13 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü: 256 yangın kontrol altına alındı

Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Çelik'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle: "Ülkemiz yangın felaketinden sel felaketine kadar bir çok felaketle karşı karşıya kaldı. Hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz. MYK'da gündem başlıklarımızın başında orman yangınları vardı. Cumhurbaşkanımız geniş kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Büyük oranda bir artışla orman yangını tablosuyla karşı karşıya kaldık. Karşılaştığımız tablolardan en ağırlarından biri. 43 vilayette 260 adet orman yangını meydana geldi. 4 adet yangına müdahale çabaları sürüyor. Antalya Valiliği emrine AFAD, İçişleri, bakanlıklar tarafından 52.5 milyon liralık nakdi kaynak aktarıldı. Muğla Valiliği emrine 17.5 milyon liralık nakdi yardım gönderildi. Dünyanın çeşitli yerlerinde haritaya baktığınızda pek çok yangın devam ediyor. Orman teşkilatımızın kahramanlığına teşekkürlerimizi bir kez daha sunuyoruz. Orman yangınlarıyla ilgili her sene geniş bir senaryo ile hazırlık yapılıyor. Toplam 21 bin 90 personelle hazırlık her sene sözkonusu oluyor. 1178 arazöz, 2277 müdahale aracı, 501 iş makinesi olmak üzere 4311 araç bulunuyor. Dünyada ilk olarak İHA'ların kullanılmasıyla büyük bir kapasiteye sahipler. 256 YANGIN KONTROL ALTINDA 43 ilde 260 yangın çıktı, 256'sı kontrol altında. Çok fazla yangın çıkması zorlayıcı bir tabloya neden oldu. Gezegenimizin geleceği için kaygılandıran bir tablo söz konusu. 252 MİLYON FİDAN DİKİLECEK Yeşillendirme çalışmaları çokça soruluyor. Burada da aynı kararlılıkta her vatandaşımız için 3 fidan dikerek, 252 milyon fidan dikerek gerçekleştireceğiz. 12 günde 16 büyük orman yangını çıktı. Yangına ilk müdahale süresi 40 dakikadan 12'ye indi. Bölgedeki vatandaşların ihtiyaçları eksiksiz karşılandı. Son 19 yılda teknik ekipman sayısı artırıldı. FİTNE ATEŞİ YAKMAYA ÇALIŞTILAR Provokasyonlara, yalan haberlere karşı duruş sergilenmeli. Karşı karşıya kaldığımız bu provokasyonlara Bazı siyasiler fitne ateşi yakmaya çalıştı. Yangını arkasına alıp selfie çeken siyasetçiler oldu. Yangınla mücadele kadar, fitne ateşiyle de mücadele gündemimize aldığımız bir konu oldu. Azerbaycan'a yangınlarla mücadelede yardımları için teşekkür ediyoruz. YUNANİSTAN'DAKİ TÜRK AZINLIĞI Türk azınlığına karşı dışlama politikası devam ediyor.

2 yıl önce

AK Partili milletvekilleri sahaya indi: İş dünyası için özel çalışma

TBMM'nin tatile girmesi ile birlikte milletvekilleri Türkiye'nin dört bir yanına giderek teşkilatlar ve vatandaşlar ile bir araya gelmeye başladı. Bir grup milletvekili illeri gezip meslek örgütleri, sanayiciler, KOBİ'ler ile toplantılar yapmaya başladı. Sorunlar tespit edilip hızla çözüm yolları bulunacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletvekilleri ile yaptığı toplantılarda yeni bir süreç başlattığını belirterek herkesin illerine gidip vatandaş ile kucaklaşması, sorun ve sıkıntıları dinlemesi talimatı verdi. Milletvekilleri de bayram ile birlikte pandemi nedeniyle kesintiye uğrayan vatandaş ziyaretlerine başladı. Bu kapsamda küçük esnaf ile de temasa geçiliyor. Sabah gazetesinden Zübeyde Yalçın'ın haberine göre, pandemi döneminde sanayiciler, KOBİ'ler başta olmak üzere iş dünyasının yaşadığı sıkıntıları tespit, bunların çözümleri, beklentilere yönelik de çalışma başlatıldığı öğrenildi. Bu kapsamda ekonomi ve iş dünyası kökenli milletvekilleri İstanbul başta olmak üzere sanayi şehirlerine ve diğer illere gidip sorunları, öneri ve beklentileri dinliyor. ÇÖZÜM ÜRETİLECEK Bu toplantılardan çıkan sonuçlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da iletilecek. Bakanlıklar yasa gerektirmeyen konulara ilişkin hızla adım atacak. Yasal düzenleme gerektirenler için ise TBMM'nin tatilden dönüşü olan 1 Ekim beklenecek. BEKLENTİLER NEDİR? Yapılan görüşmeler sırasında iş dünyasının beklentileri istikrar, güven ortamının devamı, stabil ve öngörülebilir ekonomik düzen, üretim alt yapısının iyileştirilmesi, sektörün kredi uygulaması, standart kredi ve yardım yerine sektörlere göre özel kredi ve destekler geliştirilmesi olarak sıralandı. GELİR DAĞILIMI DENGESİ Pandemi nedeniyle sanayiciler ve gıda sektörü büyürken küçük işletmeler ve esnaf sıkıntı yaşadı. Bu durum gelir dağılımı da olumsuz etkiledi. Önümüzdeki dönemde atılacak en önemli adımların bu dengeyi tekrar eski haline döndürmek olacağı bildirildi.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Mustafa Akıncı'ya tepki

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Adana İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Mustafa Akıncı hiçbir zaman Kıbrıs Türkü'nün tezlerini savunmadı" Bir gazetecinin, Akıncı'nın, Erdoğan'ın 19 Temmuz'da KKTC'ye gerçekleştirdiği ziyarette yaptığı KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi binasıyla ilgili ifadelerine yönelik sözlerini hatırlaması üzerine Çelik, şöyle konuştu: "Bu açıklamayı yapan eski Cumhurbaşkanı Akıncı, görev yaptığı dönem içerisinde hiçbir zaman Kıbrıs Türkü'nün tezlerini savunan açıklamalarıyla gündem olmadı. Bakın görev yaptığı dönem içerisinde Akıncı'nın gündem olduğu konulara... Sürekli olarak Rum tezlerine yakın duran açıklamalarıyla her zaman gündem oldu. Hatta ben bir açıklamamda söylemiştim; Akıncı bir açıklama yaptığı zaman Kıbrıs Türk'ünden ve Türkiye'den tepki görüyor ama Güney Kıbrıs'taki ve Yunanistan'daki gazeteler, Akıncı'nın açıklamalarını her zaman memnuniyetle karşılıyor. Örneğin, tarihimize bile saldıran açıklamalar yaptı. Kendi söylediklerini savunmak için güya... Hatay'ın Türkiye'ye katılmasını bile eleştiren bir açıklama yapmıştı biliyorsunuz. Dolayısıyla her şeyi birbirine karıştıran bir yaklaşım içerisine girdi." "Cumhurbaşkanı'mız tavizsiz bir siyaset yürütüyor" Çelik, KKTC Cumhurbaşkanlığının son derece onurlu, saygın bir makam olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "O makamın saygınlığı çerçevesinde Kıbrıs Türkü'nün haklarının, menfaatlerinin savunulması bakımından bütün KKTC Cumhurbaşkanları çok güçlü bir tavır ortaya koymuşlardır. Bir tek Sayın Akıncı, bütün bu çizginin dışına çıkarak, sürekli olarak itibarı Rum tezlerine yakın olmakta arayan bir yaklaşım içerisine girdi. Bakın bu açıklamasında da Cumhurbaşkanı'mızın yaptığı açıklamayı, bir lütuf gibi başkasının bir açıklaması gibi değerlendiriyor. Türkiye'yi başkası olarak gören bu zihniyet, Rum tezlerine ise son derece büyük bir yakınlık hissiyle her zaman yaklaşmıştır. Cumhurbaşkanı'mız siyasi hayatının her safhasında Kıbrıs Türkü'nün davasını ve KKTC'nin hak ve menfaatlerini savunmayı, kendi siyasetinin en temel öğelerinden biri haline getirdi. Bugün de KKTC'ye karşı yapılan çeşitli saldırılar karşısında, Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerinin gasbedilmeye çalışılması karşısında Cumhurbaşkanı'mız tavizsiz bir siyaset yürütüyor." "Türkiye, KKTC'ye desteğini sürdürecek" Türkiye'nin, KKTC'nin ve Kıbrıs Türkü'nün yanında güçlü bir duruş sergilediğinin altını çizen Çelik, "KKTC'nin eşit statüye sahip egemen bir devlet olarak ihtiyaçlarının giderilmesi, geleceğe daha güçlü bir şekilde yürümesi konusunda da Türkiye, şimdiye kadar olduğu gibi şu anda da desteğini sürdürüyor. Bundan sonra da desteğini sürdürecek. Cumhurbaşkanı'mızın orada yaptığı açıklamaları, bu şekilde değerlendirmek lazım" dedi. Çelik, Erdoğan'ın, KKTC'nin gücü ve tezleri için Kıbrıs Türkü'nün haklı davasına verdiği desteği anlatarak, şu değerlendirmede bulundu: "Bundan Kıbrıs Türkü'nü savunan hiç kimse rahatsız olmaz. Bakın kim rahatsız olmuştur? Eski Cumhurbaşkanı Akıncı rahatsız olmuş. Rumlar rahatsız olmuş. Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin tezlerini savunanlar rahatsız olmuştur. Dolayısıyla Sayın Akıncı'nın kendi dönemi içerisinde KKTC'nin hak ve menfaatlerini koruma konusunda son derece yanlış bir yerde durduğunu, KKTC'nin itibarını savunma konusunda büyük zaaflar içerisinde olduğunu her zaman müşahede ettik. Dolayısıyla Sayın Akıncı, Kıbrıs Türkü'nün davasına en güçlü desteği veren Sayın Cumhurbaşkanı'mıza saldırmayı, Türkiye'yi sürekli olarak karşısına almayı bir siyaset tarzı olarak tamamen benimsemiş gözüküyor. Yapması gereken, Kıbrıs Türkü'nün dostu olanlarla, Kıbrıs Türkü'ne destek verenlerle beraber yürümek, Kıbrıs Türkü'nün karşısındaki Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan'la yürüyenlere karşı olmaktı ama görüldüğü gibi bir kere daha Kıbrıs Türkü'nü değil, Rum tezlerine destek verenleri sevindirecek bir açıklama yapmıştır. Dolayısıyla yaptığı açıklamada kendisi açısından değerlendirmesi gereken şey şudur; itibar kavramı üzerine bir değerlendirme yapmış. KKTC Cumhurbaşkanlığı makamında bulunmuş birisi olarak bütün görev dönemi boyunca itibarı Rum tezlerine yakın durmakta aramasını kendisini iyi bir şekilde sorgulaması, değerlendirmesi lazım. Her zaman için yaptığı açıklamalar Rum tezlerinin yanında durmak, Kıbrıs Türkü'nün tezlerine karşı durmak şeklinde maalesef ortaya çıkmıştır." "Herhangi bir çözüm önermedikleri gibi sadece karşı çıkmakla yetiniyorlar" Çelik, Gazimağusa'da bulunan Maraş bölgesinin tekrar açılmasıyla ilgili karara gösterilen tepkileri takip ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve İsrail'den gelen tepkileri okudum, takip ediyorum. Burada şu sorunun sorulması gerekiyor, 'Bu tepkiyi gösterenler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gasbedilen hak ve menfaatleri karşısında niçin seslerini çıkarmıyorlar?' Bürgenstock zirvesi ve Crans Montana zirvesinden beri verilen sözler var. Örneğin Bürgenstock zirvesinden sonra Türkiye ve Kıbrıs Türkü 'Evet' derse, diğer taraf 'Hayır' derse KKTC üzerindeki ambargolar kalkacaktı. Bu açık ve net bir şekilde verilen sözdü ama ne oldu, Bürgenstock zirvesi sonrasındaki referandumda Kıbrıs Türkü 'Evet' dedi, Türkiye de bu kampanyayı destekledi. Rumlar 'Hayır' dediği halde, Yunanistan da bu 'Hayır' kampanyasını desteklediği halde, gittiler, 'sınır sorunu olan bir ülke Avrupa Birliğine alınmaz' prensibini çiğneyerek Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni Avrupa Birliğine aldılar. Dolayısıyla burada mağdur olan, hakları gasbedilmeye çalışılan taraf Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. Sürekli olarak masaya oturuyoruz. Masaya oturduğumuzda Rumlar aynı maksimalist tezleri getirip, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni eşit statüde bir toplum, devlet olarak tanımadan tamamen uzak, Güney Kıbrıs'ın tamamen bir parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Bütün bu tabloya baktığınız zaman o çözüm modelinin tamamen tıkandığı ve işlevsiz hale geldiği görünüyor. "Bu sürdürülebilir bir tutum değil" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın artık iki devletli çözüm modelinin tartışılması gerektiğini ve diğer çözüm modellerinin hiçbir işlevinin olmadığını belirttiğini anımsatan Çelik, şunları kaydetti: "Bunun karşısında tez söyleyenler ise herhangi bir çözüm önermedikleri gibi sadece karşı çıkmakla yetiniyorlar. Bu sürdürülebilir bir tutum değil. Dolayısıyla burada Türkiye'nin ve şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamının savunduğu bir tez çerçevesinde Maraş'la ilgili tasarruflarda bulunuluyor. Bunun karşısında yapılan açıklamaları, Kıbrıs'ın sahibi olarak Rum kesimini tanımak, Türk kesiminin hak ve menfaatlerini görmezden gelmek anlamına geldiğini değerlendiriyoruz. Bu açıklamaları yapan herkesin eşit iki devlete ve topluma dayanan hakkaniyetli bir yaklaşım içerisinde olmasını, bu açıklamaları bu çerçevede gözden geçirmesini bekleriz. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'mızın dünkü Kıbrıs ziyaretinde yaptığı açıklamalarda görüldüğü gibi, egemen bir devlet olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerinin tanınması konusunda elinden gelen güçle destek vermeye devam edecek."

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "AK Parti kalesinde gedik açma gayretlerinin akamete uğraması, 2023'le ilgili siyasi mühendisliklerin çöpe atılması, ilkelerimiz etrafında vereceğimiz mücadeleye bağlıdır"

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar: İstikbalimizin teminatı sevgili gençler sizleri en kalbi duygularımla saygıyla selamlıyorum. Bugün çok çok mutluyum, sizlerle hasret gidermekten özellikle memnuniyet duyuyorum. Sizlerin vasıtasıyla tüm Erzurum'a sevgilerimi gönderiyorum. Cağ kebaplarıyla önümü kestiler, sizi daha fazla bekletmeyelim diye dönüşte yeriz dedik. Sevgili gençler Erzurum'a en son 31 Mart seçimlerinden 1 ay önce 28 Şubat'ta gelmiştim. O gün soğuğa ve kara rağmen meydanı dolduran Erzurumlu kardeşlerimizden iradelerine sahip çıkma sözü almıştık. Biz o meydanda aramızdaki dayanışmayı daha da perçinlemiştik. Bizi yarı yolda bırakmayan Erzurum, 31 Mart'ta da adeta sandıkları patlatmıştı. Rabbim bu sevdanızı eksik kılmasın. Erzurum hep olduğu gibi AK Parti'nin kardeşlik siyasetini destekledi. Yüzde 63 gibi Türkiye ortalamasının çok üstünde rekor bir oyla Dadaşlar bize verdikleri sözü yerine getirdi. Erzurum'la olan muhabbetimize montaj diyerek çamur atanlar seçimlerde bir kez daha hezimete uğradı. İşte Erzurum'un anaları dağ taş demedi neticeyi aldı. Bizim Erzurum'da ülkesi davası için gerektiğinde baş verecek ama asla baş eğmeyecek yoldaşlarımız var, neferlerimiz var. 31 Mart'ta iradelerine sahip çıkan, geleceğine sahip çıkan Erzurum halkına şükranlarımı sunuyorum. Erzurum'daki zaferin mimarı olarak gördüğüm herkese teşekkür ediyorum. Aynı şekilde AK Parti çatısı altında davamıza hizmet etmiş, emek vermiş ancak şimdi aramızda olmayan kardeşlerimize de Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Teşkilat mensuplarımızla bir araya geldikçe şu hakikate tekrar tekrar damga vuruyoruz. En büyük pay sahibi, gece gündüz demeden çalışan AK Parti'nin neferleridir. Gençler kimi zaman ailesinden kimi zaman işinden kimi zaman da sağlığından fedakarlık ederek şevkle davamıza hizmet edenler AK Parti'nin gizli neferleridir. O gizli kahramanların hakkının ne yapsak ödeyemeyeceğimizi de biliyoruz. "KKTC'DE ÇOK SAYIDA ESERİ HİZMETE ALACAĞIZ" AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na verilen güçlü destek güvenin bir tezahürüdür. Bizler de milletimizin bu güveni için çalışıyoruz. Terör örgütlerine nefes aldırmıyoruz. Önceki hafta Hatay'daydık geçen hafta Diyarbakır'ın misafiri olduk. Bugün Erzurumlu kardeşlerimle kucaklaşıyoruz. Pazartesi günü KKTC'ye giderek mübarek Kurban Bayramı'nı Kıbrıs Türk halkıyla geçireceğiz. Kardeşlerim Kuzey Kıbrıs'ta baş başa ve heyetler arası görüşmelerin yanı sıra çok sayıda eseri hizmete alacağız. Erzurum'a yine elimiz boş gelmedik. Toplu açılış töreni ile toplam değeri 9.5 milyarı bulan hizmet ve projeyi Erzurum'a sunacağız. Yapımı tamamlanan yatırımların açılış heyecanını hep birlikte yaşayacağız. Özellikle istikbalimizin teminatı olarak gördüğümüz sizlerle buluştuğumuz gibi KKTC'deki kardeşlerimizle de buluşarak değerli fikirlerini alacağız. Milletimizle hasret gidermenin yanına teşkilatlarımız da bir araya geliyoruz.  AK PARTİ GENÇLİK KOLLARINA KRİTİK MESAJLAR Hepimiz bir vücudun azaları gibiyiz. Biz, 13 milyon 500 bini aşan üye sayısıyla Türkiye'nin en büyük ailesiyiz. Genel Başkanı'nın sorumluluğu ne kadar büyükse milletvekilin sorumluluğu da aynı derecede büyüktür. Siz teşkilat mensuplarımızın görüşlerine büyük önem veriyoruz. Nasıl 20 sene önce yola sizlerle istişare ederek çıktıysak yine sizin görüşlerinizi almak istiyorum. Bu toplantılar vasıtasıyla teşkilatımızın fotoğrafını çekiyor, geleceğe dair yol haritamızı belirliyoruz. AK Parti'nin alameti farikası ortak akla önem vermesidir. Bu özelliğinden dolayı AK Parti kendini sürekli yenilemiştir. AK Parti'nin hızını kesmek için medya kampanyalarıyla kurulan pek çok parti tarihin tozlu sayfaların şimdiden unutulmaya yüz tutmuştur. AK Parti iktidar gücünden bağımsız olarak Türk siyasetine halen yön veriyorsa 84 milyonun umudu olmaya devam ediyorsa sebebi istişareye açık olmasıdır. AK Parti kuruluş felsefesinden ve prensiplerinden ödün vermeden kendini yenilemiş yegane partidir. Özünde tevazu, samimiyet ve gayretin olduğu siyaseti hakim kılmamız şarttır. Bu yolda hep beraber yürüdük. Kar kış demeden yürüdük. Önce kendi aramızdaki dayanışmayı, kardeşliği, muhabbeti tahkim etmemiz gerekiyor. Milletle bağımızı sağlam tuttuğumuz ölçüde operasyonları boşa çıkarabiliriz. Kibir, böbürlenme, bize asla yakışmaz. Bizim siyasetimizde milletle inatlaşmak gibi bir anlayış kesinlikle söz konusu değildir.  Şimdiye kadar hep milletimizle beraber yürüdük. Bundan sonra da milletimizin gösterdiği istikamette yürümeye kararlıyız. Davamızda karamsarlığa yer olmadığı gibi gevşemeye de yer yoktur. Elbette eleştirilerimizi yapacak, yanlışlarımızı birbirimizin yüzüne cesaretle söylemekten çekinmeyeceğiz. Birbirimize kenetlenmeyi de ihmal etmeyeceğiz. Gönlü kazanılmayacak insan bırakmayacak şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz. Şunu hiçbir zaman unutmayacağız: Gayret bizden, tevfik Allah'tandır. Hepimiz ondan geldik ve yine ona döndürüleceğiz. Onun rızası için koşacağız.

2 yıl önce

Erdoğan’dan Diyarbakır ziyareti sonrası kurmaylara talimat

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında, Kanal İstanbul projesinde yer alan, yaban hayatını korumak ve yaban hayvanlarından kaynaklı trafik kazalarının önüne geçmek için yapılacak olan "ekolojik köprü" ile ilgili değerlendirmeler yapılırken, Erdoğan'ın, muhalefetin projeye yönelik olumsuz söylemlerine karşı kurmaylarına Kanal İstanbul'un ne kadar çevreci bir proje olduğunun vatandaşa anlatılması yönünde talimat verdiği öğrenildi. DİYARBAKIR DEĞERLENDİRMESİ: MİLLETİMİZİN DAVAMIZA TEVECCÜHÜNÜ GÖRDÜK Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıda, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Diyarbakır ziyaretiyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan'ın, "Vatandaşlarımızla rûberû bir araya geldiğimizde, buluşmalar gerçekleştirdiğimizde milletimizin teveccühle davamıza yöneldiğini gördük" dediği ifade edildi. Erdoğan'ın ayrıca, kurmaylarına, "Çalınmadık kapı, sıkılmadık el, girilmedik gönül bırakmayacaksınız. Yaz dönemi geliyor, hepimiz sahaya ineceğiz. Tevazuuyla hareket edeceğiz" talimatını verdiği belirtildi. AK PARTİ "ÇEVREYE EN DUYARLI" PARTİ Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre; MYK toplantısında, Çevre, Şehir ve Kültür Başkanlığı'ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan bir sunum yaptı. Sunumda 5 bin kişinin katıldığı ankete yer verildi. Ankete göre, "Çevreye en duyarlı parti hangisi?" sorusuna vatandaşların yüzde 38'i AK Parti, yüzde 20'si ise CHP cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 34'ü ise aynı soruyu "hiçbiri" diye cevapladı. 90 MİLYON TON KARBON SALINIMI ENGELLENDİ Muhalefetin otoyollara yönelik eleştirilerin de gündeme geldiği sunumda, otoyolların sadece ulaşımın rahatlamasını sağlamadığı, çevreye de katkısı olduğu, 90 milyon ton karbon salınımını engellediği belirtildi. ÜCRETLİ POŞET YÜZDE 90 TASARRUF SAĞLADI Ayrıca, "ücretli poşet" uygulamasının getirilmesiyle yüzde 90 oranında tasarruf sağlandığı da ifade edildi.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Diyarbakır Anneleri'ne buradan selamlarımızı gönderiyoruz

Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle; DİYARBAKIR ANNELERİ Diyarbakır Anneleri'ne buradan selamlarımızı gönderiyoruz. Cumhurbaşkanımızın kendileriyle buluştuğunda söylediği gibi onların acıları, bizim acıları. Sayın Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır ziyareti son derece olumlu geçti. Diyarbakır Anneleri'yle buluşması son derece tarihi bir buluşma. Burada verdiği mesajlar içerisinde bizim siyasetimiz açısından hem vatandaşlarımızın kültürel zenginliklerini yok sayan inkâr politikalarına karşı olduğumuzu, bunun için verdiğimiz mücadelenin gücünü, Türkiye'nin bütün vatandaşlarının birinci sınıf, eşit vatandaş muamelesi görme yönünde yaptığımız mücadeleler konusunda verdiği mesajlar önemli. İnkar politikasına karşı olduğumuz gibi bunun öbür yüzünü oluşturan terör politikasına ve teröre karşı verdiğimiz mücadele de son derece güçlü. Hem inkar hem terör siyasetine aynı anda güçlü şekilde karşı durarak hem demokratik standartlarımızı artırmayı hem de hizmet siyasetimizi Türkiye'nin her yerine ulaştırmaya devam edeceğiz. Bugün MYK'da en kapsamlı şekilde vakit ayırdığımız konu çevre konularını ele aldığımız gündem maddesi oluşturdu. Derli toplu şekilde çevre siyasetiyle bütün ilkelerimizin ele alındığı çok güçlü bir çerçeve sundu Çiğdem hanım. İklim değişikliğiyle mücadele konusunda şöyle bir hazırlığı var partimizin. Sadece doğanın zedelenmesi, yıpranmasına yönelik faaliyetlere değil, aynı zamanda çevrenin, doğanın kuvvetlendirilmesine hazırladıkları stratejileri bizlerle paylaştı. Şehirlerdeki çevre siyasetiyle ilgili attığımız adımlar konusunda vatandaşımızın daha çok bilgilendirilmesi söz konusu olacak. Burada enerji başlığı, endüstri başlığı önemli. Ormancılık konusunda neler yaptığımız önemli. Emine Erdoğan hanımefendinin liderliğinde yapılan sıfır atık projesi... Tüm bunlar MYK'mızda ele alındı. Daha yaşanabilir şehirler için bir çevre siyasetinin harekete geçirilmesi konusunda medeni şehir kavramının daha vurgulu hale getirilmesi, hem siyasetimizin parçası olarak hayata geçirilmesi, hem bu konudaki bilincin artırılması... Marmara'daki müsilajın temizlenmesiyle ilgili son derece güzel haberler alıyoruz. Son 5 gündür Marmara Denizi yüzeyinde müsilaj görülmedi. Bu tabii ki sevindirici ama bizi rehavete sevk etmemeli. Bakanlığımızın çalışmalarıyla 11 metreküpe yakın müsilaj temizlendi. Çalışmalar güçlü şekilde devam edecek. 15 TEMMUZ YILDÖNÜMÜ Cumhurbaşkanımızın liderliğinde topyekün direnişine şahit olduk 15 Temmuz çerçevesinde. Bu darbe girişiminin faillerin yakalanmasına yönelik süreci daha da güçlü şekilde sürdürüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız yarın 15 Temmuz'da 15 Temmuz Anıtı'ndaki anma törenine katılacak TBMM'de. 3 binin üzerinde program yurtiçinde ve yurtdışında yapılmak üzere İletişim Başkanlığımızca koordine ediliyor. Yurtiçinde ve yurtdışında gerçekleştirilecek toplam program sayısı 3 bin 876'dır. İlk defa tarihimizde o gün CUmhurbaşkanımız çağrısıyla sokaklara dökülerek bu alçak darbe girişimine karşı topyekûn bir mücadele ortaya koydu. En az DEAŞ kadar sapkın bir ruha sahip olan bir FETÖ... DEAŞ'a ses çıkaranların FETÖ'yü himayet etmelerinin anlamı yoktur. Terör örgütleri konusundaki bu çifte standardın altını çizmek isterim. Taraflara itidal tavsiye ediyoruz gibisinden son derece sığ açıklamalar yapıldı o gün. Vatandaşlarımızı şehit eden, demokrasimizi tehdit eden bu saldırı karşısında bu saldırıyı gerçekleştirenlerle meşru haklarını savunan vatandaşlarımızı aynı kefeye koyarak böyle bir söylemde bulunmak bu saldırıyı yapanları cesaretlendirmekten başka işe yaramaz.

2 yıl önce

Mahir Ünal: 'Kayıp silahların gündeme getirilmesi 15 Temmuz'u itibarsızlaştıran argümanları içeriyor'

AK Parti'li Ünal, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 5'inci yıl dönümünde, açıklamada bulundu. Ünal, 15 Temmuz'u siyasi tartışmanın malzemesi yapmanın son derece yanlış olduğunu söyleyerek, "Çünkü; o geceyi bu Meclis'te CHP'lisi, MHP'lisi, AK Partilisi birlikte yaşadı. 15 Temmuz'da bir millet mutabakatı oluştu. Bu millet mutabakatı aslında 7 Ağustos Yenikapı mitinginde de mevcuttu. O millet mutabakatının içerisinde CHP de vardı. Ama 7 Ağustos'tan sonra ne oldu bilmiyoruz. CHP, 15 Temmuz'a 'kontrollü darbe', 'tiyatro' demeyi seçti. Bu gecede millet çıplak elleriyle, istiklaline, devletine, geleceğine sahip çıktı" dedi. 'İYİ NİYETLİ AÇIKLAMALAR DEĞİL' Ünal, devletin hukuk temelinde verdiği kararların siyaset malzemesi yapılmasının yanlış olduğunu belirterek, "15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde CHP'nin, CHP'nin yandaş medyasının hem KHK'lıları gündeme getirmesi, hem kayıp silahlar konusunu gündeme getirmesi, bunun da 15 Temmuz'un yıl dönümüne denk gelmesi, 15 Temmuz'la ilgili millet nezdinde ve uluslararası alanda oluşmuş olan meşruiyeti yaralayan, itibarsızlaştıran argümanlar maalesef içeriyor. Kayıp silahlar iddiası daha önce FETÖ'cü hesaplar tarafından ortaya atıldı. Türkiye'de de hemen bazı hesaplar bunu alıp kullanmaya ve yaymaya başladılar. Bunları iyi niyetli açıklamalar olarak görmek mümkün değil" diye konuştu. 'BİRİLERİNİN GERÇEĞİ UNUTMAMASI GEREKİYOR' Ünal, 15 Temmuz sonrası her türlü hukuki yolun, OHAL İzleme Komisyonu'na varıncaya kadar kurulduğunu, hukuk devletlerinde olması gereken bütün mekanizmaların oluşturulduğunu bildirdi. Mağduriyetlerin oluşmaması için her türlü hassasiyetin gösterildiğini vurgulayan Ünal, "OHAL İzleme Komisyonu'na yüz binin üzerinde başvuru oldu. Bu başvuruların birçoğunun, yaklaşık 50 binin üzerinde başvurunun tek bir kalemden çıktığı, sadece altındaki imzaların değiştirildiği açık bir şekilde ortaya çıktı. OHAL İzleme Komisyonu bütün bu başvuruları en ince detaylarına kadar inceledi. Herhangi bir mağduriyet oluşmuşsa, bunların geri dönüşlerine ilişkin hukuki alt yapıyı oluşturdu. O yüzden burada birilerinin Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu gerçeğini unutmaması gerekiyor" ifadelerini kullandı. 'BUNUN ADI MUHALEFET MİDİR?' CHP'nin, özellikle yargılama süreçlerinin bitmesi ve Türkiye'deki iç hukuk yollarının kapanmasından sonra, bu davaların Avrupa İnsan hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşınmasını amaçladığına işaret eden Ünal, "Yani AİHM'de görülecek davalara ilişkin, Türkiye aleyhine oluşturulmak istenen bir altlık var. İkincisi, o dönem Kemal Kılıçdaroğlu mahkemelerle ilgili çok kötü açıklamalar yaptı. Türkiye'deki yargılamanın gayri meşru olduğunu, o gece suçüstü yakalanmış darbecilerin yargılandığı mahkemeleri bile gayri meşru ilan etti. Savcıları 'satılmış savcılar, satılmış hakimler' ifadeleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargı sistemini tartışmaya açtı. Bütün bu söylemler aslında Türkiye'nin uluslararası alanda yalnızlaştırılması, tecrit edilmesi, Türkiye'deki hukuk sisteminin meşruiyetinin yara görmesine zemin hazırladı. Bu çalışmalarıyla da AİHM'e dönük bir altlık oluşturmayı amaçladılar. Peki bunun adı muhalefet midir? Muhalefet, 'Türkiye'de mal ve can güvenliği yok' diyerek, aslında uluslararası alanda Türkiye'ye karşı uygulanan tecrit, Türkiye'nin tam bağımsızlık mücadelesine karşı uygulanan o tecrit politikasının bir aparatı ve parçası haline geldi" dedi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Cumhur İttifakı olarak bizden başka derdi millet, devlet, evlatlarına büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak olan başka bir siyasi kadro yoktur

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Bir kaç gün daha devam edeceği anlaşılan Meclis çalışmalarında başarılar diliyorum. Meclisimiz bugüne kadar 188 kanun teklifini kabul etmiştir. Meclis Genel Kurulumuz, Sayıştay'ın yeni başkanını da belirlemiştir. 10 adet Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuştur. 6'sının raporları Genel Kurul'da görüşülerek nihayete erdirilmiştir. Son günlerine geldiğimiz yasama yılında Meclisimiz 101 birleşimde 650 saat çalışmıştır. Meclis çalışmalarının lokomotifliğini Cumhur İttifakı'nı oluşturan AK Parti ve MHP yürütmektedir. AK Parti grubundaki her bir arkadaşımın komisyonlara ve Genel Kurul'a katılım yoklamalarını bizzat takip ediyorum. Mahşeri vicdanının en üst düzeydeki temsilcisi olan Meclis'in medeni bir iklimde faaliyetlerini sürdürmesine önem veriyoruz. Salgın şartları sebebiyle kesintiye uğrayan vekillerle 50-60 kişilik gruplar halinde sohbet toplantılarımızı yeniden başlattık. Bu buluşmaların ilk turunu tamamlamış olduk. Ekim'de Meclis açıldığında bu toplantıları yeniden başlatacağız.  SİYASİ MÜSİLAJI ETKİSİZ HALE GETİRECEĞİZ Normalleşme sürecine paralel olarak il ziyaretlerimizi tekrar hızlandırdık. Bu hafta sonu Erzurum'da olacağız. Ağustos ayı başında da kapsamlı bir Karadeniz programımız olacak. Biz hiç bir zaman vatandaşımızın kapısına seçimden seçime giden bir parti olmadık, olmayacağız. Sahayı güçlü biçimde tutmak mecburiyetindeyiz. Boş bıraktığımız her alanı karşı tarafın yalanla doldurduğunu unutmamalıyız. CHP ve şürekası kendilerince yakaladıkları fırsatları değerlendirmek için yalan çıtasını sürekli yükseltmek suretiyle milletimizin zihnini bulandırmaya çalışıyor. Onların gündemlerinin peşine takılmayacağız. Mümkünse sıkıntısını çözerek, gönlünü alarak vatandaşımıza kendisine verdiğimiz değeri gösterecek duruşu ortaya koymamızdır. AK Parti'yi millet kurmuştur, bu partinin tek sahibi millettir diyoruz. Milletin partisine yakışan, milletin içinde olmaktır. Nasıl kıyılarımızı işgal eden müsilajın üstesinden geliyorsak siyasi müsilajı da aynı şekilde etkisiz hale getireceğiz. CHP içinde gizlenemez hale gelen taciz, tecavüz, hırsızlık, istismar skandallarını gözlerden kaçırmak için başlattığı karalama kampanyalarını başlarına geçireceğiz. HEDEF 2023 HAZİRAN İnsanımız eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, enerjiden spora kadar her alanda yıllardır özlemini çektiği eserlerle bizim dönemimizde buluştu. Türkiye'nin bugünü gibi geleceğini de inşa edecek yegane siyasi yapı yine burasıdır. Türkiye'nin hak ve özgürlükler alanını genişletme konusunda ihtiyaçları mı var? Bunu yapacak olan biziz. Cumhur İttifakı ve AK Parti olarak bizden başka derdi millet, devlet, evlatlarına büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak olan başka bir siyasi kadro yoktur. Biz hiçbir meseleyi, talebi görmezden gelmedik, gelmiyoruz. Milletimiz ne diyorsa onu hayata geçirmek için tüm imkanları kullandık. Karşı çıktıkları hangi hzimet varsa hepsini de önce ve en çok kullananlar kendileri olmuştur. Buradaki mesele muhalefet etmek adına karşı çıkmak adına engellenmek istenen projeler adına samimiyetsiz yaklaşımın milletimize en iyi şekilde aktarılmasıdır. Biz Cumhur İttifakı olarak bu yola kararlı şekilde çıktık. Ve hedef 2023 Haziran. Tek taahhütleri var olanı satmak, dağıtmak olan zihniyetin ülkenin hangi meselesine çözüm üreteceğinin muhasebesini milletimizle birlikte yapmalıyız. Kimi belediyelerin bakanlıklarımızın yaptıkları çalışmaları sahiplenme çalışmalarına karşı dikkatli olmalıyız. Her türlü hırsızlık kötüdür. Siyasi hırsızlık, hizmet hırsızlığı daha da kötüdür.  Karşımızda hala yalan, çarpıtma dışında politika yöntemi bilmeyen, tek parti faşizminin özlemiyle yanıp tutuşan bir muhalefet var. Biz kimin ne dediğine bakmayacağız. Biz kendi işimize bakacağız. Biz derdi millet olan, derdi insan olan, ülke olan, hizmet eseri ve yatırım olan bir partiyiz. Böyle bir ittifakız. İnşallah 2023'te Cumhur İttifakı olarak halkımızın karşısına bu anlayışla çıkacağız. Sanayi üretimi bir kez daha rekor seviyede artarak ülkemizin üretim gücünü teyit etti. Ekonomiyi böyle konuşuyoruz. Ekonominin bel kemiği olan sanayi ile yolumuza devam ediyoruz. Türkiye inşallah adım adım hedeflerine yaklaşıyor.  DİN KİSVESİ ADI ALTINDA BU MİLLETİ SÖMÜRENLERE DE PRİM VERMEYECEĞİZ Yarın 15 Temmuz'un 5. yıldönümü. Türkiye, PKK ve DEAŞ gibi diğer terör örgütlerine karşı yürttüğü mücadeleyi FETÖ ihanet şebekesine karşı da vermektedir. Sinsi yapının ülkeden temizlenmesi kolay değildir. Biz bunları içerde de dışarda da kovalıyoruz. Yakaladıkça Türkiye'ye getiriyoruz. Orta Asya'daki en büyük para olaylarını koordine eden yakalandı, getirildi. Bütün sorgulamaları yapıldı. Diğer terör örgütleriyle mücadelemizi nasıl tavizsiz ve kararlı bir şekilde yürütüyorsak FETÖ'yü de aynı şekilde son mensubu etkisiz hale gelene kadar takip edeceğiz. Din kisvesi altında bu milleti sömürenlere de prim vermeyeceğiz, bu da böyle bilinsin. Kutsallarımıza saldıranlara prim vermeyeceğiz. Meclisimiz, Külliyemiz buralarda o gece kaç evladımız şehit oldu... Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Külliye'nin karşısında müzemizi bitirdik, açılışını yapacağız. Ülkemizin güvenliği artık sınırlarda değil tehditlerin bulunduğu yerde başlıyor. Diplomatik misyonlarımızın tüm alt birimlerde güçlendirmemizin sebebi budur.  PKK'ya da FETÖ'ye de teyakkuz halimizi sürdüreceğiz. Bu sadece siyasetin sorumluluğunda olan bir mesele değildir. 84 milyon vatandaşımızın tamamı ülkeyi ayakta tutacak bu kutlu davanın tarafıdır. Yeni nesillerin, çocukların bu anlayışı okul öncesinden başlayarak kazanmalarını sağlamak mecburiyetindeyiz. Kültürünü bilmeyen nesiller avuçladığımız su gibi elimizden akıp gitmeye mahkumdur. Hep birlikte bu doğrultuda azimle, cesaretle yolumuza devam edeceğiz. Temmuz ayı içinde göğsümüzü kabartan başarılara imza atan sporcularımızı tebrik etmek istiyorum. İşitme engelli sporcularımız adeta destan yazdılar. Salı günü Kurban Bayramımızla kucaklaşıyoruz. Bizler bir gün öncesinden Kuzey Kıbrıs'a gideceğiz. Geniş bir heyetle KKTC'de olalım diyoruz. KKTC'de Kurban Bayramımızı kutlamış olacağız. Hem bayramlaşacak, hem 20 Temmuz törenlerine katılacağız. Buradan vereceğimiz mesajların hem KKTC'ye moral, tüm dünyaya da kararlılık olarak dalga dalga yayılacağına inanıyorum. 

1 2 ... 82 83 84 85 86 87 88 ... 93 94
Server Error
500
Server Error