05 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

LGBT’ye karşı ‘Büyük Aile Yürüyüşü’

Küresel bir çeteye dönüşen LGBT lobisinin dayatmasına 'dur' demek için yola çıkan aileler, Fatih’teki Saraçhane Parkı’nda toplandı. 150 STK’nın ve çok sayıda vatandaşın katıldığı yürüyüş yoğun ilgili gördü.

1 yıl önce

Halk TV'de skandal benzetme: 'Büyük Aile Yürüyüşü'nü hedef alan Mehmet Yılmaz LGBT ile Aleviliği aynı kefeye koydu

LGBT dayatmasına karşı, 150 sivil toplum kuruluşu ve ailelerin de aralarında olduğu yaklaşık 30 bin kişi dün İstanbul Saraçhane Parkı'nda bir araya geldi. "Aileni ve neslini koru, sapkınlığa dur de" sloganıyla düzenlenen mitinge yoğun katılım sağlandı. 'Büyük Aile Yürüyüşü' adıyla buluşan aileler, eşcinsellik dayatmasına dur demek için Saraçhane'den Beyazıt'a yürüdü CHP tarafından fonlandığı bilinen Halk TV'de ise küresel bir çeteye dönüşen LGBT lobisine karşı yapılan 'Büyük Aile Yürüyüş'ü hedef alındı. "LGBT'YE KARŞI MİTİNGLE ALEVİLERE KARŞI MİTİNG ARASINDA FARK YOKTUR" Ayşenur Arslan'ın konuğu olan CHP yandaşı yazar Mehmet Yılmaz, LGBT ahlaksızlığını Alevilikle benzeterek skandal ifadeler kullandı. Mehmet Yılmaz, "LGBT bireylere karşı bir miting yapıyorum demekle, Alevilere karşı bir miting yapıyorum demek, Suriyeli göçmenlere karşı bir miting yapıyorum demek, Afrika'dan gelen göçmenlere karşı miting yapıyorum demek arasında hiçbir fark yok" dedi. Yılmaz'ın söylemleri büyük tepki topladı.

1 yıl önce

Evlat nöbetinde 38'inci kavuşma: Terör örgütü PKK'dan kaçıp ailesi ile buluştu

İçişleri Bakanlığı, ikna çalışmaları sonucu terör örgütünden kaçarak teslim olan teröristin, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde evlat nöbeti tutan ailesiyle kavuştuğu anlara ilişkin görüntüleri paylaştı. Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen ikna çalışmaları sonucunda, PKK terör örgütünden kaçan terör örgütü mensubu dün güvenlik güçlerine teslim olmuş, bu yıl teslim olan örgüt mensubu sayısı 87'ye yükselmişti. Bakan Soylu: PKK bu topraklardan silinecek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün yaptığı paylaşımda, "Evlat nöbetindeki ailelerin azmi ve cesaretiyle bir buluşma daha gerçekleşiyor. Evlat nöbetinde 38'inci buluşma, inşallah devamı gelecek. Arkasında olan güçlere rağmen PKK, bu topraklardan silinecek." ifadelerini kullanmıştı. İçişleri Bakanlığı, söz konusu örgüt mensubunun, annesi Sevim Dayaklı ve ağabeyi Mehmet Aytekin ile kavuşma anının görüntülerini paylaştı. Teröristin ailesi, 21 Kasım 2019'dan bu yana Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti tutuyordu.

1 yıl önce

İzmir'de Hülya öldü acılı aileden Tunç Soyer'e tepki! 'Bir tuvalet yapmak bu kadar mı zor, 2 çocuk annesiz kaldı’

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2017'de hizmete açtığı ancak güvenlik görevlileri için tuvalet yapmayı unuttuğu Konak tramvayında görevli güvenlik görevlisi Hülya Onaylı, ihmal yüzünden önceki gün canından oldu. İstasyonlarda tek başına görev yapan bazı kadın güvenlik görevlileri, görev yerlerinden ayrılamadıkları için altlarına bez bağlamak zorunda kaldı. Bazıları da tuvalet ihtiyaçlarını çevredeki işyerlerinden sağlamaya başladı. Geçtiğimiz yıl özellikle kadın güvenlik görevlilerinin karşı karşıya kaldığı durum haberlere konu olmuştu. Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı METRO A.Ş Yönetimi çalışanların bu taleplerini geri çevirmesi bir cana mal oldu. Konak Köprü durağında görev yapan kadın güvenlik görevlisi Hülya Onaylı (40) tuvalet ihtiyacını gidermek için yolun karşısına geçmek isterken bir aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Yakınları Tunç Soyer'e tepki gösterdi İhmal yüzünden canından ölen Hülya Onaylı'nın cenaze töreninde gözyaşı ve öfke vardı. Eşrefpaşa Çinili Cami'de düzenlenen törende eşinin tabutunu sırtında taşıyan Erkan Onaylı, ayakta durmakta güçlük çekti. İki çocuk annesi Hülya Onaylı'nın yakınları cenazeye katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e büyük tepki gösterdi. "Bir tuvalet yapmak bu kadar mı zor?" Onaylı'nın ikizi Derya Karaca, Soyer'e, "Benim kardeşim tuvalete giderken öldü. Geride iki tane yetim bıraktı. Bir tuvalet yapmak bu kadar mı zor. Allah katında bunun hesabını kim verecek? Belki sizin odanızda özel tuvaletleriniz var. Bu insanlar altlarına bez bağlayarak tramvay istasyonlarında görev yapıyorlar. Yazık değil mi?" diyerek tepki gösterdi. "İhmaliniz yüzünden 2 çocuk annesiz kaldı" Abla Semra Şengül de; "5 senedir oraya bir tuvalet yapılsın diye yalvarıp yakarıyorlar. Siz bunu hiç duymadınız mı? Sizin ihmaliniz yüzünden iki tane küçücük çocuk anasız kaldı. Ne yapacağız biz şimdi? Tramvay istasyonlarında çalışanlar tuvalet yapılsın diye belediyeye dilekçe vermiş, gazeteler haber yapmış. Hiç görmediniz mi, verdikleri dilekçeleri okumadınız mı? Niye duyarsız kaldınız. Bu nasıl vicdansızlık. O idarecilerin özel tuvaletleri var. Bu nasıl bir ayrımcılık. İşçiyiz diye ölelim mi?" diye bağırdı. "Altlarına bez bağlıyorlardı" Hülya Onaylı'nın diğer bir ablası Berna Özen de kardeşinin ağzından defalarca tramvay istasyonlarında görev yapan kadın güvenlik personelinin altlarına bez bağladıklarını duyduğunu belirtip "Benim kardeşim trafik kazasında değil iş cinayetinde öldü" dedi. Çocuklarının yaşları... Özen haklarını sonuna kadar arayacaklarını belirterek büyükşehir belediyesine dava açacaklarını söyledi. Kılınan cenaze namazının ardından Hülya Onaylı, gözyaşları arasında Karşıyaka Örnekköy Mezarlığında toprağa verildi. Talihsiz kadının ölümüyle birlikte 1.5 yaşındaki Umay ile 3 yaşında Utku yetim kaldı.

1 yıl önce

BBP Genel Başkanı Destici CHP'ye seslendi: Şehit polisimizin ailesinden özür dileyecekler mi?

Gürcistan'ın Ankara Büyükelçisi George Janjgava, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'yi parti genel merkezinde ziyaret etti. Ziyarette konuşan Destici, Türkiye ile Gürcistan'ın iki dost ülke olduğunu belirterek iki ülke ilişkilerinin olumlu ilerlemesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye'nin tüm komşularıyla iyi ilişkiler kurmak için gerekli adımları attığına işaret eden Destici, bölge istikrarı için Gürcistan'ın huzur ve güvenliğini önemsediklerini söyledi. Mersin'in Mezitli ilçesinde polisevine dün akşam PKK'lı 2 teröristin saldırı düzenlediğini anımsatan Destici, terör saldırısını lanetleyerek şehit olan polis memuru Sedat Gezer'e Allah'tan rahmet, ailesine, Türk Polis Teşkilatına ve Türk milletine başsağlığı diledi. Destici, bazı çevrelerce, "Türkiye'de terörle mücadele adı altında bazı gazetecilerin tutuklandığı"na ilişkin iddiaların ortaya atıldığını, buna karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'de gazetecilikten dolayı tutuklanan kimse olmadığına dair yaptığı açıklamayı hatırlattı. "HDP'YE SORMUYORUM ÇÜNKÜ ZATEN HDP TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PARTİSİ" Mustafa Destici, açıklamasına şöyle devam etti: "Dünkü saldırıda karşımıza çıkan 2 teröristten birinin, ismini zikretmek istemiyorum, CHP'nin ve HDP'nin 'Tutuklu ve Hükümlü Gazeteciler Tablosu'nda yer aldığını görüyoruz. HDP'ye sormuyorum çünkü zaten HDP terör örgütünün partisi. CHP'ye sormak istiyorum; acaba Türk milletinden, şehit polisimizin ailesinden özür dileyecekler mi? Türkiye'de tutuklu bulunan, gazeteci diye nitelendirilen kişiler, PKK ya da diğer terör örgütleriyle iltisakı sabit olduğu için tutuklanıyor. Bu terörist, bırakılıyor ya da cezasını çekip çıkıyor ve en son canlı bomba eylemi gerçekleştiriyor." Terör örgütünün partisi olamayacağını belirten Destici, terör örgütünün partisiyle seçimlerde iş birliği yapanların ya da yapmayı hesap edenlerin dünkü terör saldırısından ders çıkarmaları gerektiğini söyledi. HDP ile PKK arasındaki ilişkiye işaret eden Destici, "Anayasa Mahkemesinin de bütün bunları göz önüne alarak artık Anayasa'nın emrini yerine getirmesi gerekiyor." dedi. "SADECE KOMŞU DEĞİL STRATEJİK ORTAĞIZ" Janjgava ise Türkiye'nin kendileri için sadece komşu ülke olmadığını, aynı zamanda stratejik ortakları olduğunu ifade etti. Türkiye ile Gürcistan arasında geçen yıl 2 milyar doların üzerinde ticaret yapıldığına dikkati çeken Janjgava, iki ülkenin stratejik projelerde yer aldığını bildirdi. Görüşme daha sonra basına kapalı devam etti.

1 yıl önce

Gazete Duvar'ın yazarı Osman Özarslan'dan 'Büyük Aile Yürüyüşü'ne katılanlara ahlaksızca 'pedofili' suçlaması

Fikirde Birlik Platformu öncülüğünde başlayan 150 toplum kuruluşunun da katılım gösterdiği LGBT dayatmasına karşı İstanbul Saraçhane Parkı'nda düzenlenen "Büyük Aile Yürüyüşü"nün yankıları sürüyor. LGBT lobisinin hazımsızlığı sürüyor LGBT lobisi de on binlerce ailenin çocuklarıyla katıldığı ve bu dayatmaya karşı duracaklarını yüksek sesle haykırdıkları yürüyüşü karalama kampanyasını yürütmeye devam ediyor. ABD ve Avrupa'dan fonlanan medyadan kara propaganda ABD, İsveç ve Norveç’ten yüzbinlerce dolar ödenek alan medya sitelerinin başında gelen ve LGBT lobisinin Türkiye'deki en büyük maşaları arasında yer aldığı bilinen ‘Gazete Duvar’ Büyük Aile Yürüyüşü'ne karşı karalama kampanyasını sürdürüyor. Eşcinselliği normalleştirmeye yönelik içerikleriyle ve PKK ile HDP destekçisi haberleriyle daha önce defalarca tepkilerin hedefi olan 'Gazete Duvar'dan LGBT dayatmasına karşı yapılan mitingi yönelik bir hamle daha geldi. LGBT lobisinin Türkiye'deki maşasından ahlâksız ithamlar Gazete duvar yazarı Osman Özarslan köşe yazısında 'Büyük Aile Yürüyüşü'nü hadsiz sözlerle hedef aldı. Özarslan, yürüyüşü düzenleyenler, destekleyenler, katılanlar ve konuşmacılara yönelik ahlak sınırlarını aşan benzetmeler yaptı. Yürüyüş katılımcılarının 'pedofiliyi caiz gördüklerini' öne sürerek ahlaksız ithamlarda bulunan Özarslan yazısında açıkça aile kavramını da hedef alıyor. Hedef aileyi yok etmek Aileyi 'imkansız' olarak niteleyen ve hedefin aileyi yok etmek olduğunu da adeta itiraf eden Osman Özarslan'ın skandal ifadeler barındıran yazısı şöyle: “En başa dönüp, Büyük Aile Mitingi’nin katılımcılarına, destek verenlerine, konuşmacılarına baktığımızda, gördüğümüz şey gerçekten büyük bir aile. 'Pedofiliyi sürdürülebilir hale getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar' Bu ailenin büyükleri pedofiliyi dinen caiz, hukuken yasal, ahlaken sürdürülebilir hale getirmek için ellerinden geleni yaptıkları için, kendi öz kızına göz koyan, onu herkesten önce talan edilecek bir meyve ağacı olarak gören baba işte bu ailenin ferdidir. 'Aile imkansızlık alanı' Aile dediğimiz imkânsızlık alanı aslında erkekler ailesinin fertlerinin bir başka imkânsızlık olan iktidarlarının muhayyel arazisinden başka bir şey değildir.”

1 yıl önce

Diyarbakır annelerinin oturma eylemine bir aile daha katıldı: Ailelerin sayısı 313'e yükseldi

Terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan çocukları için 3 Eylül 2019'da farklı kentlerden Diyarbakır'a gelerek HDP il binası önünde bin 123'üncü gününde devam ediyor. Evlat nöbetine bir ailenin daha katılmasıyla aile sayısı 313'e ulaştı. İstanbul'da 1999 yılında 22 yaşındayken kandırılarak terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını ileri süren Dursun Topal'ın ağabeyi Ali Topal, kardeşine "teslim ol" çağrısında bulundu. Annesinin hasta olduğunu ve dünya gözüyle son kez kardeşini görmek istediğini söyleyen Topal, "Kardeşimi HDP'den istiyorum. Kardeşim İstanbul Üniversitesi'nde okuyordu. Oradan kandırılıp dağa götürüldü. Kardeşim eğer beni duyuyor ve görüyorsa, annen çok ağır hasta olmuş. Annem dünya gözüyle son kez oğlumu görmek istiyorum diyor. Sesimi duyar duymaz gel emniyete teslim ol. Devlet büyüklerimiz bu konuda çok emek sarf ediyorlar. Herkes elinden geleni yapıyor. Cumhurbaşkanımız ve bakanımıza çok teşekkür ederim. Devletimiz bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Burada HDP gençleri dağa gönderdiği için kardeşimi de aralarında gönderdiler. Bundan dolayı kardeşimi HDP'den istiyorum" dedi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “LGBT’yle birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çekya ziyareti dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı. Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüyle ilgili yasal düzenleme çağrısıyla ilgili konuşan Erdoğan, gündeme ilişkin çarpıcı mesajlar verdi. Dezenformasyonla mücadele yasasına ilişkin, "Aile kavramı bizim olmazsa olmazımız" diyen Erdoğan, ABD'nin GKRY için aldığı ambargo ve silah kararıyla ilgili de net konuştu. SORU-CEVAP KILIÇDAROĞLU'NUN BAŞÖRTÜSÜYLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEME ÇAĞRISI Kemal Kılıçdaroğlu başörtüsüyle ilgili yasal düzenleme çağrısı yaptı. Siz çıtayı daha da yükselttiniz, daha geniş çerçevede anayasal düzenleme yapma çağrısıyla karşılık verdiniz ve bu Meclis’e gelecek. Sadece başörtüsü yok bunun içerisinde. Aile kurumunun korunmasını da kapsamasını ifade etmiştiniz. Nasıl bir anayasa düzenlemesi öngörüyorsunuz? Aslında Kılıçdaroğlu’nun ortaya attığı bu tez, siyaseti ne kadar bilmediğini, kendisinin bir siyaset fukarası olduğunu gösteriyor. Bir defa ortada şu anda yasal bir düzenlemeyi gerektirecek bir durum yok ki. Şu anda bu haliyle kızlarımız üniversiteye, ortaöğretime gidebiliyor mu, polis olabiliyor mu, asker olabiliyor mu? Evet. Bütün bunlar şu anda var mı? Var. Şimdi böyle bir durum ortadayken, bayram değil seyran değil, nereden çıktı bu iş? Sen dürüstsen, o zaman gel bunu Anayasa’ya alalım ki bundan sonra kimse bu işin üzerinde oynayamasın. Hemen ne yaptılar? Onun malum bir adamı var. “Desteklemeyeceğiz” dedi. Bunu söylemeye başladılar. Öyle de olsa şu anda ben çalışmayı başlattım. Adalet Bakanımın riyasetinde şu an itibarıyla gerek Bekir Bey gerek Anayasa Komisyonu Başkanım, Adalet Komisyonu Başkanım, onlar şu anda bu çalışmayı yapıyorlar. “Yanınıza milletvekili arkadaşlarımızı, MYK’den arkadaşlarımızı da alın çalışmayı hazırlayın” dedim. Devlet Bey’le de görüştüm bu konuyu. İnşallah bu işi hemen Meclis’e sunalım. Tabii ne olacak sunacağız? Anayasa değişikliği olarak. İnşallah arkadaşlar güzel bir hazırlık yapacaklar ve bu hazırlığı da Meclis’e sunacağız. "NE KADAR SAMİMİSİN, DEĞİLSİN; BUNU BURADA GÖRECEĞİZ" Sadece bu konu mu, hepsi beraber mi? Aile filan hepsi bu işin içinde. Öyle bir şey yapıyoruz ki hadi bakalım görelim seni. Bu işte ne kadar samimisin, değilsin; bunu burada göreceğiz. "AİLE YAPIMIZI BUNLAR DEJENERE ETMENİN GAYRETİ İÇERİSİNE GİRDİLER" Bir şeyi merak ediyorum. Başörtüsüyle ilgili hemen karar verip bir hamle yaptınız ve Anayasa değişikliği teklifini getirdiniz. Ancak aile yapısıyla ve ailenin korunmasına yönelik değişikliklerle ilgili bir hazırlık var mıydı? Onun kararını hemen mi verdiniz? Aile kavramı bizim olmazsa olmazımız zaten. Çünkü güçlü bir millet, güçlü aileden olur. Şimdi bizim bunun çalışmasını da yapmamız lazım. Çünkü son zamanlarda topluma LGBT’yi soktular. LGBT’yle birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız. Biz kimlerin LGBT’ci olduğunu biliyoruz zaten. Ama bunu da aile olarak gelip oraya koyalım. Burada da çıksın bakalım neresinden savunacak onu da görelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Prag'da Aliyev ve Paşinyan'ı ortak masada bir araya getirdi. "BENİM MİLLETİM ÇOK DAHA ÖZGÜR BİR HAYATIN TADINI YAŞAYACAK" Kemal Kılıçdaroğlu, geçmiş dönemde sizin adım atmayı planladığınız konularla ilgili önceden çeşitli sosyal medya mesajlarıyla ön almaya çalıştı. Bu konuda da sizin hem başörtüsü hem aileyle ilgili düzenleme yapma kararınız eğer önceden varsa, bu karar ona ulaşmış olabilir mi? Başörtüsüyle alakalı herhangi bir şey yoktu. Niye? Çünkü bizim böyle bir problemimiz yoktu. Çözmüşüz bunu. Şimdi biz bunu çözdüğümüze göre bu bizim gündemimizde niye olsun. Bu beyefendi getirdi bunu gündeme koydu. Bu da ne oldu? Bu pek pas vermekten de anlamaz ama farkında olmadan bize bir pas verdi. Bizim de golü atmamız lazım. Bilmiyor benim ömrümüm santraforlukla geçtiğini. Artık Allah’ın izniyle Sayın Kılıçdaroğlu gibileri bu ülkenin başına gelemeyeceğine göre bu millet bunları derdest etti, bitti. Bundan sonra artık benim milletim çok daha özgür bir hayatın tadını yaşayacak. "UTANMADAN, SIKILMADAN 'BİZ DE DESTEKLEYECEĞİZ' DİYOR" Başörtüsü, Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündemine nasıl bir anda geldi? CHP bunu gerçekten istiyorsa Anayasaya neden karşı çıkıyor? Bir defa yasal bir düzenlemeyi gündeme getirmesi bile çok çok gayriciddidir. Üstelik de o masanın etrafında olanlardan bir tanesi, utanmadan sıkılmadan 'biz de destekleyeceğiz' diyor. Kimlerin olduğunu anlayın artık… Gazı verdiler, sonra da destekliyoruz diyorlar. "BU YASANIN ÇIKIŞIYLA GEREĞİ NEYSE ONU YAPACAĞIZ" Dezenformasyonla mücadele yasası gündemde. Son yıllarda etnik ve mezhep temeline bölücülük yapan medya kuruluşlarına akan fonlar var. Özellikle Avrupa Birliği ve batılı ülkeler LGBT’yi, bölücülüğü fonluyorlar. Medyada bir millilik meselesi var. Dezenformasyon yasasıyla ilgili kanaatiniz nedir? Dezenformasyonla mücadele yasasıyla ilgili 14 madde Meclis Genel Kurulu’ndan geçti. Bu yasanın çıkışıyla beraber inşallah bunları ciddi manada frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da inşallah yapacağız. Yasa bu noktada zengin, güçlü bir yasa. "İHA'LARI, SİHA'LARI KUZEY KIBRIS'A YERLEŞTİRDİK" KKTC Dışişleri Bakanı bir açıklama yaptı, “BM’ye bir ay süre verdik ya bizi tanı ya da barış gücünü Kıbrıs’tan çek” dedi. Çekmezse ne olur? Bir de kuşatma olarak görüyorlar ambargo ve silah kararını. Dolayısıyla acaba Türkiye ek takviyeye hazır mı? Karpaz’a bir Türk üssünden bahsediliyordu. Dedeağaç’a alternatif olacak şekilde. Türk üssü hazırlığımız var mı? Bu konuda biliyorsunuz biz kimsenin düşünmediği bir dönemde ne yaptık? İlk işimiz İHA’ları, SİHA’ları Kuzey Kıbrıs’a yerleştirdik. Şu anda İHA ve SİHA’larımız oradalar ve bu söylediğiniz yerle ilgili konuda da yine benzer şeyler olabilir. Bunun olması da zaten haktır. Çünkü Kuzey Kıbrıs’ı dört bir yandan, her yönüyle bizim sağlama almamız lazım. Olsa da olmasa da zaten bizim şu anda kendi ana karamızdan uçaklarımız kalktığı anda zaten anında Kuzey Kıbrıs’ta. Herhangi bir sıkıntı orada da söz konusu değil. Bir de bu akşam Anastasiadis, illa bir görüşelim, konuşalım filan dedi. Araya birilerini de soktu. Dedim ki “Başkan sen şimdi zaten gidiyorsun”. İki ay sonra ayrılıyor. Dedim “Böyle bir zamanda bunlar konuşulmaz.” Ayrıca dedim ki “Siz hep bir yerden bir talimat alıyorsunuz. Bu talimatlarla falan zaten bu işler yürümez.” Onun için bunların ipiyle kuyuya inilmez. Aksi takdirde kuyuda kalırsın. "DEMOKRASİ SANDIKTIR" Kemal Kılıçdaroğlu’nun 9-13 Ekim arası ABD ziyareti var. Kamuoyunda da çok tartışıldı. Kendisi de “icazet almaya gitmiyorum” dedi. CHP’ye yakın çevreler de “Ne var bunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan da 2002 seçimlerinden önce gidip Amerika’da görüştü” değerlendirmesini yaptı. Siz ne düşünüyorsunuz? Onlar beni iyi takip etmiyorlar. Biz bir defa ilk seçimi yaptığımızda ve bu seçimden de açık ara büyük bir başarıyla birinci parti olarak çıktıktan sonra gitmiştik. Ben o zaman bir Avrupa seyahati yaptım, Avrupa ülkelerini dolaştım. Bir de Amerika’ya gittim. Avrupa’da Chirac’la, Schröder’le görüşmüştük. Lüksemburg’un Başbaşkanı Jean-Claude Juncker’le de görüşmüştük. Hatta Juncker’e bir gazeteci “Siz normalde seçilmişleri karşılıyorsunuz” demişti. O da dedi ki “Demokrasi sandıktır. Biz sandıktan çıkana saygı duyarız. Erdoğan sandıktan çıktı. Ben ona demokrasinin gereği olarak saygı duyuyorum ve kimseyi de rahatsız etmesin.” Geldi beni bir de havaalanına kadar uğurladı. Ben Bay Kemal’i de hiç önemsemiyorum, gidebilir. Mevla dünyayı kulları için yaratmış. Herkes istediği yere, istediği zaman gidebilir. Yani onun bu derdi bizi niye ilgilendirsin.

1 2 ... 16 17 18 19 20 21 22 ... 30 31