecek olan TUSAŞ, bu sayede ürün geliştirme sürecini hızlandıracak ve dijital teknolojilerle üretim ve test işlemlerini devam ettirecek. MMU'nun 18 Mart 2023'te hangardan çıkması için çalışmalarını hızla sürdüren TUSAŞ, dijital ikiz teknolojisi için kullandığı PLM (Product Lifecycle Management) sistemi tecrübesini savunma ve havacılık camiasındaki seçkin davetlilerle bir araya geldiği etkinlikte paylaştı. Etkinlikte, TUSAŞ tecrübeleriyle birlikte Dassault Systemes firmasının bilgi paylaşımları ve sektördeki başka firmaların PLM uygulama tecrübeleri de aktarıldı.

2 yıl önce

Selçuk Bayraktar: Biz Türkiye olarak herkesten hızlı bir ivme yakaladık

Baykar Teknoloji Lideri ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar CNN Türk ekranlarında açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin ilk İHA'sını yapmak için gece gündüz çalıştıklarını belirten Bayraktar, "İlk milli özgün İHA, ama en ufak sınıfta. 16 yıl önce. Maket uçak gibi bir şey ama otomatik uçuyor. O zamanlar o drone'lar bile ortada yok daha. Henüz dünyada araştırma konusu." ifadesini kullandı. Baykar'ın bir aile girişimi olduğunu ve çalışmalarının 2003 yılında başladığını söyleyen Bayraktar, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "İlk defa, en ufak da olsa, Savunma Sanayii Başkanlığı şöyle bir modelle çıkıyor: Ben bu teknolojiyi milli olarak geliştireceğim ve en ufağından başlayacağım. 2003-2004 yıllarında ağabeyimle birlikte çalışmaya başlıyoruz. Dünyada belki 10 yıl sonrasının teknolojisine çalışıyorsunuz. Amerika bu beyinleri bütün dünyadan topluyor. Bizim çalıştığımız laboratuvarın yüzde 90'ı yurtdışındandı. Dünyanın en parlak beyinlerini toplayıp en iyi, en gelişmiş harp teknolojilerini yapıyor, sonra sivilleştirip çok daha büyük bir pazara satıyor. Fikri hakların, tasarımların kimde olduğu çok daha önemli. Teknolojinin kendisini değil, bilgiyi üretmek önemli. 2000'li yılların öncesinde savunma sanayiine bakacak olursanız yüzde 85'i yurtdışına bağlı. 2000'li yıllarda bir paradigma dönüşümü oluyor. Bugün dışa bağımlılık yüzde 30'ların altında. O dönemde yüzde 15 yerliyken bu dönemde yüzde 70'lerin üzerinde. Bu tümüyle bakış açısının değişmesiyle ilgili. Başladığımızda bir önümüzde başarı örneği de olmadığı için. Ekibimiz gencecik bir ekip. 6 tonluk SİHA'yı yapıyorlar. Her birini birer birer biz tasarlıyoruz. Space X'te de böyledir, gencecik çocuklar çalışır. Yönlendirme ile alakalı. Dünyanın başka ülkelerini inceledim, az gelişmişlik kompleksi olan ülkelerde böyle bir tutum oluyor. O zihniyet devam ediyor. Bizim bilimle olan irtibatını kesmemizle birlikte 'biz yapamayız, biz beceremeyiz' tutumu gelişmiş. Eski bir hastalık. Önümüzdeki en büyük engel bu. BAŞARININ ALTINDA NE YATIYOR? Bizim inancımız gereği, etikten, ahlaktan ayrılacak olursan yapacağın işin bir bereketi, faydası olması mümkün değil. Bu işlerin önündeki en büyük engellerden biri de etik ve ahlaka riayet edilmiyor olması. Orta ve uzun vadede bedelleri çok ağır oluyor. Niye Türkiye bu alanda bu kadar bağımlıydı? En önemli engellerden bir tanesi bu ahlaki husustu. Hem üreten, hem teknolojiyi geliştiren, hem de bürokrat taraf için geçerli bu. Geleceğin konusuna odaklandığınızda, insanlığın ve ülkenizin faydasını hedeflediğinizde bu oluyor. Baykar'ın başarısının altında da bu yatıyor. Bizim ekibimiz büyük tecrübeleri olan insanlar değil ama dünyada sadece 3 ülkenin yapabildiği 6 tonluk SİHA'yı yapıyor. Otomotivin yaşadığı 4. devrim. Şu an elektrikli, akıllı arabalar var. Bütün dünya uçan arabalar için çalışıyor. Yarının oyuncuları bugünden çalışanlar olacak. Gençleri teşvik etmek için sosyal medya üzerinden yaptığımız çalışmaların resmini koydum. Sorun şurada. Bunu yapmaya kalktığınızda birileri sadece dalga geçiyor. Bu bir engel. Az gelişmişlik kompleksi olan, sömürge yerlerdeki bir tutum bu. Kamuoyunun bakışı açısından engel bu. Son 10, 20 yılda değil bu zihniyet, yüzyıllar boyu böyle gelmiş. Eski bir hastalık. Bütün bu işlerin önündeki en büyük engellerden biri bu. Diğeri de demin söylediğim etik ve ahlakla ilgili. UÇAN ARABA Bütün dünyada haber oldu. Reuters haber yaptı, en fazla etkileşim alan haberlerden bir tanesi oldu dünyada. Ama yine paylaştığınızda garip garip şeyler duyuyorsunuz: 'Bunlarla mı uğraşılır?' Bunları geliştirmediğinizde müreffeh olmanız mümkün değil. Uçan araba geleceğin hayali. Şu an arabalarımızın büyük kısmında otomatik park etme özelliği var. Bu tümüyle otomatikleşecek, sonra da uçmaya başlayacak. Şu anda yaptığımız bütün geliştirmeler hem Akıncı, hem Bayraktar TB-3 için en derinlemesine çalışma otonomi, yapay zeka üzerine. Bu akıllı arabayı uçuracak teknolojiye çalışıyoruz. Şu an insanoğlunun sahip olduğu teknolojiyle yapamayacağı kadar karmaşık bir teknoloji uçan araba. Şu anda yaptığımız bütün geliştirmeler hem Akıncı, hem Bayraktar TB-3 için en derinlemesine çalışma otonomi, yapay zeka üzerine. Bu akıllı arabayı uçuracak teknolojiye çalışıyoruz. Şu an insanoğlunun sahip olduğu teknolojiyle yapamayacağı kadar karmaşık bir teknoloji uçan araba. Her bir uçan araba kişisel uçak gibi olacak. Bu uçakların akıllanmasıyla uçan araba olmuş olacak. Uçan bir robot bu, yüzlerce minik bilgisayar yönetiyor. Bunu geliştirirken o kadar çok teknoloji geliştiriyorsunuz ki bir anlamda uzay çalışmalarına giriyor. 2005'te Minia, 2007'de Minia ilk defa TSK'ya teslim edildi, Türkiye'nin de ilk İHA'sıydı, milli ve özgün tasarımı yapılan, envantere girebilmiş ilk İHA'ydı. Bunların hepsi robot uçak. Sonra, Malazgirt Helikopter var, o proje maalesef öldürüldü. Sonra Bayraktar TB-1 2009'da. Ama TB-1 envantere hiç girmedi. Bayraktar TB-2 İHA olarak ilk defa envantere 2014'te girdi, 27 bin fite çıkarak irtifa rekorları kırdı."

2 yıl önce

Türk SİHA ve İHA'lara ait bilgileri yurt dışına sızdırdıkları ortaya çıktı!

Savunma alanındaki kritik projelerin ihale bilgilerinin sızdırılmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki (DKK) milli projelerin ihale bilgilerinin yabancı firmalara sızdırılmasıyla ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Başsavcılık 9 kişinin "zincirleme olarak devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme" suçundan 35'er yıla kadar hapsini istedi. DKK'de görevli 2 binbaşının ise "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama" suçundan 10'ar yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İHBARLA BAŞLADI Yeni Şafak'ın haberine göre; Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, soruşturmaların Başsavcılığa gelen ihbar mektuplarıyla başladığı anlatıldı. Bu kapsamda dinleme kararı çıkartılarak sanıklar teknik ve fiziki takibe alındı. DKK envanterinde bulunan bazı cihaz ve materyaller, alınması planlanan helikopterler ve özellikleri ile nerelerde kullanılacağı hakkında bilgilerin verildiği tespit edildi. Ayrıca ASELSAN ve ROKETSAN tarafından geliştirilen bazı milli projeler hakkında bilgi alışverişinde bulunulduğu da dinlemelere takıldı. MENFİ SONUÇ UYARISI Sanıkların, yerli ve milli İHA-SİHA'ların teknik özellikleriyle ilgili gizli bilgileri de firmalara aktardığı anlaşıldı. Bu konuyla ilgili SSB'den alınan raporda "Milli insansız hava araçlarına ait ifadelerinin tamamının yüksek önemi haiz kritik teknik bilgiler olduğunun görüldüğü, yurt içi ve sınır ötesi operasyonlarda sahada oyun değiştirici olarak görev alan milli İHA ve SİHA'lara ilişkin kritik önemi haiz teknik bilgilere üçüncü kişilerce sahip olunması ve hasım unsurlarla paylaşılması durumunda; devletin güvenliği ve sahada yürütülen operasyonların başarısı açısından menfi sonuçlara sebebiyet verebileceği anlaşılmıştır" vurgusu yapıldı. Başsavcılık, sanıkların telefon konuşmalarında yer alan bilgilerin gizli olup olmadığını Milli Savunma Bakanlığı'na da sordu. Bakanlık bilgilerin bir kısmının devlet sırrı niteliğinde, bir kısmının da gizli-hizmete özel nitelikli gizli bilgilerden oluştuğu yanıtını verdi. FİRMALARA SATTI SSB'de eski proje müdürü olan sanık Yusuf Hakan Özbilgin'in, yabancı firma temsilciliği yapan şirket sahibi Mustafa Sırrı Akın ve firma çalışanı Emre Özlük'le sık sık görüştüğü belirlendi. Özbilgin'in yapılan bu görüşmelerde SSB'nin projeleri ve yapılacak ihalelerle ilgili bilgiler ile BAYKAR'a ait İHA ve SİHA'larla ilgili bilgileri firma yöneticilerine aktardığı kaydedildi. Özbilgin'in ayrıca ASELSAN, TUSAŞ, kuvvet komutanlıkları gibi çok sayıda kurumun projelerine ilişkin bilgileri de firmalara aktarıp maddi menfaat elde ettiği kaydedildi. ZAAFİYETE SOKAR Emekli olmadan önce DKK Teknik Başkanlığı Deniz Havacılık Daire Başkan Vekili görevini yürüten sanık emekli albay Murat Ali Çömez'in, DKK'nın helikopter tedarik planlamaları ve mevcut helikopterlerle ilgili bilgileri Emre Özlük'e aktardığı anlaşıldı. Çömez, TSK'nın tüm ihtiyaçlarını ve stratejilerini içeren "On Yıllık Temin Tedarik Planı"na giren helikopterlerle ilgili bilgileri de Özlük'e verdi. Bu konuyla ilgili SSB'den istenen görüşte şu yanıt verildi: "TSK'nın 'Gizli' gizlilik dereceli ve tüm ihtiyaçlarını ve stratejilerini içeren On Yıllık Temin Tedarik Planı'nın üçüncü kişiler tarafından bilinmesi; devletin güvenliğini, askeri gücünü ve yürütülen/yürütülecek askeri operasyonları tehlikeye atma ihtimali ile TSK'nın gelecekte sahip olacağı yetenek ve kabiliyetlere karşı hasım unsurlarca karşı tedbir geliştirme ihtimali bakımından oldukça önemli zaafiyet ve sakıncalar doğurabilecektir."

2 yıl önce

The Guardian: Google, düzinelerce ülkede yasaları ihlal ederek çalışanlarına sınırın altında maaş verdi

The Guardian'ın araştırmasına göre Google, 2019'un Mayıs ayından bu yana şirketin aynı görevi yapan geçici işçilere kadrolu çalışanların aldığıyla aynı maaşı vermeyerek Britanya, Avrupa ve Asya'da yerel yasaları ihlal ettiğinin farkındaydı. Dökümanlarda olası yasal süreçler ve negatif basın ilgisi konusunda endişelerin dile getirildiği aktarıldı. Habere göre Google yöneticileri ve avukatları bir noktada geçici çalışanlara uygun maaşları olabilecek en az masrafla vermek için bir süreç başlattı. Dökümanlarda bu sürecin geçici işçileri sağlayan şirketleri "zor duruma sokabileceği" belirtildi.  Google, The Guardian'a yaptığı açıklamada hatalı olduklarını kabul ettiklerini ve konuyla ilgili bir soruşturma yürüteceklerini belirtti. 

1 2 ... 11 12 13 14 15 16 17 ... 20 21