30 Nisan Salı 2024
2 yıl önce

Fransa'da 'ayrılıkçı' yasa ile kıyıma devam ediliyor: Denetlenen 89 caminin 3'te 1'i kapatıldı

İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Le Figaro gazetesine verdiği demeçte, "ayrılıkçı" yasası yürürlüğe girmeden önce ülkede "aşırıcıların" bulunduğu 650 yerin kapatıldığı ve 24 bin yerin polis tarafından denetlendiğini belirtti. Kasım 2020'den bu yana "radikalleştiği" iddiasıyla 89 camide yapılan denetlemelerin sonucunda 3'te 1'inin kapatıldığını ifade eden Darmanin, Sarthe, Meurthe-et-Moselle, Cote-d’Or, Rhone ve Gard bölgelerinde 6 caminin daha kapatılması için işlemlerin başlatıldığını aktardı. Darmanin, Strazburg'da İslam Toplumu Milli Görüşüne (IGMG) bağlı Eyüp Sultan Camisinin inşasına, belediyenin iznine rağmen karşı çıktıklarını kaydetti. Bugüne kadar Müslümanlara ait ve "siyasal İslam" çizgisinde olduğu iddiasıyla 5 derneğin kapatıldığı bilgisini paylaşan Darmanin, "ayrılıkçı" yasasının bundan daha fazlasını yapmalarına imkan verdiğini, 4'ü ekimde olmak üzere toplamda 10 derneğin daha kapatılacağını belirtti. Darmanin, "ayrılıkçı" olduğu iddiasıyla 205 derneğin banka hesabına el konulduğu ve 2 imamın sınır dışı edildiği bilgisini paylaştı. "Bize terörü dayatmak isteyenlere terörü yayıyoruz." ifadesini kullanan Darmanin, 2023'ten itibaren ülkeye yurt dışından din görevlisinin gelemeyeceğini, burada bulunanların oturum izinlerinin yenilenmemesi için valilere talimat verdiğini kaydetti. Darmanin, ülkede uyuşturucu kaçakçılığı ve aile içi şiddet gibi nedenlerle ceza alan kişilerin oturum kartlarının yenilenmesini kabul etmediklerini belirtti. Cezayir, Tunus ve Fas vatandaşlarına verilen vize sayısında ciddi seviyede sınırlama getirdiklerini ifade eden Darmanin, bu ülkelerin Fransa'nın sınır dışı ettiği kişileri geri kabul etmelerini sağlamak için bu yola başvurduklarını dile getirdi. Fransa, ağustosta yürürlüğe giren "ayrılıkçı" yasasıyla Müslümanların hayatına müdahale ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor. Yasa ile ele alınan başlıca konular arasında, kamu hizmetinde tarafsızlık ve cumhuriyet değerleri ile prensiplerine uygunluk, çok eşlilik ve zorla evlendirme, uzaktan eğitimin kısıtlanması, özel okulların durumunun gözden geçirilmesi, derneklerin hem faaliyet hem finansal anlamda denetlenebilir olması yer alıyor.

2 yıl önce

Yunanistan Ayasofya'nın camiye çevrilmesini hala hazmedemedi

İstanbul'un fethine kadar 916 yıl kilise, 1453'ten 1934'te alınan kararla müze oluncaya dek cami olarak kullanılan ve 86 yıl müze olarak hizmet veren Ayasofya, geçtiğimiz yılın temmuz ayında Danıştay kararıyla yeniden ibadete açıldı. Dünyada geniş yankı uyandıran kararı, Yunanistan hala hazmedemedi. "UNESCO kurallarını ihlal ediyorlar" Kathimerini'nin haberine göre; Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Kültürel Mirasın Dijitalleşmesine İlişkin 4. Panhellenic Konferansı'na konuştu. Ayasofya ve Kariye Manastırı konusunun her zaman gündemlerinde olduğunu belirten Dendias, "Yunan kültürünün anıtları, Akdeniz'de, Orta Doğu'da ve aynı zamanda Asya'nın derinliklerinde çeşitli ülkelere dağılmış durumda. Maalesef bu miras sürekli tehdit altında. Tabii ki Türkiye gibi temel UNESCO kurallarını ihlal eden ve Ayasofya ve Kariye Manastırı gibi anıtları camiye çeviren ülkeler de dahil" dedi. Bu mirası koruyacağız Hedefin “bu mirası korumak için her türlü çabayı göstermek” olduğuna dikkat çeken Dendias, “Bu bağlamda UNESCO başta olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşlarla görüştük. Aynı zamanda bu konuyu hem ikili hem de çok taraflı olarak gündeme getiriyoruz” ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Birgün gazetesinden 'cami içinde protokol yolu açıldı' yalanı

Birgün gazetesi tarafından bugün "Camiden protokol yolu geçirildi" başlıklı bir haber yayımlandı. Haberde, Afyonkarahisar’da, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İşleyen ve Afyon Belediye Başkanı Zeybek’in katıldığı, “Hafızlık İcazet Merasimi” için caminin içinden protokol yolu geçirildiği öne sürüldü STANDART UYGULAMAYI ÇARPITTI Ancak Birgün'ün çarpıtma yaparak 'protokol yolu' dediği uygulama, hafızların ailelerinin önünden geçerek belgelerini alması için her icazet ve mezuniyet töreninde oluşturulan standart bir gelenek. Açılan yol kadın ve erkeklerin de cami içinde birbirinden ayrılmasını sağlıyor.

2 yıl önce

Filistin, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un El Halil'deki İbrahim Camisi'ne girmesini kınadı

Yaptığı yazılı açıklamada İştiyye, "Herzog'un İbrahim Camisi'ne yaptığı baskını kızıyoruz." ifadesini kullandı. Baskının yansımalarının tehlikesi konusunda uyarıda bulunan İştiyye, Herzog'un Halil kentinde Yahudilerin tarihi hakka sahip olduklarına ilişkin iddialarını da reddetti. İştiyye, Herzog'un açıklamalarının, Müslüman Arap kentine ilişkin sahte gerçekleri, kentin Yahudileştirilmesine yönelik hazırlıkları ve kontrolü daha da güçlendirmek amaçlı olduğuna dikkat çekti. Halil kentindeki halka dair gerçeklere değinen İştiyye, halkının etnik ayrımcılık ve temizliğe maruz kaldığının, kadim beldenin sokakları ve caddelerinin genel karakterinde açıkça görülen asli ahalisinin bir apartheid rejimine boyun eğmesinin istendiğinin altını çizdi. İsrail basınında, Cumhurbaşkanı Herzog'un, 28 Kasım Pazar günü Yahudilerin "Işık Bayramı" kutlamalarına katılmak için El Halil'deki Harem-i İbrahim Camisi'ni ziyaret ettiği bilgisi yer almıştı. İsrail'in 1967'den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria'nın El Halil kentinde bulunan cami, 25 Şubat 1994'te sabah namazını kılan Müslümanların üzerine ateş açan Baruch Goldstein adlı Yahudi fanatiğin eyleminden sonra kapatılmış ve yeniden açıldığında ise yarısından fazlası Yahudilere tahsis edilmiş şekilde ikiye bölünmüştü. Tarihe "El Halil Camii (Harem-i İbrahim) Katliamı" olarak geçen saldırıda 29 Filistinli hayatını kaybetmiş, 150'den fazla kişi yaralanmıştı.

2 yıl önce

MHP'li Yalçın: Türkeş'in gerçek ailesi, MHP camiasıdır

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, "Kurucu liderimiz başbuğ Alparslan Türkeş tarafından MHP ve Ülkücü Hareket'e bırakılan manevi ve siyasi mirasın; vakıf görünümlü bir çatı altında örgütlenen maksatlı çevrelerce istismar gayretlerinin artması üzerine partimizce harekete geçilmiştir. Başbuğumuzun manevi mirasını korumak, adını, davasını ve bizlere emanet ettiği Türklük ülküsünü gerçek varisleri ve sahipleri olarak kıyamete kadar yaşatmak maksadıyla kendisinin adını taşıyan bir vakfın kurulması kararlaştırılmıştır. Türkiye Alparslan Türkeş Siyaset Akademisi Vakfı adını taşıyacak vakfın kuruluş çalışmaları başlatılmış olup en kısa zamanda tamamlanacaktır. Vakfın kısa adı TATSAV olacaktır" dedi. 'MEVCUT VAKFI HİÇBİR ÜLKÜCÜ KABULLENEMEZ' TATSAV faaliyete geçtikten sonra Alparslan Türkeş'i ve onun banisi olduğu Ülkücü Hareketi bundan böyle hiç kimsenin istismar edemeyeceğini kaydeden Yalçın, "Bunu yapan ailesi de olsa; Alparslan Türkeş adının ve geride bıraktığı kutlu mirasın sinsi amaçlar için kullanmasına müsaade edilmeyecektir. Böylece; MHP'nin birlik ve bütünlüğünü bozmayı, Ülkücü Hareket'in tarihi misyonunu engellemeyi, camiamızda ikilik çıkarmayı hedef alan entrikaların döndürülmesi çabalarına son verilmiş olacaktır. Merhum Alparslan Türkeş'in gerçek ailesi, MHP camiası ve ülkücü harekettir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket'te kan bağı değil; can ve inanç bağı, aidiyet hissi ve bilinci esastır. Alparslan Türkeş'in gerçek evlatları onun yolundan hiç ayrılmamış MHP camiasının mensupları ve ülkücülerdir. CHP'li Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a ve Kripto Abla rolünü üstlenmiş Heval Meral'e hizmet eder hale gelen mevcut vakfı, hiçbir ülkücü kabullenemez. Mansur Yavaş vasıtasıyla CHP'nin siyaset değirmenine su taşıyan ve İP Müdiresi Meral Akşener'in kirli emellerine alet olan bir vakfı istemiyoruz. MHP camiası ve Ülkücü Hareket olarak, entrika müstahsili mevcut vakfı tanımıyoruz" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Güney Kıbrıs'taki camiye yönelik saldırıya kınama

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Güney Kıbrıs'taki Larnaka Ulu Camii'ne yönelik saldırıyı kınayarak, 'Kıbrıs Rum Yönetimi'ni bu alçakça eylemlerin tekrarlanmaması için acilen önlem almaya çağırıyoruz' dedi. AK Parti Sözcüsü Çelik, Twitter'daki hesabında yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs'ta bulunan Larnaka Ulu Camii'ne yönelik saldırıyı şiddetle kınadığını belirtti. İslam ve Türk düşmanlığının göstergesi olduğunu belirttiği saldırılara karşı Rum Yönetimi'nin yeterli tedbir almadığını kaydeden AK Parti'li Çelik, "Rum Yönetimi, geçen yıl benzer bir provokatif eylem gerçekleştirildiğinde etkili bir soruşturma yürütmedi. Bunun doğal sonucu olarak yine benzer bir çirkin hadise yaşanmıştır. İslam ve Türk düşmanlığını teşvik edenler bu saldırılardan sorumludur. Kıbrıs Rum Yönetimi'ni bu alçakça eylemlerin tekrarlanmaması için acilen önlem almaya çağırıyoruz. Rum Yönetimi, bu çirkin saldırının faillerini bir an önce yakalayıp, hukuk önünde en kısa sürede hesap sormalıdır" dedi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çocuklarımızı ve gençlerimizi camilerle ne kadar buluşturabilirsek geleceğimize o denli güvenle bakabiliriz

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Diyanet İşleri Reisliği olarak geçen teşkilatın önemi ortaya çıkmaktadır. Din işlerinin en sağlıklı şekilde yürütülmesini sağlamaktadır. Bu kurumumuzu başkanlık düzeyine yükselterek yetkilerini genişlettik. FETÖ ile mücadelemizde Diyanet, çok önemli bir yere sahiptir. Salgın döneminde teşkilat mensuplarımızın büyük bir gayretle ifa ettiği hizmetler takdire şayandır. Sosyal medyada sıkça karşılaştığımız din görevlilerimize yönelik yalan, iftira amacı taşıyan kampanyaların asla moralinizi bozmamasını istiyorum. Bugün de yakın coğrafyalarımız başta olmak üzere pek çok yerde benzer sancılar yaşanmaya devam ediyor. Her ne kadar birileri epeyce süre milletimizi dininde uzak tutmak için uğramışsa da hamdolsun başarılı olamadılar. İlahiyet fakülteleri, imam hatip okulları ile camilerde verilen hasbi hizmetlerle milletimiz inancına sarılmıştır. Son dönemde Avrupa'da ortaya çıkan Peygamberimize yönelik saygısızlıklara karşı en güçlü tepki yine bizim milletimizden yükselmiştir. Benzer bir hadise beklemediğimiz şekilde bizim de başımıza geldi. Suriye'de kontrolümüzdeki okullarda dağıtılmak üzere hazırlanan kitaplarda peygamberimizin tasviri olarak yorumlanacabilecek kimi resimlerin olduğu tepsit edildi. Kitapların dağıtımı durduruldu, imha edilmek üzere toplatıldı. Henüz basılmamış başka kitaplar olduğu belirlendi. Yaşanan rezalette sorumluluğu olan herkesle ilgili soruşturma başlatıldı.  Sorumlu olduğum yönetimde ortaya çıkmasından dolayı ziyadesiyle üzüntülüyüm. Bu vahim durum karşısında inşallah gereken hızla yerine getirilecek. Camilerimize sahip çıkmak, ihya etmek temel görevlerimizden birisidir. Bunun yolu ise buraları tekrar eğitimin, ilim ve irfanın merkezi haline getirmekten geçmektedir. Çocuklarımızı ve gençlerimizi camilerle ne kadar buluşturabilirsek geleceğimize o denli güvenle bakabiliriz. Aynı durum vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı yurtdışındaki yerler için de geçerlidir. Asıl sorumluluğumuz insanların kalbini ve zihnini allah sevgisi ile aydınlatmaktır. Kimi cahil, gafil birilerinin insanlarımızın zihinlerini bulandırmasına da ancak bu şekilde engel olabiliriz.

2 yıl önce

Fenerbahçe camiası şike şaibesinden kurtulurken, o dönemde operasyonu destekleyen Ekrem İmamoğlu'nun sözleri yeniden gündem oldu!

3 Temmuz 2011 tarihinde başlayan 'Futbolda Sözde Şike Kumpası' davasında ceza yargılaması süreci dün sona ermiş; İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu ile diğer isimler hakkında verdiği beraat kararı, Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından onanmıştı. Fenerbahçe camiası şike kumpasından kurtulmanın mutluluğunu yaşarken, şu an İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu'nun Şike Operasyonu 2. dalga gözaltıları sürecinde operasyonu desteklediğine dair açıklamaları bir kez daha gündeme geldi. superhaber.tv’nin haberine göre; Şike davasından beraat eden ve şaibeden kurtulan Fenerbahçe camiasının, o dönemde FETÖ ile birlikte hareket eden ve şike iddiasını güçlü bir şekilde destekleyen Ekrem İmamoğlu'na şimdi nasıl bir karşılık vereceği merak ediliyor. Fenerbahçe'ye düzenlenen şike kumpası sürecinde, terör örgütü FETÖ'nün kanalı Samanyolu'na telefonla bağlanan Ekrem İmamoğlu'nun Fenerbahçe'yi hedef alan açıklamalarını tekrar gündeme geldi. ŞİKE OPERASYONLARINI 'ÇOK OLUMLU BULUYORUM' DEMİŞTİ Samanyolu Tv yayınına katılan Ekrem İmamoğlu, "Bunu olumlu yorumlamanın dışında yapacak çok bir şey yok. Çok olumlu yorumluyorum. Artı söylediğiniz bir şeyin karşılığı olarak yani kanıtlanmıyordu. İspatlanmıyordu diyordunuz. bence öyle söylemeyelim. Bugüne kadar kanıtlanmak istenmiyordu ya da ispatlanmak istenmiyordu diyelim. Dolayısıyla kararlı gidişlerini ve bu süreci yöneten herkesi kutluyorum. İnşallah sonuçlarına en kısa zamanda varılır. Sonuç çünkü çok önemli. Süreç uzadığı taktirde farklı yorumlara başlanır ve gerçekten fayda yerine sıkıntı vermeye başlar. Onun için sürecin çok hızlı işlemesi lazım. Karar mercilerinin hiç bir duygusallığa kapılmadan kararlarını vermesi lazım. Aksi taktirde görüyorsunuz ki UEFA da, FIFA da 'Kesin karar vereceksiniz ve kesinlikle bu işin içinde olanları cezalandıracaksınız şeklinde ihtar gönderdi." diyordu.

1 2 3 4 5 6 7 8