01 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

İran sınırında atların sırtında 215 adet av tüfeği ele geçirdi

Edinilen bilgiye göre, Van İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri ile Başkale İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, silah kaçakçılığı yapmak isteyen İranlıların, Başkale ilçesi Sualtı Mahallesi’ne geldiği duyumu alınması üzerine bölgeye operasyon düzenlendi. Kaçakçıların kaçtığı istikameti tespit eden jandarma, yoğun kar ve tipi altında takibe başladı. Kaçakçıların ve atların ayak izleri tespit edilerek yapılan takipte, jandarma tarafından izlendiklerini fark eden kaçakçılar atları ve yüklerini bırakarak kaçtı. Bölgede yoğun kar yağışının etkisiyle bazı atların yarıya kadar kar içinde kaldığı görüldü. Yapılan operasyonda çok sayıda mühimmat ve silah ele geçirildi. Atların üzerine yüklenmiş çuvallarda, piyasa değeri 742 bin lira olan 215 adet av tüfeği ile çeşitli tipte 4 bin 590 adet tabanca mermisi ele geçirildi Kaçak silahlara el konulurken, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı.

2 yıl önce

CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınacak 655 kişinin, İYİ Parti ve CHP teşkilatlarından seçildiğini söyledi

CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, katıldığı yayında CHP'li belediyelerdeki kadroların ittifak ortakları arasında bölüşüldüğünü söyledi. Kanal V ekranlarında açıklamada bulunan Cengiz, "Şu anda büyükşehir belediyemiz 655 kişilik bir ilan çıktı. Yedinci ayda açıklanan tasarruf kararnamesi gereği yeni bir alım yapma şansı yok. Emekli olan, istifa eden veya vefat edenlerin yerine boşalan kadrolara İŞKUR'dan ilana çıkıyorsun. Başvuru 20 binin üzerinde." diyerek işçi alımıyla ilgili bilgilendirme yaptı. "ARAMIZDA KONUŞUP HALLEDİYORUZ" Daha sonra kontenjan paylaşımı itirafında bulunan Cengiz, "Belediye başkanımızla yaptığımız istişarelerde tabi ki burada İYİ Parti'nin de var, belediye başkanlığı meclis üyelerinin de var, partinin de var biz onu aramızda konuşup adaletli bir şekilde ihtiyaca göre kendi aramızda konuşup hallediyoruz. Kavgamız dövüşümüz yok." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

EGM: “Yağ fiyatları” üzerinden provokatif ve dezenformasyon içeren  paylaşımlarda bulunan 45 hesap hakkında işlemlere başlanılmıştır

Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklama şöyle; Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve bağlı il birimlerince, kanunların verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde, suç ve suçlularla mücadele amacıyla internet ortamında 7/24 esasına göre sanal devriye faaliyetleri yürütülmektedir.   Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında, Twitter isimli sosyal medya platformu üzerinde “Yağ fiyatları” üzerinden provokatif ve dezenformasyon içeren  paylaşımlarda bulunan 45 hesap hakkında işlemlere başlanılmıştır.

2 yıl önce

Sosyal demokratlarda ırkçılık salgını! CHP’li Fikri Sağlar’dan skandal paylaşım

Tüm dünya Ukraynalı mültecilerin dramıyla sarsılırken bazı Avrupa ülkelerindeki ırkçı çıkışlar duyanları hayrete düşürmüştü. “Bunlar Suriyeliler gibi değil; sarı saçlı, mavi gözlü, o yüzden sahip çıkmalıyız” sözleri hala gündemdeki yerini korurken pek çok Avrupalı ülke Ukraynalı mültecilere kapılarını sonuna kadar açtı. BM verilerine göre Avrupa ülkelerine geçen Ukraynalı mülteci sayısı 3 Milyon’u geçti. TÜRKİYE’DE IRKÇILIK GÖREVİ SOSYAL DEMOKRATLARDA Avrupa’da büyük tepki çeken ırkçı söylemlerin bir benzeri de son günlerde Türkiye’de sosyal demokrat kimlikleriyle tanınan isimlerden yükselmeye başladı. CHP’li Hatay, Bolu, ve Mersin belediye başkanlarının Suriyeli mültecilerle ilgili skandal çıkışlarına bugün CHP’li eski bakan Fikri Sağlar da katıldı. Son aylarda hakkındaki yolsuzluk iddialarıyla zor zamanlar geçiren CHP’li Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Esed’in katliamından kaçarak Türkiye’ye sığınan mültecilerle ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: “Hatay’ın nüfusu 1 milyon 670 bin. Resmi verilere göre 500 bin civarında Suriyeli var. Ama gayri resmi sayı 800 binin üzerinde. Yaklaşık her 2 kişiden biri Suriyeli. Hatay’daki doğumların yüzde 75’ini Suriyeli kadınlar yapıyor. Yeni doğan her 4 çocuktan 3’ü Suriyeli. Savaş psikolojisi hormonları bozmuş. 11 ayda doğum yapan, 6 yılda 6 çocuk yapan Suriyeli kadınlar var. Çoğunun 3-4 eşi var ve hepsi de çok çocuk yapıyor. Demografik yapı bizim aleyhimize gelişiyor. 12 yıl sonra belediye başkanının Suriyeli olması hiçbirimizin hoşuna gitmez. Böyle giderse şu anda belli ilçelerimizde belediye başkanlığına aday olsalar rahatça kazanırlar” BÜYÜK TEPKİ TOPLAMIŞTI Hatay Belediye Başkanı Savaş’ın resmi rakamları çarpıtarak yaptığı açıklamada kullandığı dil büyük tepki çekmişti. Suriyeli kadınlar için ‘hormonları bozulmuş, sürekli doğuruyorlar’ ifadesi partisi CHP içinden bile büyük tepki almıştı. Savaş’ın sanki Hatay’da yaşayan tüm Suriyelilere vatandaşlık verilmiş gibi yaptığı bu ırkçı çıkış gerçekleri yansıtmıyor. Tüm Türkiye’de 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla toplam 193 bin 293 Suriyeliye vatandaşlık verildiği geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanı Soylu tarafından açıklanmıştı. AKIMA FİKRİ SAĞLAR DA KATILDI CHP’li eski bakan Fikri Sağlar da tıpkı Lütfü Savaş gibi sosyal demokrasi ilkelerini çiğneyerek savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan mültecileri hedef alan ırkçı bir paylaşım yaptı. .. Devlette bakanlık vazifesi yapmasına rağmen, devletin resmi rakam ve açıklamalarını görmezden gelerek Afgan mültecileri hedef tahtasına koyan Sağlar, CHP içinde ve Mersin teşkilatında ‘istenmeyen adam’ ilan edilmişti. Sağlar’ın bu çıkışıyla Türkiye’de ırkçılığın bayraktarlığını yapan Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’ne göz kırptığı, CHP’liler tarafından iddia ediliyor. FAŞİST ZİHNİYET Eski bakan CHP’li Fikri Sağlar’ın faşist ve anarşist çıkışları, daha önce de Türkiye’de ve partisi içinde yoğun eleştiri almıştı. “Türbanlı hâkim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var. Bazıları militanca ve ideolojik takılıyor, bununla mücadele edilmeli” sözleri hala hafızlarda olan Sağlar’ın geçtiğimiz aylarda yaptığı anarşizm çağrısı da tepki çekmişti.

2 yıl önce

İngiltere'de akaryakıt fiyatları yine rekor seviyede

İngiltere’nin Eastbourne kentinde benzin fiyatı 1.64 sterlin olurken, dizel akaryakıtın litresi ise 1.74 sterline yükseldi. Geçen ay yapılan zamla 55 litrelik bir araç 81.41 sterline akaryakıt alırken yeni zamlarla birlikte bu rakam 90 sterline yaklaştı. İngiliz Otomobil Kulübü (RAC) sözcüsü geçen ay yaptığı açıklamada, Rusya'nın Ukrayna operasyonunun akaryakıt fiyatlarına doğrudan etkisi olduğunu açıklamış, enflasyon oranlarının da son 30 yılın en yüksek seviyesine çıkarak 7 barajını aşacağını dile getirmişti. Geçen yıl yaşanan araç kullanan şoför eksikliğinden kaynaklı olarak akaryakıtta bazı aksaklıklar meydana gelirken, Londra da bulunan bazı akaryakıt istasyonlarında pompa istasyonlarının tamamının açılmadığı görülmüştü.

2 yıl önce

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Landrut: Değişen uluslararası dengeler Türkiye ile ilişkimizde çok ciddi fırsatlar oluşturabilir

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, yaklaşık 1 ay önce Rusya'nın gerekçe göstermeksizin Ukrayna'ya karşı askeri operasyon başlattığını söyledi. Bu süreçte ciddi kayıpların yaşandığını ifade eden Meyer-Landrut, "Ukrayna halkı bu süreçte ciddi bir felakete sürüklendi. Bu şartlar altında Ukrayna'ya destek olmak son derece önemli. Rusya'yı kınamak ve durdurmak için de elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekir." dedi. Türkiye'nin bu süreçteki tutumunu da değerlendiren Meyer-Landrut, şunları kaydetti: "Bildiğiniz gibi Brüksel'de NATO Zirvesi gerçekleştirildi. Türkiye de bu süreçte son derece önemli bir müttefik ve NATO'nun parçası. NATO'nun da karar alma süreçlerinde Türkiye, NATO'nun çalışmalarını destekledi. Bu süreçlerde dayanışma çok büyük önem arz ediyor. Türkiye'nin Ukrayna'ya destek olduğunu, Rusya'yı kınadığını da görüyoruz. Ayrıca Montrö Sözleşmesi'nin boğazlardaki geçişle ilgili maddeleri de bu noktada büyük önem arz ediyor. Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna'daki tarafların bir araya getirilmesi, görüşmelerinin sağlanması konusunda önemli bir rol oynadığını, önemli bir aktör olduğunu görüyoruz." Birlikteliğin önemine işaret eden Meyer-Landrut, "Şu noktada hepimizin birlikte olması, birlikte hareket etmesi gerekiyor. Saldırıyı birlikte kınamamız, saldırıya karşı birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Ayrıca Ukrayna'nın verdiği mücadeleye birlikte destek olmamız gerekiyor. Tüm bu alanlarda Türkiye'nin son derece önemli olduğunu söyleyebilirim." ifadelerini kullandı. Meyer-Landrut, Türkiye'nin AB sürecine ilişkin de "Baktığımız zaman çok ciddi anlamda uluslararası dengelerin değişmekte olduğunu, jeopolitik anlamda çok büyük sarsıntılar yaşanmakta olduğunu görüyoruz. Bunlar aynı zamanda çok ciddi fırsatlar da yaratabilir, Türkiye ve AB arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi anlamında. Ben her iki tarafın da bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmesini umuyorum." diye konuştu.

2 yıl önce

Şeker fiyatlarındaki fahiş artış... Devlet Bahçeli: Stokçulardan hesap sorulmalı

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar... Biliyor ve inanıyoruz ki tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur. Fikir ırmağında ıslanmış her söz önümüze koyulan taştır. Fikrimiz köklüdür, fedakarlığımız aşkındır. Biz ne yapacağını, nereye ulaşacağını bilen ve bu doğrultuda bıçkın bir iradeyle mücadelesini sürdüren Türkiye sevdalılarıyız. MHP'nin vizyonu kısıtlı, kırılgan bir çerçevede tanımlanamaz. Milletimiz ne diyorsa sözümüz odur. 2023 Türkiye'nin kader ve karar yılı, aynı zamanda tarihsel kavşağıdır. Bu bilinçle siyasi faaliyetlerimizi günden güne yaygınlaştırıyoruz. MHP'yi itibarsızlaştırmaya, oy oranının düşüşte olduğunu göstermeye çalışan kim varsa 2023'te nal toplayacak, bozguna uğrayacaktır. Algı operasyonları bize sökmez. Sipariş ve yalan anketler doğru duvarı yıkmaya, milletin iradesine ket vurmaya yetmez, yetmeyecek. Aziz milletimizin iradesi üzerinde hiç kimse ambargo koyamayacaktır. Bizim anketimiz 85 milyon Türk vatandaşının duasıdır, güzel bakışıdır. Bizim hakkımızda tek söz ve karar sahibi büyük Türk milletidir. MHP, Türk milletinin gür sesi, parlak geleceğinin müjdesidir. Biz Türkiye'nin her yerindeyiz, biz vatanımızın her yöresindeyiz. Adım Adım 2023, İlçe İlçe Aydınlatma ve Anlatma Toplantılarımızı geçtiğimiz hafta sonu tamamladık. CHP'nin sandıktan 1. çıktığı 6 il 125 ilçede bu partinin gerçek emel ve hedeflerini açık seçik paylaştık. Parti yönetiminin ne hallere düştüğünü üstüne basa basa ifade ettik. 131 seçim bölgesinde CHP'nin yakalandığı iflah olmaz hastalığı detaylarıyla anlattık. Çalışmalara katılan siz değerli milletvekili arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Allah nasip ederse Ramazan Bayramı'nı müteakiben kalan ilçelerimizi ziyaret edip aynı şevkle mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu suretle 2023 hedeflerimizi, ülkemiz üzerinde oynanan oyunları aktaracağız. Güçlü siyaset diyeceğiz, kutlu emanete hep birlikte sahip çıkacağız. MHP'nin teşkilatları birbiriyle bağlantılı, farklı siyasi programı başarıyla yerine getirmiştir. Biz çok bilen değil, çok seven ve çalışan, çok inanan bir davanın mensuplarıyız. Gücümüz millet, güvencemiz devlettir. Zillet kervanının önü kesilecekse onun yegane yolu MHP ile Cumhur İttifakı'nın tavizsiz emsalsiz mücadelesidir. Geçtiğimiz hafta sonu MHP'li belediye başkanlarımızla Antalya'da bir araya gelerek ufuk açıcı bir toplantı sürecini gerçekleştirdik. Belediye başkanlarımızın duruşları, tutumları, hem sevindirici bir gelişme hem de gelecek için umut verici demokratik bir fırsat olarak teyit edilmiştir. MHP ve Cumhur İttifakı, Türkiye'nin istikbal aydınlığıdır. Biz 2023 yılının haziran ayına kadar durmayacağız. Sürekli bir adım önde olmanın gayesi ve gayreti içinde olacağız. Fitnecilerin tuzaklarına takılmayacağız. Biz muazzam bir tarihi özümseyerek, Türkiye ve Türk milletinin muasır medeniyetlerin üstüne çıkarmaya Cumhur İttifakı olarak sonuna kadar varız ve buna da kararlıyız. RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA 34. GÜN Daha adil, daha dengeli, daha hür bir hayat kuşku yok ki her insanın amacıdır. Sosyal gerilimler, siyasal anlaşmazlıklar, huzur ümitlerini sistematik olarak baltalamaktadır. Terörizmin sancıları, başarısız devletlerin savrulmaları, düzensin göçlerin neden olduğu sorunlar artık coğrafyayla bağlantılı değildir. Bugünkü dünya tablosunda sayıları 85 milyona ulaşan mülteci durumuna düşmüş, yurtlarından ve yuvalarından kopmuşlardır. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Türkiye'ye sığınanların sayısı 60 bini bulmuştur. Silahların konuştuğu yerde insanlık susmaktadır. Elbette haklı bir bahanesi olmayan hiçbir savaşın kazananı olmayacaktır. Neticesi ne olursa olsun her savaşın kaybedeni insani değerlerdir. Rusya dünya doğal gaz rezervlerinin dörtte birine sahiptir. Küresel gıda ihracatının neredeyse yüzde 25'i Rusya'nın tekelindedir. Rusya ve Ukrayna hükümetlerinin buğday ihracatını durdurduklarını açıklaması bazı ülkeler için felaket habercisidir. Küresel ticaretin sekteye uğraması, ekonomik faaliyetlerdeki daralmalar, beka düzeyinde bir tehdittir. Türkiye'nin 3 ana başlık altında acil ve stratejik tedbirler alması milli bir zaruret olarak karşımızdadır. Gıda güvenliğinin sağlanması şarttır. Konuyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamaları milletimizi rahatlatmaktadır. Hem doyacağız, hem doyuracağız, hem de kendi kendimize yetebilen bir ülke olacağız. Çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Tarım sektörünün teknoloji kullanabilen, ihracat kapasitesi yüksek bir yapıya kavuşturulması esastır. Üretici örgütlerinin güçlendirilmesine, pazarlama ağlarının genişletilmesine ağırlık verilmelidir. Ülkemiz şartlarına uygun yüksek verim ve kalitede tohum, fide, fidan üretimi desteklenmelidir. "TARIM KENTLERİ KURULMALI" Tarım kentleri kurulmalıdır. Ülkemizde gıda güvenliği çağdaş normlara ulaştırılmalıdır. 2. stratejik tedbir olarak enerji arz güvenliğinin temin edilmesidir. Bizim enerji politikamızın temel amacı şudur; Yerli enerji kaynaklarının verimli kullanılması, yeni enerji teknolojilerinin üretecek yetkinliğe ulaşılması. Karadeniz'de keşfedilen doğal gaz kaynağı, Doğu Akdeniz'de bulunacak yüksek rezerv ülkemizin elini güçlendirecektir. Türkiye hiç kimseye el açacak, ona buna minnet edecek bir ülke değildir. Türkiye tahıl harmanıdır. Milli seferberlik ruhuyla stratejik tehditlerin önüne geçilmesi herkesin müşterek görevidir.  ŞEKERDE STOK TARTIŞMASI Ayçiçek yağından sonra şeker fiyatlarında yaşanan artışların gerçekçi bir dayanağı yoktur. 2 hafta içinde 7 liradan 19 liraya çıkması pis bir kumpasın dış bağlantıyla servis edilmesinden başka bir şey değildir. Fiyat artış beklentisi, şeker stoklayan fırsatçıların gözünü hırs bürümesi birden bire şekeri tartışmalı hale getirmiştir. Şu anda şeker eksiği değil fazlası mevcuttur. Dini imanı para olan çıkarcılara mutlaka hesap sorulmalı, bunların yırtık yakalarından tutulmalıdır. Ortalığı karıştırmaya çalışanlar bugün farklı ürünlere bel bağlamışlardır. 2023'e kadar bu karanlık kampanya hız kesmeyecek, farklı boyut ve içeriklere bürünerek tehdide devam edecektir. Bunlar Türkiye'nin karşısına dizilen husumet aktörleridir. Zillete düşüp fiyat artışlarından siyasi propaganda konusu çıkarmaya heves edenleri asla iyi niyetli göremeyiz. İSTANBUL'DA RUSYA-UKRAYNA MÜZAKERESİ  Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın neden olduğu yıkım ve yüksek tansiyon sadece mahut bir bölgeyle sınırlı kalmamış, tesirini pek çok ülkede az ya da çok hissettirmiştir. Türkiye, iki ülke arasında barışın savunucusu, anlaşmanın ve uzlaşmanın arabulucusu olarak tarihi bir rol üstlenmiştir. Bir yanda Putin, diğer yanda Zelenski’nin ülkemizin tutumuna, sürdürdüğü diplomatik performansa güven duyduğu anlaşılmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya Devlet Başkanı Putin ile en son telefon görüşmesinde, iki ülke müzakere heyetlerinin bir sonraki toplantısının İstanbul’da yapılması hususunda görüş birliğine varılmıştır. Ukrayna da bu gelişmeye sıcak yaklaşmıştır. Kremlin Sözcüsü ise, Rusya ve Ukrayna arasındaki barış görüşmelerinin bugünden itibaren başlayabileceğini açıklamıştır. Bu tarihi nitelikli görüşmenin şu sıralar Dolmabahçe'de başlayacağı anlaşılmaktadır. Ateşkes ve barış arayışlarının İstanbul'da ele alınacak olması bizleri umutlandırmış, Türkiye'nin tarafsız politikalarıyla güvenilir bir ülke olduğunu tescillemiştir. Dileğimiz Putin ile Zelenski'nin yüz yüze görüşmelerini İstanbul'da yapmalıdır. Biz çatışmaların son bulmasını, statükonun yeni baştan ele alınmasını arzuluyoruz. Geçmişte Rusya yanlısı olarak mangalda kül bırakmayanlar bugün 1 numaralı Amerikancı kesilmişlerdir. İstanbul Dolmabahçe rıhtımına demirleyen ABD'nin 6. filosuna 17 Temmuz 1968'de saldıranlar utanmadan, sıkılmadan o filonun tayfası, kurşun askeri haline gelmişlerdir. Bunların dünü mü doğruydu? Bize göre bu namertlerin dünü de yanlıştı, bugünü de yanlıştır. Yeri gelir Rusya yanlısı yeri gelir ABD taraftarı olurlar ancak Türkiye'yi hayatlarında ağızlarına alamazlar. Türkiye nerede duruyorsa bunlar karşısında yer alır. Biden devşirmelerinin emperyalizmin kuklalarının, ülkelerimize yönelik kurulmuş tuzak olduğunu artık hiç kimse yok sayamaz. İşte CHP bunların topal siyaset ayağıdır. Zillet İttifakı'nın Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta Batı bloğuna kandaşlık yapması sırf göze girmek üzere şekillenmiş küstah ve köhne bir sapmadır. Bunlara gelin Türkiye'nin haklarının savunun derseniz öncelikle neyi kazanıp neyi kaybedeceklerine bakarlar. Vatan ve millete yan bakanlara sessiz ve seyirci kalmak şerefli ve onurlu bir davranış mıdır? Biz hiç kimsenin milletine bakmadan, derisinin rengine odaklanmadan ilkelerimiz ne diyorsa Türkiye'nin hakları ne gerektiriyorsa siyasetimizi ona göre belirliyor, ona göre hareket ediyoruz. Biden hem hukuktan hem demokrasiden söz açıp da ülkelerin rejimlerinin değişmesini ne hakla isteyebilmektedir? Dün Türkiye'yi hedef alan Biden'ın bugünkü hedefi Rusya'dır. Okyanusun karşı kıyısından bakınca Türk ve Müslüman çocuklarının ölümü masum bir vaka olarak mı görülüyor? Biz hiçbir ülkenin yanında veya karşısında değiliz, olamayız, olmamalıyız. ABD bu savaştan rahatsız değildir, bilakis uzamasından yanadır. Stratejik çıkarlarına uyan budur. Serseri mayınların kimlerin tuzağı olduğu, işin özünde muamma değildir. Çok dikkatli, temkinli olmak hayati derecede mühimdir. Kanlı savaş NATO'ya yeni bir ruh katmış, öldüğü söylenen beyin yeniden çalışmaya başlamıştır. 6 PARTİNİN SİSTEM TOPLANTISI Zillet ittifakı partileri gündemin gerisinde kalmanın zannediyorum telaşına kapılmış olacaklardır ki, yeni bir toplantıyla günü kurtarmanın peşine düşmüşlerdir. İkinci 28 Şubat bildirisinin toz bulutu içinde zillet ittifakı Türk polisine işkenceci diyen devasız ve edepsiz zihniyetin ev sahipliğinde, ama bu defa Atatürk posterinin duvara asıldığı bir odada, yine yuvarlak masa etrafında bir araya gelmişledir. Daha önceki toplantılarını 6+1 formatında yapan bu partiler, şimdi Kuytulcuları da alarak sayıyı 6+2’ye çıkarmışlardır. Masa altına saklanan sabıkalı ve suçlu sayısı böylelikle ikiye ulaşmıştır. Bu ittifakın adı zillet olduğu kadar aynı zamanda Kuytul ittifakı olarak hafızalara kazınmıştır. Gönül ister ki, dürüst olsunlar, mert olsunlar, HDP ile Kuytul’u da yanlarına alarak yuvarlak masanın çapını genişletsinler. Ne var ki yapamazlar, yapmaya yürekleri yetmez. Altı siyasi partinin ortak imzasıyla yayımlanan bildiride yine hiçbir şey yoktur. Kılıçdaroğlu, “altımız da birbirimize benziyoruz”, derken, Allah var ya doğru bir noktaya temas etmiştir. Bizim de dediğimiz aynısıdır. Ancak yedekte bekleyen, masa altında sıkışıp kalan siyasi bölücülerle münafık soytarı Kuytulu da ihmal etmemesi tavsiye ve temennimizdir. Zillet ittifakı partilerinin ortak açıklaması evlere şenlik, trajikomiktir. Altına imza attıkları metnin bir akıl tutulmasına, vahim bir çarpıklığa ve baştan ayağa tutarsızlığa çanak tuttuğu hakikaten belgelenmiştir. Dünya, Türkiye’nin dış politikadaki stratejik ve mukayeseli yükselişini konuşuyorken, bu zillet ittifakı anlaşılan gelişmeleri tribünden izlemekten, gerçekleri itiraf ve ifadeden aciz ve mahrum kalmıştır. Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin, akılcı, tutarlı ve ülkemizin orta ve uzun vadeli stratejik menfaatlerini dikkate alan bir dış politikanın önemini bir kere daha gösterdiğini iddia etmişler ve yüz kızartıcı bir yanlışın faili olmuşlardır. Bunlar hacıyatmaz gibi, düşüp düşüp kalkıyorlar. Ne dediklerini kendileri de bilmiyorlar. Derslerine çalışmıyorlar, densizliklerine aldırmıyorlar. Altı partinin ortak açıklamasında yer bulan bu saçma sapan değerlendirmeye karşı biz de diyoruz ki, hepinize geçmiş olsun, bu yakalandığınız illet hastalık gözünüzü perdelediği gibi, vicdanınızı da pençelemiştir. Yazık size, ayıp size, Türkiye’ye bu kadar mı yabancısınız? Bu zilletin kendine hayrı yoktur, ülkemize hayrı nasıl dokunacaktır? Bunların cüretleri cehaletlerinin eseridir. Kemal Kılçdaroğlu, sözde darbe davalarının sanıklarını tekrar yargılamaktan bahseden selamsız Babacan’ın yüzüne nasıl bakabilmiştir? Buna karşılık cevabı ne olmuştur? Sayın Kılıçdaroğlu, “burunlarından fitil fitil getireceğiz” haykırışını, bu selamsızın gözünün içine baka baka söyle de sözünün arkasında mısın değil misin öğrenelim. Haydi yap da görelim. Yüreğin varsa konuş da gerçek düşünceni bilelim. Birbirlerinin kuyusunu kazan bu ittifakın Türkiye’nin geleceğinde bırakınız söz sahibi olmasını, bunun konuşulması dahi akla ve mantığa bühtandır. Türk milleti bunlara müsaade etmeyecek, 2023 yılının Haziran ayında sandığa gömecektir.   "RAMAZAN, ÜÇ AYLARIN SONUNCUSU, ONBİR AYIN SULTANIDIR" Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan, üç ayların sonuncusu, onbir ayın sultanıdır. Bu hafta sonu müşerref olacağımız bu kutlu ay inananlar için bereket ve bolluk vahası; sabır, merhamet, hoşgörü ve paylaşma mevsimidir. Aynı zamanda ve daha önemlisi, doğru yolun, hak ile batılı birbirinden ayırmanın açık ve parlak bir delili olan yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’in indirildiği aydır. Bu ay içinde muhtaç ve yoksul kardeşlerimiz hatırlanmalı, geliri ve imkanı yerinde olan insanlarımız gösterişe düşmeden bu kardeşlerimize yardım ellerini uzatmalıdır. Bilhassa ekonomik durumu elverişli vatandaşlarımızın, temel gıda ürünlerine erişme zorluğu çeken kardeşlerimize, marketlerden alışverişlerini yapabilmeleri için belirli bir parasal tutarı ihtiva eden “Dayanışma ve Kardeşlik Kartı”nı ulaştırmaları Ramazan ayının mana ve ruhuna müzahir bir davranış olacaktır. Nitekim bu kutlu ay yardımlaşma ve paylaşma ayıdır. Bu manevi sorumluluğu yerine getirmek de hepimizin görevidir. İnsanlığın maruz kaldığı belaların dallanıp budaklandığı bir dönemde, nefis terbiyesine, kalp temizliğine, vicdan tefekkürüne, huzur tecellisine çok ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyaç hali her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Maalesef insanlık tehlikeli bir girdabın ortasında, çözümü gittikçe karmaşıklaşan girift bir bulmacanın odak noktasındadır. Açlık, yokluk, yoksulluk, yolsuzluk, terör kıtalara ambargo koyarken; ilkel dürtüler, ilkesiz yönetimler, iradesiz yöneticiler, itibarsız zihniyetler ne yazık ki beşeriyetin susadığı barış, refah ve huzur ufkunu da kapatmaktadır. Ramazan ayında sabır ve sükûnet içinde orucumuzu tutup ibadetimizi yaparken, manevi muhasebeyi, insanlığın hal ve gidişatını mutlaka gözden ve gönülden geçirmeliyiz. Bilinmelidir ki, hayallerimizin sınırı yoktur. Ülkülerimizin eşi ve emsali yoktur. Duymayan kulaklara, görmeyen gözlere, mühürlenmiş kalplere tekraren hatırlatırım ki: Biz Türk milletiyiz, biz Türkiye’yiz, biz bin yıllık kardeşliğin bakiyesiyiz, binlerce yıllık Türk tarihinin vicdanıyız. Ramazan ayımızın nice manevi güzelliklere vesile olmasını, mükâfatını yalnızca Allah’tan beklediğimiz oruç ibadetimizin kabulünü içtenlikle niyaz ediyorum. Aziz milletimizin, Türk-İslam dünyasının ve siz değerli arkadaşlarımın Ramazan-ı Şerif-i şimdiden mübarek olsun diyorum. Bu kutlu ayın milli diriliş ve manevi toparlanmanın yanında müstahkem bir uyanışın habercisi olmasını temenni ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, başarılarla dolu bir hafta geçirmenizi diliyorum.

2 yıl önce

Adnan Oktar'ın avukatları tutuklandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında üç gün önce gözaltına alınan Adnan Oktar'ın 4 avukatı tutuklandı. Sorgularının ardından İstanbul Adliyesi'ne çıkarılan avukatlar Sinem Mollahasanoğlu, Burak Temiz, Arzu Gül ve Ayşe Toprak "suç örgütü üyeliğinden" tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. İfade ve sorguları gece geç saate kadar süren 4 avukat tutuklandı. Avukatlar, Oktar'ın emir ve talimatlarını dışarıdaki örgüt üyelerine iletmek, müşteki ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayı düşünenlere baskı kurmakla suçlanıyor.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 18 19