06 Mayıs Pazartesi 2024
1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu, 19 Mayıs 1919’a soykırım diyen Apolas Lermi'ye sahip çıktı

Lermi, Matthaios Tsahouridis’in Trabzonspor’un kutlamalarındaki konserinin iptal edilmesine gösterdiği tepkiyle hatırlanıyor.

1 yıl önce

Sözcü ve Oda TV’den 19 Mayıs yalanı: “Japonlar Atatürk'ü andı, bunlar anmadı!”

Oda TV ve Sözcü Gazetesi, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ile ilgili birçok bakanlığın sosyal medya hesabından paylaşım yapmadığını iddia etti. Ekrem İmamoğlu’nun imajını yerle bir eden eski İBB sözcüsü Murat Ongun’un ısmarla haberi olduğu belli olan haberin gerçeği yansıtmadığı kısa sürede anlaşıldı. İçişleri Bakanlığı sosyal medya hesabının, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun saat: 09.19’da İçişleri Bakanlığı web sitesi üzerinden paylaştığı mesajını RT’lediği görüldü. İMAMOĞLU, 19 MAYIS’TA TÜRKLERE SOYKIRIMCI DİYEN KİŞİYİ SAHNEYE ÇIKARDI Öte yandan Ekrem İmamoğlu’nun, Türkleri soykırımcı ilan eden Apolas Lermi'yi İBB’nin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarında sahneye çıkarması tepkilere neden olmuştu. https://twitter.com/genelgundem/status/1527344862902702091?s=21&t=1Jp5L8XhLqMI-UtAadnwCw

1 yıl önce

Erk Acarer’in Sezgin Baran Korkmaz’a ‘yeşil pasaport’ yalanı

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’e verdiği destekten sonra gazeteciliği tartışılan, ismi tetikçiye çıkan ve Birgün Gazetesi’nden kovulan Erk Acarer şimdi de ABD'nin talebi ile Avusturya'da tutuklanan SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz’ın sözcülüğüne soyundu. Kamuoyunu yalan, yanlış bilgilerle meşgul eden Acarer, Korkmaz’ın 2020 yılında hakkındaki soruşturmadan dolayı iptal edilen pasaportunu yeniden gündeme getirdi. Acarer, sosyal medya hesabı Twitter’dan, “Sorum şu: Sezgin Baran Korkmaz ve eşine Yeşil Pasaport verdiniz mi vermediniz mi? Umuyorum ki beni en yakın zamanda yalanlayacaksınız! Akşama kadar zaman var. En içten saygılarımı sunarım efenim…” diye sordu. https://twitter.com/eacarer/status/1527254074206339072?s=21&t=1Jp5L8XhLqMI-UtAadnwCw Acarer’in, Korkmaz’ın 2020 yılında hakkındaki soruşturmadan dolayı iptal edilen pasaportunu Ticaret Bakanlığı’nın talebi doğrultusunda 5682 sayılı Pasaport Kanununa göre ihracatçıların “Hususi Damgalı Pasaport” alabileceğini biliniyorken tekrar gündeme getirmesi tetikçilik, algı operasyonu olarak yorumlandı. Öyle ki, Korkmaz’ın “Biofarma İlaç Sanayi Tic. A.Ş.” firmasının sahibi olduğu eşinin ise, “UROSAN Kimya Sanayi A.Ş.” adında firmasının olduğu kamuoyunca biliyor. https://twitter.com/eacarer/status/1527372949472559104?s=21&t=1Jp5L8XhLqMI-UtAadnwCw

1 yıl önce

Sahte pasaportla Türkiye'ye girmek isterken yakalandı

Avustralya'nın Sidney kentinden kalkan uçakla İstanbul Havalimanı'na inen yolcunun hareketlerinden şüphelenen polis, pasaport kontrolüne geldiği sırada onu durdurdu. Yolcunun verdiği "Ray Thurman" adına düzenlenmiş pasaportun, sahte olduğu ortaya çıktı. FETÖ’cü çıktı Yapılan parmak izi kontrollerinde yolcunun, İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 2019/3578 sayılı "silahlı terör örgütüne üye olma" (FETÖ-PDY) suçundan aranan Yıldıray Ö. olduğu anlaşıldı.

1 yıl önce

İtalya'ya PKK tepkisi: Büyükelçi Marrapodi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı

İtalya'nın başkenti Roma'da bir araya gelen terör örgütü PKK yandaşları, geçtiğimiz günlerde bir yürüyüşte bulundu. PKK'nın sözde gençlik hareketlerince organize edilen yürüyüşte, terör örgütüyle bağlantılı sözde dernek ve grupları simgeleyen bez parçaları taşındı, örgüt elebaşı bebek katili Abdullah Öcalan'ın posterleri taşındı. BÜYÜKELÇİ BAKANLIĞA ÇAĞRILDI Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre Türkiye'nin Roma Büyükelçiliğinin daha önce yaptığı girişimlere rağmen son olarak 4 Haziran 2022'de Roma'da PKK sembolleri ve teröristbaşının fotoğraflarının alenen sergilendiği PKK gösterisinden duyulan rahatsızlığın ifade edilmesi amacıyla İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Giorgio Marrapodi bugün Bakanlığa davet edilerek kendisine Türkiye'nin görüş ve talepleri iletildi.
Türkiye'nin PKK'nın kamusal alana taşan kara propagandasından, sivil toplum kuruluşu görünümü altında gösterdiği faaliyetlerden ve teröristbaşına İtalyan belediyeleri tarafından fahri hemşehrilik verilmesinden duyulan rahatsızlığın dile getirildiği görüşmede ayrıca, terör örgütünün ve yandaşlarının bu tür eylemlerinin engellenmesi yönündeki talebin tekrarlanarak, İtalyan hükümetinin terörle mücadele hususundaki sorumluluğu vurgulandı.

1 yıl önce

AP'nin Türkiye raporu... Dışişleri Bakanlığı’dan sert tepki: Sığ ve vizyonsuz bir yaklaşım!

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle: Avrupa Parlamentosu’nun (AP) tavsiye kararı niteliğinde olan 2021 Yılı Türkiye Raporu, 7 Haziran 2022 tarihinde AP Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir. Ülkemiz ve AB arasındaki ilişkilerin karşılıklı çabalarla güçlendirilmesi ihtiyacı ortadayken, AP’nin sığ ve vizyonsuz bir yaklaşımla bu ihtiyacı görmezden gelerek, raporda önyargılı ve gerçeklikten kopuk değerlendirmelerde bulunmasını kabul etmiyor ve reddediyoruz. AP’den öncelikli beklentimiz, dar görüşlü çevrelerin gündemine alet olmaması ve katılım müzakere sürecinin canlandırılması için AB kurumlarına yönelik teşvik edici bir tutum sergilemesidir. Maalesef AP bugüne kadar bunun tam tersi bir tutum takınmıştır. Terör örgütü üyelerinin AP içerisinde yuvalanmalarına ve terör propagandası yapmalarına dahi müsamaha gösteren AP’nin bu tutumu aslında şaşırtıcı da değildir. AP böylece Türk kamuoyu nezdinde hem inandırıcılığını hem de güvenirliğini yitirmiştir. Bu nedenle, raporda yer alan ülkemize dair demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına ilişkin iddialar ile Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında bir iki AB üyesinin dar görüşlü çıkar sağlama çabalarını yansıtan temelsiz görüşlerin bizim için hiçbir hükmü bulunmamaktadır. Bizim AB’den beklentimiz, öncelikle tüm AB kurumlarının Türkiye’ye yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesi, bu çerçevede katılım sürecinin canlandırılması, Vize Serbestisi Diyaloğu’nun hızlandırılması, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerinin başlatılması, terörle mücadelede işbirliğinin artırılması, göç işbirliği kapsamında özellikle Gönüllü İnsani Geri Kabul Planı’nın hayata geçirilmesidir. Bu konularda atılacak adımları teşvik etmek yerine, Türkiye’yi sığ bir bakış açısıyla değerlendiren bu Rapor AP’nin gerçeklerden kopuk, ideolojik ve yanlı tutumunun yeni bir örneğini teşkil etmekte ve sadece AP’nin itibarını zedelemektedir.

1 yıl önce

Ömer Çelik'ten AP'nin Türkiye raporuna sert tepki

Avrupa Komisyonu'nda Türkiye hakkında hazırlanan 2021 yılı raporu, 67’ye karşı 448 oyla kabul edildi. Raporda, Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve temel haklar gibi konularda endişelerin sürdüğü kaydedildi. "Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs meselesinde Yunan-Rum tezlerini esas alan bir yaklaşım" Konuyla ilgili açıklamada bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sert tepki gösterdi. "Avrupa Parlamentosu yine gerçeklerden kopuk ve sorumsuz bir Türkiye raporu hazırlamış" diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs meselesinde Yunan-Rum tezlerini esas alan bir yaklaşım sergilemişler. AP göçmenler konusunda üstüne düşenleri yapmayan Avrupa ülkelerini eleştiren ve Türkiye’ye teşekkür eden bir tutum içinde olmalıdır. Ayrıca Türkiye’ye verdiği sözleri yerine getirmeyen AB kurumlarına dönük somut eylem planı önermelidir. "Türkiye eleştirisi yapan bir yaklaşım sağlıklı değildir" Eleştirdiği konularda Türkiye ile demokratik dayanışma üretmek yerine sadece Türkiye eleştirisi yapan bir yaklaşım sağlıklı değildir. Demokratik kavramları dar bir bakış açısıyla birer siyasi kaldıraç gibi kullanmak bencil bir yaklaşımdır. AP demokrasi ve dış politika konularında diyalog ve ahde vefa temelinde somut demokratik dayanışma mekanizmaları üretmelidir. Sömürge komiseri diliyle yapılan bencil değerlendirmelerin bir anlamı yoktur. Cumhurbaşkanımız AB tarafından Türkiye’ye verilen ve tutulmayan sözleri kapsamlı bir şekilde sık sık dile getirmektedir. AB kurumlarının sözlerini tutmayan bencil siyasetleri, Avrupa Parlementosu’nun öncelikli gündemi olmalıdır" Türkiye'ye yönelik sert ifadelerin kullanıldığı raporda öne çıkan başlıklar Rapor, son yıllardaki tüm raporlar gibi Türkiye'ye yönelik oldukça sert ifadeler ve eleştiriler içeriyor. Raporun öne çıkan başlıkları şu şekilde: Türkiye'de demokrasi, hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklere saygı alanlarında elle tutulur ilerleme kaydedilmediği belirtiliyor. Bu olmadan da AB ile üyelik müzakerelerinin yeniden başlama şansı olmadığı mesajı veriliyor. Raporda Türkiye'deki mevcut ekonomik durum "kaygı verici" olarak tanımlanıyor. Cumhurbaşkanlığının bağımsız olması gereken Merkez Bankası ve İstatistik Kurumu gibi kurumlara müdahale ettiği belirtiliyor ve bu kurumların bağımsızlığının AB üyeliği için vazgeçilmez kriterler olduğu hatırlatılıyor. Geçen yıl olduğu gibi bu yılda raporda üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınması isteniyor. Raporda Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile "tam dayanışma" mesajı verilirken, Ankara'ya da "Kıbrıs'ta iki devletli çözüm önerisinden vazgeç" mesajı veriliyor. Ankara'ya bir kez daha "Ermeni soykırımını tanı" çağrısında bulunulurken, Erivan ile Ankara arasındaki son zamanlarda yürütülen diyaloğun olumlu görüldüğü de belirtiliyor. Türkiye ve AB'nin Kafkasya, Suriye, Irak ve Libya politikalarının "çeliştiği" not ediliyor. Ankara'nın Suriye ve Irak topraklarındaki askeri operasyonları kınanıyor. Dış politikaya geniş yer ayrılan raporda, Ankara'nın, aday ülkeler arasında AB'nin dış ve güvenlik politikasına "en uzak ülke" olduğu belirtiliyor.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı’nın ‘GÖÇİZDER’ raporu ortaya çıktı! AB fonları Kandil’e aktarılmış

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı DİAYDER isimli PKK terör örgütüne eleman devşirip örgüt adına faaliyet gösteren derneğe yaptığı operasyonun ardından bu kez yine PKK terör örgütü adına faaliyetlerde bulunan Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER)‘e 5 Haziran tarihinde bir operasyon düzenlendi. Sabah’taki habere göre; İstanbul merkezli 5 ilde, terör örgütü PKK’nın amaç ve hedefleri doğrultusunda faaliyet gösterdiği tespit edilen GÖÇİZDER yönelik operasyonda gözaltına alınan 22 şüpheli gözaltına alındı. Sözde derneğin özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan göçlerin sözde devletin baskısı sonucu meydana geldiği izlenimi vererek göç eden ailelerin yanında olduğu izlenimiyle örgüte dâhil etmeye çalıştıkları ortaya çıktı. ASIL AMAÇ TÜRKİYE’Yİ ULUSLARARASI ARENADA ZOR DURUMA SOKMAK Avrupa Birliği tarafından yüksek meblağlarla fonlanan örgütün, özellikle dağda çocuklarını kaybetmiş ailelere (DEĞER) yönelik yürüttüğü faaliyetleri mercek altına alındı. Göç İzleme Derneği’nin asıl amacının PKK/KCK terör örgütü güdümünde faaliyet yürüten, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden yaşanan göçlerin sözde Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından yapılan baskı ve zulümler nedeniyle olduğunu savundukları belirlendi. Göç eden aileleri sözde yardım ve dayanışma adı altında devlet aleyhine kışkırtan, ayrıca örgütün göç eden ailelerinin yanında olduğu imajı vererek örgüte bağlılığını arttırmaya çalıştıkları ortaya çıktı. Örgütün asıl amacı ise bu faaliyetlerle Türkiye’yi uluslararası arenada zor duruma düşürmek. AB FONLARI KADROLU ÖRGÜT MENSUPLARINA AKMIŞ Dernek PKK/KCK terör örgütü Avrupa çatı yapılanması Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) baskısı ile Türkiye’de faaliyete geçirmek üzeri sundukları sözde projelerin Avrupa Birliğince kabul gördüğü ve belirtilen derneğe bu projelerde kullanılmak üzere yüksek meblağlarda döviz yardımında bulunulduğu saptanan deliller arasında yer aldı. Avrupa Birliğinden gelen fonların ise kadrolu örgüt mensupları olarak tabir edilen deneyimli örgüt mensuplarının finansmanında kullandığı eylem ve etkinliklerde kullanılan materyallerin maliyesinin bu kanaldan sağlandığı belirlendi. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN RAPORU DERNEĞİN ÖRGÜT FAALİYETLERİNİ DEŞİFRE ETTİ 2020 yılında İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçileri tarafından hazırlanan raporda sözde derneğin usulsüz faaliyetleri şu şekilde sıralandı; – Dernekler tarafından tutulacak defter ve kayıtlar ile ilgili usul ve esaslar yönetmeliğe uygun tutulmadığı, – Hibe ile alınan paranın bildirim yapılmadan önce bir kısmının kullanıldığı, – Dernek tarafından yayınlanan ve basım yılı ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmayan Türkiye de Yerinden Edilenlere Yönelik Hak Arama Kılavuzun isimli süresiz yayında PKK/KCK terör örgütü propagandası yapıldığı tespit edildiği belirtilerek suç duyurusunda bulunuldu. HER BÖLGE İÇİN ÖZEL FAALİYET DEFTERİ TUTTULAR İstanbul Emniyeti tarafından derneğe yapılan operasyonda özellikle örgütün DEĞER ailelerinin örgütle ilişiğini kesmemek adına çalışmalar yürüten faaliyetler yapıldığı, ayrıca bu faaliyetlerle ilgili özel defterler tutularak isimlendirildiği ortaya çıktı. İl il özel çalışma yaparak örgütsel faaliyet yürüten sözde derneğin, cezaevinde yatan örgüt mensuplarının aileleri için ayrı, doğu ve güneydoğu Anadolu’da göç etmeyi düşünen aileler için ayrı yürüyüş ve eylemler için faaliyete sokmak istedikleri kişiler için özel çalışma defterleri ele geçirildi. ESKİ DERNEK BAŞKANININ FAALİYET HARİTASI ÖRGÜTTEN Gözaltına alınan derneğin eski başkanlarından Songül Köse’nin PKK terör örgütünün bütün unsurlarının kontrol ederek aralarında koordinasyon sağlayan ve örgüt adına yapılan tüm legal ve illegal eylemleri organize ettiği belirlendi. Köse’nin faaliyetleri arasında cenaze üzerinden örgütün propagandasını yapmak, ölen örgüt mensuplarının ailelerine maddi yardımda bulunmak, ölen örgüt mensupları ile ilgili sinevizyon anma ve taziye gibi programlar düzenleyerek hem ölen örgüt mensubunun ailesini hem de yapılan ajitasyon ile diğer çevreleri örgüt etrafında kenetlemek olduğu tespit edildi. 2.2 MİLYON LİRALIK FONU ÖRGÜTE AKTARDILAR Savcılığın derneğin, 2018 yılından itibaren Avrupa Birliği fonlarından hibe alabilmek için göç konularını esas alan çok sayıda Avrupa birliği projesi hazırladıklarını, Avrupa Birliği fonları kapsamında 2018 yılında 320 bin Euro (o dönemki kurla 1 milyon 936 bin lira), 2019 yılında 350 bin lira hibe aldıklarını belirledi. Toplamda 2 milyon 286 bin lira hibe alan derneğin, daha sonra 350 bin Euro hibe alınması planlandığı, fonların kadrolu örgüt mensuplarına aktarıldığı saptandı. KOD ADI: PINAR GÖÇİZDER’in başkanı Kamile Kandal’ın ise Pınar kod adıyla örgütte anıldığı ve AB’den alınan fonların şu şekilde örgüt adına harcandığı ortaya çıktı. Bu kapsamda Avrupa birliğinden alınan hibeleri masraf, fatura, banka hesap hareketleri üzerinden üyelerine ve anlaşılan kurumlara aktarıp masraf gösterdiği, akabinde üye ve kurumlardan bağış alarak gelen paranın dernek tarafından serbest harcanacak gelirine aktarıldığı tespit edildi. Derneğin Avrupa Birliği’nden aldığı hibeleri çeşitli muhasebe hareketleri ile kendi dernek hesabına aktardığı devamında ise üyeler aracılığı ile PKK/KCK terör örgütünün önem arz ettiği ve terör örgütünün ‘DEĞER AİLESİ’ olarak kabul ettiği ailelere ve cezaevinde tutuklu bulunan örgüt mensuplarına aktardığı anlatıldı. 16 KİŞİ TUTUKLANDI İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda yakalanan 22 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlanırken, şüphelilerden 16’sı tutuklandı, 6’sı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Öte yandan savcılığın yürüttüğü soruşturma devam ediyor.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 18 19