29 Nisan Pazartesi 2024
1 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Canavarca hislerle işlenen cinayetin yargı sürecini yakından takip edeceğiz!

Çelik'in açıklamalarından başlıklar: AB'nin Türkiye rapor örgütüne buradan seslenmek isterim. Kendisinin doğrudan yanlış aldıkları konular var. Diyarbakır Anneleri'ni de gündemlerine almalarını istiyoruz. Ama şimdiye kadar uluslararası kurumların gündemine Diyarbakır Anneleri'nin girmemiş olması dünyanın en büyük ikiyüzlülüklerinden bir tanesidir. Devletlerin yaptıkları insan haklarını gündemine aldıklarını söyleyenler DEAŞ örgütünün yaptıkları insan hakları ihlallerini gündemine alıyorlar. PYD/PKK, FETÖ örgütlerini ama gündemine almıyorlar. Türkiye ile yazılan raporlar açısından Diyarbakır Anneleri'nin evlat nöbetlerinin, koyduğu durur bütün raporlar açısından samimiyet testi olacaktır. "İLHAK KARARI SONRASI BARIŞ ÖTELENMİŞ OLDU" Rusya'nın ilhak kararları (Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya) sonrası barış ve ateşkes umutları ötelenmiş oldu. Türkiye, Kırım'ın ilhakından bu yana ortaya koyduğu ilkeli tavrı sürdürüyor. Bu ilhak kararını da reddettiğimizi ifade ediyoruz. "CUMHURBAŞKANIMIZIN ORTAYA KOYDUĞU İRADEYE HERKES DESTEK VERMELİ" 200 savaş esirinin takasında Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu duruşu takdir ediyor. Önemli bir aşamaydı. Ama maalesef bu ilhak nedeniyle barışla ilgili durum biraz daha ötelenmiş duruyor. Türkiye'nin ateşkesin sağlanması için ortaya koyduğu diplomatik irade dışında bir başkaları tarafından bir irade yok.   Ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine ilkesel çerçevede sahip çıkıyoruz, önem veriyoruz. Savaş hiçbir şeyi çözmez. Acı yıkım, insanlar için büyük kayıplar getirir. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bu iradeye herkesin destek vermesini istiyoruz. AB her zaman diplomasinin, sorunların masada çözülmesinin altını çizen bir birikime sahip. Ama Türkiye'nin verdiği diplomasiye geride kalmışlardır. ABD'YE YUNANİSTAN UYARISI Bazı müttefiklerimiz de (ABD) Yunanistan'daki üslere silah yığarken genelde şöyle argümanı ifade ediyorlar: "Rusya'nın saldırgan politikası." Bu çok anlamlı bir tablo üretmiyor. Yunanistan bu elde ettiği desteği, Türkiye'yi tehdit ve taciz etmek için üretiyor. Yunanistan'a bu desteği verenlerin, gereken tavrı da alması gerekiyor. Ege'de Akdeniz'de bu şekildeki hesapsız silah desteğinin Yunanistan'ın devlet politikası ele alındığında ne NATO için ne de bölgenin barışı için olumlu sonuçlar  doğurmayacağı açıktır . Bu silahları verenler bu üsleri kuranların Yunanistan'a hukuk konusunda hiçbir uyarı yapmadığını görüyoruz. ONUR ŞENER CİNAYETİ Söz konusu cinayetten son derece üzüntü duyduk. Arkadaşlarımız aileyi ziyaret edecek ve yanında oalcaktır. Canavarca hislerle işlenen cinayetin yargı sürecini yakından takip edeceğiz. Gereken cezaları alınması için sürecin takipçisi olacağız. Kuşkusuz yargı bağımsız bir şekilde konuyu inceleyecektir. Biz de süreci takip edeceğimizi bir kere daha ifade edelim. Eşinin, güzel evlatlarının fotoğraflarını gördükçe içimizin parçalandığını ifade etmek isterim. Bu canavarlığı reddetmek, lanetlemek, bu cinayeti işleyen katillerin gereken cezayı alması konusundaki sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışacağız. Fakat cinayet işlenir işlemez, kişilerin hangi bakanlıkta çalışmasının polemik konusu olması da bu acımasızlığın bir örneğidir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'nin her yerinde hiç istemesek şu meslek grubundan, şu cinsiyetten, şu kökenden bazı insanların cinayetlere imza ettiğini görüyoruz. Lanetliyoruz. Bu acı karşısında siyasi polemik üretmeye çalışanların 'Bundan hükümet, bakanlık, şu kurum sorumludur' gibisinden yaklaşım içine girmesinin bu acıyı ve cinayeti istismar etmesinden başka bir yüzü yoktur. Buradan bütün kamu iradesini ilzam etmek, bu kadar mantıksız bir şey olabilir mi? Burada gerek bunların çalıştığı Bakanlı ve kurum hukuki süreçten ayrı olarak da kendi işlemlerini gerçekleştirecektir. Bu canavarca hislerle gerçekleştirilmiş, lanetlenmesi gereken bir cinayet. Cumhurbaşkanımız, MYK'mız, bütün hepimiz bu acıyı paylaşıyoruz. Milletimizin hepsini sarsan bir tablo maalesef ortaya çıktı. Hayatını kaybeden kardeşimize Cenab-ı Allah'ta rahmet diliyoruz. Arkadaşlarımız ailenin yanında olacaklardır. Kurumların bahsettiğiniz çerçevede, kendi iç hukukları, tüzükleri bu tip olaylar karşısında takip edecekleri süreçler açısından gereğini yapacaktır. MESCİD-İ AKSA'DAKİ İHLALLER Mescid-i Aksa'ya dönük olarak ortaya çıkan radikallerin ihlallerini buradan bir kez daha kınıyoruz. Ama bu radikallerin ihlallerinin polis tarafından görülmezden gelmesi daha dikkat edilmesi gereken konudur. Bu konuları kınıyoruz ve yakından takip edeceğimizin altını çiziyoruz.

1 yıl önce

AK Parti'li Turan'dan Kılıçdaroğlu'na tepki: Siyasi tarihinde en büyük utanç

Çanakkale'nin Biga ilçesinde 16. Gıda Tarım ve Hayvancılık Teknolojileri Fuarı'nın açılışı gerçekleştirildi. Açılış programına Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan ve çok sayıda davetli katıldı. Programda konuşan AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Mersin'in Mezitli ilçesindeki polisevine saldırı düzenleyen teröristin kimliği ile ilgili açıklama yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdi. 'BÜYÜK HAKSIZLIK OLUR' Siyasi partilerin farklı görüşlerde olmalarının demokrasideki en güzel tatlardan biri olduğunu söyleyen Turan, "Ancak siyasi polemik yaparken, kavga yaparken çok ortak, çok kıymetli değerlerin olması, çok önemli diye düşünüyorum. Bayrağımız, milli güvenliğimiz, sınırlarımız teröre karşı mücadelemiz, bunlar çok hassas konular. Üzülerek söylüyorum ki çok özensiz hazırlanan, 11 sene önce olduğu iddia edilen o raporda, tüm dünyaya bizi, devletimizi, 'gazetecileri hapse atıyorlar' diye şikayet ettikleri rapordaki kişinin aslında gazeteci değil bir terörist olduğunu herkes görmüş oldu. İki gün sonra PKK'nın 'bu kişi o değil' demesinden sonra, 'Gördünüz mü bak? Bu o değilmiş' deme ucuzluğunu bir siyasetçiye, bir genel başkana yakıştıramıyorum. Bir defa CHP'nin kendi çalışmasında ölen kişinin, terörist olarak gözükmediği, gazeteci olarak gözüktüğü bir gerçek değil mi? O kişinin bir terörist olduğu bir hakikat değil mi? Efendim, dördüncü yarı paketi çıkmış. O pakete CHP destek oldu. Hatta içeriği genişletilsin diye önerge verdi. Yani hukuk adına atılan adımlar da kimi, nasıl ispat edeceği hukuk konusu olmaz ki. Meclisin konusu olmaz ki. Her suçun bir cezası var. Karşılığı var. Kişi yatmıştır çıkmıştır. Beş yıldır, on yıldır bunu bilemiyor. Bu mahkemenin işi. Ama kişi cezaevindeyken bu terör eylemlerinden dolayı cezaevinde olmasına rağmen. 'Bak gazeteci' derseniz, bunu dünyaya Türkiye'ye şikayet etmek için kullanırsanız, büyükelçilere şikayet ederseniz bu büyük haksızlık olur. Ama daha kötüsü dün PKK'nın açıklamasına referans alarak devletin kurumlarını değil de terör örgütünün açıklamasını referans alarak 'öldürülen kişi, o kişi değilmiş' demesini Kılıçdaroğlu'nun siyasi tarihinde en büyük utanç olarak düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Turan, başka bir CHP'li yöneticinin Yunanistan konusuyla ilgili yaptığı açıklamaları eleştirerek, "Bu kişi televizyonda bir gece ansızın gelemezsiniz. Orası Amerika'nın kendi idare ettiği yer demiş' 'Bir gece ansızın gelemezsiniz orada ABD var' demiş. Amerika ilahınız mı? Amerika varsa adım atamaz mı? Türkiye egemenliğinin kayıtsız şartsız millete veren bağımsız bir ülke değil mi? Hani siz emperyalizme karşıydınız? Hani siz egemenliğin yanındaydınız? Nasıl bir açıklamadır? Bir daha çiziyorum altını. Diyor ki ilgili kişi 'Türkiye bir gece ansızın gidemez. Orada Amerika var' diyor. Bundan daha rezil, daha utanç verici bir açıklama olamaz" diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından fuarın açılışı yapıldı.

1 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: Terörü lanetlemeden söylenen her demokrasi cümlesi bir siyasi sahtekarlıktır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, PKK'nın alçak saldırısı sonrası sosyal medyadan açıklama yapan HDP'li Selahattin Demirtaş'a çok sert tepki gösterdi. 'En sinsi terör destekçiliği' Sözcü Çelik'in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle: "Terör eylemleri karşısında "her türlü şiddete karşıyız" diyerek terörü ve meşru devlet kurumlarını aynı kefeye koymak en sinsi terör destekçiliğidir. Bu sinsi zihniyet terörün ideolojik gıdasıdır. Terörü lanetlemeden söylenen her demokrasi cümlesi bir siyasi sahtekarlıktır. 'Demokrasi düşmanı bir tutum' Terör, medeni bir toplum hayatının ve en temel demokratik hakların düşmanıdır. Terörü açıkça lanetlemeyen ve buna göre tavır geliştirmeyen her siyaset biçimi siyasi ahlaksızlıktır. Demokratik söylemlerin, terörü mazur göstermek için kullanılması demokrasi düşmanı bir tutumdur." https://twitter.com/omerrcelik/status/1575041928097599488?s=46&t=CmRs4dYDDTvDlkOIK8YE7g

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İki terörist kadını parlamentoda bulunan parti istismar ediyor bu ne vicdan

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kadın Kolları Kuruluşundan Bugüne MYK ve İl Başkanları ile Toplantı" programında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle: İki terörist kadını parlamentoda bulunan parti istismar ediyor. Bu ne vicdan, bu nasıl bir anlayış, nasıl bir beyin yıkama yaptınız ki bu iki kadın kendilerini batıl davanız için feda etti. İşte burada ben kadın kollarımıza sesleniyorum. Bugüne kadar yüzlerce kadın bu batıl terör davası için kendilerini yok etti. Biz kadınlarımızla millete hizmet etmenin gayreti içerisindeyiz. Dağ, taş, kar, kış demeden bunu yapıyoruz. Bunlar ise maalesef bu batıl dava için insanlarını yok ediyor. Kadınlarını yok ediyor. Öyle ki bugün yüksek öğrenimde çağ nüfusuna göre kızlarımızın okullaşma oranı yüzde 49 iken erkeklerde bu oran yüzde 40’da kalıyor. Ekonomiden sağlığa pek çok alanda istihdamda kadın oranı yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır. Sadece bu tablo dahi yıllarca çeşitli bahanelerle okuldan eğitimden hayatın pek çok alanından uzak tutulmaya çalışılan kadınlarımızın fırsat eşitliği temelinde ulaştığı yeri göstermeye yeterlidir. Sadece başörtüleri sebebiyle kızlarımızın polis coplarıyla inletildiğini yok sayamayız. Bu ülkenin hiçbir kurumunda başörtü sebebiyle kadınlarımıza zulmedilemez. O dönem bitti, bunu biz başardık. Bu beşeri yanlışları inancımıza mal etmek yanlıştır. Türkiye’nin 85 milyon vatandaşının kadını erkeğiyle, genci yaşlısıyla her bireyinin emeğine ihtiyacı var. Milli Mücadele’de cepheye cephane taşıyan kadınımızdaki ruh neyse bugün evinde, iş yerinde hayatın farklı alanlarında kendisi ailesi için çalışan kadınlarımızın gayreti de aynıdır. İnşallah önümüzdeki dönemi, aile merkezli sosyal yapının güçlendirilmesi dönemi haline hep beraber getireceğiz. Sadece ülkemizde değil dünyada bir çok siyasi parti AK Parti’nin kadın teşkilatlanması modelini örnek alarak kendisine uyarlamaya çalışmıştır. Kadınlarımızın parti faaliyetlerindeki hayati gayretleri yanında Türkiye’nin son 20 yılında elde ettiği tüm kazanımlarda da çok önemli payları vardır. Yaptığımı her reformda hayata geçirdiğimiz her eser ve hizmette, yürüttüğümüz her mücadelede kadınlarımızı yanımızda görmenin verdiği şevkle sürekli daha iyi ileri adımlar attık. Tüm kesimlerin gelirlerini yılbaşında ciddi şekilde tekrar yükselterek, enflasyonun yol açtığı refah kaybını aşama aşama gidermekte kararlıyız. Emin olun 2023'te biz ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz ama muhalefet cephesinde epeyce bir isim zorunlu emekliliğe ayrılacak.

1 yıl önce

AK Partili Hamza Dağ’dan CHP’nin terörist Dilşah Ercan’la ilgili hazırladığı ‘Tutuklu Gazeteciler’ raporuna tepki

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, ‘’CHP’nin hazırladığı ‘Tutuklu Gazeteciler Raporunda’’ polisimizi şehit eden Dilşah Ercan adlı terörist tutuklu gazeteci olarak ifade edilmiş. Bilinmelidir ki Türkiye’de gazetecilik yaptığı için tutuklanan kimse yoktur, gazeteciliği terörizme kalkan yapanlar vardır” sözleriyle tepki gösterdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, CHP tarafından hazırlanan “Tutuklu ve Hükümlü Gazeteciler” Raporuna sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tepki gösterdi. Dağ paylaşımında şu ifadelere yer verdi; “CHP’nin hazırladığı “Tutuklu Gazeteciler Raporunda” polisimizi şehit eden Dilşah Ercan adlı terörist tutuklu gazeteci olarak ifade edilmiş. Terör örgütleriyle kol kola olmayı normalleştiren Kılıçdaroğlu ve CHP’si bu olay için de “Bir gazeteci öldürüldü” derse şaşırmayacağız. Bilinmelidir ki Türkiye’de gazetecilik yaptığı için tutuklanan kimse yoktur, gazeteciliği terörizme kalkan yapanlar vardır. “Gazeteciler tutuklanıyor” propagandasının ve onları fonlayanların derdinin gazetecilik değil Türkiye düşmanlığı olduğu bir kez daha tescillenmiş oldu.” https://twitter.com/avhamzadag/status/1574673212994191361?s=46&t=GMte3iEqsV8gPVP5bbR3yQ

1 yıl önce

Mahir Ünal: Seçimi anlık doğru stratejiler belirler

AK Parti, 2'nci 10 yıllık, 'siyasi vizyon belgesi' için hazırlıklarını sürdürüyor. AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, bu süreçte seçmenlerin dikkate aldığı hususları değerlendirdi. Ünal, 2023 genel seçim kampanyalarının 2018'e kadar yapılan seçim sürecinden farklı yapılacağını açıkladı. "1 yıldır çalışmalarını sürdüren bir strateji heyetimiz var" Mahir Ünal, "Seçim beyannamesi ile siyasi vizyon belgesi çalışmaları farklı. AK Parti Genel Merkezde, AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un başkanlığında yaklaşık 1 yıldır çalışmalarını sürdüren, bir strateji heyetimiz var. O strateji heyetinde çalışmalar devam ediyor." dedi. "AK Parti icraatların yüzde 85’ini gerçekleştirdi" Ünal, seçim beyannamesi ile ilgili ilk toplantının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildiğini hatırlatarak, "Bu toplantıda bugüne kadar yapılan seçim beyannameleri ile ilgili mukayeseli bir sunum gerçekleşti. Bu mukayeseli sunumda; AK Parti 2002 yılında neleri vaat etmiş, 2007, 2015, 2018 seçimlerinde neleri vadetmiş, bu vadettiklerinden ne kadarını gerçekleştirmiş? Bu oran yüzde 70 ile yüzde 90 arasında. AK Parti seçim beyannamelerinde vadettiği icraatların yüzde 85’ini ortalama gerçekleştirmiş. Şimdi genel merkez yeni bir seçim beyannamesi çalışmasını sürdürüyor. Aynı zamanda da yeni bir 'seçim vizyon belgesi' çalışması sürdürülüyor. 28 Ekim tarihinde AK Parti, 'seçim vizyon belgesi'ni açıklayacak. Bazen seçim beyannamesi ile seçim vizyon belgesi karıştırılıyor. 28 Ekim’de seçim vizyon belgesini Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak." diye konuştu. "Seçim kampanyası hükümet sistemine göre yapılacak" Ünal, 2018'e kadar yapılan seçimlerin parlamenter sistemde gerçekleştiğini, 2023 genel seçim kampanyalarının ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne göre yapılacağını hatırlattı. "2014’ten sonra seçimin psikolojisi değişmeye başladı" Ünal, "Parlamenter sistem seçimleriyle, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimlerinin bir farklılığı var. Hem kampanya mekaniği açısından bir farklılığı var, hem icraatlar, siyasi dil, siyasi partilerin durduğu yer ve hükümetin durduğu yer. Parlamenter sistemde daha çok başbakan hükümet, aynı zamanda bakanların milletvekillerinden seçiliyor olması gibi bir özelliği vardı. Siyasete bir etkisi vardı. Şimdi ise bu seçimlerde cumhurbaşkanı ve kabinenin yaptığı icraatlar, çalışmalarla, partinin, genel merkezin siyasi perspektifi vizyonu ve Türkiye’nin geleceğine dair ortaya koyduğu siyaset. Bunlar üzerinde ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Parlamenter sistemde kampanyalar daha çok konvansiyonel kampanyalardı. Dijital dönüşümün bir sonucu olarak, artık kampanyalar konvansiyonel olmaktan daha çok dijital kampanyalara dönüştü. Aslında biz bunu 2014’te çok net olarak fark ettik. 2014’e kadar seçimin psikolojisi, dili, ruhu oluşur ve seçim gününe kadar bu değişmezdi. Ama 2014’ten sonra seçimin psikolojisi, ruhu adeta her hafta değişmeye başladı." ifadelerini kullandı. "Seçimi anlık doğru stratejiler belirler" Ünal, bugün daha çok sosyal medya platformlarının bir sonucu olarak gün be gün seçimin psikolojisi, ruhu ve atmosferinin değiştiğine işaret ederek, "Bu da kampanyaları daha dijital, daha akışkan, daha stratejik ve günlük strateji belirlenmesi gereken kampanyalar haline getiriyor. Hele hele Türkiye’nin dezenformasyona maruz kalan ülkeler sıralamasında birinci sırada olması, yani bir anda ortaya atılan bir iddia biranda bütün gündemi değiştirebiliyor. O yüzden bütün siyasi partilerin kaçınılmaz olarak kampanya planlamalarını, akışkan, dijital ve anlık stratejilere dayalı olarak yürütmesi gerekiyor. O yüzden biz bir yıl öncesinden strateji heyetimizi oluşturarak toplantılarımızı haftalık yapıyorduk. Seçim yaklaştıkça bu toplantılar 3 gün, 2 gün ve günlük toplantılara dönüşecek. Çünkü seçimi anlık doğru stratejiler belirler. Özellikle son 5 aydır biz doğal olarak sahadan da anlık geri bildirimler alıyoruz. Aynı zamanda ortaya konulan paydaş algı haritalarıyla; 7 -8 parametrede farklı seçmen paydaş gruplarının, algılarının, taleplerinin değişkenliğini ve buna uygun yeni stratejiler ve buna uygun yeni arzlar oluşturmak gerekiyor." dedi. "Dünya Erdoğan’ın çözümcü liderliğini takdir ediyor" Mahir Ünal, son 5 ayda AK Parti’nin, oylarının yükseldiğine dikkat çekerek, "Bu 6’lı masanın ortaya herhangi bir şey koyamamış olması, yine kendi içlerinde bir uyum yakalamamış olmaları ve vatandaşın, 'daha kendi ilişkilerini yönetemeyenler, ülkeyi nasıl yönetecekler?' algısına sahip olmaya başlaması karşı tarafta ciddi bir erime ortaya koymaya başladı ki özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye ölçeğinde son 20 yılda ortaya koyduğu çözüm kapasitesi bugün artık küresel ölçekte işlemeye başladı. Yani tahıl krizinden esir askerlerin mübadelesine kadar bir çok konuda dünya artık Recep Tayyip Erdoğan’ın, çözümcü liderliğini takdir ediyor, tebrik ediyor. Türkiye’nin dış politikada ortaya koyduğu bu performans içeride de en çok ihtiyaç duyulan güven duygusunu pekiştiriyor. Ekonomi tamamen güven duygusuna dayalı bir parametreden de oluşuyor. Önümüzdeki süreçte daha da hızla sahada oylarını artıran, en son toplu konut hamlesi aynı zamanda bir sosyal proje niteliği taşıyor. Aile Bakanlığımız üzerinden aile destek paketleri insanlarımızın yardımına koşuyor. Avrupa çok ciddi bir kışa hazırlanırken, hem gıda krizi hem enerji krizi konusunda zorluklarla yüzleşirken bizim önceliğimiz vatandaşımızı herhangi bir şekilde kimseye muhtaç etmeden, temel ihtiyaçlarını karşılayarak rahat ettirmek. Bununla ilgili de cumhurbaşkanımız hükümet çalışmalarını yürütüyor. Önümüzdeki süreçte de daha ciddi bir toparlanma bekliyoruz." ifadelerini kullandı. "Milletvekilliği aday belirleme sürecinde hassas davrandık" Ünal, 2023 seçimlerinde oluşturacakları milletvekili aday listelerini belli kriterleri esas alarak yapacaklarını dile getirerek, "AK Parti olarak biz milletvekilliği aday belirleme sürecinde hep çok hassas davrandık. Bir kendi ilinde karşılığı olan itibarı olan ve Ankara’ya geldiğinde TBMM çalışmalarına katkı sunabilecek profilleri seçtik hep." diye konuştu. "CHP’de seçmenin oyu yüzde 24-25 bandında" Ünal, barajın yüzde 7’ye çekilmesiyle beraber illerde 2018 oy oranları üzerinden bir simülasyon yapılabileceğini ifade ederek, "Çünkü anketler üzerinden seçim sonuçlarını okumak bize sadece fikir verir. Çünkü oy verme davranışı dediğimiz şey kabine'ye girdiğinizde ortaya çıkar. Seçmenin anketlerde verdiği cevaplarla kabine girdiğinde ortaya koyduğu oy verme davranışı farklı davranışlardır. Bugün baktığımızda mesela AK Parti seçmeni oy verme davranışını rasyonel tercih modeline göre belirliyor. AK Parti’nin karnesine bakıyor, çözüm kapasitesine bakıyor, yaptıklarına bakıyor, rasyonel bir şekilde bir oy verme davranışı sergiliyor. CHP seçmenine baktığımızda; rasyonel tercih modeliyle oy verme davranışı göstermiyor. Bunu nereden biliyoruz? CHP’de, seçmenin oyu yüzde 24-25 bandında, ne olursa olsun karar değiştirmiyor olması kimlik temelli bir oy verme davranışı olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki süreçte bu kış, rasyonel tercih modeline göre oy veren seçmenin kararlarında çok büyük bir etki oluşturacak." değerlendirmesinde bulundu.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'dan altılı masaya aday eleştirisi: Herhalde talimat bekliyorlar

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, cumhurbaşkanı adayını belirlenemeyen altılı masaya eleştiride bulunarak, "Bir tanesi papağanla konuşmaya başlamış. Çaresizliğin son aşaması. Papağanlar daha ileride en azından kendi söyleyeceklerini kendileri biliyorlar. Bizim bu papağanlar başkalarından aldıkları talimatları iletmekle yükümlü oldukları için daha 2023 seçimlerine kiminle gidecekleri belli değil. Herhalde talimat bekliyorlar" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AK Parti Akyurt İlçe Başkanlığı Teşkilat Toplantısı’nda partililere hitap etti. Cumhurbaşkanlığı Hükmet Sisteminin milletin ihtiyaç duyduğu hizmetlerin en hızlı şekilde yerine getirildiği bir sistem olduğunun altını çizen Fuat Oktay, bu kavramın hem yurtiçi hem yurtdışı için geçerli olduğunu kaydetti. Muhalefeti eleştiren Oktay, "Bir yıldır masanın neresine oturacağını konuşuyorlardır. Bir tanesi papağanla konuşmaya başlamış. Çaresizliğin son aşaması. Papağanlar daha ileride en azından kendi söyleyeceklerini kendileri biliyorlar. Bizim bu papağanlar başkalarından aldıkları talimatları iletmekle yükümlü oldukları için daha 2023 seçimlerine kiminle gidecekleri belli değil. Herhalde talimat bekliyorlar, artık büyükelçilerden mi bekliyorlar talimatı kimden bekliyorlar, başkalarından mı bekliyorlar göreceğiz" şeklinde konuştu. Vatandaşlara hizmet noktasında herhangi bir siyasi parti ayrımı yapılmadığını ifade eden Oktay, "Çalışmalarımız bir taraftan devletin işlerini yürütme, aynı şekilde vatandaşların ihtiyacını giderme anlamında tüm ciddiyeti ile devam edecektir. Hiçbir ayrım gözetmeden 85 milyonun her bir vatandaşa aynı hassasiyetle hizmet götürme görevimiz var" dedi. Oktay’ın gündeminde 6’lı masa da vardı. 6’lı masanın ortaya herhangi bir çalışma koymadığını söyleyen Oktay, "6’lı masa bir yıldır kendi aralarında masanın etrafında dolaşarak yapmaya çalıştıklarıyla Cumhurbaşkanımızın sadece 10 dakikasını dolduracak bir iş yapmadı. Sadece ne yapılmaması gerektiğine odaklandıkları için" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son bir haftalık süre içerisinde önemli diplomatik görüşmeler gerçekleştirdiğini belirten Oktay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan’da liderlerle birlikte olan fotoğrafıyla ilgili konuştu. Oktay, "O resim aslında başka bir resimdi. Cumhurbaşkanımızın gerek masa başı gerek sohbet ortamında dahi söylediği her bir sözün bir ağırlığı olduğuna dair bir resimdi. Birlikte olduğu insanların kendisine olan sevgi, saygısını gösteren bir resimdi" dedi. "Farklı kanallardan farklı mesajlar veriyor olsalar bile ABD de buna dahildir" Erdoğan’ın BM ziyaretine de değinen Oktay, “Oradaki şahit olduğumuz şey şu; kim hangi amaçla eleştiriyor olursa olsun. Kim hangi amaçla Türkiye’nin kalkınmasına, ilerlemesine, gelişmesine rıza göstersin veya göstermesin kıskansın veya desteklesin bölgesel ve küresel sorunların çözümü ile ilgili bir dünya lideri olan Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşlerini almak, paylaşmak, kendi görüşlerini onunla paylaşmak arzusunda olduklarını net bir şekilde gördük. Fransa da, birçok alanda karşı karşıya geldiğimiz Fransa buna dahildir. İngiltere buna dahildir. Farklı kanallardan farklı mesajlar veriyor olsalar bile ABD de buna dahildir. Türkiye olarak bizim duruşumuz net. Bizim istediğimiz, istikrar ve barış, özellikle dünyanın bugün ihtiyaç duyduğu en önemli en kritik olaylarından birisi” diye konuştu. "Büyük devlet olduğunu iddia eden yapılar terör örgütleriyle mücadelesini başka terör örgütleri üzerinden yapmaz" Bir esnafın doğalgaz fiyatlarıyla ilgili kendisine ilettiği konuyu paylaşan Oktay, "Bin metreküpü 60 dolar olan hatta 30 dolara kadar inen doğalgazın bugün 3 bin 500 dolara kadar çıktığını düşün. Ne alakası var oradaki işlerle dediğinizde. Sizin evinizde yaktığınız diğer tarafta sanayicimizin veya KOBİ’nin kendi iş yerinde kullandığı enerjiyi, elektriği birebir etkileyen bir olay. Bu bir yılda kolay bir kaynak değil 50 milyar dolarlık ilave bir maliyet biniyor. Evlerde bugün fazla olduğunu bildiğimiz o faturaların her 80 TL’sini biz ödüyoruz ki 3 bin 500 dolara çıkan fiyatları yansıtmalıyım diye. Bunun kalıcı olması için başka bir çalışma lazım. Bölgesel ve küresel istikrarın korunması lazım. Suriye ile Irak ile yıllardır uğraşıyoruz. Çözüm bulacağız diye girenlerin çözümden katbekat fazla sorunla oradan ayrıldığı ya da ayrılmayıp daha ötesi sorunlar oluşturmaya çalışılan bölgeden bahsediyoruz. Bir PKK vardı içeride mücadele ettiğimiz terör yapılarıyla birlikte olup oraya silah, eğitim yardımı yapan bununla bir başka terör örgütüyle mücadele ettiğini iddia eden sözde büyük devletler var. Büyük devlet olduğunu iddia eden yapılar terör örgütleriyle mücadelesini başka terör örgütleri üzerinden yapmaz" şeklinde konuştu. "Türkiye bölgesinde barışı tesisi etmek için ölümüne gayret sarf etmektedir" Türkiye’nin bu sorunlarla boğuşurken Ukrayna-Rusya krizinin ortaya çıktığını ifade eden Oktay, Türkiye’nin barışın tesisi için önemli bir gayret gösterdiğine dikkat çekti. Oktay, "Bu bölgede henüz istikrar yokken kuzeyimizde bambaşka bir kritik olay oluştu. Cumhurbaşkanımız, ilgili bütün birimler, gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Tam durdurma aşamasına yakınlaştığınız noktada birileri rahatsız oluyor. Ne yazık ki birçok örneği Batı’dan geliyor. Bu ilginç bir şey. Halbuki NATO’da hepsi müttefikimiz. Halbuki faturayı bu savaşlar bölgede çözülmediği sürece tüm dünya ödüyor, Akyurtlu da ödüyor. 81 ilimizdeki vatandaşlarımız da ödüyor. Cumhurbaşkanımızın BM’de net bir şekilde ifade ettiği, savaşın kazananı olmaz, barışın kaybedeni olmaz. Türkiye bölgesinde barışı tesisi etmek için ölümüne gayret sarf etmektedir. Mesajımız Cumhurbaşkanımızın gecesini gündüzüne kattığı bu çabalarına destek olunması, bu herkesin faydasınadır" açıklamasında bulundu. Türkiye’nin dünyada ciddi bir açlık krizine sebep olabilecek tahıl krizi sorununa çözüm ürettiğini hatırlatan Oktay, "Herkesin ayağa kalktığı ortamda tahıl krizinin çözümü ile birlikte tahıl fiyatlarındaki düşüşü hatırlayın. Doğalgaz sorununu da çözdüğümüzde fiyatlar normale inecek" değerlendirmesinde bulundu. "Dedeağaç’ta, Girit’te üs kurmanın kimseye faydası olmayacaktır" Ermenistan - Azerbaycan arasındaki krize de değinen Oktay, yaşanan her krizin küresel sonuçları olacağına dikkat çekti. Oktay, "Buradaki sorunlar yetmiyormuş gibi Azerbaycan ve Ermenistan arasında barışa doğru yöneliş sürecinde orayı yeniden kaşımanın hiç kimseye faydası yoktur. Doğu Akdeniz’de Ege’de suları ısıtmanın hiç kimseye faydası yoktur. Dedeağaç’ta, Girit’te üs kurmanın kimseye faydası olmayacaktır" diye konuştu. "Cumhurbaşkanımız 8 saat çalışmaz, 24 saat ülkesi için çalışır" Türkiye’nin köklü bir devlet geleneğine sahip olduğunu kaydeden Oktay, "Türkiye dünkü devlet değil. Türkiye’de devlet aklı büyüktür. Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lideri olduğu zaman Türkiye’yi başka başka olaylarla meşgul ettiklerinde Türkiye’nin gücü dağılmayacaktır. Çünkü Cumhurbaşkanımız 8 saat çalışmaz, 24 saat ülkesi için çalışır. Sadece AK Parti olarak değil Cumhur İttifakı olarak söylemek istiyorum; 2023’e yürüyoruz. Tüm dünyadaki barış ve istikrara gerektiği zaman herkesin anlayacağı dilden cevap veren bir lider. Bütün dünyanın sorunlarıyla uğraşırken her bir şehrinde, sokağındaki vatandaşın sorunlarına tek tek eğilen bir Cumhurbaşkanı, bir AK Parti, bir Cumhur İttifakı” ifadelerini kullandı. 2023 seçimleriyle ilgili konuşan Fuat Oktay, "Önümüzde 2023 var. Ciddi bir karar vereceğiz. 6’lı diyorlar 7. HDP biliyorsunuz. Kilidi açacak yapı buysa, yani PKK’nın siyasi uzantılarıysa, benim askerimi, benim vatandaşımı katleden bir yapıya terör örgütü diyemeyen bir yapı bu 6’lı masanın kilidini açacak yapıysa bu kapı açıldığında içeriden ne kokular çıkacak" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya - Ukrayna krizinde gösterdiği diplomatik başarının tüm dünyanın gündeminde olduğuna vurgu yapan Oktay şunları söyledi: "Tayyip Erdoğan gibi bir lider, cumhurbaşkanı böyle bir dönemde olmasaydı, Rusya Ukrayna krizinde bile yaşayabileceğimiz birçok komplikasyonu, analistler dile getiriyor. Her fırsatta aleyhimize yazan bir basın kuruluşu Macron ile bir karşılaştırma yapıyor ’Macron kaybetti, Ukrayna kazandı’ diyor. Rusya ve Ukrayna krizindeki somut adım atabilen bir ülke olarak. Lider yetiştirmek kolay olmuyor. Bu değeri gümbür gümbür Türkiye’nin başına hep birlikte getirmek için gayret sarf edeceğiz." Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, cumhurbaşkanı adayını belirlenemeyen altılı masaya eleştiride bulunarak, "Bir tanesi papağanla konuşmaya başlamış. Çaresizliğin son aşaması. Papağanlar daha ileride en azından kendi söyleyeceklerini kendileri biliyorlar. Bizim bu papağanlar başkalarından aldıkları talimatları iletmekle yükümlü oldukları için daha 2023 seçimlerine kiminle gidecekleri belli değil. Herhalde talimat bekliyorlar" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AK Parti Akyurt İlçe Başkanlığı Teşkilat Toplantısı’nda partililere hitap etti. Cumhurbaşkanlığı Hükmet Sisteminin milletin ihtiyaç duyduğu hizmetlerin en hızlı şekilde yerine getirildiği bir sistem olduğunun altını çizen Fuat Oktay, bu kavramın hem yurtiçi hem yurtdışı için geçerli olduğunu kaydetti. Muhalefeti eleştiren Oktay, "Bir yıldır masanın neresine oturacağını konuşuyorlardır. Bir tanesi papağanla konuşmaya başlamış. Çaresizliğin son aşaması. Papağanlar daha ileride en azından kendi söyleyeceklerini kendileri biliyorlar. Bizim bu papağanlar başkalarından aldıkları talimatları iletmekle yükümlü oldukları için daha 2023 seçimlerine kiminle gidecekleri belli değil. Herhalde talimat bekliyorlar, artık büyükelçilerden mi bekliyorlar talimatı kimden bekliyorlar, başkalarından mı bekliyorlar göreceğiz" şeklinde konuştu. Vatandaşlara hizmet noktasında herhangi bir siyasi parti ayrımı yapılmadığını ifade eden Oktay, "Çalışmalarımız bir taraftan devletin işlerini yürütme, aynı şekilde vatandaşların ihtiyacını giderme anlamında tüm ciddiyeti ile devam edecektir. Hiçbir ayrım gözetmeden 85 milyonun her bir vatandaşa aynı hassasiyetle hizmet götürme görevimiz var" dedi. Oktay’ın gündeminde 6’lı masa da vardı. 6’lı masanın ortaya herhangi bir çalışma koymadığını söyleyen Oktay, "6’lı masa bir yıldır kendi aralarında masanın etrafında dolaşarak yapmaya çalıştıklarıyla Cumhurbaşkanımızın sadece 10 dakikasını dolduracak bir iş yapmadı. Sadece ne yapılmaması gerektiğine odaklandıkları için" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son bir haftalık süre içerisinde önemli diplomatik görüşmeler gerçekleştirdiğini belirten Oktay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan’da liderlerle birlikte olan fotoğrafıyla ilgili konuştu. Oktay, "O resim aslında başka bir resimdi. Cumhurbaşkanımızın gerek masa başı gerek sohbet ortamında dahi söylediği her bir sözün bir ağırlığı olduğuna dair bir resimdi. Birlikte olduğu insanların kendisine olan sevgi, saygısını gösteren bir resimdi" dedi. "Farklı kanallardan farklı mesajlar veriyor olsalar bile ABD de buna dahildir" Erdoğan’ın BM ziyaretine de değinen Oktay, “Oradaki şahit olduğumuz şey şu; kim hangi amaçla eleştiriyor olursa olsun. Kim hangi amaçla Türkiye’nin kalkınmasına, ilerlemesine, gelişmesine rıza göstersin veya göstermesin kıskansın veya desteklesin bölgesel ve küresel sorunların çözümü ile ilgili bir dünya lideri olan Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşlerini almak, paylaşmak, kendi görüşlerini onunla paylaşmak arzusunda olduklarını net bir şekilde gördük. Fransa da, birçok alanda karşı karşıya geldiğimiz Fransa buna dahildir. İngiltere buna dahildir. Farklı kanallardan farklı mesajlar veriyor olsalar bile ABD de buna dahildir. Türkiye olarak bizim duruşumuz net. Bizim istediğimiz, istikrar ve barış, özellikle dünyanın bugün ihtiyaç duyduğu en önemli en kritik olaylarından birisi” diye konuştu. "Büyük devlet olduğunu iddia eden yapılar terör örgütleriyle mücadelesini başka terör örgütleri üzerinden yapmaz" Bir esnafın doğalgaz fiyatlarıyla ilgili kendisine ilettiği konuyu paylaşan Oktay, "Bin metreküpü 60 dolar olan hatta 30 dolara kadar inen doğalgazın bugün 3 bin 500 dolara kadar çıktığını düşün. Ne alakası var oradaki işlerle dediğinizde. Sizin evinizde yaktığınız diğer tarafta sanayicimizin veya KOBİ’nin kendi iş yerinde kullandığı enerjiyi, elektriği birebir etkileyen bir olay. Bu bir yılda kolay bir kaynak değil 50 milyar dolarlık ilave bir maliyet biniyor. Evlerde bugün fazla olduğunu bildiğimiz o faturaların her 80 TL’sini biz ödüyoruz ki 3 bin 500 dolara çıkan fiyatları yansıtmalıyım diye. Bunun kalıcı olması için başka bir çalışma lazım. Bölgesel ve küresel istikrarın korunması lazım. Suriye ile Irak ile yıllardır uğraşıyoruz. Çözüm bulacağız diye girenlerin çözümden katbekat fazla sorunla oradan ayrıldığı ya da ayrılmayıp daha ötesi sorunlar oluşturmaya çalışılan bölgeden bahsediyoruz. Bir PKK vardı içeride mücadele ettiğimiz terör yapılarıyla birlikte olup oraya silah, eğitim yardımı yapan bununla bir başka terör örgütüyle mücadele ettiğini iddia eden sözde büyük devletler var. Büyük devlet olduğunu iddia eden yapılar terör örgütleriyle mücadelesini başka terör örgütleri üzerinden yapmaz" şeklinde konuştu. "Türkiye bölgesinde barışı tesisi etmek için ölümüne gayret sarf etmektedir" Türkiye’nin bu sorunlarla boğuşurken Ukrayna-Rusya krizinin ortaya çıktığını ifade eden Oktay, Türkiye’nin barışın tesisi için önemli bir gayret gösterdiğine dikkat çekti. Oktay, "Bu bölgede henüz istikrar yokken kuzeyimizde bambaşka bir kritik olay oluştu. Cumhurbaşkanımız, ilgili bütün birimler, gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Tam durdurma aşamasına yakınlaştığınız noktada birileri rahatsız oluyor. Ne yazık ki birçok örneği Batı’dan geliyor. Bu ilginç bir şey. Halbuki NATO’da hepsi müttefikimiz. Halbuki faturayı bu savaşlar bölgede çözülmediği sürece tüm dünya ödüyor, Akyurtlu da ödüyor. 81 ilimizdeki vatandaşlarımız da ödüyor. Cumhurbaşkanımızın BM’de net bir şekilde ifade ettiği, savaşın kazananı olmaz, barışın kaybedeni olmaz. Türkiye bölgesinde barışı tesisi etmek için ölümüne gayret sarf etmektedir. Mesajımız Cumhurbaşkanımızın gecesini gündüzüne kattığı bu çabalarına destek olunması, bu herkesin faydasınadır" açıklamasında bulundu. Türkiye’nin dünyada ciddi bir açlık krizine sebep olabilecek tahıl krizi sorununa çözüm ürettiğini hatırlatan Oktay, "Herkesin ayağa kalktığı ortamda tahıl krizinin çözümü ile birlikte tahıl fiyatlarındaki düşüşü hatırlayın. Doğalgaz sorununu da çözdüğümüzde fiyatlar normale inecek" değerlendirmesinde bulundu. "Dedeağaç’ta, Girit’te üs kurmanın kimseye faydası olmayacaktır" Ermenistan - Azerbaycan arasındaki krize de değinen Oktay, yaşanan her krizin küresel sonuçları olacağına dikkat çekti. Oktay, "Buradaki sorunlar yetmiyormuş gibi Azerbaycan ve Ermenistan arasında barışa doğru yöneliş sürecinde orayı yeniden kaşımanın hiç kimseye faydası yoktur. Doğu Akdeniz’de Ege’de suları ısıtmanın hiç kimseye faydası yoktur. Dedeağaç’ta, Girit’te üs kurmanın kimseye faydası olmayacaktır" diye konuştu. "Cumhurbaşkanımız 8 saat çalışmaz, 24 saat ülkesi için çalışır" Türkiye’nin köklü bir devlet geleneğine sahip olduğunu kaydeden Oktay, "Türkiye dünkü devlet değil. Türkiye’de devlet aklı büyüktür. Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lideri olduğu zaman Türkiye’yi başka başka olaylarla meşgul ettiklerinde Türkiye’nin gücü dağılmayacaktır. Çünkü Cumhurbaşkanımız 8 saat çalışmaz, 24 saat ülkesi için çalışır. Sadece AK Parti olarak değil Cumhur İttifakı olarak söylemek istiyorum; 2023’e yürüyoruz. Tüm dünyadaki barış ve istikrara gerektiği zaman herkesin anlayacağı dilden cevap veren bir lider. Bütün dünyanın sorunlarıyla uğraşırken her bir şehrinde, sokağındaki vatandaşın sorunlarına tek tek eğilen bir Cumhurbaşkanı, bir AK Parti, bir Cumhur İttifakı” ifadelerini kullandı. 2023 seçimleriyle ilgili konuşan Fuat Oktay, "Önümüzde 2023 var. Ciddi bir karar vereceğiz. 6’lı diyorlar 7. HDP biliyorsunuz. Kilidi açacak yapı buysa, yani PKK’nın siyasi uzantılarıysa, benim askerimi, benim vatandaşımı katleden bir yapıya terör örgütü diyemeyen bir yapı bu 6’lı masanın kilidini açacak yapıysa bu kapı açıldığında içeriden ne kokular çıkacak" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya - Ukrayna krizinde gösterdiği diplomatik başarının tüm dünyanın gündeminde olduğuna vurgu yapan Oktay şunları söyledi: "Tayyip Erdoğan gibi bir lider, cumhurbaşkanı böyle bir dönemde olmasaydı, Rusya Ukrayna krizinde bile yaşayabileceğimiz birçok komplikasyonu, analistler dile getiriyor. Her fırsatta aleyhimize yazan bir basın kuruluşu Macron ile bir karşılaştırma yapıyor ’Macron kaybetti, Ukrayna kazandı’ diyor. Rusya ve Ukrayna krizindeki somut adım atabilen bir ülke olarak. Lider yetiştirmek kolay olmuyor. Bu değeri gümbür gümbür Türkiye’nin başına hep birlikte getirmek için gayret sarf edeceğiz."

1 yıl önce

Şadi Yazıcı’dan Ekrem İmamoğlu'na 'İsmail Abi'li gönderme: 39 aydır bekliyoruz

Başkan Yazıcı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ünlü televizyon dizisi Leyla ile Mecnun'un ikonik karakteri İsmail Abi'nin yer aldığı videoyu kullanarak, "İsmail abi ne kadardır bekliyor bilmiyoruz ama; biz 'paralel deniz ulaşımı olmaz' dediğimiz halde İBB'nin 'bal gibi de yaparız' dediği gemiyi (İDO) Tuzla halkı tam 39 aydır bekliyor." ifadelerini kullandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezinin (UKOME) eylül ayı toplantısında, İstanbul trafiğini rahatlatması amacıyla Kadıköy-Kasımpaşa-Fener-Sütlüce-Eyüp, Avcılar-Bakırköy-Kadıköy, Avcılar-Bostancı, Maltepe-Büyükada-Heybeliada-Burgazada-Kınalıada, Çengelköy-Kabataş, Beşiktaş-Kabataş-Karaköy-Kasımpaşa-Sütlüce-Eyüp, Bostancı-Caddebostan-Moda-Kadıköy-Kabataş deniz hatlarının açılması oy birliği ile kabul edilmişti. https://twitter.com/drsadiyazici/status/1572682719850528768?s=46&t=KHPJQVODP8xM1AgEhO06QA

1 2 ... 52 53 54 55 56 57 58 ... 92 93
Server Error
500
Server Error