29 Nisan Pazartesi 2024
3 yıl önce

Muharrem İnce: CHP, Atatürkçü bir parti olmaktan uzaklaştı

Eski CHP Yalova milletvekili Muharrem İnce basın mensuplarının sorularını yanıtladı. CHP’de Atatürk diyemeyenlerin İl başkanı olduğuna dikkat çeken İnce CHP ve HDP ilişkisine de değindi. İnce CHP HDP ilişkisi ile ilgili şunları söyledi: "Biz İstanbul'u Adana'yı, Mersin'i alırken sadece CHP'nin oylarıyla mı aldık? Hayır. İYİ Parti'nin oyu var, HDP'nin de oyu var burada. Saadet Partisinin de oyu var. Bunların da oyu var. Peki, o yerel seçimdi. Şimdi önümüzde genel seçim var. Milletvekilliği seçiminde kimse kimseyi tanımaz. Kimse kimseyi yanıltmasın. Herkes partisine oy verecek. Milletvekilliği seçiminde HDP aday çıkarmadı İstanbul'da. Bizi destekledi. Şimdi milletvekili seçimi var aday mı çıkarmayacak. Bir tane oy gelmez CHP'ye.” ‘İTTİFAK AÇIKTAN YAPILMALI’  Muharrem İnce CHP’nin HDP ile olan ilişkisi ile ilgili daha önce de açıklamalar yapmıştı. İnce 'CHP'nin HDP ile olan ittifakı konusunda neler düşünüyorsunuz?' sorusuna 'Ben bunlara seviniyor falan değilim. Kahroluyorum. Son seçimlerde büyükşehirlerde HDP'nin desteği olmadı mı? Oldu. Onların desteği olmasaydı alamazdı. Hayatında milletvekili olana kadar CHP'ye oy vermemiş insanlardan CHP'liliği öğrenecek değilim. Her hafta bir şey çıkıyor arkadaş. İttifakları kimle yapıyorsanız mertçe yapacaksınız, milletin gözünün önünde, gizli saklı değil. Son seçimlerde bize HDP'lilerin desteği olmadı mı kardeşim? Bilmiyor muyuz yani? Onların desteği olmasaydı alamazdık büyükşehirleri. CHP yönetimi çıksın teşekkür etsin. Bunda bir sıkıntı yok. Teşekkür etmezsen yarın sıkıntılı olur süreç' dedi.

3 yıl önce

Bilecik Belediye Başkanı Semih Şahin, Atatürk ve Çocuklar heykelinin ardından Atatürk ve köpeği Foks’un heykelinin açılışını yaptı

Açılış töreninde konuşan Bilecik Belediye Başkanı Semih Şahin, "Atatürk Parkımızın ikinci heykelini yaptık. Atatürk’ün meşhur köpeği Foks’un heykelini koyduk parkımıza. Hem Atatürk’ün hayvanseverliğini göstermek hem de çocuklarımızın küçük yaşlardan itibaren birer hayvansever olarak yetişmesini amaçlıyoruz. Bunun yanında bütün parkımızda bölgemizde yaşayan hayvanlardan birer biblo koyduk. Burası hem fotoğraf çektirmek hem de parkımıza renk katması için güzel oldu.’’ dedi.

3 yıl önce

Soylu duyurdu: "Atatürk üzerinden provokasyon yapan zanlı yakalandı"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tekirdağ'da bir okulun bahçesindeki Atatürk heykelinin kaidesine uygunsuz yazılar yazan zanlının yakalandığını duyurdu.

3 yıl önce

Hulki Cevizoğlu: Ben Kanal İstanbul'a 'evet' diyen bir Atatürkçüyüm

Gazeteci Hulki Cevizoğlu, CNN Türk'te yayınlanan Akıl Çemberi programında kamuoyunda tartışılmaya devam eden Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. 16 Nisan tarihli programda "Ben Kanal İstanbul'a evet diyen bir Atatürkçüyüm" diyen Cevizoğlu, "Bunu benim gibi birisinin söylemesi çok önemli. Kanal İstanbul tartışmasını başka noktalara getirerek, arkalarına Atatürkçüleri alarak muhalefet yapma döneminin bitmesi gerekiyor" ifadesini kullandı. Bu açıklamaları sosyal medyada bugün (19 Nisan 2021) gündem olan Cevizoğlu, kişisel Twitter hesabında "Ne tuhaf, Montrö ve Kanal İstanbul hakkındaki görüş ve düşüncelerimi bazıları 5 gün sonra idrak edip eleştiriyor. Ekmeleddin'in adaylığına karşı çıktığımda linç etmeye kalkanlar da 2 yıl sonra kutlamışlardı" paylaşımında bulundu.  "Az da olsa Atatürkçüler içinde bazı bağnazların çıkması, benim Atatürk kitaplarımı hiç okumadıklarını gösteriyor" görüşünü dile getiren Cevizoğlu, şunları yazdı: "Atatürk'ü tanıyıp bilmeden Atatürkçü olunmaz, tarihsel rantiyeci olunur. Herkesi Atatürk'ü bilmeye davet ediyorum."

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı arşivinde yer alan 'Atatürk' belgesi İsrail’in Mescid-i Aksa ve Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından sosyal medyada paylaşılmaya başlandı

İçişleri Bakanlığı arşivlerinde yer alan belgede, 1937 temmuzunda Bombay Chronicle adlı gazetede Mustafa Kemal Atatürk’e atfen "Filistin'e el sürülemez, Kemal Paşa Avrupa'yı ihtar ediyor" başlıklı makale yer alıyor. Yazıda Atatürk'ün, "Türkler mukaddes topraklarda, yabancı hakimiyetine tahammül etmeyecek" dediği vurgulanıyor. ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ "Arapların arasında mevcut karışıklığı ve hoşnutsuzluğu, kimse bizim kadar bilemez. Biz, vâkıa birkaç sene Araplar'dan uzak kaldık. Şimdi kendimize kâfi derecede güvenip kudretimizi bildiğimiz için, İslâmiyet'in mukaddes yerlerinin, Musevilerin ve Hristiyanların nüfuzu altına girmesine mâni olacağız. Buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmiyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslâmiyete lâkayt olmakla ittiham edildik; fakat bu ittihamlara rağmen, Peygamber'in son arzusu, mukaddes toprakların İslâmiyet hâkimiyetinde kalmasını temin için kanımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin Selâhaddin'in idaresi altında mücâdele ettikleri toprakların yabancı hâkimiyeti altında bulunmasına müsaade etmiyeceğimizi beyân edecek kadar Allah'ın inâyetiyle kuvvetliyiz." Bombay Chronicle'de yer alan yazı dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın imzası ile arşive alınmıştı.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin ortak ve yüksek değeridir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün milletin ortak ve yüksek değeri olduğunu söyledi. Çelik, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti: "İstanbul'umuzu ve ülkemizi tehdit eden düşmana karşı 'Geldikleri gibi giderler' diyen İstiklal Savaşı'mızın başkomutanı, devletimizin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk milletimizin ortak ve yüksek değeridir. Atatürk ve silah arkadaşlarının düşmana karşı verdiği soylu mücadeleyle ülkemiz ve milletimiz ile ezanımız, camilerimiz ve mescidlerimiz de düşman tehdidinden kurtulmuştur. Rahmet ve şükranla anıyoruz."

2 yıl önce

Atatürk'ün Afrin'de kaldığı ev müze olacak

“Göç, kentsel Gelişim ve Kentsel Yaşanabilirlik Projesi” için ilk etapta İstanbul’un 19 ilçesinde saha çalışmaları yaptıklarını, ikinci etapta ise Yunanistan Midilli adasında bulunan göçmen kampını ziyaret ettiklerini aktardı. Üçüncü etap için yaklaşık 1 yıl beklediklerini ve nihayet bu gözlem araştırmasını gerçekleştirebildiklerini belirten Dalaman, Murat Lehimler’le gerçekleştirdikleri araştırmayla Suriye göç hareketliliği ile ilgili önemli veriler elde ettiklerini açıkladı.  Dalaman, “10 yılı aşan Suriye göç hareketliliğinin kaynağında olup bitenleri gözlemlemek, buradaki kişilerle görüşmeler yapabilmek, durumu görmek bizim için çok önemliydi. Üniversite araştırma merkezlerinin dünya ve ülke sorunlarını yerinde inceleyebilme fırsatı elde edebilmeleri çok önemli. Zira küreselleşme sürecinde kendi ülkenizi etkileyen olayları kaynak ülkelerde de incelemek zorundasınız. 3 yılı aşan bu zorlu projenin her adımında yanımızda olan üniversite yöneticilerimize öğrencilerimize, akademisyen arkadaşlarımıza, destek veren ulusal ve uluslararası kuruluşların yetkililerine ve devlet yetkililerimize şükran borçluyuz” dedi. İstanbul Ayvansaray Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Banu Dalaman, “2018’de Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin’de güvenliği sağlayan Türkiye, 10 yıldır harabeye döndürülmüş bir kenti elektriğinden sağlık, eğitim altyapılarına kadar ayağa kaldırmış. Bu göç hareketliliği açısından çok önemli. Aksi halde yeni göç dalgalarını durdurmamız mümkün olmayacak ve bölgede yüzbinlerce insanın zarar göreceği insani felaketler yaşanacak. Biz yapılan çalışmaları ve kentte yaşayan insanların bu çalışmalara bakışını görme fırsatı elde ettik.  İnsanlar çok acı çekmişler, kendilerine Türkiye tarafından bir fırsat sunulduğunun farkındalar ve bu fırsatı değerlendirme isteğindeler” dedi. TÜRKİYE MAHCUP Zeynep Banu Dalaman, burada yaşanan sorunun Türkiye açısından göçü durdurmanın bir stratejisi olarak kabul edilmesi gerektiğini ama Türkiye’nin neredeyse bu yardımlarından mahcup durduğunu belirtti. Dalaman, “Türkiye elbette göçü kaynağında durdurmak için buralarda tedbirler alıyor, almalı. Ama biz orada benzerlerini başka ülkeler ya da uluslararası kuruluşlarınkinde olmayan bir yaklaşımla, insani boyutuyla gerçekleştirmeye çalıştığını gördük. Hani biz bir ihtiyaç sahibine, yoksula yardım ederken nasıl mahcupsak Türkiye’de devlet olarak bu vakur duruşu sergiliyor. İnanın başka bir ülke diğer bir ülkenin insanına bu kadar kol kanat gerse herhalde yüz tane film yapar.  Orada Ankara’dan gelmiş kadın eğitimciler var. Coşkuyla kurslar düzenliyor. Konuşuyoruz sanki Keçiören’deki evinden kalkmış, Kızılay’daki işine gelmiş gibi rahat. Orada yetim çocuklarla kendi çocuklarını kendi maaşından giydirme telaşında genç memurlarımız var. Orada 11 yıldır elektrik olmamasını dert edinmiş, elektrik getirmiş bürokratlar var. Orada yaşayan insanların güvenliği sağlanmış, gençlere eğitim imkanları verilmiş, insanlara iş imkanlara yaratılmaya başlanmış. Tabii ki bu gelişmelerin hepsi çok yeni. Bölge hala tam güvende değil. Ama kadınlar umutlu. Çocuklar, gençler umutlu. Bu çok önemli” Kent sakinleri terör örgütünün vandalizmini yaşamış. Düşünün elektrik hatlarını imha ederek çekilmişler. O elektrik olmadan hastaneleri düşünün. İlaç fabrikası kurulmuş. Fırınlar açılmış. Tüm bunlar kentin yeniden yaşanılabilir olması için umut verici adımlar ve göç hareketliliğinin geleceği için de olumlu." şeklinde konuştu. AFRİN MECLİS YÖNETİMİNDE TÜRK DANIŞMANLAR Zeytin Dalı Harekatı’ndan sonra bölgede Afrinlilerden oluşan Yerel Sivil Meclis’in kurulduğunu aktaran Dalaman, bu meclise Türklerin danışmanlık yaptığını söyledi. Dalaman, “Orada bir Afrin Meclis Yönetimi var. Her meclis üyesi birer konudan sorumlu. Biri sağlıktan, biri eğitimden biri spordan sorumlu ve hepsinin birer Türk danışmanı var. Bizim bürokratlarımız orada canla başla çalışıyor. Bu konularda da meclis üyelerine danışmanlık veriyorlar. Bir sorun olduğu zaman yardımcı oluyorlar ama yönetimi tamamen Afrin halkının elinde” ifadelerini kullandı. Esed’in bıraktığı kabile, aşiret yönetiminin devam ettiğini ancak daha sonra bu durumun tamamen değiştiğini kaydeden Dalaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kuzey Suriye, Ortadoğu’nun tipik bir parçası. Kabile ve aşiretler burada yoğun ama 2011 sonrası karışıklıklar, aşiretlerin de dağılmasına, üyeleri üzerindeki etkisinin azalmasına neden olmuş görünüyor. Biz bu konunun önemli olduğunu düşünüyoruz ve detaylı verileri yayınlayacağımız raporda açıklayacağız. Zorla Yerinden Edilme dediğimiz durum burada özellikle YPG’nin ve bölge dışı ülkelerin kışkırtmasıyla kaosa dönüşmüş durumda. Ama Türkiye, bu alanda bir sistem oluşturmaya başlamış. Halkın artık özgüveni yerine geliyor. Örneğin Şurta adı verilen polis teşkilatı artık oturmaya başlamış ve aralarında çok sayıda kadın polis var. Yani Arap Baharı, neredeyse her evden bir cenazenin çıktığı bir kaosla bitmiş durumda. Şimdi insanlar kentlerini yeniden kurmak için çabalıyor.” dedi. GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ BÖLGEDE FAKÜLTE KURDU Çalışmalar kapsamında eğitim alanında da oldukça yol katedildiğini gözlemlediklerini söyleyen Dalaman, “Gaziantep Üniversitesi, Afrin’de bir kampüs kurmuş. Eğitim fakültesi açmışlar. Oradaki gençler ise bunu çok yeterli bulmuyorlar. ‘Biz mühendis, avukat, doktor olmak istiyoruz ama bu eğitim fakültesi bize yeterli değil’ diyorlar. Tabii bunlar zamanla olabilecek şeyler ama orada güvenli bir şekilde ders yapabiliyor olmaları bile çok önemli. En azından geleceğe ufak da olsa bir umutla bakabildiklerini görmüş olduk” dedi. ATATÜRK’ÜN SURİYE SEFERİNDEYKEN KONAKLADIĞI EV Daha önce, Atatürk'ün 1’inci Dünya Savaşı'ndayken konakladığı ortaya çıkan evin temizlendiğini ve Hatay Valiliği’nce restore ettirilerek müzeye dönüştürülmesinin planladığını söyleyen Dalaman, “Orada Hatay Valiliği, canla başla çalışıyor. Genç bir devlet görevlimiz, Atatürk’ün Suriye seferinde kullandığı bir evi bulmuş. Afrin’de bulunan Ruca’da. Tabii temizlenmiş, yenilenmiş. Şu anda onu nasıl alabiliriz diye düşünüyorlar. O evi müze yapmaya yönelik bir hedefleri var. Bölgede milli değerlerimize bağlı, fedakar bir şekilde çalışan bürokratları görmek bizleri çok etkiledi” ifadelerini kullandı. HATAY VALİLİĞİ: RESTORASYON ÇALIŞMASI PROJE AŞAMASINDA Bölgede çalışmalarını sürdüren Hatay Valiliği’nin, söz konusu ev ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Mustafa Kemal Atatürk'ün Katme Savaşı stratejisini belirleyip karargah olarak kullandığı belirlenen ve Afrin ilçesinde bulunan ev, valiliğimiz tarafından muhafaza altına alındı. Evin çevresinde ve içerisinde temizlik çalışması yapılıp, iyi bir hale getirildi. Restorasyon çalışması da yapılacak. Projeler değerlendiriliyor. Bölgedeki hareketliliğin azalmasının ardından yapılacak restorasyon çalışmaları için muhafaza altındaki bina, proje aşamasında” denildi.

2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den Atatürk'e hakaret iddiasına ilişkin açıklama

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Siyasi mücadelenin bir ahlakı olmalıdır. Siyasi mücadele dürüstçe, mertçe, adam gibi yapılmalıdır. Tarihin her devrinde, amaca giden her yolu meşru ve mubah görenler tehlike saçan irtibat ve iş birliği içine girmekten kaçınmamışlardır. Çünkü fazilet ve ferasetleri kuru, fikir ve fiilleri kördür." dedi. Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 27 Mayıs Ülkücü Şehitleri Anma Günü'nde il başkanlarıyla özlem giderdiklerini, ardından Merkez Yönetim Kurulu ile Merkez Disiplin Kurulu'nun ortak toplantısını gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Bir gün sonra da belediye başkanlarıyla bir araya gelerek içinden geçilen siyasi süreci ve belediyelerin ana meselelerini ele aldıklarını ifade eden Bahçeli, "Teşkilatlarımız diridir, dengelidir, dava mücadelesini yurdumuzun her köşesinde şevkle, heyecanla, inanmışlıkla ve ağız birliği içinde ifa etmektedir." diye konuştu. Bahçeli, partisinin diğer yetkili kurullarının faaliyetlerini azimle ve istikrarla sürdürdüğünü belirterek, şöyle konuştu: "Kalpleri mühürlü olanlar görmese de çalışıyoruz, çabalıyoruz, milletimize hizmetkarlıkta canımızı dişimize takıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışının rehberliğinde duruş göstermektedir. İstiyoruz ki, istiklal için birlik olalım. Diliyoruz ki, istikbal için dirlik içinde hareket edelim. Nihayetinde diyoruz ki, kazanan Türkiye, kazançlı çıkan Türk milleti olsun. Ne gidilecek bir yerimiz ne de terk edilecek bir toprağımız vardır. Ne sırt dönülecek bir insanımız ne de sırça köşklere değişilecek bir ülkemiz söz konusudur. Geleceğe umutla bakıyoruz, gelişmeleri ufuk derinliğiyle kavrıyoruz. "BİZ BU ÜLKEYİ KARŞILIKSIZ SEVDİK" Türkiye'nin hakkını görmeyen, Türk milletinin haysiyetini gözetmeyen her teklife, her tertibe, her teşebbüse, her tefrikaya karşıyız, kapalıyız. Duymayan varsa tekrar edeyim, biz bu ülkeyi karşılıksız sevdik. Biz bu milleti canımızdan aziz bildik. Biz bu cennet vatanı namus belledik." Türkiye'yi meşgul eden her sorunla ilgili düşüncelerinin, yapıcı önerilerinin MHP muhaliflerinin dahi bildiği ve tasdik ettiği bir gerçek olarak meydanda bulunduğunu aktaran Bahçeli, "MHP Milliyetçi Hareket Partisi olarak kendimize güveniyoruz, milletimize inanıyoruz." dedi. Türkiye'yi kötüleme yarışı içine girenlerin milli özgüveni aşındırmak isteyen "çorak zihniyetlerden" başkası olmadığını ifade eden Bahçeli, "Öldük, bittik, tükendik, mahvolduk, bizden bir şey olmaz teranelerine hapsolan süfli çevrelerin bizatihi Türk milletiyle ilgili sorun ve sıkıntıları olduğunu görmek ve deşifre etmek lazımdır. Bugünkü siyasi panoramadan bakınca zillet ittifakının çatısı altında buluşan partilerin içine düştükleri zaaf ve açmazların temelinde objektif bir değerlendirmeyle söylersek bu tespitimizin yattığı görülecektir." değerlendirmesinde bulundu. Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Siyasi mücadelenin bir ahlakı olmalıdır. Siyasi mücadele dürüstçe, mertçe, adam gibi yapılmalıdır. Tarihin her devrinde, amaca giden her yolu meşru ve mubah görenler tehlike saçan irtibat ve iş birliği içine girmekten kaçınmamışlardır. Çünkü fazilet ve ferasetleri kuru, fikir ve fiilleri kördür. İlkesizlerin bağımsız bir iradesi olamaz. İradesi esir düşenler için ülke ve ülkü diye bir meselenin esamisi okunamaz. Bu eyyamcı tipler gelene ağam gidene paşam diyecek kadar çıkarlarına düşkündür. Bunları kimler kafa kola almışsa, onlarla ahbap çavuş ilişkisine girerler. Zillet partileri, kağıttan kaplan olmaları şöyle dursun, zalimlerin elindeki yedili kozdur. İkbal kaygıları her şeyin önündedir. Yeter ki ağızlarına bir parmak bal sürülsün, her yeri içi boşaltılacak arı kovanı zannederler. Kapan üstünde peynir bile görseler, akara kokara bakmazlar, midelerine girecek bir lokmanın peşine düşerler. Sinek gibidirler, pekmezciyi hemen tanırlar. Kümesi iyi biliyor diye tilkiyi bekçi yapmaya kalkarlar. Gavurun ekmeğini yediler mi, kılıcını sallamaya başlarlar. Bunlara göre etek öpmekle dudak kirlenmez, eğilip diz çökmekle onur elden gitmez. Çobanla bir olup kuzuyu yerler, sonra da dönüp sahibiyle birlikte yas tutarlar. Hz. Ali'nin katili İbn-i Mülcem gibi ikiyüzlüdürler. Mescid-i Dırar'ın müdavimleri kadar fitnecidirler. Suret-i haktan görünseler de siret-i hakikatleri felakettir. Türkiye işte böylesi bir muhalefet yozlaşmasına alarm verici ölçüde maruzdur." ERKEN SEÇİM TARTIŞMASI Kılıçdaroğlu ve diğer yandaşları bu operasyonların siyaset ayağıdır. Biden'ın dümen suyuna giren, kanlı teknesine binen Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'nin erken seçim isteği sahibinin sesidir. Türk milleti böylesi bir tuzağa düşmeyecektir. Oyun büyük, oyun sinsi, oyun karanlıktır. CHP yönetiminin makam ve koltuk uğruna Türkiye'nin karşısına geçmesi zillet değil de nedir! CHP Genel Başkanı bir an önce seçime gidilmesi isteniyor. Belli ki acelesi var, milletten korkulur mu diye soruyor. Desteksiz sallayan Kılıçdaroğlu, seçimlerin yapılıp yapılmamasıyla ilgili referandumdan bahsediyor. Yalan makinesi olmakla kalmıyor terör örgütlerinin neşesi olduğunu görmüyor, göremiyor. Kılıçdaroğlu masal anlatmasın. Mafyanın CHP'ye boyalı medyaya nasıl nüfuz ettiğini, kafese nasıl yerleştirdiğini görmeyen kalmamıştır. CHP yönetimi öyle bir hal almıştır ki düğüne götürseniz zurna beğenmezler. Tek ayak üstünde 40 yalan söylerler. Sayın Kılıçdaroğlu fazla zorlama, fazla hesap hatası yapma, ülkemizin erken seçim diye bir gündemi yoktur. Bunu da kiralık aklından çıkarma. Seçimlere bugün itibariyle 754 gün kalmıştır. TERÖRLE MÜCADELE Terörle mücadele alanında gösterilen başarılar milletimizi haklı olarak sevindirmektedir. 1 Ocak'tan bu yana yapılan 181 operasyon 1162 terörist etkisiz hale getirilmiştir. İhanetin bedeli hainlere ödettirilmektedir. PKK/YPG'nin beli kırılmıştır. Teröristlerin temizletilmesi konusunda üstün bir mücadele yürütülmektedir. Diken battığı yerden battığı zaman çıkarılacak, terör örgütlerinin kaynak ve üreme alanları yerle bir edilecektir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizle gurur duymak, sonuna kadar destek vermek milli vecibedir. FETÖ'nün kalıntıları ve kripto elemanları yakalanıp cezalandırılacaktır. Hain teröristbaşı Gülen'in yeğeni olan Selahaddin Gülen, Türkiye'ye getirilmiştir. Vakit adalet önünde hesap verme vaktidir. FETÖ ile ilgili dosya sayısı 58 bin 720'dir. 1780 gündür süren mahkemelerin vicdanı rahatsız ettiğini ikazen söylemek isterim. Yargı reformlarının konuşulduğu bir dönemde FETÖ ve PKK'yı kapsamına alan adli süreçlerin bitirilmesi süratle temin edilmelidir. FETÖ'nün de PKK'nın da kökü kazınmalıdır. Terörle mücadelede hukuk sınırlarına bağlı kalarak icra edilmektedir. Toplumsal huzurumuzun kalıcılığı ve devamlılığı terörün hayatımızdan tamamen çıkarılmasına bağlıdır. Bugün mutfak yanıyorsa yarın söndürürüz. El birliği, güç birliği yaparız. Ekonomideki ağırlıkları birer birer söküp atarız ancak vatan yanarsa, ne karnımızı doyuracak sofra bulabilir. CHP yönetimi bağımsızlık ve bekamız risk altındayken hangi yangından söz açıyor. Suriye yaklaşık 10 yıldır iç savaş tünelindedir. Esad 2014'te yüzde 88 olan oyunu, yüzde 95.1'e çıkarmıştır. Şam'da halk sabaha kadar kutlama yapmıştır. Halk yoksul ve açtır, sefalet diz boyudur. İç savaş olmasaydı, bugünkü kara tabloya mahkum olurlar mıydı? Suriye trajedisinden hiç mi çekinmiyorlar? Rezil senaryoları da mı görmüyorlar? CHP zihniyetinin yatıp kalkıp mutfak demesi nasıl bir körlük, nasıl bir kütüklüktür? Yabancı gazeteleri okuyun, CHP'nin siyasi üslubuyla benzerliği hemen fark edeceksiniz. Biden, New York Times gazetesine verdiği demeçte muhalefeti desteklemesi zillet ittifakına atılmıştır pastır. ABD'nin 2022 bütçesinde savunma harcamaları kaleminde terör örgütü PKK'nın da bulunduğu programa 522 milyon dolarlık fon ayrılması müttefiklik ilişkisine dair şerefli bir tavır mıdır? Bize göre şerefli bir tavır değildir. Zillet ittifakına göre devletin ve milletin hakkını savunmak gibi bir gündem söz konusu değildir ama biz öyle değiliz, olamayız. Herkes eşittir Türkiye'dir. Terörle mücadele esnasında şehit olan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Biden'ın zillet masasında elinden tuttuğu 7'li kozu ne olursa olsun Türkiye ite eyvallah etmeyecektir. ATATÜRK'E HAKARET İDDİASI Atatürk bizim simgemizdir, ona laf yoktur. Baş giderse börk gider, bir daha da geri gelmez. Atatürk'e tahammülsüzlük Türkiye Cumhuriyeti'ne tahammülsüzlüktür. Keskin önyargılarla Atatürk düşmanlığı yapmak hiyanete hizmettir. Atatürk alerjisini nasıl okumalıyız? Her güzel ve memnuniyet verici gelişmelerin yaşandığı dönemde suyu bulandıran, Müslüman kisvesi altında yapanların amacı provokasyondur. Gizli FETÖ'cü olup olmadıkları mutlaka incelenmelidir.  Herkes uyanık olmak zorundadır. Atatürk milli birliğimizin ortak paydasıdır. Atatürk'e dil uzatanlar daha iyi Müslüman olduğu mu sanıyorlar? Atatürk düşmanlığı yapmak ihanete hizmettir. Ey kendini bilmez akılsızlar, Atatürk'ümüzden ne istiyorsunuz!  Herkes bilsin ki Atatürk bizim ve milletimizin kırmızı çizgisidir. Atatürk Türkiye demek, Atatürk cumhuriyet demektir. Onu rahmetle anmak, ona saygı duymak, onun eserlerine sahip çıkmak her nesil için görevdir. Uyarıyorum; Atatürk'ten elinizi çekiniz. MHP, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e sonuna kadar sahip çıkacaktır.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 13 14